Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kansun, Gürsel" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Case Study in Effects of Color Spaces for Mineral Identification
    (Academic Journals, 2010) Baykan, Nurdan Akhan; Yılmaz, Nihat; Kansun, Gürsel
    Color is the first parameter and one of the most powerful and important feature for mineral recognition via image processing. Although there are different color spaces, the most used of these are, three color spaces, namely RGB, HSV and CIELab were compared to find the best color space for the mineral identification in this study. These three color spaces are compared in terms of their suitability for identification. Using these three color space, an artificial neural network is used for the classification of minerals. Optical data of thin sections is acquired from the rotating polarizing microscope stage to classify 5 different minerals, namely, quartz, muscovite, biotite, chlorite, and opaque. The results show that RGB was efficient and suggested as the best color space for identification of minerals.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Erkilet bazaltı'nın jeolojik, petrografik ve teknolojik incelemesi, Kayseri, Orta Anadolu
    (2007) Temur, Sedat; Temur, Yeşim; Kansun, Gürsel
    İnceleme alanı Kayseri'nin çevresinde geniş bir kesimi kaplamaktadır. Bazaltlar bu alanın kuzeybatı ve güneydoğu kesimlerinde yaygın olup, Erkilet civarında üretimi yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı Erkilet bazaltlarının jeolojik konumu, mineralojik, petrografik ve petrolojik özellikleri, jeokimyası ve teknolojik testlerine dayalı olarak yapıtaşı olarak kullanılabilirliğini değerlendirmektir. Erkilet Bazaltı, yöredeki Miyosen-Kuvaterner volkanitlerine ait bir birimdir. Mineralojik olarak%40-42 plajiyoklas mikrolitleri,%20-25 klinopiroksen,%18-20 olivin,%4-5 plajiyoklas fenokristalleri,%3-5 ortopiroksen,%4'ten az kalsit,%4'ten az opak mineral içermekte ve kayaç holokristalin, porfirik dokulu piroksen-bazalt bileşimi vermektedir. Jeokimyasal olarak K O - SiO dağılımına göre toleyitik-alkali, (K ONa O)-SiO dağılımına göre bazalt, Zr/TiO - Nb/Y dağılımına göre sub-alkali bazalt, (Zr/Y)-Zr dağılımına göre kıta içi bazaltı, Y-La-Nb dağılımına göre de kıtasal kabuk etkileri gösteren geç-post orojenik bölgenin kıtasal bazaltı bileşimine uymaktadır. Kayacın yoğunluk, birim hacim ağırlığı, ağırlıkça su emme oranı, basınç direnci, don sonrası basınç direnci, don kaybı ve basınç direnci hem doğal yapı taşı, hem de kaplama taşı olarak kullanıma uygundur. Plaka verme, kenar köşe kesilmesi ve cila alma durumu iyi derecededir. Ortalama aşınma direnci sınır değere çok yakın çıkmaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Maşatdağı (Alanya-Antalya) Diyasporitik Boksitlerinin Stratigrafik Konumu
    (2003) Temur, Sedat; Kansun, Gürsel; Karadağ, Muzaffer; Arık, Fetullah; Öztürk, Alican
    Yörede Alanya Birliği'ne ait Yumrudağ Grubu (Üst Nap) kaya birimleri yüzeylemektedir. Kabaca altta karbonatlı kayaçların içindeki pelitik ve semi-pelitik kayaçlarla başlayan istif üste doğru kuvarsit-şist-kireçtaşı ardalanmasına geçiş göstermektedir. Aynı havzanın kesintisiz ürünü olarak ortaya çıkan bu birimlerin alt seviyelerin Geç Permiyen, üst seviyelerin ise Erken Triyas dönemine ait oldukları kabul edilmektedir. Yöredeki birimlerden Üst Permiyen yaşlı Cebireis formasyonu kalın bir karbonat istifi şeklinde ortaya çıkmakta, alt kesimlerinde şist ve kuvarsitlerle ardalanmaktadır. Alt Triyas yaşlı Asmaca formasyonu ise kristalize kireçtaşı ve kuvarsit araseviyeli fıllit, kloritşist, kalkşist ve kloritoyidşistlerden meydana gelmektedir. Bu iki formasyonun sınırında ve sınırına yakın kesimlerde gözlenen boksitler Geç Triyas ile Erken Kretase zaman aralığında ortaya çıkan ve karbonatlı kayaçların yüzey ve intra-karstik boşluklarını dolduran oluşumlar olarak düşünülmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Orta-Batı Toroslardaki Mesozoik Volkaniklerinin Jeokimyasal Özellikleri
