Yazar "Bülbül, Bülent" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu merinoslarında sık kuzulatma olanaklarının araştırılması(2014) Bülbül, Bülent; Kırbaş, Mesut; Aktaş, Ahmet Hamdi; Köse, Mehmet; Ataman, Mehmet Bozkurt; Çoyan, Kenan; Kan, MustafaBu çalışmada sık kuzulatma yöntemi kullanılarak koyunlardan bir yılda elde edilecek kuzu sayısını ve buna bağlı olarak işletmenin karlılığını arttırma olanaklarının araştırılması amaçlanmıştır. Materyal olarak Özel sektörde Anadolu Merinosu ırkı 525 baş koyun ve 40 baş koç ve Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde (Kamu sektörü) 199 baş koyun ve 15 baş koç kullanıldı. Özel sektördeki ve Kamu sektöründeki koyunlar sık kuzulatma ve kontrol olmak üzere iki gruba ayrıldı. Özel sektörde 200, Kamu sektöründe ise 75 baş koyun normal olarak yılda bir kuzu elde etmek için kontrol olarak ayrılırken, Özel sektörde 325, Kamu sektöründe ise 124 baş koyun çalışma grubunu oluşturdu. Kontrol grubu koyunlar her yıl geleneksel tohumlama dönemi olan Ağustos-Eylül aylarında yılda bir çiftleştirilirken, çalışma grubunda bulunanlara 2 yılda 3 kuzulatma uygulandı. Çalışma grubu koyunlar ilk tohumlamadan itibaren 5 ay gebelik, 40 gün laktasyon ve 20 gün sütten kesmeyi takiben 1 aylık tohumlama periyoduna alındı. Çalışma grubunda sık kuzulatma için östrüs indüksiyonu ve senkronizasyonu amacıyla koç etkisi, koç etkisi flushing ve hormon uygulamalarını içeren beş farklı protokol kullanıldı. Sonuç olarak hormon kullanılan sık kuzulatma uygulamalarıyla yılda bir kuzulatmaya göre daha fazla kuzu verimi ve kuzu üretkenliği sağlandı. Sık kuzulatma uygulamalarında elde edilen kuzu verimi ve kuzu üretkenliği üzerinde uygulanacak senkronizasyon yöntemlerinin önemli derecede etkili olduğu görüldü. Ancak bu çalışmada uygulanan senkronizasyon yöntemleri ile elde edilen kuzu veriminin kontrol grubuna göre karlı olmadığı tespit edildiÖğe Estrus synchronization using short- and long-term proestagen treatments and ram effect and ram effect plus flushing in ewes outside the breeding season(WILEY-BLACKWELL, 2011) Bülbül, Bülent; Kırbaş, Mesut; Ataman, Mehmet Bozkurt; Coyan, K.; Akbulut, Kerem; Köse, M.; Halıcı, I.[Abstract not Available]Öğe Etilen glikolle direkt transfer metoduna göre dondurulmuş sığır embriyolarının transferinde çözdürme-transfer aralığının gebelik oranı üzerine etkisi(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2014) Dursun, Şükrü; Köse, Mehmet; Kırbaş, Mesut; Bülbül, Bülent; Ümütlü, SeyitAmaç: Bu çalışmada etilen glikolle direkt transfer metoduna göre dondurulmuş sığır embriyolarının taşıyıcılara transferinde, embriyonun çözdürülmesinden transfer edilene kadar geçen sürenin gebelik oranı üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Taşıyıcı olarak (n=56), kızgınlıkları (Östrüs) 14 gün arayla iki kez 0.150 mg d-cloprostenol enjeksiyonu ile senkronize edilen inekler kullanıldı. Embriyolar taşıyıcılara kızgınlık tespitinden 7 gün sonra (kızgınlık 0. gün) transfer edildi. Embriyolar 25o C’lik su banyosunda 25 saniye tutularak çözdü- rüldükten sonra taşıyıcılara 0-5 dk. (Grup 0-5, n=27), 6-10 (Grup 6-10, n=16) ya da 11-25 (Grup 11-25, n=13) dakika içinde korpus luteumun bulunduğu kornu uteriye ipsilateral olarak transfer edildi. Gebelik muayeneleri 28. günde ultrason cihazı kullanılarak yapıldı. Bulgular: Gebelik oranları G 0-5, G 6-10 ve G 11-25 gruplarında sırasıyla %59.3, %50 ve %23.1 olarak tespit edildi. Buna göre G 0-5 ve G 6-10 ile G 6-10 ve G 11-25 grupları