Yazar "Bunsuz, Halil" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu sahası Türk halk hikâyelerinde dinî motifler üzerine bir araştırma(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015-06-25) Bunsuz, Halil; Gönen, SinanTürk halk edebiyatı, yüzyıllardır bu milletin tüm duygu ve düşüncelerine çeşitli sözlü ürünlerle tercüman olmuştur. Öyle ki halk edebiyatı, her yaştan ve cinsiyetten kişilere hitap eden ürünlere sahiptir. Bu ürünler arasında bulunan halk hikâyeleri de büyük bir öneme sahiptir. Çünkü halk hikâyeleri anlatıma dayanan bir türdür. Bu hikâyelerde genel olarak aşk ve kahramanlık konuları işlenir. Milletimiz tarih sahnesinde var olduğu günden beri bu konulara büyük bir ilgi göstermiştir. Hikâyeleri, özellikle dinlemeyi ve okumayı çok sevmiştir. Bu çalışmada Anadolu sahası Türk halk hikâyelerinde yer alan dinî motifler incelenmiştir. Hikâyelerde tespit edilen dini motifler ana ve alt başlıklar halinde tasnif edilmiştir. Bu başlıklarda motiflerin tanımları verilmiştir. Daha sonra bu motiflerin hikâyelerde nasıl kullanıldıkları gösterilmiştir. Çalışmamızda hikâyelerde daha çok İslami motiflerin olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda gerek âşıkların gerekse anlatıcıların hikâyelerde İslami motifleri eğitici ve öğretici bir şekilde kullandıkları görülmüştür.Öğe Anadolu Türk Efsanelerinde Cimrilik(Selçuk Üniversitesi, 2021) Demirtaş, Sezai; Bunsuz, HalilKozmopolit bir yapı olan toplumu anlamak için dinî, siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal vb. bazı ölçütlere ihtiyaç vardır. Toplum araştırmalarının kültürel boyutunda yer alan sözlü kültür geleneği ve geleneğin önemli bir bölümünü oluşturan halk anlatıları bu ölçütlerden birisidir. Toplumun maddi-manevi değerlerine dair izler taşıyan halk anlatılarında cömertlik, yardımseverlik, doğruluk gibi olumlu davranış kalıpları yanında kıskançlık, çekememezlik, kendini beğenmişlik gibi olumsuz davranış biçimleri de kendine yer bulmuştur. Mal biriktirme ve malını paylaşmama hastalığı olarak kısaca tanımlanabilen cimrilik, anlatılarda karşılaşılan olumsuz davranış biçimlerindendir. Türk insanın cimriliğe bakışını halk anlatılarından efsaneler bağlamında inceleme gayesiyle ortaya konulmuş ve folklorun kültürlerdeki eğitimi sağlama, benimsenmiş davranış kalıplarını devam ettirme gibi işlevlerinden yola çıkan bu çalışma kültürel bir okuma çabası niteliği taşımaktadır. Toplum birlikteliğine zarar veren cimriliğin söz konusu kişilerin toplum tarafından hoş karşılanmaması suretiyle eleştiri konusu hâline getirilmesi ve çeşitli şekillerde ikaz edilerek toplumsal bir farkındalık oluşturulması Anadolu Türk efsanelerinden seçilen örnek metinler vasıtasıyla ortaya konulmaya çalışılmıştır.Öğe Sözlü Kültür Geleneği̇nde İslami̇ Unsurlar(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Bunsuz, Halil; Gönen, SinanDinler, geçmişten bugüne tarihin en önemli unsurlarından biri olmuştur. İnsanlık, tarih boyunca inanacağı bir yaratıcı, mensup olacağı bir din aramıştır. Türkler de tarih sahnesine çıktıkları günden itibaren bu arayışın içerisine giren milletler arasındadır. Türkler arasında VIII. yüzyılda başlayan İslamiyet’i tanıma ve benimseme süreci X. yüzyılda büyük bir ivme kazanmış ve İslamiyet, Türkler arasında hızla yayılmıştır. Türklerin Orta Asya’dan ayrılarak yeni yurt edinme çabaları, bu yolda karşılaştıkları zorluklar, buna bağlı olarak aksiyon dolu hayatları, konar-göçer yaşam şekli, sözlü kültürlerini yazıya geçirmelerini geciktirmiştir. Bu durum, günümüzde dahi Türkleri bütünüyle anlamak için sözlü kültürün önemini arttırmıştır. İslamiyet’i benimseyen Türkler, o tarihe kadar meydana getirdikleri sözlü kültürlerini yüzyıllar içerisinde İslamiyet ile yoğurarak zenginleştirmiş ve bir sözlü kültür geleneği ortaya koymuşlardır. Bu çalışmamız sözlü kültür geleneği ürünlerinden anonim halk anlatmalarında, anonim halk şiirinde, halk tiyatrosunda, kalıplaşmış ifadelerde ve geçiş dönemlerinde tespit edilen İslami unsurları bilimsel bir incelemeye tabi tutmaktadır. Geleneğin ürünlerinde özellikle, inanç ve ibadet bağlamında tespit edilen İslami unsurların ürünlere yansımaları, meydana getirdikleri etkileri; anlatıma ve temsile dayalı eserlerde kahramanların davranışlarını belirlemesi; kalıplaşmış ifadelerde ve şiirsel türlerde duygu ve düşünceyi; geçiş dönemlerinde pratikleri şekillendirmesi ve tamamında İslamiyet’in öğretilmesindeki rolleri, büyük bir öneme sahiptir. Bu çalışmayla Anadolu sözlü kültür geleneğinde inanca, ibadete ve sosyal hayata dair İslami unsurlar tespit edilerek bunların halk kültürü içerisindeki yeri ve İslami değerlerin/kavramların öğretilmesindeki işlevi ortaya konulmuştur.Öğe Yunus Emre Divanı’nda Tanrı Anlayışının Esmayıhüsna Bağlamında Çözümlenmesi(2024) Bunsuz, HalilÖz Anadolu topraklarının Moğol istilası, taht kavgaları ve halk isyanları ile siyasi, içtimaive kültürel anlamda geçirdiği buhranlı zamanlarda yaşamış olan Yunus Emre, Anadolu insanına şiirlerinde ifade ettiği düşünceleri ile nefes aldırmıştır. Tarihî serüvenlerinde birçok sıkıntıyı aşan Türk milleti XIII. ve XIV. asırda karşılaştığı zorlukların üstesinden gelirken Yunus Emre’ye kulak vermiştir. Bu dönemde Yunus Emre, ümitsizliğe düşen Anadolu insanına ümit aşılamış; dostluğun, kardeşliğin öneminden bahsederek onları birlik ve beraberliğe davet etmiş; dünyanın geçiciliğini hatırlatarak, Kur’an-ı Kerim ve hadislerin yol göstericiliğinde yaşamayı öğütlemiştir. Şiirlerinde halkın sorunlarını ifade ettiği, halkı ve Hakk’ı sevdiği görülen Yunus Emre, insanlara Allah’ı tasavvufi bir pencereden anlatmaya ve sevdirmeye çalışmıştır. Bu yönüyle Hak âşığı, Allah dostu gibi sıfatlar ile anılan Yunus Emre’nin Cenab-ı Hakk’ı sadece sevgi odaklı anladığı ve anlattığı düşünülebilir. Oysa Dîvân dikkatle incelendiğinde onun, Tanrı’yı hesap soran, suçluları cezalandıran, nimet veren, tüm kâinatı idare eden, adil ve ilim sahibi olduğunu bildiği, kudreti, yüceliği, hidayet verici gibi farklı isim ve sıfatları ile tanıdığı ve insanlara anlattığı görülmektedir. Bu bağlamda Yunus Emre, Allah’ın doksan dokuz isminin terkibi olan esmayı hüsnadan önemli ölçüde faydalanmıştır. Makalede, yaşadığı çağı ve coğrafyayı aşarak sesini ve sözünü insanlığa duyurmaya devam eden Yunus Emre’nin, divanında Allah’ı nasıl anladığı ve insanlara anlatırken esmayıhüsna diye ifade edilen isimlerden ve manalarından ne kadar ve nasıl faydalandığı anlatılacaktır. Bu durum aynı zamanda Yunus Emre’nin ciddi bir İslami eğitim aldığını ileri sürenler için de yeni bir dayanak olacaktır.