Yazar "Kandeğer, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The Effects of Individual Biological Rhythm Differences On Sleep Quality, Daytime Sleepiness and Correlations with Dissociative Experiences(ELSEVIER FRANCE-EDITIONS SCIENTIFIQUES MEDICALES ELSEVIER, 2015) Selvi, Yavuz; Kandeğer, Ali; Boysan, Murat; Akbaba, Nursel; Uygur, Ömer F.; Sayın, Ayça A.; Tekinarslan, Emine[Abstract not Available]Öğe Exploring Overlooked Anxiety Disorders: A Study on the Prevalence of Adult Separation Anxiety Disorder and Specific Phobia in the General Population(Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Ekici, Fatih; Karaoğlan, Gizem; Kandeğer, Ali; Demir, Lütfi Saltuk; Güler, ÖzkanObjective: The current study aimed to investigate the prevalence of adult separation anxiety disorder (ASAD) and specific phobia in the general population along with identifying the factors associated with these two disorders. Material and Method: The study was carried out in the Selçuklu district, encompassing 28 of the 34 family health centers selected through a simple random sampling method. The study sample included 1,218 individuals over 18 years old, chosen using a systematic sampling approach by skipping one resident from each neighborhood covered by the family health unit. After collecting the sociodemographic data, face-to-face diagnostic interviews were performed using the Structured Clinical Interviews for Separation Anxiety Symptoms (SCI-SAS) for ASAD and the Structured Clinical Interview for DSM-5 (SCID-5) for specific phobia assessment. Results: The study revealed that the lifetime prevalence of ASAD was 5.9%, with a point prevalence of 1.5% while the lifetime prevalence of specific phobia was 11.3%. The application rates for the treatment of both disorders were very low and clinicians demonstrated limited recognition of ASAD. ASAD was correlated with female gender, low income, childhood traumatic experiences, migraine presence and family history of serious illness. On the other hand, specific phobia was associated with female gender and family history of psychiatric disease. Conclusion: Despite the high prevalence of both disorders, the alarming rates of clinical recognition and treatment underscore the need to develop health policies and awareness programs aimed at promoting early diagnosis and treatment.Öğe Heterogenity of Sleep Quality in Relations Between Cirdadian Preferences and Depressive Symptomatology Among Major Depression Patients(ELSEVIER FRANCE-EDITIONS SCIENTIFIQUES MEDICALES ELSEVIER, 2015) Selvi, Yavuz; Uygur, Ömer F.; Boysan, Murat; Kandeğer, Ali; Sayın, Ayça A.; Akbaba, Nursel; Koç, Başak[Abstract not Available]Öğe Impact of enriched environment on production of tau, amyloid precursor protein and, amyloid-beta peptide in high-fat and high-sucrose-fed rats(CAMBRIDGE UNIV PRESS, 2017) Selvi, Yavuz; Gergerlioğlu, Hasan Serdar; Akbaba, Nursel; Öz, Mehmet; Kandeğer, Ali; Demir, Enver Ahmet; Yerlikaya, Fatma HümeyraObjective: The Western-type diet is associated with an elevated risk of Alzheimer's disease and other milder forms of cognitive impairment. The aim of the present study was to investigate the effects of the environmental enrichment on amyloid and tau pathology in high-fat and high-sucrose-fed rats. Methods: In total, 40 adult male rats were categorised into two main groups according to their housing conditions: enriched environment (EE, n = 16) and standard housing condition (n = 24). The groups were further divided into five subgroups that received standard diet, high-fat diet, and high-sucrose diet. We performed the analysis of amyloid beta-peptide (A beta) (1-40), A beta(1-42), amyloid precursor protein (APP), and tau levels in the hippocampus of rats that were maintained under standard housing conditions or exposed to an EE. Results: The EE decreased the A beta(1-40), A beta(1-42), APP, and tau levels in high-fat and high-sucrose-fed rats. Conclusion: This observation shows that EE may rescue diet-induced amyloid and tau pathology.