Yazar "Eyibilen, Ahmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuklarda Adenoid Hiperplazinin Değerlendirilmesinde Adenoidal-Nazofarenjeal Oranın Yeri(2000) Eyibilen, Ahmet; Cenik, Ziya; Özer, Bedri; Öztürk, KayhanAmaç: Çocuklarda adenoid dokusunun büyüklüğünün objektif olarak değerlendirilmesinde adenoidal-nazofarenjeal oranın (ANO)değerini belirlemek. Hastalar ve Yöntemler: Anamnez ve kliniği ile adenoid hiperplazi öntanılı 100 çocukta, ameliyat öncesi lateral kafa grafileri çekilerek ANO hesaplandı. Adenoidektomi sonucu elde edilen adenoid dokusunun ağırlığı bulundu. Adenoidal-nazofarenjeal oran ile adenoid ağırlığı arasındaki ilişki, anamnez ve klinik bulgularla karşılaştırılarak araştırıldı. Bulgular: Adenoidal-nazofarenjeal oranın ortalaması 0.740.08, adenoid ağırlığı ortalaması 1.960.63 gr bulundu. Adenoidal-nazofarenjeal oran ile adenoid ağırlığı arasında anlamlı bir ilişki saptandı (r0.46, p0.001). Sonuç: Adenoidal-nazofarenjeal oranının adenoid büyüklüğünün belirlenmesinde güvenilir, objektif bir yöntem olduğu sonucuna varıldı.Öğe Çocuklarda Adenoid Hiperplazisinin Maksiller Sinüzit Etyolojisindeki Rolü(1999) Eyibilen, Ahmet; Cenik, Ziya; Özer, BedriAmaç: Çocuklarda adenoid hiperplazisinin maksiller sinüzit etyolojisindeki yerini tespit etmek. Yöntem: Adenoid hiperplazisi bulunan 100 çocukta yumuşak doku dozunda lateral kafa grafisi ve Water's grafisi çekildi. Bir hasta maksiller sinüslerde havalanma olmadığı için çalışmaya dahil edilmedi. Lateral kafa grafisinde adenoidal-nazofarengeal oran (ANO) hesaplandı. ANO ile maksiller sinüzit arasındaki ilişki araştırıldı. Bulgular: ANO 0.74 0.08 idi. 45 hastada sinüzit bulundu. ANO sinüziti olan hastalarda ANO 0.73 0.07, sinüziti olmayanlarda ise 0.74 0.08 idi (P 0.05). Sonuç: Adenoid hiperplazisinin maksiller sinüzit oluşumunda etkisi yoktur.Öğe Çocukluk çağı sinüzitlerinde predispozan faktörler ve Water's grafisinin tanı değeri(1999) Öztürk, Kayhan; Cenik, Ziya; Özer, Bedri; Eyibilen, AhmetBu çalışmada pediyatrik sinüzitli hastalardaki klinik ve radyolojik özellikler; amoksisilin-klavulanat potasyum ile tedavi edilen vakaların tedavi öncesi ve sonrası semptom, bulgu ve radyolojik sonuçlar;predispozan faktörler araştırılmıştır. Sonuç olarak; akut maksiller sinüzitli çocuklardaki en sık görülen semptomlar burun tıkanıklığı, öksürük, burun akıntısı ve baş ağrısıdır. En sık tespit edilen bulgular burun mukozasında hiperemi veya ödem, postnazal akıntı, septonazal deviasyon ve sinüs vakalarında hassasiyet olduğu bulunmuştur.Septonazal deviasyon ve adenoid hipertrofisi, çocukluk çağı akut maksiller sinüzitlerinde önemli predispozan faktörlerdendir. Ve tedavinin sonucu üzerinde etkilidir. Water's grafisi akut maksiller sinüzitli çocukların değerlendirilmesinde ve özellikle tedavinin takibinde değerli bir metottur.Öğe Effect of pentoxifylline and 5-fluorouracil/triamcinolone on laryngotracheal stenosis developing as a complication of tracheostomy: study in rats(SPRINGER, 2012) Koc, Sema; Kiyici, Halil; Sogut, Erkan; Eyibilen, Ahmet; Ekici, Adnan; Salman, NergisWe aimed to investigate the prophylactic effect of pentoxifylline (PTX) and 5-fluorouracil (5-FU) on laryngotracheal stenosis in tracheotomised rats by evaluating blood glutathione peroxidase (GPx) and superoxide dismutase activities and by histopathological evaluation of laryngotracheal segment. Randomized prospective single-blind study. Standard vertical tracheotomy was performed on 24 rats. Then, the animals were randomly divided into three groups. Intraperitoneal PTX administered to group A (study group) for 10 days. 5-FU was injected in paratracheal tissues in group B (study group) for 10 days. In group C (control group), intraperitoneal saline was administered for 10 days. After 10 days, tracheal cannules were removed. For biochemical analysis, two blood samples were obtained. Three weeks later, all animals were euthanized and trachea specimens were harvested. Stenosis index and mean wall thickness in PTX group were lower as compared to other groups but the difference was statistically insignificant. Minimum inflammation and fibrosis plus maximum epithelial regeneration were seen in PTX group. In addition, GPx activity was at highest level in PTX group and a statistically significant difference was found between control and PTX groups (P = 0.024) though the difference between remaining groups was statistically insignificant (P = 0.121). Superoxide dismutase activity was highest in PTX group but no statistically significant difference was found between the three groups (P = 0.305). The administration of PTX increases GPx activity and it may have some effect on tracheal scar formation which develops following tracheostomy.