Uluslararası Ticaret/Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 21
  • Öğe
    Strateji?k Planlamanın Kri?z Yöneti?mi?ne Etki?si?
    (Selçuk Üniversitesi, 2015) Çetinkaya, Ali Şükrü; Rahman, Najah Rashid; Atsan, Mustafa
    Günümüzde örgütler etkili kriz yönetimine her zamankinden daha çok ihtiyaç duymaktadırlar. Hızla değişen dış çevredeki gelişmelere uyum sağlayamayan örgütlerin karşılaşacakları olası bir krizle başa çıkmaları zor olmaktadır. Bu noktada stratejik planlama yönetime önemli katkılar sunmaktadır. Stratejik planlama örgütün uzak ve yakın gelecekte çevresinde neler olabileceğini tahmin etmek, varlığını koruyabilmek ve sürekliliğini sağlayabilmek amacı ile yapılmaktadır. Bu süreçte yaşanabilecek krizlerin öngörülmesi kriz yönetimi açısından büyük önem arz etmektedir. Stratejik planlamanın kriz yönetimine etkisini belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmanın veri analizi, Konya ilinde faaliyet gösteren KOBİ’lerden elde edilen 106 geçerli ankete dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Veriler tanımlayıcı istatistikler, açıklayıcı faktör analizi ve doğrusal regresyon yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre stratejik planlama ile kriz yönetimi arasında güçlü bir ilişkinin olduğu ortaya konulmuştur. Stratejik planlamayı etkin yapan işletmelerin kriz yönetiminde daha başarılı oldukları söylenebilir.
  • Öğe
    Geçmişten Günümüze Portföy Yönetiminde Neler Değişti? R Programı ile Bibliyometrik Analiz
    (Selçuk Üniversitesi, 2021) Şekeroğlu, Gamze
    Çalışmanın amacı, portföy yönetimi kavramının ortaya çıktığı tarihten günümüze kadar geçen süreçte, konuya ilişkin eğilimlerdeki değişimi ortaya koymaktır. Bu amaçla, portföy yönetimi konusunda 1959-2021 yılları arasında yayınlanıp, Scopus veri tabanında taranan İngilizce makalelerin bibliyometrik analizi yapılmıştır. R programının kullanıldığı çalışmada, “portfolio management” (portföy yönetimi) terimini içeren 1.912 makale, araştırma kapsamında incelenmiştir. Çalışmada, yıllara göre makale sayıları, en çok atıf alan makaleler ve yazarlar, konuya ilişkin en fazla yayın yapılan dergiler, söz konusu dergilere ilişkin bilgiler ile yapılan atıf sayıları, yazarların portföy yönetimi literatürüne sayıca katkısı, ortak atıf ağı, konunun en çok yayına dönüştüğü ve birlikte en çok yayın iş birliği yapan ülkeler, kelime bulutu, ortak kelime ağı ve trend topic bakımından incelemelere yer verilip, elde edilen bulgular değerlendirilmiştir. 3.769 yazar tarafından araştırılan portföy yöntemi kavramına olan ilginin artan bir trende sahip olduğu ve özellikle 2012 yılından sonra konuyla ilgili çalışmaların önemli ölçüde arttığı belirlenmiştir. Ortak atıf ağı sonuçlarına göre, portföy yönetimi kavramını ilk olarak ortaya çıkaran Markowitz (1952) ile Cooper (1999) kendi ağlarında en çok bahsedilen yazarlar olarak tespit edilmiştir. Konunun en fazla çalışıldığı ülke Amerika olmakla birlikte, en fazla iş birliği yapılan ülkenin de Amerika olduğu görülmektedir. Kelime bulutunda investments (yatırım) kelimesi ön plana çıkarken, son iki yılda portföy yönetimi konusunda trend topic olan kavramların gold (altın), covid-19, commodity market (emtia piyasası) ve crude oil price (ham petrol fiyatı) olduğu gözlenmiştir.
  • Öğe
    Finansal Deregülasyonun (1989–2001) Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri: Kasım 2000 ve Şubat 2001 Krizleri
    (Selçuk Üniversitesi, 2006) Mangır, Fatih
    II. Dünya savaşından sonra başlayan ve günümüzde de devam etmekte olan dünya finans piyasalarında yaşanan hızlı değişim ekonomik entegrasyonu gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Teknoloji, iletişim, ulaşım alanlarında gerçekleşen yenilikler sermayenin daha hızlı hareket etmesine yol açmaktadır. Bu hızlı değişimin iki aktörü vardır. Gelişmiş ülkeler, azalan ekonomik karlarını arttırmaya çalışmışlar, azgelişmiş ülkeler ise III. Dünya borç krizi patlak verdikten sonra bu duruma çözüm bulmak için likidite elde etmeye ve bu yüzden sermaye elde etmeye yönelik düzenlemelere gitmişlerdir. Bu durumda tavsiye edilen faiz oranlarını üzerindeki baskıların kaldırılıp sermaye ve tasarruf artırımına gidilmesidir. Bu bağlamda, finansal deregülasyon - liberalizasyon- kapsamında finansal araçlarda varolan düzenlemelerin ve kanunların hafifletilerek tasarruf artışına gitmek ve nihai olarak iktisadi istikrarı yakalamak arzulanan hedefler olmuştur. Bu çalışmanın amacı, finansal deregülasyon ve fon akımları konularında teorik çalışma yapmak ve finansal deregülasyon sürecinde Türkiye’nin 1980 sonrası yaşadığı ekonomik değişimi gözden geçirmektir. En son olarak, dünya finansal piyasalarına entegrasyonda yaşanılan Kasım ve Şubat finansal krizleri incelenmiştir.
  • Öğe
    “Smart City” Strategies For Local Governments: The Case Of Konya In Turkey
    (Selçuk Üniversitesi, 2016) Mangır, Fatih
    Büyükşehirler her dönem tüm vatandaşların ve yöneticilerin önemli derecede dikkat ini çekmişlerdir. 21.yy da hem ekonomik hem siyasi açıdan tüm yerel yönetimler için daha çok dikkat ve daha iyi göç politikaları gerekmektedir. 21. Yy da değişen talebin karşılanması daha iyi yasam için karşılaşılan temel sorundur. Bu ihtiyacı karşılamak i çin akıllı şehir projeleri ve regülasyonları oluşturmak, vatandaşların daha iyi yasam sağlamaları ve yerel hükümet kararlarının teknoloji kullanarak alınmasına hizmet edecektir. Türkiye de Akıllı şehir projeleri Avrupa Birliği ve ABD den daha azdır. Bunun temel nedeni fon ve nitelikli beşeri sermaye eksikliğidir. Konya İç Anadolu bölgesinde 40.814 km2 alana yerleşmiş ve 2,1 milyon nüfusu ile Türkiye nin en büyük 7. şehridir. Yıllardır Konya Büyükşehir Belediyesi bu eksikliği gidermek için teknolojiye ve dij ital sistemlere yatırım yapmaktadır. Bu çalışmada, küreselleşmeye karşı daha iyi yönetim için yeni bir çözüm olan akıllı şehir kavramı tanımlanacak daha sonra Türkiye de akıllı şehir projeleri Konya özelinde detaylı olarak tartışılacaktır.
  • Öğe
    Türkiye’de Kamu İç Borçlanmasının Makroekonomik Etkileri
    (Selçuk Üniversitesi, 2008) Çoban, Orhan; Doğanalp, Nihat; Uysal, Doğan
    Bu çalışmada 1987-2007 döneminde Türkiye’de kamu iç borçlanmasının bazı makro ekonomik göstergeler (büyüme, enflasyon, faiz oranları) üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. Analizlerde ADF Birim Kök Testi, Johansen Eş-Bütünleşme Testi ve Granger Nedensellik testlerinden yararlanılmıştır. Analizler sonucu iç borçlanma ile büyüme arasında bir eş-bütünleşmenin olduğu, buna karşın iç borçlanma-faiz oranı ve iç borçlanma-enflasyon arasında bir eş-bütünleşmenin bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca, iç borçlanma ile büyüme arasında bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Bu tespit, son yıllarda Türkiye ekonomisinde meydana gelen büyümenin en önemli kaynağının iç borçlanma olduğuna işaret etmektedir.
  • Öğe
    The Impact of Socioeconomic Factors on Access to Health Services in Turkey: A Logit Analysis
    (Selçuk Üniversitesi, 2018) Çoban, Orhan; Çoban, Ayşe; Mirza, Emel
    Bu çalışmada Türkiye örneğinden hareketle sağlık hizmetlerindeki eşitsizliklerin nedenlerinden hareketle hangi sosyoekonomik faktörlerin sağlık hizmetlerine erişimde etkili olduğunun analiz edilmesi amaçlamaktadır. Analizlerde, TÜİK tarafından gerçekleştirilen 2012 Türkiye Sağlık Araştırması verileri dikkate alınmış ve analizlerde İkili Lojistik Regresyon Yöntemi kullanılmıştır. Analiz sonuçları, eğitim düzeyi ve gelir düzeyi düşük bireylerin sağlık hizmetlerine erişimlerinin zayıf olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca, eğitim ve gelir düzeyinin düşük olması da sağlık hizmetlerine erişim olasılığının düşük olduğu anlamına gelmekte ve bu eşitsizlik önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bununla birlikte, Genel Sağlık Sigortası Reformu sayesinde sigortalı sayısının artması beklenmekte ve böylelikle gelir düzeyi düşük insanların da sağlık hizmetlerine erişimlerinin daha iyi hale geleceği öngörülmektedir.
  • Öğe
    Otantik Liderlik Davranışının ve Çevresel Dinamizmin İç Girişimcilik Üzerindeki Etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, 2020) Attar, Melis; Çetinkaya, Buket
    Çalışmanın amacı, Konya’da dört ve beş yıldızlı otellerde beyaz yakalı çalışanların otantik liderlik düzeyi algılarının ve çevresel dinamizmin işletmelerin iç girişimcilik eğilimi üzerindeki rolünü belirlemektir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere, yazında geçerliliği ve güvenilirliği analiz edilen 62 ifadeden oluşan bir ölçek kullanılmıştır. Çalışanların otantik liderlik algısını ölçmek amacıyla, Walumbwa vd.(2008)’nin geliştirdiği ölçek; iç girişimcilik eğilimini ölçmek amacıyla Antoncic ve Hisrich (2001) tarafından geliştirilen ölçek; çevresel dinamizmi ölçmek amacıyla Achrol ve Stern (1988) tarafından geliştirilen ölçek kullanılmıştır. Literatür taraması sonucu geliştirilen hipotezler 143 çalışan üzerinde test edilmiş ve kabul edilmiştir. Araştırma hipotezlerini test edebilmek amacıyla basit doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda, otantik liderliğin, iç girişimciliği pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır (F(1,141)= 147,942, p<.001). Ayrıca çevresel dinamizmin, işletmelerde iç girişimcilik faaliyetlerini pozitif yönde etkilediği görülmüştür (F(1,141)= 189,016, p<.001).
  • Öğe
    Türkiye’de Doğrudan Yabancı Yatırımlar ve Ekonomik Performans
    (Selçuk Üniversitesi, 2009) Mucuk, Mehmet; Demirsel, Mustafa Tahir
    Küreselleşme sürecinin hız kazanması ile birlikte ülkeler arasındaki sermaye transferi oldukça önemli hale gelmiştir. Bu bağlamda gelişme sürecindeki ülkelerin ekonomik getirileri açısından daha çok doğrudan yabancı yatırımlara ağırlık verdiği görülmektedir. Ancak doğrudan yabancı yatırımların ekonomik performansı olumsuz yönde etkileyen tarafları da bulunmaktadır. Bu çalışmada doğrudan yabancı yatırımlar ile ekonomik büyüme arasındaki nedensel bağıntı, Türkiye ekonomisi için 1992:1-2007:9 verileri kullanılarak analiz edilmektedir. Ulaşılan ampirik bulgulara göre değişkenler uzun dönemde birlikte hareket etmektedirler.
  • Öğe
    Çalışma Sermayesi Finanslama Stratejilerinin Firma Karlılığı Üzerine Etkileri: İMKB’de Kayıtlı Firmalar Üzerinde Bir Araştırma
    (Selçuk Üniversitesi, 2013) Altan, Mikail; Şekeroğlu, Gamze
    Firmalar için karlılık, var oldukları günden beri en önemli amaçlardan biridir. Çalışma sermayesi ile firma karlılığı arasındaki sıkı ilişkiden dolayı firmalar için önem arz eden çalışma sermayesi yönetiminin başarısında karlılık, risk ve likidite arasındaki dengenin sağlanması da önemli bir etkendir. Bu dengenin kurulması ise firmaların hangi finanslama stratejisini uygulayacağına bağlıdır. Yapılan bu çalışmada, çalışma sermayesi finanslama stratejilerinin firma karlılığı üzerine etkileri belirlenmeye çalışılmış ve İMKB’de kayıtlı dokuma sanayinde faaliyette bulunan 16 firma üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Araştırma verileri 2003 – 2012 yılları arasında dokuma sanayinde faaliyet gösteren firmaların mali tabloları kullanılarak hesaplanan oranlardan oluşmaktadır. Zaman serilerinin durağanlığı Eviews programı yardımıyla birim kök testi ile test edilmiştir, daha sonra da verilerin durağan olduğu görülüp SPSS 15.0 programı kullanılarak basit regresyon analizi yapılmıştır. Analiz sonuucunda, çalışma sermayesini finanslama stratejileri ile aktif karlılık arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Buna göre atılgan finanslanma stratejisini takip eden firmaların aktif karlılıklarının en yüksek olduğu, dengeli finansman stratejisini takip eden firmaların ikinci sırada yer aldığı ve muhazakar finansman stratejiyi takip eden firmaların ise son sırada yer aldığı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Örgüt Kültürünün Algılanan Kurumsal İtibar Üzerindeki Etkisi: Bir Kamu Hastanesinde Araştırma
    (Selçuk Üniversitesi, 2021) Sanati, Soulmaz; Demirsel, Mustafa Tahir
    Bu araştırmanın amacı, örgüt kültürünün algılanan kurumsal itibar üzerindeki etkisinin incelenmesidir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, yüz yüze anket tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Adana ilinde faaliyet gösteren bir kamu hastanesi yönetici ve çalışanları oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilmiş 322 hastane çalışanından oluşmaktadır. Ölçeklerden elde edilen veriler kodlanarak SPSS 22.0 paket programıyla analiz edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde tanımlayıcı istatistiklerden, t testi, ANOVA testi ve korelasyon testlerinden faydalanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, örgüt kültürünün alt boyutları ile algılanan kurumsal itibarın alt boyutları arasında anlamlı ve pozitif ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir ifade ile çalışanların örgüt kültürünü benimseme düzeyleri arttıkça, algılanan kurumsal itibarın da arttığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Algılanan İşyeri Nezaketsizliğinin Çalışan Memnuniyeti Üzerindeki Etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, 2019) Erat, Leyla; Demirsel, M. Tahir
    Günümüzde özellikle yoğun çalışma temposu, kişisel sorunlar, çalışanlardan artan beklentiler, iş-yaşam dengesizlikleri ve görece düşük ücretli çalışanları zorlayan hayat şartları gibi nedenlerle, çalışanlar arasında iletişim sorunları ortaya çıkabilmekte ve her çalışan kimi zaman çalışma ortamında kaba davranışlar sergileyebilmektedir. Organizasyonlar, farklı kişisel ve kültürel özelliklere sahip, farklı etnik kökenlerden gelen ve farklı yaşam koşullarına sahip olan çalışanlardan oluşan yapılardır ve bu nedenle kendine özgü duygu, düşünce, tutum ve algılamaları olan çalışanların kimi zaman kaba ve nezaketsiz davranışlar sergileyebildikleri görülmektedir. Ancak bu tarz davranışlar, çalışanların işine karşı göstermiş olduğu olumlu ya da olumsuz genel tutum olarak tanımlanan çalışan memnuniyeti üzerinde olumsuz etkilere sebep olabilmektedir. Çalışanların işine ve çevresine karşı duyduğu mutluluk duygusu ise olumsuz etkilendiğinde önemli bir verim kaybı ve etkin olmayan performans sonuçları ortaya çıkabilmektedir. Bu bağlamda, bu çalışmada algılanan işyeri nezaketsizliğinin çalışan memnuniyeti üzerindeki etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda Selçuk Üniversitesi’nde