Yazar "Ok, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi’nden kalıp yapımı bir kâse(Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, 2024) Ok, Mehmet; Canlı, HandegülHellenistik Dönem’in popüler seramik gruplarından olan kalıp yapımı kâseler, genellikle yarı küresel formda, kaidesiz ve kulpsuz, dış yüzeyleri kabartma bezemeli içki kâseleridir. Hellenistik Dönem’de, Anadolu’da da popüler olan bu tür kaplar, MÖ 3. yüzyıldan 1. yüzyıl ortalarına kadar Akdeniz havzasında ve Karadeniz’de yaygındır. Atinalı çömlekçiler tarafından metal kapların pişmiş toprak taklitleri niteliğinde üretilmişlerdir. Kâselerin dış yüzeylerinde kabartma şeklinde bitkisel, geometrik ve figürlü bezemeler yer almaktadır. Kalıp yapımı kâselerde Attika ve Delos olmak üzere iki yaygın tip vardır. Bu kâseler MÖ 3. yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’daki yerel atölyeler tarafından da üretilmiştir; Pergamon, Sardis, Ephesos, Phokaia, Tralleis, Laodikeia, Tripolis, Sagalassos, Kibyra, Kremna, Tarsos ve Orontes (Asi Nehri) kıyısındaki Antiokheia, Anadolu’daki önemli üretim merkezlerinden bazılarıdır. Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi’nde korunmakta olan kalıp yapımı kâse müzeye satın alma yoluyla kazandırılmıştır. Söz konusu kâse, özellikle duvar kısmında yer alan figürlü sahnesiyle ön plana çıkmaktadır. Bu sahnede, hoplitler, Amazonlar (?) ve Athena-Hera ikilisinin tasvir edildiği düşünülmektedir. Kâsenin yüzeyinde yan yana dizili olarak, toplam on altı figür on iki grup halinde betimlenmiştir. Figürlü kâselerde genellikle mitolojik sahneler bulunurken, Kahramanmaraş Müzesi’ndeki örnekte görülen figürlerin tam benzerine rastlanmamakla birlikte, kompozisyonun Ionia kâseleri arasında, formu, mitolojik konuları ve figürleriyle dikkat çeken Homerik kâselerle benzerliği dikkati çekmektedir. Formu ve bezemesiyle Ionia’da üretildiği düşünülen kâse, MÖ 3. yüzyıl sonları ile 2. yüzyıl arasına ait olmalıdır. Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi koleksiyonunda bulunan bu kâsenin ilk defa ayrıntılı olarak ele alınması ve benzersiz figürleri, Hellenistik kabartmalı kâselere yeni bir örnek eklemesi açısından önemlidir.Öğe Tripolis’te Bulunan Sagalassos Kırmızı Astarlı Seramikleri(Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, 2018) Ok, MehmetBüyük Menderes Nehri kenarında yer alan Tripolis Antik Kenti’nde, 2012-2017 yılları arasında gerçekleştirilen kazı çalışmalarında, çeşitli form gruplarına ait ithal kırmızı astarlı seramikler bulunmuştur. Bu seramikler içerisinde Erken Roma İmparatorluk Dönemi’nin önemli gruplarından olan Bergama Sigillataları, Doğu Sigillataları A ve B gruplarına ait seramiklerin yanı sıra, Geç Roma Dönemi kırmızı astarlı seramikleri de tespit edilmiştir. Kırmızı astarlı seramikler içerisinde form çeşitliliğini ve sayısal yoğunluğu Sagalassos Sigillataları oluşturmaktadır. Tripolis’te bu gruba ait toplam 20 farklı form ve yaklaşık 200 adet seramik örneği tespit edilmiş, form sınıflandırması olarak 1999 yılı yayın çalışmasında ayrıntılı tanım ve değerlendirmelerde bulunan Poblome’nin tanımlama ölçütleri ve form gruplaması temel alınmıştır. Geç Hellenistik Dönem’den başlayarak MS 7. yy.a kadar uzun bir dönem aralığında üretimi sürdürülen Sagalassos Sigillataları, Antik Çağ boyunca Sagalassos dışındaki birçok antik kentte de arkeolojik kazılarda ele geçmiştir. Bu seramikler, diğer kırmızı astarlı seramik gruplarından farklı olarak Anadolu’nun iç kesiminde üretilip, farklı bölge ve coğrafyalara ihraç edilmiştir. Bu çalışma ile Sagalassos Sigillataları’nın Batı Anadolu sınırları içerisinde yer alan Tripolis’te de yoğun olarak kullanıldığı görülmektedir. Tripolis’te bulunan bu seramikler, birkaç örnek dışında kalın cidarlı bir yapıya sahiptir. Bu durum daha önce birkaç yayında da belirtildiği gibi, Sagalassos çömlekçilerinin, uzak mesafeli yapılan ihracatta kullanılan ürünlerin daha dayanıklı ve kara taşımacılığına elverişli olarak üretim yaptıklarını desteklemektedir. Tripolis’te bulunan Sagalassos kırmızı astarlılarının çıplak gözle görünür mineral katkıları incelenmiş, bunun haricinde seramiklerin bir bölümünün kil analizi de yapılmıştır. Analiz çalışmasına göre, hamur yapısı ve içeriği dikkate alınarak, Sagalassos kentinin yakınlarında yer alan Çanaklı Bölgesi’nde bulunan kilden üretilmiş olabileceği düşünülmektedir. Tripolis’te bulunan Sagalassos Sigillataları arasında bezemeli örnekler sınırlı olmakla beraber, özellikle MS 4. yy. a tarihlendirilen form örneklerinin fazla olması, bu dönemde Sagalassos ve Tripolis arasındaki ticari ilişkininde önemli bir göstergesidir. Bu ticari ilişkinin söz konusu tarihlerde Tripolis Kemerli Yapı’sında bulunan 1347 adet sikke buluntusuyla desteklenmektedir.