Yazar "Tekin, Cemile" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bosna-Hersek kaynaklarına göre Yugoslavya'nın dağılmasından sonra Bosna-Hersek Federasyonu'nun kurulması(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011-06-10) Tekin, Cemile; Çalık, RamazanBosna-Hersek bölgesinde ilk devlet XII. Yüzyılda Bosna Krallığı adıyla kurulmuştur. Osmanlıların XIV. ve XV. Yüzyıllarda fetihler sonucunda Krallık yıkılmış; bundan itibaren XIX. Yüzyıl ortalarına kadar Bosna toprakları Osmanlı idaresinde kalmıştır. Daha sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun işgaline uğramış; I. Dünya Savaşı'ndan sonra Yugoslavya Krallığı kurulmuştur. 1945'te Tito önderliğinde Yugoslavya Federal Cumhuriyeti kurulmuş; bu dönem 1990'da sona ermiştir. Yugoslavya'nın dağılmasından sonra Alija Izetbegovi? önderliğinde Bosna-Hersek Cumhuriyeti kurulmuştur. Başkanlığı yaptığı Demokratik Eylem Partisi genel başkanı olarak girdiği 1991'de cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bosna-Hersek Devleti kurulup kısa sürede birçok devlet tarafından tanınınca, Avrupa'nın ortasında bir İslam devleti görmek istemeyen Sırplar, Boşnaklara 1992'de savaş açmış, çok sayıda insan bu savaşta katledilmiştir. Bosna savaşı, ABD ve AB ülkelerinin müdahaleleriyle 1995'te NATO aracılığıyla durdurulmuştur. 14 Aralık 1995'te Bosna; Sırp ve Hırvat liderlerinin koydukları imzalarla Dayton Barış Antlaşması yürürlüğe girmiştir. Bu antlaşma ile Bosna-Hersek Devleti resmen kurulmuştur. Bosna-Hersek Devleti'ni üç etnik grup oluşturmaktadır. Boşnak, Sırp ve Hırvatlar, kantonlar halinde devlete ortak olmaktadırlar. Dayton, savaşı durdurmuş, ancak çok uluslu Bosna-Hersek Devleti'nin problemleri sona ermemiştir. AB'ne çalışmaları devam etmektedir. Bu çerçevede yapılacak reformlar sonucu Bosna-Hersek Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak dünya ulusları arasında yerini alacaktır.Öğe Yugoslavya’dan Türkiye’ye Göçlerin Nedenleri(1950-1958)(Selçuk Üniversitesi, 2018) Tekin, CemileOsmanlı döneminde “Müslümanlar”ın, Cumhuriyet döneminde ise “Türk soyundan olan veya Türk kültürüne bağlı bulunanların”, Türkiye’ye Balkanlar’dan zorunlu göçlerinin başlıca benimsenen nedenleri; soykırımlar, saldırılar, harpler, yağmalar, baskı ve ayrımlar, sürgünler ve zorla asimilasyonlar, açıkçası cana, mala, namusa, dinî veya millî kimliğe saldırılardır. Yukarıdaki amiller dolayısıyla göç hareketlerine sahne olunan bölgelerden biri de Balkanlar’daki “Yugoslavya-Makedonya” topraklarıdır. Yugoslavya’nın kendi içinde ve bu ülkenin diğer Balkan toprakları arasında, kısmen de Anadolu yönünde ilk göç hareketi, “93 Harbi” adı verilen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşıyla başlamıştır. 1912-1913 Balkan Savaşı’yla devam etmiş, 1923- 1951 döneminde fert ve aile düzeyinde, 1952-1967 yılları arasında kitlesel, 1968-1996 arasında da yine fert ve aile düzeyinde Anadolu toprakları yönünde gerçekleşmiştir. Yugoslavya’dan Türkiye’ye göçün artması, aslında Yugoslav idarecilerinin gönülden arzuladıkları bir gelişmeydi. Özellikle Türk asıllıların çoğunlukta olan Makedonya bölgesinden göçlerinin hızlandırılması, bu bölgeden Türklerin temizlenmesi amacını taşımaktaydı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının (1923) hemen arkasından buraya göçler devam etmiş; Yugoslavya’dan göç olayı 1990’lı yıllara kadar sürmüştür. 1950-1958 yılları arasındaki göçlerde “serbest göçmen statüsünde gelen muhacirlere misafirperver Türk insanı, tüm maddi sıkıntılarına rağmen kucak açmış; onların normal hayata geçmeleri için yardım etmişlerdir. Yugoslavya’da çok sıkıntı çeken Müslümanlar, 1950-1958 döneminde Türkiye’ye geldiklerinde uyum problemi yaşamışlar; özellikle yiyecek içecek ile örf, âdet ve dil konusunda bir süre farklı şekillerde hareket etmişlerdir. Zaman içinde intibak eden Yugoslav muhacirleri, bugün yerli halkın imkânlarından fazlasına sahip oldukları için müreffeh bir hayat yaşamaktadırlar.