Yazar "Tuncay, İbrahim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The effect of hyaluronan combined with microfracture on the treatment of chondral defects: An experimental study in a rabbit model(2013) Tuncay, İbrahim; Erkoçak, Ömer Faruk; Acar, Mehmet Ali; Toy, HaticeBecause articular hyaline cartilage has low potential for regeneration, numerous methods and techniques have been proposed to induce the reparation process. Microfracture is a convenient procedure for this purpose. However, the quality of the new cartilage after microfracture is still not as proper as original. In this experimental study, we used microfracture in combination with intraarticular application of hyaluronan in rabbit knee articular defect. Bilateral knee arthrotomies, chondral defects, and microfracture were created on each intercondylar notch in thirty rabbits. Rabbits received intraarticular injections of hyaluronan once a week for 3 weeks in the right knee, started from 1 week after injury. The left knees, which served as controls, were injected with normal saline. Biopsy was taken from both knees at the 4th and 6th weeks. In comparison with the control group, after 6 weeks we observed a higher potential for healing in the experimental group, with thicker and more organized repair tissue filling the defect. The current study reveals that application of hyaluronan after the microfracture might be beneficial in inducing articular cartilage defect reparation. © 2012 Springer-Verlag.Öğe Enfeksiyon Sekeli Tedavisinde Unilateral Eksternal Fiksatör ile Diz Artrodezi(2008) Eralp, Levent; Kocaoğlu, Mehmet; Tuncay, İbrahim; Bilen, F. Erkal; Samir, Shady ElbeshryAmaç: Diz bölgesinin septik sekellerinin tedavisinde monolateral eksternal fiksatör kullanılarak yapılan artrodez tekniğinin sonuçları değerlendirildi. Çalışma planı: Monolateral eksternal fiksatör kullanılarak diz artrodezi uygulanan 11 hasta (4 erkek, 11 kadın; ort. yaş 60; dağılım 29-75) geriye dönük olarak değerlendirildi. Altı hastada enfekte total diz protezi, dört hastada septik artrit sekeli, bir hastada enfekte distal femur modüler tümör protezi vardı. Aktif enfeksiyon bulunan sekiz hastanın yedisinde artrodez, debridman, antibiyotikli çimento uygulaması (n6) ve parenteral antibiyoterapi ile enfeksiyon klinik ve laboratuvar bulguları tamamen kaybolduktan sonra uygulandı. Femur ve tibiada kanayan geniş bir kemik yüzeyi oluşturmak için total diz protezi uygulama setindeki rezeksiyon kızakları kullanıldı. Biplanar veya uniplanar monolateral eksternal fiksasyon ortalama sekiz ay (dağılım 5-12 ay) uygulandı. Hastalar ortalama 28 ay (dağılım 7-69 ay) izlendi. Komplikasyonların değerlendirilmesi için Paley sınıflaması kullanıldı. Sonuçlar: Tüm hastalarda eksternal fiksasyon sonunda füzyon elde edildi. Enfeksiyon nüksü görülmedi. Hiçbir hastada artrodez tekniğinden kaynaklanan istenmeyen kısalık görülmedi. Geniş tümör rezeksiyonu nedeniyle belirgin kısalık oluşan ve artrodezden sonra uzatma uygulanan bir hasta dışında, tüm hastalar desteksiz yürüyebildi. Enfekte total diz protezi olan bir hastada kısalık 3 cm bulunurken, geri kalan hastalarda 1-2 cm arasında (ort. 1.4 cm) değişiyordu. Beş hastada görülen çivi dibi enfeksiyonu oral antibiyotik ve yara bakımı ile başarıyla tedavi edildi. Çıkarımlar: Monolateral fiksatör ile uygulanan diz artrodezinin füzyon oranı yüksek, komplikasyonları daha azdır; bu yöntem, sirküler eksternal fiksatörlere göre daha konforlu bir tedavi seçeneği oluşturmaktadır.Öğe Gelişimsel Kalça Displazisi Cerrahisi Sonrası İntra-Artiküler K Telinin Karşı Pelvise Migrasyonu: Olgu Sunumu(2010) Yurtçu, Müslim; Şenaran, Hakan; Türk, Hakan H.; Abasıyanık, Adnan; Tuncay, İbrahimSorunlu gelişimsel kalça displazisi (GKD) vakalarında, femur başının transartiküler olarak K teli ile asetabuluma tespit edilmesi seyrek olarak uygulanan bir cerrahi yöntemdir. Bu yazıda, GKD tedavisi sonrası semptom olmaksızın K telinin pelvis içine transveziküler migrasyonu tespit edilen çocuk hasta sunulmaktadır. Çift taraşı GKD nedeniyle 4 yıl önce çok sayıda operasyon geçiren 8 yaşındaki kız hasta, aksayarak yürüme şikayeti ile ortopedi polikliniğine başvurdu. Her iki kalçanın hareket açıklığı iyi idi. Pelvis radyografisinde, her iki kalça arasında köprü gibi uzanan intrapelvik K teli tespit edildi. Hastanın önceki ameliyatlar sonrası ürogenital ve intestinal sistemlerle ilgili şikayetinin olmadığı belirlendi. Pediatrik cerrahi işbirliği ile K telinin çıkarılması planlandı. Sistoskopide K telinin mesane içinden geçtiği görüldü. Laparotomide K teli ortadan kesildi ve vücuttan çıkarıldı. Hasta taburcu edildi ve postoperatif şikayeti olmadı. K telinin vücutta bırakılması durumunda migrasyon riski yüksektir. Muhtemel komplikasyonların önlenmesi için K telinin postoperatif dönemde erken çıkarılması planlanmalıdır.Öğe Linburg-Comstock anomaly in musicians(ELSEVIER SCI LTD, 2006) Karalezli, Nazım; Karaköse, Serdar; Haykır, Rahime; Yağışan, Nihan; Kaçıra, Burkay Kutluhan; Tuncay, İbrahimAnomalous tendon connections from the flexor pollicis longus to the index finger flexor digitorum profundus cause lack of independent excursion of the flexor pollicis Longus, first described in 1979 by Linburg-Comstock. This anatomical variation is potentially problematic for musicians. The purpose of this study was to evaluate the incidence of this anomaly in musicians and to operate on the symptomatic patients with a limited incision with the help of magnetic resonance imaging. We studied the incidence of the anomaly among 136 musician volunteers. A tower incidence rate of the anomaly was determined in this study. One of the symptomatic musicians was operated on and the tendinous connection was excised. Clinical examination of 136 volunteers suggested that the anomaly was present in 13% of the volunteers; unilateral in 9% and bilateral in 4%. Follow-up of the patient who was operated on revealed full pain-free function without any complaint. Surgical treatment although rarely necessary, is simple and effective. (C) 2006 The British Association of Plastic Surgeons. Published by Elsevier Ltd. All rights reserved.Öğe Migration of Intra-Articular K-Wire Into the Contralateral Pelvis After Surgery for Developmental Dysplasia of the Hip: A Case Report(TURKISH ASSOC ORTHOPAEDICS TRAUMATOLOGY, 2010) Yurtçu, Müslim; Şenaran, Hakan; Türk, Hakan H.; Abasıyanık, Adnan; Tuncay, İbrahimTransarticular fixation of femoral head into acetabulum with K-wire is a seldomly used surgical method in difficult cases of developmental dysplasia of the hip (DDH). This paper presents a child with intrapelvic transvesicular migration of a K-wire without any symptoms after treatment of DDH. Eight years old girl who had multiple surgeries 4 years ago due to bilateral DDH applied to the orthopedics clinic with limping. She had good range of motion of both hips. At the pelvis radiograph, there was an intrapelvic K-wire standing between two hemipelvises like a bridge. She did not have any enteral and urological symptoms after the previous operations. We planned to remove the K-wire in cooperation with the pediatric surgery department. On the cystoscopy, K-wire was seen passing through the urinary bladder. Wire was cut at the middle point and taken out of the body by laparotomy. The patient was discharged without any postoperative complications. K-wire retention in the body has high chance of migration. Early postoperative removal of the K-wire is necessary to prevent possible complications.Öğe The olecranon osteotomy provides better outcome than the triceps-lifting approach for the treatment of distal humerus fractures(2014) Elmadağ, Nuh Mehmet; Erdil, Mehmet; Bilsel, Kerem; Acar, Mehmet Ali; Tuncer, Nejat; Tuncay, İbrahimIntroduction: Intra-articular distal humeral fractures can be approached in a variety of ways. The purpose of this study is to evaluate and compare the functional outcomes of two approaches: approach with olecranon osteotomy and triceps-lifting approach for the treatment of intra-articular distal humeral fractures. Methods: This study shows a consecutive series of 54 intra-articular distal humeral fractures of 54 patients who were treated with open reduction and internal fixation with anatomic plating. Lateral plating was performed in 10 (45.5 %) patients, and medial and lateral parallel plating was performed in 12 (54.5 %) patients in olecranon osteotomy group, while lateral plating was performed in 8 (25 %) patients, and medial and lateral parallel plating was performed in 24 (75 %) patients in triceps-lifting group. Results: Mean follow-up was 38.3 months for olecranon osteotomy group and 41.4 months for triceps-lifting group. Functional outcomes according to MAYO elbow score and extension-flexion motion arc values were significantly better in olecranon osteotomy group (p < 0.05). Conclusion: Approach with olecranon osteotomy provided better functional outcomes than triceps-lifting approach. Additionally, intra-articular distal humerus fractures can be safely treated with olecranon osteotomy which provides more control over the elbow joint and better visualisation and allows early postoperative rehabilitation. Level of evidence: IV. © 2012 Springer-Verlag France.