Yazar "Aslan, Eyüp" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuklarda Nadir Görülen Bir Hastalık: Goltz Sendromu(2016) Güvenç, Osman; Bilgiç, Özlem; Çimen, Derya; Aslan, Eyüp; Arslan, Derya; Oran, BülentGoltz sendromu (Fokal dermal hipoplazi), mezoektodermal dokuyu tutan ve çok nadir görülen bir hastalıktır. Deri lezyonları ile birlikte iskelet sistemi, dental ve oküler anomaliler, hastaların az bir kısmında da kalp ve böbrek anomalileri görülebilmektedir. Makalede, Goltz sendromu tanısı alan, biküspit aort kapağı ve buna bağlı aort kapak darlığı ve yetmezliği olan beş yaşındaki kız hasta olgu olarak sunuldu ve seyrek görülen bu hastalık, son literatür bilgileri eşliğinde tartışıldı.Öğe Çocuklarda Salbutamol Zehirlenmesine Yaklaşım:Olgu Sunumu(2017) Güvenç, Osman; Çimen, Derya; Aslan, Eyüp; Arslan, DeryaKısa etkili inhale beta 2 mimetik bir ilaç olan salbutamol, bronkospazm ve solunum sıkıntısı durumlarında çok sık kullanılmaktadır ama ülkemizde intihar amaçlı alımı nadir görülen bir durumdur. Salbutamole bağlı komplikasyonlar iyi bilinmektedir ve terapotik dozlarda da ortaya çıkabilir. İlaca bağlı toksikasyon geliştiğinde hiperaktivite, tremor, konvülziyon, hiperglisemi, hipokalemi, hipomagnezemi, laktik asidoz, hipotansiyon, hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, miyokard iskemisi, atriyal ve ventriküler ektopik atımlar, atriyal aritmiler, QT uzaması ve ventriküler taşikardi gibi aritmiler ile ani kardiyak ölüm ortaya çıkabilir. Bu makalede, intihar amaçlı olarak salbutamolün tablet formundan 200 mgr kullanan 15 yaşındaki bir hasta sunuldu ve literatür bilgileri eşliğinde çocuklarda salbutamol zehirlenmesine yaklaşım tartışıldıÖğe Ebeveynleri erken yaşta kalp krizi geçirenlerin çocukları ile hiperlipidemi sebebiyle takip edilenlerin çocuklarında ateroskleroz için risk faktörleri(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2010) Aslan, Eyüp; Energin, Vesile MeltemAteroskleroz, günümüzde en sık morbidite ve mortalite sebebi olan miyokard enfarktüsü, inme gibi ciddi iskemik hastalıklara yol açan bir süreci tanımlar. Klinik sonuçları erişkin dönemde görülmekle birlikte sürecin başlaması çocukluk çağına dayanmaktadır. Amaç: Bu çalışmanın amacı, ebeveyninde erken yaşta kalp krizi ya da hiperkolesterolemi öyküsü olan çocuklarda risk faktörlerini ortaya koyarak özellikle değiştirilebilir ve erişkin yaşa taşınabilir risk faktörlerine karşı hekimlerin dikkatini çekmektir. Yöntem: SÜMTF Kardiyoloji A.D. tarafından takip edilmekte olan erken yaşta (<55 yaş) miyokardiyal enfarktüs geçiren, istirahat anjinası bulunan, kardiyovasküler bir hastalığı ortaya koyabilmek için girişimsel tanı yöntemlerine başvurulan veya hiperlipidemi ( ?240 mg/dl ) sebebiyle takipli hastaların 2 ile 18 yaşları arasındaki çocukları / torunları çalışmaya alındı. Çalışmaya, 103 çalışma ve bahsedilen risk faktörlerine sahip olmayan 103 kontrol olgu katıldı. Olguların yapısal ölçümleri kaydedildi, kan basıncı, c İMT değerleri ölçüldü, AKŞ, kolesterol, lipoprotein değerleri elde edildi ve sigara kullanımı sorgulandı. Bulgular: Çalışma grubunun %54,4'ü (n:56) erkekti ve yaş ortalaması 10,2 (±3,50 yıl) idi. Risk faktörlerine sahip olmayan, 103 olgudan oluşan kontrol grubunun ise %43,7'si (n:45) erkekti ve ortalama yaşları 10,0 (±4,04 yıl) idi. Kolesterol, çalışma ve kontrol gruplarında sırasıyla 165,60 ±50,17 mg/dl ve 148,90±34,30 mg/dl tesbit edildi (p:0,006). LDL, çalışma grubunda 102,09±43,48 mg/dl ve kontrol grubunda 93,70±30,39 mg/dl, TG, çalışma grubunda 76,60±49,20 mg/dl ve kontrol grubunda 95,00±53,43 mg/dl (p:0,011), HDL, çalışma grubunda 50,01±13,42 mg/dl ve kontrol grubunda 37,05±13,98 mg/dl (p:0,001) ve Lp(a), çalışma grubunda 25,78 mg/dl ve kontrol grubunda 24,06 mg/dl bulundu. Çalışmamızda VKİ değeri olgu grubunda 20,51±4,52 kg/m2, kontrol grubunda ise 18,39±4,64 kg/m2 bulundu. Çalışma grubunda ortalama