Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Savaş, Haluk A." seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Correlation Between Metabolic Syndrome and Serum Ghrelin Levels in Bipolar Patients
    (AVES, 2010) Kalenderoğlu, Aysun; Savaş, Haluk A.; Gergerlioğlu, H. Serdar; Başaralı, Kemal; Yumru, Mehmet; Selek, Salih; Büyükbaş, Sadık; Ergene, Neyhan
    Amaç: Bu araştırmada ikiuçlu bozukluk hastalarında serum ghrelin düzeyleri ve Metabolik Sendrom (MetS) arasında bir ilişkinin olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Altmış ikiuçlu bozukluk hastası ve 30 sağlıklı gönüllü çalışmaya da- hil edildi. Hasta grubu atipik antipsikotik (risperidon, ketiapin, olanzapin) ve duy- gudurum düzenleyici (lityum, valproik asit, karbamazepin, lamotrijin) kullanımı- na göre iki ayrı gruba ayrıldı. Serum ghrelin seviyeleri insan ghrelin ELISA kitle- ri aracılığıyla ölçüldü. Hasta grubunda, NCEP ATP III (Adult Treatment Protocol of the National Cholesterol Education Programme) ölçütlerine göre MetS tanısı aşağıdakilerden 3 ya da daha fazlasının karşılanması ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan bipolar hastaların %51.7'si (n=31) sadece atipik an- tipsikotik (AA) tedavisi alırken, %48.8'ü (=29) sadece duygudurum düzenleyeci- si (DD) kullanıyordu. Hasta grubunda %36.7 (n=22) hastaya MetS tanısı konul- muştur. Hasta grubunda MetS olan ve olmayanlar arasında ghrelin düzeyleri açısından anlamlı fark yoktu. İlaveten AA kullanan ve MetS gelişen hastalarda ghrelin düzeyleri açısından anlamlı fark yoktu. DD kullanan ve Mets geliştirmiş olan hastalarda ghrelin düzeyleri açısından anlamlı fark yoktu. Serum ghrelin seviyeleri kontrol grubu ile kıyaslandığında bipolar hastalarda anlamlı oranda düşük bulunmuştur. Sonuç: Çalışmamızda ikiuçlu bozukluk hastalarında genel populasyona oranla daha fazla oranda MetS görülmüştür. Serum ghrelin seviyeleri bipolar hastalar- da anlamlı düzeyde düşük bulundu. Bu sonucun kompansatuar bir mekanizma ile ilişkili olabileceği ya da hastalığı özgü farklı parametrelerin rol alabileceği düşünüldü.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İkiuçlu bozuklukta metabolik sendrom, serum leptin düzeyleri ve tedavi ilişkisi
    (2008) Yumru, Mehmet; Savaş, Esen; Gergerlioğlu, H.Serdar; Başaralı, Kemal; Kalenderoğlu, Aysun; Savaş, Haluk A.; Büyükbaş, Sadık
    Amaç: Bu çalışmada ikiuçlu bozuklukta metabolik sendrom, serum leptin seviyeleri ve tedavi arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: En az 3 ay süre ile atipik antipsikotik (AA) (risperidon, ketiapin, olanzapin) almış 31 ve duygudurum düzenleyici (DD) (lityum, valproik asit, karbamazepin, lamotrijin) almış 29 hasta olmak üzere ikiuçlu bozukluk I tanısı konan ötimik dönemdeki toplam 60 hasta çalışmaya alındı. Metabolik Sendrom (MetS) NCEP ATP III (Adult Treatment Protocol of the National Cholesterol Education Program) ölçütlerine göre tarandı. Bulgular: Hastaların %36.7’sinde MetS görüldü. AA alt grubunda DD alt grubuna oranla daha yüksek oranda MetS görüldü. Abdominal obesite ikiuçlu bozuklukta leptin seviyeleri ile anlamlı düzeyde ilişkili olarak saptandı. İkiuçlu bozuklukta leptin seviyeleri ve MetS arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı. Tartışma: AA kullanan ikiuçlu hastalar yüksek MetS oranlarına sahipti. Bununla birlikte AA’ler arasında MetS sıklığı açısından anlamlı farklılık yoktu. Leptin seviyeleri ikiuçlu hastalarda abdominal obesite ile anlamlı düzeyde ilişkili olmasına karşın MetS ile ilişkili görünmemektedir
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Türkiye'deki Psikiyatristlerin Hasta-Hekim İlişkisinde Gizlilik Hakkında Görüş ve Tutumları
    (2002) Coşkun, Ahmet; Savaş, Haluk A.; Hayran, Osman; Gergerlioğlu, H. Serdar; Arkonaç, Oğuz
    Hasta-hekim ilişkisinde "gizlilik" (confidentiality) çağdaş etik literatüründe çok tartışılan konulardandır. Özellikle iletişim ve bilişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte psikiyatri pratiğinde de gizlilikle ilgili olarak etik sorunlar ortaya çıkmaktadır. 67 sorudan oluşan yarı-yapılandırılmış bir anket formuyla psikiyatristlerin sosyo-demografik verileri ve teorik, felsefi, psikiyatrik yönelimleri ve bazı etik ikilemler hakkında görüş ve tutumları sorulmuş ve toplam 12 sorunun cevapları ele alınmış olup diğer sorular başka incelemelerin konusu yapılacaktır. Ülkemizdeki psikiyatristlerin eğitim amacıyla hasta hekim ilişkisinin video gösterimini % 77, ensest vakasının adli birimlere bildirimini % 54, canlı yayında TV veya radyoda hasta hekim ilişkisinin gerçekleşmesini % 27, HIV () hastanın durumunu eşine bildirmeyi % 63 oranında onayladıkları saptanmıştır. Hasta-hekim ilişkisinde gizlilik konusundaki yaklaşımlarında psikiyatristlerin bazı sosyo-demografık ve teorik, mesleki yönelim farklılıklarına göre, istatistiksel derecede anlamlı farklar gösterdikleri bulunmuştur. Hekimler tanımlanan örnek olaylarda kamu yararı olduğu durumlarda gizliliğin sınırlarını esnek tutmaktadırlar. Fakat kitle iletişim araçlarında hastaların gizliliğinin zarar görebileceği durumları onaylamamaktadırlar.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim