Yazar "Oruç, Ertan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir devede (Camelus dromedarius) akciğer tüberkülozu(2005) Oruç, Ertan; Hadimli, H. HüseyinÖzet: Bu raporda 10 yaşlı bir devede (Camelus dromedarius) gözlenen akciğer tüberkülozu olgusu tanımlanmıştır. Makroskobik olarak 2-5 cm çapında, iyi kapsüllenmiş granülomların mikroskobik incelemelerinde yer yer distrofık minerali zasyona uğramış kazeifıye alanlarm lenfosit, plazma hücresi, epiteloid makrofaj ve fıbröz proliferasyonla çevrili olduğu gözlendi. Ziehl-Neelsen boyamalarda ise aside dirençli bakterilere nekrotik bölgelerde rastlandı.Öğe Coenurus cerebralis küpheli koyunlarda karşılaştırmalı sitopatolojik ve histopatolojik çalışmalar(2006) Oruç, Ertan; Uslu, UğurÇalışmada klinik olarak Coenurus cerebralis enfeksiyonu şüpheli 20 koyunda beyin-omurilik sıvısı (BOS) yaymaları, beyin dokundurma preparatları ve histopatolojik kesitlerle karşılaştırıldı. BOS yaymalarında eozinofil, nötrofil, lenfosit, fagositik ve epitelyal hücrelerde belirgin artış ile histopatolojik kesitlerde purulent-eozinofilik ya da nekrotik-granülomatöz yangı tablosu vardı. Çalışma sonunda, histopatolojik kesitlere benzer dökülme gösteren BOS sitolojisinin, Coenurus cerebralis teşhisinde bir ön metot olarak kullanılabileceği kararına varıldı.Öğe Cytopathologic studies in sheep pneumonias(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2011) Oruç, ErtanAmaç: Pnömonili koyun akciğerlerinden hazırlanmış sitolojik preparatlarla, aynı akciğerlerin histopatolojik kesitleri karşılaştırılarak, farklı lezyonlara sahip akciğerlerin eksfolyasyon özelliklerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Kataral, irinli, fibrinli, intersitisyel ve verminöz lezyonlara sahip 65 hasta ve 5 sağlıklı akciğerden, ince iğne aspirasyonu ile alınarak hazırlanmış, Papanicolau EA 65 ve May-Grunwald Giemsa ile boyanmış sitoloijk preparatlar histopatolojik kesitlerle karşılaştırıldı. Bulgular: Sitolojik ve histopatolojik bulgular karşılaştırıldığında, makrofaj ve nötrofil lökositlrin kataral, irinli fibrinli ve verminöz pnömonilerde; eozinofil lökositlrin, nötrofillerle birlikte verminöz pnömonilerde ve lenfositlerin de intersitisyel pnömonilerde, kontrol grubuna göre önemli oranda artış gösterdiği tespit edildi. Öneri: Lezyonlu koyun akciğerlerinden hazırlanan sitolojik preparatların, özellikle verminöz ve intersitisyel pnömonilerde histopatolojik kesitlere uyumlu bir eksfolyasyon gösterdiği, nötrofil lökosit ve makrofajların artışı ise pnömoninin karakteri hakkında kesin bir belirleyici olmamakla birlikte, kataral, irinli, fibrinli ve verminöz pnömonilerde de- ğişken bir artış gösterdiği kanısına varıldı.Öğe Duktus koledokusları kısmi ligatüre edilmiş köpeklerle normal köpeklerde deneysel hekzaklorofen zehirlenmesinde patolojik bulgular(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2002-02-19) Oruç, Ertan; Çiftçi, KemalVeteriner ve beşeri hekimliği sahalarında çok geniş bir alanda kullanılan hekzaklorofen preparatlarının terapötik indeksleri oldukça dardır. Bu nedenle tedavi amacıyla kullanımları sırasında zaman zaman toksikasyonlara hatta ölümlere yol açmaktadır. Çalışma, safra kanalı tıkanıklığının, hekzaklorofenin toksisitesi üzerine etkilerinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Çalışmada 36 adet genç köpek kullanıldı. Bunlar A ve B olmak üzere iki ana gruba ayrıldıktan sonra A grubundaki köpeklerin duktus koledokusları kısmi ligature edildi. Daha sonra hem A hem de B gruplarındaki köpekler kontrol grubu dışında 5 alt gruba ayrıldı. Alt gruplar Al, Bl, A2, B2, A3, B3, A4, B4, A5 ve B5 olarak isimlendirildi ve her iki gruptaki köpeklere sırasıyla 7.5, 15, 22.5, 26 ve 30 mg/kg dozda hekzaklorofen içirildi. Deneme sonunda kontrol grupları ile Al, Bl, B2 ve B3 grubu köpeklerde herhangi bir klinik bulgu ve ölüm görülmedi. Toksikasyon görülen köpeklerde ise durgunluk, salivasyon, kusma, terleme ve iskelet kaslarında tremorlar gibi klinik belirtiler gözlendi. Bu bulgular duktus koledokusları ligature edilen köpeklerde hem daha şiddetliydi, hem de daha erken ortaya çıktı. Toksikasyona ilgili ölüm olayları A3, A4, A5, B4 ve B5 gruplarında görüldü. Nekropside hekzaklorofen zehirlenmesine ilgili olarak karaciğerin renginde soluklaşma, gevrek kıvamlılık ve kenarlarında kütleşme vardı, merkezi Sinir Sistemi (MSS)'de, beyin ve beyinciğin şişkinleştiği ve beyinciğin foramen okspitaleye doğru itildiği görüldü. Safra kesesinde ekimotik kanamalar vark.en, böbreklerin genelde hiperemik olduğu dikkati çekti. 57 Histopatolojik incelemeler sonucu, içirilen hekzaklorofenin miktarı, duktus koledokusun ligature edilmesi ve toksikasyondan ölüme kadar geçen süreye bağlı olarak karaciğerde hiperemi, hidropik dejenerasyon ve yağlanma gözlendi. 1. günde ölen A5 grubundaki köpeklerin karaciğerinde hidropik dejenerasyon vark.en, ö.günde ölen A3 grubundaki köpeklerin karaciğerinde difruz yağlanma gözlendi. MSS'de ise özellikle serebellum olmak üzere substansiya albada intramiyelinik ödemle birlikte substansiya griseada hemoraji, nöronlarda kromatolizis ve iskemik nöronal değişiklikler vardı. Bu bulgulara ilave olarak safra kesesi ve kanalında ödem ve kanama ile böbreklerde hiperemi, proksimal tubulus epitellerinde dejenerasyon, nekroz ve tubuluslarda yer yer hiyalin damlacıkları tesbit edildi. Tesbit edilen bu makroskobik ve mikroskobik bulguların aynı dozda ilaç içirildiği halde duktus koledokusu ligatür edilen köpeklerde çok daha şiddetli olduğu gözlendi. Çalışma sonunda hekzaklorofenin oldukça dar bir terapötik indekse sahip olduğu ve safra kanalının kısmi tıkanıklıklığının, ilacın toksik etkisini belirgin derecede arttırdığı kanısına varılmıştır.Öğe Kuzu enteritislerinde cryptosporidiosis hastalığının patolojik yöntemlerle araştırılması(2019) Akpınar, Yusuf; Oruç, ErtanÇalışmanın amacı kuzu ishallerinde önemli bir patojen olan Cryptosporidium parvum (C. parvum) etkenlerinin bağırsak smearı ve parafin kesitlerden, Modifiye Ziehl-Neelsen (MZN), histopatoloji, immunohistokimya (İHK) ve immunfloresan (İF) boyama yöntemleri ile belirlemek ve Cryptosporidiosis hastalığının 30 günlüğe kadar olan kuzulardaki yaygınlığını ortaya koymaktır. Bu amaçla, ishal belirtisi gösteren ve agoni halde iken nekropsi yapılmış 60 adet ve yine ishal belirtisiyle ölmüş 85 adet (toplam 145 adet) kuzudan alınan bağırsak örnekleri kullanılmıştır. MZN boyama sadece, agoni halde iken nekropsileri yapılan 60 kuzudan alınan taze incebağırsak örneklerinden hazırlanan smear örneklerine yapılmıştır. Bu 60 örnekle birlikte ölü olarak getirilen 85 kuzudan (toplam 145) elde edilen incebağırsak örneklerinden hazırlanan parafin kesitlerden ise histopatoloji, İF ve İHC boyamaları prosedürüne uygun olarak yapıldı. MZN boyamalarda (60 örnek) %13.3 oranında Cryptosporidium spp., parafin blokları hazırlanan toplam 145 örnekten alınan kesitlerin IF ve IHC boyamalarda ise %13.8 oranında C. parvum pozitif reaksiyon gözlenmiştir. Etken tespit edilen bağırsak kesitlerinin histopatolojik incelemelerinde; değişen derecelerde olmak üzere; epitel hücrelerinde nekroz, deskuamasyon ve villuslarda kütleşme, epitel yüzeyi boyunca Cryptosporidium spp. etkenleri, propria mukozada hiperemi ve mononükleer hücre infiltrasyonu, kript epitelinde mitoz artışı, lenfatik kanalda genişleme, intraepitelyal lenfositler ve bazı örneklerde Eimeria spp gözlendi. Sonuç olarak çalışmada İF, İHC ve MZN boyamalarının kuzularda Cryptosporidiosis hastalığını ortaya koymada etkili olduğu görülmüştür.Öğe Sağlıklı Farelerde Si?toloji?k Çalışmalar(Selçuk Üniversitesi, 2005) Oruç, ErtanBu çalışmada sağlıklı incelenerek söz konusu farelerin dil, akciğer, karaciğer, dalak, lenf düğümü, böbrek ve tesislerinden imprint smearlari organlarin normal eksfolyasyon ve sitolojik görünümleri değerlendirildi.