Yazar "Şendağ, Sait" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Haki?ki? Anöstrüs ve Suböstrüslü Düve ve I?nekleri?n Progesterone Releasing Intravaginal Device (PRID) ile Tedavi?si?(Selçuk Üniversitesi, 2001 Nisan) Şendağ, Sait; Çelik, H. Ahmet; Aydın, İbrahim; Çolak, Mehmet; Ümütlü, SeyitBu çalışmada, hakiki an?strüs ve suböstrüslü inek ve düvelerde PRID'in (Progesterone Releasing Intravaginal Device) tedavi etkisi araştırıldı. Araştırma materyalini değişik yaşlardaki İsviçre Esmeri 12 baş anöstrüslü (4 düve, 8 inek) ve 8 baş da suböstrüslü (4 düve, 4 inek) hayvanlar oluşturdu. Hayvanlar, Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü'nde yetiştirilen inek ve düvelerden temin edildi. PRID hakiki anöstrüs ve suböstrüslü hayvanlarda, vaginanın kranialine özel bir aplikatör ile yerleştirildi. PRID bu hayvanlarda 10 gün süre ile vaginada tutuldu. Bu sürenin sonunda, PRID'in uzaklaştırılmasıyla birlikte, tüm hayvanlara 500 mcg Cloprostenol kas içi yolla verildi. Tohumlamalar östr?s takibiyle birlikte, PRID'in uzaklaştırılmasından 48, 72 ve 96 saat sonra, 3 kez yapıldı. Çalışma sonrasında, hakiki an?strüslü hayvanlarda elde edilen östrüs oranı % 91.7, gebelik oranı ise % 81.8 oldu. Suböstrüslü hayvanlardaki östrüs ve gebelik oranları da sırasıyla % 100 ve % 62.5 bulundu. PRID uygulanan tüm hayvanlardaki östrüs oranı % 95, gebelik oranı ise % 73.6 oldu. Sonuç olarak çalışmada, hakiki an?strüs ve suböstrüslü inek ve düvelerdeki PRID'in tedavi etkisi başarılı bulundu.Öğe Hakiki Anöstrüs ve Suböstrüslü Düve ve İneklerin Progesterone Relasing Intravaginal Device (PRID) ile Tedavisi(2001) Şendağ, Sait; Çelik, H. Ahmet; Aydın, İbrahim; Çolak, Mehmet; Ümütlü, SeyitBu çalışmada, hakiki anöstrüs ve suböstrüslü inek ve düvelerde PRID'in (Progesterone Releasing Intravaginal Device) tedavi etkisi araştırıldı. Araştırma materyalini değişik yaşlardaki İsviçre Esmeri 12 baş anöstrüslü (4 düve, 8 inek) ve 8 baş da suböstrüslü (4 düve, 4 inek) hayvanlar oluşturdu. Hayvanlar, Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü'nde yetiştirilen inek ve düvelerden temin edildi. PRID hakiki anöstrüs ve suböstrüslü hayvanlarda, vaginanın kranialine özel bir aplikatör ile yerleştirildi. PRID bu hayvanlarda 10 gün süre ile vaginada tutuldu. Bu sürenin sonunda, PRID'in uzaklaştırılmasıyla birlikte, tüm hayvanlara 500 mcg Cloprostenol kas içi yolla verildi. Tohumlamalar östrüs takibiyle birlikte, PRID'in uzaklaştırılmasından 48, 72 ve 96 saat sonra, 3 kez yapıldı. Çalışma sonrasında, hakiki anöstrüslü hayvanlarda elde edilen östrüs oranı % 91.7, gebelik oranı ise % 81.8 oldu. Suböstrüslü hayvanlardaki östrüs ve gebelik oranları da sırasıyla % 100 ve % 62.5 bulundu. PRID uygulanan tüm hayvanlardaki östrüs oranı % 95, gebelik oranı ise % 73.6 oldu. Sonuç olarak çalışmada, hakiki anöstrüs ve suböstrüslü inek ve düvelerdeki PRID'in tedavi etkisi başarılı bulundu.Öğe İnek ve düvelerde real-time, b-mode ultrasonografi ile fötal cinsiyetin belirlenmesi(2002) Dinç, D. Ali; Şendağ, Sait; Çelik, H. Ahmet; Aydın, İbrahim; Ümütlü, Seyit; Aral, FarukBu çalışmada gebeliklerinin 55-120. günleri arasında bulunan düve ve ineklerde, B-mode real-time ultrasonografi cihazı ile intrarektal tek muayenede fötal cinsiyetin belirlenme olanakları araştırıldı. Değişik yaş ve ırklardaki 115 baş hayvan gebelik günlerine göre 3 farklı gruba ayrıldı, l. grup : 55-70; II. grup: 71-90 ve III. grup : 91-120. günler arasında gebe olan hayvanları ihtiva etmekteydi. Fötal cinsiyet toplam 115 hayvanda 74 olguda (% 64.3) tek ultrasonografik muayeneyle belirlenebilirken, 41 (% 35.7) olguda da, fötüsün uygun olmayan ve düzeltilemeyen intrauterin pozisyonundan dolayı, tek ultrasonografik muayene fötal cinsiyetin belirlenmesinde yeterli olmadı. Fötal cinsiyetin tek uygulama ile belirlenebildiği 74 hayvanda doğru teşhis oranı % 78. 4, yanlış teşhis oranı da % 21. 6 oldu. Bu sonuçlara göre gruplardaki doğruluk oranları sırasıyla % 73. 3, % 82. 4 ve % 80 (P 0.05) olarak belirlendi. Saha şartlarında tek ultrasonografik muayene ile 55-120. günler arası gebe olan düve ve ineklerde fötal cinsiyet % 78.4 doğruluk oranıyla belirlenebildi. Fötal cinsiyetin be-lirlenmesinde fötüsün intrauterin pozisyonunun ve gebelik döneminin etkili olduğu gözlendi. Fötüsün uygun olmayan pozisyonlarında tekrarlayan muayenelere ihtiyaç duyulabileceği ve cinsiyet teşhisi için gebeliğin 91-120. günleri arasındaki dö-nemin uygun olmadığı kanısına varıldı.Öğe İnek ve Düvelerde Real-Tıme, B-MODE Ultrasonografi ile Fötal Cinsiyetin Belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2002) Dinç, D. Ali; Şendağ, Sait; Çelik, H. Ahmet; Aydın, İbrahim; Ümütlü, Seyit; Aral, FarukÖzet: Bu çalışmada gebeliklerinin 55-120. günleri arasında bulunan düve ve ineklerde, B-mode real-time ultrasonografi ci- hazı ile intrarektal tek muayenede fötal cinsiyetin belirlenme olanaklan araştırıldı. Değişik yaş ve irklardaki 115 baş hayvan gebelik günlerine göre 3 farklı gruba ayrıldı. 1. grup 55-70; 11 grup: 71-90 ve Ill. grup 91-120. günler arasında gebe olan hayvanlan ihtiva etmekteydi. Fótal cinsiyet toplam 115 hayvanda 74 olguda (% 64.3) tek ultrasonografik muayeneyle be- lirlenebilirken, 41 (% 35.7) olguda da, fötüsün uygun olmayan ve düzeltilemeyen intrauterin pozisyonundan dolayı, tek ull- rasonografik muayene fötal cinsiyetin belirlenmesinde yeterli olmadı. Fötal cinsiyetin tek uygulama ile belirlenebildiği 74 hayvanda doğru teşhis orani % 78, 4teşhis oranı da % 21 6 oldu. Bu sonuçlara göre gruplardaki doğruluk oranlan sırasıyla % 73, 3, % 82 4 ve % 80 i * P' > 0.05 ) olarak belirlendi. Saha şartlanında tek ultrasonografik muayene ile 55-120. günler arası gebe olan düve ve ineklerde fötal cinsiyet % 78.4 doğruluk oranıyla belirlenebildi, Fotal cinsiyetin be- lirlenmesinde fötüsün intrauterin pozisyonunun ve gebelik döneminin etkili olduğu gözlendi. Fötüsün uygun olmayan po- zisyonlarında tekrarlayan muayenelere ihtiyaç duyulabileceği ve cinsiyet teşhisi için gebeliğin 91-120. günleri arasındaki do nemin uygun olmadığı kanısına vanidÖğe İneklerde prenatal embriyonik/fötal cinsiyetin belirlenmesi(2005) Şendağ, Sait; Aydın, İbrahim; Çelik, Hacı AhmetGebe ineklerde doğacak yavruların cinsiyetlerinin önceden belirlenmesi, yetiştiricilikte bazı avantajları beraberinde getirmektedir. Cinsiyet tespiti, et veya süt üretimi yapan işletmelerin üretim stratejilerini önceden planlamalarına olanak sağladığı gibi, biyoteknolojik çalışma (suni tohumlama, embriyo transferi vs.) programlarının da önceden yapılmasını kolaylaştırmaktadır. Günümüzde prenatal embriyonik ya da fötal cinsiyetin belirlenmesine yönelik çalışmalar spermatozoa, embriyo ve fötüsler üzerinde değişik yöntemler uygulanarak gerçekleştirilmektedir. Sunulan derlemede bu yöntemler hakkında ayrıntılı bilgiler verilecektir.Öğe Köpeklerde real-time linear ultrasonografinin reprodüktif amaçlı kullanılması. I.Gebe olmayan köpeklerde uterusun muayenesi(1997) Şendağ, Sait; Dinç, D.Ali; Uçar, Mehmet; Tekeli, TevfikBu çalışmada, gebe olmayan, ergin ve sağlıklı köpeklerde uterusun real-time linear array ultrason ile muayenesi amaçlandı. Materyal olarak, değişik ırk ve yaşlardaki 24 dişi köpek, 3 dişi köpek kadavrası ve 2 erkek köpek olmak üzere toplam 29 adet köpek kullanıldı. Deneme amacıyla oluşturulan ön çalışmalar (n9), uterus preparatlarının in vitro incelenmesi, iaparatomi ile uterusun ultrasonografik muayenesi, vaginal yolla uygulanan katater eşliğinde uterusun ultrasonografik muayenesi, vaginal boşluğa verilen sıvı ile interfaz oluşturulmasından sonra uterusun ultrasonografik muayenesi, şeklinde gerçekleştirildi. Erkek köpekler, elde edilen bulguların doğrulanması amacıyla, kontrol olarak kullanıldı. Asıl çalışmalarda (n20), sırt üstü ve/veya yan taraflarına yatırılan köpeklerde, ventral karın duvarında, göbek ile pubis arasındaki bölgeden yapılan ultrasonografik taramalarla, uterusun muayenesi gerçekleştirildi. Bu grupta, 20 köpekten 18'inde (%90) kornu uteriler görülemedi; diğer 2 köpekte ise (% 10) komu uteriler birbirinden farklı ekojenitelerle belirlendi. Bir köpekte tamamıyla hiperekojenik tubular bir yapı sergileyen kornu uteri, bir diğer olguda da hiperekojenik dorsal ve ventral duvarlar arasında hipoekojenik iç yapıya sahip olarak izlendi Serviks ve korpus uteriler ise tüm köpeklerde (%100) görüldü. Serviks uterinin dorsal ve ventral duvarları hiperekojenik, iç yapısı hipoekojenik ve lümeni de anekojenik tarzda gözlendi. Sonuç olarak, ergin ve gebe olmayan köpeklerde normal uterusun sonomorfolojik özelliklerinin bilinmesi, uterus patolojilerinin ve gebeliğin ultrasonografik tanısını kolaylaştıracaktır.