Protetik Diş Tedavisi/Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Prosthodontic treatment of an adolescent patient with hypohidrotic ectodermal dysplasia: Case report(Selçuk Üniversitesi, 2015) Dilber, Erhan; Savaş, Tuba Yılmaz; Aykent, FilizÜst çenesinde oligodonti ve alt çenesinde anodonti görülen hipohidrotik ektodermal displazili (HED) 13 yaşındaki erkek hastanın konvensiyonel protetik yaklaşımı rapor edilmiştir.Fonksiyonel, psikolojik, ekonomik ve estetik faktörler tedavi planlamasında dikkate alınmıştır. Üst çenede kanal tedavili sürekli santral kesicilerden ve sürekli 2. molar dişlerin kroşelerinden destek alınarak hareketli bölümlü protez alt çenede de hareketli tam protez klinik olarak planlanmıştır. 5 sene sonraki takibinde, hasta çenesini kapatırken protruzyona alışmış ve ön bölgede retansiyon kaybı yaşamış fakat protezlerinden memnun olduğunu ve konuşmasının düzeldiğini söylemiştir.Bu vaka HED görülen büyümekte olan hastalarda konvansiyonel protetik tedavi yaklaşımını rapor etmektedir. İmplant destekli protez yaptıramayan ya da uygun olmayan çocuk hastalarda bu tedavinin faydalı psikolojik etkileri vardır ve bu tedavi stomagnatik fonksiyon, estetik ve fonasyonu arttırmaktadır.Öğe Stress distribution in endodontically treated maxillary central incisor restored with different post and crown materials(Selçuk Üniversitesi, 2015) Sevimay, Müjde; Eraslan, Oğuz; Özyılmaz, Özgün YusufYapılarında meydana gelebilecek kırılmalardan dolayı endodontik olarak tedavi görmüş dişlerin restorasyonu restoratif diş hekimliğinde yaygın bir problemdir. Oklüzal kuvvetlere dayanabilecek uygun post ve kron materyalinin seçilmesi gereklidir. Bu çalışmanın amacı sonlu elemanlar stres analiz yöntemi kullanarak farklı post ve kron materyallerinin diş restorasyon kompleksindeki stres dağılımını incelemektir.Gereç ve Yöntemler: 2 farklı post materyali (everStick ve cosmopost) ve 2 farklı kron materyali ( IPS Empress e.max ve Cercon) içeren endodontik olarak tedavi edilmiş maksiler santral kesici dişi simüle eden 3-boyutlu sonlu elemanlar modelleri hazırlanmıştır. Sonlu elemanlar modellerinde kök yüzeyindeki tüm noktalar sınır koşulları olarak sabit kabul edilmiştir. 300N’luk statik oklüzal yük kronun palatal yüzeyine 135°’lik bir açıyla uygulanmıştır. Modellerin stres transfer karakteristiklerindeki farklılıklar analiz edilmiştir.Bulgular: Bütün modellerde maksimum stres kuvvet uygulanan alanlarda konsantre olmuştur (10MPa). Cosmopost’ta gözlenen maksimum stresler (2.5MPa) everStick’de gözlenenlerden (1.6 MPa) daha yüksek bulunmuştur. Cercon ve e.max kronların her ikisi için de maksimum stresler kronun bukkal ve lingual marjinlerinde yoğunlaşmıştır (5.8 MPa, 5.0 MPa). Fakat e.max’deki stres değer ve dağılımları Cercon kronla karşılaştırıldığında daha homojen ve daha düşük bulunmuştur.Sonuç: Bu çalışmanın sonuçlarına göre endodontik tedavili bir dişe everStick post uygulanarak e.max seramik ile restore edildiğinde restorasyon-diş kompleksindeki von Mises stresleri azalmaktadır.