Yazar "Dilsiz, Alaeddin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Difallu, Penoskrotal Transpozisyon ve Perineal Kitle Bulgusu Veren Son Bağırsak Duplikasyonu(2007) Dilsiz, Alaeddin; Yurtçu, Müslim; Taşpınar, Ercüment; Tavlı, LemaMukoza kaplı perineal kitle bulgusu veren kısmi arka bağırsak duplikasyonu, difallusu, penoskrotal hipospadiası ve penoskrotal transpozisyonu olan bir yenidoğan sunuldu. Yenidoğan döneminde perineal kitle eksize edildi, aynı seansta rudimenter fallus da eksize edilerek difallus tedavi edildi. Penoskrotal hipospadias ve penoskrotal transpozisyon altıncı ayda tedavi edildi. Histopatolojik incelemede eksize edilen kitlenin bağırsak mukoza ve müsküler tabakalarını içerdiği saptandı. Bu olgu antenatal dönemde perineye rüptüre olan kaudal duplikasyon sendromunun orta dereceli bir görünümü olarak değerlendirildi.Öğe Does fetal hepatocyte transplantation provide metabolic support immediately after surgically induced acute hepatic failure in rats?(1999) Dilsiz, Alaeddin; Köseoğlu, Burhan; Kaymakçı, Aytekin; Aktan, Murat; Duman, Selçuk; Erdoğan, EnderAkut karaciğer yetmezliği yüksek mortalite oranı ile alakalıdır. Akut karaciğer yetmezliği (AKY) olan hastalarda cerrahi yaklaşım ortotopik karaciğer transplantıdır. Ancak bu yaklaşım birçok risk ve zorluk içerir. Eğer yetmezliğin kritik döneminde uygun destek tedavisi verilirse karaciğer rejenere olma ve kendiliğinden iyileşme fırsatını bulabilir. Bu çalışmada %90 hepatektomi ile AKY yetmezliği oluşturulan Wistar Albino sıçanlarda intrasplenik fetal hepatosit transplantasyonunun metabolik destek sağlaması değerlendirildi. Sıçanlar aşağıdaki gibi dört gruba ayrıldı. Grup 1. AKY’den 4 ay önce fetal hepatositler (0.1 ml Fetal Hepatosit (FH) süspansiyonu, 2x106 hücre) dalak içine transplante edildi. Grup 2. Fetal hepatositler AKY ile aynı zamanda transplante edildi. Grup 3. Hank’in dengeli tampon solüsyonu dalak içine enjekte edildi ve 4 ay sonra AKY oluşturuldu. Grup 4. Hank’ın dengeli tampon solüsyonunun enjeksiyonu ile AKY oluşturulması aynı zamanda yapıldı. Mortalite oranları, kan glukoz seviyeleri ve dalağın histopatolojik görünümü değerlendirildi. Grup 2, 3 ve 4’deki hayvanların hepsi 5 gün içinde öldü, grup 1’de 2 hayvan öldü, beşi ise yaşadı. Grup 1’de kan glukoz seviyeleri diğerlerine göre anlamlı olarak yüksekti. Hepatositlerin makroskopik nodülleri ve dalak içindeki mikroskopik organize hepatositler sadece grup 1’de gözlendi. Grup 2, 3 ve 4 ile kıyaslanınca grup 1’deki anlamlı yaşamda kalma oranları fonksiyon gören hepatositlerin sağladığı desteğe bağlıdır. Sonuç olarak AKY’den önce yapılırsa fetal hepatosit transplantasyonu hayatta kalma oranını iyileştirmektedir.Öğe The effect of allopurinol and acetylsalicylate on ischemia-reperfusion related injury of liver(1999) Aköz, Mehmet; Dilsiz, Alaeddin; Gürbilek, Mehmet; Kaymakçı, Aytekin; Ay, Mahmut; Gültekin, FatihDokularda iskemi sırasında meydana gelen hasarın reperfüzyon sırasında arttığı, bu artışın da biyomembranlarda oksijen kaynaklı serbest radikallerin yol açtığı lipid peroksidasyonundan kaynaklandığı kabul edilir. Serbest radikaller çeşitli kaynaklardan oluşurlar. Bu kaynaklardan ikisi; ksantin oksidaz sistemi ve araşidonik asit yoludur. Bu çalışmanın amacı, bu sistemlerin lipid peroksidasyonu ve serbest oksijen radikalleri üretimi üzerine olan etkisini karaciğer iskemi-reperfüzyonu rat modeliyle değerlendirmektir. Bu maksat için 28 Wistar albino rat 5 gruba ayrıldı. Kontrol grubundaki ratlar üzerinde operasyon yapılmadı. İkinci grupta hepatik arterin sağ üst kolu ve portal ven 90 dakika süre ile klempe edilmek suretiyle iskemi oluşturuldu. Üçüncü grupta 90 dakikalık iskemi periyodu sonunda klampları açmak suretiyle 30 dakika süre ile reperfüzyon sağlandı. Aynı iskemi ve reperfüzyon işlemleri, allopurinol verilen dördüncü grup ve asetilsalisilat verilen beşinci grup ratlar üzerine uygulandı. Allopurinol ve asetilsalisilat oral yoldan işlemlerden önce üç gün süre ile verildi. Bütün gruplarda tiobarbitürat metodu kullanarak malondialdehit-tiobarbiturik asid (MDA-TBA) seviyelerini ölçmek suretiyle lipid peroksidasyonu değerlendirildi. İskeminin lipid peroksidasyonunu arttırdığı, bu artışın reperfüzyon sırasında fazlalaştığı görüldü. Lipid peroksidasyonu reperfüzyon grubu ile karşılaştırıldığında allopurinol grubunda anlamlı bir şekilde azaldığı (p0.001) görülürken asetilsalisilat grubunda değişmediği gözlendi. Bulgularımız, iskemi-reperfüzyon ile ilgili karaciğer hasarı üzerinde ksantin oksidaz sisteminin araşidonik asit yolundan daha etkili olduğunu, allopurinolün iskemi-reperfüzyon hasarı üzerine koruyucu bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.Öğe Enteral Glutamine Supplementation and Dexamethasone Attenuate the Local Intestinal Damage in Rats With Experimental Necrotizing Enterocolitis(Springer-Verlag, 2003) Dilsiz, Alaeddin; Çiftçi, İlhan; Aktan, Tahsin Murad; Gürbilek, Mehmet; Karagözoğlu, EmrahThe pathogenesis of necrotizing enterocolitis (NEC) presumptively is due to an inappropriate intestinal epithelial immunologic response of immature gut to luminal stimuli. Glutamine is essential for intestinal crypt cell proliferation and enhances the cellular response to growth factors. We aimed to test the hypothesis that the supplementation of enteral feedings with glutamine may stimulate an immature intestine and decrease the intestinal inflammatory change in NEC. Immediately after birth, the neonatal rats were weighed and randomized into one of four treatment groups. Group 1 consisted of rats whom were breast-fed. Group 2 (NEC group) consisted of neonates whom were fed with a special rodent formula. Rats in groups 3 and 4 were fed in a similar fashion to those in group 2, and glutamine 0.3 mg/kg per day and dexamethasone 0.5 mg/kg per day were added to their formula, respectively. The neonatal rats were weighed and killed on day 4: the last 4 cm of terminal ileum was harvested for morphological studies and detection of nitrite and nitrate levels in tissue. The animals in the NEC group showed various degrees of inflammatory changes similar to clinical NEC. The inflammatory changes of the intestine appeared to be attenuated in both glutamine- and steroid-treated animals compared to those in the NEC group. Only steroid treatment decreased the tissue levels of these nitrogen oxides that were increased in rats in the NEC group. We herein provide evidence that maturational agents such as glutamine and dexametasone can attenuate the local intestinal inflammatory damage in experimental NEC. These findings support the hypothesis that the gut immaturity in premature infants represents a risk factor for NEC.