Öğe Köpeklerde Real-Time Ultrasonografinin Reprodüktif Kullanım Alanları(2003) Şendağ, Sait; Taşal, İbrahim; Aydın, İbrahim; Çelik, Ahmet Hacı; Alan, MuhammetReal-time ultrasonografı uygulaması kolay, zararsız ve gerektiğinde tekrarlanabilen görüntülü bir tanı yöntemidir. Evcil hayvanlarda diagnostik spektrumu oldukça genişletmektedir. Bu derlemede dişi köpeklerde ultrasonografinin reprodüktif endikasyonları hakkında bilgiler verilecektir.Öğe Koyunlarda Kaudal Uterus Arteri'nin Palpasyonu Yöntemi ile Gebelik Tanısı(1996) Şendağ, Sait; Tekeli, Tevfik; Uçar, Mehmet; Erdem, HüseyinSunulan bu çalışmada, aşım/tohumlama kayıtlarına göre gebeliğin 50-96. günleri arasında bulunan koyunlarda, vaginal yolla Kaudal Uterus Arteri (KUA)'ninpalpasyonunun gebelik tanısı amacıyla uygulanabilirliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla materyal olarak kullanılan değişik ırklardan 2-5 yaşlı, toplam 539 baş koyun işletmenin aşım/tohumlama kayıtlan gözönüne alınarak gebeliğin 50-59. (I. grup, n32), 60-69. (II. grup, n90), 70-79. (III. grup, n109), 80-89. (IV. grup, n179), 90-96. (V. grup, n129) günlerine göre beş ayrı gruba ayrıldı. Gebelik tanısı amacıyla anterior vaginanm sağ ve sol duvarında bulunan KUA her gruba ait bütün koyunlarda saat on ve iki pozisyonlarında elin bir veya iki parmağı ile palpe edilerek arandı ve arterin büyüklüğüne göre hayvanların gebe olup olmadıklarına karar verildi. Elde edilen bulgular daha sonra işletmenin doğum kayıtlarıyla karşılaştırılarak KUA'nin palpasyonu yöntemi ile elde edilen gebelik muayene sonuçlarının bütün gruplardaki doğruluk, duyarlılık, özgüllük, gebe ve gebe olmayan koyunları belirleme oranları tespit edildi. KÜA'nin vaginal yolla palpasyonu yöntemi ile yapılan gebelik muayeneleri sonrası I. , II. , III., IV. ve V. gruplarda sırasıyla elde edilen doğruluk oranları %71.9, 73.3, 77.1, 72.1, 72.1; gebe olanları belirleme oranları %100, 84.7, 91.5, 80.4 ve 76.4, gebe olmayanları belirleme oranları ise II., III., IV. ve V. gruplardasırasıyla %27.8,33.3,32.3,52.2 olarakbelirlendi. Sonuç olarak, gebelik tanısı amacıyla koyunlarda KU A'nin palpasyonu yönteminin diğer yöntemler yanında destekleyici bir yöntem olarak uygulanabileceği kanısına varıldı.Öğe Koyunlarda plasentomların ultrasonografik ölçümleri ile plasentom gelişimi ve gebelik yaşının belirlenmesi(2008) Aydın, İbrahim; Çelik, H. Ahmet; Şendağ, Sait; Dinç, D. AliBu çalışma, koyunlarda transabdominal ve transrektal ultrasonografi kullanarak gebelik süresince plasentam gelişimini belirlemek, plasentam çapları ile gebelik yaşı arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada B Mode, linear array, 5,0-7,5 MHz rektal transduceri olan ultrason kullanıldı. Muayenelere çiftleşme sonrasındaki 26 ile 28. günlerde başlandı. Gebe olan 50 koyun çalışmaya dahil edildi. Bu koyunlarda ultrasonografik incelemeler birer hafta arayla olmak üzere doğuma kadar tekrarlandı. Haftalık olarak tekrarlanan muayenelerde 5 plasentomun çapı ölçülerek kaydedildi ve ortalaması hesaplandı. Gebe olarak tespit edilen 50 koyundan 44 tanesi tekiz, 6 tanesi ikiz gebeliğe sahipti. Piasentomlar gebeliğin 4. haftasından itibaren görülmeye başlandı. Plasentomlar gebeliğin ilk haftalarında hızlı bir şekilde gelişti ve gebeliğin 11. haftasında en büyük çapa (3,410,04 cm) ulaştı. Plasentam çapları gebeliğin ilk yarısında artarken gebeliğin ikinci yarısında tedricen azalmaya başladı ve doğuma yakın dönemde 1,730,18 cm'ye kadar küçüldü. Koyunlarda gebelik yaşı ve plasentam çapı arasında zayıf bir ilişki bulundu (regression katsayısı, r 0,540). Plasentam çapları bakımından tekiz ve ikiz gebeliğe sahip koyunlar arasında herhangi bir fark tespit edilmedi (P 0,05), Sonuç olarak, koyunlarda plasentam gelişiminin gebeliğin 4. haftasından doğuma kadarki döneme kadar ultrasonografik muayenelerle kolaylıkla takip edilebileceği, bununla birlikte koyunlarda plasentam çapı ve gebelik yaşı arasındaki zayıf ilişkiden dolayı plasentam çaplarına göre gebelik yaşının belirlenemeyeceği kanısına varıldı.Öğe Postpartum rutin intrauterin tedavilerin ineklerde fertilite üzerine etkileri(Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2019) Çetin, Yunus; Güngör, Örsan; Taşal, İbrahim; Sipahi, Cevat; Şendağ, Sait; Yıldız, Mehmet; Wehrend, AxelÖz Amaç: Bu çalışmada doğumdan sonra endometritis teşhisi konulmadan, ineklere uygulanan tedavi protokollerinin gelecek fertilite üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın hayvan materyalini ilk laktasyonda ve 17-30 sağmal günde olan rastgele seçilmiş 380 baş inek oluşturdu. Çalışmada 3 deneme ve 1 kontrol grubu olmak üzere toplam 4 grup bulunmaktaydı. Grup Lugol’e (n=118) fizyolojik tuzlu suyla seyreltilmiş lugol iyodür, Grup Perasetik’e (n=81) fizyolojik tuzlu su ile seyreltilmiş perasetik asit çözeltisi, Grup Antibiyotik’e (n=89) oksitetrasiklin hidroklorür, trimetoprim ve sülfadoksin antibiyotik kombinasyonu intrauterin yolla uygulandı. Grup Kontrol’e (n=92) ise tedavi uygulanmadı. Uygulama yapılan gruplarda, vaginal akıntı ve uterus skoru 1-3 arasında puanlandı. Bulgular: Çalışma sonucunda Grup Lugol, Grup Perasetik, Grup Antibiyotik ve Grup Kontrol için total gebelik oranları sırasıyla %52,5, %33,3, %62,9, %56,5 bulunmuştur (p<0,01). Gebelik başına ortalama tohumlama sayısı (yapılan tohumlama sayısı/gebe inek sayısı) sırasıyla 5,3, 8,3, 4,1 ve 4,1, ortalama açık gün sayısı sırayla 186,8, 215,6, 163,1 ve 168,7 olarak belirlenmiştir (p<0,01). Öneri: Postpartum erken dönemlerde, endometritli veya sağlıklı ayrımı yapmadan rutin olarak intrauterin antibiyotik, antiseptik uygulamak fertilite açısından önemli bir katkı sağlamamaktadır. Ayrıca bu dönemde iritasyon gücü yüksek kimyasalların kullanılması muhtemelen sağlıklı endometriyum dokusunda hasara neden olarak fertilite oranlarının düşmesine neden olabilmektedir.