Yazar "Seydanoğlu, Abdüsselam" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Deneysel sepsis modelinde glutatyon, myeloperoksidaz, plazma ve doku mda düzeylerine N-asetilsistein ve erdostein’in etkilerinin karşılaştırılması(2009) Ayan, Murat; Gül, Mehmet; Köylü, Ramazan; Seydanoğlu, Abdüsselam; Erdem, Sami; Köylü, Öznur; Cander, BaşarAMAÇ: Deneysel sepsis modelinde antioksidan bir ajan olan N-asetilsistein ve Erdostein’in serbest oksijen radikalleri üzerine olan etkileri ve sepsisin neden olduğu organ fonksiyon bozuklukları ve akciğer doku hasarını önlemedeki rolü araştırıldı. METOD: Çalışmada Sprague-Dawley cinsi 40 adet rat kullanıldı. Ratlar randomize 10’arlı gruplara ayrıldılar. Ratlarda çekum ligasyon perforasyon yöntemiyle sepsis oluşturuldu. Sham grubu(grup 1), sepsis grubu(grup 2), sepsis N-asetisistein (grup 3) ve sepsis Erdostein (grup 4) şeklinde 4 grup oluşturuldu. N-asetilsistein grubunda ilaçlar (20mg/kg/gün), çekum perforasyonundan sonra, 0. 8. ve 16. saatlerde verildi. Erdostein grubunda ise ilaçlar(20mg/kg/gün) 0.ve 12. saatlerde verildi. 24. saatte lökosit, eritrosit glutatyon, lökosit myeloperoksidaz ve plazma malonildialdehit değerlerinin tayini için kan örnekleri ve doku incelemeleri için deneklerin ölümünü takiben akciğerden doku örnekleri alındı. BULGULAR: Gruplar karşılaştırıldığında grup 3’te grup 2’ye göre; lökosit, lökosit myeloperoksidaz ve akciğer doku malonildialdehit değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanırken (P0.05), eritrosit glutatyon, plazma malonildialdehit değerleri açısından anlamlı fark saptanmadı (P0.05). Grup 4’te grup 2’ye göre eritrosit glutatyon, lökosit myeloperoksidaz, plazma malondialdehit ve akciğer doku malonildialdehit değerleri açısından karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı tespit edilirken (P0.05), lökosit değerleri açısından anlamlı tespit edilmedi (P0.05). SONUÇ: Deneysel sepsis modelinde antioksidan bir ajan olan N-asetilsistein ve Erdostein’in düşük doz uygulanmasında eritrosit glutatyon, lökosit myeloperoksidaz düzeylerine, akciğer fonksiyonlarına, plazma ve doku malonildialdehit seviyelerine olumlu etkileri mevcuttur. Düşük doz N-asetilsistein ve Erdostein tedavisinin, sepsise bağlı organ fonksiyon anormalliklerini azaltmasına rağmen, bu etki histopatolojik olarak akciğer dokusuna yansımamıştır.Öğe Deneysel sepsis modelinde oksidan-antioksidan sistem ve akciğer histopatolojisi üzerine okterotidin doza bağımlı etkileri(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2006) Seydanoğlu, Abdüsselam; Gül, MehmetAmaç: Sepsis son yıllarda fizyopatolojisinin daha iyi anlaşılmasına ve tedavisindeki yeniliklere rağmen yoğun bakımlarda görülen ölümlerin başlıca nedenidir. Sepsis ve septik ok fizyopatolojisinin merkezinde oksidatif stres yer almaktadır. Organizmada oksidan- antioksidan denge farklı yolakları kullandığından bunların tümünü etkileyecek `ideal' bir ilaç henüz bulunmamaktadır. Biz bu çalışmada sentetik bir somatostatin analoğu olan oktreotidin (OCT) deneysel sepsiste antioksidan etkisinin olup olmadığını araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: 40 adet di i Sprague-Dawley rat 4 gruba ayrıldı (n=10). Çekal ligasyon ve perforasyon yöntemiyle (ÇLP) deneysel sepsis oluşturuldu. SHAM grubunda sadece laparotomi uygulandı. SEPS S grubunda ÇLP ile sepsis oluşturuldu. OCT-50 grubunda ÇLP yapılmı sepsisli ratlara 50 µg/kg, sc OCT, OCT-100 grubunda ÇLP yapılmı sepsisli ratlara 100 µg/kg, sc OCT verildi. İlaçlar operasyondan sonra hemen ve 12 saat sonra olmak üzere 2 e it dozda uygulandı. Tüm ratlar cerrahi işlemin 24. saatinde sakrifiye edildi. Eritrosit glutatyon (GSH) ve plazma malondialdehit (MDA) düzeyleri ölçüldü. Akci er hasarı bir patolog tarafından 0 (normal) ve 4 ( iddetli) arasında ışık mikroskobunda derecelendirildi. Bulgular: SEPS S grubunda SHAM grubuna göre MDA de erleri belirgin olarak artarken GSH de erleri belirgin olarak azaldı (p<0,05). ÇLP ile olu turulan sepsisteki MDA artı ı ve GSH azalması 100 µg/kg, sc OCT ile önlendi (p<0,05). SEPS S grubu akci er dokularında interstisiyel bo luklardaki nötrofil infiltrasyonu, alveoler septal kalınla ma, hemoraji ve konjesyonda belirgin artı görülürken, SEPS S grubuyla kıyaslandı ında OCT-100 grubu alveoler hasar skorları belirgin olarak dü ük bulundu (p<0,05). Sonuç: Ratlarda ÇLP ile olu turulan sepsiste OCT'nin doza ba ımlı antioksidan etkileri görüldü. Yeni çalı malarda daha yüksek dozlarla sepsis tedavisindeki etkinliği daha iyi anlaşılabilir. OCT dü ük yan etki profili ve geni güvenlik marjı ile sepsis ve septik ok tedavisinde yeni bir tedavi seçeneği olabilir.