Gastronomi ve Mutfak Sanatları/Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Musevilikte Koşer Yiyecek ve İçecekler Ve Koşer Beslenme Kanunlarının Koşer Gıda Üretimine Potensiyel Etkileri
    (Selçuk Üniversitesi, 2021) Solak, Birsen Bulut
    İlahi dinlerden bir olan Museviliğe göre Koşer, temiz, kirlilikten uzak ve yasak olmayan anlamını taşımaktadır. Koşer beslenme kanunlarının, gıda güvenilirliği üzerine etkileri ve diğer konularla olan ilişkileri ise özel bir öneme sahiptir. Bu nedenle Koşer damgalı gıdaların üretimi, günümüzde artış göstermekte ve gıda sektöründe önemli bir pazar oluşturmaktadır. Koşer gıdaların, gıda güvenliğindeki potansiyel etkisini anlamak içinse bir kişinin Koşer gıdaların nasıl üretildiğinin ve hangi Koşer kurallarına uymanın tüketiciler için ne kadar önemli olduğunu bilmesi gerekmektedir. Belirtilen sebeplerden dolayı, çalışmada öncelikle Museviliğe göre yasak ve yasak sayılmayan gıdalara, hangi özel durumlarda yasak sayılmama durumlarına değinilip, beslenmede uygulanan ‘Koşer beslenme kanunları’ tanımlanmıştır. Musevilikte yemek yeme kurallarına göre, et ile sütlü yiyeceklerin ve/veya et ile balık yiyeceklerinin aynı sofrada yenilip içilmemesiyle ilgili dinen uyulması gereken kurallar bulunmaktadır. Diğer taraftan Musevilikte birtakım hububat ve meyvelerin kutsal olma özelliği de bulunmaktadır. Musevi beslenme kuralları gereği bayram sofralarında ve özel günlerde hangi tür gıdaların kutlama aracı olarak kullanılması hakkında da çalışmada bilgi verilmeye çalışılmıştır. Koşer beslenme kanunlarının kapsamlı olması, okuyuculara derlemedeki bilgi aktarımını kısıtlamıştır. Verilen bu bilgilerin küreselleşen dünyamızda Koşer beslenme kanunlarını uygulamak koşuluyla güvenilir Koşer gıda üretimi ve servisi yapmak gıda üreticileri ve işletmecilerine faydalı olacağı ve farklı bir ışık tutacağı umulmaktadır.
  • Öğe
    Okul Öncesi Eğitim Kurumlarındaki Çocukların Annelerinin Müzik Eğitimine Bakış Açısı
    (Selçuk Üniversitesi, 2012) Özkut, Berna; Kaya, Saibe Özlem; Algan, Gülçin
    Müzik belli bir amaç ve yöntemle, belli bir güzellik anlayışına göre birleştirilmiş seslerden oluşan estetik bir bütündür. Müzik eğitimi ise bireye kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli davranışları kazandırma ya da bireyin müziksel davranışında kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli değişiklikler oluşturması sürecidir. Eğitim; öğretim yolu ile bireylere verilir. Eğitim ve öğretime eşgüdümlü olarak sanat eğitimi ve sanat eğitiminin içinde müzik eğitimi, bireyin düşünme yetisi ve duyu algılarının gelişimini sağlar. Bu bağlamda sanat, dolayısıyla sanatın bir parçası olan müzik, kişilerin eğitiminde son derece önemlidir. Çocukların eğitiminde okul ve öğretmen dışındaki en önemli etken ailedir. Hatta aile kurumu içerisinde de anne en önemli faktör olarak gösterilebilir. Müzik eğitiminde aile desteği önemli olduğundan aileleri çocukların müziksel ilgi ve durumlarıyla ilgili bilinçlendirmek de eğitimcilerin üzerine düşen görevlerdendir. Araştırmalar göstermektedir ki müzik eğitimi çocuğun gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Bunun oluşturulabilmesi de ailelerin müzik eğitimine olumlu bakış açılarına sahip olmasını gerektirir. Bu yüzden annenin müzik eğitimine bakış açısı araştırmanın problemini oluşturmaktadır. Okulöncesi eğitim kurumlarında eğitim alan çocukların annelerinin müzik eğitimi ile ilgili düşüncelerinin ortaya çıkarılması ve okulöncesi dönemde çocukların müziksel gelişiminde annenin rolünün önemine değinilmesi, bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın evrenini, Afyonkarahisar ve Konya il merkezindeki okulöncesi eğitim kurumlarında eğitim alan çocukların anneleri oluşturmaktadır. Araştırma örneklemini Afyonkarahisar il örneğindeki rasgele seçilen 100 anne ile Konya il örneğindeki 100 anne olmak üzere toplam 200 anne oluşturmuştur. Çalışmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Annelere 9 tanesi demografik olmak üzere toplam 24 soru sorulmuştur. Elde edilen veriler SPSS de uygun görülen istatistiksel işlemlere tabi tutularak değerlendirilmiştir. Araştırma sonucuna göre; okulöncesi dönemde, annelerin çoğunluğu (%89.2) çocuklarının müzik yeteneğinin ortaya çıkarılmasını ve geliştirilmesini, ayrıca müzik eğitiminin diğer gelişim alanlarına katkısı olduğunu (Konya’da %59, Afyon’da %41) düşünmektedirler. Genel olarak annelerin, çocuklarının öğreniminde müzik eğitiminin kullanılmasının gerekliliği hakkındaki düşünceleri olumlu yönde çıkmıştır.
  • Öğe
    Film Tourism And Its Impact On Tourism Destination Image
    (Selçuk Üniversitesi, 2022) Ahmed, Yazeed
    This study aims to clarify the depth of the relationship between tourism, and films. In addition to the significant role, that series and films play in revitalizing tourist destinations, increasing tourist demand, and providing tourism services that fulfill the wishes and expectations of the prospective tourist, based on the most important available previous studies. We concluded that films are an important source of information about the formation of the mental image of tourist destinations. The results also revealed some trends of studies, such as the impact of film tourism on tourist destinations as a stimulating marketing tool to increase tourism demand. There are gaps identified in previous studies such as film tourist experiences' impact on host communities. We recommend that future research focus on content rather than media for concept of cinema tourism. To benefit from the experiences and expertise of film tourism and to enhance the cultural construction of this important type of tourism.
  • Öğe
    Impact of Cooking pH Values on the Textural and Chemical Properties for Processed Cheeses with/without the Use of Traditional Village Cheese during Storage
    (KOREAN SOC FOOD SCIENCE ANIMAL RESOURCES, 2019) Bulut-Solak, Birsen; Akin, Nihat
    Processed cheeses (PCs) were made under varying cooking pH values (5.3, 5.4, 5.5, and 5.6) using a processed cheese cooker. Along with emulsifying salts (2.5%), distilled water, NaCl (2%) and a colouring agent under these cooking pH values, the PC samples made with either 100% fresh curd and rennet casein coded processed cheese control (PCC) as control or similar to 70% fresh curd-similar to 30% traditional village cheese coded processed cheese with village cheese (PCv). The main aim of this study was to determine the effect of the varying cooking pH values on the textural properties for the PCv samples compared with the control sample during 90 days of storage. Chemical and textural properties of all PC samples were investigated over time. The chemical compositions of the PC samples (dry matter and ash) increased at d 90 of storage significantly, due to 1-d ripening of all PC samples at ambient temperature in terms of the manufacturing protocol of the cheese. The textural properties of the PC samples were altered by the varying cooking pH values. It may propose that the interactions of the proteins at the cooking pH values during processing and biochemical mechanisms in the cheese systems could likely affect the texture of the PC samples over time. Hardness, gumminess and chewiness values of all PC samples also increased over time (p<0.05). This study is also to give some knowledge on the design of PC manufacture to cheese makers, and a marketing opportunity to local cheese makers who individually make a traditional village cheese in Turkey.
  • Öğe
    Mutfak şeflerinin gastronomi ile ilgili görüşleri: nitel bir araştirma
    (2017) Özkök, Gülçin Algan
    İyi yemek düşkünlüğü, yemekten anlama, yemek bilimi, iyi yemek sanatı gibi anlamlar taşıyan gastronomi hareketlerine olan eğilim günümüzde giderek artmakta ve daha da dikkat çekmektedir. Bu çalışmada, mutfak şeflerinin gastronomi kavramı, eğitimi, turizmdeki yeri, gastronomik etkinlikler ve eğilimler konusundaki görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma deseninde tasarlanan betimsel analizleri içeren araştırmanın verileri, yarı yapılandırılmış görüşme formu ile Konya ve Karaman'da yaşayan, görüşmeyi gönüllü olarak kabul eden yaşları 25-45 arasında 4'ü kadın ve 9'u erkek toplam 13 katılımcıdan yüz-yüze görüşme yöntemiyle elde edilmiştir. Araştırmada mutfak şeflerinin çoğunluğunun gastronomi kavramını bildikleri yargısına ulaşılmıştır. Genel olarak, mutfak şeflerinin çoğunluğunun gastronomi alanında ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde eğitim aldıkları tespit edilmiş olup gastronomi eğitimlerinin yetersiz düzeyde olduğu belirlenmiştir. Gastronomik faaliyetlerde Türk mutfağının tercih edilmediği, Türk mutfağının tanıtımında yanlışlıkların olduğu, yemeklerin orjinalliğine sadık kalınmadığı ve yeni ürün geliştirmede tekniklerin geri bulunduğu sonucuna varılmıştır. Şeflerin gastronomi kavramını bilme ve gastronomik becerilerinin geliştirilmesi için ilgili tüm paydaşaların işbirliği içinde olmalarının yararlı olacağı düşünülmektedir