Yazar "Güven, Selçuk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The Cold Knife: A New Laparoscopic Instrument for Ureteropelvic Junction Incision(MARY ANN LIEBERT, INC, 2010) Güven, Selçuk; Kılınç, Mehmet; Tunç, Lütfi; Yüksel, Dilek; Özgök, Ayşegül; Özgök, YaşarObjective: The use of laparoscopic scissors or blades in laparoscopic nondismembered pyeloplasty is quite common; however, the incision made using these tools may cause difficulties for the surgeon. We developed an efficient, safe, reusable, and inexpensive instrument to incise the pelvis and ureter during laparoscopic pyeloplasty. The aim of the present study was to evaluate the new laparoscopic instrument designed for pelvic and ureteric incisions. Materials and Methods: The cold knife consists of an internal urethrotome that is transformed into an endoscopic instrument that can be inserted easily through a 5-mm-diameter trocar. It has a manual retraction system that enables a stand-by position for added protection when no incisions are being made. The new tool was trialed in laparoscopic Y-V pyeloplasty. Data regarding perioperative parameters and outcomes were collected and analyzed. Results: Eight patients participated in the present study. All patients underwent Y-V pyeloplasty using a three-port retroperitoneal access. Mean operative time was 166.2 minutes (range: 100-300). There were no complications during the procedures. Conclusions: Laparoscopic cold knife for laparoscopic pyeloplasty is a simple, safe, reusable, and inexpensive instrument with a low maintenance cost.Öğe A comparıson of recovery characterıstıcs of sevoflurane and propofol–remıfentanıl anesthesıa ın gerıatrıc patıents(2011) Çelik, Jale Bengi; Topal, Ahmet; Erol, Atilla; Güven, Selçuk; Kara, İnciGiriş: Bu çalışmada ürolojik cerrahi girişim geçirecek 100 ileri yaş hastada propofol-remifentanil kullanılarak uygulanan total intravenöz anestezi ile sevofluran-remifentanil anestezisinin derlenme özelliklerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Hastalar propofol-remifentanil (grup P) veya sevofluran-remifentanil (grup S) anestezisi verilmek üzere rasgele ayrıldı. Derlenme özellikleri, anestezi sonrası gönderme skor sistemi (PADSS) ve Aldrete derlenme skorunu 9 olma zamanı, Digit Symbol Substitution Test (DSST), Trieger Dot Test sonuçları kaydedildi. Bulgular: Ekstubasyon zamanı grup P'de grup S'e göre belirgin olarak kısa bulundu (5.32.9 dk ve 7.83.8dk, p0.038). İlk göz açma, verbal uyarılara cevap ve oryantasyon gruplar arasında benzerdi. Aldrete skorunun 9 olma zamanı (Grup P: 14.23.6 dk, Grup S: 16.34.5 dk)ve PADSS'in 9 olma zamanı (Grup P: 19.35.7 dk, Grup S: 22.14.2 dk) iki grupta benzer bulundu (p0.05). DSST'in normale dönmesi grup P'de grup S ile karşılaştırıldığınd belirgin olarak hızlı idi (p0.05) ve TDT iki grupta benzerdi (p0.05). Bulantı/kusma, titreme, göğüs duvarında sertlik ve VAS ağrı skoru değerlerinde belirgin fark yoktu (p0.05).Öğe Erkek İnfertilitesinde Rekonstrüktif Cerrahi: Teknik ve Prediktif Ölçütler(2006) Tezer, H. Murat; Güven, Selçuk; Ersay, Ahmet; Erol, Bülent; Kadıoğlu, Ateşİnfertil erkeğin değerlendirilmesinde amaç, infertilite etiyolojisinin açıklanması ve etiyolojiye spesifik tedavinin planlanmasıdır. Spesifik tedavi yapılamadığında üremeye yardımcı tekniklere başvurulmaktadır. Ancak erkek infertilitesinin etiyolojiye spesifik tedavisi, üremeye yardımcı tekniklere göre hem maliyet/fayda açısından daha avantajlı, hem de oluşan gebelikler üremeye yardımcı tekniklerin riskinden uzak olmaktadır. Sperm taşıyan kanalların obstrüksiyonu, erkek infertilitesinin düzeltilebilir sebepleri arasında yer alır ve tedavi seçenekleri, obstrüksiyonun lokalizasyonuna göre değişmektedir. Distal ejakülatör kanal patolojilerinde TUR-ED, proksimal obstrüksiyonlarda