Yazar "Alp, Feyza" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Attention deficit hyperactivity disorder and anti-Purkinje autoantibodies: no link?(TAYLOR & FRANCIS LTD, 2019) Çetin, Fatih Hilmi; Çetin, Feyza; Işık, Yasemen; Güney, Esra; Alp, Feyza; Aksoy, AltanOBJECTIVES: Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD) is a neurobehavioral disorder that begins in early childhood, and many factors play role in its etiology. Many studies have been conducted to identify the causes of ADHD, but the exact factors are still unknown. Although cerebellar dysfunction in the etiology of ADHD was shown in different studies, the possible causes of dysfunction and the role of neuroinflammation among these causes has not been clarified yet. Anti-Yo is an antibody against the antigens in the cytoplasm of purkinje cells and indicates cerebellar degeneration, and Anti-Hu and Anti-Ri are antibodies against cellular nuclear antigens of purkinje cells. This study aimed to evaluate the role of neuroinflammation that is a potential cause of cerebellar dysfunction, which is thought to be an important factor in the development of ADHD. METHODS: This is a cross-sectional and descriptive study that aimed to evaluate the potential association between ADHD and cerebellar neuroinflammation by comparing the serum anti-purkinje cell antibody measurements between case and control groups. The cases were recruited at the Gazi University Child Psychiatry Department, and laboratory analyses were performed at the Ankara Numune Research and Training Hospital Medical Microbiology Department. Sixty children and adolescents with ADHD, and 60 healthy controls were planned to be included in the study. Cases that admitted with ADHD symptoms were given Conners teacher forms according to routine procedure; then the cases with scores over the cut-off of Conners teacher form were evaluated clinically for a diagnosis of ADHD, and after clinical evaluations they were asked to participate the study if they met the eligibility criteria. If they accept to participate the study, informed consents were given to cases and parents, and meanwhile, Turkish version of Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School Age Children-Present and Lifetime Version (K-SADS-PL) was also applied to cases. A 5-ml serum was spared from the blood samples that obtained for routine test during diagnosis. Control group was planned to be formed from the blood samples of 60 healthy children that admitted to child psychiatry clinic for counselling. At the time of analyses, diluted according to the directions of manufacturers, incubated with fluorescent staining including antibodies (Anti-Hu, Anti-Yo, and Anti-Ri), and evaluated under immunofluorescent microscope by three specialists. RESULTS: Sixty healthy volunteers and 60 cases with ADHD were included in the study. Some of the samples were excluded from the study due to the damage to laboratory tubes during transport. Assessments were conducted with 52 ADHD and 52 healthy control samples. The male/female ratio was 41/11(78.8%/21.2%) in the patient group and 35/17 (67.3%/32.7%) in the control group (p = 0.185). Average age was 9.812.41 in the patient group and 9.46 +/- 2.14 in the control group (p = 0.442). No positive results were obtained for anti-Purkinje antibody in ADHD or control groups. CONCLUSIONS: No evidence regarding the potential role of cerebellar neuroinflammation in the etiology of ADHD was determined in this study. But these results need replication in larger samples and different methods.Öğe Çeşitli klinik örneklerden izole edilen Escherichia coli ve Klebsiella pneumoniae suşlarında plazmid aracılı AmpC tipi beta-laktamaz varlığının fenotipik olarak araştırılması(2013) Alp, Feyza; Türk, Hatice Dağı; Tuncer, İnci; Fındık, Duygu; Arslan, UğurBeta-laktamaz enzimlerinin sentezi, Gram negatif bakterilerde görülen direnç mekanizmalarının en sık nedenlerindendir. AmpC tipi beta-laktamaz genlerinin plazmidler aracılığı ile diğer bakterilere aktarılması ve sıklığının artmasına bağlı olarak hastane epidemilerine yol açması klinik açıdan önemli bir sorundur. Bu çalışmanın amacı 2010-2011 yıllarında çeşitli klinik örneklerden izole edilen sefoksitin orta duyarlı veya dirençli Escherichia coli ve Klebsiella pneumoniae