Yazar "Soylu, Süleyman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alternatif bir biyoyakıt bitkisi olarak dallı darının (Panicum virgatum L.) Türkiye’de yetiştirme teknikleri(2012) Soylu, SüleymanGıda kaynağı olarak kullanılmayan bitkilerden elde edilen biyoyakıtlar, sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak, sağladığı çevresel ve ekonomik yararlar nedeniyle, fosil yakıtlara göre avantajlar sağlamaktadır. Geleneksel olarak bilinen ve yaygın kullanımdaki enerji kaynaklarının yok olma riskinin arttığı bir sürecin başlangıcındayız. Klasik enerji kaynakları artan ihtiyacı ve gelişen teknolojiyi beslemekte yetersiz kalmaktadır. Gelişmiş ülkeler enerji çeşitliliğini artırmakta, yaymakta ve belli enerji kaynağı türlerine büyük oranlarda bağımlı olmamaya çalışarak alternatif arayışlarını sürdürmektedirler. Dallı darı (Panicum virgatum L.) çok yıllık bir sıcak iklim (C-4) bitkisidir. Ekonomik olarak 10 yıl faydalanılabilir. Çok yıllık bitkiler üreticiyi her yıl toprak hazırlığı, ekim ve tohumluk maliyetlerinden kurtaracağı için bitkisel üretimde daha ekonomik olmaktadır. Bu bitki türünün gen merkezi Kuzey Amerika olup, yetiştirildiği ekolojilerde 15000 – 35000 kg/ha kuru madde üretebilemektedir. Dallı darı son yıllarda benzin yerine kullanılabilen biyoetanol eldesinde önemli kullanım sahası bulmuş bir türdür. Dallı darı Amerikan Biyoenerji Proğramı tarafından 37 bitki arasında model tür olarak seçilmiştir. Ülkemizde dallı darı üzerinde yetiştirme teknikleri konusunda bir çalışma bilgimiz dahilinde yoktur. S.Ü. Ziraat Fakültesi Öğretim Üyelerinden oluşan bir ekip dallı darı ile ilgili adaptasyonu ve çeşitli yetiştirme teknikleri ilgili bir tübitak projesi gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmada literatür bilgileri ile ülkemizde ilk olarak gerçekleştirilmiş projenin ışığı altında dallı darı bitkisinin ekiminden hasatına kadar ülkemizdeki yetiştirme tekniği ve biyoyakıt olarak değerlendirme potansiyelleri konusunda bilgiler yer alacaktır. Bu bitkinin ülkemiz ekolojisinde yetiştirme tekniği ve bitkinin gelişim fizyolojisi hakkında bilgilerin ortaya konması gelecekte, bu türün enerji kaynağı olarak değerlendireceği geniş kapsamlı çalışmalara öncülük etmesi açısından da büyük önem arzetmektedir.Öğe Boron Content of Cultivated Soils in Central-Southern Anatolia and Its Relationship with Soil Properties and Irrigation Water Quality(Kluwer Academic/Plenum Publ, 2002) Gezgin, Sait; Dursun, Nesim; Hamurcu, Mehmet; Harmankaya, Mustafa; Önder, Mustafa; Sade, Bayram; Topal, Ali; Soylu, Süleyman; Akgün, Necdet; Yorgancılar, Mustafa; Ceyhan, Ercan; Çiftçi, Nizamettin; Acar, Bilal; Gültekin, İrfan; Işık, Yusuf; Cevdet, Şeker; Babaoğlu, MehmetBoron toxicity may occur in semi-arid regions due to high levels of B in soils, in the ground water, in fertilisers or in irrigation water (U.S. Salinity Lab. Staff, 1954; Nable et al., 1997). Boron availability is affected by soil properties, principally pH, salt content, organic matter, lime, soil texture and exchangeable cations (Keren and Bingham, 1985; Sakal and Singh, 1995; Rahmatullah et al, 1999). According to Wilcox and Durum (1967), the minimum B concentration in irrigation water for a given crop species that does not reduce yield or lead to injury (symptoms) ranged from 0.3 to 1.0 mg B I¹ for sensitive crops, to 1.0 to 2.0 mgl¹ for semi-tolerant crops, and 2.0 to 4.0 mgl¹ for tolerant plant species.Öğe Kendilenmiş cin mısır hatlarının SSR primerler kullanılarak moleküler karakterizasyonu(2017) Öztürk, Ahmet; Sade, Bayram; Soylu, Süleyman; Erdal, Şekip; Boyacı, Hatice FilizÇalışmada; Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) ve Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsüne (KTAE) ait 35 adet kendilenmiş cin mısır hattı moleküler analize tabi tutulmuştur. Moleküler karakterizasyon için 21 adet SSR primeri kullanılmış ve hatlar arasındaki genetik uzaklıklar tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda; kümeleme analizi ile elde edilen dendograma göre cin mısır hatları 2 ana ve 5 alt gruba ayrılmıştır. Çalışmada kullanılan hatlar 0.44 ile 0.95 aralığında benzerlik göstermişlerdir. Çalışmada kullanılan hatlardan 9 ve 28 nolu hatlar yakın akraba bulunur iken, 1 ve 23 nolu hatların uzak akraba bulunmuştur. Elde edilen bu sonuca göre BATEM ve KTAE ait kendilenmiş cin mısır hatları arasında genetik olarak bir varyasyonun olduğu tespit edilmiştir.Öğe Makarnalık Buğday (T. durum) Melezlerinde Bazı Agronomik Özellikler İçin Tek Dizi Analiziyle Genotipik Değerlendirme(2003) Soylu, Süleyman; Sade, BayramBu çalışmada; çeşitli tarımsal özellikler yönünden üstünlük gösteren 11 hat ve 3 makarnalık buğday çeşidi arasında çoklu dizi yöntemiyle elde edilmiş melez kombinasyonundan F_1 generasyonu değerlendirmelerine göre seçilen dön adet melez kombinasyonunun F_2 ve F_3 generasyonlan değerlendirilmiştir. Bitki done verimi, bitki boyu, başak uzunluğu, fertil kardeş sayısı, başakta done sayısı, başakta done ağırlığı ve bin dane ağırlığı için tek dizi analizi yapılarak genetik parametere tahminleri elde edilmiştir. incelenen tüm özellikler yönünden melezler arasında genetik farklılığın bulunduğu görülmüştür. Bitki done verimi, bitki boyu ve bin dane ağırlığı için melezlerde dominant ve resesif genlerin aynı oranda, başak uzunluğu, fertil kardeş sayısı, başakta dane ağırlığı ve başakta dane sayısı için ise daha çok dominant genlerin söz konusu olduğu tahmin edilmiştir. Ortalama dominantlık derecesi tahminleri incelenen tüm özellikler için üstün dominant bir kalıtım biçiminin olduğunu göstermiştir. incelediğimiz melezlerin tek dizi analizine göre Kunduru-1149 çeşidinin özellikle başakta dane ağırlığı ve bitki boyunu artırıcı ıslah çalışmalarında gelecekte güvenle kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.Öğe Makarnalık Buğdaylarda (Triticum Durum L.) Bitki Boyu, Hasat İndeksi ve Bunlara Etkili Faktörlerin Kombinasyon Yeteneği ve Kalıtımı(2003) Soylu, Süleyman; Sade, BayramOrta Anadolu şartları için uygun makarnalık buğday (Triticum durum L.) melez ve ebeveynleri belirlemek amacıyla Konya'da üç makarnalık buğday (Triticum durum L.) çeşidi ile 11 makarnalık buğday (Triticum durum L.) hattı arasında çoklu dizi yöntemine göre melezlemeler (33 melez kombinasyon) yapılmıştır. F/ bitkileri ve ebeveynler üzerinde bitki boyu, hasat indeksi, fertil kardeş sayısı, üst boğum arası uzunluğu ve boğum sayısı ölçümleri yapılmıştır, incelenen özellikler için ebeveyn ve melezlerin çoklu dizi analiz yöntemine göre genel ve özel kombinasyon yetenekleri, geniş ve dar anlamda kalıtım dereceleri belirlenmiştir. Hasat indeksi, üst boğumarası uzunluğu ve boğum sayısı özellikleri için eklemeli gen etkisi belirlenirken, bitki boyu ve fertil kardeş sayısı için eklemeli olmayan gen etkileri tespit edilmiştir. Ebeveyn ve melezlerin genel ve özel kombinasyon yetenekleri geniş bir varyasyon göstermiştir. İncelenen karakterler için geniş alamda kalıtım derecesi 0,57 (fertil kardeş sayısı) ile 0,95 (bitki boyu) arasında değişirken, dar anlamda kalıtım dereceleri ise 0,08 (bitki boyu) ile 0,43 (üst boğumarası uzunluğu) arasında değişmiştir. Bu bilgilerin ışığı altında makarnalık buğdaylarda (Triticum durum L) verimle ilgili ıslah çalışmalarında kullanılabilecek uygun ebeveyn ve kombinasyonlar belirlenmiştir.Öğe Melez atdişi mısırda farklı ekim zamanları ve azot dozlarının verim, verim unsurları, G.D.D. ve kalite üzerine etkileri(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995-06-12) Soylu, Süleyman; Sade, BayramBu araştırma, 1994 yılında Konya Bahri Dağdaş Milletlerarası Kışlık Hububat Araştırma Merkezi deneme tarlalarında ve sulu şartlarda, farklı ekim zamanlan ve azot dozlarının melez atdişi mısırın dane verimi, verim unsurları, G.D.D. ve kalite özellikleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. "Bölünmüş parsellerde tesadüf blokları" deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulan bu araştırmada, ana parsellere ekim zamanlan (7 Nisan, 20 Nisan, 10 Mayıs ve 30 Mayıs) alt parsellere azot dozlan ((0, 5 kg N/da, 10 kg N/da, 15 kg N/da ve 20 kg/da N/da) uygulanmıştır. Araştırmada maksimum dane verimi 934 kg/da ile 20 Nisan tarihinde ekim yapılan ve 15 kg N/da azot uygulanan deneme parsellerinden elde edilmiştir. Bu araştırmada, koçan uzunluğu, koçan çapı, koçanda dane sayısı ve ağırlığı ekim za manının 10 Mayıs tarihine kadar geciktirilmesi ve azot dozlannın arunlmasıyla artmış, 10 Mayıstan sonra yapılan ekimde ise bu değerler azalmıştır. Bitki boyu, ilk koçan yüksekliği ve danede ham protein oranı ekim zamanından etkilenmemiştir. Bu özelliklerde azot dozlanyla birlikte artış olmuştur. Hasatta dane nemi ekim zamanının gecikmesiyle artmıştır. Fide çıkışı, sapa kalkma zamanı, tepe ve koçan püskülü çıkarma zamanları için gerekli süre ekim zamanının gecikmesiyle azalmış, buna karşılık gelen G.D.D. (Growing Degree Days) değerleri ise artmıştır.Öğe Mısır (zea mays l.) bitkisinde farklı fenolojik dönemlerdeki su kısıntılarının bazı tarımsal özellikler üzerine etkileri(2019) Gönülal, Erdal; Soylu, SüleymanBu çalışma, mısır bitkisinin farklı fenolojik dönemlerinde uygulanan kısıntılı sulamanın bazı tarımsal karakterlere etkilerini belirlemek için 2012 - 2013 yıllarında iki yıl süreyle Konya –Karapınar’da yürütülmüştür. Çalışmada 3 su konusu (S100; tam su, S70; tam suyun % 70’i, S40; tam suyun % 40’ı ) ve 4 fenolojik dönem (vejetatif, tepe püskülü, tozlaşma ve süt olum dönemi) kullanılmıştır. Çalışma 4 tekerrürlü olarak Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller Deneme Desenine göre Sakarya mısır çeşidi ile yürütülmüştür. Çalışmada, özellikle tozlaşma ve süt olum dönemlerinde yapılan su kısıntılarının bin tane ağırlığı, koçanda tane sayısı, koçan boyu ve koçan tane ağırlığını azalttığı, su kısıt miktarının artmasıyla birlikte bu değerlerin daha da azaldığı belirlenmiştir. Erken dönemde yapılan % 30’ luk bir su kısıntısında ise bu parametrelerin su kısıtından fazla etkilenmediği ve tam su konusuna yakın değerler verdiği belirlenmiştir. Çalışma ile mısır gibi suya hassas bitkilerde su kısıtı uygulamalarına toleranslı gelişme dönemlerinin belirlenip, bu dönemlerde su kısıtı uygulaması yapılmasının verimi en az düzeyde etkileyeceği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Mısırda (Zea mays L.) kısıtlı sulama ile farklı tane şekil ve iriliklerinin verim ve bazı verim unsurları üzerine etkisi(2015) Gönülal, Erdal; Güngör, Hüseyin; Soylu, SüleymanBu araştırma; hibrit mısırda farklı şekil ve irilikteki tohumların su stresi koşullarında tane verimi ve bazı verim öğeleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla 2 yıl (2011-2012) yürütülmüştür. Denemede 6 farklı şekil ve iriliğe sahip (SR:küçük yuvarlak, SF:küçük yassı, MR:orta yuvarlak, MF:orta yassı, LR:büyük yuvarlak, LF:büyük yassı) tohum kullanılmış ve iki farklı (%100 tam sulama ve %70 sulama ) sulama konusu uygulanmıştır. Araştırma tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre kurulmuştur. Araştırmada, tane verimi, bitki boyu, koçanda tane ağırlığı, bin tane ağırlığı ve hektolitre ağırlığı incelenmiştir. Araştırmanın her iki yılında da koçan tane ağırlığı hariç tohum irilik ve şeklinin denemede incelenen tüm özelliklere etkisi önemli olmamıştır. Ancak, su stresi konusunda ise tane verimi, bin tane ağırlığı, koçanda tane ağırlığı ve hektolitre ağırlığı açısından istatistiki olarak önemli çıkmıştır. Bu araştırma sonuçları, hibrit mısırda tohumluklarının farklı irilik ve şekillerinin tane amaçlı yetiştiricilikte dekara tane verimi ve ele alınan özellikleri önemli olarak etkilemediğinden, tohumculuk tercihinde önemli bir etken olamayacağını ortaya koymuştur.Öğe Orta Anadolu şartlarında makarnalık buğday ıslahında kullanılabilecek uygun ebeveyn ve melezlerin çoklu dizi (line x Tester) yöntemi ile belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998-12-18) Soylu, Süleyman; Sade, BayramOrta Anadolu şartlan için uygun makarnalık buğday melez ve ebeveynleri belirlemek amacıyla Konya'da üç makarnalık buğday çeşidi ile 11 makarnalık buğday hata arasında 1993-1996 üretim yılında çoklu dizi yöntemine göre melezlemeler (33 melez kombinasyonu) yapılmıştır. Bu me lezler ebeveynleri ile birlikte 1996-1997 üretim yılında yetiştirilmiştir. Fi bitkileri ve ebeveynler üzerinde tek bitki dane verimi, hasat indeksi, başakta başakcık sayısı, başak uzunluğu, başakta dane sayısı, başakta dane ağırlığı, başak ağırlığı, başak sıklığı, bitki boyu, üst boğumarası uzunluğu, boğum sayısı, bayrak yaprak ayası uzunluğu, genişliği ve alanı, kardeş sayısı, başaklanma süresi, kıştan çıkış oranı, bin dane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, camsılık, ham protein oranı ve kuru öz (gluten) oranı ölçüm, sayım, tartım ve analizleri yapılmıştır. İncelenen özellikler için ebeveyn ve melezlerin çoklu dizi analiz yöntemine göre genel ve özel kombinasyon yetenekleri, heterosis ve heterobeltiosis değerleri, geniş ve dar anlamda kalıtım dereceleri ortaya konmuştur ve özellikler arası ilişkiler tespit edilmiştir. Tek bitki dane verimi ile danede ham protein oranı özellikleri için eklemeli olmayan gen et kileri, düşük dar anlamda kalıtım dereceleri tespit edilmiştir. Heterosis ve heterobeltiosis değerleri tek bitki dane veriminde pozitif, ham protein oranında ise negatif olmuştur. Bu bilgilerin ışığı altında makarnalık buğdayda verim ve kalite ıslahı çalışmalarında kullanılabilecek uygun ebeveyn ve kombinas yonlar belirlenmiştir.Öğe Responses of Irrigated Durum and Bread Wheat Cultivars to Boron Application in a Low Boron Calcareous Soil(Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2005) Soylu, Süleyman; Sade, Bayram; Topal, Ali; Akgün, Necdet; Gezgin, Sait; Hakkı, Erdoğan Eşref; Babaoğlu, MehmetCereals are sensitive to micronutrient problems. Central Anatolian soils show great variation with respect to both deficiency and toxicity of boron (B). Hence, screening of major wheat cultivars grown in the region with respect to their sensitivity to B is of great importance for the area. Six durum (Triticum durum L. cvs. Kiziltan-91, Ç-1252, Selçuklu-97, Kunduru- 1 149, Yilmaz-98 and Çakmak-79) and 6 bread (Triticum aestivum L. cvs., Gün-91, Kinaci-97, Gölksu-99, Türkmen, Bezostaja-1 and Sultan-95) wheat cultivars were studied in field experiments for their responses to B application when grown in soils low in extractable B (0.19 mg 8 kg-1) during the 2000-2001 and 2001-2002 growing seasons. Agronomic characteristics such as grain yield, sterility, number of grains per spike, number of spikes per m2, thousand kernel weight and flag leaf B concentration were investigated as affected by the application of 3 kg B ha-1 as a spray of boric acid (H3BO3,) to soil. Agronomic characteristics of bread and durum wheat cultivars varied remarkably with the application of B, its deficiency in the soil, and seasonal conditions. B application increased the grain yield by 9.6% on average in durum wheat and by 10.9% in bread wheat. Kiziltan-91 and Yilmaz-98 among durum wheat cultivars, and Gün-91 and Bezostaja-1 among bread wheat cultivars were the most sensitive to B deficiency having the highest grain yields when treated with B. On the other hand, Ç-1252 and Çakmak-79 (durum wheat), Kinaci-97 and Sultan-95 (bread wheat) showed tolerance to B deficiency since their high yield capacities were not affected by B deficiency. This study revealed that B deficiency can depress the yield in cereals to a great extent. Soil B analyses before the cultivation of cereals are, therefore, required to prevent yield losses. In addition, cultivars showing tolerance to B deficiency can be used in breeding programs aiming at the development of B-efficient cultivars.Öğe Studies on Differential Response of Spring Canola Cultivars to Boron Toxicity(TAYLOR & FRANCIS INC, 2010) Öztürk, Ömür; Soylu, Süleyman; Ada, Rahim; Gezgin, Sait; Babaoğlu, MehmetAlthough many states recommend boron (B) fertilizer for many field crops, information about B toxicity of canola is lacking. This experiment was carried out at Central Anatolia, Turkey from 2002 to 2003, to determine genotypic range in B efficiency of eight spring canola cultivars, to identify the B-inefficient cultivars and to identify specific responses. The cultivars were grown under B moderate deficiency (extractable B 0.56 mg kg-1) and toxic B applied (15 kg B ha-1) conditions. According to the results, seed yield varied significantly among the cultivars and B application decreased the seed yield by 31% on average. Also, toxic B application reduced protein and oil contents similar to seed yield, and increased leaf B concentration in all varieties. This study has shown that leaf B concentration has increased considerably when B is applied to Pactol and Star cultivars, but seed yield of +B and -B has not shown significantly a change. It is possible to say that Star and Pactolwhich have not been affected by the toxic B applicationare genotypes that are tolerant to B toxicity and may be cultivated at B toxic lands.Öğe Yield and yield attributes of durum wheat genotypes as affected by boron application in boron-dericient calcareous soils: An evaluation of major Turkish genotypes for boron efficiency(TAYLOR & FRANCIS INC, 2004) Soylu, Süleyman; Topal, Ali; Sade, Bayram; Akgün, Necdet; Gezgin, Sait; Babaoğlu, MehmetField studies were conducted to determine yield and yield attributes of six durum wheat (Triticum durum Desf.) genotypes namely; Kiziltan-91, C-1252, Selcuklu-97, Kunduru-1149, Yilmaz-98, and Cakmak-79, as affected by applications of different levels of boron (B) (0, 1, 3, and 9 kg B ha(-1) delivered as boric acid, H3BO3) in soils deficient in available B (0.19 mg B kg(-1)) and high in lime (CaCO3) content (20.7%) during two consecutive growing seasons; 2000-2001 and 2001-2002. Agronomic characteristics such as grain yields, spike sterility rates, number of grains per spike, number of spikelets per spike, number of spikes per in, grain weight per spike, thousand grain weights, test weights, and flag leaf B concentration were investigated. Grain yields in all genotypes were significantly increased by B applications compared to the control. Applications of 1 and 3 kg B ha(-1) increased yield an average of 11 and 9% respectively, while 9 kg B ha(-1) resulted in lower overall yield increase (7%). Genotypes studied have shown significant variations with respect to their responses to additional B. Kunduru-1149 and Cakmak-79 gave the highest grain yield (4080 and 4315 kg ha(-1) respectively) at 1 kg B ha(-1), whereas Kiziltan-91 and Yilmaz-98 yielded best (4475 and 5010 kg ha(-1) respectively) at 3 kg B ha(-1). Interestingly, other two genotypes, C-1252 and Selcuklu-97, reached to the highest level of grain yield (4320 and 4360 kg ha(-1) respectively) at the highest B level (9 kg ha(-1)). Yield attributes also showed significant variations with respect to their responses to B application. Kiziltan-91 and Kunduru- 1149 appeared to have high sensitivity to B deficiency. On the other hand, Cakmak-79 and Selcuklu-97 were B deficiency tolerant genotypes. The study clearly showed that B deficiency could result in significant yield losses in durum wheat under experimental conditions tested. Hence, B contents of soils for the cultivation of durum wheat should be analyzed in advance to devoid of yield losses. Plant tissue analyses can also result in grain yield predictions. Genotypes proven as tolerant/sensitive to high/low B levels may offer valuable genetic materials for use in B-related breeding programs. Considering relationships between flag leaf B concentrations and grain yield, it was clear that when climatic conditions (second year) suit wheat cultivation, B application in B-deficient soils can make profound contributions to grain yield in wheat compared to adverse climatic conditions (first year). Clear positive contribution of B application to grain yield in durum wheat can be more evident under better climatic conditions.