Yazar "Küçükçongar, Sezen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çevre denetimi uygulamaları, sorunları ve çözüm önerileri: Konya ili örneği(2017) Ateş, Ömer; Küçükçongar, Murat; Küçükçongar, SezenBu çalışmada çevre danışmanlık firmaları tarafından uygulanan çevre denetiminin etkinliğinin belirlenmesi ve denetim süreci ile ilgili potansiyel problemlerin tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla 2016 yılında Konya ilinde çevre danışmanlık firmalarında çalışan çevre görevlilerine, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nde çalışan çevre mühendislerine ve çevre denetimine tabi işletme yöneticilerine yüz yüze görüşme yöntemiyle anket uygulanmıştır. Anket formları yaş, eğitim seviyesi, yabancı dil bilgisi, mesleki deneyim ve çevre denetimi uygulamaları hakkında farklı sorular içermektedir. Elde edilen data SPSS 22.0 istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Çevre görevlilerinin %90'ının ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nde çalışan personelin %97'sinin, işletme yöneticilerinin %89.3'ünün işletmelere uygulanan çevre denetimlerinin çevresel uygulamalar üzerinde olumlu etkisi olduğunu düşündüğü belirlenmiştirÖğe An investigation into the environmental sensitivity and awareness level-a case study of sarayönü district, Konya(2015) Öden, Muhammed Kamil; Küçükçongar, Sezen; Gök, ZehraThe purpose of this study is to determine the environmental sensitivity and awareness level of the inhabitants in Konya, Sarayönü districts. In todays world, the environment is rapidly being polluted and pollution rate is being increased by human beings. In this regards, the viewpoints of Sarayönü people on the environment and environmental elements are revealed. For this purpose, a research include variables such as gender, age, job and education level was carried out by using a questionnaire made up of 16 questions. The questionnaire was applied to 314 males and 286 females, totaling 600 participants. The research serves to raise an awareness of environment and environmental sensitivity. The findings showed that the people in Sarayönü have a high level of environmental sensitivity. Females tended to reflect a higher level of sensivitiy to the environment than males. The participants opted for air pollution as being the most important environmental element among the air, water, soil etc. pollution.Öğe Organik madde konsantrasyonunun trihalometan (THM) bileşiklerinin oluşumuna etkisi(Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, 2009) Küçükçongar, Sezen; Sevimli, Mehmet Faik; Yel, EsraKlor en yaygın olarak kullanılan dezenfektandır ve sulardaki doğal organik maddeler (DOM) ile reaksiyona girerek dezenfeksiyon yan ürünlerini (DYÜ) oluşturmaktadır. DYÜ’lerin en yaygın iki türü trihalometan (THM) ve haloasetik asit (HAA) bileşikleri insan ve çevre sağlığı açısından oldukça sakıncalıdır. Bu çalışmada Konya’da evsel ve endüstriyel su temininde ihtiyacı karşılayan Altınapa Barajı’ndan alınan su örneği, ters osmoz membran sisteminden geçirilerek mevcut çözünmüş organik maddelerin izole edilmesi sağlanmıştır. Elde edilen izolattan belirli seyreltmeler yapılarak farklı organik madde konsantrasyonlarında 4 farklı THM bileşiğinin oluşumu ve türlerin dağılımı belirlenmiştir. Farklı organik madde konsantrasyonlarında elde edilen toplam THM miktarı 58?108 ?g/L aralığındadır ve toplam THM içerisinde kloroform (CF) % 63?89’luk kısmı oluşturmaktadır. Organik madde konsantrasyonun artırılması ile THM bileşiklerinin konsantrasyonlarının arttığı tespit edilmiştir.Öğe Pirina kullanılarak adsorpsiyon prosesinde renk giderimi(2017) Öden, Muhammed Kamil; Şahinkaya, Serkan; Küçükçongar, SezenZeytin ve zeytinyağı özellikle Akdeniz ülkelerinde üretilen önemli tarım ürünleridir. Türkiye'de Ege, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde zeytin ağacı yetiştirilmektedir. Bu kadar geniş bir uygulama sahasına sahip olan zeytin endüstrisinin faaliyetleri sırasında oluşan bazı üretim atıkları bulunmaktadır. Zeytin ağacı yetiştirme sırasında her ağacın yıllık yaklaşık 25 kg'a kadar yan ürün (çerçöp, dal, yaprak vb.) oluşturduğu tahmin edilmektedir. Zeytin atığı ürünlerinin tip ve miktarı üretim teknolojileri ve çalışma verimliliğine göre değişim göstermektedir. Zeytinin ağaçtan toplanıp zeytinyağı elde edilene kadar geçen süreçte elde edilen zeytin yaprakları, dalları, pirina ve karasu temel yan ürünlerdir. Endüstriyel faaliyet sırasında ise çekirdek, kabuk ve posa gibi materyalleri içeren atığa da pirina denilmektedir. Yağ ekstrakte edilirken uygulanan prosedüre göre elde edilen pirinanın da nem ve yağ içeriği değişmektedir. Deneylerde ise kuru halde hazırlanmış pirina kullanılmıştır.Bu çalışmada laboratuvar ortamında hazırlanan Everzol Yellow 3RS içeren sentetik atıksudan adsorban madde olarak zeytin atığı (pirina) kullanılarak renk giderimi araştırılmıştır. Adsorbanın etkinliğini kanıtlayabilmek üzere süreye, doza, hıza, sıcaklığa ve pH'ya bağlı olarak optimum denge şartları belirlenmiştir. Adsorpsiyon işlemleri neticesinde 150 dakika temas süresi, 250 rpm karıştırma hızı, pH 7,5 ve 25 0C sıcaklık değerlerinde adsorban/boya oranı olarak 0,6 g/250 mL (%80'nin üzerinde giderim) elde edilmiştirÖğe Su kaynaklarında hümik maddelerin reçine adsorpsiyon kromatografi tekniği ile izolasyonu(Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, 2012) Küçükçongar, Sezen; Sevimli, Mehmet Faik; Yel, EsraDoğal organik maddeler (DOM) tüm yüzeysel sularda ve yeraltı sularında kompleks reaksiyonların bir sonucu olarak bulunduğundan oldukça heterojen bir bileşimdedir. DOM’in yaklaşık %90’ı sularda çözünmüş formda bulunmaktadır ve bu çözünmüş organik maddeler (ÇOM) içerisinde sucul hümik maddeler (SHM) en yüksek miktarda bulunan fraksiyondur. Su kaynaklarına yönelik çalışmalarda SHM’lere ilginin artmasındaki temel nedenlerden birincisi, içme suyu arıtımında kullanılan farklı oksidan ve dezenfektanlarla verdikleri reaksiyonlar sonucu insan sağlığı için zararlı olan dezenfeksiyon yan ürünlerini (trihalometanlar, haloasetik asitler vd.) oluşturmasıdır. İkinci neden ise su ortamlarında organik ve inorganik pek çok kirletici ile kompleks oluşturması veya sorplayarak suda taşımaya eğilimli olmasıdır. SHM’lerin sulardan izolasyonunda çok farklı yöntemler uygulanabilmektedir. Farklı reçineler kullanarak uygulanan reçine adsorpsiyon kromatografi (RAK) tekniği, yüksek hacimlerdeki sulardan SHM’leri gidermek ve konsantre hale getirmek için sıklıkla kullanılan bir metottur. Bu çalışmada RAK yönteminde Amberlite XAD-8, Bio-Rad AG-MP-50 ve Duolite A-7 reçineleri kullanılarak ÇOM fraksiyonlarına ayırma yöntemi uygulanmıştır. Reçineler, literatürde geliştirilen metotlar ve bazı modifikasyonlarla temizleme ve şartlandırma işlemlerine tabi tutulmuştur. Farklı yüzeysel su kaynaklarından alınan numunelere RAK yöntemi uygulanarak hidrofobik ve hidrofilik özelliklerine göre altı farklı fraksiyon elde edilmiştir. Bu fraksiyonların farklı yüzeysel su kaynakları için yüzde dağılımları belirlenmiştir.Öğe Su kaynaklarındaki doğal organik maddelerin (NOM) karakterizasyonu ve dezenfeksiyon yan ürün (DBP) oluşum mekanizmasına etkileri(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009) Küçükçongar, Sezen; Sevimli, Mehmet FaikBaraj suyunun ters osmoz ile yoğunlaştırılarak izolat elde edilmesi, izolattan kontrollü şartlarda klorlama ile DBP oluşumunun izlenmesi, fraksiyonlama ve jel filtrasyon ile izolatın yapısal özelliklerinin belirlenmesi ve klora alternatif dezenfektan kullanımının incelenmesi amaçlarını taşıyan bu çalışmada Altınapa, Ömerli ve Çamlıdere Baraj suları kullanılmıştır. Klorlama UFC protokolüne uygun olarak farklı pH ve TOK koşullarında yapılmış ve 4 THM ve 9 HAA bileşikleri EPA 551.1 ve 552.3 metotlarına uygun olarak analiz edilmiştir. Fraksiyonlama literatürde farklı çalışmalarda önerilen reçine adsorpsiyon kromatografisi yöntemlerinin bu çalışma dahilinde kombine edilmesiyle yapılmıştır. Molekül ağırlık dağılımı Sephadex G-25 kullanılarak jel filtrasyon yöntemiyle incelenmiştir. Alternatif dezenfektan olarak kloramin ile denemeler yapılmıştır. Sonuçta DBP oluşturma düzeylerindeki değişimlere göre, sularda önemli farklılıkların yanı sıra ortak yönlerin de mevcut olduğu gözlenmiştir. Sulardaki organik maddenin miktarı artırıldıkça oluşan DBP konsantrasyonları da artmaktadır ve bromun varlığı, bromlu DBP türlerinin oluşumunu artırmaktadır. pH değerinin 6-8 aralığında değişmesi de DBP oluşumunda farklılıklara neden olmaktadır. THM konsantrasyonları pH 6'da en düşük değerlerde bulunmuş ve HAA oluşumda pH'nın 6-8 aralığında değişimi belirgin bir etkiye neden olmamıştır. Çalışılan TOK ve pH koşullarında en yüksek THM oluşumu Ömerli Barajı'nda (175 µg/L'ye kadar) gözlenirken, Çamlıdere Barajı'nda THM oluşmamıştır. En yüksek HAA Altınapa Barajı'nda 670 µg/L olarak bulunmuştur. Oluşan THM ve HAA türlerinde de farklılaşmalar görülmüş ve bunların sulardaki organik maddelerin yapısal farklılığından ileri geldiği ortaya konmuştur. Hidrofobik asit fraksiyonunun yüksek oranda olması, suyun DBP oluşum potansiyelinin tek göstergesi değildir. Fonksiyonel grupların farklılaşmasının da DBP oluşumunu etkilemekte olduğu söylenebilmektedir. Hidrofobik fraksiyonun oranının yüksek, ancak SUVA değerinin düşük olması, aromatik yapıdaki organik maddelerin daha düşük düzeylerde olduğunu, hümik ve fülvik asitler dışındaki hidrofobik maddelerin de ağırlıkta olduğunu göstermekte ve buna bağlı olarak da THM ve HAA oluşumu azalmaktadır. Alternatif dezenfektan olarak kloramin kullanılması halinde, klor dozunun 1/3-1/4'ü kadar kloramin yeterli olmuş ve klor kullanımında oluşanların % 20-28'i kadar DBP oluşmuştur.