Öğe The effect of n-acetyl cysteine on serum glutathione, tnf-? and tissue malondialdehyde levels in the treatment of sepsis(2011) Gül, Mehmet; Ayan, Murat; Seydanoğlu, Abdüsselam; Cander, Başar; Girişgin, Sdık; Erayman, İbrahim; Erdem, SamiAMAÇ Bu çalışmada, sepsis tedavisinde antioksidan bir ajan olan N-asetilsistein’in (NAC) serbest oksijen radikalle ri düzeylerine olan etkileri araştırıldı. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmada ağırlıkları 180-200 gr arasında değişen 30 adet Sprague-Dawley cinsi dişi sıçan kullanıldı. Sıçanlar rastge le 10’arlı 3 gruba (Grup I: Sham, Grup II: Sepsis ve Grup III: Sepsis NAC) ayrıldı. Grup I’e yalnızca laparotomi yapıldı. Grup II ve Grup III’de çekal ligasyon perforasyon (ÇLP) yöntemiyle sepsis modeli oluşturuldu. Grup III’e oral yoldan 0., 8. ve 16. saatte 20 mg/kg/gün NAC verildi. 24. saatte eritrosit glutatyon (GSH), serum TNF-? değerle rinin tayini için kan örnekleri ile histopatolojik inceleme ve doku malondialdehid (MDA) tayini için akciğer, karaciğer ve böbrek doku örnekleri alındı. BULGULAR Grup III’de TNF-?, eritrosit GSH ve böbrek doku MDA de ğerleri diğer gruplarla karşılaştırıldığında istatistiksel açı dan farklılık saptandı (p0,05). Karaciğer doku MDA de ğerleri ve akciğer, karaciğer ve böbrek dokularının histo patolojik inceleme sonuçları açısından ise gruplar arasında farklılık bulunmadı (p0,05). SONUÇ Sepsis oluşturulan sıçanlara verilen NAC tedavisinin eritro sit GSH, serum TNF-? düzeylerine, akciğer fonksiyonları na, böbrek doku MDA seviyelerine olumlu etkileri saptan dı. Buna karşılık bu olumlu etkinin histopatolojik düzelmeye yansımadığı görüldü. NAC’nin sepsis tedavisinde olası yarar lı etkilerini ortaya koymak için yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Thyroid hormone levels during early periods of ischemic and hemorrhagic stroke could serve as an indicator of prognosis(MEDKNOW PUBLICATIONS & MEDIA PVT LTD, 2009) Ayşegül, Bayır; Ahmet, Ak; Şerife, Özdinç; Seydanoğlu, Abdüsselam; Köstekci, Şenol Kadir; Fatih, KaraBACKGROUND: Predicting the outcome of stroke during the acute phase is difficult. Accurate methods for predicting outcomes could assist clinicians and families to make correct decisions in resource-poor environments. OBJECTIVE: To determine thyroid hormone levels in patients with ischemic or hemorrhagic stroke at the early stage, and to investigate its correlation with stroke prognosis. DESIGN, TIME AND SETTING: A comparative, observational study was performed at the Department of Emergency, Tertiary-care University Affiliated Hospital from January 2004 to January 2006. PARTICIPANTS: A total of 113 patients presenting to the Emergency Department within 3 hours of stroke symptom onset were approached for enrollment in the study. The patients were diagnosed by computer tomography examination, and comprised 87 ischemic stroke and 26 hemorrhagic stroke patients. METHODS: Following a thorough history and examination by emergency physicians, venous blood samples were collected from each patient. Thyroid-stimulating hormone (TSH), free triiodothyronine (free T3), and free thyroxine (free T4) levels were measured using a chemiluminescence method. The nerve function of patients was evaluated with Glasgow Coma Scale (GCS) score, and the patients were accordingly assigned to two subgroups-mild stroke (GCS >= 9) and severe stroke (GCS <= 8). MAIN OUTCOME MEASURES: Blood levels of TSH, tree T3 and free T4; mortality at 7 days. RESULTS: Mean TSH values in hemorrhagic stroke patients with GCS <= 8 were significantly greater than those in ischemic stroke patients with GCS <= 8 and GCS >= 9 (P < 0.05). Compared with patients who survived, the highest TSH levels were detected in patients that had died within 7 days. Correlation analysis results revealed a significant negative relationship between GCS values and TSH levels in patients with hemorrhagic stroke (r = -0.552, P < 0.01), and no correlation was determined between GCS values and TSH levels in patients with ischemic stroke (r = 0.239, P > 0.05). CONCLUSION: In patients with hemorrhagic stroke, high TSH levels were observed within the first 3 hours of stroke onset, which could be considered an indicator of poor prognosis.