Yazar "Erdem, Hüseyin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 37
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1990-1995 Yılları Arasında Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Kliniği'ne Getirilen Hayvanlara Toplu Bakış(Selçuk Üniversitesi, 1998) Uçar, Mehmet; Erdem, Hüseyin; Taşal, İbrahimThe numbers ol animals brought to the clinit ol Obsletrics and Gynaecology Department between 1990- 1995 were ıotally 2623. Disıributions ol animals according lo the species were cattle 89.10%, sheep 3.85%, eats 3.09%, dogs 1.75%, goals 1.44%, horses 0.69%, avian 0.08%. Pregnancy diagnosis (38.48%) was the most common case and the others were mastilis (15.59%), geniıal ıracı examinaıion (11.39%), meırilis (7.20%), leal delecls (6.44%), relenllo secundinarium (4.74%), ovarian cysts (3.73%), dyslocia (2.68%) and ovariohysıerecıomie (2.57%), respeclively. In conclusion, Ihe analysis indic:aıed thaı there was an inerease in the number ol animals broughl to the chnic in every year. This increase was importanı for developing of Faculty of Veterinary Medicine and alsa educatian of the sludents.Öğe Anöstrüs Dönemindeki Koyunlarda Ovaryum Aktivitesinin Uyarılmasında Pgf_2\alpha' Nın Etkisi(2000) Semacan, Ahmet; Kaya, Abdullah; Erdem, Hüseyin; Gökmen, MehmetSunulan çalışmada mevsimsel anöstrüsteki koyunlarda tekrarlayan PGF_2\alpha enjeksiyonlarının ovaryum aktivitesinin uyarılması üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışma Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü'de bulunan 3-4 yaşlı toplam 50 baş Konya Merinosu üzerinde gerçekleştirildi. Koyunlar rastgele iki gruba ayrıldı. PGF_2\alpha grubundaki koyunlara (n:25) günde 1 defa olmak üzere 3 gün PGF_2\alpha (0.0375 mg/gün), kontrol grubundaki koyunlara (n: 25) ise aynı günlerde serum fizyolojik enjekte edildi. Plazma progesteron seviyesine göre ovaryum aktivitesini belirlemek amacıyla 3'er gün arayla enjeksiyon öncesi 3 defa ve enjeksiyon sonrası 6 defa kan örnekleri alındı. Plazma progesteron seviyesi ilk enjeksiyon öncesi hem PGF_2\alpha hem de kontrol grubunda bazal seviyede idi. Ovaryum aktivitesi oranı PGF_2\alpha enjekte edilen koyunlarda % 60, kontrol grubundaki koyunlarda % 20 olarak tespit edildi (P0.05). Sonuç olarak tekrarlayan PGF_2\alpha enjeksiyonları ile mevsimsel anöstrüsteki Konya Merinosu koyunlarında ovaryum aktivitesinin uyarılabilecği kanısına varıldı.Öğe Aşım sezonunda östrüsleri senkronize edilen İvesi ırkı koyunlarda aşım sonrası fluniksin meglumin uygulamasının dölverimi üzerine etkisi(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2020) Allabban, Muhammed; Erdem, HüseyinAmaç: Bu çalışmada; aşım sezonunda östrüsleri senkronize edilen İvesi ırkı koyunlarda, aşım sonrası fluniksin meglumin uygulamasının dölverimi üzerine etkisi araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışma en az bir doğum yapmış olan, 2-4 yaşlı, aynı bakım ve besleme şartlarında barındırılan 100 baş İvesi ırkı koyun üzerinde yürütüldü. Bu amaçla koyunlara aşım sezonu içerisinde (Ağustos-Kasım) 30 mg fluorogesteron asetat içeren vaginal sünger, vagina içerisine yerleştirildi (0. gün). Uygulamanın 11. gününde 10 mg PGF2? kas içi uygulandı. Vaginal süngerler 12. günde çıkarıldı ve 400 İÜ PMSG kas içi yapıldı. Kas içi PMSG enjeksiyonunu takiben östrüs gösteren koyunlara, fertilitesi bilinen koçlarla grup aşım yöntemiyle doğal aşım yaptırıldı. Aşım yaptırılan koyunlar 2 eşit gruba ayrıldı. Deneme grubu koyunlara (n=50) aşım sonrası 9. ve 10. günde 1.1 mg/kg dozunda fluniksin meglumin kas içi uygulanırken; kontrol grubuna dahil edilen koyunlara (n=50) herhangi bir işlem yapılmadı. Koyunların gebelik muayeneleri aşım sonrası 50. günde real time ultrason ile transabdominal yolla yapıldı. Bulgular: Deneme grubunda gebe kalma oranı % 40.9; kontrol