Öğe Nesidioblastosisli iki yenidoğan olgusu(1999) Koç, Hasan; Reisli, İsmail; Dilsiz, Alaeddin; Avunduk, Mustafa Cihat; Hazır, İsmail; Yavuz, Haluk; Kaymakçı, AytekinYenidoğan döneminin ilk 3 günü içinde dirençli hipoglisemi ve hiperinsülinizmi tespit edilen, tıbbi tedavilere (% 13,5 lik IV glukoz infüzyonu, steroid, glukagon ve diazoksil tedavisi) rağmen kan şekeri yükseltilemeyen, hipoglisemik dönemlerinde hiperinsülinemileri tespit edilen ve pankreas patolojisi düşünülerek subtotal pankreatektomi yapılan iki olgu sunuldu. Patolojik inceleme sonrasında her ikisinin de nesidioblastosis olduğu saptandı. Nadir görülen ve yenidoğan hipoglisemilerinin ayırıcı tanısında düşünülmesi gereken iki farklı nesidioblastosis olgusu literatür ışığında tartışıldı.Öğe Nitric oxide synthase inhibition prevents intestinal damage in gastroschisis: A morphological evaluation in chick embryos(W B SAUNDERS CO, 1999) Dilsiz, Alaeddin; Gündoğan, Ahmet H.; Aktan, Tahsin Murad; Duman, Selçuk; Aktuğ, TanjuPurpose: Increased small bowel nitric oxide (NO) synthase activity accused for postnatal intestinal dysmotility in gastroschisis. The purpose of this study is to evaluate the effect of prenatal NO synthase inhibition on intestinal damage in gastroschisis. Methods: Sixteen-day-old fertilized chick eggs were divided into 4 groups. In the control group, the allantoic and amniotic membranes were opened to create a common cavity. In the gastroschisis group, a defect in the abdominal wall was made, and intestinal loops were exteriorized. In the gastroschisis pretreated with L-NAME group, gastroschisis was created, and L-NAME was administered into the amnioallantoic cavity for 4 days. In the gastroschisis sham pretreated group, after the same surgical procedure as the previous group, same amount of saline was given beside L-NAME. At the end of 20th day of incubation, intestinal morphological changes were investigated macroscopically and microscopically. Results:Macroscopic changes such as shortening, thickening, and fibrous adhesions were found in the exteriorized bowels of the just gastroschisis group and the gastroschisis pretreated saline group. However, there was only mild thickening in the gastroschisis pretreated with L-NAME group. Microscopically, compared with the gastroschisis group, serosal thickness, muscular thickness, and bowel wall thickness were found to be significantly lower in the gastroschisis pretreated with L-NAME group (128.0 +/- 19.3 pm and 239.5 +/- 3.0 mu m V57.0 +/- 8.2 mu m and 145.0 +/- 9.7 mu m). Conclusion: It is possible to decrease intrauterine intestinal morphological changes in gastroschisis by inhibiting NO synthase. Copyright (C) 1999 by W.B. Saunders Company.Öğe Sıçan Defonksiyone İnce Barsağı Üzerinde Octreotid'in Trofik Etkisi(1998) Dilsiz, Alaeddin; Kaymakçı, Aytekin; Aktan, Murat; Karabacak, H. İbrahim; Kartal, AdilÇalışmamızda sıçanların defonksiyone ince hamağı, üzerinde octreotid'in (OCT, uzun etkili somatostalin analoğıı) etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır: Çalışma 30 sıçanın defonksiyone ince karsağı üzerinde yapıldı. 15 cm uzunluğunda damar yapısı korunmuş jejunum ansı hamaktan izole edilerek ınııkus fıstülü şeklinde iki ucu karna ağızlaştırıldı. Barsak devamlılığı jejuııojejunostomi ile sağlandı. Sıçanlar her biri 15'er denekten oluşan iki gruba ayrıldı. Tüm hayvanlar oral yoldan izokalorik ve izonitmjenik olarak parenteral beslenme solüsyonu ile beslendi. Buna ek olarak ikinci gruba 5 (.ig/kg/gün dozda octreotid asetat verildi. Birinci grup kontrol grubunu oluşturdu. Üçüncü haftanın sonunda tüm sıçanlara laparolomi yapılarak defonksiyone barsak segmentleri lıislopatolojik inceleme için rezeke edildi. Bu segmentlerde villııs boyları ölçülde ve goblet hücreleri sayıldı. İkinci grupla, defonksiyone segmentin villııs boylan kontrol grubuna göre anlamlı olarak artma saptandı (p0.001), goblet hücre sayısı ise kontrol grubuna göre anlamlı olarak azalmıştı (]().001). Sonuç olarak OCT izole barsak segment! villıısları üzerinde pozitif trafik etkiye sahipken goblet hücrelerinde bu etkiyi göstermemektedir.Öğe Total parenteral nutrition-associated cholestasis in surgical neonates(1999) Dilsiz, AlaeddinPurpose: The aim of this study was to determine the risk factors in the development of total parenteral nutrition associated cholestasis which is a significant clinical problem for pediatric surgeons. Methods: The medical records of 54 neonates who had received total parenteral nutrition for more than two weeks were reviewed retros pectively. Prematurity, duration of parenteral nutrition, enteral starvation, composition of the parenteral nutrition solution, the number of septic episodes and the presence of jejunostomy were evaluated as risk factors. The results were analyzed by dividing the patients into two groups, based on conjugated plasma bilirubin levels (greater or less than 2 mg/dl) during total parenteral nutrition. Results: There were significant differences between the two groups with respect to birth weight, gestational age at birth, duration of enteral starvation, the number of septic episodes and the presence of jejunostomy. Conclusion: The interruption of enterohepatic circulation (by enteral starvation, IV administration of nutrients and the presence of jejunostomy) is one of the most important factors in the development of total parenteral nutrition -associated cholestasis.Öğe Treatment of Intestinal Reperfusion Injury Using Antioxidative Agents(W B SAUNDERS CO-ELSEVIER INC, 1998) Günel, Engin; Çağlayan, Fatma; Çağlayan, Osman; Dilsiz, Alaeddin; Duman, Selçuk; Aktan, MuratBackground/Purpose: A number of antioxidants are present in human tissues, which comprise the secondary defence system against the oxygen-free radicals and oxidative stress. Therefore, this study was undertaken in an animal model to investigate the effects of antioxidants such as vitamin E, vitamin C, methyl prednisolone, and mannitol, on the treatment of intestinal reperfusion injury when given during ischemia. Methods: The study was performed on six groups of animals, each composed of six rabbits: Group I, mesenteric ischemia group; group R, ischemia-reperfusion group; group E, ischemia-reperfusion plus Vitamin E treatment; group C, ischemia-reperfusion plus vitamin C treatment; group CS, ischemia-reperfusion plus corticosteroid treatment; and Group M, ischemia-reperfusion plus mannitol treatment. Malondialdehyde (MDA) and glutathione (GSH) levels of the intestinal mucosa were assayed to reflect the free radical formation. Results: Mucosal injury scores in the M and C groups were significantly lower than the R group (P < .01 and P < .01, respectively), and in the E and CS groups, mucosal injury scores were not significantly different from R group. MDA levels in the M and C groups were significantly lower than the R group (P < .01 and P < .01, respectively). GSH levels in the E, C, and M groups, were significantly higher than R group (P < .01, P < .05, and P < .01, respectively). Conclusion: The results of this study showed that antioxidant drugs, such as vitamin C and mannitol, may play a role in attenuating reperfusion injury of the gut demonstrated by depression of tissue MDA levels and by elevation of tissue GSH levels.