sistolik kan basıncı 104,71±11,98 mmHg, diyastolik 67,66±12,00 mmHg bulundu, kontrol grubunda ise sırasıyla, 102,50±15,31 mmHg ve 66,11±9,57 mmHg ölçüldü AKŞ, çalışma grubunda 86,59±11,29 mg/dl ve kontrol grubunda 87,10± 10,86 mg/dl bulundu. Sigara içme oranı her iki grupta da %2,9 bulundu ve kullanan bütün olgular adölesan erkeklerdi. C İMT, çalışma grubunda 0,03582±0,0032 cm, kontrol grubunda 0,03594±0,0024 cm ölçüldü. Sonuç: Ateroskleroz süreci çocukluk çağında başlamaktadır. Bu sebeple çocuk hekimleri, polikliniğe başvuran sağlıklı çocukları risk faktörleri açısından değerlendirmeli ve gereğinde ileri araştırma yapmalıdır.Öğe I?drarı Siyahlaştıran Hastalık: Alkaptonüri(2010) Aslan, Eyüp; Yavuz, HalukGiriş: Alkaptonüri, tirozin metabolizmasıyla ilgili, karaciğerde bulunan bir enzim olan, homogentisat 1-2 dioksigenazın eksikliği sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Eksikliğin sebebi homogentisik asit oksidaz geninde değişiklik (mutasyon) olmasıdır. Oldukça nadir görülen, otozomal çekinik kalıtım gösteren bir hastalıktır. Çocukluk çağında en sık rastlanan özelliği, idrarın beklemekle siyahlaşmasıdır. Hastalık daha çok 30 yaşından sonra, özellikle eklemlerde yozlaşma, sklera ve kulak derisinde siyahlaşma ve kalp kapaklarında sertleşme ile kendini gösterir. Henüz tam olarak tedavisi olmamakla birlikte nitisinon, etkisi kanıtlanmış tek tedavi seçeneğidir. Ancak tedavinin en uygun başlanma yaşı, ne kadar devam edilmesi gerektiği ve olası yan etkileri henüz tam olarak bilinmemektedir. Olgu Sunumu: Bu yazıda iç çamaşırında beneklenme ve idrarın siyahlaşması sebebiyle getirilen ve alkaptonüri teşhisi konan 4 yaşında bir kız hasta bildirilmektedir. Tartışma: Bu vaka, ilerleyen yaşlarda ciddi etkiler oluşturabilecek hastalığın çocukluk çağında en sık başvuru şikâyeti olan idrarda siyahlaşmaya dikkati çekmek için bildirilmiştir.Öğe Pulmoner balon valvüloplasti yapılan çocuklarda kalp kateterizasyonu sonuçlarının değerlendirilmesi(2014) Güvenç, Osman; Çimen, Derya; Arslan, Derya; Aslan, Eyüp; Sert, Ahmet; Oran, BülentAmaç: Bu çalışmada, çocuk kardiyoloji kliniğimizde üç yıl boyunca pulmoner balon valvüloplasti işlemi yapılan çocuklarla ilgili klinik deneyimlerimizin paylaşılması ve sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı . Gereç ve yöntem: Bu retrospektif çalışmaya, Kasım 2010- Kasım 2013 tarihleri arasında pulmoner balon valvüloplasti işlemi uygulanmış olan çocuklar dahil edildi. Hastalardan sendromik olan yoktu. Pulmoner balon valvüloplasti işlemi, hastalar kateterizasyon laboratuarında genel anestezi altında entübe edilerek gerçekleştirildi. Bulgular: Çalışmaya yedisi kız, altısı erkek 13 hasta dahil edildi. Hastaların ortalama yaşı 2.93.74 yıl, yaş aralığı dört günlük-10 yaş arasında idi. Pulmoner darlık 10 hastada valvüler tipte olmasına karşılık, üç hastada valvüler ve infundibuler darlık birlikteydi. İşlemde monofoil kateterler kullanıldı, kateterlerin ortalama çapı 12.2 mm (6-20 mm) idi. Balon/anülüs çap oranı ortalaması 1.21 (1.1-1.33) olarak hesaplandı. Kalp kateterizasyonu sırasında pulmoner kapak üzerinde ölçülen basınç gradiyenti, işlem öncesinde ortalama 75 mmHg (40-120 mmHg), işlem sonrasında ise ortalama 36.4 mmHg (0-95 mmHg) olarak ölçüldü. Hastalara ortalama üç kere dilatasyon yapıldı. Hastalardan dördünde darlık gradiyentinde anlamlı bir düşüş olmadığı için hastalar operasyona verildi, bir hastaya ise takiplerinde rezidü darlık geliştiğinden dolayı ikinci kere balon valvüloplasti işlemi yapıldı. Dört hastada (% 30) hafif pulmoner yetmezlik tespit edildi, başka majör veya minör bir komplikasyon gelişmedi. Sonuç: Pulmoner balon valvüloplasti işlemi, pulmoner kapak darlıklarında, her yaştaki hastada ilk tedavi seçeneğidir. Güvenli ve etkili bir işlemdir. Balon/anülüs çap oranı 1.2-1.4 arasında olursa; başarı şansı daha yüksek ve komplikasyon gelişme ihtimali daha düşüktür