grubunda % 33.3 olarak elde edildi (p<0.05). Doğum oranı deneme ve kontrol gruplarında sırasıyla % 77.7 ve % 87.5 olarak elde edildi (p<0.05). Öneri: İvesi ırkı koyunlarda aşım sonrası 9. ve 10. günlerde fluniksin meglumin uygulaması, sadece sayısal olarak gebe kalma oranını arttırmıştır. Bununla birlikte gebe kalmanın daha çok önemsendiği suni tohumlama ve embriyo transferi uygulamalarında dölveriminin iyileştirilmesinde alternatif bir seçenek olarak değerlendirilebilirÖğe Bir inekte karşılaşılan yalancı meme başı fistülünün real-time ultrasonografi ile ayırıcı tanısı(1996) Tekeli, Tevfik; Erdem, Hüseyin; Uçar, MehmetBu olguda 2.5 yaşında ye bir doğum yapmış Holstein ırkı bir ineğin sol ön meme başının posteriorunun üst 2/3'ünde karşılaşılan meme başı fistülünün real-time ultrasonografi ile ayırıcı tanısı üzerine bilgi verilmiştir.Öğe Cholesterol-Loaded Cyclodextrin Enhances Osmotic Tolerance and Inhibits the Acrosome Reaction in Rabbit Spermatozoa(Elsevier Science Bv, 2010) Aksoy, Melih; Akman, Orhan; Lehimcioğlu, Necdet Cankat; Erdem, HüseyinThe effects of cholesterol-loaded cyclodextrin (CLC) treatment on the osmotic tolerance and ability to undergo the acrosome reaction of rabbit spermatozoa, with an unusually high cholesterol/phospholipid ratio in plasma membranes, were examined in two successive experiments. In the first experiment, CLC-pretreated and untreated sperm cells were exposed for 15 min to one of five fructose solutions, adjusted to 20, 80, 290, 500 or 1500 mOsm/L. After the anisoosmotic challenge, the integrity of sperm membranes in the CLC-supplemented (at a dose level of 3 mg/120 x 10(6) spermatozoa) and control groups was estimated by a modified hypoosmotic swelling test (HOST) associated with a supravital eosin staining test (HE-test). In the second part of the study, the influence of cholesterol supplementation on the acrosome reaction of sperm cells stimulated by either calcium ionophore A23187 (CI) or lysophosphatidylcholine (LPC) was evaluated. CLC pretreatment increased viable and live-HOST-responsive sperm rates (P<0.01) after incubation in anisoosmotic solutions varying from 80 to 1500 mOsm/L However, CLC supplementation did not influence the percentage of HOST-responsive sperm cells (P>0.05). A significant interaction was determined between CLC pretreatment and the level of osmotic pressure in maintaining the functional and physical integrities of sperm membranes undergoing osmotic challenges. Both CI and LPC successfully induced the acrosome reaction in rabbit spermatozoa (P<0.001). Compared with CI, LPC was more effective (P<0.0001). CLC pretreatment resulted in a significant reduction (P<0.01) in the percentage of acrosome reacted sperm cells irrespective of the inducing agent, either CI or LPC. In conclusion, CLC treatment enhanced the anisoosmotic tolerance of rabbit spermatozoa and reduced their ability to undergo the acrosome reaction after stimulation by CI or LPC.Öğe Damızlıkta kullanılma yaşı uzamış olan düvelerde tohumlama sonrası uygulanan karprofenin gebe kalma oranı üzerine etkisi(Selçuk Üniversitesi, 2020) Satılmış, Fatma; Alkan, Hasan; Yeşilkaya, Ömer Faruk; Çiftçi, Muhammed Furkan; Erdem, HüseyinAmaç: Sunulan çalışma, damızlıkta kullanılma yaşı uzamış olan düvelere tohumlama sonrası karprofen uygulamasının gebe kalma oranı üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın hayvan materyalini; >3 kez tohumlandığı halde gebe kalmamış, östrüs siklusları düzenli, 18 ay ve üzeri yaşta ve vücut kondisyon skoru ?3,50 olan 156 baş Simental ve Esmer ırkı düve oluşturdu. Rektal palpasyon ve real-time ultrason ile yapılan muayenelerde ovaryumlarında korpus luteum belirlenen; ovidukt, uterus, serviks, vagina ve vulvada herhangi bir patolojik sorun tespit edilmeyen düvelere PGF2? kas içi enjeksiyonu uygulandı. Prostaglandin F2? uygulaması sonrası ikinci ve üçüncü günde östrüs gösteren düvelere suni tohumlama yapıldı (0. gün). Tohumlanan düveler 2 deneme grubuna ayrıldı. Karprofen -13 (Kr-13) grubu düvelere 13. günde Karprofen -14 (Kr-14) grubu düvelere ise 14. günde deri altı karprofen enjeksiyonu yapıldı. Her iki deneme grubunun kontrol grublarını oluşturan düvelere ise herhangi bir uygulama yapılmadı. Gebelik muayeneleri ortalama 30. günde real time ultrason ile yapıldı. Bulgular: Gebe kalma oranları 13. gün deneme ve kontrol grubunda sırasıyla %46,80 ve 47,36; 14. gün deneme ve kontrol grubunda ise %37,14 ve 47,22 olarak belirlenmiştir (p>0,05). Öneri: Sonuç olarak damızlıkta kullanılma yaşı uzamış düvelerde tohumlama sonrası 13 veya 14. günde karprofen uygulamasının gebelik oranını artırmadığı tespit edilmiştirÖğe Düvelerde Deği?şi?k Yollardan ve Farklı Dozda Veri?len Luprosti?ol'ün Luteoli?ti?k Etki?si? ve Gebeli?k Oranının Araştırılması(Selçuk Üniversitesi, 1993) Güler, Mehmet; Dinç, D. Ali; Semacan, Ahmet; Aksoy, Melih; Işık, Kürşat; Erdem, HüseyinBu çalışmada farklı yollardan düşük dozda PGF2a uygulanarak luteolitik etkisi ve bunu takiben elde edilen gebelik oranı araştırıldı Tubüler genital organlarında herhangi bir bozukluk olmayan ve ovaryumları aktivite gösteren 2-3 yaşında 15 baş İsviçre Esmeri düve, senkronize edildikten sonra (15 mg Luprostiol IM) rastgele 3 gruba ayrılarak, 1. gruba (IM) bir prostaglandin Fu analoğu olan Luprostiol 15 mg Intramüsküler, 2 gruba (IVSM) 3.75 mg intravulva-submukozal ve 3. gruba (IO) 0 75 mg intraovarian yoldan enjekte edildi. Enjeksiyondan hemen önce ve bunu takibeden 5 gün süreyle jugular kan örnekleri toplanarak plazma progesteron miktarı belirlendi Östrüsün diş belirtilerinin gözlenmesi ve plazma progesteron miktarı belirlenerek yapılan değerlendirme sonucuna göre, her üç gruptan birer hayvanda luteolizis oluşmadı. IM ve 10 prostaglandin uygulanan grupta geriye kalan hayvanların tümünde (4 hayvan) luteolizis oluştu, IVSM prostaglandin verilen grupta 4 hayvandan 2'sinde (@) luteolizis oluşurken kalan 2'sinde (@) luteolizis'te gecikme gözlendi. Plazma progesteron miktarı 1. ve 3. gruptaki hayvanlarda ilaç uygulamasından sonraki 24 saatte 1 ng/mi'nin altına düşerken 2 grupta bunlara nazaran daha yüksek se- viyede kaldı. Östrüsün diş belirtilerine dayanılarak yapılan tesbitte, IM ve IVSM gruplarda östrüslerin 49-72 saatler arasına yoğunlaştığı gözlenmesine karşılık, lo grupda diğer iki gruba nazaran daha erken dönemde oluştu (24-36 saatler arasında). Östrüs belirtilerine göre bu sürenin ikinci yarısında sun'i tohumlama uygulanan hayvanlarda gebelik oranı ise 10 grupta en yüksek olarak bulundu (%100)Öğe Early Pregnancy Diagnosis in Ewes by Means of Transrectal Real-Time Ultrasonography (Short Communication)(ARCHIV FUR TIERZUCHT, 2001) Dinç, Dursun A.; Erdem, Hüseyin; Taşal, İbrahim; Semacan, Ahmet; Ergin, AliThis study was performed to determine the optimum time for early pregnancy diagnosis with transrectal scanning in ewes. A total of 42 ewes was examined, using a real-time 5 MHz linear-transducer from day 19 to 29 (Group I, n=22) and From day 30 to 44 (Group II, n=20) after AI or natural mating. Ultrasonic results were compared with lambing records. Accuracy, sensitivity, specivity, positive and negative predictive values for these tests were 77.3%, 84.2%, 33.3%, 88.9%, 25.0% in Group I, and 80.0%, 74.3%, 85.7%, 90.9% and 53.8% in Group Il, respectively. No significant differences were seen between the accuracy and positive predictive values of Group I and II. It was concluded, that the accuracy of pregnancy diagnosis by real-time transrectal ultrasonography can be high already 19 to 29 after AI or natural mating.