Sarayönü Meslek Yüksekokulu Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe An Investigation of The Use of Mushrooms in The Research on Environmental Pollution(Selçuk Üniversitesi, 2019) Oden, Muhammed KamilEfforts to eliminate environmental pollution are becoming more and more important. Because, with the rapidly increasing world population and technological developments, natural resources are rapidly being destroyed. In this respect, it is widely believed that 100 years later, human beings will find it difficult to find water and nutrients and environmental pollution will reach serious levels. These environmental impurities are known to be of organic, inorganic and biological origin. In terms of toxic effects, heavy metal group is more prominent. These pollutants can interfere with soil, air and water resources and threaten living things. The most important part of the studies in the prevention of environmental pollution is the cost of plant or application investment, additional consumables and chemical needs, operating costs and toxic effects of the outputs (such as a waste sludge) after treatment. Therefore, the use and investigation of the easier and economical application of natural products in environmental studies is gaining importance. In this study, the usability of fungi growing naturally in environmental pollution prevention studies were investigated. In the literature, some studies have been identified that remove pollutants with mushrooms and their process, fungus and optimization criteria were compared. The achievements were shared with the values and what kind of pollutants were removed. In the light of the information presented in this study, it was observed that parameter “Pleurotus mushroom” species were more preferred in these studies and high pollutant parameter removal was obtained.Öğe Farklı Mantar Türleri Kullanılarak Sentetik Atıksudan Adsorpsiyon Prosesi ile Boya Giderimi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Oden, Muhammed Kamil; Alkan, Sinan; Kaşık, GıyasettinMantarlar diğer organizmalardan farklı bir alem olarak ayrılırlar ve çevre, doğa ve insanlar için çok önemlidirler. Bakterilerle birlikte, organik madde döngüsünde ve doğada ayrışmada önemli bir rol oynamaktadırlar. Ayrıca diğer organizmalar tarafından parçalanamayan malzemeleri de ayrıştırırlar. Mantarlar aynı zamanda iyi bir akümülatör oldukları için çevrelerindeki ağır metalleri, iyonları ve boyaları çekebilirler. Bu çalışmada laboratuvarda Metilen mavisi ile hazırlanan renkli sentetik atıksudan kirletici giderimi için makromantarların kullanımı araştırılmıştır. Çalışmada kullanılan mantar türleri; Pleurotus ostreatus (Jacq.) P. Kumm., Fomes fomentarius (L.) Fr., Agaricus bisporus (J.E. Lange) Imbach, Russula delica Fr., Armillaria mellea (Vahl) P. Kumm., Calvatia gigantea (Batsch) Lloyd’dır. Araştırma kapsamında 1000 mg/L stok Metilen mavisi çözeltisinden elde edilen 50 mg/L başlangıç konsantrasyondaki renkli sentetik atıksu kullanılmıştır. Deneysel araştırma sonucunda 500 mg/50 mL adsorban dozunda 90 dakika temas süresinde yaklaşık %80’in üzerinde metilen mavisi boya giderimi elde edilmiştir. Bu araştırma çalışmasında kullanılan P. ostreatus (M1), F. fomentarius (M2), A. bisporus (M3), R. delica (M4), A. mellea (M5), C. gigantea (M6) mantarlarının hepsi renk gideriminde oldukça başarılı olduğu tespit edilmiştir.