arasında farklılık istatistiki açıdan önemsiz bulunurken (P>0.05), G 11-25 grubunda tespit edilen gebelik oranı G 0-5 grubuna kıyasla önemli düzeyde düşük bulundu (PÖğe The expression of steroidogenic genes in ovine corpus luteum during early pregnancy(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2021) Hitit, Mustafa; Köse,Mehmet; Bülbül, Bülent; Atlı, Mehmet Osman; Koçak, NadirAmaç: Bu çalışmanın amacı erken gebelikte koyun korpus luteumunda steroidojenik genlerinin ekspresyonunu araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın hayvan modelinde gebe koyunlar üç alt grup olacak şekilde dizayn edilmiştir; gebelik 12: G12, gebelik 16: G16 ve gebelik 22: G22. gün ve siklik 16. gün (S16). Steroidojenik genlerin ekspresyon seviyesi (StAR, 3?HSD, P450scc) kantitatif polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ile değerlendirilmiştir ve StAR mRNA lokalizasyonu gebelik 16. günde siklik 16. güne karşı in situ hibridizasyon yöntemi ile gösterilmiştir. Bulgular: Gebelik günlerinde (G16 ve G22) StAR mRNA ekspresyonu G12 ile kıyaslandığında daha fazla olmasına (p<0.05) karşın, G16 ve G22 günleri arasında fark bulunmamaktadır (p>0.05). Benzer olarak, P450scc mRNA ekspresyon seviyesi gebelik günleri G22 ve G16’da G12’den fazla olarak bulunmuştur (p<0.05). Ancak, P450scc mRNA ekspresyonunda G16 ve G22 günleri arasında fark bulunmamaktadır (p>0.05). Benzer olarak, 3?HSD mRNA ekspresyon seviyesi gebelik günleri G22 ve G16’da G12’den daha fazladır (p<0.05). Ancak, 3?HSD mRNA ekspresyonunda G16 ve G22 günleri arasında değişiklik tespit edilememiştir (p>0.05). Bu çalışmadan, in situ hibridizasyonda, S16 günde StAR mRNA’sı luteal hücrelerde bulunamadı. Buna rağmen, luteal hücrelerde G16 günde StAR mRNA tespit edildi. Öneri: Steroidojenik yolakta bulunan genlerin ekspresyon seviyesinin koyunlarda erken gebelikte kritik bir rol oynadığı görülmüştür. Sonuç olarak, koyunların korpus luteumundaki steroidojenik yolağın, erken gebeliğin devamlılığı için gerekli progesteron sentezini transkripsiyonel olarak düzenleyebileceği önerilebilir.Öğe The expression of steroidogenic genes in ovine corpus luteum during early pregnancy(Selçuk Üniversitesi, 2021) Koçak, Nadir; Hitit, Mustafa; Köse, Mehmet; Bülbül, Bülent; Atlı, Mehmet OsmanAim: The goal of this study was to investigate the expression of steroidogenic genes in ovine corpus luteum during early pregnancy Materials and Methods: The animal model was designed as pregnancy; ewes were divided into three sub-groups, pregnancy 12th day: P12, pregnancy 16th day: P16, pregnancy 22th day: P22, and cyclic day 16 (C16). The expression of steroidogenic genes (steroidogenic acute regulatory protein; StAR, cytochrome P450 side-chain cleavage; P450sscc, and 3b-hydroxysteroid dehydrogenase/delta5 delta4-isomerase; 3?HSD) was evaluated using qPCR, and mRNA localization of StAR was detected on P16 against C16 through in-situ hybridization. Results: The expression of StAR mRNA was higher on day P22 and P16 compared to P12 (p<0.05), while it was at a steady-state level on day P22 vs P16 (p>0,05). mRNA expression of P450scc was greater on day P22 and P16 than day P12 (p<0.05), however on day P22 vs P16, it was at a steady-state level (p>0,05). Also, mRNA expression of 3?HSD had a similar trend; it was higher on day P22 and P16 compared to P12 (p<0.05), while it was at a steady-state level on day P22 vs P16 (p>0,05). In in-situ hybridization, we did not detect StAR mRNA on cyclic day 16 (C16) while abundantly expressed in luteal cells in P16. Conclusion: The mRNA expression of steroidogenic genes may appear to play a critical role during early pregnancy in ewes. Accordingly, it can be suggested that the steroidogenic pathway in the corpus luteum of ewe may transcriptionally regulate progesterone synthesis required for maintenance of early pregnancy.Öğe Induction of multiple births in Akkaraman cross-bred sheep synchronized with short duration and different doses of progesterone treatment combined with PMSG outside the breeding season(NATL VETERINARY RESEARCH INST, 2006) Aköz, Mehmet; Bülbül, Bülent; Ataman, Mehmet Bozkurt; Dere, SevgiDetermination of the optimal PMSG dose for inducing increased the prolificacy in Akkaraman cross-brcd ewes synchronized with the different doses of fluorogestone acetate (FGA) outside the breeding season was the aim of this study. A total of 90 non-lactating ewes were randomly divided into two groups. Vaginal sponges containing 30 mg (group FGA1) and 40 mg (group FGA2) of fluorogestone acetate were inserted into the vagina of the ewes. The sponges were withdrawn on day 7 and 300 IU of PMSG (FGA1A, FGA2A), 500 IU of PMSG (FGA1B, FGA2B) and 700 IU of PMSG (FGA1C, FGA2C) were injected intramuscularly in the named above subgroups of FGA1 and FGA2. Oestrus response, pregnancy, lambing, and multiple birth rates were 100%, 93.3%,78.6% and 18.8% in the group FGA1A, 93.3%, 92.8%, 76.9% and 40% in the group FGA1B, 100%, 100%, 86.7% and 69.2% in the group FGA1C, 93.3%, 92.8%, 76.9% and 20% in the FGA2A, 92.8%, 100%, 84.6% and 36.4% in the group FGA2B, 100% 93.3%, 85.7%, 66.7% in the group FGA2C, respectively. Multiple birth rates in the groups FGA1C and FGA2C were significantly higher than in the other groups. In conclusion, the application of 700 IU PMSG was rather more effective than injections of 300 IU and 500 IU in ewes being outside the breeding season.Öğe İneklerde embriyo transferinde farklı prostaglandin F2? protokolleri ile taşıyıcı senkronizasyonu(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2010) Kırbaş, Mesut; Dursun, Şükrü; Köse, Mehmet; Bülbül, Bülent; Çolak, Mehmet; Mutlu, HasanAmaç: Çalışmada, dondurulmuş çözdürülmüş embriyo transferi amacıyla taşıyıcı senkronizasyonunda kullanılan farklı prostaglandin F2? protokolleri karşılaştırıldı. Gereç ve Yöntem: Toplam 46 İsviçre Esmeri inek rastgele üç gruba ayrıldı. Grup I (n=15)’deki ineklere östrüs siklusunun herhangi bir döneminde i.m. yoldan tek doz 0.150 mg kloprostenol enjekte edildi. Enjeksiyonları takiben beş gün boyunca östrüsler takip edildi. Diğer ineklere ise 11 (Grup II, n=15) ya da 14 (Grup III, n=16) gün arayla çift doz prostaglandin F2? enjekte edildi. İkinci ve III. gruplarda son enjeksiyonu takiben 5 gün süreyle östrüs gözlendi. Bütün ineklere 7. gün (östrüs 0) ethilen glikolle dondurulmuşçözdürülmüş embriyolar transfer edildi. Gebelik tespiti 28. günde ultrason ile yapıldı. Bulgular: Enjeksiyon-östrüs aralığı ve gebelik oranları Grup I, II ve III’te sırasıyla 56.13±4.37 saat ve %53.3; 62.40±3.42 saat ve %46.7; 70.75±3.08 saat ve %43.8 olarak tespit edildi. Grup I’de belirlenen enjeksiyon-östrüs aralığı Grup III’ten düşük (p<0.05) bulunurken, bu süre Grup I ile II ve Grup II ile III arasında benzer (p>0.05) olarak saptandı. Gruplarda tespit edilen gebelik oranları arasındaki fark önemsiz (p>0.05) bulundu. Öneri: Çalışmada değerlendirilen bütün senkronizasyon metotlarının dondurulmuş çözdürülmüş embriyo transferinde östrüs senkronizasyonu amacıyla kullanılabileceği kanısına varıldı.