Öğe Early Pregnancy Diagnosis in Ewes by Means of Transrectal Realtime Ultrasonography (Short Communication)(Copernicus GmbH, 2001) Dinç, A. Dursun; Erdem, Hüseyin; Taşal, İbrahim; Semacan, Ahmet; Ergin, AliThis study was performed to determine the optimum time for early pregnancy diagnosis with transrectal scanning in ewes. A total of 42 ewes was examined, using a real-Time 5 MHz linear-Transducer from day 19 to 29 (Group I, n Combining double low line 22) and from day 30 to 44 (Group II, n Combining double low line 20) after AI or natural mating. Ultrasonic results were compared with lambing records. Accuracy, sensitivity, specivity, positive and negative predictive values for these tests were 77.3 %, 84.2 %, 33.3 %, 88.9 %, 25.0 % in Group I, and 80.0 %, 74.3 %, 85.7 %, 90.9 % and 53.8 % in Group II, respectively. No significant differences were seen between the accuracy and positive predictive values of Group I and II. It was concluded, that the accuracy of pregnancy diagnosis by real-Time transrectal ultrasonography can be high already 19 to 29 after AI or natural mating.Öğe Evaluation of the factors that affect the pregnancy rates during embryo transfer in beef heifers(WILEY, 2019) Alkan, Hasan; Karaşahin, Tahir; Dursun, Şükrü; Satılmış, Fatma; Erdem, Hüseyin; Güler, MehmetThe aim of this study was to evaluate the effects of the transfer side, transfer location, cervix transfer score, type and diameter of corpus luteum (CL) during embryo transfer on pregnancy rates in beef heifers. Progesterone-based synchronization and superovulation protocol were applied to Simmental cows used as donors (n = 168). Uterine flushings were performed on day 7 following artificial insemination. Obtained Code I (excellent or good) and II (fair) quality embryos were transferred to recipient beef heifers (n = 561). During embryo transfer, side of transfer (right or left), transfer location (the cranial or middle third of uterine horn), cervix transfer score (easy, moderate or difficult) and type (CLa, CLb and CLc) and diameter of CL were determined. Pregnancy rates following the transfer of Code I and II embryos were 44.66% and 33.07%, respectively (p < .05). The rates of pregnancy after transfers to the right and left uterine horn were 37% and 42.2%, respectively (p > .05). The pregnancy rates were 41.2%, 34.9% and 30.3% for cervix transfer scores as easy, moderate and difficult, respectively (p > .05). Pregnancy rates after transfer to the cranial third and middle third were 41.06% and 29.67%, respectively (p < .05). According to types of CL, pregnancy rates were 31.7%, 40.4% and 45.3% for CLa, CLb and CLc, respectively (p < .05). Moreover, it was found that as the CL diameter increased, the pregnancy rates increased. As a result, it was concluded that there was no effect of side of transfer and cervix transfer score, but embryo quality, transfer location, type and diameter of CL had significant effects on the pregnancy rate during embryo transfer in beef heifers.Öğe Geç emriyonal ve erken fötal dönemde Konya merinosu koyunlarda gebelik tanısı ve fötal sayım amacıyla transabdominal ultrasonografik muayene tekniğinin etkinliğinin değerlendirilmesi(2008) Erdem, Hüseyin; Sarıbay, M. Kemal; Tekeli, TevfikSunulan çalışmada Konya Merinosu ırkı koyunlarda gebelik tanısı ve fötal sayım amacıyla geç embriyonal ve erken fötal dönemde sağ (R) ve sol (L) inguinal bölgeden yapılan transabdominal ultrasonografik muayenenin (TAUM) etkinliğinin belirlenmesi amaçlandı. Bu amaçla aşım sonrası 34. günde transrektal ultrasonografik muayene (TRUM) ile 45 baş tek ve 39 baş ikiz embriyo taşıyan gebe koyun belirlendi. Toplam 84 baş gebe koyun 34 ve 50. günlerde, RTAUM ve LTAUM yoldan farklı saatlerde muayene edilerek, bulgular TRUM ve doğum kayıtları ile karşılaştırıldı. TRUM ve doğum kayıtlarına göre 34. günde tekli gebelik