Öğe Kısıtlar Teorisine Göre Sanayi İşletmelerinde Çalışanların Motivasyonu ve İşletme Başarısına Etkisi: PVC Üretim İşletmesi Üzerine Bir Uygulama(Selçuk Üniversitesi, 2014) Tekin, Mahmut; Şahin, ŞenolMotivasyon insanları harekete geçiren, onları iş yapmaya ve üretmeye yönelten duygu, düşünce ve dürtülerin bütünü olarak tanımlanabilir. Küreselleşen dünyada, işletmeler rakiplerini geçebilmek ve çok kazanabilmek için, çalışanlarını kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmek zorundadır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, çalışanların potansiyelinden daha fazla yararlanabilmek için, motivasyon konusu daha da önemli hale gelmiştir. İşletmelerde, çalışanları motive etmek ve yönlendirmek zor iştir. Bunun için yöneticilerin becerilerini çok yönlü olarak geliştirmeleri ve çoğu zamanda yorucu bir çaba göstermeleri gerekir. Bir işletmenin başarısı, çalışanların örgütsel amaçlar için istekle çalışmalarına, bilgi, yetenek ve güçlerini tam olarak kullanmalarına bağlıdır Her geçen gün daha çok işletme, motivasyonla ilgili yeni yönetim teorilerini pratiğe geçirmek suretiyle, kârlı sonuçlar elde edebilmektedir. Burada, kurum açısından en büyük kazanç, işletme başarısındaki artıştır. Çalışanları motive edip yönlendirebilen becerikli bir yönetici, işletmenin başarısını, maliyetleri yükseltmeden sadece insan kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak, çarpıcı bir şekilde arttırabilir. İşletmelerin temel amacının kâr elde etmek veya mevcut kârlarını daha da artırmak olduğunu düşünürsek, işletme yönetiminin vereceği kararların da bu yönde olması gerekmektedir. Kısıtlar Teorisi, organizasyonun, hedeflerine ulaşmasını engelleyen kısıtların belirlenmesi ve yönetilmesi anlamına gelmektedir. İşletmenin kâr elde etme amacına ulaşmasını engelleyen her faktör, kısıt olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla Kısıtlar Teorisi, işletme yöneticilerine karar vermeleri aşamasında, yardımcı olabilecek bir yaklaşımdır. İşletmelere yön veren, onların başarısını belirleyen en önemli konulardan birisi çalışanların motivasyonudur. Yapılan araştırmalar, çalışanlarını motive eden işletmelerin, başarı şansının diğer işletmelere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada, PVC sektöründe faaliyet gösteren bir sanayi işletmesinde, Kısıtlar Teorisi’ne göre, çalışanların motivasyon analizi yapılarak, motivasyonun işletme başarısına etkisi araştırılmıştır. Kısıtlar Teorisi her sistemde bir kısıt olduğunu ve sistemin başarısı için bu kısıtın ortadan kaldırılması görüşünü savunur. Çalışmada, çalışanların motivasyonunu kısıtlayan ve işletmenin başarısını olumsuz yönde etkileyen motivasyon kısıt faktörünün belirlenmesi, daha sonra ise iyileştirilebilmesi için, yönetime sunulması amaçlanmaktadır. Kısıtlar Teorisi uygulaması ve gerçekleştirilen araştırma yöntemi açıklanarak, çalışma sonunda elde edilen araştırma bulguları değerlendirilmiştir.Öğe Treatment of CNC industry wastewater by electrocoagulation technology: an application through response surface methodology(TAYLOR & FRANCIS LTD, 2020) Oden, Muhammed Kamil.Removal of COD, and several toxic heavy metals (Cu2+ and Ni2+) from CNC (metalworking fluid) wastewater was investigated using electrocoagulation method (EC) with Fe and Al electrodes. The interaction effects of the current density, reaction time and initial pH were analyzed and were correlated to assess the removal efficiencies for COD, copper, and nickel. Coefficient of determination (R-2) and adjusted R-2 was found to be higher than 96.81% and 92.77; 99.01% and 89.94 for all responses at Fe and Al electrodes, respectively. Removal efficiencies were determined to be 95.72%, 96.03%, 95.22% and 97.11%, 98.51%, 92.49% for COD, copper and nickel at iron and aluminum electrodes, respectively under optimum operating conditions. The operational cost of the EC process for COD, copper, and nickel removal, were found to be 2.54, 3.36, 2.50 euro/m(3) for iron electrode and 7.16, 8.95, 8.50 euro/m(3) for aluminum electrode at optimum conditions, respectively. The results provide that The EC process seems to be an effective treatment method for removing COD and several trace heavy metals from the CNC machine (metalworking fluid) wastewater.Öğe Evaluation of random amplified polymorphic DNA and multiple-locus variable number tandem repeat analyses for Mycoplasma cynos(ELSEVIER SCIENCE BV, 2019) Sakmanoglu, Aslı.; Sayin, Zafer.; Pinarkara, Yasemin.; Uslu, Ali.; Ucan, Uckun Sait.; Erganis, Osman.Mycoplasma spp. can cause diseases of the respiratory system as well as urogenital infections, infertility, and anemia. The members of this genus have a low G + C content compared to other bacteria. Because primers used in the random amplified polymorphic DNA (RAPD) technique are only 10 bp long and have high GC content, this method can be inadequate for genotyping Mycoplasma spp. isolates. The aim of this study was to develop and evaluate multiple-locus variable number tandem repeat analysis (MLVA) and two-primer RAPD (TP-RAPD) procedures for subtyping Mycoplasma cynos isolates. A total of 55 M. cynos isolates obtained from 162 bronchoalveolar lavage fluid samples from shelter and pet dogs were used in this study. Seventy-four tandem repeat regions were detected in the M. cynos genome, and two of these loci were determined to be suitable and used for development of the MLVA scheme. The results of variable number tandem repeat (VNTR) analysis and TP-RAPD-PCR were compared with RAPD-PCR. The discriminatory power of TP-RAPD-PCR (Hunter-Gaston diversity index [HGDI] = 0.84) was higher than those of RAPD-PCR (HGDI = 0.727), VNTR1 (HGDI = 0.8), and VNTR3 (HGDI = 0.757). We observed that the TPRAPD-PCR and MLVA methods provide clearer data and are more successful in determining genetic diversity, in contrast to the RAPD-PCR method for this species.Öğe Assessing heavy metal pollution in the surface soils of central anatolia region of Turkey(NORTH UNIV BAIA MARE, 2019) Horasan, Bilgehan Yabgu.; Arik, Fetullah.Konya is the largest city of Turkey and has been the capital of many civilizations. The current study intends to determine the geochemical characteristics and the distribution of trace elements of soils in an area of approximately 600 km(2) around Konya. Many different types of rocks and younger detricious units are exposed in Konya, formed from the Paleozoic period to the present day. Abandoned Sizma (Konya) mercury deposits and small-sized Pb-Zn-Au enrichments, as well as magnesite, Cr, Fe and Ni enrichments and associated ophiolitic rocks are found in the area. In addition, sites of household wastes, industrial sites, agricultural areas and major highways are in the area. Major components of soils include Al, Fe, Mg, Ca and S, which are 4.43%, 2.43%, 2.44%, 15.56% and 0.20%, respectively. Trace elements include As, Ba, Cr, Cu, Hg, Ni, Pb, Sb, Sr, U, V and Zn, and are 22.31, 400.78, 0.21, 109.97, 20.79, 0.08, 130.68, 21.22, 1.96, 595.41, 2.20, 62.93 and 56.60 ppm respectively. The amounts of As, Cr and Ni in the soils exceed the maximum permissible levels with respect to Turkey, and a majority of other countries. Co, Mo, Pb, Sb and Sr are a health risk in some areas, and essential measures have to be taken to reduce pollution.Öğe Sarayönü İlçe Merkezinde Trafik Kaynaklı Gürültü Kirliliğinin Araştırılması(2019) Oden, Muhammed Kamil; Bilgin, İremBu çalışmada Sarayönü ilçe merkezinin trafik kaynaklı gürültü kirliliği araştırılmıştır. Araştırmakapsamında ilçe merkezinin toplam 44 (kırk dört) adet farklı noktasından gürültü seviyesini belirlemekiçin ölçümler yapılmıştır. Gürültü ölçümleri Tip-2 gürültü ölçüm cihazı ile ilgili standartlar dikkatealınarak gerçekleştirilmiştir. Elde edilen gürültü değerleri ise Leq (dBA) olarak hesaplanmıştır. Çeşitligöstergeler dikkate alınarak hesaplanan yüzde ağırlıklı ses seviyeleri (L 10 , L 90 , L eq ), arka plan gürültüsü(L 90 ) ve tepe değerleri (L 10 ) ile vurgulanmıştır. Meteorolojik parametreler olan sıcaklık, rüzgar hızı venem değerleri de ölçülerek kayıt altına alınmıştır. İlçe merkezinde trafik gürültünün yaşandığı ana caddeüzerinde eşdeğer gürültü ölçüm seviyelerinin sabah 45-103 dBA, öğlen 44-90 dBA ve akşam 39-82 dBAaralığında olduğu belirlenmiştir. Elde edilen ölçüm noktalarındaki ortalama gürültü düzeyleri ÇevreselGürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği (ÇGDYY) ile kıyaslanmıştır. Tüm periyotlarınölçüm ortalamalarına bakıldığında ise 50-70 dBA aralığında olduğu görülmüştür.Öğe Kİimya sektörü işletmelerinde finansal başarısızlığın tahmini(2018) Büyükarıkan, Birkan; Büyükarıkan, UlukanFinansal başarısızlığın tahmini,işletmelerin gelecekleriyle ilgilikararlarına ve yatırım, pazarlama,yönetim, finans ve üretim gibi alanlarayönelik düzenlemelerine yönvermektedir. Bu çalışmanın amacı, Borsaİstanbul’da işlem gören ve kimya sektörü faaliyetgösteren işletmelerin finansal verilerinden eldeedilen oranlardan yararlanılarak regresyon,diskriminant, logit ve probit yöntemler ile finansalbaşarısızlık öngörü modelleri geliştirmektir.Araştırmada kullanılan veriler kimya sektöründefaaliyet gösteren işletmelerin, 2010-2014 malidönemlerindeki finansal tablolarından eldeedilmiştir. Çalışmadan elde edilen finansalbaşarısızlık modelleri sonuçlarına göre tümmodellerin %85’in (Regresyon %86.36, Diskriminat%88.20, Logit %89.1 ve Probit %87.27) üzerindedoğru tahminler gerçekleştirdiği ve sonuçlarınbirbirine yakın olduğu ancak en başarılı tahminmodelinin Logit modeli (%89.1) olduğu ifadeedilebilir.Buna ek olarak Logit modelinin diğer parametriktestlerdeki bazı önkoşullara gereksinimduymamasından ve yüksek oranda doğrusınıflandırma yeteneğine sahip olmasından dolayıkimya sektöründe faaliyet gösteren işletmelerinfinansal başarı durumlarının tespitinde kullanılmasıönerilebilmektedir.Öğe Root biomass distribution with root and shoot development at different growth stages of wild, ancient and modern wheat species(2017) Akman, HayatiThis study was conducted to investigate root and shoot traits of wild, ancient and modern wheat genotypes belonging to 8 different species at long tubes under field weather conditions. It was found significant differences between genotypes with regard to root and shoot traits. The research results indicated that root biomass distribution of genotypes at GS 31 ad GS 69, respectively was found 59.2% and 56.3% in 0-30 cm, 76.7% and 71.9% in 0-60 cm. Modern wheats (Çeşit 1252, Konya 2002) and Triticum vavilovii (ancient wheat) had high root biomass distribution in top soil. In the study, species with AABBDD genomes had higher root length than those with AABB, AABBGG and AA genomes. Triticum dicoccoides, Triticum timopheevii and Triticum monococcum had lower values than other genotypes in terms of root length, crown root number, root biomass, shoot biomass and plant height at both growth stages (GS 31 and GS 69), while Triticum vavilovii and Triticum spelta (hexaploid) took part in the front. Accordingly, Triticum vavilovii and Triticum spelta may be used in breeding programs to improve new modern cultivars with high root and shoot traits.Öğe Batı anadolu kaynaklı bal kabağı (cucurbita moschata duchesne) genotiplerinin bazı meyve özellikleri(2017) Babaoğlu, Dursun; Türkmen, ÖnderÇalışma ile Batı Anadolu'daki 28 ilden derlenen 45 adet yerelBal Kabağı (Cucurbita moschata Duchesne) genotipinin morfolojik karakterizasyonu ve saflaştırılması amacıyla her genotipten 20 ocak olacak şekilde 13.06.2013 tarihinde Konya Altınekin ilçesinde tekerrürsüz olarak tohum ekimi gerçekleştirilmiş 15 bitkide morfolojik karakterizasyon amaçlı gözlemler alınmıştır. Genotiplerin meyve eni, meyve boyu, meyve sap çapı, meyve sap uzunluğu, dilim sayısı, kabuk kalınlığı, meyve eti kalınlığı, SÇKM, çekirdek evi uzunluğu, lif oranı, ortalamaları sırasıyla; 25.74 cm, 29.38 cm, 16.71 mm, 64.21 mm, 9.38 adet/meyve, 3.07 mm, 36.17 mm, 6.6 briks, 147.46 mm, %3.74 olarak bulunmuştur. Genotiplerinin %84.44'ünde meyve boyun kısmında eğrilik görülmemiş, meyve şekli %37.78'inde oval, %33.33'ünde armudi, %13.33'ünde golf sopası, %8.89'unda beyzi, %6.67'sinde küre olarak bulunmuştur. Genotiplerin %93.33'ü (42 adet genotip) dilimli tespit edilirken meyve rengi %68.89'unda turuncu, %31.11'inde sarı olarak bulunmuştur. Genotiplerin % 24.44'ünde kabuk ikinci rengi yeşil iken, % 75.56' sında kabuk ikinci rengi gözlenmemiştir. Genotipler meyve parlaklığı bakımından %31.11'i orta, %35.56'sı mat ve %33.33'ü parlak olarak bulunurken, et rengi %46.51'inde kırmızıya yakın turuncu, %53.49'unda turuncu olarak tespit edilmiştirÖğe Pirina kullanılarak adsorpsiyon prosesinde renk giderimi(2017) Öden, Muhammed Kamil; Şahinkaya, Serkan; Küçükçongar, SezenZeytin ve zeytinyağı özellikle Akdeniz ülkelerinde üretilen önemli tarım ürünleridir. Türkiye'de Ege, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde zeytin ağacı yetiştirilmektedir. Bu kadar geniş bir uygulama sahasına sahip olan zeytin endüstrisinin faaliyetleri sırasında oluşan bazı üretim atıkları bulunmaktadır. Zeytin ağacı yetiştirme sırasında her ağacın yıllık yaklaşık 25 kg'a kadar yan ürün (çerçöp, dal, yaprak vb.) oluşturduğu tahmin edilmektedir. Zeytin atığı ürünlerinin tip ve miktarı üretim teknolojileri ve çalışma verimliliğine göre değişim göstermektedir. Zeytinin ağaçtan toplanıp zeytinyağı elde edilene kadar geçen süreçte elde edilen zeytin yaprakları, dalları, pirina ve karasu temel yan ürünlerdir. Endüstriyel faaliyet sırasında ise çekirdek, kabuk ve posa gibi materyalleri içeren atığa da pirina denilmektedir. Yağ ekstrakte edilirken uygulanan prosedüre göre elde edilen pirinanın da nem ve yağ içeriği değişmektedir. Deneylerde ise kuru halde hazırlanmış pirina kullanılmıştır.Bu çalışmada laboratuvar ortamında hazırlanan Everzol Yellow 3RS içeren sentetik atıksudan adsorban madde olarak zeytin atığı (pirina) kullanılarak renk giderimi araştırılmıştır. Adsorbanın etkinliğini kanıtlayabilmek üzere süreye, doza, hıza, sıcaklığa ve pH'ya bağlı olarak optimum denge şartları belirlenmiştir. Adsorpsiyon işlemleri neticesinde 150 dakika temas süresi, 250 rpm karıştırma hızı, pH 7,5 ve 25 0C sıcaklık değerlerinde adsorban/boya oranı olarak 0,6 g/250 mL (%80'nin üzerinde giderim) elde edilmiştirÖğe An investigation into the environmental sensitivity and awareness level-a case study of sarayönü district, Konya(2015) Öden, Muhammed Kamil; Küçükçongar, Sezen; Gök, ZehraThe purpose of this study is to determine the environmental sensitivity and awareness level of the inhabitants in Konya, Sarayönü districts. In todays world, the environment is rapidly being polluted and pollution rate is being increased by human beings. In this regards, the viewpoints of Sarayönü people on the environment and environmental elements are revealed. For this purpose, a research include variables such as gender, age, job and education level was carried out by using a questionnaire made up of 16 questions. The questionnaire was applied to 314 males and 286 females, totaling 600 participants. The research serves to raise an awareness of environment and environmental sensitivity. The findings showed that the people in Sarayönü have a high level of environmental sensitivity. Females tended to reflect a higher level of sensivitiy to the environment than males. The participants opted for air pollution as being the most important environmental element among the air, water, soil etc. pollution.Öğe Identifying High Yielding Stable Winter Wheat Genotypes for Irrigated Environments in Central and West Asia(Springer, 2010) Sharma, Ram C.; Morgounov, Alexei I.; Braun, Hans J.; Akın, Beyhan; Keser, Mesut; Bedoshvili, David; Bağcı, Ahmet; Martius, Christopher; Ginkel, Maarten vanImproved winter wheat (Triticum aestivum L.) cultivars are needed for the diverse environments in Central and West Asia to improve rural livelihoods. This study was conducted to determine the performance of elite winter wheat breeding lines developed by the International Winter Wheat Improvement Program (IWWIP), to analyze their stability across diverse environments, and to identify superior genotypes that could be valuable for winter wheat improvement or varietal release. One hundred and one advanced winter wheat breeding lines and four check cultivars were tested over a 5-year period (2004-2008). Grain yield and agronomic traits were analyzed. Stability and genotypic superiority for grain yield were determined using genotype and genotype x environment (GGE) biplot analysis. The experimental genotypes showed high levels of grain yield in each year, with mean values ranging from 3.9 to 6.7 t ha(-1). A set of 25 experimental genotypes was identified. These were either equal or superior to the best check based on their high mean yield and stability across environments as assessed by the GGE biplot analysis. The more stable high yielding genotypes were ID800994.W/Falke, Agri/Nac//Attila, ID800994W/Vee//F900K/3/Pony/Opata, AU//YT542/N10B/3/II8260/4/JI/Hys/5/Yunnat Esskiy/6/KS82W409/Spn and F130-L-1-12/MV12. The superior genotypes also had acceptable maturity, plant height and 1,000-kernel weight. Among the superior lines, Agri/Nac//Attila and Shark/F4105W2.1 have already been proposed for release in Kyrgyzstan and Georgia, respectively. The findings provide information on wide adaptation of the internationally important winter wheat genotypes, and demonstrate that the IWWIP program is enriching the germplasm base in the region with superior winter wheat genotypes to the benefit of national and international winter wheat improvement programs.Öğe Effects of Some Humidity and Iba Hormone Dose Applications on Rooting of M9 Apple Clonal Rootstock Softwood Top Cuttings(Academic Journals, 2010) Ersoy, Nilda; Kalyoncu, I. H.; Aydın, Metin; Yılmaz, M.In this study, softwood cuttings were taken from M9 dwarf apple rootstocks in early June. Different indole-3-butyric acid (IBA) concentrations [0 (control), 500, 1500, 2500 and 3500 ppm], different air humidity levels (85 - 90%, 95-100%) and rooting media of perlite effects on rooting capability and root formation of M9 apple rootstock cuttings were examined. All the cuttings remained alive. The highest ratio of cutting callus formation was found in control group (58%) in 95 - 100% humidity level and 2500 ppm IBA hormone dose application in 85 - 90% humidity level. The highest rooting ratio was obtained from control group (46%) in 95 - 100% humidity level; the lowest one was 3500 ppm IBA dose application (17%) in 85 - 90% relative humidity level. The highest rooting surface lenght was found in 1500 ppm hormone dose (0.53 cm) in 95 - 100% and 2500 ppm IBA dose application (0.42 cm) in 85 90% humidity level. With respect to root numbers, the highest value was from 1500 ppm IBA application (1.29 number/cutting) in 95 - 100% relative humidity, and 500 and 2500 ppm IBA doses (1.04 number/cutting) in 85 - 90% relative humidity level. The longest root was obtained from control group (2.03 cm) in 95 - 100% humidity level and 500 ppm IBA hormone dose (1.80 cm) in 85 - 90% humidity level. The shortest root was obtained from 1500 ppm IBA hormone application (0.79 cm) and control group (0.88 cm) in 95 - 100% humidity level. The highest root branching value was obtained from 1500 ppm hormone dose application (0.88 number/cutting) in 95 - 100% humidity level.Öğe Bazı Et Ürünlerinde E. Coli 0157:H7 Varlığının Araştırılması(2010) Balpetek, Duygu; Gürbüz, ÜmitAmaç: Tüketime sunulan bazı et ürünlerinde E. coli 0157:H7 varlığı araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Konya ilinde faaliyet gösteren market, kasap ve diğer satış noktalarından satın alınan sucuk, sosis, hamburger, İnegöl köfte, pastırma, kıyma ve kanatlı göğüs ve but etleri kullanıldı. Toplam 173 numune koliform bakteri, E. coli ve E. coli O157:H7 yönünden incelendi. Bulgular: Araştırmada analize alınan dondurulmuş ve soğutulmuş hamburger ve inegöl köfteler ile sucuk, sosis, salam, kanatlı göğüs, but etleri ile kıymalarda ortalama olarak sırasıyla 3.13;3.75;4.44; 5.10; 3.44; 1.85; 3.11; 3.14 ve 4.28 log10 kob/g koliform bakterisi tespit edildi. Analize alınan numunelerde E.coli bakteri sayısı 1.15-3.17 log10 kob/g arasında bulunmuş ve istatistiksel açıdan önemli düzeyde farklılıklar (p<0.05) tespit edilmiştir. Sosis, salam ve pastırma numunelerinde ise üreme tespit edilememiştir. En düşük değerlere kanatlı but numunelerinin (1.15 log10 kob/g), en yüksek değerlere ise kıyma numunelerinin (3.17 log10 kob/g) sahip olduğu gözlemlendi. Bu araştırmada analize alınan örneklerden, kıymaların 4 tanesinde E. coli O157 (%11.1), 2 tanesinde E. coli O157:H7 (%8.1) ve soğutulmuş hamburger köftelerinin bir tanesinde E. coli O157 ve E. coli O157:H7 (%4.34) üremesi tespit edildi. Öneri: Kıyma ve soğutulmuş hamburger köftelerinde E. coli O157 ve E. coli O157:H7’nin belirlenmesi bu ürünlerin mikrobiyolojik nitelikler yönünden düşük kalitede olduğu ve halk sağlığını tehdit edebileceği kanaatine varıldı.Öğe Concentration and Localization of Zinc During Seed Development and Germination in Wheat(Wıley, 2006) Öztürk, Levent; Yazıcı, Mustafa Atilla; Yücel, Cemal; Torun, Ayfer; Çekiç, Cemal; Bağcı, Ahmet; Özkan, Hakan; Braun, Hans Joachim; Sayers, Zehra; Çakmak, İsmailIn a field experiment, the effect of foliar Zn applications on the concentration of Zn in seeds of a bread wheat cultivar (Triticum aestivum L. cv. Balatilla) was studied during different stages of seed development. In addition, a staining method using clithizone (DTZ: diphenyl thiocarbazone) was applied to (1) study the localization of Zn in seeds, (2) follow the remobilization of Zn during germination, and (3) develop a rapid visual Zn screening method for seed and flour samples. In all seed development stages, foliar Zn treatments were effective in increasing seed Zn concentration. The highest Zn concentration in the seeds was found in the first stage of seed development (around the early milk stage); after this, seed Zn concentration gradually decreased until maturity. When reacting with Zn, DTZ forms a red-colored complex. The DTZ staining of seed samples revealed that Zn is predominantly located in the embryo and aleurone parts of the seeds. After 36 h of germination, the coleoptile and roots that emerged from seeds showed very intensive red color formation and had Zn concentrations up to 200 mg kg(-1), indicating a substantial remobilization of Zn from seed pools into the developing roots (radicle) and coleoptile. The DTZ staining method seems to be useful in ranking flour samples for their Zn concentrations. There was a close relationship between the seed Zn concentrations and spectral absorbance of the methanol extracts of the flour samples stained with DTZ. The results suggest that 0) accumulation of Zn in seeds is particularly high during early seed development, (2) Zn is concentrated in the embryo and aleurone parts, and (3) the DTZ staining method can be used as a rapid, semiquantitative method to estimate Zn concentrations of flour and seed samples and to screen genotypes for their Zn concentrations in seeds.Öğe Stress Intensity Factors for a Penny-shaped Crack in a Transversely Isotropic Layer Bonded Between Two Isotropic Half Spaces(Wiley-v C H Verlag Gmbh, 2003) Ataberk, NecatiIn this paper, a problem in an elastic-perfectly plastic dissimilar layered medium is considered. It is assumed that a transversely isotropic layer is sandwiched between two isotropic semi-infinite half spaces, and contains a penny-shaped crack located in its mid-plane. The problem is formulated by using integral transform technique under uniform load and reduced to a singular integral equation. This integral equation is solved numerically by using Gaussian Quadrature Formulae. Stress intensity factors are given for various penny-shaped crack sizes and transversely isotropic materials.Öğe Stress Intensity Factors for a Ring- Shaped Crack in a Transversely Isotropic Thick Layer(2003) Ataberk, Necati; Uyaner, Mesut; Avcı, AhmetThe problem of a ring-shaped crack in an infinitely long thick layer was considered in this study. The problem was formulated for a transversely isotropic material by using integral transform technique under uniform load. Due to the geometry of the configuration, Hankel integral transform technique was chosen and the problem was reduced to a singular integral equation. This integral equation was solved numerically by using Gaussian Quadrature Formulae and the values were evaluated for discrete points. Stress intensity factors were obtained by using these values. They were tabulated for various ring-shaped crack sizes and transversely isotropic materials.Öğe Plastic Zones for a Penny-shaped Crack in a Transversely Isotropic Layer Bonded Between Two Isotropic Half Spaces(GAUTHIER-VILLARS/EDITIONS ELSEVIER, 2002) Uyaner, Mesut; Ataberk, Necati; Avcı, A.In this paper, a problem in an elastic-perfectly plastic dissimilar layered medium is considered. It is assumed that a transversely isotropic layer is sandwiched between two isotropic semi-infinite half spaces, and contains a penny-shaped crack located in its mid-plane. The problem is formulated by using integral transform technique under uniform load and reduced to a singular integral equation. This integral equation is solved numerically by using Gaussian Quadrature Formulae. The plastic zones are evaluated by using the plastic strip model. They are plotted for various penny-shaped crack sizes and transversely isotropic materials. (C) 2002 Editions scientifiques et medicales Elsevier SAS. All rights reserved.