görev yapmakta olan 265 araştırma görevlisi üzerinde ampirik bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada, nicel veri toplama tekniklerinden birisi olan anket tekniğinden yararlanılmıştır. Örneklem üzerinden elde edilen veriler, SPSS (Statistical Package for Social Sciences) paket programı ile analiz edilmiştir. Korelasyon analizi sonuçlarına göre, algılanan işyeri nezaketsizliği ile çalışan memnuniyeti arasında orta düzeyde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Çalışan memnuniyetinin içsel tatmin ve dışsal tatmin olmak üzere iki boyutu vardır. Katılımcıların algılanan işyeri nezaketsizliği ile “içsel doyum” arasında orta düzeyde negatif ve anlamlı ilişki olduğu tespit edilirken, “dışsal doyum” ile de orta düzeyde negatif ve anlamlı bir ilişki görülmüştür. Yapılan regresyon analizi sonucunda ise; araştırma görevlilerinin algıladığı işyeri nezaketsizliğinin memnuniyetleri üzerindeki etkisinin negatif ve anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca algılanan işyeri nezaketsizliği değişkeninin dışlayıcı davranış boyutunun çalışan memnuniyetini negatif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Düşmanca tavır, mahremiyetin ihlali ve dedikoduculuk boyutlarının ise çalışan memnuniyeti değişkeni üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı ortaya konulmuştur. Araştırma sonuçlarının, işletme veya kurum yöneticilerine ve bu alanda çalışan akademisyenlere önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    The Effect of Brand Origin on Trust in Advertisement and Attitudes towards Advertisement: The Roles of Consumer Ethnocentrism, Cosmopolitanism and Xenocentrism
    (Selçuk Üniversitesi, 2022) Akgün, Vasviye Özlem; Sancı, Tuğçe; Karlık, S. Onur
    In an environment of intense change, where the boundaries of marketing are expanding day by day, trust and loyalty towards brands affect the success of brands. There may be sociological factors underlying this sense of trust. It is important to examine these sociological elements in order to make marketing activities customer-oriented, as required by the new age. In this context, the main purpose of this study is to examine the role of consumer ethnocentrism, xenocentrism, and cosmopolitanism -which are sociology-based concepts- in the effect of brand origin on attitude towards advertisement and trust in advertisement. For this purpose, a 2x2 between-subjects experimental design was established in the study. Therefore, data were collected from 237 undergraduate students via two separate surveys, which included two different advertisement images emphasizing Turkey and France origins. According to the results of the study, perceived inferiority -which is one of the dimensions of consumer xenocentrism- and consumer ethnocentrism have a moderating effect on the relationship between brand origin, attitude towards advertisement, and trust in advertisement. However, results also show that consumer social aggrandizement -one of the dimensions of consumer xenocentrism- and consumer cosmopolitanism do not moderate the aforesaid relationship. It is expected that the study will make theoretical and practical contributions.
  • Öğe
    Emek Piyasasında Kadın Çalışanlara Yönelik Cinsiyet Ayrımcılığı: Kahramanmaraş Tekstil Sektörü Örneği
    (Selçuk Üniversitesi, 2018) Kartal, Mustafa; Çoban, Orhan
    Cinsiyet ayrımcılığı, bireylere cinsiyetlerinden dolayı farklı davranılmasıdır. Ayrımcı uygulamalara aile ilişkilerinde, eğitim hayatında, siyasal yaşamda, sosyal ilişkilerde ve çalışma yaşamında sıklıkla karşılaşılmaktadır. Daha çok negatif ayrımcılık şeklinde ortaya çıkan bu tür uygulamalara genellikle kadınlar maruz kalmaktadır. Kadın ve erkek arasında eşitsizliği yol açan söz konusu uygulamaların temelinde ise toplumun sahip olduğu geleneksel değer yargıları yatmaktadır. Söz konusu değer yargılarına göre erkeğin ilk ve asli görevi iş yaşamında yer alarak evinin geçimini sağlamak iken, kadından ilk olarak beklenen şey ise iyi bir eş ve anne olmasıdır. Bu düşünceler sonucunda kadın sosyal, ekonomik ve siyaset alanında erkeklerden temsil hakkı elde edememiştir. Kadınların cinsiyet temelli ayrımcı uygulamalara en çok maruz kaldığı alan çalışma yaşamıdır. İşe yönlendirme sürecinden itibaren başlayan ayrımcı uygulamalar, işe alım süreci ve iş yaşamı içerisinde de devam etmektedir. Böylece kadın, zorlukla iş yaşamına kendini kabul ettirmekle kalmayıp çalışma yaşamında da çeşitli güçlükle karşılaşmaktadır. Üstelik maddi olanaksızlıklar yüzünden çalışmak zorunda olan kadın, gerek işini kaybetmemek gerekse çevresinden çekindiği için uğramış olduğu ayrımcı uygulamaları çok fazla dile getirememektedir. Diğer yandan çalışma yaşamında yer alan kadının karşılaşmış olduğu bir diğer durum ise ev işlerindeki sorumluluklarını da yerine getirmek zorunda olmasıdır. Kadın çalışanlardan hem evdeki hem de iş yaşamındaki sorumluluklarını eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi beklenmekte olup, böyle bir durumda kadın ev ve iş yaşamı arasında sıkışıp kalmakta ve psikolojik olarak ciddi sorunlar yaşamaktadır. Bu yüzden kadınları yaşamış olduğu ayrımcı uygulamaları azaltmak ve hatta ortadan kaldırmak amacıyla ulusal ve uluslararası platformda konuya gereken önem verilmekte ve konuyla ilgili pek çok düzenleme hayata geçirilmektedir. Bu çalışmanın amacı Kahramanmaraş Tekstil sektörü örneğinden hareketle emek piyasasında kadınların cinsiyet ayrımcılığına maruz kalıp kalmadıklarının ortaya konulmasıdır. Analizlerde kullanılan veri seti anket yöntemiyle elde edilmiştir. Bu kapsamda Kahramanmaraş tekstil sektöründe faaliyet gösteren büyük ölçekli 5, orta ölçekli 4 ve küçük ölçekli 3 olmak üzere toplam 12 işletmede çalışan 480 kadın işçiden alınan cevaplar, SPSS 15 istatistik analiz programında değerlendirilmiştir. Analiz sonuçları, emek piyasasında cinsiyet ayrımcılığının her geçen gün azaldığını göstermektedir.
  • Öğe
    Covid-19 Pandemi Sürecinde İşletmelerin İnovasyon Kümesinin Pazarlama ve Yönetim Perspektifinden Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2021) Akgün, Vasviye Özlem; Çini, M. Akif
    Günümüzde üretim ve hizmet ortamlarındaki değişim sürekli hale gelmiştir. Yaşanan hızlı değişimler karşısında işletme yöneticileri, zorlu pazar şartlarında hayatta kalabilmek için sürdürülebilir bir gelişim yolu aramak zorundadır ve bu yol, inovasyon faaliyetlerinin sürekli hale getirilmesinden geçmektedir. Pazarlama karmasının en önemli unsurlarından olan ürün, ancak değişen müşteri taleplerine ve ihtiyaçlarına uygun hale getirildiği takdirde daha fazla tercih edilir hale gelmektedir. Bununla birlikte yalnızca pazarlama açısından değil, yönetimsel açıdan da müşteri beklentileri ile uyumlu inovasyonlar gerçekleştirebilmek, işletmelere rekabet avantajı bağlamında oldukça önemli avantajlar sunmaktadır. Yönetim inovasyonu, işlerin gerçekleştirilme biçimini, geleneksel yöntemlerden önemli ölçüde farklılaştırma yeteneğine sahip ve bu farklılaşma ile örgütün performansını artırmaya yardımcı olan bir kavrama karşılık gelmektedir. Yapılan bu araştırmanın amacı; Covid-19 pandemi sürecinde işletmelerin inovasyon kümesinin, pazarlama ve yönetim perspektifinden ele alınmasıdır. Bu bağlamda araştırma; işletme, ürün, stratejik ve yönetim inovasyonlarından oluşan inovasyon kümesi bağlamında değerlendirilmiştir. Araştırmada nitel analiz yöntemlerinden “içerik analizi” kullanılmıştır. Bu kapsamda Konya ilinde faaliyet gösteren özel eğitim kurumlarının yöneticileri ile birebir görüşme yapılmıştır. Elde edilen veriler nitel araştırma yöntemlerinde sıklıkla kullanılan MAXQDA 18 programı aracılığıyla kodlanmış ve sonrasında verilerin analizi gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu araştırma sonucunda; Covid-19 pandemi dönemi sürecinde işletmelerin inovasyon kümesi kapsamında yönetim ve pazarlamaya yönelik mevcut ve gelecek projeksiyonları açısından çeşitli inovasyonlar gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Effect of Cultural Intelligence on Transactional and Transformational Leadership Styles: A Research in Charity Organizations in Erbil
    (Selçuk Üniversitesi, 2019) Jamı, Mohammed Saber; Attar, Melis; Kalfaoğlu, Serap
    Globalization and its counterpart – international/multinational organizations enable different cultures coincide with one another in both social and organizational settings. Interaction of diversified cultures necessitates behaving accordingly to different settled cultural values and conditions. At this point, Cultural Intelligence (CI) comes into scene as a crucial asset while being in relation with society or any community from different cultural backgrounds. In organizations, leading heterogeneous individuals coherently is of critical importance for the continuity of the organization itself. Thus, it is anticipated that cultural intelligence shall have a part in leadership styles in terms of its implementation process. The aim of this study is to examine whether cultural intelligence has an impact on leadership styles – transactional and transformational leadership styles. Four charity organizations located in Erbil, Iraq are chosen as the population and the sample of the investigation consists of 116 employees out of 200 employees working for them. To measure cultural intelligence, a scale developed by Ang and Dyne (1996) is used. The items of the scale are taken from Ang et al (2007). To measure leadership styles, a scale developed by Bernard M. Bass and Bruce J. Avolio, has been used (Multifactor Leadership Questionnaire Leader Form (MLQ 5x-Short) published by Mind Garden, Inc. This scale is composed of 45 items but 32 questions are used (12 questions Transactional Leadership and 20 questions Transformational Leadership) for this research. The data collected by survey method is analysed by SPSS 23 program using frequency analysis, correlation analysis, regression analysis and mean comparison analyses. The results indicate that there is a positive significant relationship between cultural intelligence and both leadership styles – transactional and transformational leadership. Also there is a positive significant relationship between each dimension of cultural intelligence with both transactional leadership and transformational leadership. As a result of this, in other words, when cultural intelligence levels rise at work, the leaders are also performing very well. According to the results of the regression analysis, the cultural intelligence has an impact on the transactional leadership (R=24.8%, Adjusted R=24.2%). Also the results showed that cultural intelligence has an impact on the transformational leadership (R=25.7, Adjusted R 25.0%). As discussed in other research examples including transactional leadership and transformational leadership, which is related to the cultural intelligence, our research has confirmed the relationships between each other, too. Even if there are some differences, this is due to handling of different culture, geography and time.
  • Öğe
    Perceived organizational climate and whistleblowing intention in academic organizations: evidence from Selcuk University (Turkey)
    (SPRINGER HEIDELBERG, 2019) Afe, Codjori Edwige Iko; Abodohoui, Alexis; Mebounou, T. Guy Crescent; Karuranga, Egide
    This paper investigates the relationship between organizational climate drivers and whistleblowing intention through a cross-sectional study in Selcuk University in Turkey. Contrary to our expectations, the findings do not fully support the existing literature and the hypotheses underpinning this research. While the work environment in faculties and institutes of Selcuk University seems to portray an overall positive organizational climate, lecturers, researchers, and research assistants have expressed a deep reluctance in the likelihood to sound the alarm in case they witness wrongdoings and malpractices committed by their supervisors and fellow colleagues. The investigation reveals that some organizational climate drivers such as organizational justice, morale, leader credibility and mobbing are consistently associated with informal whistleblowing intention while only individual autonomy is bound with formal whistleblowing intention. Nevertheless, the outputs highlight individual autonomy and morale to have negative impact on whistleblowing intention which is opposite to our expectation. Furthermore, the findings do not support the assumption relating to the mediating role of trust and safety climate in the relationship between organizational climate drivers and whistleblowing intention.
  • Öğe
    Çalışma saatlerindeki serbest zaman faaliyetlerinin çalışan motivasyonuna etkisi: kamu hastaneleri araştırması
    (2016) Çetinkaya, Ali Şükrü; Sanioğlu, Zehranur
    Çalışanların boş zamanlarını etkili bir şekilde işyerinde aktivitelerle değerlendirmeleri, onların motivasyonlarını artırarak örgütsel hedefler doğrultusunda harekete geçmelerini, zihinsel ve fiziksel güçlerini bu yönde verimli kullanmalarını sağlamaktadır. Bu araştırmada mesai saatleri içerisinde serbest zaman değerlendirme faaliyetlerinin çalışanlara etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Konya kamu hastanelerinde çalışan sağlık personelinden elde edilen 402 geçerli ankete göre veri analizi yapılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, çalışanların, serbest zaman faaliyetlerine katılımları; maddi olanaklar, çalışma ortamı ve kendine güven boyutlarına göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği tespit edilmiştir
  • Öğe
    Performansa dayalı ücretlendirmenin ücrete bağlı streste farklılık yaratma düzeyi: Konya sağlık işletmeleri araştırması
    (2016) Çetinkaya, Ali Şükrü
    Emeğinin karşılığını alma tüm çalışanların ortak beklentisidir. Bu amaca hizmet eden uygulamalardan biri de performansa dayalı ücretlendirmedir. Performansa dayalı ücretlendirme uygulamasında işletmenin etkinlik ve verimliğinin üst seviyelere taşınması amaçlanmaktadır. Diğer taraftan performansa bağlı ücret artışı işgörenlerin hem yaşam standartlarının yükselmesini sağlamakta hem de işe olan motivasyonlarını artırmaktadır. Fakat yüksek çaba harcayarak yüksek ücrete sahip olma gayreti çalışan için aynı zamanda bir stres kaynağı da olabilmektedir. Bu nicel araştırmada Konya'daki sağlık işletmelerinde performansa dayalı ücretlendirmenin ücrete bağlı streste farklılık yaratma düzeyi araştırılmıştır. Elde edilen 368 geçerli ankete dayalı veri analizi sonuçlarına göre "sağlık işletmelerinin türü", "yerine getirilen görevin türü", "sistematik performans değerleme yapılma durumu" ve "performans değerleme şekli" değişkenlerinin grupları arasında ücrete bağlı stres bağlamında istatistiki olarak anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Performansa dayalı ücretlendirmenin çalışanlar tarafından temel ücretin bir parçası şeklinde algılanan bir hak olarak görüldüğü anlaşılmaktadır.
  • Öğe
    OHİO Üniversitesi liderlik modeline göre oluşan liderlik biçimlerinin işletmelerin ihracat performansı üzerine etkisi ve Gaziantep ilinde bir araştırma
    (2009) Tağraf, Hasan; Çalman, İskender
    Uluslar arası alanda artan rekabetle birlikte, ihracat yapan işletmeler rekabet avantajı elde etmek için yönetim süreçlerine artan bir ilgi göstermektedirler. Rekabet, beraberinde belirsizliği de getirmektedir. Belirsizlikle başa çıkmada liderlik, önemli bir konuma gelmiştir. Bu araştırmada, ihracat sürecinde uygulanan Ohio Üniversitesi liderlik modeline göre liderlik biçimlerinin ihracat performansı üzerine etkisi, Gaziantep ilindeki ihracatçı firmalar ölçeğinde incelenecektir. Araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla kümeleme ve varyans analizi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, işletmedeki liderlik biçimlerinin, işletmelerin ihracat performansı üzerinde üç farklı kriterde etkili olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Türkiye'nin dış ticaret yapısı üzerine bir uygulama (1993-2002)
    (Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2004) Saatcioğlu, Cem; Kutlu, Rasim; TR17925
    Süreklilik arz eden dış ticaret açıkları kriz için önemli bir gösterge olduğundan Türkiye için önemli olmaktadır. Bu nedenle, ithalat ve ihracatı içeren net ihracat fonksiyonunun tahmin edilmesi Türkiye’nin dış ticaret yapısının anlaşılması bakımından önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye’nin net ihracat modeli tahmin edilmiş, daha sonra da bu model kullanılarak esneklikler hesaplanmıştır. Net ihracatın (1993:1-2002:4) dönemi için tahmin değerlerine göre, ihraç mallarının gelir esnekliğinin düşük, fiyat esnekliğinin ise yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Bunun yanında hem ithalat, hem de ihracat döviz kuruna karşı duyarlıdır. Global enflasyon oranı ile ülkenin iç enflasyon oranının artması net ihracatın artmasına neden olmaktadır. Ayrıca net ihracat ile üretim arasında negatif, ithal fiyatları arasında ise pozitif bir ilişki bulunmaktadır.