Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe XIII. yüzyıl vakfiyelerine göre Anadolu'nun sosyal yapısı(Selçuk Üniversitesi, Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü, 2023) Pala, Mücahit; Hacıgökmen, Mehmet AliXII. yüzyılda Türklerin Anadolu'ya gelmesiyle yapılaşma başlamış ve burada sunulan hizmetlerle gayrimüslimlerin ihtidası sağlanmıştır. Bu ihtidanın temelinde vakıf kurumları yer almıştır. Bu vakıfların özelliklerinin yazılı olduğu vakfiyeler aracılığıyla İslamlaştırılma takip edilebilmiştir. Vakfiyelerin verdiği bilgiler bir şehri, köyü, dönemi ve bazen de devletin yapısını ortaya koymaktadır. Vakıf gelirlerinden bahsedilirken, bölgedeki köylerden bahsedilmiştir. Vakfiyelerden Konya'da 22, Sivas'ta 20 ve diğer şehirlerde ise 18 adet köyün şu anki yerleri tespit edilmiştir. Konya ve Sivas'ta bulunan köylerin çokluğu buradaki vakfiyelerin fazlalığı ve verdiği bilgilerin genişliğinden kaynaklanmıştır. XIII. yüzyıl vakfiyelerinde 4 iç kale, 12 dış kale, 7 meydan, 21 medrese, 4 dârüşşifâ, 12 tekke/zaviye, 21 kervansaray, 48 çarşı/pazar, 40 cami/mescit, 15 hamam/kaplıca, 10 çeşme, 2 buzhane, 87 bağ/bahçe, 25 değirmen, 6 köprü ve 1 tuvalet tespit edilmiştir. Vakfiyelerdeki bilgilere bakılarak kısmi de olsa yerleri tespit edilebilmektedir. Her şehirde kale, meydan, çeşme, buzhane, köprü ve tuvaletin bulunduğu göz önüne alınırsa vakfiyelerde aktarılan yapıların sayısı oldukça azdır. Vakfiyelerde belirtilen vakıf gelirlerinden yola çıkılarak şehirlerde ve taşrada bulunan mahallelerin ve burada yaşayanların isimleri tespit edilebilmektedir. Böylece bölgedeki etnik kültür hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. Gayrimüslimlerin, Türklerle aynı mahallelerde veya surla ayrılmış olan mahallelerde yaşadıkları görülmektedir. Türklerin henüz bir asır geçmesine rağmen Anadolu'da adım attıkları yerleri hem insanlarla hem de müesseselerle şenlendirdiği vakfiyeler aracılığıyla ortaya konulmaktadır. Müslümanlar ile gayrimüslimlerin birlikte yaşadığı bölgelerde zaman içerisinde önce yaşayanların isimlerinin yani dinlerinin değiştiği daha sonra da yaşadıkları bölgenin adlarının değiştiği görülmektedir. İlk yıllarda ihtidanın hızlıca gerçekleştiğini söylemek yanlış olacaktır. Türklerle yaşayan gayrimüslimlerin çoğu zaman içerisinde onların kültürlerini benimsemiş ve Türkleşmesi gerçekleşmiştir.