ise rekonstrüktif cerrahi (vazovazostomi/epididimovazostomi) birinci seçenek tedavilerdir. Operasyon sonrasında tekrar obstrüksiyon gelişebilme ihtimali bulunduğundan hastalara perop sperm dondurma önerilmektedir. Duktal sistemin rekonstrüktif cerrahisi yıllar içinde teknik olarak gelişme gösterirken, bu gelişmeye paralel olarak ameliyat başarısında da artış sağlanmıştır. Ameliyatın başarısı duktal açıklığın (patens) ve gebeliğin sağlanmasıdır. Cerrahi tekniklerdeki dönüm noktası, ameliyat mikroskobunun kullanılmasıdır. Ameliyat mikroskobu ile obstrüksiyon daha iyi yerleştirilebilirken, anatomiye uygun anastomozlar yapılabilmektedir. Sonuçta ameliyat başarısı da artmaktadır. Ameliyatın başarısı, tekniklerdeki gelişmenin yanında ameliyat için doğru hastanın seçilebilmesine bağlıdır. Yapılan çalışmalarda ameliyat başarısını öngörebilmek için ölçütler belirlenmeye çalışılmış, ameliyat öncesinde ve ameliyat sırasında bazı ölçütlerin prediktif önemi olduğu belirtilmiştir.Öğe In-Vitro Evaluation of a Soft-Tissue Navigation System for Laparoscopic Prostatectomy(MARY ANN LIEBERT, INC, 2010) Teber, Dogu; Simpfendoerfer, Tobias; Güven, Selçuk; Baumhauer, Matthias; Gözen, Ali Serdar; Rassweiler, JensPurpose: We introduce a custom-designed phantom model for the in-vitro evaluation of an augmented reality-based soft-tissue navigation system for ultrasound-guided prostate interventions. Materials and Methods: Transrectal ultrasound segmentation of the prostate, navigation aid placement, initial registration, endoscope tracking, and enhanced visualization steps in the navigation procedure were performed to accommodate the actual prostatic motion. In-vitro laparoscopic manipulations simulating surgical procedures were performed by a physician using human prostate specimens. The target visualization error, defining the accuracy of the tracking, is determined by means of a leave-out test strategy by alternately using four navigation aids for endoscope registration and the remaining two navigation aids for accuracy verification. Results: The introduction of the navigation aids lasted approximately 3 minutes. The navigation aids and especially their barbs were visible because of their ultrasound reflecting nature. For each organ, 1000 endoscope registrations were calculated, in which two randomly chosen navigation aids served the purpose of verifying the pose. We were able to demonstrate that the superimposed image could follow automatically the videoendoscopic real-time view. The mean target visualization errors for the respective trials were determined as 0.81 (+/-0.12) mm, 0.62 (+/-0.14) mm, and 0.98 (+/-0.23) mm. Conclusions: The ultrasound-based inside-out navigation system for laparoscopic prostatectomy overcomes the problem of tissue shift and deformation in an in-vitro model. In case of organ movement, the augmented picture with the detected navigation aids could follow the videoendoscopic image using the navigation aids as landmarks.Öğe Lack of significant association between chromosome Y microdeletion and varicocele in Turkish patients(MEDECINE ET HYGIENE, 2006) Acar, Hasan; Kılınç, Mehmet; Yurdakul, T.; Güven, Selçuk[Abstract not Available]Öğe Malignant Melanoma of the Glans Penis and Male Urethra(2006) Arslan, Mehmet; Gökçe, Gürhan; Pişkin, Mehmet Mesut; Kılınç, Mehmet; Güngör, Salim; Güven, SelçukMalignant melanoma (MM) of the penis is rare and accounts for a small percentage of malignant melanomas and of malignant penile lesions. The problem of the therapeutic approach is still unsolved. In general prognosis is poor and most patients die within a few years becouse of the distant metastasis.Öğe Management of a Colon Perforation During Pediatric Percutaneous Nephrolithotomy(MARY ANN LIEBERT INC, 2012) Göger, Emre; Güven, Selçuk; Gürbüz, Recai; Yılmaz, Kadir; Kılınç, Mehmet; Öztürk, AhmetPercutaneous nephrolithotomy (PCNL) is one of the most common treatment options in the management of kidney stones in children. While colon perforation during PCNL is reported as a rare complication in adults, there are scarce data regarding colon perforation during pediatric PCNL. We report the successful management of colon perforation occurring during PCNL and of a renal stone in a 6-year-old child. Moreover, we describe the procedure to be followed for colon perforation in children.Öğe Management of Multiple Stones in a Single Session Using Minimally Invasive Methods in Infants with Renal Failure: Renal Salvage(SPRINGER, 2012) Öztürk, Ahmet; Güven, Selçuk; Pişkin, Mesut; Kılınç, Mehmet; Çelik, Jale; Arslan, MehmetThe goal in the treatment of stone disease causing infantile obstructive uropathy is to obtain a quick resolution of the obstruction using the least invasive treatment modality available and rendering the patient stone-free, if possible. Two infants with bilateral kidney stones, the first of whom also had ureteral stone, were referred to our clinic with acute renal failure and were treated successfully in a single session using minimally invasive methods. In this report, we discuss the management of these two cases, aged 9 and 26 months, which resulted in favorable outcomes.Öğe Oligoastenoteratospermik infertil erkeklerde leptin düzeyinin çinko tedavisine etkisi(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2005) Güven, Selçuk; Öztürk, AhmetReprodüktif olayların leptin ve çinko tarafından regülasyonunu anlamak ve infertil erkeklerde leptin düzeyinin çinkodan nasıl etkilendiğini araştırmak için fertil ve infertil erkeklerde leptin, çinko, seks hormonları ve sperm parametrelerini araştırdık. Oligoastenoteratospermik 26 ve fertil 28 erkek çalışmaya dahil edildi. Oligoastenoteratospermik hasta grubuna çinko tedavisinin leptin seviyesi ve diğer üreme parametrelerine olan etkisini araştırmak için üç ay süreyle çinko glukonat verdik. OAT hasta grubunda serum leptin düzeyleri fertil grupla karşılaştırılınca istatistiksel ı olarak anlamlı fark yoktu. OAT hastalarında serum leptin düzeyleri çinko tedavisinden etkilenmezken leptin seviyesi 5 ng/ml'nin altındaki hastalarda semen parametrelerinde anlamlı iyileşmeler sağlandı. Bizim bulgularımız leptin seviyesinin oligoastenoteratospermik infertil hastalarda çinko tedavisine başlamak için bir gösterge olabileceğini göstermektedir.Öğe Percutaneous Nephrolithotomy in Children in Different Age Groups(ELSEVIER SCIENCE BV, 2012) Güven, Selçuk; Frattini, Antonio; Onal, Bülent; Desai, Mahesh; Montanari, Emanuele; Kums, Jan; Garofalo, Marco; Rosette, Jean De LaObjectives: To present the overall results of paediatric percutaneous nephrolithotomy (PCNL) compared with adults. To present the indications, complications and outcomes of patients treated in the participating centres in the PCNL Global Study, as categorised in different age groups. Patients and Methods. The Clinical Research Office of the Endourological Society (CROES) Study was conducted from November 2007 to December 2009, and included 96 centres and >5800 patients. All children aged 14 years in the PCNL Global Study database were the focus of the study. Results: In all, 107 children aged 14 years were included in the analysis. he PCNL procedure was conducted in 13 patients (12.1%) in the supine position; tubeless PCNL was performed in 15 patients (14%); and balloon dilatation was preferred in 22 patients (20.5%). The overall mean operative duration was 97.02 min; blood transfusion rate, fever and stone-free rates were 9%, 14% and 70.1%, respectively. A comparison of the paediatric PCNL cases according to age groups showed no statistically significant differences between the subgroups for patient characteristics, co-morbidities, renal anomalies, or previous surgical history. In the evaluation of the operative details, the mean sheath size and nephrostomy tube size were larger in school-age children than the preschool children (P = 0.01 and 0.002, respectively). There was a difference in the preferred methods for confirming stone-free status, with ultrasonography preferred more in preschool children (P < 0.001). The PCNL procedure position, puncture site, dilatation method, postoperative tube application, and surgical outcomes were comparable in school- and preschool-age children. While operative details showed some differences between children and adults, the surgical outcomes were comparable. Conclusions: A considerable number (45.7%) of the paediatric patients had a previous history of stone intervention. Based on the findings of the present study, we can suggest that PCNL can be applied safely and effectively in children in different age groups. Outcomes appear comparable with those in adults for the success and complication rates, in the presence of substantial indications, appropriate equipment and adequate experience.Öğe Percutaneous Nephrolithotomy is Highly Efficient and Safe in Infants and Children Under 3 Years of Age(Karger, 2010) Güven, Selçuk; İstanbulluoğlu, Okan; Öztürk, Ahmet; Öztürk, Bülent; Pişkin, Mesut; Çiçek, Tufan; Kılınç, Mehmet; Özkardeş, Hakan; Arslan, MehmetObjective: We aimed to evaluate the efficacy and safety of percutaneous nephrolithotomy (PNL) in infants and small children (12-36 months). Methods: The PNL applications conducted in children <3 years of age in two centers were evaluated. Whereas pediatric PNL instrumentation was used in the first center, adult-size instrumentation was utilized in the second center. The complications were given according to the modified Clavien classification system. Results: The mean age of the patients was 22.76 months (5-36 months) and the mean body weight was 11.51 kg (6-15 kg). In twelve renal units, pediatric instrumentation was used and among these, two had miniperc. In the other eight renal units, adult-size instrumentation was employed. Except for the patient with complex renal stones, all patients were stone free after the intervention and none required a conversion to open surgery. There were grade 1-2 complications in 3 patients. The postoperative hemoglobin drop was greater in the children who underwent PNL with adult-size instrumentation. Conclusion: In this young age group, in addition to standard PNL, simultaneous bilateral PNL, tubeless PNL and in urgent cases of renal failure, urgent PNL, are safe and effective treatment modalities provided patients are selected properly and the surgeon performing the procedure has the necessary experience.Öğe PERCUTANEOUS NEPHROLITHOTOMY: HIGHLY EFFICIENT AND SAFE IN INFANTS AND CHILDREN UNDER AGE 3(MARY ANN LIEBERT INC, 2010) Güven, Selçuk; İstanbulluoğlu, Okan; Öztürk, Ahmet; Öztürk, Bülent; Pişkin, Mesut; Çiçek, Tufan; Kılınç, Mehmet; Özkardeş, Hakan; Arslan, Mehmet[Abstract not Available]Öğe Posterior Urethral Polyps(2006) Gürbüz, Recai; Güven, Selçuk; Arslan, Esat Mehmet; Özdemir, TahsinPosterior ürethral polipler çocuklarda ve yetişkinlerde hematüri, işeme bozuklukları, çıkış obstrüksiyonu ve idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabilirler. Burada ikisi çocukluk çağı, biri yetişkin dönemde görülen üç posterior ürethral polip olgusu sunulmaktadır. Ender görülen bu lezyonlar hematüri ve alt üriner sistem obstrüksiyonlarının ayırıcı tanısında akılda tutulmalıdır.Öğe Primary Hydatid Cyst in Adrenal Gland: A Case Report(2005) Gürbüz, Recai; Güven, Selçuk; Kılınç, Mehmet; Abasıyanık, Fatma; Gökçe, Gürhan; Pişkin, Mehmet MesutThe hydatid cyst of the adrenal gland is extremely rare pathology of the adrenal gland; here we report an adrenal hydatid cyst that presented as a solitary renal tumor. © Springer 2005.Öğe Sperm retrieval and IVF-ICSI results in the treatment of obstructive and non-obstructive azoospermia(2005) Yurdakul, Talat; Görkemli, Hüseyin; Aktan, Murad; Duman, Selçuk; Güven, SelçukOBJECTIVE: It is usually possible to recover sperm in both obstructive and non-obstructive azoospermic patients by microsurgical epididymal aspiration (MESA) or testicular sperm extraction (TESE) and ICSI could be performed with these spermatozoas. STUDY DESIGN: Ninty-one males were diagnosed as azoospermia in the Urology Department, when sperm was able to recovered, intracytoplasmic sperm injection (ICSI) treatment was applied in our Assisted Reproductive Technology (ART) unit during the period of November 2000 to April 2003. MESA was performed to 13 obstructive azoospermic (OA) males and TESE was performed to 78 non-obstructive azoospsermic (NOA) males. RESULTS: Mature spermatozoa were picked up from all of the obstructive azoospermic patients. Mature spermatozoa were also picked up from 47 (60%) NOA patients. 92 ovulation induction cycles were carried out for ICSI. Of these cycles 29 were carried out with epididymal mature spermatozoa and 63 cycles carried out with testicular mature spermatozoa in non-obstructive azoospermics. In MESA group, fertilization rate was 149/243 (61%). Biochemical pregnancies were achieved in 6 couples (46%), a healthy twin was delivered in one couple (7.6%) and pregnancies of two couples are ongoing. In TESE group, fertilization rate was 181/488 (37.3%). Biochemical pregnancies were achieved in 13 couples (27%) and in 7 (14.8%) couples healthy delivery were done, one of them was twin . CONCLUSION: When sperm can be picked up by MESA or TESE from an azoospermic patient,IVF/ICSI is the only choice of treatment for these infertile couples.Öğe Uygulamalı ürolojik laparoskopi kursunun ameliyathane hemşirelerinin eğitimine katkısı: anket çalışması(2011) Gürbüz, Cenk; Şıpkın, Sevinç; Tuncel, Altuğ; Gözen, Serdar; Güven, Selçuk; Özgök, YaşarAmaç: Bu çalışmada, 7. Uygulamalı Uluslararası Laparoskopik Ürolojik Cerrahi Sempozyumu ve Kursu’na katılan ameliyathane hemşirelerinin bu kurstan elde ettikleri deneyim ve kurs ile ilgili düşünceleri bir anket ile değerlendirilmiştir. Gereç ve yöntem: Kursa katılan 25 ameliyathane hemşiresinden kurs öncesinde laparoskopik cerrahi deneyimlerini değerlendirmek amacı ile 8 soruluk değerlendirme anketini doldurmaları istendi. Daha sonra tüm kursiyer hemşirelere, ilgili kurs programı kapsamında laparoskopik ve robotik cerrahi ile ilgili teorik dersler verilmiş ve pratik uygulamalara katılmaları sağlanmıştır. Kurs sonunda kursiyer hemşirelerden kursun etkinliğini ve kursiyer hemşirelerinin beklentilerinin yerine getirilip getirilmediğini irdeleyen 7 soruluk değerlendirme anketini doldurmaları istenmiştir. Bulgular: Kurs öncesinde kursiyerlerin açık ve laparoskopik cerrahi uygulamalarda hissetikleri ortalama kaygı puanları sırasıyla 3.82.1 (dağılım 1-10) ve 93.5 (dağılım 1-9) idi. Kurs sonrasında ise ortalama kaygı puanları açık ve laparoskopik cerrahi için sırasıyla 3.61.4 (dağılım 0-5) ve 5.12 (dağılım 2-8) olarak bulundu. Kurs öncesinde ve sonrasında açık cerrahi için duyulan ortalama kaygı puanı arasında fark yok iken (p0.065), laparoskopik uygulamalar için hissedilen ortalama kaygı puanını kurs sonrasında anlamlı olarak azaldı (p0.032). Kursiyerlerin 11’i (%44) kursu mükemmel, 14’ü (%56) ise yeterli olarak değerlendirdi. Sonuç: Kurs sırasında verilen teorik ve pratik eğitim hemşirelerin laparoskopik cerrahi hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamış ve kendilerine olan güvenlerini arttırmıştır.