RTAUM ve LTAUM olarak sırasıyla % 62 (28/45) ve % 64 (29/45), 50. günde de sırasıyla % 88 (40/45) ve % 91 (41/45) oranında doğru olarak belirlendi. İkiz gebelikler ise RTAUM ve LTAUM olarak 34. günde sırasıyla % 33 (13/39) ve % 28 (11/39) oranında belirlenebilirken; 50. günde sırasıyla % 53 (21/39) ve % 46 (18/39) oranında doğru olarak belirlendi. Bulgulara göre gerek muayene günleri ve gerekse muayene bölgeleri arasında istatistiki farklılık görülmedi. Sonuç olarak ultrasonografik muayenede ikiz gebeliklerin ilk 50 günde RTAUM ve/veya LTAUM olarak yüksek oranda belirlenemediği; fötal sayımın önemli olmadığı durumlarda ise muayenelerin 34. günden itibaren transabdominal (TA) yolla yapılabileceği kanısına varıldı.Öğe Holstein Irkı Düvelerde Tohumlamayı İzleyen 12. Günde GnRH Uygulamalarının Fertilete Üzerine Etkisi(2002) Erdem, Hüseyin; Tekeli, Tevfik; Yenice, MustafaThe effect of GnRH analogue on the pregnancy rate was studied in heifers in Konya province. A total of 40 Holstein heifers aging between 15-16 months was included in the study. The heifers in oestrus detected by rectal palpation were divided into 2 groups randomly. First group received 10 \mug buserelin (GnRH) intramuscularly on the 12th day after the first insemination, and second group had 2.5 ml placebo intramuscularly. Pregnancy rates in the GnRH and placebo groups after the first insemination were 70 and 45 % respectively (p<0.001). All of the heifers were pregnant on the 4th insemination and per pregnancy rates were 1.35 and 1.85 insemination in GnRH and placebo groups, respectively. Blood was taken in order to determine the plasma progesterone levels on the 0 (insemination day), 4, 8, 12, 14, 16, 18, 20 and 22 days. There were no statiscally significant differences on the progesterone levels between the GnRH and placebo groups in the pregnant heifers. On the other hand, GnRH group had statiscally lower (p<0.05) progesterone levels than placebo group in the nonpregnant heifers on the 14th day. It was concluded that embryonic deaths resulting from luteal insufficiencies can be prevented with application of GnRH analogue on the 12th day of insemination, but sperm quality, anovulation and delayed ovulation as ovulatory defect as a cause of wrong insemination time might effect the results, therefore in this type of studies, endochrinologic examinations must also be carried out.Öğe Holstein Irkı Gebe İneklerin Plaza ve Ovaryum Vitamin C, Progesteron ve 17 Beta-Östradiol Düzeyleri Arasındaki İlişkiler(2002) Haliloğlu, Seyfullah; Serpek, Behiç; Başpınar, Nuri; Erdem, Hüseyin; Bulut, ZaferThis study was performed to determine the relationship between the corpus luteum weight/diameter, follicular diameter and the levels of vitamin C, progesterone and oestradiol 17-b of the plasma, corpus luteum and follicular fluid of pregnant Holstein cows in a slaughterhouse. Progesterone and oestradiol 17-b concentrations were determined by the microtitration plate EIA method. Vitamin C levels were determined by spectrophotometer. Although there was a positive correlation between follicular fluid oestradiol 17-b levels and the follicle diameter in the follicular fluid, in contrast to oestradiol 17-b levels, small follicles have higher progesterone content than large follicles. This negative correlation was due to the fact that progesterone is the precursor of oestradiol 17-b. There was no correlation between corpus luteum progesterone levels and corpus luteum weight/diameter. However, a positive correlation between corpus luteum progesterone levels and the corpus luteum weight/diameter was observed; therefore, we suggest that this situation resulted from placenta-originated progesterone synthesis in pregnancy. Furthermore, levels of corpus luteum vitamin C were found to be higher and we concluded that this increase resulted from the effect of vitamin C on steroid and collagen biosynthesis. Nevertheless, negative correlations between corpus luteum vitamin C concentrations and corpus luteum weight/diameter were seen, and hence we suggest that this may be the result of the inhibitory effect of vitamin C on PGF2a synthesis.Öğe Holstein ırkı düvelerde sabit zamanlı tohumlama amacıyla iki farklı östrüs senkronizasyon yönteminin değerlendirilmesi(2008) Erdem, Hüseyin; Güzeloğlu, AydınBu çalışmanın amacı, saha şartlarında maliyet ve iş gücünü azaltan ancak fertilite oranı yüksek bir sabit zamanlı tohumlama protokolü geliştirmektir. Daha önce geliştirdiğimiz modifiye ovsynch senkronizasyon yöntemi, yaygın olarak uygulanan progesteron esaslı bir protokolle (kulak implantı) karşılaştırıldı. Bu amaçla birinci grup 19 baş düveye 14 gün arayla iki kez PGF2a enjeksiyonu yapıldı (PPG grubu). İkinci PGF2a enjeksiyonundan 48 saat sonra GnRH enjekte edildi ve GnRH enjeksiyonundan 14-16 saat sonra sabit zamanlı tohumlama yapıldı (0. gün). İkinci grup progesteron esaslı protokolde ise 29 baş düveye önce norgestomet kulak implantı takıldı (IMP grubu), östradiol valerat ve norgestomet içeren enjektabl solüsyon kas içi uygulandı (0. gün). Uygulamayı takiben 8. günde PGF2a uygulandı ve 9. günde implant çıkarıldı. Tohumlamalar implantın çıkarılmasını izleyen 48. saatte yapıldı. Tohumlanan düvelerin gebelik muayeneleri 31-38. günlerde real-time ultrason ile yapıldı. Elde edilen gebelik/gebe kalma oranı PPG grubunda % 57.9 (11/19), IMP grubunda % 48.2 (14/29) olarak belirlendi ve istatistiki fark görülmedi. Sonuç olarak 14 gün arayla iki doz PGF2a ve GnRH içeren sabit zamanlı tohumlama protokolü, yoğun iş gücü gerektiren progesteron esaslı protokolle karşılaştırıldığında kabul edilebilir düzeyde gebelik oranı elde edilmektedir.Öğe Holstein ırkı ithal gebe düvelerden oluşan sürünün doğum sonrası dölverimi performansının değerlendirilmesi(1998) Tekeli, Tevfik; Erdem, Hüseyin; Uçar, Mehmet; Aksoy, Melih; Yenice, MustafaSunulan çalışmada, Konya'da bulunan özel bir sütçü işletmeye ait, tamamı Türkiye'ye ithal edilen 270 baş damızlık gebe düveden oluşan bir sürünün doğumlarından sonra dölverimi performansı değerlendirildi. İthalat sonrası 10. ayda düvelerin yaptığı doğum şekli, suni tohumlamalarda elde edilen gebelik oranı ve infertilitenin etiyolojisi rektal palpasyon ve ultrasonografık muayenelerle belirlendi. Sürüde ithalat sonrası normal doğum, abortus, güç doğum, ölü doğumların oranları sırasıyla % 81.3, 6.0, 10.1, 2.6 olarak bulundu. Sürünün ithalat sonrası 10. ayda yapılan muayenesinde gebelik oranı % 57.8 olarak tespit edildi. Gebe olmadığı belirlenen ineklerin % 15.9'unda uterus enfeksiyonu, % 8.9'unda ovaryum kisti ve % 17.4'ünde de dölverimi ile ilgili diğer sorunlar belirlendi. Birinci, ikinci ve üçüncü tohumlamada gebelik oranları sırasıyla % 25.9, 50 ve 57 olarak tespit edildi. Gebe kalan ineklerde gebelik başına yapılan tohumlama sayısı 1.67 olarak bulundu. İlk üç tohumlamada gebe kalan bütün inekler ile birinci, ikinci ve üçüncü tohumlamalarda gebe kalan ineklerde doğum-ilk tohumlama aralığı sırasıyla 76.41.9, 79.63.1, 74.42.7, 71.74.6 gün olarak belirlendi. İkinci ve üçüncü tohumlamalarda gebe kalan ineklerde gözlenen toplam 103 östrüs siklusunun % 34.0'nün normal sayılan 18-24 günlük sınırlar içerisinde, % 66.0'nın bu sınırların dışında olduğu tespit edildi. Sonuç olarak, ithal edilen gebe düvelerde bakım ve idari sorunların yanı sıra Türkiye koşullarına adaptasyon güçlüğüne bağlı olarak dölverimi ile ilgili büyük sorunlarla karşılaşıldığı; bu nedenle düve veya inek ithalatı yerine en azından adaptasyon sorunlarının giderilebilmesi amacıyla donmuş embriyo ithalatının daha başarılı olacağı kanısına varıldı.