Öğe Sanrısal yanlış tanıma sendromları : Bir intermetamorfoz olgusu(2017) Kandeğer, Ali; Tekdemir, Rukiye; Selvi, YavuzSanrısal Yanlış Tanıma Sendromları (SYTS), psikiyatrik ve nörolojik tablolarda karşılaşılan nadir psikopatolojik fenomenler olarak kabul edilir. Kişinin çevresindeki kişilerin, yerlerin, nesnelerin ve olayların değiştiğine ya da aynılarının çoğaldığına inandığı sanrılar olarak tanımlanmaktadır. lntermetamorfoz sendromu, aşinalıkta artmanın göze çarptığı, tanıdık veya yabancı insanların fiziksel ve mental kimliklerinin değişerek hastaya tanıdık birine dönüşmesi sanrısıdır. lntermetamorfoz sendromu SYTS arasında en nadir görüleni olup 1932 yılında Courbon ve Tusques tarafından tanımlanmıştır. Bu yazıda şizofreni tanısı konan bir olguya eşlik eden intermetamorfoz sendromu sunulacaktır.Öğe Sülfasalazine Bağlı Psikotik Özellikli Majör Depresif Bozukluk(2018) Kandeğer, Ali; Tomarbozkurt, Hazan M.D.; Kıcalı, Güneş Devrim; Güler, ÖzkanAnkilozan spondilit (AS); nedeni bilinmeyen, esasen omurgayı olmak üzere diğer eklemleri de etkileyebilen kronik inflamatuar bir hastalıktır. AS, spondiloartropatilerin prototipi olup dünya nüfusunun % 0,9'unu etkilemektedir. Sülfasalazin, AS tedavisinde kullanılan hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaçlardan biridir. Sülfasalazinin; mani, depresyon ve psikoz gibi ciddi psikiyatrik problemler de dahil olmak üzere merkezi sinir sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açtığına dair olgular nadir olarak bildirilmiştir. Bu yazıda, psikotik özellikli majör depresif bozukluk nedeniyle başvuran bir erkek hasta sunulmaktadır. Hastada ciddi psikiyatrik belirtiler gelişirken, AS için günde 1000 mg sülfasalazin alıyordu. Romatoloji bölümüne konsulte edilen hastanın, sülfasalazinin psikiyatrik semptomların nedeni olabileceğinden şüphelenildiği için, sulfasalazin tedavisi kesildi. Şikayetler, psikiyatrik tedavinin başlangıcından 1 ay sonra tamamen geriledi.Öğe Üniversite öğrencilerinde biyolojik ritimlerdeki bireysel farklılığın ve uykusuzluğun yeme bağımlılığı ve dürtüsellik ile ilişkisinin incelenmesi(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2016-11-29) Kandeğer, Ali; Selvi, YavuzGereç ve Yöntem: Verilen form, 10 sayfalık bir A4 dökümanı olarak tasarlandı. Başlangıçta çalışmayı açıklayan bir form sonrasında sosyodemografik veri formu vardı. Takip eden 2., 3. ve 4. sayfalarda YYBÖ formu, 5. Sayfada Uykusuzluk Şiddeti İndeksi (UŞİ), 6-9. Sayfalarda Sabahlılık Akşamlılık Ölçeği (SAÖ) son sayfada Barrat Dürtüsellik Ölçeği Kısa Form bulunmakaydı. Katılımcılardan Anket üzerine isim, telefon, adres ya da kişisel bir bilgi belirtmemeleri istenmiş, fakat araştırma sonuçları hakında bilgi edinmek isteyenlerin e-posta adreslerini yazabilecekleri bir alan bırakılmıştır. Bulgular: Sabahlılık ve akşamlılık tipi sirkadiyen tercihi olan katılımcıların yeme bağımlılığı açısından karşılaştırılmasında, yeme bağımlılığı akşamlılık tipi sirkadiyen ritimle ilişkili bulundu (p= 0,042). Yine akşamlılık tipi sirkadiyen ritmin dürtüsellikle ileri düzeyde anlamlı çıktığı ortaya kondu (p=0,0001). Uykusuzluğun değerlendirildiği UŞİ toplam puanı ile yeme bağımlılığının bağımsız değişkenlerde t testi ile analizinde uykusuzluk ile yeme bağımlılığı arasında ileri derecede anlamlı ilişki saptandı (p=0.0001). UŞİ ve BDÖ 11 ölçeklerinin korelasyonu uykusuzluk ile dürtüsellik puanları arasında ileri derede pozitif korelasyon saptandı (p=0.0001). Sonuç: Çalışmamızda akşamlılık tipi sirkadiyen ritimle yeme bağımlılığı arasındaki ilişki üzerine durulmuştur. Günümüzde teknoljinin gelişmesi, çalışma ve sosyal aktivite saatlerinin geç saatlere kayması biyolojik ritmimizi bozmaktadır. Bu durum giderek artan obezite ve diğer metabolik bozuklukları artırmaktadır. Ayrıca işlenmiş şeker ve doymuş yağ içeren kalorisi yüksek gıdaların hayatımızdaki rolünün artması bizi gıdalara karşı bağımlı davranışlar sergilemeye itmektedir.