Yazar "Baytok, Ahmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Destinasyonların Toplantı Turizmi Amaçlı Pazarlanmasında Kongre ve Ziyaretçi Bürolarının Rolü: İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Örneği(Selçuk Üniversitesi, 2010) Baytok, Ahmet; Soybalı, H. Hüseyin; Emir, OktayBu çalışmada, destinasyon pazarlama örgütü olarak Kongre ve Ziyaretçi Bürosunun bir destinasyonun toplantı turizmi amaçlı pazarlanmasında rolünün araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini İstanbul ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu oluşturmaktadır. Araştırmanın bir örnek olay çalışması olması nedeniyle niteliksel yöntemler olarak yarı yapılandırılmış görüşme ve ikincil veri analizi yöntemleriyle veriler toplanmış ve değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular: İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu kurulduğu yıldan itibaren günümüze kadar geçen sürede gerçekleştirdiği faaliyetler ile toplantı sayısı ve katılımcı sayısı bakımından İstanbul’u dünyada ilk yirmi destinasyon içinde yer alan bilinir bir toplantı turizmi destinasyonu haline getirmiştir. Büro Avrupa ve dünyadaki benzerleri ile karşılaştırıldığında yapısal açıdan diğer bürolardan farklı değildir. Farklılık noktası büronun misyon, görevler, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde toplantı turizmine odaklanmasıdır. Araştırma ayrıca İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosunun bütçenin sınırlı olması, güvenlik, yeterli toplantı ve konaklama arzının olmaması ve kullanımı, yeterli sponsor bulunamaması, kamu kuruluşlarının desteklerinin yetersiz oluşu, tercüman sorunu gibi sorunlar ile karşılaştığını ve bu sorunların çözümü durumunda İstanbul ve Türkiye’nin toplantı turizmi amaçlı gelişimine ve dünya ve Avrupa’daki payının artmasına katkısının artarak devam edeceğini göstermektedir.Öğe MR İle Saptanan Uterus Didelphys Bicollis Olgusu(Selçuk Üniversitesi, 2019 Aralık) Özcan, Ayşe Gamze; Doğan, Nadire Ünver; Baytok, Ahmet; Fazlıoğulları, ZelihaUterus'un nadir görülen varyasyonlarından olan uterus didelphys, mu?llerian fu?zyonun gerc?ekles?memesi sonucu olus?maktadır. İlk olarak 1925 yılında Wilson tarafından rapor edilmiştir. Bu varyasyonda, iki ayrı cavitas uteri ve iki cervix uteri longitudinal vajinal septum ile birleşmektedir. Mu?llerian kanal anomalileri literatürde %0,1- 3,5 sıklıkta bildirilmektedir. Uterus didelphys ise bu anomalilerin % 5’ini oluşturmaktadır. Mu?llerian kanal malformasyonlarına %20 oranında renal anomaliler es?lik etmektedir. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne dismenore şikayeti ile başvuran 21 yaşındaki kadın hastanın dinamik kontrastlı pelvik MR ve difüzyon MR görüntüleri incelemesinde uterus didelphys bicollis varyasyonu belirlendi. Genellikle uterus didelphys olguları asemptomatik olup bazen dismenore, tekrarlayan abortus veya infertilite gibi şikayetlere sebep olabilirler. Uterus anomalilerin teşhisinde MR görüntüleri çok değerlidir. Uterus varyasyonları olan kişilerde muayene ve görüntüleme teknikleriyle özellikle gebelik öncesinde tanı konulması komplikasyonların önlenmesi açısından oldukça önemlidir.Öğe Prostat kanseri tanısında multiparametrik prostat MR ve histopatolojik sonuçların karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2020) Baytok, Ahmet; Koplay, MustafaRetrospektif yaptığımız çalışmamızda temel amacımız multiparametrik prostat MRG'de (mpMRG) PI-RADS v2 ve PI-RADS v2.1 kriterlerine göre sekansiyel ve final skoru olarak ayrı ayrı skorladığımız PK riski taşıyan lezyonları histopatolojik bulgularıyla karşılaştırarak; PI-RADS v2 ve PI-RADS v2.1'in PK'yı saptamadaki sensitivite, spesifite, pozitif prediktif değer (PPD), negatif prediktif değer (NPD) ve doğruluk parametrelerinin hesaplanarak tanısal rolünü incelemek ve PI-RADS v2.1'in PI-RADS v2'e tanısal anlamda üstünlük sağlayıp sağlamadığı araştırmaktır. Ayrıca PI-RADS v2.0'a göre yapılan skorlamalar iki ayrı radyolog tarafından yapılarak gözlemciler arası uyumun değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Retrospektif çalışmamıza Haziran 2017 ile Mayıs 2020 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Kliniği'ne başvuran ve sonrasında kognitif füzyon biyopsisi ve/veya radikal prostatektomi ile doku tanısı alan PK şüpheli toplam 314 hasta ve 421 lezyon dahil edilmiştir. MpMRG görüntüleri 1,5T ve 3T Siemens MR (Aera ve Skyra, Siemens Healthcare, Erlangen, Germany) cihazlarda pelvik faz dizilimli koiller ile elde edilmiş olup biri son sene radyoloji asistanı ve diğeri prostat görüntülemede deneyime sahip bir hoca tarafından PI-RADS v2 kriterlerine göre değerlendirilmiştir. Bulgular : Tüm hastaların yaş ortalaması 65.2 ± 7,6, PSA değeri ortalaması 14,3 ± 15,6, serbest PSA değeri ortalaması 2,4 ± 2,4, prostat hacmi ortalaması 84,3 ± 55,2, PSA dansitesi ortalaması 0,2 ± 0,2 olarak hesaplanmıştır. Lezyonların 121'i (%28,7) PZ'de; 300'ü (%71,3) TZ'de yerleşim göstermektedir. PZ'de tanımlanan lezyonlarının %14'ü benign grupta, %19,8'i klinik olarak anlamsız prostat kanseri grubunda, %66,1'i klinik olarak anlamlı prostat kanseri grubunda bulunmuşken, TZ'de tanımlanan lezyonlarının %81'i benign grupta, %13,3'ü klinik olarak anlamsız prostat kanseri grubunda, %5,7'si klinik olarak anlamlı prostat kanseri grubunda bulunmaktadır. Klinik olarak anlamlı prostat kanseri tespit edilen hastaların 80'i (%82,4) PZ; 17'si (%17,6) TZ yerleşimlidir. PZ lezyonlarının 9'unda (%11,3) nörovasküler demet tutulumu, 16'inde (%20,0) kapsül tutulumu, 5'inde (%6,3) seminal vezikül invazyonu, 4'ünde (%5) lenf nodu tutulumu, 3'ünde (%3,8) kemik metastazı, 3'ünde (%3,8) mesane invazyonu, 4'ünde (%5) rektum invazyonu saptanmıştır. TZ lezyonlarının 1'inde (%5,9) kapsül, nörovasküler demet tutulumu ve seminal vezikül invazyonu saptanmıştır. Hem TZ'de hem de PZ'de klinik olarak anlamlı prostat kanseri tanısında T2AG, DAG, PI-RADS v2, PI-RADS v2.1 ve PI-RADS v2 (ikinci gözlemci) değişkenlerinin tanı değerleri yüksek bulunmuştur (p<0.001). PZ'de T2AG'nin klinik olarak anlamlı prostat kanseri tespiti için sensitivitesi %80 ve spesifitesi %95,1 iken , DAG'nin sensitivitesi %98,7, spesifitesi %82,9 olarak hesaplanmıştır. PZ'de PI-RADS v2'nin klinik olarak anlamlı prostat kanseri tespitinde sensitivitesi %78,7 ve spesifitesi %95,1 olarak hesaplanmış iken PI-RADS v2.1'nin sensitivitesi %78,7, spesifitesi %95,1, PI-RADS v2'nin (ikinci gözlemci) sensitivitesi %78,7, spesifitesi %95,1 olarak hesaplanmıştır. TZ'de T2AG'nin klinik anlamlı prostat kanseri tespiti için sensitivitesi %88,2 ve spesifitesi %98,5 iken, DAG'nin sensitivitesi %94,1, spesifitesi %98,5 olarak hesaplanmıştır. TZ'de PI-RADS v2 'nin klinik olarak anlamlı prostat kanserinde sensitivitesi %94,1, spesifitesi %98,9 olarak hesaplanmış iken PI-RADS v2.1'in sensitivitesi %94,1, spesifitesi %98,9, PI-RADS v2'nin (ikinci gözlemci) sensitivitesi %76,4, spesifitesi %86,9 olarak hesaplanmıştır. Klinik olarak anlamlı prostat kanseri tanısı alan hastaların 16'sında (%94,1); klinik olarak anlamsız prostat kanseri veya benign tanı alan hastaların 115'inde (%40,7) DKG'de kontrast tutulumu saptanmıştır. Çalışmamızda PI-RADS v2.1'e göre skoru 2'den 3'e yükselen 7 TZ lezyonu saptanmış olup bunlar arasında klinik olarak anlamlı prostat kanseri saptanmamıştır. Ayrıca PI-RADS v2 ile PI-RADS v2.1 arasında istatiksel olarak anlamlı tanısal farklılık saptanmamıştr. ISUP grade ile PSA, serbest PSA, PSA dansitesi, PI-RADS ve çap arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptanmış iken (r=0,216, r=0,405, r=0,255, r=0,740, r=0,584, sırası ile) ISUP grade ile hacim arasında negatif yönde anlamlı çok zayıf bir ilişki saptanmıştır (r=-0,139; p<0,01). ADC değeri ile PI-RADS arasında pozitif yönde anlamlı zayıf düzeyde bir ilişki saptanmıştır (r=0,312; p<0,01). PSA değeri ile çap, yaş ve prostat volümü arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır (r=0,204). PZ'de PI-RADS v2 sınıflamasına göre gözlemciler arası uyum istatistiksel olarak anlamlı ve çok güçlü düzeyde iken (κ=0,959 ve p<0,001), TZ'de gözlemciler arası uyum istatistiksel olarak anlamlı ve zayıf düzeydedir (κ=0,316 ve p<0,001). Sonuç: PK tanısında PI-RADS v2 ve v2.1 sınıflamaları son derece etkili olup çalışmamızda iki skorlama sisteminde de benzer şekilde yüksek sensitivite, spesifite, PPD, NPD ve tanısal doğruluk oranları saptanmıştır. Özellikle NPD yüksekliği sebebiyle klinik olarak anlamlı olmayan kanserler ve benign lezyonlarda uygulanması muhtemelen gereksiz agresif tedavilerin ve buna bağlı oluşabilecek komplikasyonların önüne geçilebilir. Her ne kadar iki versiyon arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmasa da daha yüksek sayılı hastalar ile yapılacak calışmalarda özellikle TZ kanserlerinin tanısında v2.1'in v2.0'a üstünlüğü saptanabilir. Güncellenen versiyonlar ile özellikle tanımlanması zor TZ lezyonları konusunda kullanıcılar arasındaki değerlendirme uyumu arttırılabilir. MpMRG ve PI-RADS skorlama sistemi PK tanısında güncellenen her versiyonu ile ortak bir yorumlama dili oluşturma konusunda mesafe katederek PK tanı ve takibinde her geçen gün yerini sağlamlaştırmaktadır.