Yazar "Tepekaya, Muzaffer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bi?ri?nci? Dünya Savaşı Esnasında Anadolu’daki? Salgın Hastalıklar ve Ermeni?ler(Selçuk Üniversitesi, 2006) Çalık, Ramazan; Tepekaya, MuzafferSavaş ortamlarının getirdiği en büyük olumsuzluklardan biri bulaşıcı hastalıklardır. Osmanlı Devleti, başta Balkan Savaşları olmak üzere Birinci Dünya Savaşı esnasında da savaşın yanında bulaşıcı hastalıklarla da mücadele etmek zorunda kalmıştır. Balkan Savaşları’ndan sonra Anadolu’ya göçlerin fazlalaşmasıyla birlikte Birinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu’da ve diğer cephelerde kolera, tifüs, veba, frengi vs. gibi salgın hastalıklar yaygınlaşmıştır. Bulaşıcı hastalıklar sadece cephedeki askerleri değil, sivil halkı da çok etkilemiştir. Zira sivil halk arasında salgın hastalıklardan ölümler, yine hastalıklar dolayısıyla cephede hayatını kaybeden askerlerin sayısından fazladır. Anadolu’da Türkler ve Müslümanlarla birlikte Ermeniler de salgın hastalıklardan dolayı büyük sıkıntılar çekmişlerdir. Özellikle göç yollarında ve Halep’e göç ettirilen Ermenilerden çok sayıda ölenler olmuştur. Devlet hastalıklardan ölümleri önlemek için bütün imkânlarını seferber ettiyse de çok başarılı olamamıştır. Ayrıca, hastalıklardan sadece cephede bulunan asker ve sivil halk değil diğer devletlerin temsilcileri arasından da hayatlarını kaybedenlerin olduğu görülmektedir.Öğe Hilâl-İ Ahmer Hanımlar Merkezinin Kuruluşu ve Faaliyetleri (1877-1923)(Selçuk Üniversitesi, 2003) Tepekaya, Muzaffer; Kaplan, LeylaOsmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti bünyesinde 20 Mart 1912 tarihinde “Osmanlı Hilâl-i Ahmer Hanımlar Merkezi” kurulmuştur. Kurulan bu teşkilatla kadınlar etkili bir şekilde Hilâl-i Ahmer faaliyetlerine katılmışlardır. Kuruluşundan itibaren cephede savaşan askerlere, yaralı ve hastalara, kimsesizlere ve bakıma muhtaç olanlara, şehit ve asker ailelerine göçmenlere, esirlere yardım eden Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi, bu faaliyetlerini bağış kampanyalarının yanı sıra, aşhane, çayhane, hastane, dispanser, sanat evi, atölyeler, nekahet-hane, gibi kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Osmanlı Devleti’ni sona erdiren 24 Temmuz 1923 Lozan siyasi antlaşmasının imzalanmasından sonra yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde de faaliyetlerine devam eden dernek Yunanistan’la yapılan Türkiye Rum mübadelesinde önemli görevler üstlenmiştir. Mübadele ile gelen göçmenlerin sağlık, giyim ihtiyaçlarının karşılanması, yerleşecekleri yerlere nakilleri, hastalarının bakımı ve sağlık bilgilerinin verilmesinde başarıyla görev yapmıştır. Cumhuriyetin ilânından sonra “Cumhuriyet Vatandaşı” kimliği oluşturmak için yapılan çalışmalara katılan ve yenilikleri Türk toplumuna benimsetmede önemli görevler yerine getiren Hilâl-i Ahmer Kadınları “Cumhuriyet Kadını” kimliğini benimseterek bunun yaygınlaştırılmasında başarıyla çalışmıştır. Yardım faaliyetleriyle birlikte peş peşe gerçekleştirilen inkılapları destekleyen derneğin çalışmalarına dönemin gazetelerinde sıkca rastlanılmaktadır