    (2003) Baş, Halil; Koçak, Kerim; Kansun, Gürsel; Işık, Fuat
    Orta-Batı taraşlarda yer alan FeIe (Isparta), Akseki (Antalya), Kumluca (Antalya) ve Alanözü (Karaman) yöresindeki volkaniklerin jeokimyasal karakterlerinin ortaya çıkarılması ve değerlendirilmesi çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Volkaniklerden FeIe ve Akseki yöresindekiler bazalt, Kumlucadakiler bazalt/trakit/ nefelinit, bazalt, andezit, riyodasit-dasit ve riyolit; ve Alanözündekiler ise, bazalt, andezit, trakiandezit ve riyolit bileşimine sahiptirler. Spilitleşme yaygın alterasyon türü olup, yer yer alkalilerde, özelliklerde Alanözü'örneklerinde kısmen hareketliliğe yol açmıştır. Toleyitik özelliğin hakim olduğu volkanikler genel olarak aşın miktarda iri katyonlu elementler (LILE), (Rb sim257, Ba sim913 ), TiO2 ve P2O5 ile düşük-normal miktarda kalıcılığı yüksek elementler (HFSE) içermektedirler. Levha içinde oluşan FeIe, Akseki ve Antalya volkaniklerinin Rb, Ba, Th ve K'ca zenginleşmesi muhtemelen açılmanın dalma-batma zonunun üzerinde yer alması veya önceki (Hersiniyen?) dalma-batma olayında etkilenen litosferik manto veya alt kabuğun kısmi ergimesi ile ilişkilidir. Ada yayı ortamında oluşan Alanözü örneklerindeki yüksek HFSE/LILE oranı muhtemelen levhanın dalması ile bazaltik kabuktan türeyen eriyik veya sıvı ile, veya pelajik (organik, karbonat, veya kilce zengin) kırıntılı sedimentler yansıtmaktadır. Apatit farklılaşmasının gerçekleşmediği örneklerdeki K2O/P2O5 oranının 25 olması kabuk kirlenmesine işaret etmekledir. Ancak yüksek Sr/Ce (8.2) ve Ba/La (128.4) değerleri bu öneri ile çelişmekte olup manto haznesinin kamadan türeyen gazlı sıvılarla zenginleşmesi ile oluşumunu yansıtmaktadır. Tüm volkanikler ileri derecelerde olivin, piroksen ve Cr'ca zengin spinel farklılaşmasına uğramışlardır. Doğu Akdeniz'de Geç Triyas ve Jura'da devam eden açılma sonucunda FeIe, Akseki ve Antalya volkanikleri, ortamın daha sonra değişerek ada yayına dönüşmesiyle de Alanözü örnekleri gelişmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Ortaköy (Kırşehir masifi) ve Alanya (Alanya masifi) yörelerindeki granatların kimyasal ve mineralojik özellikleri
    (Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, 2008) Koçak, Kerim; Kansun, Gürsel
    Bu çalışmada geniş bir P‐T aralığında gerçekleşen metamorfik tarihçeye sahip Ortaköy (Aksaray, Kırşehir Masifi) ve Alanya (Antalya, Alanya masifi) yörelerindeki farklı kayaçlarda gelişen granatlardaki mineralojik ve kimyasal özelliklerinin belirlenmesi ve bunlarda gelişen kimyasal zonlanmanın yorumlanması amaçlanmıştır. Ortaköy ve Alanya örneklerinde genellikle almandin(alm)’ce zengin granatlar gelişmektedir. Ortaköy yöresindeki (Aksaray, KM) pelitik gnays ve paragnaysik granitlerde sırası ile Prb0,37‐0.65 Alm4.12‐4.92 Sps0.26‐1.33 Grs0.12‐0.27; ve Prb0,45 ‐0.47 Alm4.75‐4.78 Sps0.56‐0.62 Grs0.2 bileşiminde granatlar oluşmaktadır. Alanya örneklerindeki granatlar ise daha fazla Ca (Grs1.19‐1.65), ve daha düşük Fe2+ (Alm3.79‐4.19) ve Mn (Sps0.03‐1.4 ) içeriğine sahiptirler. Buna karşılık magmatik granatlar (Ortaköy) pelitik granatlara göre daha düşük Mg ve yüksek Fe3+ içermektedirler: Prb0,12 Alm4.83‐4.92 Sps0.91‐0.92 Grs0.04. Ortaköy pelitik restitleri ise, içerisinde