Öğe İneklerde östrüs senkronizasyonu(2005) Bülbül, Bülent; Ataman, Mehmet Bozkurtneklerde östrüslerin doğru belirlenebilmesi ve bu işe harcanan zamanın azaltılabilmesi yönünde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Son yıllarda bu amaç için, değişik hormon preparatlarının tek başına veya kombine kullanıldığı östrüs senkronizasyon programları geliştirilmiştir. Sabit zamanlı tohumlamaların birlikte kullanıldığı östrüs senkronizasyon programları uygulama kolaylığı, sakin kızgınlık gösteren hayvanların tohumlanmasına olanak sağlaması, östrüs tespiti için harcanan zaman ve işgücü kaybını önlemesinden dolayı saha şartlarında tercih edilmektedir. Suni tohumlama uygulamasıyla birlikte kullanılan bu senkronizasyon programlarının saha uygulamaları sırasında avantaj ve dezavantajlarının ortaya konularak, en uygun yöntemin seçilmesi, sığır populasyonundan en üst düzeyde faydalanılması açısından oldukça önemlidir.Öğe Investigation of accelerated lambing possibility of anatolian merino sheep(KAFKAS UNIV, VETERINER FAKULTESI DERGISI, 2014) Bülbül, Bülent; Kırbaş, Mesut; Aktaş, Ahmet Hamdi; Köse, Mehmet; Ataman, Mehmet Bozkurt; Çoyan, Kenan; Kan, MustafaInvestigation of the possibilities to increase the number of lamb gained in a year via using the accelerated lambing method and, the profitability of a farm related to this is aimed with this study. As material, 525 Anatolian Merino ewes and 40 rams, aged at 2-4, in field conditions, and 199 ewes and 15 rams at Bahri Dagdas International Agricultural Research Institute were used. Ewes in the field condition and at the Institute were divided in to two groups as accelerated lambing and control and, 200 ewes in the field condition and 75 ewes at the Institute were remained as control to get one lamb per year while 325 in the field condition and 124 at the Institute were formed treatment group. The control ewes were bred in August and September, the traditional breeding season, in a 12 month interval while 3 lambings in 2 years were applied to the ewes in the treatment group and they were bred for one month again following the period of 5 months of pregnancy, 40 days of lactation and 20 days of weaning. Ram effect, ram effect + flushing and some different protocols were used for induction and synchronization of estrus for accelerated lambing in the treatment group. As a result, more fecundity and lamb productivity achieved by accelerated lambing than once a year lambing. Synchronization methods were found to be effective on fecundity and lamb productivity in accelerated lambing applications. However, lamb yield obtained by synchronization methods used in this study were not profitable.Öğe Konya Merinosu toklularda aşımla birlikte gonadotropin-releasing hormon veya human chorionic gonadotropin uygulamasının kuzulama performansına etkisi(Selçuk Ünivesitesi Veterinerlik Fakültesi, 2012) Köse, Mehmet; Aktaş, Ahmet Hamdi; Kırbaş, Mesut; Bülbül, BülentAmaç: Bu çalışma da Konya Merinosu toklularda aşımla birlikte gonadotropin-releasing hormon (GnRH) veya human chorionic gonadotropin (hCG) uygulamasının senkronizasyon periyodu ve izleyen siklusta yaptırılan aşımlar sonrası kuzulama performansına etkisinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Materyal olarak 16-20 aylık 36 baş Konya Merinosu toklu kullanıldı. Tokluların östrüsleri 0. gün 4 µg GnRH ve 5. gün 150 µg prostaglandinF2? (PGF2?) uygulanmasıyla senkronize edildi. PGF2? enjeksiyonu sonrası östrüste olduğu tespit edilen toklular fertil oldukları daha önceden bilinen koçlarla bir kez çiftleştirildi. Aşım sonrası toklular sürüden uzaklaştırıldı ve üç gruba ayrıldı. Birinci gruptaki toklulara (n=14) 200 IU hCG, ikinci gruptakilere (n=12) 4 µg GnRH ve üçüncü gruptakilere (kontrol, n=10) 1 mL serum fizyolojik kas içi enjekte edildi. Gebelik muayeneleri aşım sonrası 30. günde ultrasononografi cihazı kullanılarak transrektal yoldan yapıldı. Bulgular: Sunulan çalışmada gebe kalan, doğum yapan, ikiz doğum yapan koyun oranı ve kuzu verimi sırasıyla hCG grubunda %85.71, %85.71, %33.3 ve 1.14, GnRH grubunda %75.0, %66.67, %12.5 ve 0.75, kontrol grubunda ise %100, %80, %37.5 ve 1.10 olarak belirlendi. Gruplar arasında kuzulama performansı ve incelenen reprodüktif parametreler arasındaki farklar istatistiki açıdan önemli bulunmadı (p>0.05). Öneri: Sonuç olarak östrüsleri senkronize edilen toklularda aşımla birlikte GnRH veya hCG uygulamalarının kuzulama performansı üzerine etkisinin olmadığı kanaatine varıldı.Öğe Plasma ?-carotene, vitamin a and vitamin c levels in cyclic and pregnant cows(2010) Ataman, Mehmet Bozkurt; Erdem, Hüseyin; Bülbül, Bülent; Haliloğlu, Seyfullah; Çınar, Miyase; Aköz, MehmetBu çalışmanın amacı siklik ve gebe ineklerde plazma ?-karoten, vitamin A ve vitamin C seviyelerini ve bu değerler arasındaki ilişkiyi belirlemekti. Bu amaçla toplam 101 Holstein inek kullanıldı. Östrüs tespitinden 12 saat sonra ineklere suni tohumlama uygulandı. İnekler gebeliklerinin belirlenmesinden sonra gebe (n81) ve gebe olmayan (n20) olarak iki gruba ayrıldı. Progesteron seviyesi yalnız 21. günde gebe ineklerde gebe olmayan ineklerden yüksek bulundu (P0.05). Gebe olmayan ineklerde ortalama vitamin C seviyesi östrüs siklusu boyunca değişmezken gebe olan ve olmayan ineklerde ?-karoten ve vitamin A seviyelerinde siklus boyunca farklılık görüldü (P0.05). Siklus sırasında gebe ineklerde plazma progesteron ve ?-karoten (P0.01) ve progesteron ve vitamin A (P0.05) seviyeleri arasında negatif, gebe olan ve olmayan ineklerde ise plazma ?-karoten ve vitamin A seviyeleri arasında pozitif ilişki saptandı (P0.01). Sonuç olarak gebe ineklerde ?-karoten, vitamin A ve vitamin C seviyelerinde, gebe olmayan ineklerde ise ?-karoten ve vitamin A seviyelerinde östrüs siklusunun evresine göre farklılıklar tespit edildi. Buna ilave olarak, bu parametrelerin arasındaki ilişkiyi ve sığırlarda reprodüksiyon üzerine etkisini araştıran daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu kanısına varıldı.Öğe Plasma ?-carotene, vitamin a and vitamin c levels in cyclic and pregnant cows(KAFKAS UNIV, VETERINER FAKULTESI DERGISI, 2010) Ataman, Mehmet Bozkurt; Erdem, Hüseyin; Bülbül, Bülent; Haliloğlu, Seyfullah; Çınar, Miyase; Aköz, MehmetThe aim of this study was to determine the plasma beta-carotene, vitamin A and vitamin C levels and correlation between these parameters in cyclic and pregnant dairy cattle. A total of 101 Holstein cows used for this aim. Artificial inseminations (AI) were performed 12 h after determining the oestrus. The cows were allocated to two groups as pregnant (n=81) and nonpregnant (n=20) after the determination of pregnancy. Progesterone level was only higher on day 21 in pregnant cows than that in nonpregnant cows (P<0.05). There were variations in the mean levels of beta-carotene and vitamin A in pregnant and nonpregnant cows (P<0.05) whereas vitamin C levels in nonpregnant cows did not differ during the oestrus cycle. There was a negative correlation between the plasma levels of progesterone and beta-carotene (P<0.01) and progesterone and vitamin A (P<0.05) in pregnant cows, and a positive correlation between the plasma levels of beta-carotene and vitamin A in both pregnant and nonpregnant cows (P<0.01), during the cycle. In conclusion, differences were determined in the levels of beta-carotene, vitamin A and vitamin C in pregnant cows, and b-carotene and vitamin A in nonpregnant cows with the stages of the oestrus cycle in this study. In addition to this, more research is needed evaluating the relationship between these parameters and their effects on bovine reproduction.Öğe Plasma β-Carotene, vitamin a and vitamin c levels in cyclic and pregnant cows(2010) Ataman, Mehmet Bozkurt; Erdem, Hüseyin; Bülbül, Bülent; Haliloğlu, Seyfullah; Çınar, Miyase; Aköz, MehmetThe aim of this study was to determine the plasma ?-carotene, vitamin A and vitamin C levels and correlation between these parameters in cyclic and pregnant dairy cattle. A total of 101 Holstein cows used for this aim. Artificial inseminations (AI) were performed 12 h after determining the oestrus. The cows were allocated to two groups as pregnant (n=81) and nonpregnant (n=20) after the determination of pregnancy. Progesterone level was only higher on day 21 in pregnant cows than that in nonpregnant cows (P<0.05). There were variations in the mean levels of ?-carotene and vitamin A in pregnant and nonpregnant cows (P<0.05) whereas vitamin C levels in nonpregnant cows did not differ during the oestrus cycle. There was a negative correlation between the plasma levels of progesterone and ?-carotene (P<0.01) and progesterone and vitamin A (P<0.05) in pregnant cows, and a positive correlation between the plasma levels of ?-carotene and vitamin A in both pregnant and nonpregnant cows (P<0.01), during the cycle. In conclusion, differences were determined in the levels of ?-carotene, vitamin A and vitamin C in pregnant cows, and b-carotene and vitamin A in nonpregnant cows with the stages of the oestrus cycle in this study. In addition to this, more research is needed evaluating the relationship between these parameters and their effects on bovine reproduction.Öğe Relationship of blood and seminal plasma ceruloplasmin, copper, iron and cadmium concentrations with sperm quality in Merino rams(ELSEVIER SCIENCE BV, 2015) Akalın, Pınar Peker; Bülbül, Bülent; Coyan, Kenan; Başpınar, Nuri; Kırbaş, Mesut; Bucak, Mustafa Numan; Güngör, ŞükrüThe aim of the current study was to investigate the concentrations of ceruloplasmin, copper, iron, zinc and cadmium concentrations in blood serum and seminal plasma obtained from Merino rams. In addition, their relationship with sperm parameters, fertility rate and litter size were also studied. Blood and ejaculate samples (6 replicates) were taken in October from 19 Merino rams, aged between 18 and 24 months. Ceruloplasmin, copper, iron, zinc and cadmium in blood serum and seminal plasma were determined. Sperm parameters including volume, mass motility, motility, concentration, Hos-test, viability, abnormal sperm and acrosome abnormality in semen, fertility rate and litter size were also evaluated. Highly positive correlation was found between blood ceruloplasmin and blood copper concentrations (r=0.812, p<0.001), whereas negative correlation were determined between these parameters in seminal plasma (r=0.195, p<0.05). Seminal plasma copper concentration was positively correlated with seminal plasma cadmium (r=0.206, p<0.05) and seminal plasma iron (r=0,305, p<0.01) concentrations. Negative correlation was determined between blood ceruloplasmin level and acrosomal defect (r=0.443, p<0.05). Seminal plasma ceruloplasmin level was positively correlated with volume (r=0.255, p<0.01) and negatively correlated with abnormal sperm (r=0.186, p=0.058) and acrosome abnormality (r=0.213, p<0.05). Seminal plasma iron concentration was positively correlated with other abnormality (r=0.257, p<0.01). Seminal plasma cadmium concentration was positively correlated with sperm abnormality (r=0.207,p=0.052) and other abnormality (r=0.262,p <0.05) and negatively correlated with fertility rate (r=0.449,p =0.054). Blood cadmium concentration was negatively correlated with litter size (r=0.579, 9<0.01). In conclusion, blood and seminal plasma ceruloplasmin may be suggested to have positive influence regardless of copper with its antioxidant property whereas iron and cadmium have negative influence on sperm parameters and fertility in Merino rams. (C) 2015 Elsevier B.V. All rights reserved.Öğe Saha Şartlarındaki I?neklerde Farklı Östros Senkroni?zasyon Yöntemleri?ni?n Fertilite Üzeri?ne Etki?si?ni?n Araştırılması(Selçuk Üniversitesi, 2005 Aralık) Ataman, Mehmet Bozkurt; Bülbül, BülentBu çalışmada, saha şartlarındaki inekderde PGF+PGF GnRH + PGF PRID+ PGF ve deri alli implant + PGF uygulamalarının östrüs senkronizasyonu ve gebelik oranları üzerine etkisi araştinidi. Materyal olarak 125 baş Holstein ırkı inek kullanıldı. Inekler tesadüf örnekleme yöntemi le beş gruba aynidi. Birinci gruba (n= 25) 11 gün arayla iki kez PGF enjekte edildi. İkinci gruba (n=25) 0. gün GnRH ve 7. gün PGF enjeksiyonu yapıldı. Üçüncü gruptaki ineklere (n= 25) 12 gün süreyle PAID ve PRIDin uzaklaştırılmasından bir gün önce PGF uygulandı. Dördüncü gruptaki ineidere (n=25) ise kulak derisi altına yerleştirilen progesteron içeren implantlar 9 gün süreyle tutuldu ve implant uzaklaştırılmadan bir gün önce PGF enjekte edildi. Beşinci gruptakd inekler (n-25) kontrol grubunu oluşturdu. Tohumlamalar 1. grupta son uygulamadan 72 ve 96, II, III ve IV. gruplarda ise 48 ve 72 saat sonra iki kez yapıldı. Kontrol grubundaki inekler (n= 25) ise gelişen östrüslen takiben tohumland. Ineklerde gebelik muayeneleri II. tohumlamalan takiben 60-90 günlerde rektal mu ayene ile gerçekleştirildi. Araştırmada I, II, III, IV ve V. gruplarda sırasıyla östrus oranlan; %100, %96.00, %100, %100 ve %100, gebelik oranian ise; %84.00, %62.50, %84.00, %72.00 ve %52.00 olarak tespit edildi. Östrüs görülme oranları açısından gruplar arasında istatistiki farkdilik saptanmadi (P>0.05). I ve III. Gruplarda elde edilen gebelik oranian V. gruptan yüksekti (P<005). Bununla birlikte, I, II, III ve IV. gruplarda gebelik oranlanı açısından istatistiki farklak saptanmadi (P>0.05). Sonuç olarak, çift doz PGF GnRH + PGF ve implant+ PGF yöntemlerinin PRID+PGF yöntemine göre daha ekonomik, uygulama kolaylığı ve hayvan sahibinin tepkisi açısından değerlendirildiğinde ise çift doz PGF ve GnRH + PGF. enjeksiyonunun daha avantajlı olduğu belirlendi. Bununla birlikte, östrüs gözlemeden sabit zamanlı tohumlamaya imkan vermesi, östrüsü senkronize etmesi ve tohumlama sonrasında yüksek gebelik oranı elde edilmesine olanak sağlamasından dolayı çalışmada kullanılan bütün senkronizasyon yöntemlerinin saha ve işletme şartlarında kullanılabileceği kanısına varıldı.