Öğe Protez temizleme solüsyonlarının hassas bağlantılı protezlerde matris tutuculuğuna etkisinin değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2015) Yılmaz Tuba; Cakan, Umut; Kara, Haluk BarışAmaç: Bu çalışmanın amacı, hareketli protezlerin temizlenmesinde kullanılan ağız gargarasının ve üç değişik protez temizleme ajanının, plastik hassas bağlantı matrislerinin tutuculuğuna etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda bir kontrol ve dört test grubunda (n=10) olmak üzere örnekler toplam 6 aylık kullanım süresine eşit olacak şekilde, su (kontrol), Corega, Protefix, %5’lik NaOCl ve Listerine gargara içinde bekletildi. Tüm örnekler sıra ile matris yerleştirici alet kullanılarak test düzeneğine yerleştirildi ve üniversal test cihazında 0,5 cm/dk kafa hızı ile çekme testine tabi tutuldu. Parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında tek yönlü varyans analizi ve farklılığa neden olan grubun tespitinde Tukey HSD testi kullanıldı. Anlamlılık p < 0.05 düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Solüsyon gruplarına göre tutuculuk ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p < 0.01). NaOCl solüsyonunun tutuculuk ortalaması Su (p:0.015), Corega (p:0.005), Protefix (p:0.015) ve Listerine (p:0.005) solüsyonlarının ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p < 0.01). Diğer solüsyon grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p > 0.05). Sonuç: Test koşulları dahilinde matrislerin tutuculuğunda artışa yol açtığı için hassas bağlantılı hareketli protezlerin temizliğinde NaOCl kullanımı önerilebilir.Öğe İmplant Destekli Protezlerde Konvansiyonel Ve Dijital Ölçü: Sistematik Derleme(Selçuk Üniversitesi, 2021) Karaca, Simel; İnan, ÖzgürAmaç: Alçı modellere implant pozisyonlarını aktarabilmek için kullanılan direkt (açık kaşık) ve indirekt teknik (kapalı kaşık) olmak üzere 2 temel konvansiyonel ölçü tekniği vardır. Ağız içi tarayıcıların gelişmesiyle dijital ölçüler konvansiyonel implant ölçülerine alternatif olarak önerilmiştir. Bu derlemenin amacı, implant ölçülerinde konvansiyonel ve dijital yöntemlerin doğruluğunu değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: PubMed ve Google Akademik kullanılarak elektronik ortamda literatür taraması yapılarak 2015 yılı ve sonrasında yapılan çalışmalar dikkate alınmıştır. Bulgular: Dahil etme ve hariç tutma kriterleri uygulanarak 12 makale çalışmaya dahil edilmiştir. 10 makale in vitro ve 2 makale klinik çalışmadır. Üç in vitro çalışma ve bir klinik çalışma konvansiyonel implant ölçüsü ile dijital tekniğin doğruluğunu karşılaştırmıştır. Parsiyel dişsiz hastalar için 4 çalışmadan ikisi açık kaşık tekniğinin dijital ölçülerden daha doğru olduğunu, bir çalışma kapalı kaşık tekniğinin dijital ölçülerden daha doğru olduğunu ve bir çalışma ise konvansiyonel tekniğin dijital ölçü ile benzer sonuçlar verdiğini bildirmiştir. Tam dişsiz hastalar için 8 çalışmadan biri açık kaşık ölçü tekniğinin dijital ölçüyle benzer doğruluk gösterdiğini, iki çalışma splintli açık kaşık ölçü tekniğinin dijital ölçüden daha doğru olduğunu, üç çalışma dijital ölçünün daha doğru olduğunu ve bir çalışma ise splintli açık kaşık ölçü tekniğinin dijital ölçü ile benzer doğrulukta olduğunu bildirmiştir. Sonuç: İncelenen toplam 12 makaleden beşi implant ölçülerinde dijital tekniğin daha az doğru olduğunu belirtmiştir ve yedisi ise dijital ölçü kullanımını teşvik etmektedir.Öğe Özdeş İki Spektrofotometrenin Cihazlar Arası Güvenilirlik Ve Tekrarlanabilirliğinin İncelenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2021) Savaş, Abdulhaluk; Tunçdemir, Ali Rıza; Savaş, Tuba YılmazAmaç: Bu in-vitro çalışmanın amacı, farklı yazılımlara sahip özdeş iki spektrofotometrenin tekrarlanabilirliğini ve cihazlar arası güvenilirliğini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Bir renk skalasına (Vita 3D-Master, Vita Zahnfabrik) ait 26 adet renk tabı, farklı yazılımlara sahip (v509i: A cihazı, v505p: B cihazı) iki özdeş spektrofotometre (Vita EasyShade V) ile ölçüldü ve CIELab değerleri kaydedildi (n=260). Spektrofotometrelerin ölçümleri arasındaki renk farkları (?E00) hesaplandı. Tekrarlanabilirlik değerlendirilmesi için aynı skalanın 3M2 renk tabı, iki spektrofotometre ile ölçüldü (n=50). Cihazların skala ile renk eşleştirme doğruluk oranı hesaplandı. Cihazlar arası güvenilirlik ve cihazlar arasındaki ölçüm farkları, sınıf içi korelasyon katsayısı (ICC), Cronbach’s alfa ve Paired T-testi kullanılarak hesaplandı (?=0.05). Bulgular: Cihazlar arası güvenilirlik L*, a* ve b* parametreleri için yüksek düzeyde bulunmuştur (ICC>0.99). Renk skalasının ?E00 değerleri 0.21 ile 1.78 arasında değişmektedir ve skaladaki bütün renklerin ?E00 değerleri kabul edilebilirlik eşik değerinin altındadır (?E00<1.8). A cihazının ortalama L* değeri B cihazından önemli derecede yüksek (P<0.001), ortalama a* ve b* değerleri ise önemli derecede düşük bulunmuştur (P<0.001). Tekrarlanabilirlik her iki cihazda a* ve b* parametresi için mükemmel (SD<0.1), L* parametresi için ise biraz daha düşüktür (0.15Öğe Effect of luting space and cements on retention of implant supported crowns fabricated by laser sintering(Selçuk Üniversitesi, 2017) Özyılmaz, Özgün Yusuf; Akın, Ceyda; Sevimay, MüjdeBackground: The aim of this study was to evaluate the retention strength of five different cements used for implant supported crowns with two cement gap values. Methods: Standard titanium abutments were scanned by means of a 3D digital laser scanner. 100 standard metal copings were designed by a CAD/CAM system with two cement gap values (20 and 40µm). The copings were cemented to the abutments using the following five cements (n=10). Poly F (PF), GC FujiCEM (GCF), Rely X (RX), MIS Crown Set(MCS) and Multilink N (MN). The specimens were placed in 100% humudity for 24 hours then specimens were thermal cycled 1000 times. After thermal cycling specimens were subjected to a pull-out test using a universal testing machine at a 0.5 mm/min crosshead speed. The test results were analyzed with two-way ANOVA, followed by multiple comparisons using Tamhane tests (?=0.05). Results: Statistical analysis revealed that significant differences were observed among cement groups (p<0.05). PF and MN had the highest and the least mean retentive strength, respectively. No significant difference was found between RX and MCS. Increasing the cement gap from 20 to 40 µm improved retention significantly for each cement group (p<0.05). Conclusion: The ranking of cements presented in the study is meant to be an arbitrary guide for the clinician in deciding the appropriate cement selection for CAD/CAM fabricated metal copings onto implant abutments.