Yazar "Karaköse, Serdar" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bilateral Common Carotid Occlusion Without Neurological Deficit(2002) Karaköse, Serdar; Karabacakoğlu, Aydın; Solak, HasanA 40-year-old man presented with pain and numbness in his right arm. On his clinical examination, no neurological deficit was found. Bilateral common carotid artery duplex sonography scan demonstrated no flow in either lumen. No abnormality was recognized on brain CT. On cerebral digital substraction angiogram, total occlusion of the brachiocephalic trunk and left carotid artery were shown. There was a modest stenosis in the left vertebral artery. Collateral circulation feeding the intracranial carotid system mainly originated from the left vertebrobasilar system. Previous cases of bilateral carotid occlusion are reviewed and discussed.Öğe Böcek Sokmasına Bağlı Anaflakside MRG Bulguları: Olgu Sunumu(2001) Aydoğdu Kıreşi, Demet; Emlik, Dilek; Ak, Ahmet; Karabacakoğlu, Aydın; Karaköse, SerdarAnamnezinde böcek ısırması olan, anaflaksinin klinik bulguları ile birlikte bilinç kaybı ile gelen olgunun manyetik rezonans görüntüleme (MRG) bulguları literatür bilgileri ile birlikte tartışıldı. Olgu sunumu: 29 yaşında, daha önceden hiçbir şikayeti olmayan, hasta yakınları tarafından böcek ısırması anamnezi verilen olguda fizik muayenede anaflaksiye ait bulgular, bilinç kaybı ve hipotansiyon mevcuttu. MRG'de bilateral parieto-oksipital bölgede gri cevherde, bilateral kaudat nukleusta ve putamende T1'de hipo-T2'de hiperintens lezyonlar görüldü. Sonuç: Yetişkinlerde görülen hipoksik iskemik beyin hasarının nadir sebeplerinden biri olan böcek sokmasına bağlı anaflakside manyetik rezonans görüntüleme bulguları tanıda yardımcı olabilir.Öğe Büyük Jüvenil Nazofaringeal Angiofibromaların Tedavisi(1995) Uyar, Yavuz; Erongun, Uğur; Karaköse, Serdar; Cenik, Ziya; Özer, Bedri; Kocaoğullar, Yalçın; Sağlam, Kaan; Güney, ÖnderJuvenil Nazofaringeal Angiofıbromalar, adölesan dönemi erkek çocuklarında sık görülen benign bir tümördür. Ancak kafa kaidesinde çeşitliforaminalar vefıssürler yoluyla yayıldıklarından tedavileri bir problem teşkil eder. Bu özellikteki 4 olgumuzun semptomları, tümörün yaygınlığı, uyguladığımız yöntemler ve kompUkasyonlan sunulmuş olup, literatür gözden geçirilerek sonuçlar değerlendirilmiştir.Öğe Characterization of focal liver lesions: Use of mangafodipir trisodium (MnDPDP)-enhanced MR images(2006) Karabacakoğlu, Aydın; Adıgüzel, Yüksel; Karaköse, Serdar; Kayaçetin, Ertuğrul; Haykır, RahimeKaraciğer lezyonlarının saptanması ve karakterizasyonunda mangofodipir trisodyum kullanımının etkinliğini değerlendirmek. Yöntem: Karaciğerde lezyonu olan 51 hasta [13 he-patoselüler karsinom , 18 metastaz, 14 hemanjiom, 3 kolanji-oselüler karsinom , 2 kist hidatik ve 1 fokal noduler hiperplazi kontratsız ve mangofodipir trisodyum kontrastlı MRG ile incelendi. Bulgular: Yavaş intravenöz infüzyonla mangofodipir trisodyum sonrası MRG incelemeleri infüzyondan 15-30 dk ve 24 saat sonra yapıldı. Kontrastlanma tüm hepatoselüler lezyon-larda (hepatoselüler karsinom ve fokal noduler hiperplazi) ve normal karaciğer parankiminde görüldü. Hepatoselüler karsi-nomlu hastaların lezyonlarında inhomojen kontrastlanma pa-terni görüldü. Nonhepatoselüler lezyonlarda (hemanjiom, metastaz, kolanjioselüler karsinom) mangofodipir trisodyum kontrastlı MRG incelemede kontrastlanma olmadı, kolanjioselüler karsinomlu tüm hastalarda, 14 metastaz ve 11 hemanjiomlu hastada rim benzeri kontrastlanma paterni saptandı. Sonuç: Mangofodipir trisodyum kontrastlı MRG, hepatoselüler ve nan-hepatoselüler tümörlerin güvenli bir şekilde ayırt edilmesine olanak sağlar, mangofodipir trisodyum kontrastlı MRG hepatoselüler lezyonların fonksiyonları ve morfolojik durumlarını gösterebilir. Bazı nonhepatoselüler lezyonlar kontrastsız MRG ile tanımlanamaz iken, kontrastlı incelemede vizüalize edilebilirler. Rim tarzı kontrastlanma metastazlar için spesifik değildir, mangofodipir trisodyum kontrastlı MRG güvenilir ve iyi to-lere edilir, karaciğer lezyonlarının noninvaziv tanısında yardımcı olabilecek bir inceleme yöntemidir.Öğe Characterization of focal liver lesions: Use of mangafodipir trisodium (MnDPDP)-enhanced MR images(2006) Karabacakoğlu, Aydın; Adıgüzel, Yüksel; Karaköse, Serdar; Kayaçetin, Ertuğrul; Haykır, RahimeBackground/aims: We evaluated the characterization and detection of liver lesions using mangafodipir trisodiutn. Methods: A total of 51 patients with liver lesions [13 hepatocellular carcinomas , 18 metastases, 14 hemangiomas, three cholangiocellular carcinomas, two hydatic cysts, and one focal nodular hyperplasia (FNH)] were examined by unenhanced and mangafodipir trisodium -enhanced MRI. Results: After administration of mangafodipir trisodium by slow intravenous infusion, mangafodipir trisodium -enhanced MRI was performed at 15-30 min and 24 h. The enhancement appeared in normal liver parenchyma and all of the hepatocellular lesions (HCCs and FNH). The lesions in hepatocellular carcinomas patients showed a non-homogeneous enhancement pattern. Non-hepatocellular lesions (hemangiomas, metastases, CCCs) had no enhancement on mangafodipir trisodium -enhanced MRI examinations. The rim-like enhancement pattern was demonstrated in all patients with cholangiocellular carcinomas, and in 14 metastases and 11 hemangiomas. Conclusions: Mangafodipir trisodium -enhanced MRI permits reliable distinction between hepatocellular and non-hepatocellular tumors. Mangafodipir trisodium -enhanced MRI can show more functional and morphologic features of hepatocellular lesions. Some non-hepatocellular lesions which went undetected on unenhanced MRI were visualized after contrast enhancement of the liver. The rim-like enhancement pattern is not specific for metastases. Mangafodipir trisodium -enhanced MRI is safe and well tolerated and may aid in noninvasive diagnosis of liver lesions.Öğe Contrast Media-enhanced Power Doppler Sonography for Evaluation of Hemangiomas and Malignant Tumors in the Liver(BLACKWELL PUBLISHING ASIA, 2003) Karabacakoğlu, Aydın; Karaköse, Serdar; Cil, Ahmet said; Kaya, AhmetAim: To evaluate the characterization of liver hemangiomas and malignant tumors using power Doppler sonography before and after intravenous injection of a sonocontrast agent. Methods: Forty-five patients with 57 liver tumors (22 hemangiomas, 24 metastases, 10 hepatocellular carcinomas (HCC) and one cholangiocellular carcinoma) were examined prospectively. The distribution (peripheral, central, mosaic) and extent (none, minimal, moderate and strong) of intratumoral flow pattern in each sonographic examination was subjectively classified. Results: The administration of the sonocontrast agent by bolus injection caused enhancement to gradually increase up to 2 min and lasted for 4-5 min. After injection of contrast agent, flow signals appeared or increased in 34 tumors. No signal enhancement was observed in 18 hemangiomas, four metastases and one HCC. The sensitivity and specificity of intratumoral vascularity for the detection of malignant liver tumors was 37.1 and 90.9% for unenhanced power Doppler sonography, and 85.7 and 81.8% for contrast-enhanced power Doppler sonography, respectively. Conclusion: Contrast-enhanced power Doppler sonography is superior to unenhanced power Doppler sonography in the demonstration of malignant tumor vascularity, and is helpful in differentiating between hemangiomas and malignant liver tumors. A specific flow pattern within the tumor is not established in primary and metastatic malignant tumors with contrast-enhanced power Doppler sonography. (C) 2003 Blackwell Publishing Asia Pty Ltd.Öğe Detection of colonic masses with MR colonography(2006) Haykır, Rahime; Karaköse, Serdar; Karabacakoğlu, Aydın; Kayaçetin, Ertuğrul; Şahin, MustafaManyetik rezonansla görüntüleme temeline dayanan manyetik rezonans kolonografi kolon patolojilerinin teşhisinde yeni diagnostik bir metoddur. Bu çalışmada amacımız kolorektal kitlelerinin tanısında manyetik rezonansla kolonografinin tanısal etkinliğini değerlendirmektir. Yöntem: Klinikte, rektal kanama, gaitada gizli kan pozitifliği veya barsak alışkanlığında değişiklik gibi nedenlerle kolon patolojisinden şüphelenilen 33 olguya (20 erkek, 13 kadın; 28-85 yaşları arasında;yaş ortalaması 78,7) manyetik rezonans kolonografi ve konvansiyonel kolonoskopi yapıldı. Tüm olgulara uygun barsak temizliği yaptırıldı. Olgular manyetik rezonans masasına supin pozisyonunda yerleştirildi. 1000-1800 mi % 0,9 NaCl içerisine 15-20 mi 0,5 mmol gadopentetate dimeglumine ilave edilerek elde edilen karışım rektal lavman yoluyla verildi. Tüm olgularda kolon distansiyonu sonrası 3B GRE manyetik rezonans kolonografi ve tamamlayıcı manyetik rezonans imajları elde edildi. Bulgular: Manyetik rezonans kolonografinin kolorektal kitlelerde sensivitesi % 90 ve spesifitesi % 100 bulundu. Sedasyon ve analjezik gerekmeksizin iyi tolere edilen manyetik rezonansla kolonografinin tanıda doğruluk oranı % 94.3'tür. Sonuç: Manyetik rezonansla kolonografi kolonun görüntülenmesinde yeni bir tekniktir. Manyetik rezonans kolonografinin multiplanar görüntüleme yapabilmesi, az invaziv olması, kolorektal kanserlerin doğru evrelendirilmesinde etkin bir rolünün olması ve günlük kullanımda uygulanabilir olması gibi avantajları vardır. Manyetik rezonans kolonografi semptomatik hastalarda kolorektal kitlelerin görüntülenmesinde ve tespit edilmesinde umut vaat eden yeni bir tekniktir.Öğe Dev Vertebrobaziler Bileşke Anevrizmasının Endovasküler Koil ile Embolizasyonunda Radyolojik Takip(2007) Cengiz, Şahika Liva; Karaköse, Serdar; Üstün, Mehmet ErkanAmaç: Bu yazıda endovasküler koil ile tedavi edilmiş dev, geniş boyunlu vertebrobaziler anevrizmanın embolizasyon sonrası uzun dönem takibinin önemini belirttik. Olgu sunumu: 52 yaşında erkek hasta, 2 yıldır baş ağrısı, 2 haftadır sağ tarafında ilerleyici kuvvet kaybı ile kliniğimize başvurdu. Serebral anjiografide, vertebrobaziler bileşkede parsiyel, tromboze olmuş, dev bir anevrizma tespit edildi. Anevrizma, hidrojel kaplı koil ile başarıyla embolize edildi. Embolizasyonun ertesi günü hastanın baş ağrısı yakınması geçti.16 ay yakınması olmayan hasta tekrar baş ağrısı şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Vertebrobaziler anjiografide eski anevrizma boyun bölgesinin hemen yakınında yeni küçük bir anevrizma tespit edildi. Sonuç: Her ne kadar ilk yapılan işlemde dev vertebrobaziler anevrizma başarılı olarak dolaşım dışında bırakılmış gibi görünse de, koil embolizasyon takibinin en az 1.5-2 yıl yapılması gerekir.Öğe Fluoroscopy-Guided Intraarticular Corticosteroid Injection Into the Sacroiliac Joints in Patients With Ankylosing Spondylitis(Blackwell Munksgaard, 2002) Karabacakoğlu, A.; Karaköse, Serdar; Özerbil, Önder Murat; Ödev, KemalPurpose: Our goal was to prospectively study the therapeutic efficacy of CT-marking and fluoroscopy-guided intraarticular corticosteroid instillation of inflamed sacroiliac joints in patients with ankylosing spondylitis. Material and Methods: A total of 22 fluoroscopy-guided intraarticular corticosteroid injections in the sacroiliac joints were performed in 17 patients with ankylosing spondylitis and severe low back pain. Needle puncture point, angle of intervention and distance of sacroiliac joint from the skin were determined by sacroiliac joint axial CT examination in prone position. 14 mg of betamethasone were instilled in each joint under fluoroscopy. Results: Twenty of 22 joints (90.9%) reported good improvement during a month after corticosteroid injection of the sacroiliac joint. The remaining 2 joints reported fair improvement. Conclusion: CT-marking and fluoroscopy-guided intraarticular corticosteroid instillation in the sacroiliac joints may be regarded as an effective therapy. This technique was useful, rapid and safe.Öğe Gingivada pleksiform nörofibroma(2004) Savaş, Hatice; Karabacakoğlu, Aydın; Karaköse, Serdar; Durmuş, ErcanNeurofibromatosis type1 is the most common autosomal dominant disorder of the nerve sheath and best defined phakomatosis. It usually affects skeletal system, central nervous system, eye, endocrine gland and cardiovascular system. Gingival involvement is very rare. We report radiological findings of three patients with plexiform neurofibroma who had diffuse, unilateral gingival involvement.Öğe Glenohumeral Instabilitelerde Pnömoartro-Bilgisayarlı Tomografi(2001) Yel, Mustafa; Karabacakoğlu, Aydın; Karaköse, Serdar; Arazi, Mehmet; Akçalı, ÖmerAmaç: Travmatik, tek yönlü glenohumeral (GH) instabilitelerdeki kemik ve yumuşak doku değişikliklerini radyografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve pnömoartro-BT (PA-BT) ile incelemek ve artroskopi veya artrotomi bulgularıyla karşılaştırarak doğruluk oranlarını belirlemek. Çalışma planı: Glenohumeral instabilite saptanan ve cerrahi olarak tedavi edilen 20 hastanın (19 erkek, 1 kadın; ort. yaş 23.4; dağılım 17-41) omuz radyografileri, BT ve PA-BT incelemeleri değerlendirildi. Radyografi, BT ve PA-BT ile belirlenen kemik lezyonları ve yumuşak doku değişiklikleri, omuz artroskopi veya artrotomi bulgularıyla karşılaştırıldı; bu yöntemlerin tanıdaki etkinlikleri ve doğruluk oranları belirlendi. Sonuçlar: Kemik lezyonlarında artroskopi bulguları ile radyografi, BT, PA-BT bulguları karşılaştırıldığında, doğruluk oranları glenoid köşe kırığında radyografide %11.1 1/9), BT'de %100 (9/9), PA-BT'de %100 (9/9); Hill-Sachs lezyonunda sırasıyla %42.9 (3/7), %71.4 (5/7) ve %71.4 5/7) bulundu. Yumuşak doku lezyonlarında artroskopi bulguları ile PA-BT bulguları karşılaştırıldığında PA-BT' nin doğruluk oranı Bankart lezyonunda %81.8 (9/11), anterior kapsüler bollaşmada %95 (19/20) olarak belirlendi. Çıkarımlar: invaziv bir yöntem olmasına rağmen, PABT incelemesinin GH instabilitelerdeki kemik ve yumuşak doku değişikliklerini belirlemede başarılı ve ucuz bir görüntüleme yöntemi olduğu sonucuna varıldı.Öğe Hurler Sendromunda Kranial MRG Bulguları(2001) Karabacakoğlu, Aydın; Karaköse, Serdar; Deniz, Ergün; Ödev, KemalMukopolisakkaridozisin klinik olarak ağır formlarından biri olan Hurler sendromu, mukopolisakkaridozisin prototipi olup, a-L-iduronidaz eksikliği sonucu gelişir. Klinik ve radyolojik incelemeleri sonucunda Hurler sendromu tanısı alan bir olgunun diğer radyolojik bulguları ile birlikte kranial manyetik rezonans görüntüleme bulguları sunuldu.Öğe Linburg-Comstock anomaly in musicians(ELSEVIER SCI LTD, 2006) Karalezli, Nazım; Karaköse, Serdar; Haykır, Rahime; Yağışan, Nihan; Kaçıra, Burkay Kutluhan; Tuncay, İbrahimAnomalous tendon connections from the flexor pollicis longus to the index finger flexor digitorum profundus cause lack of independent excursion of the flexor pollicis Longus, first described in 1979 by Linburg-Comstock. This anatomical variation is potentially problematic for musicians. The purpose of this study was to evaluate the incidence of this anomaly in musicians and to operate on the symptomatic patients with a limited incision with the help of magnetic resonance imaging. We studied the incidence of the anomaly among 136 musician volunteers. A tower incidence rate of the anomaly was determined in this study. One of the symptomatic musicians was operated on and the tendinous connection was excised. Clinical examination of 136 volunteers suggested that the anomaly was present in 13% of the volunteers; unilateral in 9% and bilateral in 4%. Follow-up of the patient who was operated on revealed full pain-free function without any complaint. Surgical treatment although rarely necessary, is simple and effective. (C) 2006 The British Association of Plastic Surgeons. Published by Elsevier Ltd. All rights reserved.Öğe Normal popülasyonda sakroiliak eklemlerin bilgisayarlı tomografi ile kantitatif değerlendirilmesi(2004) Çobankara, Osman Ege; Karabacakoğlu, Aydın; Karaköse, Serdar; Taştekin, GüngörAmaç: Çalışmamızda normal kişilerde cinsiyet, yaş, boy ve kilo parametreleri göz önüne alınarak sakroiliak (Sİ) eklemlerin anatomik, fizyolojik değişikliklerinin (Sİ eklem uzunlukları, eklem mesafeleri, skleroz kalınlıkları) saptanması ve bilgisayarlı tomografinin (BT) Sİ eklem patolojilerinde tanı duyarlılığı ve özgüllüğünün arttırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Radyoloji Anabilim dalımızda 2001-2002 yılları arasında; Sİ eklem şikayeti olmayan 70i erkek, 70i kadın toplam 140 olgunun; Sİ eklem uzunlukları, eklem mesafeleri, skleroz kalınlık ölçümleri koronal planda elde edilen Sİ eklem BT kesitlerinden yapıldı. Olgulardaki tüm ölçümler yaş, kilo, boy ve cinsiyet gruplarına göre karşılaştırıldı. Elde edilen ölçüm sonuçlarının student-t testi ve korelasyon testi ile istatistiksel analizi yapıldı. Bulgular: Cinsiyete göre yapılan istatistiksel analizde; her iki Sİ eklem uzunlukları erkeklerde kadınlara göre anlamlı olarak uzun bulundu. Sİ eklem aralıkları, eklem yüzlerindeki skleroz kalınlıkları açısından kadın ve erkek arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Yaşa göre yapılan istatistiksel analizde; yaşla birlikte Sİ eklem uzunluklarının ve eklem yüzlerindeki skleroz kalınlıklarının anlamlı derecede arttığı, ancak Sİ eklem mesafesinin anlamlı derecede azaldığı saptandı. Boya ve kiloya göre yapılan istatistiksel analizde; Sİ eklem uzunluğunun boy ve kiloyla birlikte anlamlı olarak arttığı, eklem mesafesinin ise anlamlı olarak azaldığı saptandı. Eklem yüzlerindeki skleroz kalınlığı boy ve kiloyla birlikte hafif artmakla beraber aralarında anlamlı fark saptanmadı. Sonuç: BT ile Sİ eklem uzunluğu, eklem mesafesi, eklem yüzlerindeki skleroz kalınlıklarının ölçülmesi, eklemin değişik parametrelere göre normal dağılımının gösterilmesi, Sİ eklem patolojilerinin normal bulgulardan ayrımında oldukça faydalı olacaktır. Başka bir değişle, bu ölçümler BT ile Sİ eklem patolojilerinin tanı duyarlılığı ve özgüllüğünün artmasına katkı sağlayacaktır.Öğe Pictorial Review - Ommon Locations of Hydatid Cysts(Blackwell Munksgaard, 2003) Kıreşi, D. A. ; Karabacakoğlu, Aydın; Ödev, Kemal; Karaköse, SerdarHydatid disease is endemic in many parts of the world. It may develop in almost any part of the body. The location is mostly hepatic (75%) and pulmonary (15%), and only 10% occur in the rest of the body. In this article, the various imaging findings of hydatid cysts in unusual localizations are reviewed, based on our experience. Findings in brain, cavernous sinus, submandibular gland, thyroid gland, heart, pleura, chest wall, retrocrural tissue, kidney, spleen, pancreas, peritoneal cavity and inguinal canal, breast, bone and soft tissue are discussed.Öğe Post-Traumatic Arteriovenous Fistula Presented With Hypertrophic Palmaris Digitalis II(Springer-Verlag, 2003) Görmüş, Niyazi; Karabacakoğlu, Aydın; Solak, Hasan; Karaköse, SerdarA 19-year-old female was admitted to our department because of a hypertrophic palmaris digitalis II of the left hand displaying color changes. A thrill was easily palpated over the medial part of the finger. A review of her history revealed that this hypertrophy occurred after a blunt trauma to the left hand. Angiography showed arteriovenous fistulas between the digital branches of the radial and ulnar arteries and cephalic vein at the palmaris digitalis II of the left hand. These arteriovenous connections were closed with simple ligation under regional anesthesia. Postoperatively she had no sign of ischemia, and no thrill was palpated or auscultated.Öğe Semptomsuz tek taraflı serebellar agenezi(2002) Emlik, Dilek; Kıreşi, Demet; Karabacakoğlu, Aydın; Karaköse, SerdarAmaç: Nadir görülen, genellikle semptomsuz olan ve tesadüfen saptanan tek taraflı serebellar agenezi nedeniyle bir olgunun radyolojik bulguları ile birlikte sunulması amaçlandı. Olgu sunumu: Sensoriyo-nöral işitme kaybı nedeni ile cerrahi planlanan 14 yaşındaki erkek olguya yapılan posterior fossa ve kraniyal bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntülemede sağ orta kulak ve mastoidde havalanma kaybı ve skleroz, sağ serebellar hemisferde totale yakın yokluk saptandı. Sonuç: Tek taraflı serebellar agenezisi olan vakalar asemptomatik olsa da radyolojik tanı yöntemleri ile kolaylıkla tanınmaktadır.Öğe Sonographically Guided Percutaneous Treatment of Hepatic Hydatid Cysts: Long-Term Results(John Wiley & Sons Inc, 2000) Ödev, Kemal; Paksoy, Yahya; Arslan, Ahmet; Aygün, Erşan; Şahin, Mustafa; Karaköse, Serdar; Baykan, Mahmut; Arıkoğlu, Hilal; Aksoy, FarukPurpose. The purpose of this study was to evaluate the safety and efficacy of sonographically guided percutaneous drainage and irrigation of hepatic hydatid cysts. Methods. Sixty-one patients with 84 hepatic hydatid cysts were treated using the puncture, aspiration, injection, and reaspiration (PAIR) technique under sonographic guidance. Patients with cysts larger than 6 cm in diameter underwent PAIR followed by percutaneous drainage (PAIR-PD). The cysts were sterilized by the injection of 1 of 2 scolicidal agents, 20% hypertonic saline solution (38 patients) or 0.5% silver nitrate (23 patients). All patients underwent follow-up examinations for 1 month-6 years after aspiration. Clinical and radiologic examinations and laboratory analyses were performed every month for the first 6 months and then at 3-month intervals. Results. Serial sonographic examinations revealed a heterogeneous echo pattern in 78 cysts (93%); a progressive decrease in diameter in 76 cysts (90%); calcification of the cyst wall, cystic contents, or both in 10 cysts (12%); and complete disappearance of 1 cyst (1%) in a patient who had been monitored for over 6 years. Five patients developed urticaria, and 6 developed fever. One patient developed a biliary fistula after the first aspiration attempt. Two patients developed infection of the cyst cavity after PAIR-PD and were successfully treated with oral antibiotics. An anaphylactic reaction developed in 2 patients and was successfully treated with antiallergenic medication. No recurrence of hydatid disease after PAIR or PAIR-PD was observed in any patient over the follow-up period of 72months (mean, 26 +/- 27 months). Conclusions. Percutaneous drainage of hydatid cysts is a safe, effective, and reliable treatment. Antiallergenic medication is required before PAIR or PAIR-PD. Both sclerosing agents, hypertonic saline and silver nitrate solutions, gave excellent results.Öğe Tıkanma sarılıklarında preoperatif US ve BT bulgularının cerrahi girişim sonuçları ile karşılaştırılması(1995) Karabacakoğlu, Aydın; Ödev, Kemal; Açıkgözoğlu, Saim; Karaköse, Serdar; Tarhan, Serdar[Abstract not Available]