Yazar "Harbili, Sultan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diurnal Variation in Anaerobic Performance: Effect of Core Body Temperature(Selçuk Üniversitesi, 2019 Nisan) Pense, Mehmet; Harbili, Erbil; Harbili, SultanThe purpose of this study was to investigate the effects of circadian rhythm on anaerobic performance and body temperature determined through three different methods. Ten elite male taekwondo athletes (average age: 23.9±2.7 years, height: 178.7±4.9 cm, body mass: 72.1±7.8 kg, training experience: 12.5±4.9 years) participated in the study. The body temperatures of the participants were measured in the morning of the first day, (between 09:00-10:00 a.m.), and in the early evening (between 16:00- 17:00 p.m.) through three different methods (Core body temperature, tympanic temperature, and skin surface temperature). The participants performed Wingate test (WT) both in the morning and in the early evening. Core body temperature was significantly higher in early evening than it was in the morning (p<0.05), while tympanic and skin surface temperatures remained unchanged (p>0.05). However, there was no significant difference between morning and early evening for peak power, mean power, and fatigue index values (p>0.05). As a result, a significant increase was observed in core body temperature in early evening compared to morning, but this increase did not show a positive effect on anaerobic performance.Öğe The Effect of Different Recovery Duration on Repeated Anaerobic Performance in Elite Cyclists(SCIENDO, 2015) Harbili, SultanThis study investigated the effect of recovery duration on repeated anaerobic performance in elite cyclists. The study followed a cross-over design protocol. Twelve elite male cyclists were randomly assigned to three groups (with recovery duration of 1, 2 and 3 min, respectively). All the subjects performed 4 repeated Wingate tests (4 x 30 s WT) at 48 h intervals for three different recovery periods. No significant interaction was observed between the effects of recovery duration and repetition (p>0.05), whereas there was a significant main effect of repetition on peak power, mean power, and a fatigue index (p<0.05). Peak power decreased significantly in repeated WTs with 1 and with 2 min recovery duration (p<0.05), but it did not change significantly in a repeated WT with 3 min recovery (p>0.05). In contrast, mean power decreased significantly in repeated WTs with 1, 2 and 3 min recovery duration (p<0.05). The fatigue index increased significantly in a repeated WT with 1 min recovery duration (p<0.05), but no significant difference was observed in the fatigue index in repeated WTs with 2 and 3 min recovery (p>0.05). In a 4 x 30 s WT, peak power decreased in cycles with 1 and 2 min recovery duration, but remained unchanged with 3 min recovery duration, whereas mean power decreased in all recovery duration procedures. The WT with 1 min recovery duration caused greater fatigue. Although recovery duration affected both peak power and mean power, the effect on peak power was greater.Öğe İnsülin Benzeri Büyüme Faktörleri (IGF): Egzersiz Metabolizması ve Kas Dokusu Üzerine Etkileri(2008) Harbili, SultanAmaç: Organizmanın büyümesi ve gelişmesi, hipotalamus- hipofiz ekseni boyunca büyümede etkili bir dizi hormon ve faktör tarafından regüle edilir. Bu derlemede IGF’nin, kemik ve kas metabolizması ve egzersize cevabı üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Ana bulgular: İnsülin benzeri büyüme faktörleri (IGF) somatik büyümede etkili olan, karaciğer ve birçok doku tarafından sentezlenebilen faktörlerdir. IGF-I ve IGF-II olarak iki önemli forma sahiptir. IGF-I daha çok postnatal, IGF-II ise intrauterin büyüme üzerinde etkilidir. IGF’ler serumda bağlayıcı proteinlere bağlanarak hedef organlara taşınır; 6 tane bağlayıcı protein tanımlanmıştır (IGF 1-6). Hücre membranında insülin reseptörü, Tip-I reseptörü ve Tip-II reseptörü olmak üzere 3 farklı reseptöre sahiptirler. Kemik ve kas gelişimindeki metabolik etkilerini parakrin ve otokrin mekanizmalar üzerinden gerçekleştirirler. Sonuç: IGF’nin kas dokusunda etkisi mekanik stresle (direnç egzersizleri) birlikte artar. Bundan dolayı kas kayıplarının önlenmesinde egzersiz etkin rol oynamaktadır.