Eğitim Bilimleri Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 71
  • Öğe
    Ergenlerde başa çıkma stratejilerinin yordayıcıları olarak bilişsel esneklik ve öz şefkat
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Özcan, İlknur; Gökalp, Zeynep Şimşir
    Bu araştırmanın amacı, ergenlerin başa çıkma stratejileri, bilişsel esneklik ve öz şefkat puanları arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırma ilişkisel tarama modeline göre gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, 2022-2023 eğitim öğretim yılı Tokat ilindeki üç lisede öğrenim gören 243 kız, 226 erkek olmak üzere toplam 469 öğrenciden oluşmaktadır. Çalışma grubundaki öğrencilerin yaş ortalaması 15.37'dir. Araştırmada, öğrencilerin demografik özelliklerinin belirlenmesi için Kişisel Bilgi Formu, başa çıkma stratejilerinin belirlenmesi için Ergenler için Başa Çıkma Stratejileri Ölçeği, bilişsel esneklik düzeylerinin belirlenmesi için Bilişsel Esneklik Ölçeği, öz şefkat düzeylerinin belirlenmesi için Öz-Şefkat Ölçeği Kısa Formu kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen verilerin analizi için Bağımsız Örneklem t Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), Pearson Korelasyon Analizi, Çoklu Doğrusal Regresyon Analizinden yararlanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, aktif başa çıkma sınıf düzeyi değişkenine, kaçınan başa çıkma cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenine, olumsuz başa çıkma cinsiyet değişkenine göre anlamlı şekilde farklılaşmaktadır. Ayrıca başa çıkma stratejilerinin tüm alt boyutları ile bilişsel esneklik ve öz şefkat değişkenleri arasında anlamlı ilişkiler bulunmaktadır. Bilişsel esneklik ve öz şefkat ile aktif başa çıkma alt boyutu arasında pozitif yönlü anlamlı ilişkiler bulunmaktadır. Bilişsel esneklik ve öz şefkat ile kaçınan başa çıkma ve olumsuz başa çıkma alt boyutları arasında negatif yönlü anlamlı ilişkilere rastlanmıştır. Başa çıkma stratejilerinin yordanmasına ilişkin Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi sonuçlarına göre ise bilişsel esneklik ile öz şefkat, aktif başa çıkma stratejilerindeki toplam varyansın %20'sini açıklamaktadırlar. Kaçınan başa çıkma stratejilerindeki toplam varyansın %19'unu açıklamaktadırlar. Olumsuz başa çıkma stratejilerindeki toplam varyansın ise %25'ini açıklamaktadırlar. Bulgular alan yazındaki bilgiler doğrultusunda tartışılmış ve çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Ergenlerde öz-kontrol ve sosyotelizm arasındaki ilişki: Sosyal medya bağımlılığının aracı rolü
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Erdem, Dilara Vuslat; Gökalp, Zeynep Şimşir
    Bu araştırmanın amacı ergenlerde öz-kontrol, sosyal medya bağımlılığı ve sosyotelizm arasındaki ilişkileri incelemektir. Ayrıca öz-kontrol ve sosyotelizm arasındaki ilişkide sosyal medya bağımlılığının rolünü içeren aracı modeli test etmektir. Bu araştırmanın bağımsız değişkeni öz-kontrol, bağımlı değişkeni sosyotelizm ve aracı değişkeni sosyal medya bağımlılığıdır. Araştırma 2021-2022 yılları arasında Mersin ve Konya'daki ortaokul ve liselerde öğrenim gören 12-18 yaş arası 623 [320 (%51.4) kız, 303 (%48.6) erkek] ergenlerin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların kişisel bilgilerini belirlemek amacıyla "Kişisel Bilgi Formu", öz-kontrol düzeylerini belirlemek için "Kısa Öz-Kontrol Ölçeği", sosyotelizm düzeylerini belirlemek için "Sosyotelizm Ölçeği" ve sosyal medya bağımlılıklarını belirlemek için "Ergenler için Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmada veriler korelasyon testi ve aracılık testi ile analiz edilmiştir. Dolaylı etkinin anlamlığını test etmek için bootstrapping yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öz-kontrol ile sosyotelizm ve sosyal medya bağımlılığı arasında negatif yönlü anlamlı ilişki bulunurken sosyotelizm ve sosyal medya bağımlılığı arasında pozitif yönlü anlamIı ilişki bulunmuştur. Gerçekleştirilen aracılık testi sonucunda öz-kontrol ve sosyotelizm arasındaki ilişkide sosyal medya bağımlılığı kısmi aracı role sahip olduğu bulunmuştur. Başka bir ifadeyle öz-kontrol hem doğrudan hem de sosyal medya bağımlılığı aracılığıyla sosyotelizmi yordamaktadır. Bulgular ilgili literatür kapsamında tartışılmış ve öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Öğretmen adaylarının topluluk önünde konuşma kaygısı ile beş faktör kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ünal, Ayhan; Pamuk, Mustafa
    Bu çalışma öğretmen adaylarında, topluluk önünde konuşma kaygısı ile beş faktör kişilik özellikleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın modeli ilişkisel tarama modelidir. Araştırmanının katılımcılarını 2021-2022 güz yarıyılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenimlerini sürdüren üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise bu fakültelerin çeşitli programlarında öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Katılımcıların seçiminde uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya bu yöntemle seçilen 503 öğrenci dahil edilmiştir. Öğrencilerin topluluk önünde konuşma kaygılarını belirlemek için Topluluk Önünde Konuşma Kaygısı Ölçeği ve beş faktör kişilik özelliklerini ölçmek için Hızlı Büyük Beşli Kişilik Testi kullanılmıştır. Cinsiyete göre topluluk önünde konuşma kaygısını incelemek için bağımsız gruplar için t testi uygulanmıştır. T testi sonuçlarına göre topluluk önünde konuşma kaygısı, uyumluluk ve duygusal dengesizlik kadınların lehine anlamlı düzeyde farklılık göstermiştir. Bölüm ve sınıf düzeyine göre topluluk önünde konuşma kaygısını incelemek için ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. ANOVA sonuçlarına göre topluluk önünde konuşma kaygısının sınıf düzeyine ve bölümlere göre farklılaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Beş faktör kişilik özelliklerinin topluluk önünde konuşma kaygısı üzerine yordayıcı etkisini incelemek için çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Regresyon analizi sonuçlarına göre dışadönüklük, deneyime açıklık, duyusal denge ve sorumluluk topluluk önünde konuşma kaygısını negatif yönde anlamlı düzeyde yordarken uyumluluğun pozitif yönde anlamlı düzeyde yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular ilgili alanyazın ve kuramsal bilgiler ışığında açıklanmış olup birtakım önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Sosyal-duygusal-ahlaki gelişim ve okul yaşantılarında duygu sosyalleştirmenin rolü
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kavafoğlu, Ahsen; Baytemir, Kemal
    Bu araştırmanın amacı ebeveynlerin duygu sosyalleştirme davranışları ile öğrencilerin sosyal- duygusal- ahlaki gelişimleri, algılanan okul yaşantıları ve okulda pozitif yaşantıları arasındaki ilişkilerin belirlenmesi ve bu değişkenlerin demografik faktörlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir. Araştırma 2022- 2023 eğitim öğretim yılında Kayseri ilinin Yahyalı ilçesinde 5. ve 6. sınıfa devam eden 301 öğrenci (155 kız ve 146 erkek) ve öğrencilerin ebeveynlerinin (186 anne ve 115 baba) katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada "Kişisel Bilgi Formu", "Çocuğun Olumsuz Duygularıyla Baş Etme Ölçeği", "Algılanan Okul Yaşantıları Ölçeği", "Sosyal- Duygusal ve Ahlaki Gelişim Ölçeği" ve "Okulda Pozitif Yaşantılar Ölçeği" kullanılmıştır. Verilerin analizi için bağımsız gruplar için t testi, korelasyon testi, ANOVA ve geriye doğru değişken eleme metodu (Backward Elimination) ile çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Ebeveynlerin duygu sosyalleştirme davranışları ile çocukların sosyal- duygusal- ahlaki gelişimlerini ve okul yaşantıları arasında ilişki bulunmaktadır. Cezalandırıcı tepki ve duygu odaklı tepki sosyal- duygusal ve ahlaki gelişimi yordamaktadır. Cezalandırıcı tepki ve duyguları teşvik etme algılanan okul yaşantılarını ve okulda pozitif yaşantıları yordamaktadır. Ebeveynlerin duygu sosyalleştirme davranışları öğrencilerin cinsiyetine göre anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır, anneler daha fazla duyguları teşvik ifadeleri kullanırken babalar daha fazla cezalandırıcı ve küçümseyici tepkiler kullanmaktadır. Bulgulara ilişkin tartışmalar ve öneriler alanyazın kapsamında değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Öz anlayış programının sağlık çalışanlarında öz anlayış ve çalışma yaşam kalitesine etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Bedir, Melikegül; Bülbül, Ayşe Eliüşük
    Bu araştırmanın amacı; sağlık çalışanlarının öz anlayış ve çalışma yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefleyen bir psiko-eğitim programının sağlık çalışanları üzerinde etkililiğinin sınanmasıdır. Araştırmanın bağımsız değişkenini öz anlayış programı, bağımlı değişkenini ise; araştırmaya katılanların "Öz Anlayış Ölçeği 'ne ve Çalışanlar için Yaşam Kalitesi Ölçeği 'ne verdikleri cevaplardan elde edilen öz anlayış ve çalışma yaşam kalitesi puanları oluşturmaktadır. Araştırmada ön-test son- test deney, kontrol gruplu yarı deneysel model kullanılmıştır. Araştırma 2021-2022 yılları arasında Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde görevini yapan 14'ü kadın 8'i erkek sağlık çalışanlarının katılımıyla gerçekleşmiştir. Deney ve kontrol grupları kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi ile belirlenmiştir. Araştırma sürecinde deney grubuna 7 oturumluk "Öz Anlayış Programı" uygulanmış, kontrol grubuna ise herhangi bir eğitim verilmemiştir. Araştırma sorularının test edilmesi için betimsel istatistikler ve grup içinde, gruplar arasında ön-test, son-test ölçümler arasında farkın anlamlılığını belirlemek için Wilcoxon Sıralı İşaretler Testi ve Mann Whitney U Testi kullanılmıştır. Deney grubunun öz anlayış ve çalışma yaşam kalitesi puanlarında deneysel işlem sonrasında anlamlı bir artış olmuştur. Deneysel işlem sonrasında deney grubunun öz anlayış puan ortalamaları, kontrol grubunun puan ortalamalarından anlamlı olarak yüksektir, çalışma yaşam kalitesinin alt boyutlarından mesleki alanda şefkat tatmini ve şefkat yorgunluğu puan ortalamaları anlamlı bir farklılık göstermezken tükenmişlik alt boyutunun deney grubu lehine anlamlı şekilde farklılaştığı görülmüştür.
  • Öğe
    Ortaokul matematik öğretmenlerinin, öğretmen adaylarının ve öğrencilerin; kesir, rasyonel sayı ve oran kavramlarına ait tanımlamaları
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Altundağ, Hasibe Şeyma; Doğan, Mustafa
    Bir kavramın tanımı yapılırken o tanıma uyan ve uymayan örneklerle birlikte tanım verildiğinde, kavram daha net anlaşılmış olur. Kesir, rasyonel sayı ve oran kavramları matematiksel gösterim olarak aynı şekillerde ifade edilebilmektedir. Ancak tanım ve anlam olarak birbirinden farklı kavramlardır. Bu nedenle kavramların ilişkilendirilmesi gerekir. Bu araştırmanın amacı birbiri ile ilişkili olan ve sıkça karıştırılan, derslerde birbiri yerine farklı şekillerde kullanılabilen üç kavramın anlamını ve tanımını öğrenci, öğretmen ve öğretmen adaylarının görüşlerine göre incelemektir. Araştırmacının katılımcı grubunu yedinci sınıf düzeyinde, Konya ilinde bir devlet okulunda öğrenim gören 108 öğrenci, bu öğrencilerin bulunduğu sınıflarda matematik dersleri veren 5 matematik öğretmeni ve Konya ilinde bir devlet üniversitesinde öğrenim gören toplam 56 matematik öğretmen adayından oluşmaktadır. Yapılan çalışma nitel bazlı bir araştırmadır. Veri toplama aracı olarak öğretmen adayları ve öğrencilere kavram eşleştirme testi, öğretmenlere ise yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Toplanan verilere içerik analizi yapılmıştır. Araştırmanın sonunda ulaşılan sonuçlar öğrencilerin, öğretmen adaylarının ve öğretmenlerin kesir, rasyonel sayı ve oran kavramlarıyla ilgili problemler yaşadıkları, bilgi eksikliklerinin bulunduğu ve bazı yanlış veya hatalı tanımlamalarının olduğunu göstermektedir. Bunların önemli bazıları parça-parça ilişkisinin kesir ve rasyonel sayı olarak algılanması ve parça-bütün ilişkisinin oran tanımlarına dahil edilmemesidir.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin sayı hissi ile matematik tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ülkü, Esma Nur; Yumak, Yunus
    Bu araştırmada; 2021-2022 eğitim öğretim yılında Şanlıurfa'da bulunan MEB'e bağlı bir ortaokulda altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarda öğrenim gören 39 öğrenci ile çalışılmıştır. Araştırmanın amacı; öğrencilerin sayı hisleri ile matematik tutumları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Ayrıca öğrencilerin sayı hissi ve matematik tutumlarının, cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenine göre farklılaşıp farklılaşmadığı da incelenmiştir. Araştırmanın yöntemi karma modeldir. Çalışmada veri toplama aracı olarak Kayhan Altay ve Umay (2013) tarafından geliştirilen 'Sayı Duyusu Ölçeği' ile Eğitim Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (EARGED) tarafından geliştirilen 'Matematik Tutum Ölçeği' kullanılmıştır. Verilerin JASP 0.16.4 programı ile çözümlemesi yapılmıştır. Veri analizinde; bağımsız örneklem t testi, ANOVA testi, korelasyon analizi ve regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin sayı hissi puanlarının oldukça düşük olduğu görülmüştür. Öğrencilerin soruları sayı hissi stratejileri yerine kural temelli, klasik yollardan çözdükleri sonucuna ulaşılmıştır. Sayı hissi puanları cinsiyet değişkeni açısından incelendiğinde; erkek öğrenciler lehine anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sayı hissi puanları sınıf düzeyi değişkeni açısından incelendiğinde sayı hissi testinden aldıkları toplam puanın en yüksek 8.sınıflarda, en düşük 6.sınıflarda olduğu tespit edilmiştir. Yani sınıf düzeyi arttıkça sayı hissinde de bir artışın olduğu ve bu artışın anlamlı olduğu söylenebilir. Öğrencilerin matematik tutum ölçeğinden aldıkları toplam puan dikkate alındığında matematik tutumlarının orta düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Matematik tutumları cinsiyet değişkeni açısından incelendiğinde, erkek öğrenciler lehine anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Matematik tutum sınıf düzeyi değişkeni açısından incelendiğinde şu sonuca ulaşılmıştır: Sınıf düzeyi arttıkça matematik tutum puanlarında da bir artışın olduğu ve bu artışın anlamlı olmadığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin sayı hissi ile matematik tutumları arasındaki korelasyon katsayısı 0,846'dır. Yüksek düzeyde, pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişkiden söz edilebilir.
  • Öğe
    Matematik öğretiminde teknoloji destekli tasarlanan oyunların matematik başarısına etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ardahan, Sefa; Yumak, Yunus
    Bu araştırma, matematik öğretiminde teknoloji destekli tasarlanan oyunların matematik başarısına etkisini incelemeye yöneliktir. Teknoloji destekli tasarlanan oyunların öğrencilerin matematik başarısına olan etkisi teorik olarak incelenmiş, sonrasında ise ilgili değişkenlerle analiz edilmiştir. Bu çalışmada, nicel araştırma yöntemlerinden yarı deneysel desenlerden son test kontrol gruplu model tercih edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, Hakkari'de yer alan bir ortaokulun 5 ve 6. sınıflarında öğrenim görmekte olan 72'si kız, 70'i erkek olmak üzere toplam 142 öğrenci oluşturmaktadır. Bu çalışmada; veri toplama aracı olan başarı testi için oyunlarla ilgili kazanımlar incelenmiş, kazanımlara ait sorular taranmış ve bu sorulardan seçilerek araştırmacı tarafından bir başarı testi oluşturulmuştur. Toplanan verilerin analizi SPSS programı ile gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, bağımlı değişken olarak teknoloji destekli matematik oyunları kullanılırken bağımsız değişken olarak matematik başarısı kullanılmıştır. Çalışmanın hipotezi "Teknoloji destekli tasarlanan oyunların matematik başarısı üzerinde pozitif etkiye sahiptir" şeklindedir. Örneklem sayısı 50'den fazla olduğu için deney ve kontrol grubu Başarı Testi puanları Kolmogorov-Smirnov normallik analizi ile normalliği incelenmiş; daha sonra deney ve kontrol grubu öğrencilerinin Başarı Testi puanları T-Testi analizi ile test edildikten sonra sonuçlara yer verilmiştir.
  • Öğe
    Matematik eğitiminde artırılmış gerçeklik: Bir içerik analizi çalışması
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Bayram, Erva Yeternaz; Yumak, Yunus
    Teknolojinin günümüzde hızlı ilerlemesi ile birlikte karşımıza birçok yenilik çıkmaktadır. (Güllüpınar, Kuzu, Dursun, Kurt & Gültekin, 2013). Teknolojideki bu gelişmeler tüm bilimsel alanları etkilediği gibi eğitim alanını da hızla etkilemekte, günden güne büyük bir önem kazanmakta ve bu alanda kullanılan teknolojik yenilikler hem öğretmenlere hem de öğrencilere büyük kolaylıklar sunmaktadır. Gelişmiş ülkelere bakıldığında eğitim sistemlerinin teknoloji ile beraber ilerlediği görülmektedir. (Williams & Kingham, 2003). Kara tahta ve tebeşirle başlayan bu eğitim yolculuğu günümüzde sanal gerçeklik ve sonrasında artırılmış gerçeklik uygulamaları ile güncellenmektedir. (Erbaş & Demirer, 2014). Artırılmış gerçeklik uygulamalarının hem eğitimde hem de farklı alanlarda kullanımıyla ilgili araştırmalar gün geçtikçe artış göstermektedir (Mekni & Lemieus, 2014). Bu çalışmada, matematik eğitiminde artırılmış gerçeklik uygulamasının kullanımı ile ilgili Google Akademik ve YÖK Tez platformu üzerinde Türkçe ve İngilizce dilinde 2013-2022 yılları arasında taranan makale ve tezlerin içerik analizi yapılmıştır. Çalışmanın alt problemlerine uygun olarak bulunan yayınların "türleri, araştırma yılları, dili, yayımlandığı ülkeler, amaçları, örneklem düzeyleri, araştırma modelleri, veri toplama araçları, analiz teknikleri ve sonuçları" incelenmiştir. Elde edilen sonuçların artırılmış gerçeklik ile ilgili bir bakış açısı sunması ve alandaki eksiklikleri yeni araştırmacılara göstermesi beklenmektedir. Çalışmamızda nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi modeli tercih edilmiştir. Araştırma bulguları incelendiğinde, eğitimde artırılmış gerçeklik uygulaması ile ilgili çalışmaların giderek arttığı, daha çok ortaokul öğrencileri üzerinde çalışmalar yapıldığı ve araştırmacıların çalışmalarında genel olarak nicel araştırma yöntemini tercih ettikleri görülmüştür. Ayrıca çalışmalarda veri toplama aracı olarak çoğunlukla içerik analizi ve beceri testlerinin tercih edildiği, toplanan verilerin analizinde ise genellikle t-testi ve açıklayıcı analiz tekniklerinin kullanıldığı görülmüştür.
  • Öğe
    7. sınıf öğrencilerinin dörtgenler konusundaki öğrenmelerinin SOLO Taksonomisi ile incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kırıcı, Melek; Doğan, Mustafa
    Bu çalışmanın amacı ortaokul 7. sınıf öğrencilerinin dörtgenler konusundaki öğrenmelerini SOLO Taksonomisi ile incelemektir. Nitel araştırma yöntemlerinden özel durum çalışması olarak gerçekleştirilen bu araştırma 2021-2022 eğitim öğretim yılında bir ortaokulda öğrenim görmekte olan 4'ü kız 4'ü erkek olmak üzere 8 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Her birinde beş sorunun bulunduğu kavramsal bilgi testi ve işlemsel bilgi testi veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Verilerin toplanması sürecinde öğrenciler ile klinik mülakatlar yürütülmüş ve kayıt altına alınmıştır. Elde edilen veriler araştırmacı tarafından oluşturulan SOLO rubriklerine göre değerlendirilmiştir. Bu aşamada SOLO Taksonomisi ile ilgili bilgi sahibi olan ikinci bir araştırmacı çalışmaya dâhil olmuştur. Her iki araştırmacı birbirinden bağımsız olarak öğrenci cevaplarını ilgili SOLO düzeylerine atamışlardır. Yapılan analizler sonucunda öğrenci cevaplarının büyük çoğunluğunun tek yönlü yapı ve çok yönlü yapı düzeyinde olduğu, ilişkisel yapı düzeyinde cevapların ise oldukça az olduğu görülmüştür. Ayrıca öğrencilerin kavramsal bilgi testindeki SOLO düzeylerinin işlemsel bilgi testine kıyasla daha alt düzeylerde yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinde akademik erteleme davranışı ile dijital oyun bağımlılığı arasındaki ilişkide akademik motivasyonsuzluğun aracı rolü
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Yalçın, Şeyma; Pamuk, Mustafa
    Bu çalışma ortaokul öğrencilerinde akademik erteleme davranışı ve dijital oyun bağımlılığı arasındaki ilişkide akademik motivasyonsuzluğun aracı rolünün incelenmesinin yanında sonuç değişkeni olan akademik erteleme davranışının çeşitli demografik özelliklere göre nasıl farklılaştığının ortaya konulmasını amaçlamak için yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden olan ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Hatay'da 2022-2023 yılları arasında ortaokula devam eden 590 öğrenci ile yapılan çalışmada, "Ortaokul Öğrencilerinin Akademik Erteleme Davranışı Ölçeği", "Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği", "Akademik Motivasyonsuzluk Ölçeği" ve "Kişisel Bilgi Formu" kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, bağımsız gruplar için t-testi, tek yönlü varyans analizi, korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır. Yapılan çalışmada sonuç olarak ortaokul öğrencilerinin cinsiyet, dijital oyun oynama süresi ve anne baba eğitim durumunun akademik erteleme davranışında anlamlı bir farklılık oluşturmadığı, sınıf düzeyi ve teknolojik cihaz kullanım süresinin ise akademik erteleme davranışında anlamlı bir farklılık oluşturduğu görülmüştür. Bununla birlikte dijital oyun bağımlılığının akademik motivasyonsuzluğu pozitif yönde anlamlı düzeyde yordadığı, akademik motivasyonsuzluğun akademik erteleme davranışını pozitif yönde anlamlı olarak yordadığı, dijital oyun bağımlılığının akademik erteleme davranışı üzerindeki doğrudan etkisinin de anlamlı olduğu bulunmuştur. Son olarak akademik motivasyonsuzluğun dijital oyun bağımlılığı ile akademik erteleme davranışı arasındaki ilişkide aracılık rolünün olduğu bulunuştur. Elde edilen bulgulara dayalı olarak tartışma yapılmış ve öneride bulunulmuştur.
  • Öğe
    8. sınıf öğrencilerinin Türkçe testindeki başarıları ile matematik testindeki başarı düzeyleri arasındaki ilişki
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ayhan, Savaş; Doğan, Mustafa
    Bu araştırmanın amacı ortaokul 8. Sınıf öğrencilerinin Türkçe testlerindeki anlama ve çıkarım sorularını çözmeye yönelik becerileri ile Matematik testinde rutin olmayan problem çözme düzeyi arasında ilişkiyi araştırmaktır. Araştırmada belgesel (döküman) tarama yöntemi kullanılmıştır. Veriler Konya ili ve ilçesindeki ortaokul 8. Sınıfta öğrenim gören yaklaşık 25 bin öğrencinin başarı testinin sonuçlarını içermektedir. Verilerin analizinde chi-square ve korelasyon analizleri yapılmıştır. Bu analizler sonucunda araştırmanın bulgularına ulaşılmıştır. Uygulanan analiz sonucunda Türkçe testinde başarısı düşük olan öğrencilerin metin problemleri çözmeye yönelik becerilerini yordadığına ilişkin sonuçlar elde edilmiş ve Türkçe testindeki başarısı incelendiğinde metin problemleri çözme üzerinde daha anlamlı bir yordayıcı etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda Türkçe testinde başarısı düşük olan öğrencilerin anlama düzeyleri düşük olduğundan matematik problemlerini de anlama düzeylerinin düşük, dolayısıyla matematik testinde de başarılarının düşük olmuştur. Türkçe testi başarı yükseldikçe matematik testindeki başarıları da yükselmektedir.
  • Öğe
    Matematik ders kitabında yer alan görevlerin gerçekçi matematik eğitimi ilkeleri açısından incelenmesi ve öğretmen görüşlerine göre değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Saçkesen, Merve; Doğan, Mustafa
    Bu çalışmada 2022-2023 Eğitim-öğretim yılında Konya ilinde kullanılan 6.sınıf Matematik ders kitabındaki görevlerin Gerçekçi Matematik Eğitimi (GME) açısından incelenmesi ve öğretmen görüşlerine göre değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ders kitabı incelenirken doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ders kitabının içeriği GME ilkeleri doğrultusunda araştırmacı tarafından geliştirilen ders kitabı değerlendirme formuyla incelenmiştir. Öğretmenlere de araştırmacı tarafından geliştirilen öğretmen yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Araştırmaya Konya ilinde görev yapmakta olan meslekte en az 5 yılı tamamlamış 11 öğretmen katılmıştır. Çalışmanın analizine göre 1084 tane matematik görevi bulunmaktadır. Yapılan çalışmada alt öğrenme alanlarındaki görevlerde aktivite ilkesinin bulunma oranın en fazla "Çember" alt öğrenme alanında ikinci olarak ise "Doğal Sayılarla İşlemler" alt öğrenme alanında görüldüğü tespit edilmiştir. Gerçeklik ilkesinin "Veri Toplama ve Değerlendirme" alt öğrenme alanındaki görevlerin çoğunluğunda bulunduğu ve görevlerin yarısından fazlasında gerçeklik ilkesinin bulunduğu tespit edilmiştir. Düzey ilkesinin bulunma oranının en fazla "Sıvı Ölçme" alt öğrenme alanında bulunduğu tespit edilmiştir. İç-içelik ilkesinin ders kitabındaki matematik görevlerinde bulunma oranlarının birbirine çok yakın ve az olduğu görülmüştür. Etkileşim ilkesinin bazı alt öğrenme alanlarında hiç bulunmadığı ve ilkenin bulunduğu alt öğrenme alanlarında ise oranların birbirine çok yakın olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin çoğunluğu ders kitabındaki görevlerin yetersiz olduğunu ve GME'nin ilkelerinin görevlerde az bulunduğunu ifade etmişlerdir. Ders kitabının GME'ye uygun düzenlenmesinin öğrencilerin kalıcı öğrenmesinde etkili olacağını düşünmüşlerdir. Ders kitabına gerekli düzenlemelerin yapılması ve ders kitabındaki görevlerin yeterli olmadığı durumlarda öğretmenlerin GME yaklaşımına uygun olarak kendi etkinliklerini tasarlamaları veya mevcut etkinlikleri uyarlamaları için öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitim programları düzenlenebileceği şeklinde önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Ortaöğretim öğrencilerinin olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik özellikleri ile gelecek beklentisi ve kariyer kaygısı ilişkisinin incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Samancı, Fatma Tuğba; Bozgeyikli, Hasan
    Bu çalışma ortaöğretim öğrencilerinin olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilikleri, kariyer kaygıları ve gelecek beklentileri arasındaki ilişkiyi inceleme amacıyla yapılmıştır. Araştırmada tarama modeli olarak ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Konya ilinde lisede öğrenim gören 325 kız ve 181 erkek olmak üzere toplam 506 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrencilerin olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik özelliklerini belirlemek için "Olumlu ve Olumsuz Mükemmeliyetçilik Ölçeği", kariyer kaygılarını ölçmek için araştırmacılar tarafından geliştirilen "Kariyer Kaygısı Ölçeği" ve gelecek beklentilerini belirlemek için araştırmacı tarafından Türkçe'ye uyarlanan "Ergen Gelecek Beklentileri Ölçeği", demografik değişkenleri belirlemek amacıyla ise "Kişisel Bilgi Formu" uygulanmıştır. Verilerin analizinde bağımsız örneklem T testi, Anova testi, farklılaşmaları tespit etmek amacıyla Post Hoch testleri, Pearson Korelasyon Katsayısı Analizi ve Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik, kariyer kaygısı ve gelecek beklentisi ölçek puanları ile cinsiyet değişkeni arasında anlamlı farklılaşma bulunamamıştır. Olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik ölçeğinin uyuşmazlık alt boyutuyla sınıf düzeyi değişkeni arasında anlamlı farklılaşma görülmüştür. Kariyer kaygısı ölçeğinin meslek seçimine yönelik alt boyutuyla sınıf düzeyi arasında anlamlı farklılaşma vardır. Gelecek beklentisi ölçek puanları ile sınıf düzeyi arasında anlamlı farklılaşma yoktur. Olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçiliğin yüksek standartlar ve düzen alt boyutlarıyla algılanan sosyo-ekonomik düzey değişkeni arasında anlamlı farklılaşma bulunmuştur. Kariyer kaygısının alt boyutu olan meslek seçimine yönelik boyutuyla algılanan sosyo-ekonomik düzey arasında anlamlı farklılaşma görülmüştür. Gelecek beklentisinin iş ve eğitim, sağlık ve yaşam alt boyutlarıyla algılanan sosyo-ekonomik düzey arasında anlamlı farklılaşma tespit edilmiştir. Olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik ve kariyer kaygısı ölçek puanları ile lise türü değişkeni arasında anlamlı farklılaşma görülmemiştir. Gelecek beklentisinin din ve toplum alt boyutuyla lise türü arasında anlamlı farklılaşma bulunmuştur. Olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik, kariyer kaygısı ve gelecek beklentisi ölçek puanları ile anne eğitim düzeyi değişkeni arasında anlamlı farklılaşma bulunamamıştır. Olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçiliğin yüksek standartlar alt boyutu ve kariyer kaygısı ve gelecek beklentisi ölçek puanları ile baba eğitim düzeyi değişkeni arasında anlamlı farklılaşma bulunmaktadır. Toplam olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik ölçeği ve toplam gelecek beklentisi ölçeğinden alınan puan ortalamaları arasında zayıf düzeyde pozitif anlamlı ilişki bulunmaktadır. Toplam olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçilik ölçeği ve toplam kariyer kaygısı ölçeğinden alınan puan ortalamaları arasında anlamlı ilişkiye rastlanmamıştır. Toplam kariyer kaygısı ölçeğinden alınan puan ortalamaları ile toplam gelecek beklentisi ölçeğinden alınan puan ortalamaları arasında ise zayıf düzeyde negatif anlamlı ilişkilere rastlanmıştır. Çoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda bağımsız değişken olumlu ve olumsuz mükemmeliyetçiliğin kariyer kaygısının alt boyutları olan aile etkisine yönelik ve meslek seçimine yönelik alt boyut puanlarını anlamlı şekilde yordadığı ve bağımsız değişken gelecek beklentisinin de kariyer kaygısının alt boyutları olan aile etkisine yönelik ve meslek seçimine yönelik alt boyut puanlarını anlamlı şekilde yordadığı bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen bulgular literatür ışığında tartışılmıştır.
  • Öğe
    Somut nesneler ve dinamik geometri yazılımı kullanımının üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin geometri performanslarına, tutumlarına ve öz-yeterliğine etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Çalışkan, Fidan; Arı, Kamil
    Araştırmanın temel amacı, somut nesneler ve dinamik geometri yazılımı destekli farklılaştırılmış geometri öğretiminin üstün yetenekli öğrencilerin geometri performanslarına, geometriye yönelik tutumlarına ve geometriye yönelik öz-yeterlik inançlarına etkisini incelemektir. Ayrıca üstün yetenekli öğrencilerin geometri öğretiminde somut nesneler ve Geogebra kullanımına ilişkin öğrencilerin görüşlerini belirlemektir. Bu araştırma nitel ve nicel yöntemlerin birlikte kullanıldığı karma bir yaklaşımla yürütülmüştür. Araştırmanın katılımcılarını Bilim ve Sanat Merkezinde bireysel yetenekleri fark ettirme programında (BYFP) yer alan 17 kişi oluşturmuştur. Geogebra yazılımının kullanılarak geometri öğretiminin yapıldığı 8 üstün yetenekli öğrenci, Deney 1 grubunu oluşturmuştur. Somut nesneler kullanılarak geometri öğretiminin yapıldığı 9 üstün yetenekli öğrenci, Deney 2 grubunu oluşturmuştur. Deney gruplarında bulunan öğrencilere 5 hafta boyunca Geogebra ve somut nesne destekli etkinliklerle farklılaştırılmış geometri öğretimi uygulanmıştır. Farklılaştırılmış geometri öğretiminin üstün yetenekli öğrencilerin geometri performansına etkisini belirlemek amacıyla MEB tarafından uygulanmış sınav soruları kullanılarak araştırmanın verilerini toplanmıştır. Ayrıca Geometri Tutum Ölçeği (Bulut, Ekici, İşler ve Helvacı, 2002) ve Geometriye Yönelik Öz-yeterlik Ölçeği (Cantürk-Günhan ve Başer, 2007) kullanılarak araştırmanın verileri elde edilmiştir. Üstün yetenekli öğrencilerin geometri performanslarını belirlemek için elde edilen verilerin analizinde araştırmacı tarafından oluşturulan dereceli puanlama anahtarı kullanılmıştır. Öğrencilerin geometriye yönelik tutum ve öz-yeterlik ölçeklerinden elde edilen verilerin analizinde Wilcoxon işaretli sıralar testinden yararlanılmıştır. Somut nesne ve Geogebra yazılımı kullanımı ile ilgili öğrenci görüşleri yarı yapılandırılmış görüşme yoluyla alınmıştır. Elde edilen veriler incelenerek benzer alt kategorilerde anlamlı bölümlere, cümlelere ayrılmış ve temalar belirlenmiştir. Bu araştırmanın sonucunda, somut materyal kullanarak yapılan öğretim ile dinamik geometri yazılımı kullanarak yapılan öğretimin öğrencilerin geometri performanslarını geliştirmede etkili olduğu bulunmuştur. Üstün yetenekli öğrencilerin geometri performansları incelendiğinde dereceli puanlama anahtarından en fazla tam puanın alındığı bölüm, cisimlerin görünümü; en az tam puanın alındığı bölüm ise küpün açınımıdır. Araştırmada Geogebra yazılımı ile geometri öğretiminin üstün yetenekli öğrencilerin geometri tutumlarına ve geometriye yönelik öz-yeterlik inançlarına anlamlı düzeyde etkilediği bulgulanmıştır. Araştırmanın bir diğer sonucuna göre somut nesnelerle geometri öğretiminin üstün yetenekli öğrencilerin geometriye yönelik öz-yeterliğini anlamlı düzeyde etkilediği bulgulanmıştır. Öğrenci görüşlerine bakıldığında ise geometri öğretiminde somut nesne ve Geogebra yazılımı kullanımına yönelik olumlu duygulara sahip olduklarını ve geometri öğrenmede kolaylık sağladığını belirtmişlerdir
  • Öğe
    Ortaokul matematik ders kitaplarındaki etkinliklerin matematiksel ilişkilendirme becerisi açısından incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Tartan, Yağmur Şevval; Erşen, Zeynep Bahar
    Bu araştırmanın amacı; 2021-2022 eğitim öğretim yılında ortaokullarda kullanılan matematik ders kitaplarındaki etkinliklerin matematiksel ilişkilendirme bağlamında incelenmesidir. Araştırmanın veri kaynaklarını her bir sınıf düzeyinden iki ders kitabı olmak üzere; biri MEB diğeri özel bir yayınevi tarafından hazırlanan sekiz matematik ders kitabı oluşturmaktadır. Ders kitabında yer alan etkinliklerin incelenmesinde doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Etkinlikler, matematiği günlük hayatla ilişkilendirme, matematiği farklı disiplinlerle ilişkilendirme, matematiksel kavramın farklı gösterimleri arasında ilişkilendirme ve kavramlar arasında ilişkilendirme kategorileri altında analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, genel olarak matematik ders kitaplarında yer alan etkinliklerin en çok günlük hayatla ilişkilendirildiği görülmektedir. Sıklıkla kullanılan bir diğer matematiksel ilişkilendirme türü ise; kavramların farklı gösterimleri arasında ilişkilendirilmesidir. Bununla birlikte; 5. sınıf ders kitaplarında kavramlar arası ilişkilendirmeye, 6. sınıf ders kitaplarında kavramlar arası ilişkilendirmeye birlikte matematiği farklı disiplinlerle ilişkilendirmeye, 7. ve 8. sınıf ders kitaplarında matematiği farklı disiplinlerle ilişkilendirmeye az sayıda yer verildiği tespit edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçların, ders kitaplarının yazımına, lisans düzeyinde okutulan "Matematik Öğretiminde İlişkilendirme" dersinin içeriğine ve bu konu hakkında çalışma yapacak diğer araştırmacılara yol göstereceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Pandemi sürecindeki genç yetişkinlerin psikolojik doğum sırası, kişilik özellikleri ve stresle başa çıkma tarzları açısından incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kılıç, Rabia; Bülbül, Ayşe Eliüşük
    Dünyada hemen hemen herkesi etkisi altına alan Covid-19 pandemisi Türkiye'de sağlık sektörü başta olmak üzere ekonomi, eğitim, turizm, ticaret gibi alanlarda toplumsal ve sosyal hayatta birçok değişime neden olurken bu değişimler de toplumu oluşturan bireylerin kaygı ve stres düzeylerinde önemli derecede etkili olmuştur. Bu çalışmada pandemi sürecindeki genç yetişkinlerin psikolojik doğum sıraları, kişilik özellikleri ve stresle başa çıkma tarzlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemi 2021-2022 yıllarında Ağrı ve Konya illerinde ikamet etmekte olan 450 genç yetişkinden oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında araştırmacının demografik özellikleri ölçmek için geliştirdiği "kişisel bilgi formu", psikolojik doğum sırasını ölçmek için "Psikolojik Doğum Sırası Envanteri", kişilik özelliklerini ölçmek için "Sıfatlara Dayalı Kişilik Testi" ve stresle başa çıkma tarzlarını ölçmek için "Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği" kullanılarak oluşturulan anket linki bireylerle paylaşılmıştır. Araştırmada yapılan analizlerde katılımcıların cinsiyet, kardeş sayısı, ailede kaçıncı çocuk oldukları, eğitim durumu, meslek sektörleri ve aile tipleri değişkenlerine göre anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Katılımcıların psikolojik doğum sıraları, stresle başa çıkma tarzları ve kişilik özellikleri arasında anlamlı ilişkiler olduğu; stresle sosyal destek arama ve kendini suçlayan başa çıkma tarzları ile yumuşak başlılık kişilik özelliğinin psikolojik doğum sırasını %27,1 oranında yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular literatür çerçevesinde tartışılmış ve gelecek çalışmalar için önerilere yer verilmiştir.
  • Öğe
    Öğrencı̇lerı̇n oran-orantı konusuna yönelı̇k çözüm stratejı̇lerı̇nı̇n ve başarılarının incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Çalışkan, Aslı; Doğan, Mustafa
    Araştırmanın amacı; öğrencilerin orantısal akıl yürütme gerektiren problemler karşısında kullandıkları çözüm stratejilerinin ve başarılarının dağılımlarını; sınıf düzeyi, cinsiyet, soru türü değişenlerine göre incelemektir. Bu amaçla araştırma, nicel yaklaşımın betimsel tarama modelinde yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemi; 2021-2022 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısında bir devlet okulunun 7 ve 8. sınıflarında öğrenim gören 123 erkek, 159 kız öğrenci olmak üzere toplam 282 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri, Akkuş ve Duatepe-Paksu (2006) tarafından geliştirilen "Orantısal Akıl Yürütme Testi" ile toplanmıştır. Veri toplama süreci iki hafta sürmüştür. Toplanan veriler, istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Veri analizinde; kategorik değişkenler arası farklar için Ki-Kare analizi, ilişkisiz örneklemler arasındaki başarı farkı için T testi analizi, diğer analizler için yüzde ve frekans değerleri kullanılmıştır. Bunun yanında betimsel ve içerik analiz tekniğinden yararlanılarak öğrencilere ait stratejilerin sınıflaması ve örnek durumları paylaşılmıştır. Araştırmanın sonucunda 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin oran-orantı problemlerinin çözümünde kullandıkları stratejiler ve bu stratejilerin kullanılma sıklıkları arasında anlamlı farklar görülmüştür. Betimsel ve içerik analizi sonucunda öğrencilerin 26 farklı stratejiyi kullandıkları da tespit edilmiştir. Buna göre en fazla kullanılan strateji, içler-dışlar çarpım algoritması stratejisidir. Bu stratejilerden literatürde yer almayan "şekil ve model kullanma stratejisi, denklem kurma stratejisi, formül kullanma stratejisi, ritmik sayma stratejisi, değişim kat ve bölen stratejisi ve orantı sabiti stratejileri" kullandıkları tespit edilmiştir. Öğrencilerin orantısal akıl yürütme testinden aldıkları başarı puanlarının sınıf düzeyine göre 8. sınıf öğrencileri lehinde anlamlı bir farklılık oluşturduğu görülmüştür. Öğrencilerin orantısal akıl yürütme testinden aldıkları başarı puanlarının cinsiyet durumlarına göre kız öğrenciler lehinde anlamlı bir farklılık oluşturduğu tespit edilmiştir. Soru türüne göre strateji dağılımları incelendiğinde verilmeyen değeri bulma sorularında en fazla kullanılan strateji "içler-dışlar çarpım algoritması", niceliksel karşılaştırma içeren soru türlerinde en fazla kullanılan stratejinin "birim oran", niteliksel karşılaştırma gerektiren soru türlerinde en fazla kullanılan stratejinin "soru kökünü yorumlama" olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca toplamsal ilişki içeren soru türünde en fazla kullanılan stratejinin "veri ihmali" olduğu, ters orantılı ilişki içeren soruda en fazla kullanılan stratejinin "ters orantı algoritması" olduğu gözlemlenmiştir.
  • Öğe
    Ergenlerde akran zorbalığının yordayıcıları olarak bağlanma stilleri ve öz-kontrol
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Turgut, İlkay; Gökalp, Zeynep Şimşir
    Bu araştırmada ergenlik döneminde akran zorbalığı, bağlanma stilleri ve öz-kontrol arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Niğde ilinde bulunan 269 kız ve 191 erkek toplam 460 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Katılımcıların kişisel bilgilerini belirlemek için ''Kişisel Bilgi Formu'', akran zorbalığını belirlemek için ''Akran Zorbalığı Ölçeği'', bağlanma stillerini belirlemek için ''Üç Boyutlu Bağlanma Stilleri ÖIçeği'' ve öz-kontrol düzeylerini belirlemek içinse ''Kısa Öz-Kontrol Ölçeği'' kullanılmıştır. Ergenlerde bağlanma, öz-kontrol ve zorbalığın cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığını test etmek için bağımsız gruplar t-testi, sınıf düzeyine göre farklılaşma olup olmadığını test etmek için ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) tekniği kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiyi görmek içinse Pearson Momentler Çarpım Korelasyonu Katsayısı hesaplanmıştır. Ayrıca, zorbalığın yordayıcılarını belirlemek için çoklu doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. t-testi sonuçlarına göre öz-kontrol, güvenli ve kaçınan bağlanma stillerinin cinsiyete göre farklılaşmadığı görülmüştür. Kararsız bağlanma stilinin kız öğrencilerde daha fazla iken akran zorbalığının erkek öğrencilerde daha fazla olduğu görülmüştür. Yapılan ANOVA analizlerine göre sınıf düzeyine göre ergenlik dönemindeki bireylerin öz-kontrol düzeylerinin, güvenli ve güvensiz bağlanma stillerinin farklılaşmadığı görülmüştür. Akran zorbalığınınsa sınıf düzeyi arttıkça arttığı görülmüştür. Korelasyon analizi sonucunda akran zorbalığının, güvenli bağlanma stiliyle negatif, güvensiz bağlanma stilleriyle pozitif; öz-kontrol düzeyiyle negatif yönde anlamlı bir ilişkisi olduğu bulunmuştur. Çoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda ergenlik dönemindeki bireylerin bağlanma stilleri ve öz-kontrollerinin akran zorbalığını yordadığı görülmüştür. Elde edilen bulgular, literatüre dayalı olarak tartışılarak önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Özel eği̇ti̇m gereksi̇ni̇mli̇ çocuğu olan ebeveynleri̇n yaşama anlam verme düzeyleri̇ni̇n, manevi̇ ı̇yi̇ oluş ve sabir düzeyleri̇ açisindan ı̇ncelenmesi̇
    (Selçuk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Bilgin, Muhammet; Bülbül, Ayşe Eliüşük
    Bu çalışmanın amacı özel eğitim gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerin yaşama anlam verme düzeylerinin manevi iyi oluş ve sabır düzeyleri açısından incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Konya'daki özel eğitim gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerden 536 kişi oluşturmuştur. Çalışma grubunun 328'i kadın, 208'i erkektir. Araştırmada Kişisel Bilgi Formu, Yaşamın Anlamı Ölçeği, Manevi İyi Oluş Ölçeği ve Sabır Ölçeği kullanılmıştır. Toplanan verilerin analizi SPSS paket programında yapılmıştır. Analizler sonucunda var olan anlam boyutu ile bulunmaya çalışılan anlam boyutu ile arasında negatif bir ilişki; var olan anlam boyutu ile toplam yaşamın anlamı, toplam sabır ve sabır alt boyutları, toplam manevi iyi oluş ve manevi iyi oluş alt boyutları arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Bulunmaya çalışılan anlam boyutunun toplam yaşamın anlamı puanları ile pozitif; diğer boyutlarla negatif bir ilişkisi vardır. Toplam sabır ve sabır alt boyutları, toplam manevi iyi oluş ve manevi iyi oluş alt boyutları arasında pozitif bir ilişki olduğu bulunmuştur. Yapılan t testi sonucunda annelerin aşkınlık, doğayla uyum, kişilerarası sabır, gündelik yaşamda sabır, yaşam zorluklarında sabır ve toplam sabır düzeylerinin babalara göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur. Bulunmaya çalışılan anlam alt boyutundan alınan puanların okuryazar ve ön lisans eğitim düzeyi arasında okuryazar eğitim düzeyindeki katılımcıların lehine anlamlı bir farkı saptanmıştır. Aşkınlık alt boyutundan alınan puanların okuryazar olan katılımcıların ilkokul mezunu, ortaokul mezunu, ön lisans mezunu ve lisansüstü mezunu eğitim düzeyine sahip olan katılımcılara göre düşük olduğunu bulunmuştur. Doğayla uyum alt boyutundan alınan puanlarda okuryazar bireylerin ön lisans mezunu bireylere göre istatistiksel olarak aleyhinde anlamlı bir fark saptanmıştır. Okuryazar olan katılımcıların ön lisans mezunu ve lisans mezunu eğitim düzeyine sahip olan katılımcılara göre toplam manevi iyi oluş düzeylerinin düşük olduğu bulunmuştur. Manevi iyi oluş ve alt boyutları, sabır ve alt boyutları birlikte değerlendirildiğinde yaşamın anlamı ve alt boyutlarını yordadığı görülmektedir. Var olan anlam ve bulunmaya çalışılan alt boyutunun en iyi yordayıcısı anomi alt boyutudur. Toplam yaşamın anlamı puanlarının en iyi yordayıcısı doğayla uyum alt boyutudur. Elde edilen sonuçlara yönelik önerilere yer verilmiştir.