suşlarında plazmidik AmpC (pAmpC) tipi beta-laktamaz varlığının fenotipik yöntemlerle araştırılmasıdır. Çalışmada pAmpC tipi beta-laktamaz varlığını araştırmak için; Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemiyle CLSInın Enterobacteriaceae için önerdiği zon çapı değerleri doğrultusunda sefoksitin (30 ?g) direnci incelenmiştir. Sefoksitine dirençli ( 14 mm) ve orta duyarlı (15-17 mm) olan suşlarda pAmpC beta-laktamaz varlığının araştırılması için, kombine disk testi ve Modifiye Hodge Testi (MHT) yapılmıştır. Kombine disk testi veya MHT ile pozitif bulunan suşlara sefotetan kloksasilin stripleri ile E-test (AB Biodisk, İsveç) yapılmış ve sefotetan kloksasilin MİK değeri kloksasilinsiz tarafa göre 8 kat azalma görülen suşlarda pAmpC varlığı fenotipik olarak doğrulanmıştır. Çalışmaya dahil edilen sefoksitine dirençli 42 E.coli suşundan dokuzunda MHT ile, sekizinde kombine disk testi ile AmpC beta-laktamaz pozitif bulunmuştur. Kombine disk testi ile pozitif olan sekiz E.coli suşu E-test ile de pozitif olarak saptanmıştır. MHT ile pAmpC beta-laktamaz pozitif bulunan bir E.coli suşu kombine disk testi ve E-test ile negatif olarak saptanmıştır. K.pneumoniae suşlarında ise pAmpC pozitifliği saptanmamıştır. Sonuç olarak, beta-laktam antibiyotiklerin sık kullanıldığı ülkemizde, pAmpC tipi beta-laktamaz yaygınlığının saptanması, bu dirence sahip etkenlerle oluşan infeksiyon hastalıklarının tedavisinde uygun ampirik tedavinin başlanmasında ve epidemiyolojik veri oluşturulmasında önemlidir. pAmpC beta-laktamaz varlığının fenotipik olarak hızlı ve doğru olarak ortaya çıkarılması klinik açıdan doğru ve etkin tedavi rejimlerinin uygulanmasını sağlayacaktır.Öğe Genotyping and Investigation of group B Streptococci by PCR and culture methods in vaginal culture samples requested from women admitted to clinic of gynecology and obstetrics by any reason(ELSEVIER SCI LTD, 2014) Alp, Feyza; Fındık, Duygu; Dağı, Hatice Türk; Arslan, Uğur[Abstract not Available]Öğe Kadın doğum kliniğine herhangi bir nedenle başvuran kadınlardan istenen vajinal kültür örneklerinde B grubu streptokokların PCR ve kültür yöntemleri ile araştırılması ve genotiplendirilmesi(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2013) Alp, Feyza; Fındık, DuyguSelçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi (SÜTF) Hastanesi Kadın Doğum Kliniğine 2012-2013 yıllarında başvuran 15-45 yaş arası, 215 gebe ve 285 gebe olmayan 500 kadının rektovajinal sürüntü örneği SÜTF Mikrobiyoloji Laboratuvarı'nda çalışılmıştır. Alınan örneklerin LIM sıvı besiyerinde (Becton Dickinson, USA) 16-24 saatlik inkübasyonundan sonra chromID Strepto B agar (Biomerieux, Fransa) plaklarına subkültürleri yapılarak CAMP ve lateks aglütinasyon (SLIDEX, Biomerieux) testleri ile GBS olarak doğrulanmıştır. Ayrıca tüm örneklere direkt LIM sıvı besiyerinden PZR (Nanohelix, Güney Kore) ve lateks aglütinasyon (SLIDEX, Biomerieux) testi yapılmıştır. Kültürden izole edilen GBS'lere CLSI önerileri doğrultusunda antibiyotik duyarlılık testi ve klonal ilşki araştırmak için PFGE çalışılmıştır. Çalışmaya alınan 500 kadından 21'i (%9.76) gebe, 47'si (% 17.19) gebe olmayan toplam 68 kadında (%13.6) GBS kolonizasyonu saptanmıştır. İstatiksel olarak gebe ve gebe olmayan kadınlar arasında anlamlı fark gözlenmiştir (p=0.03). GBS kolonizasyonu ile gebelik yaşı, gebelik sayısı ve haftası, doğum sayısı, RİA varlığı, menstruasyon dönemi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamış, EMR öyküsü ile GBS sıklığı arasında ise anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0.022). Kültürde 500 örneğin 65'inde (%13) GBS pozitifliği saptanmış, kültürün duyarlılılığı %95.6, özgüllüğü %100, PPD %100 ve NPD % 99.3 olarak belirlenmiştir. LIM sıvı besiyerinden yapılan lateks aglütinasyon testi ile 500 örneğin 70'inde (%14) ve PCR ile 62'sinde (%12.4) GBS pozitifliği saptanmıştır. Lateks aglütinasyon testinin duyarlılığı %100, özgüllüğü %99.5, PPD ve NPD değerleri ise %97.1ve %100 olarak, PCR'ın duyarlılığı %91.2, özgüllüğü %98.6, PPD ve NPD değerleri ise %100 ve %98.9 olarak hesaplanmıştır. Antibiyotik duyarlılık testinde penisilin, seftriakson, linezolid ve vankomisine direnç saptanmazken tetrasikline ise %oranında direnç gözlenmiştir. Çalışmada üretilen 63 suşun PFGE analizinde 13 farklı pulsotip belirlenmiştir. PT4'de on izolat, PT6'da ise altı izolat yer almıştır. 63 GBS'nin 46'sı 13 pulsotipin herhangi birinde yer alırken, 17'si ise sporadik suş olarak tanımlanmıştır. Çalışmadan elde edilen veriler ışığında GBS kolonizasyonunu göstermede LIM sıvı besiyerinden GBS grup lateks aglütinasyon testi konvansiyonel kültür yöntemlerine göre daha kısa zamanda ve yüksek duyarlılıkta sonuç vermekte fakat yalancı pozitifliğe neden olmaktadır. PZR testi hızlı olmasına karşın pahalıdır ve deneyimli eleman gerektirmektedir. Kültür zaman alıcı olmasına rağmen, antibiyotik duyarlılık testi ve genotiplendirme gibi diğer testlerin uygulanması için gereklidir. GBS'lerin gebelerde 35-37'inci gebelik haftalarında rektovajinal olarak taranması ve en kısa sürede kolonizasyonun saptanması ülkemizde yenidoğanlarda GBS'ye bağlı hastalık ve ölüm oranlarını azaltacağı düşünülmüş, profilaksi uygulama programını belirleyen ulusal kılavuzların ivedilikle hazırlanmasının gerekliliği anlaşılmıştır.Öğe Kan kültürlerinden izole edilen enterokok suşlarının daptomisine duyarlılığı(2012) Türk, Hatice Dağı; Arslan, Uğur; Uğur, Ayşe Rüveyda; Alp, Feyza; Fındık, Duygu; Tuncer, İnciSon yıllarda dirençli Gram-pozitif bakteriler tüm dünyada artmaya başlamıştır. Çoklu dirençli Gram pozitif patojenlerin tedavisindeki sorunlar, daha potent antibiyotiklere gerekliliği ortaya koymuştur. Daptomisin Gram pozitif bakterilere etkili olan, insanda kullanılan ilk lipopeptid antibiyotiktir. Bu çalışmanın amacı vankomisine duyarlı ve dirençli enterokoklarda daptomisin MİK değerlerinin araştırılmasıdır. Laboratuvarımızda kan kültürlerinden izole edilen toplam 100 enterokok suşu çalışmaya alınmıştır. Daptomisin ve vankomisin duyarlılığı E-test yöntemi ile çalışılmıştır. Sonuçlar Clinical and Laboratory Standards Institute önerilerine göre değerlendirilmiştir. Çalışılan tüm suşların MİK aralığı 0.25-4 ?g/ml, MİK 50 değeri 1.5 ?g/ml ve MİK 90 değeri 3 ?g/ml olarak belirlenmiştir. Enterococcus faecalis suşlarının MİK 50 ve MİK 90 değerleri, Enterococcus faecium suşlarından daha düşük olarak saptanmıştır. Vankomisine dirençli enterokokların MİK aralıkları, MİK 50 ve MİK 90 değerleri vankomisine duyarlı suşlardan daha yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak tüm suşların daptomisine duyarlı olduğu görülmüş ve bu antibiyotiğin enterokokların etken olduğu infeksiyonlarda güvenle kullanılabileceği düşünülmüştür.Öğe Screening and genotyping of group B streptococcus in pregnant and nonpregnant women in Turkey(J INFECTION DEVELOPING COUNTRIES, 2016) Alp, Feyza; Findik, Duygu; Dagi, Hatice Turk; Arslan, Ugur; Pekin, Aybike Tazegul; Yilmaz, Setenay ArzuIntroduction: The purpose of this study was to investigate group B streptococcus (GBS) colonization, to compare the methods, to determine the relationship between GBS carriage and risk factors, and to genotype the GBS isolates. Methodology: Recto-vaginal swab specimens were obtained from 500 women, and a questionnaire was administered to each to assess their risk factors for GBS carriage. A culture, GBS antigen test, and polymerase chain reaction (PCR) were performed on all samples. Antibiotic susceptibility testing was performed, and the clonal relationship was determined by pulsed-field gel electrophoresis (PFGE) on all viable isolates. Results: Of the 500 women, sixty-eight (13.6%) women were GBS carriers, of whom 9.8% were pregnant and 16.5% not. There was a significant difference between GBS carriage and history of premature rupture of membrane (PROM). GBS was isolated from 65 (13%) samples. GBS was positive in 70 (14%) samples by antigen test and in 62 (12.4%) by PCR. Sixty-eight of the 70 positive antigen tests were confirmed by PCR or culture. Fifty-five isolates were resistant to tetracycline, 16 to erythromycin and clindamycin, and 13 to levofloxacin. Thirteen different pulsotypes and 17 sporadic strains were determined by PFGE. Conclusions: GBS carriage rate in non-pregnant women was higher than in pregnant women. The GBS antigen test was more sensitive than culture and PCR. GBS isolates did not originate from a single clone and contained sporadic strains. There was a significant difference between GBS carriage and history of PROM. Epidemiologic data obtained in this study will help future studies.