Yazar "Mil, Sibel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 46, Xy Gonadal Disgenezisli Olgu Sunumu(2001) Gönen, M. Sait; Sağmanlıgil, Ş. Nur; Güney, İbrahim; Mil, Sibel46, XY Gonadal disgenezis female fenotip, seksüel infantilizm, önikoid yapı ve primer amenore şeklinde görülen bir sendromdur. Streak band şeklindeki gonadlardan tümör gelişmesi % 10-30 dur. Plazma ve üriner gonadotropinlerin düzeyleri artmıştır. Y kromozomu kısa kolu delesyonları, SRY gen mutasyonları, otozomal gen mutasyonları ve X kromozomu DSS lokus duplikasyonları bildirilmiştir. Primer amenore yakınması ile kliğimize başvuran 26 yaşında bayan hastanın klinik ve biokimyasal bulgularının 46,XY Gonadal disgenezis ile uyumlu olması nedeniyle olgu sunumu olarak yayınlanmasına karar verildi.Öğe A Case of Catecholamine Induced Heart Failure With Left Ventricular Hyphertrophy Accompanied by Mid-Ventricular Obstruction(Japan Heart Journal, Second Dept of Internal Med, 2002) Gök, Hasan; Özdemir, Kurtuluş; Altunkeser, Bülent Behlül; Mil, Sibel; Kayrak, Mehmet; Yalın, SevgiA 36 year old Turkish female patient complaining of widespread redness of the skin, shortness of breath, palpitations, nausea, hum and reverberation in the head was examined. The patient was diagnosed with catecholamine induced hypertension, which was caused by paraganglionoma. In addition, left ventricular concentric hypertrophy accompanied by systolic gradient in mid-ventricle, which is rarely observed, was determined by echocardiography. Hypertensive attacks and mid-ventricular systolic gradient disappeared after surgery. This case shows that one of the causes of the heart failure due to catecholamine releasing tumors can be left ventricular obstruction.Öğe Cinsel Farklılaşma Bozukluğu Olan Bir Olguda 17\beta Hidroksisteroid Dehidrogenaz Yetersizliğine Bağlanan Klinik ve Biokimyasal Bulguların Değerlendirilmesi(2001) Gönen, M. Sait; Sağmanlıgil, Ş. Nur; Güney, İbrahim; Mil, SibelMale psödohermafroditizme neden olan 17?-Hidroksisteroid dehidrogenaz-3 (17?HSD-3) enzim yetersizliği otozomal resessif geçiş gösterir ve halen tespit edilmiş 14 mutantı vardır. Testislerde Androstenedion'un Testosterona çevrilmesi azalmıştır. Dış genital organlar doğumda female özellikte veya tam farklılaşmamış olabilir. Wolffian kanal yapıları hipoplastik olarak gözlenir ve Müllerian kanal yapıları oluşmamıştır. Pubertede virilizasyonun başlaması diğer izoenzimler tarafından Androstenedion'un periferde Testosterona çevrilmesinin artmasına bağlanmaktadır. Yüzde ve vücutta aşırı kıllanma nedeniyle kliniğimize başvuran 35 yaşında bayan hastanın klinik ve labaratuvar bulguları 17?-HSD-3 enzim eksikliği ile uyumlu idi ve olgu sunumu olarak yayınlanmasına karar verildi.Öğe Paraganglioma'da Akut Akciğer Ödemi, Sol Ventrikül Akım Yolu Obstrüksiyonu ve Diabetes Mellitus(2001) Yalın, Sevgi; Mil, Sibel; Kanat, Gülhan; Özdemir, Kurtuluş; Gök, HasanKatekolamin sekresyonu yapan feokromositoma ve gangliomalar genel olarak paroksismal ya da kalıcı tipte hipertansiyon ile kendini gösteren nadir neoplazilerdir Klinik prezentasyonları kardiyak, metabolik ya da bunların kombinasyonu şeklinde semptom ve bulgulardan meydana gelir. Bu tümörlerin yaygın bir özelliği kardiyojenik pulmoner ödemdir. Nadir olarak nonkardiyojenik pulmoner ödem ile ortaya çıkarlar. Katekolaminlerin yüksek düzeylerinin kalp kasına etkisi ile miyokarditler, dilate ve hipertroflk kardiyomiyopatiler meydana gelebilir. Sonuç sıklıkla fataldir. Bu yazıda kardiyojenik akut akciğer ödemi tablosu ile gelen ve hipertansif atakları, psikopatolojik bulguları ve yeni başlayan diabetes mellitusu bulunan 36 yasında bir bayan paraganglioma vakası tanımlıyoruz. Akut akciğer ödemi sırasında ekokardiyografide sol ventrikül sistolik fonksiyonlarında azalma görülürken, akciğer ödemi çözüldükten sonra yapılan ekokardiyografi sol ventrikül fonksiyonlarının normale döndüğünü gösterdi ve sol ventrikülde hafif hipertrofi ile sol ventrikül dışa akım yolu obstrüksiyonu tespit edildi. Bu olguda gangliomanm çıkarılmasından sonra kardiak ve nonkardiak tüm patolojik bulgular kayboldu.