yer aldığı paragnaysik granitlere göre daha fazla Prb, ve daha az Alm ve Sps içerirler. Örneklerde genel olarak iki tip mineralojik ve kimyasal zonlanma açığa çıkmaktadır; a)Alanya örneklerinde granat merkezinin Mn ve kenarlarının Mg ve Fe‘ce zenginleşmesi ile tanımlanan büyüme zonlanması b)Ortaköy restitlerinde merkezin Mg, kenarların Mn, Ca ve Fe2+‘ce zenginleşmesi ile tanımlanan zonlanma ise yüksek T ‘deki kristal hacim difüzyonu, heterojen değişim, kafes transfer reaksiyonları ve/veya sıvı akışı süreçleri ile açıklanabilmektedir. Ortaköy gnayslarında ve Ortaköy granitinde yer alan granatlarda muhtemelen önceden var olan büyüme zonlanmasının difüzyon süreçleri ile silinmesi sonucu çok zayıf bir kimyasal zonlanma gelişmiş veya hiç gelişmemiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Pasinler (Erzurum) Kuzeyindeki Volkanik Kayaçların Mineral Kimyası ve Jeokimyası
    (2009) Kılıç, Oktay; Kurt, Hüseyin; Asan, Kürşad; Kansun, Gürsel
    Pasinler (Erzurum) kuzeyinde Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı volkanik kayaçlar yüzeylemektedir. Bu volkanitler bazaltik andezit, andezit, dasit, riyolit türü lav ve riyolitik piroklastiklerden oluşmaktadır. Kayaçlarda porfirik, mikrolitik porfirik, hyalo-mikrolitik porfirik, vitrofirik, glomeroporfirik, pilotaksitik ve hyalopilitik dokular gözlenmektedir. Kayaçlar plajiyoklas (Anortopiroksen (enstatit), amfibol (Mg#: 0.57-0.71), biyotit (filogopit: 0.44-0.47, annit: 0.33-0.37), sanidin, kuvars ve opak mineral (titanomanyetit ve ilmenit) içermektedir. Kayaçlar kalkalkali karakterli olup, orta-yüksek potasyum içeriğine sahiptirler. Ana oksit ve iz element değişimleri kayaçların gelişimindeki açık sistem mağmatik diferensiyasyona işaret etmektedir. Jeokimyasal veriler kayaçlardaki fenokristal fazların fraksiyonlaşmasının diferansiyasyon sürecinde etkili olduğunu göstermektedir. Fakat buna asimilasyonmağma karışımının da eşlik etmiş olabileceği düşünülmektedir. Kayaçların yüksek büyük iyon yarıçaplı element (K, Rb, Ba, Th) ve göreceli olarak düşük yüksek alan enerjili element (Nb, Ta, Hf, Zr) içerikleri kayaçların yitim izleri taşıyan bir ana mağmadan oluştuklarına işaret etmektedir
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Sediment permeabilitelerinin hesaplanmasında yapay sinir ağları modeli
    (2004) Bayram, A. Ferhat; Gültekin, S. Sinan; Kansun, Gürsel
    En çok kullanılan altı adet geçirimlilik denklemlerinden üretilen veriler, yapay sinir ağlarına (YSA) uygulanarak, yeni bir geçirimlilik değeri bulunmuştur. Geçirimlilik değişkenleri olarak gözeneklilik (n) ve efektif tane çapı (d_{10}) alınmıştır. Her denklemde bu parametrelere bağlı olarak üretilen geçirimlilik değerleri yapay sinir ağlarının verilerini oluşturmaktadır. Böylece altı değişik denklem YSA da birleştirilerek tek bir geçirimlilik sonucu grafiksel olarak sunulmuştur. Yapay sinir ağında Çok Katmanlı Ağ Yapısı (Multi - Layer Perceptrons) ve öğrenme algoritması olarak Genişletilmiş Delta Bar Delta (GDBD) kullanılmıştır. Yapay sinir ağı modeli kullanılarak çakıl, kum ve şilt için ayrı ayrı elde edilen geçirimlilik sonuçları denklemsel geçirimlilik sonuçlarıyla oldukça iyi uyumluluk göstermektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Some geological features of limestone aggregates produced from central anatolian carbonate formations
    (2018) Kansun, Gürsel; Zedef, Veysel; Koçak, Kerim
    F or the last fifteen years, there has been extensive motorway and railway constructions in Turkey. This requires enormous amount of road-fillers and aggregates, and the construction companies open many open-pit limestone quarries to fulfill their aggregate needs. The partly double (four lines), partly one-way (double line) motorway of KonyaHüyük have recently been enlarged and partly re-constructed. During this construction, a total of five limestone quarry were opened to produce limestone aggregate. The Bozlutepe Limestone member of Asmalıtepe Formation near the town of Selki (HüyükKonya, central Anatolia) were used for this demand, and it has been operated for the last 6 years. The limestone member is approximately 200 m thick at most and mostly made of three type of minerals and these are dolomitic limestone, crystalline limestone and quartz-bearing crystallized limestones. All the minerals are crystallized and the minerals locally dominate at the quarry. The produced aggregates have relatively flat granulometry curve indicating most of the grains are of thin and have clay-silt sized particles. Our studies revealed that Bozlutepe Limestones are formed in carbonate facies in shallow marine environments during Permian-Carboniferous times. The member most likely have low-grade metamorphism during Paleozoic and Mesozoic eras
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Ürünlü (Çumra-Konya) Çevresinde Yeraltısuyu Seviye Değişimleri ve Obruk Oluşumları
    (Selçuk Üniversitesi, 2022) Göçmez, Güler; Dülger, Alper; Arık, Fetullah; Delikan, Arif; Çoşkuner, Berkant; Kansun, Gürsel; Döyen, Adnan; Arslan, Şükrü
    Konya Kapalı Havzası içerisinde yer alan Ürünlü (Çumra-Konya) Mahallesi ve çevresi tarımsal üretim bakımından havzanın en önemli bölgelerinden biridir. Çumra İlçesinin yaklaşık 9 km doğusunda bulunan Ürünlü mahallesi ve çevresinde Geç Miyosen-Pliyosen yaşlı İnsuyu formasyonu temeli oluşturmaktadır. Çumra bölgesinde 43 adet sondaj kuyusundan seviye ölçümü yapılmıştır. Kuyuların derinlikleri 20-200 m, debileri 5-40 l/s, beslenim dönemindeki statik seviyesi 13.9-110.26 m, boşalım dönemindeki statik seviyesi 22 m-101.2 m’dir. Bu dönemler arasında kuyularda 0.1 m ile 29 m arasında düşüm olmuştur. İnceleme alanında Konya Fay Zonu’na paralel fayların yanı sıra yaklaşık D-B doğrultulu faylar da yer almaktadır. Obrukların Konya Fay Zonu doğrultusuna paralel oldukları tespit edilmiş olup bölgedeki obruk oluşumlarının faylarla ilişkili olduklarını göstermektedir. İnceleme alanındaki obruklar İnsuyu formasyonu ve üzerine çökelmiş genç birimler içerisinde oluşmaktadır. Obrukların tamamı 1000-1010 m kotları arasındadır. Obrukların bir kısmının çevresinde konsantrik yarık ve çatlaklar bulunmakta ve obruklar derine doğru daralan bir yapı sunmakta ve obrukların gelişimi devam etmektedir. Ürünlü Mahallesinin kuzey kesiminde yaklaşık 1.4 x 1.0 km boyutlu alan içinde 23 adedinin derinliği 1-3 m arasında, 342 adedinin derinliği 1 m’den daha sığ olmak üzere toplam 365 adet obruk tespit edilmiştir. Obrukların uzun eksenleri 0.7 m ile 88.5 m, kısa eksenleri ise 0.7-44.0 m arasında değişmektedir. Yerleşim bölgelerine ve bazı tarımsal sanayi üretim tesislerine oldukça yakın olan bu bölgede obruk alanları 0.38 m2 ile 2674.69 m2 arasındadır. Bölgede çok su isteyen mısır, ayçiçeği vb. bitkilerin ekilmesi, kuyulardan yapılan aşırı su çekimi yeraltısuyu seviyesinin düşmesine neden olmakta ve obruk oluşumunu hızlandırmaktadır. Akiferlerden olan çekim beslenimden oldukça fazladır. Her geçen gün artan kaçak kuyular, uygun olmayan bitki deseni, aşırı çekim yeraltı su seviyesinin düşmesine neden olmakta ve obruk, yarık ve çatlakların oluşumunu hızlandırmaktadır. Bölgedeki obruklar yerleşim yerleri ve tarımsal sanayi üretim tesisleri için tehlike arz etmektedir.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim