Yazar "Demirel, Gamze" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe COMMUNITY-ACQUIRED METHICILLIN-RESISTANT STAPHYLOCOCCUS AUREUS AND GENOTYPES AMONG UNIVERSITY STUDENTS IN TURKEY(SOUTHEAST ASIAN MINISTERS EDUC ORGANIZATION, 2014) Demirel, Gamze; Findik, Duygu; Dagi, Hatice Turk; Arslan, Ugur; Lan, ArsNasal carriage of Staphylococcus aureus is an important risk factor for nosocomial and community-acquired staphylococcal infections. We investigate the prevalence of community-acquired methicillin-sensitive (CA-MSSA) and -resistant (CA-MRSA), including inducible dormant (ID)-MRSA S. aureus, and genotypes of MRSA strains of nasal cultures from 1,108 university students attending Selcuk University, Turkey. Risk factors were based on replies to a questionnaire. S. aureus was identified using conventional culture methods and a Stapyloslide (R) latex test. Antibiotic susceptibility and methicillin resistance were determined by a disk diffusion method, and vancomycin susceptibility was performed using an E-test. Identification of mecA and SCCmec types were conducted by PCR and genotypes by pulse field gel-electrophoresis (PFGE). Prevalence of S. aureus was 17%, with 9% being MRSA. Two isolates were SCCmec type III, 11 were SCCmec variant IIIA and one SCCmec type IV. No ID-MRSA was detected. The majority of the isolates were resistant to penicillin and no strain was resistant to vancomycin. Two MRSA strains were PFGE pulsotype A, 9 pulsotype B, 2 pulsotype C,1 pulsotype D and 3 pulsotype E. Presence of permanent catheter and use of antibiotics in the previous month were risk factors for MSSA colonization and association with medical facilities were risk factors for MRSA carriers. There is a need for multicenter studies in Turkey to investigate CA- and ID-MRSA prevalence and nosocomial infections.Öğe Detection of methicillin resistance and various virulence factors in staphylococcus aureus strains isolated from nasal carriers(GALENOS YAYINCILIK, 2015) Dağı, Hatice Türk; Fındık, Duygu; Demirel, Gamze; Arslan, UğurBackground: Staphylococus aureus can be found as a commensal on skin and nasal flora or it may cause local and invasive infections. S. aureus has a large number of virulence factors. Aims: To investigate the methicillin resistance and frequency of various virulence factors in S. aureus nasal isolates. Study Design: Descriptive study. Methods: Nasal samples collected from university students were cultured in media. S. aureus was identified by conventional methods and the Staphyloslide latex test (Becton Dickinson, Sparks, USA). Antibiotic susceptibility tests were conducted, and the methicillin resistance was determined. The mecA, nuc, pvl and staphylococcal toxin genes were examined by polymerase chain reaction (PCR). Results: S. aureus was isolated in 104 of 600 (17.3%) nasal samples. In total, 101 (97.1%) S. aureus isolates were methicillin-sensitive and the remaining 3 (2.9%) were methicillin-resistant. Furthermore, all but five isolates carried at least one staphylococcal enterotoxin gene, with seg being predominant. The tst and eta genes were determined in 29 (27.9%), and 3 (2.9%) isolates, respectively. None of the S. aureus isolates harbored see, etb, and pvl genes. Conclusion: A moderate rate of S. aureus carriage and low frequency of MRSA were detected in healthy students. S. aureus isolates had a high prevalence of staphylococcal enterotoxin genes and the tst gene. In this study, a large number of virulence factors were examined in S. aureus nasal isolates, and the data obtained from this study can be used for monitoring the prevalence of virulence genes in S. aureus strains isolated from nasal carriers.Öğe Sağlık Hi̇zmetleri̇nde Geri̇ Ödeme Yöntemleri̇(Selçuk Üniversitesi, 2020 Aralık) Demirel, GamzeSağlık kurumlarına ve sağlık hizmet sunucularına yapılan geri ödeme mekanizmaları, sağlık hizmet sunumunun kalitesi ve verimliliği açısından çok önemli bir etkiye sahiptir. Ödeme yöntemlerinden her biri sağlık hizmetlerinde kaliteyi, üretim miktarını, sağlık hizmetlerinin etkinliğini aynı zamanda da hem hizmet sunan hem de hizmet alan tarafı olumlu ve olumsuz etkileyebilen farklı özelliklere sahiptir. Bu nedenle ödeme sistemlerinden tek bir yöntemi temel alarak kullanmak yerine birden fazla ödeme yöntemini bir arada kullanmak daha iyi bir yol olarak görülmektedir. Yine ülkemizde de birden fazla geri ödeme yönteminin birlikte kullanıldığı söylenebilmektedir. Ödeyiciler tarafından sağlık hizmeti kurumlarına ve sağlık profesyonellerine yapılan ödeme yöntemleri ise şunlardır; global ve harcama kalemlerine göre bütçe yöntemi, kişi başına ödeme, hizmet başına ödeme, prim ödemesi, vaka başına ödeme (TİG), maaş yöntemi ve gün başına ödemelerdir (Beylik vd., 2015: 40). Bu çalışma sağlık hizmetlerinde kullanılmakta olan geri ödeme yöntemlerinin neler olduğunun hem sağlık kurumu açısından hem de bireysel hizmet sunucuları açısından incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiş bir çalışmadır. Çalışmada her bir yöntemin hem güçlü hem de zayıf yönleri ele alınmaktadırÖğe Sağlıklı yaşam farkındalığı ve sağlık arama davranışı arasındaki ilişki: Konya örneği(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Demirel, Gamze; Ertaş, HandanBu çalışma sağlıklı yaşam farkındalığı ve sağlık arama davranışı arasındaki ilişkinin incelenmesini amaçlamaktadır. Bu araştırma ile sağlık arama davranışı sağlıklı yaşam farkındalığı ile ilişkilendirilerek ele alınmıştır. Literatür incelendiğinde sağlık arama davranışı ve sağlıklı yaşam farkındalığı arasındaki ilişkiyi ele alan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ayrıca konuya ilişkin yeteri kadar bilimsel çalışmanın yapılmadığı, yapılan çalışmaların ise sınırlı olduğu görülmüştür. Yapılan çalışma literatürdeki bu eksikliğin giderilmesi açısından önemlilik arz etmektedir. Çalışma Konya Selçuklu, Meram, Karatay ilçelerinde ikamet eden 18 yaş üstü gönüllü bireyleri kapsamaktadır. Çalışmada 500 kişi örnekleme dahil edilmiştir. Online anket yöntemi kullanılarak toplanan veriler SPSS programı kullanılarak analiz edilmiştir. Anketin ilk bölümünde ankete katılan kişilerin demografik özelliklerine ilişkin sorular yer almaktadır. İkinci bölümde ise kişilerin sağlıklı yaşam farkındalık düzeylerini ölçmeyi sağlayan ölçek soruları yer almaktadır. Sağlıklı yaşam farkındalığı ölçeği Özer ve Yılmaz (2020) tarafından geliştirilmiştir. 15 maddelik bu ölçek; sosyalleşme, sorumluluk, değişim ve beslenme olmak üzere 4 alt boyuttan oluşmaktadır. Araştırmada ölçeğin güvenilirlik katsayısı 0,80 olarak bulunmuştur. Anket formunun üçüncü kısmında ise kişilerin sağlık arama davranışlarını ölçmeyi sağlayan ölçek soruları yer almaktadır. Sağlık arama davranışı ölçeği Kıraç ve Öztürk (2021) tarafından geliştirilmiştir. 12 maddelik bu ölçek; online, profesyonel ve geleneksel sağlık arama davranışı olmak üzere üç alt boyuttan oluşmaktadır. Araştırmada ölçeğin güvenilirlik katsayısı 0,75 olarak bulunmuştur. Araştırmaya katılan bireylerin %44,4'ü erkek ve %55,6'sı kadınlardan oluşmaktadır. Yapılan korelasyon analizine göre Sağlıklı Yaşam Farkındalığı ve Sağlık Arama Davranışı ölçekleri arasında pozitif yönde orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Sağlıklı Yaşam Farkındalığı ile geleneksel sağlık arama alt boyutu arasında pozitif yönde zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu ve online sağlık arama ve profesyonel sağlık arama alt boyutları arasında pozitif yönde orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Sağlık Arama Davranışı ile sosyalleşme alt boyutu arasında pozitif yönde güçlü düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu ve değişim, sorumluluk ve beslenme alt boyutları arasında pozitif yönde zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak sağlıklı yaşam farkındalığı, bireylerin bilinçli bir şekilde sağlık arama davranışına yönelmesiyle ilişkili bulunmuştur. Kişilerin sağlıklı yaşam farkındalıkları sağlık arama davranışını pozitif yönde etkilemektedir. Bu sebeple kişilerin sağlıklı bir yaşamı sürdürebilmeleri ve sağlığını yitirmeden öncesinde ve sonrasında sağlığını korumak ve sağlık sorunlarına çözüm aramak için kendi davranış tarzlarında değişikliğe gitmeleri son derece önemlidir. Çünkü sağlıklı yaşam farkındalığı yüksek olan bireyler sağlıklı olmayan davranışlarından vazgeçmekte ve sağlık arama davranışlarına da daha fazla yönelmektedirler.Öğe Yurtta kalan öğrencilerde toplumsal kaynaklı metisilin dirençli (TK-MRSA) ve indüklenebilir dormant metisilin dirençli stapylococcus aureus (ID-MRSA) taşıyıcılığının ve taşıyıcılarda üreyen suşlarda klonal ilişkinin araştırılması(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Demirel, Gamze; Fındık, DuyguStapylococcus aureus hastane ve toplumsal kaynaklı enfeksiyonlara neden olan önemli bir insan patojenidir. İnsanların yaklaşık %30?u S. aureus?u burunda ve vücudun diğer kısımlarında taşırlar. Bu çalışmanın amacı, indüklenebilir dormant metisilin dirençli S. aureus?un üniversite öğrencilerindeki burun kolonizasyonunu belirlemektir. Sağlıklı öğrencilerin burun kültürleri alındı. S. aureus?a benzeyen tüm koloniler konvansiyonel yöntemler ve stapyloslide lateks test ile tanımlandı (Becton Dickinson, Sparks, USA). Antibiyotik duyarlılık testleri ve metisilin direnci Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile CLSI önerileri doğrultusunda belirlendi. Vankomisin duyarlılığı E-test ile araştırıldı. Tüm S. aureus?larda mecA genleri varlığı PCR ile belirlendi. SCCmec tipleri ise türe özgü primerlerin kullanılması ile tespit edildi. MRSA?ların klonal ilişkisi PFGE yöntemi ile araştırıldı. Araştırmaya alınan 1108 öğrenciden %17 (n=192)?sinin S. aureus ile kolonize olduğu görüldü. İzolatların %91 (n=175)?i metisiline duyarlı, %9 (n=17)?u metisiline dirençli olarak bulundu. S. aureus?lardan %91 (n=175)?inin mecA geni negatif (MSSA), %9 (n=17)?unun mecA geni pozitif bulundu. Metisiline duyarlı olup mecA geni pozitif olan suş yani indüklenebilir dormant metisilin direnci bulunamadı. İzolatlardan 2?sinin SCCmec tip III, 11?inin SCCmec varyant IIIA ve 1?inin SCCmec tip IV olduğu tespit edildi. mecA pozitif olan 3 örneğin ise SCCmec sınıflandırması yapılamadı. Tüm suşlar vankomisine duyarlı bulundu. S. aureus?un diğer antibiyotiklere duyarlılıkları trimetoprim / sulfametoksazol için %97.4, linezolid ve levofloksasin için %99, klindamisin için %95.3, tetrasiklin ve gentamisin için %92.2, eritromisin için %84.9 ve penisilin için %22.4 bulundu. PFGE ile 5 pulsotip (klon) (A-E) saptandı. Suşların ikisinin A pulsotipi, dokuzunun B pulsotipi, ikisinin C, birinin D ve üçünün E pulsotipine ait olduğu belirlendi. En geniş pulsotipi B pulsotipi oluşturmaktaydı (%52.9). B pulsotipindeki 9 izolatın 5?i B1 ve 4?ü B2 olarak tanımlandı. B pulsotipindeki 9 izolatın 5?i B1 ve 4?ü B2 olarak tanımlandı. B pulsotipindeki 9 izolatın 6?sı tıp öğrencilerinden 3?ü yurtta kalan diğer öğrencilerden izole edildi ve bunların anket sonuçları incelendiğinde hastanede yatma öykülerinin olduğu görüldü. B pulsotipine ait olarak belirlenen suşların hastane kökenli olduğu düşünüldü. MRSA taşıyıcılığı oranı tıp fakültesi öğrencilerinde, yurtta kalan öğrencilere oranla daha yüksek saptanmıştır. Hastanede bulunmanın MRSA taşıyıcılığı açısından risk olduğu saptanmıştır. Hastane personeli koruyucu önlemler konusunda eğitilmelidir. Hastane ve toplum temelli sürveyans çalışmalarının ve izolatların moleküler mikrobiyolojik analizinin yapılması MRSA epidemiyolojisinin ve evriminin anlaşılmasını sağlayacaktır.