Yazar "Deran, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Büyükşehir Belediyeleri ile Bağlı İdarelerde İç Denetimin Etkinliği: Mersin Örneği(Selçuk Üniversitesi, 2020) Deran, Ali; Alıcı, Orhan VeliToplumsal düzeyde gereksinim duyulan kamusal nitelikli hizmetlerin giderek çeşitlenmesi neticesinde bu alanlarda faaliyet gösteren idarelerin yönetim süreçleri karmaşık bir hale gelmiştir. Buna bağlı olarak da hizmetlerin ifasında denetimin önemi ve işlerliği elzem bir hal almıştır. Türkiye’de de kentleşme ve nüfus artışı gibi nedenlerle yerel hizmetlerin sunumunda etkin bir denetimin gerekli olduğu anlayışı kabul görmektedir. Bu çalışmada da ülke nüfusunun önemli bir kısmı için mahalli müşterek nitelikli hizmetleri sunan büyükşehir belediyeleri ile bağlı idarelerin denetim süreçleri özetlenerek, özellikle kamu yönetimi paradigmalarında yaşanan değişimle beraber tatbik imkânı bulan iç denetimin etkinliği açıklanacaktır. Genel yönetim kapsamındaki idarelerle beraber anılan idarelerde iç denetim faaliyetinin çıktıları, Sayıştay Başkanlığınca yapılan denetim sonuçlarıyla da mukayese edilecek, akabinde de büyükşehir belediyeleri ve bağlı idareleri özelinde mikro bir değerlendirmeye gidebilmek adına Mersin örneği ele alınacaktır.Öğe Hastanelerde Yalın Yönetimin Bir Aracı Olarak Değer Akış Maliyetleme Ve Kamu Hastanesinde Bir Uygulama(Selçuk Üniversitesi, 2014) Deran, Ali; Beller, BeyhanMamul veya hizmetlerin satışından elde edilen gelirin ve bu gelirin elde edilebilmesi amacıyla üretim aşamasında katlanılan maliyetlerin dönem sonlarında düzenlenen bilanço ve gelir tablolarının kullanılması ile hazırlanan raporlarla işletme yöneticilerine ve finansal bilgi kullanıcılarına sunulması gerekmektedir. Bu raporların hazırlanabilmesi için işletmelerin üretim aşamalarında benimsemesi gereken düşünceler bulunmaktadır. Bu düşüncelerden bir tanesi yalın düşüncenin dikkate alınması ile kullanılan yalın üretim sistemidir. Yalın üretim sistemi ile işletmeler, mamul veya hizmetlerin üretim aşamasında oluşabilecek israfları en az seviyeye indirmekte ve rekabet avantajı sağlamaktadırlar. Hem israfı en az seviyeye indiren hem de rekabet avantajı gibi birtakım avantajlar sağlayan yalın üretim sisteminin kullanılması ile mamul veya hizmetlerin üretiminin gerçekleştirilebilmesi amacıyla katlanılan maliyetlerin hesaplanmasında ve katlanılan maliyetlerin işletme yöneticilerine ve finansal bilgi kullanıcılarına raporlar yardımı ile sunulabilmesinde bir bilgi sistemi olarak ifade edilebilen muhasebeden de yararlanılması gerekmektedir. Yalın düşünce ve yalın üretim sisteminin dikkate alınması ile katlanılan maliyetlerin hesaplanması ve bu maliyetlerin ilgili bilgi kullanıcılarına sunumunda israfı da elimine eden muhasebe sistemi yalın muhasebe olarak ifade edilmektedir. Yalın düşünceyi temel alan yalın üretim sistemi ve yalın muhasebede de israfı en az seviyeye indirebilmek amaçlanmaktadır. Bu amacı yerine getirebilmek için kullanılan birtakım araçlar bulunmaktadır. Yalın düşünceyi temel alan ve israfı en az seviyeye indirmeyi amaçlayan yalın üretim sisteminde kullanılan araçlardan bir tanesi de değer akış maliyetlemedir. Değer akış maliyetleme, yalın düşünce felsefesinin temelinde yer alan değer ve değer akışının tamamlanması işlemlerinden meydana gelmektedir. Değer akış maliyetlemede değer, müşterinin satın alacağı mal veya hizmet için ödeyeceği bedeldir. Değer akışının tamamlanması ise, ürünlere değer katma sürecinin sürekli bir akış halinde olması şeklinde ifade edilebilmektedir. Yalın yönetimin bir aracı olarak ifade edilebilen değer akış maliyetleme, ürünlerin üretim aşamasını bölümler bazında değil, değer akışları bazında ele alan ve bu değer akışlarında ürüne değer katan ya da katmayan faaliyetlere ait maliyetlerin tespit edilmesini sağlayan bir sistem olarak ifade edilmektedir. Bu çalışmada; yalın düşünce, yalın muhasebe ve yalın yönetimin bir aracı olan değer akış maliyetleme konuları açıklanarak yalın düşüncenin benimsenmesi ile yararlanılabilecek avantajlarla ilgili bilgi verilmiştir. Çalışmanın uygulama kısmında, bir kamu hastanesinin röntgen ve biyokimya birimleri, değer akış maliyetlemenin temelini oluşturan, değer akışları olarak dikkate alınmış ve hizmet üretiminin gerçekleştirildiği bu değer akışlarında ortaya çıkan maliyetler hesaplanmıştır. Hizmet işletmesi olarak ifade edilebilen hastanelerde karar alabilen yöneticilere hesaplanan maliyet bilgilerinin sunulabilmesi ve meydana gelebilecek farklılıkları belirtebilmek amacıyla geleneksel ve değer akış maliyetleme sistemine göre gelir tabloları ayrı ayrı düzenlenmiştir.Öğe Marka Değeri?ni?n Hesaplanmasında I?zlenen Yaklaşımlar ve Maddi? Olmayan Bi?r Duran Varlık Unsuru Olarak Marka Değeri?ni?n Muhasebeleşti?ri?lmesi? Sorunu(Selçuk Üniversitesi, 2008) Deran, Ali; İskenderoğlu, Ömer; Hatipoğlu, Ayşe GülMarkalar müşteri zihninde oluşturdukları kalite ve güven olgusu nedeniyle işletmelerin nakit akışlarında artış ve istikrar sağlamaktadır. Dolayısıyla markalar. işletmelerin değer maksimizasyonuna da önemli katkılar sağlamaktadır. Markaların işletmelerin piyasa değerine sağladıkları katkı. marka değerinin belirlenmesinde en önemli göstergeyi oluşturmaktadır. Günümüzde marka değerinin hesaplanması ile ilgili birden çok yaklaşım geliştirilmiştir. Bu yaklaşımları, finansal ve davranışsal yaklaşımlar olmak üzere iki başlıkta toplamak olanaklıdır. Farklı yaklaşımlarla hesaplanan marka değerinin muhasebeleştirilmesinde muhasebe kuramı ve vergi mevzuatı açısından farklılıklar bulunmaktadır. Bu çalışmada işletmenin toplam piyasa değeri içinde önemli bir yer tutan marka değerinin hesaplanmasında kullanılan yaklaşımlar açıklanarak, marka değerinin muhasebeleştirmesinde yaşanan sorunların giderilmesine ilişkin çözümler önerilmiştir.Öğe Muhasebe Meslek Mensuplarının Mesleki Sorunları ve Meslek Odalarından Beklentilerinin Demografik Özellikler Ve Faaliyet Gösterilen Ekonomik Çevre Açısından Değerlendirilmesi: Ordu Örneği(Selçuk Üniversitesi, 2016) Deran, Ali; Erduru, İncilay; Keleş, DursunSerbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 1989 yılında yürürlüğe konulmasıyla birlikte muhasebecilik mesleği yasal bir zemine kavuşmuştur. Bu kanun, meslek mensuplarının faaliyetlerine yönelik ilke ve kuralları düzenlemenin yanında, mesleki sorunların çözümüne ve muhasebecilik mesleğinin toplumda saygınlık kazanmasına da katkıda bulunmuştur. Muhasebe meslek mensuplarının söz konusu kanun ile mesleki sorunlarının bir kısmı çözüm bulsa da, bazı güncel sorunları halen çözüm beklemektedir. Bu sorunların da tespit edilerek ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlerde bulunulması gerekmektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmanın iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, muhasebe meslek mensuplarının mesleki faaliyetleri sırasında karşılaştıkları sorunları tespit ederek, bu sorunların çözümü noktasında bağlı oldukları meslek odalarından beklentilerini ortaya koymaktır. İkincisi ise, muhasebe meslek mensuplarının karşılaştıkları sorunlara ve meslek odalarından beklentilerine ilişkin görüşlerinin, demografik özellikler ve faaliyet gösterilen ekonomik çevre açısından farklılık gösterip göstermediğini tespit etmektir. Bu amaçla hazırlanan anket formu Ordu ilinde faaliyet gösteren muhasebe meslek mensuplarına uygulanmış ve elde edilen verilere göre muhasebe meslek mensuplarının mesleki sorun ve beklentilere genellikle katıldıkları gözlemlenmiştir. Ayrıca, meslek mensuplarının söz konusu mesleki sorun ve beklentilere ilişkin görüşlerinde de bazı demografik değişkenlere ve faaliyet gösterilen ekonomik çevreye göre anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir.Öğe Sürekli güncellenebilen kapsamlı bir finansal veri tabanı aracı olarak XBRL (Extensible Business Reporting Language; Genişleyebilir İşletme Raporlama Dili) ve finansal raporlama üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2009) Deran, Ali; Hatipoğlu, Ayşe GülGünümüzde birçok işletme finansal verilerini, kendi çalışanları, yatırımcılar, kredi verenler, finansal analistler, devlet ve diğer finansal bilgi kullanıcılarına kendi Web siteleri aracılığı ile sunmaktadırlar. Geleneksel yöntemlerle sunulan bu veri ve bilgiler finansal veri kullanıcılarını yeteri kadar tatmin etmemektedir. AICPA (the American Institute of Certified Public Accountants) tarafından geliştirilen XBRL (Extensible Business Reporting Language), finansal raporların hazırlanıp sunulmasında radikal değişiklik yapmıştır. XBRL, finansal verinin hazırlanmasında, sunulmasında, kullanılmasında ve analiz edilmesinde maliyetleri azaltan, etkinliği artıran, farklı ihtiyaçlara cevap verebilen, dünyanın neresinde olursa olsun finansal bilgilerin değişik yazılım programları arasında güvenli ve otomatik bir şekilde değişimine olanak tanıyan, esnek bir işaretleme dili olup lisans ve telif hakkı gerektirmemektedir. XBRL’nin amacı yeni bir muhasebe standart seti geliştirmek değildir. XBRL’nin amacı, örnek dokümanların oluşturulmasında kullanılabilecek standart XML etiketleri geliştirmektir. Böylece XBRL, finansal verilerin hazırlanışı, sunumu ve analizinde bütün finansal veri kullanıcılarına önemli kolaylıklar sağlamaktadır. Bu çalışmada önce XBRL’nin tanımı, gelişimi daha sonra da XBRL’nin işleyişi, finansal bilgi kullanıcılarına yararı ve finansal raporlama üzerindeki etkisi açıklanmıştır.Öğe TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI KAPSAMINDA YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKULLERİN FİNANSAL TABLOLARDA SUNULUM ESASLARI VE MUHASEBE MESLEK MENSUPLARININ BİLGİ DÜZEYİNİ TESPİT ETMEYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA(Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2014) Deran, Ali; Savaş, İncilay; Sürer, AtillaTürkiye’de kamuya hesap verme yükümlülüğü bulunan birçok i?letme günümüzde Türkiye Muhasebe/Finansal Raporlama Standartlarını (TMS/TFRS) uygulamaktadır. TMS/TFRS, ülkemizde uygulanmakta olan Tekdüzen Muhasebe Sistemi’nden içerik ve ?ekil açısından çok farklı yeni uygulamaları beraberinde getirmi?tir. Bunlardan bir tanesi de bu çalı?manın konusunu olu?turan yatırım amaçlı gayrimenkullerin değerleme ve finansal tablolarda sunulma esaslarıdır. Bu çalı?manın amacı yatırım amaçlı gayrimenkullerin 40 no’lu Türkiye Muhasebe Standardına (TMS 40) göre finansal tablolarda sunum esaslarını açıklamaktır. Ayrıca muhasebe meslek mensupları tarafından TMS 40’ın ne derece bilindiğini tespit etmek bu çalı?manın bir diğer amacıdır. Bu amaç çerçevesinde önce TMS 40 açıklanmı?, daha sonra ise Gaziantep ?linde anket yöntemi kullanılarak bir ara?tırma yapılmı?tır. Bu ara?tırma Türkiye’deki tüm muhasebe meslek mensuplarının TMS 40 hakkındaki bilgi düzeylerini ölçmemekle beraber, Türkiye’deki muhasebe meslek mensuplarının bilgi düzeyi hakkında bir fikir vereceği kabul edilmektedir.Öğe Türkiye’deki Devlet Üniversitelerinin Lisans Programlarında Yer Alan Denetim Dersi Müfredatının İncelenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2022) Deran, Ali; Erdurdu, İncilay; Koç, Filiz ÖzşahinBu çalışmanın amacı, Türkiye’deki devlet üniversitelerinin lisans programlarında yer alan denetim dersi müfredatı kapsamında bulunan temel bilgilerin, haftalık içeriklerin, dersi öğretme ile ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin ve dersin öğrenme çıktılarının belirlenerek analiz edilmesidir. Çalışma kapsamında ihtiyaç duyulan veriler, 90 devlet üniversitesinin 132 programının Bologna ders bilgi paketinden elde edilerek, frekans analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, denetim dersinin üniversite müfredatlarında genellikle 3 kredi/5 AKTS şeklinde ve seçmeli ders olarak yer aldığı belirlenmiştir. Dersin yürütülmesi sırasında en fazla öğretim üyesi anlatımı (takrir) yönteminin kullanıldığı; gözlem, beyin fırtınası ile bilgisayarla veri analizi yöntemlerinin dersin öğretilmesi sırasında en az kullanılan yöntemler olduğu tespit edilmiştir. Denetim dersinin içeriği konusunda yapılan müfredat incelemeleri sonucu, bu dersin haftalık konu içeriklerinde temel düzeyde denetim konularının yer aldığı ve denetim süreçlerinde bilgi teknolojilerinin kullanımına yeterince yer verilmediği ortaya konulmuştur. Ders içeriklerinde ve öğretme yöntemlerinde bilgi teknolojilerine yönelik öğretme yöntemlerinin yeterince kullanılmamasına rağmen, üniversiteler tarafından dersin öğrenme çıktıları genellikle uygulamaya dönük olarak belirlenmiştir. Bu durum, dersin öğretiminde daha çok anlatım(takrir) yönteminin kullanılması, uygulamalı veri analizi ile veri analitiği gibi uygulamalar ile bu dersin içeriğinin desteklenmediği programlarda gerçeği çok yansıtmamaktadır.