Öğe I?neklerde Corpus Luteumun Morfolojik Özellikleri ve Endokrinolojik Aktivitesi Arasındaki İlişkinin Araştırılması(2000) Kaya, Abdullah; Erdem, Hüseyin; Aksoy, Melih; Tekeli, TevfikBu çalışmada luteal evredeki ineklerde corpus luteum (CL)' un morfolojik özellikleri ile endokrinolojik aktivitesi arasındaki ilişki belirlendi. Araştırma kesim amacıyla mezbahaya getirilen toplam 135 baş Holstein ırkı inek üzerinde gerçekleştirildi. İnekler önce rastlansal olarak numaralandırıldı ve kesimden önce kan örnekleri toplandı. Kesim sonrasında her ineğin ovaryum ve uterusları toplanarak laboratuvara getirildi. Gebe olan, inaktif ovaryumlu veya seksüel siklusun diöstrüs evresi dışında bulunan inekler çıkartıldıktan sonra gözlenebilir aktif CL' a sahip ve plazma progesteron düzeyi l ng/ml' den yüksek 60 baş inek araştırma grubuna alındı ve bulgular değerlendirildi.Corpus luteum çapı. ağırlığı ve plazma progesteron düzeyi arasında önemli pozitif korelasyon tespit edildi (pO.Ol). Çalışmada incelenen toplam 60 baş inekte kavile formasyonu gözlenen CL' ların görülme oranı % 25 olarak belirlendi. Kaviteli ve kavitesiz CL' a sahip inekler arasında plazma progesteron düzeyi. CL çapı ve CL ağırlığı arasında farklılık bulunamazken kaviteli CL' larda endokrin aktivite (plasma progesteron düzeyi (ng/ml) / CL ağırlığı (gr) düzeyi önemli oranda düşük bulundu (p0.05). Araştırmada incelenen 3 farklı CL tipi arasında endokrin aktivite yönünden farklılık bulunamadı.Sonuç olarak, CL' un kavite formasyonunun ultrasonografik olarak incelenmesinin yanısıra ağırlığı ve çapının da endokrin aktivitesi hakkında değerli bilgiler verebileceği kanısına varıldı.Öğe I?neklerde Ovaryum Palpasyonu Yöntemiyle Seksüel Siklus Dönemlerinin Belirlenebilirliğinin Araştırılması(2000) Kaya, Abdullah; Erdem, Hüseyin; Çoyan, Kenan; Tekeli, TevfikBu araştırmanın amacı ineklerde östrüs siklusu evrelerinin belirlenmesinde rektal yolla ovaryum palpasyonunun etkinliği araştırıldı. Araştırmada toplam 88 baş siklik Holstein ırkı inek kullanıldı. İnekler, seksüel siklus evrelerinin belirlenmesi amacıyla önce rektal palpasyon ile muayene edildiler. Buna ilave olarak plazma progesteron düzeylerini ölçmek amacıyla kesimden önce ineklerin kan örneklen alındı, kesimden sonra ise uterus ve ovaryumlar toplandı. İnekler.'ovaryum ve corpus luteumların gözlenmesi ve plazma progesteron düzeyleri esas alınarak folliküler, ovulasyon sonrası ve luteal dönem olmak üzere 3 evreye ayrıldı. Buna göre ineklerde folliküler. ovulasyon sonrası ve luteal evrelere dağılım oranları sırasıyla % 19.3, % 12.5 ve % 68.2 olarak bulundu. Foliiküler. ovulasyon sonrası ve luteal dönemde bulunan inekler ovaryum palpasyonu yöntemiyle sırasıyla % 70.6, % 45.4 ve % 83.4 oranında doğru, olarak belirlendi. Ortalama plazma progesteron konsantrasyonu folliküler, ovulasyon sonrası ve luteal dönemde sırasıyla , 0.22 0.07, 0.29 0.10 ve 2.64 0.19 ng / mi olarak bulundu. Bu sonuçlar ovaryum palpasyonu ile ineklerin bulundukları seksüel siklus evrelerini belirlemede bazı zorlukların bulunduğunu ve çeşitli oranlarda hatalı tanı yapılabileceğini göstermiştir. Bu nedenle yalnızca rektal palpasyon yöntemiyle ineklerin siklus dönemlerinin tanınmasının her zaman mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.Öğe İneklerde nonsteroid antiinflamatuar ilaçların reprodüktif amaçlı kullanımı(2018) Alkan, Hasan; Erdem, HüseyinVeteriner hekimlik alanında nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar; ağrı kesici, ateş düşürücü ve yangı önleyici etkilerinden dolayı yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu etkilerini prostaglandinlerin sentezinden sorumlu siklooksijenaz (COX) enzimini inhibe ederek göstermektedirler. Prostaglandinler; çiftlik hayvanlarında ovaryum, uterus, plasenta ve hipofiz gibi reprodüktif açıdan önemli organlar üzerinde görevler almaktadırlar. Reprodüktif performans üzerine hem pozitif hem de negatif etki oluşturabilmektedirler. Prostaglandinlerin olumlu/olumsuz etkilerinin düzenlenmesinde en iyi seçenek nonsteroid antiinflamatuar ilaçlardır. Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar fertiliteyi artırmak amacıyla; suni tohumlama ve embriyo transferi sırası/sonrasında, repeat breder ineklerde uygulanabilmektedir. Aynı zamanda güç doğum olgularında, postpartum süreçte şekillenen retensiyo sekundinarum, akut septik metritis ve subklinik endometritis durumlarında da kullanılmaktadır. Sunulan derlemede, kullanımı giderek yaygınlaşan nonsteroid antiinflamatuar ilaçların reprodüktif performansı artırmak amacıyla uygulanması hakkında yeni bilgilerin sunulması amaçlanmıştır.Öğe İneklerde real-time ultrasonografi ile ölümlerin insidansının belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1997) Erdem, Hüseyin; Dinç, Dursun Aliİneklerde Real-Time Ultrasonografi İle Embriyonik Ölümlerin İnsidansının Belirlenmesi Bu çalışmada, saha şartlarında real-time, B-mode, linear-array, 5 MHz, intrarektal probu olan ultrason ile ineklerde embriyonik ölümlerin insidansı belirlenmeye çalışıldı. Materyal olarak, Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği, Konya Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü ve Konya bölgesi aile işletmelerindeki değişik ırk ve yaştaki 8 baş gebe düve ve 92 baş gebe inek kullanıldı. Çalışmada kullanılan hayvanlara, doğal aşım veya suni tohumlamadan sonraki 22., 26., 30., 37. ve 45. günde olmak üzere 5 kez ultrasonografik muayene uygulandı. Uterusta gebeliğe ilişkin görüntüler idrar kesesinin kranialinden elde edildi. Uterus lumeninde nonekojen bir bölge veya ekojen olarak görülen embriyo tespit edildikten sonra ovaryum dokusuna göre daha ekojen olan corpus luteum da tespit edildiğinde hayvanın gebe olduğuna karar verildi. Embriyonik ölümlere, ilk muayenede (22. gün) embriyo belirlenen hayvanların daha sonraki muayenelerinde embriyo bulunamadığı, embriyonun kalp atımları tespit edilemediği veya embriyonal sıvıların rezorbe olduğu zaman karar verildi. Çalışma süresince 100 baş gebe düve ve ineğin 30'unda (% 30) embriyonik ölüm tespit edildi. Bu ölümlerden 22*si (% 22) 26. günde, 5'i (% 5) 30. günde, 2'si (% 2) 37. günde ve l'i ise (% 1) 45. günde yapılan muayenelerde belirlendi. Embriyonik ölümlerin infertilitenin en önemli nedenlerinden biri olduğu, real-time ultrasonla embriyonik ölümlerin teşhis edilebildiği ve ayrıca gebelik şekillendikten sonra da embriyonal gelişimin ultrason yardımıyla izlenebileceği kanısına varıldı.Öğe Koyunlarda Gebeli?k Teşhi?si? Amacıyla A ve B -Model Real- Time Ultrason Tekni?kleri?ni?n Karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi, 1995 Ocak) Dinç, D. Ali; Ergin, Ali; Erdem, Hüseyin; Taşal, İbrahim; Ataman, M. BozkurtThis study was carried out to determine of pregnancy by A and B mode real-time ultrasounds which were provided 5 MHz linear-array transuder between days 42 and 85 of pregnancy in 102 ewes which were Merino, Akkaraman and Awassi bred. No limitation was made water and food of the ewes before examination. The ewes were examined while standing and scanning were done transabdominally on the right side. The ultrasonic results were compared with actual lambing. Accuracy 73.52%, sensitivity 70.49%, specifity 78.04%, determination of pregnancy 82.69%, and determination of not pregnancy 64.00% for A mode and accuracy 89.21%, sensitivity 93.44%, specifity 82.92%, determination of pregnancy 89.06% and determina- tion of not pregnancy 89.47% for B mode were found. Results of this study indicated that pregnancies may be able to determine accurately 73.52% with A mode ultrasound and 89.21% with B mode real-time ultrasonog- raphy between days 42-85 of gestation in sheep.