Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kesik, Muharrem" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Büyük Selçuklu Devleti veziri ve Türk tarihinin önemli devlet adamlarından Nizâmü’l-Mülk (1018-1092)
    (Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi, 2018) Kesik, Muharrem
    Büyük Selçuklu Devleti’nin ve Türk tarihinin meşhur devlet adamlarından biri olan Vezir Nizâmü’l-Mülk’ün gerçek adı Hasan b. Ali b. İshâk et-Tûsî’dir. Abbâsî Halifesi el-Kâim bi-emrillah kendisine “Nizâmü’l-Mülk” (devletin düzeni) lâkabını vermiş ve bu lâkap ile meşhur olmuştur. Selçuklularda önemli bir görev olan “Atabeglik” unvanını ilk kez kullananın Vezir Nizâmü’l-Mülk olduğu kabul edilmektedir. Selçuklu veziri, Sultan Alp Arslan’ın emriyle başta Bağdâd olmak üzere çeşitli şehirlerde kurduğu ve kendi adına nispetle “Nizâmiye Medreseleri” diye anılan ilk resmî eğitim kurumlarıyla ilmin gelişmesi için çaba harcamış medreselere kitaplar bağışlamış ve araziler vakfetmiştir. Nizâmü’l-Mülk, Büyük Selçuklu Devleti’nin vezirlik makamında görev yaptığı dönemde, Türk-İslâm unsurlarını birleştirerek İktâ‘ Sistemi’ni geliştirmiş ve daha düzenli bir yapıya kavuşturmuştur. Tarım topraklarını iktâ bölgelerine ayırarak gelirlerini askerlere tahsis etmesi ülkenin refah düzeyinin artmasını sağlamıştır. Sultan Alp Arslan ve Melikşâh zamanında birçok savaşta önemli rol oynayan Nizâmü’l-Mülk, orduya çok önem vermiş, yaptığı düzenlemeler ve aldığı tedbirlerle Büyük Selçuklu ordusunu Ortaçağ’ın en güçlü ordusu haline getirmiştir. Sâmânî ve Gaznelilerin devlet teşkilatını örnek alarak Büyük Selçuklu Devleti’nin Merkez (Dîvân Teşkilâtı) ve Saray Teşkilâtı’nı oluşturmuş ve İslâm geleneklerine uygun biçimde mahkemeler kurmuştur. Nizâmü’l–Mülk, devlet idaresinde kendi görüşlerini belirten bir de Farsça eser kaleme almıştır. Siyâsetnâme adlı bu eser birçok kere neşredildiği gibi, Türkçe dışında çeşitli dillere de tercüme edilmiştir. Vezir Nizâmü’l-Mülk, adaleti, siyasî-idarî kabiliyeti, cömertliği, güzel ahlâkı ve çok bilgili kişiliği ile tanınırdı. Halkın haksızlığa uğramaması için çaba gösterir, devlet kapısının şikâyet ve isteklerini dile getirmek isteyen halka daima açık olmasını isterdi. Âlimlere ve sûfilere değer verir ve onların sohbet meclislerine katılmaktan keyif alırdı. Selçuklu topraklarında mezhep çatışmalarını önlemek için de bazı tedbirler almıştır. Nizâmü’l-Mülk, Bâtınîler ile de askerî, siyasî ve ilmî yöntemlerle mücadele etmiş ve bu yüzden Bâtınîlerin en büyük düşmanı haline gelmiştir. Burada kısaca özetlemeye çalıştığımız Vezir Nizâmü’l-Mülk’ün hayat hikâyesini yazmış olduğumuz makalede ayrıntılı bir şekilde ve kaynaklara dayalı olarak bulacaksınız.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Myriokephalon Zaferi öncesinde Konya’yı hedef alan askerî seferler ve yolları
    (Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi, 2017) Kesik, Muharrem
    Bizans İmparatorluğu’nun Türkiye Selçuklu Devletine son vermek ve Türkleri Anadolu’dan atmak hedefiyle yola çıktığı seferin sonucunda taraflar arasında meydana gelen Myriokephalon Savaşı’nı Selçuklular kazandılar. Bu zafer Anadolu’nun Türk vatanı olmasını kesin olarak sağlayan büyük bir olaydır. Buna karşın Myriokephalon Zaferi’nin elde edildiği mevkii hâla tam olarak ortaya konulabilmiş değildir. Bu konuda günümüze kadar onlarca makale ve bildiri yazıldı. Ancak bu çalışmaların hiçbiri kamuoyunu ve tarihçileri tatmin edebilmiş değildir. Buradaki ihmal ve sorumluluk Türk Tarih Kurumu ve Kültür Bakanlığı’na aittir. İstanbul’dan yola çıkarak Selçukluların başkenti Konya’ya ulaşmayı hedefleyen İmparator’un Konya’ya giderken seçtiği yol ve savaşın yapıldığı mevki üzerinde yaşanan bu tartışmalar aslında, kaynaklardaki bilgilerin yetersizliği, savaşın geçmiş olduğu coğrafyanın karmaşıklığı, Konya’ya giden birkaç farklı yolun olması, bölgeyi gezip incelemeden yapılan yorumlar, varılan kararlar, tek bir kaynağa dayalı tespitler, savaşın meydana geldiği topografyayı bilmemek gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Denizli’den Konya’ya gidecek bir ordunun en kolay ve zahmetsiz şekilde gidebileceği yolları değerlendiren tarihçiler, yörede geçiş yolu olarak kullanılan Karamık Beli, Düzbel, Kumdanlı Ovası, Sultandağı, Gelendost, Kufi Çayı vadisi üzerinde durmuşlardır. Aynı zamanda, konu ile ilgili görüş belirten bazı araştırmacıların daha öncekilerden etkilenmesi; savaşın geçtiği yerin topografik yapısını inceleme fırsatı bulamamaları, metodolojiden bîhaber meraklı bölgesel bazı araştırmacıların ve yazarların ortaya attıkları mesnetsiz iddialar, konunun daha bir karmaşıklaşmasına sebep olmuştur. Sonuç olarak kaynaklarda belirtilen topografik yapıyı gösteren, Konya’ya yakın büyük bir ordunun izleyebileceği güzergahta, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı tarafından belirlenecek arkeolog, tarihçi, yerbilimci, mühendis ve coğrafyacılardan oluşturulan bir heyetin belli bir süre içinde konuyu inceleyip araştırarak kesin sonuçlara varmaya yönelik ciddi çalışmalar yapması gerekmektedir. Biz de bu makale ile üzerinde yeterince durulmayan bir konuya dikkat çekerek, 1176 yılında meydana gelen bu savaş öncesinde Konya’yı hedef alan Bizans ve Haçlı seferlerinin izlediği yolları incelemek suretiyle Myriokephalon Savaşı’nda Bizans İmparatoru Manuel Komnenos’un takip ettiği güzergahı ve savaş mahallini belirlemeye yardımcı olacak ipuçları bulmaya çalıştık.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sultan Alp Arslan nasıl öldürüldü?
    (Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi, 2016) Kesik, Muharrem
    Bu çalışma ile Selçuklu ve Türk Tarihi’nin en büyük hükümdarlarından biri olan Sultan Alp Arslan’ın son askerî seferinde yaşanan olaylar, sultanın nasıl öldürüldüğü, vasiyeti, ölüm tarihi, nerede defnedildiği ve mezar yerinin nerede bulunduğu gibi konu başlıkları ele alınmıştır. Araştırma sırasında Sultan Alp Arslan Devri’nin en önemli kaynaklarından yararlanılmıştır. Sonuç olarak Sultan Alp Arslan, Batı Karahanlılar üzerine düzenlediği askerî sefer sırasında Ceyhun Nehri’ni geçtikten sonra Berzem adlı bir kale komutanı Yusuf el-Hârezmî tarafından hançerlenmiş aldığı yaranın tesiriyle 24 Kasım 1072 günü ölmüş, ölmeden önce veliahtı ve oğlu Melikşah’ın yerine geçmesini vasiyet etmiş, oğlu tarafından Merv şehrinde defnedilmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sultan Alp Arslan Nasıl Öldürüldü?
    (Selçuk Üniversitesi, 2016 Haziran) Kesik, Muharrem
    Bu çalışma ile Selçuklu ve Türk Tarihi’nin en büyük hükümdarlarından biri olan Sultan Alp Arslan’ın son askerî seferinde yaşanan olaylar, sultanın nasıl öldürüldüğü, vasiyeti, ölüm tarihi, nerede defnedildiği ve mezar yerinin nerede bulunduğu gibi konu başlıkları ele alınmıştır. Araştırma sırasında Sultan Alp Arslan Devri’nin en önemli kaynaklarından yararlanılmıştır. Sonuç olarak Sultan Alp Arslan, Batı Karahanlılar üzerine düzenlediği askerî sefer sırasında Ceyhun Nehri’ni geçtikten sonra Berzem adlı bir kale komutanı Yusuf el-Hârezmî tarafından hançerlenmiş aldığı yaranın tesiriyle 24 Kasım 1072 günü ölmüş, ölmeden önce veliahtı ve oğlu Melikşah’ın yerine geçmesini vasiyet etmiş, oğlu tarafından Merv şehrinde defnedilmiştir.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim