Yazar "Güney, Figen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe B12 Vitamin Eksikliği ile Birlikte Görülen Amyotrofik Lateral Sklerozis (Olgu Sunumu)(2008) Güney, Figen; Kozak, Hasan Hüseyin; Genç, Emine; Kıreşi, Demet; Keleş, Bahar; Toy, HaticeAmaç: B12 vitamin eksikliğinin eşlik ettiği ALS olgusunun sunulması amaçlanmıştır. Olgu Sunumu: Yirmi üç yaşında erkek hasta konuşma bozukluğu, yutma güçlüğü şikayetleriyle servisimize yatırıldı. Nörolojik muayenesinde nazone ve hipofonik konuşma, disfaji ile bilateral öğürme refleksinde azalma mevcuttu. Öyküde 9 aylıktan beri et yemediği öğrenildi. B12: 42 pg/ml (normal 145-914) olarak tespit edildi. Bulber ALS, myastenia gravis, inklüzyon body miyoziti, multipl skleroz, serebrovasküler olay gibi disfaji ve hipfoni yapabilecek diğer nedenleri dışlamak için yapılan tetkiklerde yalnızca kranial MRG’de sentrum semiovale düzeyinde periventriküler noktasal tarzda hiperintens görünüm mevcuttu. Hasta B12 tedavisi yapılarak kontrollere gelmek üzere taburcu edildi. 8 ay sonra konuşma bozukluğunda artma, kollarda güçsüzlük şikayetleriyle servisimize yeniden yatırıldı. Nörolojik muayenede daha önceki bulgulara ilave olarak dilde atrofi ve fasikülasyon, çene refleksinde artış görüldü. Her iki el interosseal, tenar, hipotenar kaslarda minimal atrofi, omuz kuşağı kaslarında atrofi ve fasikülasyon görüldü. Tekrar yapılan EMG’sinde her iki biseps, deltoid, abduktor pollisis brevis ve sol orbikularis oris kaslarında fasikülasyon ve kronik denervasyon bulguları görüldü. Bunun üzerine hastaya ALS tanısı konularak riluzol tedavisi başlandı. Sonuç: Bu hastada B12 eksikliği ile ALS’nin birlikte görülmesi tesadüfi bir durum olabilir, ancak ALS tanısı konan bu hastanın genç yaşta olması nedeniyle B12 eksikliğinin nörodejeneratif süreci hızlandırıcı bir faktör olduğu da düşünülebilir.Öğe Bilateral Putaminal and Optical Involvement After Low Dose of Methanol Exposure: Case Report(2012) Tokgöz, Osman Serhat; Güney, Figen; Kamiş, Ümit; Paksoy, YahyaMethanol is a toxin with rare but serious effects on the central nervous system. It may cause severe visual dysfunction and mortality. This study presents the case of a 44-year-old man admitted to our clinic with bilateral amaurosis which developed after dental intervention for gingivitis. The patient was conscious and presented with stomach ache, nausea, vomiting, weakness, imbalance, and bilateral amaurosis; methanol poisoning was diagnosed. Upon examination, the absence of light perception in the eye and bilateral weakness in light reflexes were detected. Visually-evoked potentials (P100) could not be obtained. Hyper-intense lesions with bilateral putaminal localisation were observed on magnetic resonance imaging and bilateral pupil oedema was observed by fundus photography. The patient was treated with methyl prednisolone and intravenous vitamin B1. On the fifth day after admission, fluctuations in visual findings were observed, and light reflex loss and pupillary dilatation developed. Upon examination one and six months later, bilateral (total) amaurosis and bilateral optic atrophy were detected. This case demonstrates bilateral putaminal involvement after exposure to a very low dose of methanol.Öğe Bilateral putaminal and optical involvement after low dose of methanol exposure: Case report(2012) Tokgöz, Osman Serhat; Güney, Figen; Kamış, Ümit; Paksoy, YahyaMetanol nadir fakat ciddi santral sinir sistemi etkileri olan bir toksindir. Ağır görme bozuklukları ve ölüme neden olabilir. Bu yazıda ispirto ile diş pansumanı sonrasında gelişen bilateral total görme kaybı nedeniyle kliniğimize başvuran 44 yaşın- da bir erkek hasta sunuldu. Pansumandan sonra gelişen ka- rın ağrısı, bulantı, kusma, halsizlik, dengesizlik ve iki taraflı görme kaybı şikayetleri ile metanol intoksikasyonu tanısı alan hastanın bilinci açıktı. Muayenesinde gözde ışık persepsiyonu yokluğu ve ışık refleksinde bilateral zayıflık belirlendi. Görsel uyarılmış potansiyel (P100) elde edilemedi. Manyetik rezo- nans görüntülerinde bilateral putamen lokalizasyonunda hipe- rintens lezyonlar ve fundus fotoğrafında bilateral papil ödemi izlendi. Hastaya metil prednizolon ve intravenöz B1 vitamin tedavisi verildi. Görme bulgularındaki dalgalanmaları takiben beşinci günde ışık refleksi kaybı ve pupilla dilatasyonu gelişti. Birinci ve altıncı aylardaki muayenesinde total görme kaybı ve bilateral optik atrofi tespit edildi. Oldukça düşük doz metanol maruziyeti sonrası bilateral putaminal tutulumu olduğunu gös- termesi açısından örnek bir vakadır.Öğe Devinime ilişkin kortikal potensiyellerin hafif bilişsel bozukluk ve orta evre Alzheimer hastalığını değerlendirmede Nöropsikolojik testler ile korelasyonu(2013) Mutluer, Muzaffer; Güney, Figen; İlhan, SüleymanÖZET Amaç: Demansın en yaygın nedeni olan Alzheimer Hastalığı (AH) önemli bir toplum sorunu haline gelmiştir. AH, erken dönemde tanı konulduğunda seyrinin yavaşlatılabildiği, kesin tedavisi olmayan bir hastalıktır. Hafif bilişsel bozukluk (HBB) bellek ve diğer kognitif yetilerin etkilenebildiği normal yaşlanma ile demans arasındaki ara bölge olarak tanımlanan klinik tablodur. HBB yılda ortalama %15 oranında farklı türlerdeki demans sendromuna dönüşebilen aktif bir süreçtir. Günümüzde HBB ve AHnın tanısında, klinik izleminde ve HBBden AHye ilerleyen klinik süreçte elektrofizyolojik incelemelerin kullanımı yapısal ve fonksiyonel görüntüleme yöntemlerinin yanında sınırlı kalmaktadır. Bu çalışmada Devinime İlişkin Kortikal Potansiyellerin (DİP) yukarıda bahsedilen durumlarda kullanılabilecek elektrofizyolojik bir test olabileceğini göstermeyi amaçladık. Yöntem: Bu çalışmada Mini mental durum testi, Sözel bellek süreçleri testi, Saat çizme testi, Geriatrik depresyon ölçeği, Stroop testi, İşlevsel faaliyetler anketi, Benton yüz tanıma testi, Global yıkım ölçeğinden oluşan nöropsikoljik test bataryası kullanılarak NINCDS-ADRA ve DSM-IV tanı kriterlerine göre AH tanısı konulan 20 hastada ve Petersen kriterlerine göre HBB tanısı konulan 20 hastada DİP kayıtlaması yapılmıştır. Elde edilen potansiyellerin latans ve amplitüd değerleri, 25 normal kontrol olgusunun latans ve amplitüd değerleri ile karşılaştırılmıştır. Bulgular: AH, HBB ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, DİP dalgası AH grubunda HBB grubuna göre, HBB grubunda da kontrol grubuna göre daha geç ortaya çıkmıştır. AH grubunda motor potansiyel (MP) amplitüdü HBB ve kontrol grubuna göre düşük saptanmıştır. Sonuç: DİPin AH tanısında ve klinik izleminde kullanılabileceği gibi HBBnin AHye ilerlemesini de gösterebilecek elektrofizyolojik test olarak kullanılabileceğini düşünüyoruz.Öğe Ekstrapontin myelinolizis (olgu sunumu)(2004) Yürüten, Betigül; Güney, FigenAmaç: Hipo ve hiper osmolaritenin hızlı düzeltilmesi santral sinir sisteminde, özellikle ponsta fokal demiyelinizasyona neden olabilir. Bu makalede pons dışında demiyelinizasyonu gelişen bir hasta sunuldu ve ilgili literatür gözden geçirildi. Olgu sunumu: Elli iki yaşındaki erkek hasta, acil servise komada geldi. Kronik böbrek yetmezliği olan hastanın kan sodyum düzeyi 108 mEq/L idi. Sodyumun 24 saat içinde normale döndürülmesinden sonra tüm ekstremitelerde rijidite gelişti ve bilinç düzelmedi. Kranial manyetik rezonans görüntüleme ile bilateral nükleus kaudatus ve lentiformiste demiyelinize lezyonlar saptandı. Hasta yatışının 15. gününde eksitus oldu. Sonuç: Santral pontin ve ekstrapontin demiyelinizasyonu önlemek için elektrolit bozukluğunu yavaş düzeltmek gereklidir.Öğe Kronik böbrek yetmezliğinde göz kırpma refleksi değişiklikleri(2012) Kozak, Hasan Hüseyin; Demir, Orhan; Güney, FigenAmaç: Bu çalışmada kronik böbrek yetmezliğine (KBY) bağlı üremili hastalarda hemodiyaliz ve periton diyalizinin periferik ve santral sinir sistemi üzerine olan etkilerininin araştırılması amaçlandı. Yöntem: Otuzbeş hemodiyaliz, 35 periton diyalizi hastası; KBY, hemodiyaliz ve periton diyalizinin periferik ve santral sinir sistemi üzerine etkilerinin araştırılması amacıyla periferik nöropati yönünden nörolojik muayene ve EMG ile değerlendirildikten sonra göz kırpma refleksi (GKR) çalışılarak 70 kişiden oluşan sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Bulgular: Kronik böbrek yetmezliği olan olgular kontrol grubu ile karşılaştırıldığında ipsilateral R2 (R2i) ve kontralateral R2 (R2k) yanıt latanslarında anlamlı derecede uzama bulunmuştur. Ayrıca, polinöropati tespit edilen hemodiyaliz hastalarında R2 yanıt latansları, polinöropati tespit edilen periton diyalizi hastalarına göre anlamlı derecede uzun bulunmuştur. R1 yanıt latansları etkilenmemiştir. Sonuç: Ekstra-aksiyal lezyonlarda R2, R1’e göre daha az duyarlıdır, fakat intra-aksiyal lezyonlarda R2 anormalliği kısa latanslı cevaplar kadar sıktır. R2 daha komplekstir ve medullanın kaudaline kadar yayılır. Dolayısıyla KBY olan tüm hastalarda R1’in korunmuş olup R2’lerin uzamış bulunması KBY’de subklinik düzeyde ekstra-aksiyal etkilenmeden çok, intra-aksiyal etkilenmenin olduğunu gösterir. Periton diyalizine giren polinöropatisi olan hastalar kontrol grubu ile karşılaştırıldığında R1, R2i, R2k değerleri açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır. Hemodiyalize giren polinöropatisi olan hastalar kontrol grubu ile karşılaştırıldığında R1 değerleri korunmuş, buna karşın R2i, R2k değerlerinde anlamlı uzama bulunmuştur. Bu da hemodiyalize giren hastalarda intra-aksiyal subklinik etkilenmenin periton diyalizine göre daha yüksek oranda olduğunu gösterir. (Nöropsikiyatri Ar?ivi 2012; 49: 102-107) Çıkar çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.Öğe Kronik Böbrek Yetmezliğinde Göz Kırpma Refleksi Değişiklikleri(Turkish Neuropsychiatric Society, 2012) Kozak, Hasan Hüseyin; Demir, Orhan; Güney, FigenObjective: The purpose of this study was to investigate the effects of hemodialysis and peritoneal dialysis on the peripheral and central nervous system in patients with uremia associated with chronic renal failure. Method: In this study, 35 hemodialysis and 35 peritoneal dialysis patients were compared with 70 healthy controls by working in blink reflex after assessment of peripheral neuropathy by neurological examination and performing EMG. Results: Ipsilateral R2 (R2i) and contralateral R2 (R2c) response latencies were found to be significantly prolonged in patients with chronic renal failure compared to those of controls. Also, latencies of R2 responses in hemodialysis patients, in whom polyneuropathy was detected, were significantly longer than those of the peritoneal dialysis patients, while latencies of R1 responses were unaffected. Conclusion: For extraaxial lesions, R2 is less sensitive than R1, but in intraaxial lesions abnormality of R2 is as frequent as short latency responses, the R2 being more complex and spreads to the caudal medulla. Hence, in chronic renal failure patients sparing of the R1 and prolongation of the R2 indicates a subclinical intraaxial involvement. There was no significant difference in R1, R2i and R2c values between peritonal dialysis patients with polyneuropathy and controls. R1 values in hemodialysis patients with polyneuropathy were found to be within normal range while R2i and R2c values were significantly prolonged when compared to controls; suggesting that intraaxial subclinical involvement is more frequently seen in hemodialysis patients.Öğe Median Sinir Rekürren Motor Dalının İzole Lezyonu: Olgu Sunumu(2002) Yürüten, Betigül; Güney, FigenMedian sinirin rekürren tenar dalının izole tutuluşu nadir görülen bir durumdur, tenar atrofiye neden olur, karpal tünel sendromundan ayırımı yapılmalıdır. Elektrofizyolojik çalışmalar abduktor pollisis brevis (APB) kasında denervasyon ve motor distal latans uzamasına karşın parmak-bilek seğmenimde normal duyusal iletimi gösterir. Bu makalede sol elde kuvvetsizlik ve tenar kas atrofisi ile gelen 11 yaşında bir erkek hasta sunulmuştur. Elektrofizyolojik değerlendirmede APB kasında total denervasyon, median sinir motor dalında total aksonal dejenerasyona karşı normal duyusal iletim saptanmıştır.Öğe Miyelodisplastik Sendromda Bilateral Talamik İnfarkt (Olgu Sunumu)(2008) Güney, Figen; Kozak, Hasan Hüseyin; Genç, Bülent Oğuz; Yetkin, EsraBilimsel zemin: Bilateral talamik infarkt oldukça nadir olup %0.6 oranında görülür. Arterden artere emboli, kardiyoembolizm, migren ve tek talamik perforan arterin bulunması bilateral talamik infarkt nedenleri arasındadır. Birçok hematolojik hastalığın seyri sırasında tromboza eğilim artmakta ve bu durumun sonucu olarak da inme görülebilmektedir. Amaç: Literatüre bakıldığında miyelodisplastik sendrom ve bilateral talamik infarkt birlikteliğine rastlanmamıştır. Bu nedenle, miyelodisplastik sendromlu bir olgunun bilateral talamik infarkt gelişmesi nedeniyle literatür ışığında tartışılması amaçlandı. Olgu: 52 yaşında kadın hasta başağrısı, sağ tarafında güçsüzlük yakınmasıyla hematoloji servisinde yatarken konsulte edildi. 10 yıldır miyelodispastik sendrom tanısıyla hematoloji kliniğince takip edilen hastanın nörolojik muayenesinde yüzü de içine alan sağ hemiparezi sendromu tespit edildi. Duyu muayenesinde sağda tüm duyu modalitelerinde kayıp vardı, solda ise yalnızca vibrasyon duyusu kaybı mevcuttu. Kranial MRG'de bilateral talamik infarkt tespit edildi. Etyolojide miyelodisplastik sendrom dışında herhangi bir patoloji tespit edilmedi. Yorum: Bilateral talamik infarkt nedenleri arasında miyelodisplastik sendrom gibi bir kan hastalığının olabileceği de akılda tutulmalıdır.Öğe Posterior Interosseous Nerve Syndrome Caused by the Use of a Canadian Crutch(John Wiley & Sons Inc, 2003) Genç, Hakan; Leventoğlu, Alev; Güney, Figen; Kuruoğlu, RuhuCompressive neuropathy of the posterior interosseous nerve (PIN) results mainly from soft tissue masses and tumors.1,5 Extrinsic compression of the PIN is unusual. The present case report may therefore be of interest. A 67-year-old woman presented, in July 2002, with a 1-year history of the gradual onset of weakness of finger extension of the right hand at the metacarpophalangeal joints. There were no sensory complaints. Following the left hip surgery she had undergone in 1997, a single Canadian crutch was prescribed on the right side for ambulation. In June 2002, she was advised to discontinue the use of the crutch, with a slight return of function of the right thumb. There was no previous history of trauma, strenuous arm use, or any predisposing metabolic disease.Öğe Psoriasisli Hastalarda Serum Nöroinflamatuvar Belirteç Seviyeleri ve Geniş Çaplı Periferik Sinir Lifi Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi(2016) Balevi, Ali; Özdemir, Mustafa; Güney, Figen; Tol, Hüseyin; Okudan, Nilsel; Belviranlı, Muaz; Tahir, KemalAmaç: Günümüzde tümör nekroz faktör-alfa (TNF-?) inhibitörleri, özellikle şiddetli psoriasisin tedavisinde tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Ancak psoriasisli hastalarda TNF-? inhibitör tedavisiyle ilişkilendirilmiş multipl sklerozis (MS) ve periferal nöropatiler bildirilmektedir. Psoriasis tedavisinde kullanılan TNF-? inhibitörleri, altta yatan nörolojik bozukluğu ortaya çıkarıp çıkarmadığı bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı; psoriasis ile multipl sklerozis ve periferal nöropatiler arasında bağlantı olup olmadığını araştırmaktır. Yöntemler: Bu çalışmada; 50 psoriasisli hasta ve 25 sağlıklı kontrol çalışmaya alındı. Nörolojik muayene ve iğne elektromiyografi testleri uygulandı. Nöroinflamatuvar süreçte rol alan matriks metalloproteinaz-2 (MMP-2), matriks metalloproteinaz-9 (MMP-9), S100 kalsiyum bağlayıcı protein (S100B) ve nöron spesifik enolaz (NSE) seviyeleri serumda ölçüldü. Bulgular: Sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında serum MMP-9 seviyeleri psoriasisli hastalarda yüksek tespit edilirken MMP-2 ve NSE seviyeleri psoriasisli hastalarda, sağlıklı kontrollere göre düşük tespit edildi. Serum S100B seviyeleri açısından her 2 grup arasında fark yoktu. Tüm hastalarda ve sağlıklı kontrollerde tüm nörofizyolojik parametreler normal bulundu ve 2 grup arasında fark tespit edilmedi. Sonuç: NSE ve MMP-9, psoriasisli hastalarda MS'in oluşmasında rol oynuyor olabilir. Özellikle ailesel MS öyküsü olan psoriasisli hastalarda, TNF-? inhibitörü ajan başlamadan önce bu belirteçlerin ölçülmesinin faydalı olabileceğini düşünüyoruz.Öğe A Rare Varieties of Diabetic Autonomic Neuropathy: Carotid Sinus Hypersensitivity, Case Report(2016) Kaya, Ahmet; Turan, Elif; Turan, Yaşar; Karanfil, Mustafa; Kulaksızoglu, Mustafa; Güney, FigenCarotid sinus hypersensitivity is a common cause of fainting and falls in older adults and can be diagnosed by carotid sinus massage. We have presented a 67-year-old diabetic male patient who was admitted to our clinic because of hyperglycemia. In thyroid examination, clouding of consciousness occurred with unilateral palpation. Documented 4,8 seconds and undocumented 7 seconds of asystole were detected during the carotid sinus massage. An implantable cardioverter defibrillator was implanted in our patient. Carotid sinus hypersensitivity should be kept in mind in the examination of diabetic patients.