Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kalem, Fatma" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Çeşitli klinik örneklerden izole edilen Pseudomonas aeruginosa suşlarında antibiyotik direnci
    (2008) Kalem, Fatma; Gündem, N. Seval; Feyzioğlu, Bahadır; Arslan, Uğur; Tuncer, İnci
    Çeşitli klinik örneklerden izole edilen 150 Pseudomonas aeruginosa suşunun sefoperazon-sulbaktam, imipenem, meropenem, siprofloksasin, amikasin ve piperasilin-tazobaktama direnci Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile araştırılmıştır. Dirençli suşların oranı sefoperazon-sulbaktama % 63.3, imipeneme % 57.3, meropeneme % 50.6, siprofloksasine % 46.6, amikasine % 33.3, piperasilin-tazobaktama % 31.3 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak; hastanemizde P.aeruginosa’nın antibiyotiklere direnç oranı yüksektir. Dolayısıyla ampirik tedavi planlanırken direnç oranları göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Colistin resistance in Carbapenem-resistant Klebsiella pneumoniae strains.
    (ALLIED ACAD, 2016) Kalem, Fatma; Ergun, Ayse Gul; Ertugrul, Omur; Ozcimen, Serap; Simsek, Husniye; Suzuk, Serap; Unaldi, Ozlem
    Objective: Because of the increase in the infections caused by carbapenem-resistant Klebsiella pneumoniae carbapenemase (KPC)-producing K. pneumoniae; nowadays colistin is used more frequently. In this study, the firstly detected colistin resistance in carbapenem-resistant KPC-producing K. pneumoniae strains were evaluated. Material and methods: For identification and susceptibility testing; VITEK 2 Compact (bioMerieux, France) have been used. Because of resistance; MICs were studied with gradient test method in Microbiology Reference Laboratory, Public Health Institution of Turkey, Ministry of Health, Ankara, Turkey for confirmation. The presence of carbapenem resistance genes (OXA23, NDM1, OXA48, KPC, VIM ve IMP) was investigated by Polymerase Chain Reaction (PCR) method. Pulsed Field Gel Electrophoresis (PFGE) method was used to determine the clonal relationships between strains. PCR and PFGE tests have been studied in Molecular Microbiology Research and Application Laboratory Department of Microbiology Reference Laboratories, Public Health Institution of Turkey, Ministry of Health, Ankara, Turkey. Results: All strains were resistance for carbapenems and colistin Two of four strains were isolated from patients hospitalized in intensive care and two of them were isolated from patients hospitalized in clinics. Resistance to carbapenems were confirmed genotypically. Two strains isolated from patients in clinics were positive for NDM1 and OX-48, and isolates from patients in intensive care unit were positive for only OXA-48 carbapenem genes. PFGE typing method described two clones that have a relationship with each other. The strains in which NDM1 and OXA-48 were together positive were in one clone and OXA-48-positive strains were in other clone. Conclusion: The emergence of colistin resistant strains is a very important problem due to decrease of treatment options for infections caused by carbapenem-resistant KPC producing K. pneumoniae. Colistin should not be used alone, combination therapy should be preferred.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Comparative evaluation of automated chemiluminescence tests and RIBA assay used in HCV diagnosis
    (SCIENTIFIC PUBLISHERS INDIA, 2016) Kalem, Fatma; Yuksekkaya, Serife; Dagi, Hatice Turk; Ertugrul, Omur; Dogan, Metin
    Introduction: Hepatitis C, caused by hepatitis C virus (HCV) can be a mild illness lasting a few weeks or can cause lifelong liver cirrhosis and cancer. Today although the sensitivity of diagnostic tests is increasing; it has often been associated with decreased specificity so the rate of false-positive test results is increasing. The aim of this study was to compare the false-positive rates of anti-HCV results. Methods: During the period of 18.07.2011 to 18.12.2013; blood samples of patients admitted to Konya Numune Hospital were screened for anti-HCV using chemiluminescence immunoassay (CIA). After 2012; the new version of same anti-HCV test was used. Borderline and reactive results were retested and tests which were reactive in repeated CIA were confirmed by a recombinant immunoblot-assay (RIBA). Subjects with a positive RIBA test were considered to have been as true positive anti-HCV. Results: A total of 54178 sera were tested for anti-HCV during the period of 18.07.2011 to 18.12.2013 and 649 sera were positive with chemiluminescence method. 374 of reactive cases were confirmed by RIBA. The RIBA results showed 171 (45.7 %) negative, 163 (43.5 %) positive, and 40 (10.7 %) indeterminate results. By using the new version of the test; the rate of false positive and indeterminate anti-HCV test results decreased from 75.1% to 35.5 %. Conclusions: In this study it was observed that lower false positive rates of newly developed test. Lowering the false positive rate of ELISA tests will provide more confidence to use these tests in the diagnosis of HCV. There is a need for further studies on this issue.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Di?spepti?k Yakınmaları Olan Hastalarda Helicobacter Pylori Varlığının Farkli Yöntemlerle Araştırılması
    (ANKARA MICROBIOLOGY SOC, 2010) Kalem, Fatma; Özdemir, Mehmet; Baysal, Bülent
    Helicobacter pylori infections which are common worldwide may be a risk factor for gastritis, gastric and duodenal ulcers, gastric adenocarcinoma and mucosa-associated lymphoid tissue (MALT) lymphomas. For the detection of H.pylori, invasive methods such as culture, histopathology and rapid urease tests which require endoscopy and gastric biopsy specimen and non-invasive methods (not requiring endoscopy) such as urea breath test, stool antigen test (H.pylori stool antigen; HpSA) and serology are used. The aim of this study was to investigate the presence of H.pylori in patients with dyspeptic complaints, by rapid urease test, HpSA test, culture and histopathology and to evaluate the diagnostic performance of HpSA test. A total of 103 dyspeptic patients who were admitted to Selcuk University Meram Medical Faculty Gastroenterology Clinic and undergone gastroduodenal endoscopy between January 2005 and December 2006, were included to the study. All the specimens were cultivated, however, urease activity was tested in 98 of the patients, histopathological examination in 76 and HpSA test in 86 of the patients. H.pylori was isolated in 38.8% (40/103) of the specimens by culture. H.pylori was positive in 38.2% (29/76) of the specimens by histopathology, in 86.7% (85/98) by urease test, and in 44.2% (38/86) by HpSA test. The sensitivity and specificity values of the tests when culture was taken as the gold standard, were; 97.5% and 20.7% for urease test, 75% and 82.6% for HpSA test and 72.5% and 100% for histopathology, respectively. In conclusion, HpSA method could be applied as a screening test for H.pylori diagnosis in case endoscopy could not be performed. However, if invasive methods were to be performed, the diagnosis should be confirmed by a more sensitive and specific test such as culture and histopathology.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Dispeptik hastalarda farklı yöntemlerle helıcobacter pylorı varlığının araştırılması
    (Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2008) Kalem, Fatma; Baysal, Bülent
    Amaç: H.pylori infeksiyonu; dünyada en sık görülen infeksiyonlarından bir tanesidir. H. pylori infeksiyonu; gastrit, gastrik ve peptik ülser, gastrik adenokarsinom ve MALT lenfoma için risk faktörüdür. Tanısında invaziv (endoskopi gerektiren) kültür, histoloji ve üreaz testleriyle birlikte noninvaziv (endoskopi gerektirmeyen) üre soluk testi, HpSA ve serolojik metotlar kullanılmaktadır. PZR ile farklı klinik örneklerde bakteri varlığı gösterilebilmektedir. Bu infeksiyonun tedavisi gelişen ilaç direnci sebebiyle gittikçe zorlaşmaktadır. Tedavide en çok kullanılan ilaç olan klaritromisinin diğer bazı hastalıkların tedavisinde de yaygın kullanımı ile direnç oranları artmaktadır. Çalışmada üreaz testi, gaita antijen testi, histopatolojik inceleme ve kültür yöntemleri ile H.pylori varlığı ve üreyen suşlarda klaritromisin, amoksisilin, metronidazol duyarlılığının araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada S. Ü. Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Kliniği endoskopi ünitesine, dispeptik şikayetlerle 2005-2006 tarihleri arasında başvurarak gastroduodenoskopi yapılan 103 vakadan alınan biyopsi örneklerinde H. pylori varlığı; üreaz testi, gaita antijen testi, histopatolojik inceleme ve kültür yöntemleri ile araştırıldı. Üreyen suşlarda klaritromisin, amoksisilin, metronidazol direnci incelendi. Ayrıca bu hastalarda HpSA'nin tanı değeri diğer yöntemlerle kıyaslanarak araştırıldı. Bulgular: 103 örnekten kültür ortamında 40 örnekte H.pylori üremiştir (%38.8). Elde edilen 40 suştan 28 tanesinde antibiyotik duyarlılığı yapılabilmiştir. Bunlardan 8 tanesinde klaritromisine E-test metoduyla direnç saptanmıştır (%28.5). Bu suşların 11(%39.2) tanesinde de metronidazole direnç saptanmıştır. Suşlardan hiçbirinde amoksisiline direnç saptanmamıştır. Kullanılan testlerin sensitivite, spesifite, pozitif prediktif (PPD), negatif prediktif (NPD) değerleri sırasıyla kültür için;%76, 98, 97, 83, üreaz için; %97.9, 24.4, 56.4, 92, HpSA için; %74, 80, 76, 79, histopatoloji için; %75, 95, 93, 80 olarak bulunmuştur. Sonuç: Toplum sağlığı açısından H.pylori tanı ve tedavisi oldukça önemlidir. Tedavide başarısızlığı durumunda H.pylori suşlarının antimikrobiyal duyarlılığının araştırılması faydalı olacaktır. Ayrıca yeni ilaç kombinasyonları denenebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Dispeptik Yakınmaları Olan Hastalarda Helicobacter Pylori Varlığının Farklı Yöntemlerle Araştırılması
    (2010) Kalem, Fatma; Özdemir, Mehmet; Baysal, Bülent
    Dünyada yaygın olarak görülen Helicobacter pylori enfeksiyonları, gastrit, gastrik ve peptik ülser, gast-rik adenokarsinom ve MALT (mukoza ile ilişkili lenfoid doku) lenfomaları için risk faktörüdür. H.pylori enfeksiyonunun tanısında invazif olan (endoskopi gerektiren) kültür, histoloji ve üreaz testleriyle birlikte invazif olmayan (endoskopi gerektirmeyen) üre nefes testi, gaitada antijen testi (H.pylori stool antigen; HpSA) testi ve serolojik yöntemler kullanılmaktadır. Bu çalışmada, dispeptik yakınmaları olan hastalarda H.pylori varlığının hızlı üreaz testi, HpSA testi, histopatolojik inceleme ve kültür yöntemleri ile araştırılması ve invazif olmayan HpSA testinin tanısal performansının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya, Ocak 2005-Aralık 2006 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenteroloji Kliniğine dispeptik yakınmalarla başvuran ve gastroduodenoskopi yapılan 103 hasta dahil edilmiştir. Hastaların tümünden alınan biyopsi örneklerinin (n 103) kültürü yapılmış; örnek yetersizliği nedeniyle 98 hastanın biyopsi örneğinde üreaz testi, 76 hastanın biyopsi örneğinde histopatolojik inceleme ve 86 hastanın gaita örneğinde HpSA testi gerçekleştirilebilmiştir. Biyopsi örneklerinin %38.8 (40/103)'inden H.pylori izolasyonu yapılmış; %38.2 (29/76)'sinde histopatoloji ile, %86.7 (85/98)'sinde üreaz testi ile ve gaita örneklerinin %44.2 (38/86)'sinde HpSA testi ile H.pylori pozitifliği tespit edilmiştir. Kültür yöntemi referans olarak alındığında, kullanılan testlerin duyarlılık ve özgüllük değerleri sırasıyla; hızlı üreaz testi için %97.5 ve %20.7, histopatoloji için %72.5 ve %100, HpSA için ise %75 ve %82.6 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, gaitada antijen testinin endoskopi yapılmayan/yapılamayan hasta gruplarında H.pylori tanısı için tarama amaçlı kullanılabileceği, ancak invazif yöntemlerin uygulanabilmesi halinde, tanının mutlaka duyarlılık ve özgüllüğü daha yüksek olan bir yöntemle (kültür, histopatoloji) doğrulanması gerektiği düşünülmüştür.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İdrar Örneklerinden İzole Edilen Escherichia Coli Suşlarında Antimikrobiyal Duyarlılığı
    (2008) Kalem, Fatma; Gündem, N. Seval; Arslan, Uğur; Tuncer, İnci
    Escherichia coli idrar yolu infeksiyonlarında en çok izole edilen patojendir. Çalışmamızda idrardan izole edilen 178 E.coli suşunun CLSI kriterleri temel alınarak Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile ampisilin, trimetoprim/sülfametoksazol, ampisilin/sulbaktam, sefuroksim, siprofloksasin, nitrofurantoin, amikasin, gentamisin ve imipeneme duyarlılıkları araştırılmıştır. İmipeneme 178 (% 100), amikasine 157 (% 88.2), nitrofurantoine 151 (% 84.8), gentamisine 129 (% 72.5), sefuroksime 124 (% 69.7), siprofloksasine 111 (% 62.4), ampisilin/sulbaktama 92 (% 51.7), trimetoprim/sülfametoksazole 79 (% 44.4) ve ampisiline 39 (% 21.9) suş duyarlı bulunmuştur.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Konya İlinde Hepatit A Seroepidemiyolojisi
    (2013) Kalem, Fatma; Erayman, Berna; Yüksekkaya, Şerife; Kara, Fatih
    Amaç: Çoğunlukla fekal-oral yol ile bulaşan Hepatit A virüsü geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık problemidir. Ülkemizde ulusal genişletilmiş bağışıklama programına henüz dahil edilmiştir. Bu çalışmada Konya ilinde Hepatit A virüsü için seropozitiflik oranı retrospektif olarak değerlendirildi. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 2005-2009 yılları arasında Konya ili merkez ve periferinden 1.basamak sağlık kuruluşlarına çeşitli sebeplerle başvuran bireylerde Hepatit A virüsü için seropozitiflik oranı retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmada 0-99 yaşlar arasındaki olgular değerlendirmeye alındı. 0-17 yaş grubu olgular ise yaş gruplarına, cinsiyet ve bölgesel özelliklere göre değerlendirildi. Bulgular: Beş yıllık sürede toplam 12888 hastanın 10042 sinde (%77) Anti-HAV IgG pozitif bulunurken, 14458 hastanın 418 inde (%2,89) Anti-HAV IgM sonucu pozitif olarak saptanmıştır. Sonuç: Beş yıllık sürede %77 oranında A nti-HAV IgG ve %2,89 oranında Anti-HAV IgM pozitifliği saptanmıştır. Konya periferinde diğer merkez ilçelere göre anlamlı derecede yüksek pozitifliğe rastlanmıştır. Sosyoekonomik seviyesi yüksek olan Merkez Meram ilçesinde ise HAV IgM pozitifliği en düşük seviyede bulunmuştur. HAV IgG pozitifliği açısından yapılan çoklu karşılastırmalar sonucunda Konya periferinde pozitiflik oranının daha yüksek olduğu görülmüştür. Hepatit A özellikle pediatrik yaş grubunda önemli bir sağlık problemidir. Çalışmamız geniş bir populasyonu kapsadığından dolayı Konya ilinin Hepatit A yönünden serolojik durumu hakkında yol gösterici olabilir.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim