Dergi Yayın Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Kanserle Savaşta Doğal bir Güç: Tıbbi Mantarlardaki Hispolonun Anti-Kanser Etkileri(2024 Nisan) Pak, Elif NisaÖz: Kanser ülkemizde ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır ve dünya çapında önemli bir halk sağlığı sorunudur. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, özellikle besinlerden elde edilen doğal bileşikler birçok kanser önleyici ilaç ya da takviye olarak tanımlanmıştır. Fakat bunların çok azı ya ileri klinik deneylerdedir ya da terapötik kullanım için hâlihazırda onaylanmıştır. Hispolon, geleneksel olarak kanser tedavisi dâhil birçok hastalık tedavisinde kullanılan tıbbimantar türlerinde karşımıza çıkan stirilpiron grubundan fenolik bir bileşiktir. Bu derlemede amacımız, hispolon bileşiğinin anti-kanser etkilerini ve bu etkilerin olası mekanizmalarını açıklamaktır. Biyoaktif doğal bileşik olan hispolonun, hücre döngüsünü durdurma, apoptotik, antiproliferatif, tümör gerilemesi, anti-meta statik gibi mekanizmalar yoluyla anti-kanser etki gösterdiğibildirilmiştir. Hispolonla ilgili çalışmalar daha yeni ve mekanizmaları, toksisitesi tam olarak anlaşılmış değildir. Ek olarak, nerdeyse tüm çalışmalar hücre düzeyindedir. Hispolonun, anti-kanser bir ilaç olarak ya da alternatif bir takviye olarak kullanımı için daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç vardır.Öğe Gelecekte Mantarların Kullanım Alanları: Sürdürülebilir Tasarım Ürünleri Olarak Mantarlar(2024 Nisan)Öz: Dünya nüfusunun artışı, sanayileşme, teknolojik gelişmeler, üretim ve tüketimin artmasına yol açmıştır. Bu durum doğal kaynakların bilinçsizce kullanılmasına, çevre kirliliğine ve hammadde sorununu ortaya çıkararak dünya için bir tehdit oluşturmaktadır. İhtiyaçların karşılanması ve doğal kaynakları koruma adına sürdürülebilirlik kavramı ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilirlik günümüz ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan doğal ve yenilenebilir kaynakları gelecek nesillere de bırakmayı ifade etmektedir. Daha temiz çevre ve doğal kaynakların korunması adına sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir tasarım, sürdürülebilir enerji, sürdürülebilir turizm, sürdürülebilir yaşam gibi kavramlar oluşmuştur. Mantarlar doğada kolay çözünebilir ve çevreye zarar vermezler. Bu özellikleri onları sürdürülebilir bir malzeme seçeneği haline getirir. Mantar yetiştiriciliği, diğer tarım türlerine kıyasla çok daha az sera gazı emisyonu üretir. Bu durum onları iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir araç haline getirir. Mantarlar, deri, plastik ve köpük gibi birçok malzemenin sürdürülebilir alternatifleri olarak kullanılabilir. Geri dönüştürülebilir ve biyolojik olarak parçalanabilir olması nedeniyle mantar bazlı deri, tekstil, mobilya, inşaat ve ambalaj gibi birçok alanda çevre dostu ürün olarak kullanılmaktadır. Bu araştırmada, mantarların gıda kaynağı olmasının yanı sıra sürdürülebilir bir ürün olarak deri, tekstil, köpük, inşaat malzemesi gibi sektörlerdeki kullanım alanları incelenmiştir. Mantarların kullanım alanları ile ilgili farkındalık yaratarak, bu alanlarının artırılmasını ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamak amaçlanmıştır.Öğe Agaricus bisporus’ta Görüntü Tabanlı Hastalık Sınıflandırması için Kapsamlı Veri Seti(2024 Nisan)Öz: Bu makale, Agaricus bisporus (J.E. Lange) Imbach’un kültüründe görülen hastalıkların sınıflandırması için görüntü tabanlı bir veri seti oluşturulması ve analiz edilmesi üzerine yapılan bir araştırmayı ele almaktadır. Veri seti, sağlıklı ve farklı hastalık sınıflarına ait görüntüleri içermektedir. Farklı aydınlatma koşullarında elde edilen görüntüler, ayrı bir sınıflandırma problemi için kullanılabilecek uygunlukta veriler sunmaktadır. Bu araştırma, mantar hastalıklarının tanımlanması ve sınıflandırılması için kullanılabilecek bir veri setinin oluşturulması, hastalıkların otomatik olarak tanımlanması ve sınıflandırılmasını mümkün kılacak derin öğrenme veya diğer makine öğrenmesi tekniklerinin kullanılmasına imkân sağlayacaktır. Veri setinin oluşturulması sürecinde, çalışma kapsamında geliştirilmiş olan taşınabilir mantar görüntüleme sistemi ile mantar işletmeleri ziyaretleri gerçekleştirilmiş; yaklaşık 7250 adet hastalıklı mantar, 1800 adet de sağlıklı mantar görüntüsü elde edilmiştir (Her bir aydınlatma ortamı için yaklaşık 3000 adet). Kültür mantarlarında yaygın görülen 4 farklı sınıf hastalık gözlemlenmiştir. Her bir mantar 3 farklı aydınlatma ortamında görüntülenmiştir.Öğe Eocronartium muscicola, a New Bryophilic Fungus Record for Turkish Mycota(2024 Nisan) Karaduman, Yakup; Yeşilyurt, Faruk; Uzun, Yasin; Kaya, AbdullahAbstract: The bryophilic heterobasidiomycete fungus Eocronartium muscicola (Pers.)Fitzp., belonging to the family Eocronartiaceae, is reported as a new record for Turkish mycobiotabased on the identification of the sample collected from İstanbul province. This is the first findingof a species belonging to the Eocronartiaceae family in Türkiye. A brief description of the identifiedcollection is provided together with the photographs, related to its macromorphology andbasidiospores.Öğe Piyasada Satılan Farklı Formlardaki Ganoderma lucidum Preparatlarında Antioksidan Kapasitenin Karşılaştırılması(2024 Nisan) Miser Salihoğlu, Ece; Akkıran, SelinÖz: Ganoderma lucidum (Curtis) P. Karst. (Lingzhi veya Reyşi), Çin, Japonya ve diğer Asya ülkelerinde sağlığı ve uzun ömürlülüğü desteklemek için uzun bir kullanım geçmişine sahiptir. Kültür mantarları arasında, Reyşi, besin değerinden çok farmasötik değerinin önemli olması bakımından benzersizdir. Çay, diyet takviyeleri ve toz gibi çeşitli formlarda çeşitli ticariReyşi ürünleri mevcuttur. Bunlar, meyve gövdesi, misel ve sporlar dahil olmak üzere mantarın farklı kısımlarından üretilmektedir. Reyşi'nin sağlık üzerinde yararları arasında kan glukoz seviyesininin kontrolü, bağışıklık sisteminin modülasyonu, hepatoproteksiyon, bakteriyostaz yeralmaktadır. Mantarın farklı kısımlarından hazırlanan, basit tip, toz ve kapsül veya tablet şeklindeişlenen çok sayıda ürün şu anda piyasada bulunmaktadır ve ülkemizde de oldukça yaygın kullanılmaktadır. Çalışmamızda, Türkiye’de satılan farklı markalara ait Reyşi tabletlerinde ve tozformdaki çaylarında antioksidan aktivitenin karşılaştırılması ve incelenmesi DPPH, DMPD veFolin Ciocalteu yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlara göre sulu mantar ekstrelerinden; N5, N1 ve N2 (259.8696 µg GAE/mL, 220.1594 µg GAE/mL,185.6667 µg GAE/mL) yüksek, N3 ve N4 (80.01449 µg GAE/mL, 119.2899 µg GAE/mL)örneklerinin düşük fenolik içeriğe sahip olduğu görülmüştür. Antioksidan temizleme kapasitelerine bakıldığında ise örneklerin fenolik içerikleri ile yüzde temizleme kapasiteleri DMPD/EtOH,DMPD/su ve DPPH/EtOH paralel olarak bulunmuştur. IC50 değerleri DMPD sulu ekstreler için0,155 mg/ml (N1), 1,704 mg/ml (N2), 7,453 mg/ml (N3), 6,570 mg/ml (N4), 2,223 mg/ml (N5);etanollü ekstreler için 0,138 mg/ml (N1),1,496 mg/ml (N2), 2,796 mg/ml (N3), 4,780 mg/ml (N4),2,162 mg/ml (N5)’dir. DPPH sonuçlarının yüksek çıkması sebebiyle IC50 değerleri hesaplanamamıştır.Öğe Agaricus brunneofibrillosus, a New Record for Turkish Mycobiota(2024 Nisan) Aslan, Ayşe Merve; Uzun, Merve; Kaya, AbdullahAbstract: Agaricus brunneofibrillosus Kerrigan is reported as a new record from Türkiye,based on the identification of the samples collected from Çamlıdere (Ankara) district. A briefdescription of the species is provided together with the photographs, related to the macroscopyand microscopy.Öğe Seifertia, a New Genus Record for Turkish Mycobiota(2024 Nisan) Doğan, Gökhan; Erdoğdu, Makbule; Aytaç, Zeki; Ertuğrul, Tuğba; Karayel, Ali İhsanAbstract: In this study, the genus Seifertia and species S. azaleae belonging to this genusare given as new record for Türkiye. The description of the species is presented and discussedwith its macro and micromorphological photographs.Öğe Tricholoma fracticum Ekstresinin Hep3B Hücreleri Üzerindeki Sitotoksik Etkisi(2024 Nisan) İnci, Şule; Karagöz, Işık Didem; Kırbağ, SevdaÖz: Kanser, insan sağlığı için en büyük tehditlerden birini oluşturmaktadır. İlaç direncinin kanser tedavisindeki temel sorunlardan biri olduğu düşünüldüğünde, doğal bileşiklerin kanser hücreleri üzerindeki etkilerine yönelik çalışmalar hızla artmaktadır. Yenilebilir mantarlar besin değerleri bakımından zengin olmaları nedeniyle fonksiyonel ve sağlıklı gıda kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Yapılan çalışmalarda anti kanser , anti-inflamatuvar, antioksidan veantimikrobiyal etkiye sahip oldukları tespit edilmiştir. Ülkemizin birçok bölgesi ve Elazığ ilinde doğal olarak yetişen Tricholoma fracticum (Britzelm.) Kreisel besin olarak tüketilen yenilebilir birmantardır. Bu çalışmada T. fracticum’un farklı konsantrasyonlardaki (1000µg/mL, 500 µg/mL, 250µg/mL, 125 µg/mL ve 62.5 µg/mL) metanol ekstresinin 24 ve 48 saatte Hep3B hücrelerine karşı sitotoksik etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Sitotoksik etkinin tespit edilmesi için 3-(4,5dimetiltiazol-2-iyl)-2,5-difenil tetrazolyum bromür (MTT) yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlarda T. fracticum’un metanol ekstresi 1000 µg/mL konsantrasyonda 24. (%1.97±0.65) ve48. saatte (%0.61±0.27) önemli sitotoksik etki göstermiştir. Mantarın metanol ektresinin Hep3Bhücre hattına karşı 24. saatte IC50 değerinin ise 166.76±7.65 µg/mL ve 48. saatte 134.38±5.45µg/mL olarak hesaplanmıştır. T. fracticum ekstresinin Hep3B hücre hattına karşı elde edilen sitotoksik sonuçlarının önemli olabileceğini ve Tricholoma türleri arasında daha az çalışılan bu türün daha fazla çalışılması gerektiğini ve literatüre kazandırılması gerektiğini düşünmekteyiz.Öğe Effects of Olive Mill Wastewater on Mycelial Growth of Some Macrofungi(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Allı, HakanOlive oil mills produce a liquid waste called olive black water in the olive oil production process. Olive mill waste water from factories specifically in Turkey and surrounding Mediterranean countries where olive oil is produced the most in the world is being disposed of into the environment such as seas and rivers without any precautions being taken. It was focused on determination of effect of olive mill waste water which containing high organic matter on mycelial growth of several macrofungi in this study. It was found that the mycelia of Rhodonia placenta, Trametes versicolor and Pleurotus ostreatus showed the best development in 5%, concentration of olive mill wastewater. On the other hand, Schizophyllum commune mycelia grew best in 10% concentration. The lowest mycelial growth rate for all of the fungal species were observed in 70% concentration. Our aim is to cultivate various mushroom species using blackwater with high organic matter content.Öğe Contribution to the Macrofungal Biodiversity of Yahyalı District(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Şahin, Abdülkadir; Uzun, Yasin; Kaya, AbdullahThis contributory study was carried out on the macrofungi samples collected from Yahyalı district of Kayseri province. As a result, 69 macromycete species belonging to 56 genera, 35 families and 7 orders within Agaricomycetes and Pezizomycetes were determined. Including the previously reported species, a total of 147 macromycete species were compiled from the region. The list of the determined species was provided together with their habitats, collection dates, voucher numbers, or the citations for those reported before.Öğe Assessment of Some Nutrient Contents and Heavy Metal Accumulation in Some Wild Edible Mushrooms in Türkiye(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Uzun, Yusuf; Alkan, Salih; İrende, İlhan; İlhan, Hasan; Çavuşoğlu, Şeyda; Aslan, AliIn this study, it was aimed to identify mushrooms gathered from two different regions and localities of Türkiye and to determine their heavy metal and nutrient contents. Four of the mushrooms (Coprinus comatus (O.F. Müll.) Pers, Cantharellus cibarius Fr., Pleurotus ostreatus (Jacq.) P. Kumm. and Lactarius glyciosmus (Fr.) Fr.) from nearby settlements, while the others (Hydnum repandum L., Pleurotus eryngii (DC.) Quél and Lactarius delicious (L.) Gray)) were collected from rural areas. All species have known and consume by local peoples. All identified species were given along with their trophic status, habitats, locations, Turkish names and edibility. Concentrations of elements were determined based on dry weight. The analysis of samples indicated that different result obtained from mushrooms. As (nd, 1.5-17.43), Ba (1.48- 10.81), Cd (nd, 1.4-43.46), Co (nd, 12.0- 42.79), Cr (nd, 5.0-14.92), Cu (12.95-143.45), K (nd, 30085- 52680), Mg (nd, 5056-5955.9), Mn (52.45- 187.25), Mo (nd, 1.22-57.53), Ni (43.46-565), Pb (318.9-1483.5), Sb (nd, 0.14-4.12), Si (nd, 3.18-87.83), Ti (20.32-302.2), V (67.66-102.3), Zn (1026.8-2422.0), Ca (411.5 -2077), Na (752.5-2105.5) and Fe (470.5-1093.5) were determined and the elements studied were given in mg/kg. As a result, it was determined that C. comatus, H. repandum, C. cibarius and P. eryngii had the lowest content of heavy metals and P. ostreus had the highest value in terms of calcium and magnesium contents. Therefore, it has been determined that these mushroom species may have important beneficial effects to human health. It is thought that it can be used as a source in future studies.Öğe A New Locality Record from the Order of Helotiales; Cistella grevillei(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Acar, İsmailBu makalede, Bingöl ilinde saprofit bir mantar olan Cistella grevillei (Berk.) Raitv.'nin varlığına dair yeni bulgular sunulmaktadır. Mantar morfolojik veriler kullanılarak tanımlanmış olup, bu cinsin Türkiye'deki iki türünden birini temsil etmektedir. Makalede, mantarın makroskobik ve mikroskobik özelliklerini içeren kapsamlı bir tanım sunmakta, ayrıca fotoğrafları ile birlikte nerede ve ne zaman toplandığına dair bilgileri içermektedirÖğe Investigation of Aroma Components of Tuber aestivum and Tuber borchii Collected From Different Location in Türkiye(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Korkmaz, Cansu; Duru, Emin MehmetTruffle is an important food source for wild animals and a significant part of the ecosystem, indicating a healthy forest. With their unique aromas, truffles are also a crucial food source for humans. The volatile substances released by Tuber not only appeal to our sense of smell but also contribute to various biological activities. Different aromas result in different tastes; therefore, aroma is essential in defining the organoleptic properties and quality of underground fungi. This research aims to investigate according to the percentage the chemical components considering the habitat and mycorrhizal host tree species of naturally occurring summer truffle Tuber aestivum Vittad. and white truffle Tuber borchii Vittad. in Southwest Anatolia and Marmara regions. For this purpose, the aroma components of T. aestivum and T. borchii collected from two different regions were analyzed using the HS-SPME-GC/MS system. Accordingly, a total of 59 different compounds (volatile organic compounds) were identified, including 20 compounds in T. aestivum from Muğla, 13 compounds in T. aestivum from Kırklareli, 44 compounds in T. borchii from Muğla, and 33 compounds in T. borchii from Kırklareli, belonging to different classes of compounds. While terpenes such as limonene (37.62%), p-cymene (4.79%), and ?-pinene (4.12%) were major compounds in T. aestivum collected from Muğla, 2-octen-1-ol (46.78%), 1- octen-3-ol (40.44%), and 3-octanol (2.62%) predominantly constituted the aroma in T. aestivum from Kırklareli. The characteristic sulfur compounds commonly found in Tuber species were present in 42.19% of T. borchii collected from Kırklareli and 12.15% from Muğla. When comparing T. borchii grown in Kırklareli and Muğla, 3-methyl-4,5-dihydrothiophene (29.53% and 6.73%) pmethyl thiobenzaldehyde (2.75% and 5.42%), and methionine (9.91% in Kırklareli, not detected in Muğla) were found in different percentage rates. Based on the data obtained in this study, the classification of both Tuber species, with respect to their geographical origin, was determined using hierarchical cluster analysis (HCA). Accordingly, it is show that of the aroma of Tuber species of the chemical components and the aroma components to the formation should be cultivated after optimizing the ecological conditions that contribute to the symbiotic life of the plant species they provideÖğe Leucoglossum leucosporum, A New Record for Turkish Mycobiota(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Uzun, Yasin; Kaya, AbdullahLeucoglossum leucosporum (Benkert & Hardtke) Arauzo is reported as a new record from Türkiye, based on the identification of the samples collected from Pazar district of Rize province. It is the first member of the genus Leucoglossum S. Imai determined in Türkiye. A brief description of the species is provided together with the photographs, related to the macroscopy and microscopyÖğe In Vitro Antagonistic Activity of Entomopathogenic Fungi Against Phytophthora infestans(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Akça, Işılay; Acar, Şerife; Tarakçı, Zeliha Çağla; Sevim, AliPotato downy mildew is a disease caused by a fungus called Phytophthora infestans (Mont.) de Bary, which is mainly seen in potatoes and tomatoes, but also in other culture and wild plants belonging to the Solanaceae family. This fungus is quite important both from an economic and historical point of view. In case of an epidemic, it can cause full crop deterioration or serious losses in potatoes. Although cultural and chemical control methods are generally used in the control of the disease, there is no specific biological control method in this regard. Entomopathogenic fungi (EPFs) are generally used as biological control agents in the control of insect pests. Recently, there are many studies showed that these fungi can live endophytically on various cultivated plants and provide beneficial properties to the plants they live with. In this study, it was aimed to determine the in vitro antagonistic activities of different entomopathogenic fungi previously isolated from potato fields and identified by molecular methods against P. infestans. Earlier work determined that these fungi had a lethal effect on Leptinotarsa decemlineata (Say, 1824). Antagonistic activity tests were performed according to the "direct opposition method" and percentage (%) activity values were calculated. As a result of the tests, the most effective isolates were found to be Beauveria sp. SK-14 (75.23%) and Metarhizium sp. SK-24 (76.23%). It is thought that the results obtained will contribute to the biocontrol of diseases and pests in potatoes.Öğe Determination of the Connection Between the Asthma Patients and Mycobiota in the Environment They Live in(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Korkmaz, Fahrettin Aras; Çolakoğlu, Tülay Günay; Karaltı, İskenderIn the 12-month period between February 2014 and January 2015, this study was carried out in the homes of 55 asthma patients living in 14 different regions of Istanbul (Ataşehir, Bulgurlu, Fikirtepe, Hasanpaşa, İçerenköy, Moda, Göztepe, Çekmeköy, Ümraniye, Altayçeşme Neighborhood, Esenkent Neighborhood, Feyzullah Neighborhood, Gülsuyu Neighborhood, Yalı Neighborhood). Air ideal (Biomerieux, France) air vacuuming device was used to determine the fungal flora in the domestic ambient air of the relevant patients. In this context, in order to prevent bacterial growth, Streptomycin antibiotic was added and Rose Bengali potato dextrose agar was placed in the slot of the device and the air filter of the device was installed. The device, which was placed at a height of 75-85 cm from the ground, was operated for 3-5 minutes and 200 liters of domestic ambient air was vacuumed. A total of 1071 microfungi colonies isolated in the study were found to belong to a total of 10 genuses and 23 species. The obtained genera are Alternaria (Arıküfü), Aspergillus (Asper), Aureobasidium (Karamaya), Chaetomium (Günoku), Cladosporium (Havaküfü), Fusarium (Solduran), Mucor (Ekmekküfü), Paecilomyces (Günküfü), Penicillium (Penisilyum) and Rhizopus (Karaküf). Among them, the most isolated genera were Aspergillus, Penicillium, Cladosporium, Alternaria and Fusarium. The most isolated species in this study were Aspergillus niger (Kara asper), Fusarium poae (Buğday solduran), Alternaria alternata (Astımküfü), Cladosporium cladosporioides (Karakökküfü), Penicillium brevicompactum (Sağlam penisilyum), Cladosporium macrocarpum (İrikurutan), Cladosporium sphaerospermum (Güllekurutan) and Penicillium glabrum (Bol penisilyum). In the 12-month period, the lowest microfungi concentration was observed in January and the highest microfungi concentration was observed in May. During the study, the temperature of the sample areas were measured with a thermometer and the humidity rates were measured with a hygrometer. In this study, the types of allergen microfungus that cause the onset of asthma disease or the progression of the degree of disease are stated. These were determined as Alternaria alternariae (Fıstık küfü), Alternaria alternata, Aspergillus fumigatus (Kıran asper), Aspergillus niger, Aureobasidium pullulans (Karamaya), Chaetomium globosum (Top günoku), Cladosporium cladosporioides, Cladosporium herbarum (Yaygınkurutan), Cladosporium sphaerospermum, Penicillium chrysogenum (Penisilyum), Penicillium glabrum.Öğe Comparison of Epiphytic Lichen Diversity on the Base and Trunk of Quercus robur Population in Görükle Campus Area of Bursa Uludag University (Bursa, Türkiye)(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ekim) Öztürk, Şule; Güvenç, Şaban; Oran, Seyhan; Yende, AbdoulayeThis study was carried out in a pedunculate oak grove located next to the Faculty of Agriculture in the Görükle campus area of Bursa Uludag University. Differences in epiphytic lichen diversity on the base and trunk of Quercus robur L. were analyzed. A significant difference in epiphytic lichen diversity between the base and trunk of the tree was found. The community structure of epiphytic lichens on Q. robur is characterized by the Physcietum adscendens association within the alliance of Xanthorion parietinae. The diversity of epiphytic lichens and the number of species are higher on the trunk rather than at the base of the trees.Öğe Hebeloma limbatum: Türkiye Mikotası İçin Yeni Bir Kayıt(Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Sesli, ErtuğrulHebeloma limbatum Beker, Vesterh. & U. Eberh. (Hymenogastraceae)’a ait meyvemsiler Türkiye’den ilk kez toplanmış ve burada arazi resimleri ve kısa bir tartışma ile birlikte sunulmuştur. Koleksiyonun teşhisi araziden elde edilen veriler ve mikroskobik inceleme sonuçlarına göre yapılmıştır. Yeni kayıt nispeten küçük, yapışkan, turuncumsu kahverengi veya beyazımsı şapka; krem rengi veya açık kahverengi lameller; beyazımsı sap; badem veya limon şeklinde, süslü, soluk sarı, 10–14 × 5–7.5 ?m boyutlarında bazidiyosporlar; çomak veya şişe biçiminde, bazen başlıklı ve 30–100 × 5–14 ?m büyüklüğünde sistityumlar ile teşhis edilir.Öğe Domestication of Wild Edible Mushrooms in Eastern Africa: A Review of Research Advances and Future Prospects(Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Kabacıa, Susan Njuguini; Muchane, Mary NyawiraMushroom farming is an emerging industry in Africa with great potential to improve livelihoods. However, the industry is still dominated by a few exotic varieties faced with challenges of regional adaptability. Also, information concerning their domestication status, challenges and future prospects is scattered and unclear. The purpose of this paper was to review and detail the diversity of mushrooms occurring in Eastern Africa (EA), reveal the wild edible/medicinal species (WEMs) that have already been domesticated, their domestication status, the nutritional composition status of the edible species and availability of their germplasm (mother cultures). To achieve this, a detailed review of published research articles, books and reports from EA was conducted. Data was collected from articles focusing on the diversity of WEMs, nutritional composition analysis and domestication methods and status. From the review, 306 WEMs are shown to have desirable characteristics for utilization as food /medicine, with Tanzania documenting the highest number (147) followed by Malawi (90). Among these, 82 species are edible ectomycorrhizal species with great potential to support the mushroom industry if sustainably harvested and managed. The rest are saprophytic fungi species. Only 14 species among the saprobe group have been tissue cultured, tested for spawn production and cultivation. 51 species have been analyzed for nutritional composition. However, none of these have been commercially introduced to cultivation and the availability of their germplasm for research and propagation purpose is uncertain. The result from this study clearly shows research on the domestication of WEMS in Africa is still in its infancy stages.Öğe Ecological Factors Influencing the Occurrence of Armillaria mellea (Basidiomycota, Agaricales, Physalacriaceae) in Yuvacik Dam Watershed in Kocaeli, Türkiye(Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Acer, Sabiha; Yılmaz, Ersel; Karakaya, AyhanThe occurrence of Armillaria mellea (Vahl) P. Kumm. and the ecological characteristics of this fungus were studied in Kocaeli, Yuvacik dam basin mixed-broad leaved forests. During the surveys, we analyzed the sporocarps (fruiting bodies) of A. mellea growing up on woody plants in plots selected by cluster sampling in the Yuvacik dam watershed dominated by broad-leaved forests. The Runs test results showed that randomness rules complied in the selection of the plots, and there was no tendency (p= 0.109 > 0.05, z= -1.603). The presence/absence of A. mellea and environmental variables were tested with Chi-square analysis, and the temperature differed among these environmental variables. To the dendrogram, A. mellea was mainly seen in the south of the study area and preferred western aspects. It is understood that this macrofungus prefers the south of the study area because of the altitude. Our data showed that sporocarps of A. mellea generally occurred in the western aspect, at temperatures of 15–20°C, >80% humidity and 800–1000 m altitude. Our logistic regression analysis model (z=-9.508+0.307×temperature+0.081×humidity) showed that if the temperature and humidity change by 1 unit in the region, sporocarp formation is affected by 36% and 8.4%, respectively.