Öğe Kuvvet antrenmanlarının vücut kompozisyonu ve bazı hormonlar üzerine etkisi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1999) Harbili, Sultan; Özergin, UfukBu çalışmada, kuvvet antrenmanlarının vücut kompozisyonuna ve bazı hormonlar üzerine olan etkisi araştırıldı. Araştırmaya yaşı 19.25 ±1.77 yıl, boyu 181.68 ± 8.73 cm ve ağırlığı 71.00 ± 10.15 kg olan 17 erkek sporcu geçiş döneminde katıldı. Çalışma grubuna bir gün arayla 6 hafta boyunca 6 tekrar maksimal kuvvet antrenmanı uygulandı. Çalışma periyodunun ilk antrenmanı öncesi ve sonrası ile periyodun son antrenmanı öncesi ve sonrası troksin (TT4), büyüme hormonu (GH), total testosteron ve insülin hormon seviyelerinin belirlenmesi için kan örnekleri alınarak hormon seviyeleri tespit edildi. Antrenman periyodunun başlangıcında ve sonunda vücut kompozisyonunu belirleyebilmek için vücut yağ yüzdesi ölçüldü. Çalışma periyodunun ilk antrenmanında TT4, GH ve total testosteron salmımında artış, insülin salmımında azalma meydana geldi (PO.01). Periyodun son antrenmanında TT4, GH, Total Testosteron hormon salmımında artış (PO.01), insülin hormon salmımında ise azalma bulundu (P>0.05). Çalışma periyodunun ilk ve son antrenmanın önceleri ve sonraları arasında anlamlı fark bulunamadı (P>0.05). Antrenman periyodu öncesi ve sonrası hormonların bazal değerleri arasında fark tespit edilemedi. Bu çalışmada, kuvvet antrenmanının vücut yağ yüzdesinde azalma, yağsız vücut kütlesinde artış meydana getirerek vücut kompozisyonunu değiştirdiği görüldü. Sonuçta, kuvvet antrenmanlarının vücut kompozisyonunda değişimler ve hormon salımmlannda akut cevaplar meydana getirdiği tespit edildi.Öğe Kuvvet antrenmanının 12-14 yaş grubu erkek tenisçilerin bazı motorik özelliklerine etkisi(2011) Aktaş, Ferhat; Akkuş, Hasan; Harbili, Erbil; Harbili, SultanBu çalışmanın amacı 8 haftalık kuvvet antrenmanlarının 12-14 yaş grubu erkek tenisçilerin motorik özelliklerine etkisini incelemekti. Çalışmaya 12-14 yaş grubunda 20 gönüllü Ankara Tenis Kulübü sporcusu denek olarak katılmıştır. Deney grubu (n10, Yaş:13.100.87 yıl, Boy:152.904.22 cm, Vücut Ağırlığı:40.645.72 kg) 8 hafta boyunca tenis antrenmanına ve kuvvet antrenmanı, kontrol grubu (n10, Yaş:13.100.87 yıl, Boy:152.304.73 cm, Vücut Ağırlığı:39.353.62 kg) ise sadece tenis antrenmanı yapmıştır. Deney ve kontrol gruplarının antrenman periyodu öncesi (ön test) ve sonrasında (son test) motorik özellikleri ölçülmüştür. Verilerin istatistiki analizinde kovaryans analizi kullanılmış, ön test ölçümleri ko-değişken olarak tanımlanmış ve deney ve kontrol gruplarının son test ölçümleri karşılaştırılmıştır. Yaş ve spor yaşı bağımsız gruplarda t testi ile karşılaştırılmıştır. Anlamlılık düzeyi 0.05 kabul edilmiştir. Deney ve kontrol grubunun boy ve vücut ağırlığı arasında anlamlı bir değişim gözlenmemiştir (p0.05). Deney ve kontrol grubunun zirve güç, relatif zirve güç, ortalama güç ve yorgunluk indeksi değerleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p0.05). Deney ve kontrol grubunun relatif ortalama güçleri arasında anlamlı fark bulunmuştur (p0.05). Deney ve kontrol grubunun 5 m sprint, 30 m sprint ve asimetrik sprint süreleri arasında anlamlı fark bulunmazken (p0.05), deney grubunun 10 m sprint süresi kontrol grubunun 10 m sprint süresine göre kısalmıştır (p0.05). Deney grubunun sağ el ve sol el kavrama kuvveti kontrol grubunun sağ el ve sol el kavrama kuvvetinden anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p0.01). Deney grubunun deri kıvrım kalınlığı kontrol grubunun deri kıvrım kalınlığına göre azalmıştır (p0.01). Deney grubunun 20 m mekik koşusu mesafesi kontrol grubunun 20 m mekik koşusu mesafesinden yüksek bulunmuştur (p0.01). Esneklik deney ve kontrol gruplarında benzer bulunmuştur (p0.05). Sonuç olarak, 8 haftalık kuvvet antrenmanlarının 12-14 yaş erkek tenisçilerde dayanıklılık, kuvvet ve bazı sürat özelliklerinde artışa, esneklik ve anaerobik güçte ise herhangi bir değişime neden olmadığı gözlemlenmiştir. Bu sonuçlara göre, ergenlik dönemindeki erkek tenisçilerin kuvvet ve bazı sürat özelliklerinin kuvvet antrenmanına bağlı olarak iyileşmesi tenis performansına olumlu yönde katkı sağlayacağına işaret etmektedir.Öğe Maximal Running Velocity Characteristics of 11-14 Years of Age Trained Children(LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2012) Açıkada, Caner; Akın, Manolya; Küçükbaş, Nigar; Harbili, Sultan; Bozer, Zambak Şahin[Abstract not Available]Öğe Relationship between lower extremity isokinetic strength and anaerobic power in weightlifters, basketball and soccer players(IOS PRESS, 2015) Harbili, SultanBACKGROUND: Little is known about the comparative relationships between knee muscles strength and anaerobic power in weightlifters, basketball and soccer players, popular sports that rely on lower extremity muscles strength. METHODS: Ten weightlifters, 12 basketball and 19 soccer players participated in the study. Concentric peak torque of hamstring (H) and quadriceps (Q) of the dominant (D) and non-dominant leg (ND) was evaluated at 60 and 240 degrees/s. Subjects also performed Wingate Anaerobic Test (WAnT) 48 h after isokinetic measurements. RESULTS: Normalized peak moment of the hamstring (NPMh) of D in soccer players was significantly greater than in basketball players and weightlifters at 60 and 240 degrees/s. At 60 degrees/s, weightlifters presented a greater NPMq when compared to soccer players in D. Significant correlations were observed between NPMq of both legs and peak and mean power at 60 and 240 degrees/s in basketball. In soccer, significant correlations were found between the bilateral NPM of both muscles and the peak and mean power at 240 degrees/s. CONCLUSIONS: Knee flexion strength plays a more decisive role in soccer due to the fast movement pattern while knee extension strength is more important in basketball and weightlifting due to vertical movement patterns.Öğe Yoğun Egzersizden Sonra Aktif Dinlenmenin Kan Laktat Eliminasyonuna Etkileri(2007) Harbili, Erbil; İnal, Ali Niyazi; Gökbel, Hakkı; Harbili, Sultan; Akkuş, HasanAmaç: Supramaksimal egzersizden sonra aktif dinlenmenin kan laktat değerlerine etkilerini araştırmaktır. Yöntem: Çalışmaya yaşı 22.2 2.1 yıl, boyu 179.0 5.5 cm, vücut ağırlığı 69.2 5.2 kg olan 22 erkek sporcu katıldı. 5 kişide VO2max ölçüldü. Bir gün sonra bu kişilerde VO2max’ın % 35’indeki yük belirlendi ve aktif dinlenme yükü olarak kabul edildi. Bisiklet ergometresinde vücut ağırlığının kilogramı başına 95 gram yükte Wingate testi uygulandı. Wingate testinden sonra 10 dk süreyle grubun yarısına pasif dinlenme, diğer yarısına bisiklet ergometresinde VO2max’ın % 35’inde aktif dinlenme yaptırıldı. Dinlenmede, Wingate testinin bitiminde, aktif ve pasif dinlenmenin 5. ve 10. dakikalarında venöz kan örnekleri alınarak laktat düzeyleri belirlendi. 24 saat sonra tekrar Wingate testi uygulanarak daha önce aktif dinlenme yapanlar pasif, pasif dinlenme yapanlar aktif olarak dinlendirildi. Dinlenimde, test bitiminde ve dinlenmenin 10. dakikasında kalp hızı kaydedildi. Verilerin istatistiki analizinde eşleştirilmiş t testi kullanıldı. Anlamlılık düzeyi 0.05 olarak kabul edildi. Bulgular: Aktif ve pasif dinlenme öncesinde yapılan Wingate testinden elde edilen zirve güç, ortalama güç ve yorgunluk indeksi değerleri arasında fark bulunmadı. Testten önceki ve test bitimindeki kalp hızı pasif dinlenmedekilerden farklı değildi. Ancak, aktif dinlenmenin 10. dakikasında kalp hızı pasif dinlenmenin 10. dakikasından yüksekti. Aktif ve pasif dinlenme uygulamaları arasında dinlenmede, test bitiminde, 5. ve 10. dakikalarda elde edilen kan laktat düzeyleri açısından fark bulunmadı. Test sonrasından 5. dakikaya hem aktif hem de pasif dinlenmede anlamlı laktat artışı gözlenirken, 5. dakikayla 10. dakika arasında laktat düzeyinin pasif dinlenmede değişmediği, aktif dinlenmede azaldığı bulundu. Sonuç: VO2max’ın % 35’inde 10 dakika aktif dinlenmenin 5-10. dakikalar arasında kan laktatının eliminasyonunu artırdığı sonucuna varıldı. Laktat eliminasyonunu hızlandırdığı için yoğun egzersizlerden sonra pasif dinlenme yerine aktif dinlenme yapılmasının uygun olacağı düşünüldü.