Yazar "Sakaoğlu, Saim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir âşıklar şöleni ve bir muamma(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2003) Sakaoğlu, Saim1985 yılında Fırat Üniversitesi Rektörlüğünce I. Âşıklar Şöleni düzenlenmişti. Bu şölende yarışmacıların yanında seyircilerin de katıldığı bir muamma sorulmuştu. Bu soruya pek çok kişi cevap vermişti. Ancak cevapların çoğunluğu teknik yönden yetersizdi. Ayrıca doğru cevabı verenlerin sayısı da azdı. Alanında ilk defa böyle bir yarışma değerlendirmesi yapılmıştır.Öğe Bir efsane, iki tip, bir motif: Şeyh Bilecen ve Memik Dede Efsaneleri(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 1997) Sakaoğlu, Saim[Abstract not Available]Öğe Doğumunun 70. yılında Kadirlili Âşık Halil Karabulut(Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 1999) Sakaoğlu, Saim[Abstract not Available]Öğe Dr. Meti?n Ergun'dan I?ki? Destan(Selçuk Üniversitesi, 1999) Sakaoğlu, SaimDr. Metin Ergun (Milas 1963), günümüz Türk dünyasının halk edebiyatını en iyi bilen ve çok yakından takip eden genç araştırı- cılarımızın başında gelmektedir. Daha lisans öğrenimi sırasında, o dönemdeki söyleyişle "Dış Türkler"in edebiyatına ilgi duymaya başlamış, bunun güzel bir sonucu olarak da bitirme tezini bu alanda hazırlamıştı. Bir öğrenci için zaman ve para açısından büyük problemler doğuracak olan böyle bir tezi, her türlü güçlüğü yenerek ortaya koymuştu. (Alpamış Destanı (Özbek varyanti) / Metin-Inceleme-Sözlük, Erzurum 1985.)Öğe Geleneksel fıkra - modern fıkra(2013) Sakaoğlu, SaimFıkra, hemen her toplumun eğlenme, öğrenme ve eğitme araçlarından biridir. Her fıkranın gül- düreceği düşünülmemelidir. Yüzyıllardan beri her toplumda var olan fıkra için Türkler bazen latife, bazen de nükte gibi adlar vermişler. Günümüzde Batı’dan alınan anecdote/anekdot kelimesi de kulla- nılmaktadır. Günümüze kadar yapılan fıkra incelemelerinde ele alınmayan bir konu, bu makalenin ana konu- su olarak ele alınmıştır. Çeşitli fıkra sınıflandırılmalarında alt dal olarak görülen fıkra grupları en az sayıya indirilerek iki dal belirlenmiştir. Bu terimler/adlar bugüne kadar bu açıklıkla ele alınmamıştır. Bu görüş bir öneridir, tartışmaya açıktır. Eskiden beri anlatılagelen binlerce fıkranın yanına son yüzyıl içinde yenileri eklenmiştir. Gele- neksel fıkraların insan, eşya ve konu kadrosu aşılmış, yeni insan tipi oluşmuş, dün olmayan eşyalar kullanılmıştır. Bu gelişmeler modern fıkrayı oluşturmaktadır. Ancak, son yıllarda üretilen bazı fıkra- lar, her iki türü de içine alacak zenginliktedir. Eskiden, daha çok yaşanılan olaylar fıkrayı oluşturur- ken günümüzde fıkralar uydurulmakta yani üretilmektedir. Bu tür fıkraların bazıları farklı kültürlerden alınıp yeni ortama uyarlanmıştır. Aslında bazı fık- raları uyarlamak anlaşılmaları açısından yararlıdır, ancak özgün şekliyle kullanılması daha uygun olanlar da vardır. Özellikle bir kelimeye / bir cümleye dayanan fıkraların genişletilerek de anlatılması mümkündür. Ayrıca, modern bir fıkranın ilgi görmesi benzer modern fıkraların da üretilmesine yol açabilir. Genel Ağ ortamı bu konuda güzel örnekler sunmaktadır. Konu, yazımızda örnekler ve gerekçeleri ele alınıp bir sonuca ulaşılmaya çalışılacaktır.Öğe Karamanlı iki âşık: Kenzî ve Gufrânî(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2000) Sakaoğlu, Saim[Abstract not Available]Öğe Karslı Âşıkların Türk Âşık Edebiyatı içindeki yeri ve önemi(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 1999) Sakaoğlu, Saim[Abstract not Available]Öğe Koşma Tasni?fi?ne Yeni? Bi?r Yaklaşım(Selçuk Üniversitesi, 1999) Sakaoğlu, Saim1 Nisan 1965 Perşembe günü fiilen başladığım lise edebiyat öğretmenliğimin üzerinden tam 32 yıl geçti. O yıldan beri, kesintisiz olarak her yıl öğrencilerime "koşma" kavramı hakkında bilgi veririm. İlk yıllarda verdiğimiz bilgiler daha çok "ders kitabı"nda yazılı olanlar idi. Üniversite hocalığımın ilerleyen yıllarında konuya başka açılardan da eğilmeye başladım. Öyle ya, bu konuda fikir yürütenler arasında tam bir birlik sağlanamadığına göre, biz de kendi görüşlerimizle yola çıkmalı, öncekilerin, varsa yanlışlarını düzeltmeli, eksiklerini tamamlamalıydık.Öğe Masalların oluşumu üzerine farklı bir yaklaşım(2009) Sakaoğlu, SaimMasal, neredeyse 200 yıldan beri bilim adamlarının konuları arasında yer almaktadır. Özellikle Batı Avrupalı bilginlerin 19. yüzyılın başlarından itibaren derleme ve yayın olarak başlattıkları çalışmalar 20. yüzyılın başından itibaren de sınıflama, motif ve tip çalışmalarıyla hız kazanmıştır. Kuzey Avrupa ülkeleri araştırıcılarının öncülüğünde gelişen bu çalışmalar günümüzde pek çok ülkede yapılmaktadır. Yıllardan beri belirli kalıplara bağlı kalınarak yapılan çalışmalara biz farklı bir açıdan yaklaşmak istiyoruz. Masallara toptan bir köken aramak yerine her masala ayrı bir köken aramak! Böylece masalları filan ülkeye veya falan kıtaya bağlamak zorunda da kalınmayacaktır. Bir masalın motiflerinin farklı ülkelerin masallarına ayrı ayrı bağlandığını görmek bizi yeni araştırmalara yönlendirmiştir. Âdeta, bir masal, toplama motiflerden oluşuyor havasını taşımaktadır. Bu sebeple yeni görüşleri gündeme getirmek kaçınılmaz olmuştur.Öğe Masalların Oluşumu Üzerine Farklı Bir Yaklaşım(2009) Sakaoğlu, SaimTales are almost for 200 years a subject of scientists. Especially scientist of Western European have initiated the compilation and publication activities since the beginning of the 19th century and from the beginning of the 20th century studies on classification, motifs and types gained speed. Today, under the leadership of Northern European countries, these developing studies are done in many countries. We want to approach these stereotyped studies from a different angle. Instead of searching for the origin of fairy tales, in this article it is aimed to search a separate origin for each tale. By this way, the tales don't have to be attached to any country or to any continent. To see that a motif of a fairy tale from a country is connected to the tales of different countries directed us to new researches. A fairy tale almost seems consisting of collected motifs. For this reason, to bring up new opinions has been inevitable.Öğe Türk dünyası mahalli tipleriyle Anadolu fıkra tipleri arasındaki paralellikler(Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 1994) Sakaoğlu, Saim[Abstract not Available]Öğe Türk Halk Edebi?yatının Namık Kemal’deki? Aki?sleri?(Selçuk Üniversitesi, 1992) Sakaoğlu, SaimNamık Kemal, çok çeşitli cepheleri olan bir sanatkârdır. O, fikirlerini edebî türlerin pek çoğuyla şekillendirmiş ve romandan tiyatroya, şiirden makaleye kadar pek çok eser ortaya koymuştur. Fikrini, engin bir kültür hâzinesiyle zenginleştiren Kemal, halk edebiyatının çeşitli yönlerinden de faydalanmayı ihmal etmemiştir.Öğe Türk Masal Ti?pleri? Kataloğu Taslaği Üzeri?ne(Milli Folklor Dergisi, 2010) Sakaoğlu, SaimVery first catalog on the Turkish Folktales was printed in 1953, and Wolfram Eberhard-Pertev Naili Boratav prepared Tpen turkischer Volkmarchen and it was printed in Wiesbaden. The catalog had 378 types and it was a pioneer on its field, but it did not fit to the international cataloging system. Three hundred seventy eighth folktale types were categorized in 23 different titles. However, there should be gaps between titles and some types of folktales should be divided into subtitles. They obeyed the said rules in one folktale type that the type of number seven has two subtitles. Today, the number of folktales has increased by the help of the important studies which have been carried on in forty years. Therefore, beginning from this ready point there should be prepared a new Turkish Folktales Catalog similar to the Aerne Thompson type catalog. A single person may not be strong enough to prepare such a catalog, so, a team should work together for this stuffy. A draft catalog should be supported by the Universities in Turkey such as, Selcuk, Firat, Ege, Suleyman Demirel Gaziantep, Balikesir etc, which can fill the gap we have today. Absence of such a catalog regarding the types of Turkish Folktales is a big loss for the scientific field we work on it today.