Yazar "Canger, Emin Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Konka bulloza tiplerinin maksiller sinüs patolojileri ile ilişkisi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Aşantoğrol, Firdevs; Canger, Emin Murat; Coşgunarslan, Aykağan; Kış, Hatice CansuAmaç: Bu çalışmanın amacı, konka bulloza (KB) olarak da bilinen orta konka pnömatizasyonunun tipleri ve görülme sıklığının belirlenmesi ve bunların maksiller sinüs mukozası patolojileri üzerine olası etkilerinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Erciyes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalına konik ışınlı bilgisayarlı tomografisi (KIBT) ile paranazal sinüs değerlendirilmesi amacıyla başvuran 75 hastanın görüntüleri retrospektif olarak incelendi. Orta konka pnömatizasyonları; lameller, bülböz ve ekstensif olarak sınıflandırılarak, her bir konka bulloza tipi ile maksiller sinüs hastalığı arasında ilişki olup olmadığı araştırıldı. Maksiller sinüs tutulumu, maksiller sinüs ostiumu (MSO) tıkanıklığı ve maksiller sinüste mukozal kalınlaşma (MSMK) varlığı araştırılarak değerlendirildi. Bulgular: Toplam KB sayısı 76 idi. 30 (%40) hastada bilateral KB, 16 (% 21.3) hastada unilateral KB vardı. KB’ların 29’u (% 38.1) lameller tipte, 27’si (% 35.5) bülböz tipte ve 20’si (% 26.3) ekstensif tipteydi. Lameller tip 29 KB’nın 5’inde (% 17.2) MSO tıkanıklığı; 18’inde (%62) MSMK bulundu. Bülböz tip 27 KB’nın 7’sinde (% 25.9) MSO tıkanıklığı; 15’inde (%55,5) MSMK tespit edildi. Ekstensif tip 20 KB’nın ise 3’ünde (%15) MSO tıkanıklığı; 12’sinde (%60) MSMK vardı. Bilateral KB’sı olan 30 hastanın 2’sinde (% 6.6) sağ MSO tıkanıklığı, 2’sinde (% 6.6) sol MSO tıkanıklığı saptanırken 16’sında (% 53.3) ise MSMK belirlendi. Sonuç: Farklı KB tipleri ve tek taraflı veya çift taraflı olması ile ostium tıkanıklığı ve mukozal kalınlaşma gibi maksiller sinüs hastalıkları arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki saptanamadı.Öğe Periapikal lezyonların yüksek çözünürlüklü ultrasonografi ile görüntülenmesinde etkili faktörlerin belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2020) Etöz, Meryem; Avcı, Fatma; Canger, Emin Murat; Taşdemir, ZekeriyaAmaç: Bu çalışmada panoramik (PR) ve periapikal radyograflarda (PAR) izlenen periapikal patolojilerin ultrasonografi (USG) ile değerlendirilmesinde yaş, cinsiyet, lezyon boyut ve lokalizasyon gibi olası etkilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca lezyonun boyutu ile USG de vaskülarizasyon varlığı arasındaki ilişkinin belirlenmesi de amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma 46 birey üzerinde yürütüldü. Periapikal lezyonların (PAL) ilişkili olduğu dişler, her bir çene için anterior, premolar ve molar dişler olarak altı grup halinde sınıflandırıldı. PAL’lerin periapikal radyograflardaki mezio-distal (MD) boyutları, < 5 mm, 6-10 mm arası ve > 10 mm olacak şekilde üç grup olarak sınıflandırıldı. PAL’lerin MD boyutları üç farklı görüntüleme yöntemiyle (PAR, PR ve USG) ölçüldü ve ikili uyumları karşılaştırıldı. USG incelemelerinin tamamı yüksek çözünürlüklü ultrasonografi cihazı B-Mod ve yüksek frekanslı lineer tarama probları kullanılarak gerçekleştirildi. Renkli doppler USG ile de PA lezyonların vaskülarizasyonları değerlendirildi. Bulgular: PAL’lerin lokalizasyonlarının, USG’de görünebilir olmaları üzerinde etkili olduğu saptandı (p < 0.001). Maksiller anterior bölgedeki lezyonların görünürlülüğünün en fazla olduğu ancak maksiler premolar ve mandibular molar bölgedeki lezyonların USG ile görüntülenemediği izlendi. Lezyon boyutu ile renkli doppler USG vaskülarizasyon bulguları arasında bir ilişki izlenmedi. Sonuç: Her üç teknikte de (PR, PAR ve USG) lezyonların maksimum MD boyut ölçümlerinin birbiriyle uyumlu olduğu görüldü. Lezyon karakteristiğinin lezyon boyutu ile ilişkilendirilemeyeceği gözlendi. USG, görüntülenebilen periapikal lezyonların takibinde kullanılabilecek alternatif bir teknik olabilir.Öğe Periodontitis ile ilişkili trabeküler kemik değişikliklerinin fraktal analiz ile incelenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Coşgunarslan, Aykağan; Aşantoğrol, Firdevs; Canger, Emin Murat; Medikoğlu, Elif Kübra; Soydan, DamlaAmaç: Periodontitis kemik ve diş dokularını etkileyen patolojik bir süreçtir bu nedenle trabeküler kemik yapısı da etkilenmiş olabilir. Kemik yıkımının erken teşhisi tedavi planını etkiler ve kemik yıkımının önüne geçilmesinde önemlidir. Fraktal analiz fraktal yapıların karmaşıklığını tarif etmek için geliştirilmiş bir doku analizidir. Bu çalışmanın amacı sağlıklı diş etine sahip hastalar ile periodontitisli hastaların trabeküler kemik yapılarının Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (KIBT) görüntüleri üzerinden fraktal analiz ile incelenmesidir. Gereç ve Yöntemler: 96 hastaya ait kayıtlar retrospektif olarak incelendi. Hastalar klinik ve radyolojik bulgular yardımıyla iki gruba ayrıldı. Mandibular birinci molar ve ikinci premolar dişin ortasındaki multiplanar KIBT kesitleri belirlendi. 64x64 piksel boyutundaki ilgili alanlar mandibular kanalın yukarısında, trabeküler kemiğin içerisinde olacak şekilde seçildi. Fraktal analiz kutu sayma metodu ile gerçekleştirildi. Bulgular: Sağlıklı dişetine sahip hasta grubunun ortalama fraktal boyut (FB) değeri 1.22 (±0.07), periodontitis hasta grubunun ortalama FB değeri 1.25 (±0.1) olarak bulunmuştur. Sağlıklı dişeti grubu ve periodontitis grubunun yaş ortalamaları 39.54 (±8.33) ve 43.72 (±10.53) idi. Sonuç: Sağlıklı dişetine sahip hastalar ile periodontitis hastalarının FB değerleri arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (p>0.05). Daha yüksek hasta sayısına sahip ve hem konvansiyonel radyografi hem KIBT kullanılarak yapılan fraktal analiz çalışmaları hastalık süreci ve kemik yapısına etkisi hakkında daha çok bilgi verecektir.