Öğe Farklı adeziv primerlerin lityum disilikat cam seramik ile rezin siman arasındaki bağlanma dayanımına etkisi(Selçuk Üniversitesi, 2020) Dönmez, Mustafa Borga; Okutan, Yener; Erdoğan, Aras Canberk; Yücel, Münir TolgaAmaç: Bu çalışmanın amacı, farklı primer uygulamasına maruz bırakılan lityum disilikat seramiklerin bağlanma dayanım değerlerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: 60 adet IPS e.max CAD seramik örnek, su soğutması altında hassas bir kesici kullanılarak elde edildikten sonra uygulanan yüzey işlemine göre altı gruba ayrılmıştır; Kontrol (K, herhangi bir yüzey işlemi uygulanmamıştır), Monobond Etch&Prime ile pürüzlendirme (MEP), % 5’lik hidroflorik asit ile pürüzlendirmenin ardından Monobond Plus uygulaması (5HF + MP), % 5’lik hidroflorik asit ile pürüzlendirmenin ardından Clearfil Ceramic Primer Plus uygulaması (5HF + CP), % 9.5’lik hidroflorik asit ile pürüzlendirmenin ardından Monobond Plus uygulaması (9.5HF + MP) ve % 9.5’lik hidroflorik asit ile pürüzlendirmenin ardından Clearfil Ceramic Primer Plus uygulaması (9.5HF + CP). Işık ile polimerize olan rezin siman (Variolink Esthetic LC), üretici firmanın talimatlarına uygun şekilde seramik yüzeylerine uygulanıp polimerize edilmiştir. Rezin simanın standardize olabilmesi için teflon kalıplar kullanılmıştır. Örneklerin makaslama bağlanma dayanımları, evrensel bir test makinesi kullanılarak ölçülmüştür. Bağlanma dayanımı verileri, tek yönlü ANOVA ve ardından Tamhane T2 testi kullanılarak istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Bulgular: ANOVA testi gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğunu ortaya koymuştur (P<0.001). Kontrol grubu diğer gruplara kıyasla daha düşük bağlanma dayanımı değerleri göstermiştir. MEP ve 5HF+MP grupları arasında istatistiksel olarak herhangi bir fark bulunmazken (P>0.05), 9.5HF+MP, 5HF+CP ve 9.5HF+CP gruplarında MEP grubundan istatistiksel olarak daha yüksek bağlanma dayanımı değerleri elde edilmiştir (P<0.05). Hidroflorik asit konsantrasyonunun, Monobond Plus veya Clearfil Ceramic Primer Plus ile birlikte kullanıldığında bağlanma dayanımı üzerine etkisi bulunmamaktadır (P>0.05). Sonuç: Monobond Etch&Prime uygulaması, rezin siman bağlanma dayanımını arttırmada bu çalışmada kullanılan hidroflorik asit ve silan kombinasyonları kadar etkili olamamıştır.Öğe Sosyoekonomik şartların diş hekimliği öğrencilerinin ağız sağlığına olan etkisi: Anket çalışması(Selçuk Üniversitesi, 2017) Okutan, Yener; Dönmez, Mustafa Borga; Yücel, Münir TolgaAmaç: Kesitsel tipteki bu çalışmanın amacı, dişhekimliği öğrencilerinin sosyoekonomik statülerinin ağız sağlıklarına olan etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde öğrenim gören toplam 173 ikinci ve üçüncü sınıf öğrencisi arasında kapsamlı bir sosyal, kültürel ve dişhekimliği değerlendirme anketi hazırlanmış ve dağıtılmıştır. Oral sağlık durumu, ağız hijyeni bilgisi, protetik restorasyon prevalansı, öğrencilerin sosyal ve ekonomik durumu değerlendirilmiştir. Kasaba ve ilçelerdeki öğrencilerin restorasyon prevalansı şehirlerden gelen öğrencilerin restorasyon prevelansı ile karşılaştırılmıştır. Anket, sabit protez, implant destekli restorasyonlar, laminate veneerler, inley-onley restorasyonlar ve gece plakları gibi değişik protetik tedavileri türlerini içermektedir. Dolgu ile restore edilmiş dişler ve eksik dişler de değerlendirilmiştir. Son olarak, çalışmanın verileri Pearson KiKare testi kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: Elde edilen sonuçlara göre sadece 11 öğrencinin protetik restorasyonu bulunmaktadır. 117 öğrencinin dişlerinde dolgu tespit edilmiştir. Ailelerinin gelirleri yüksek olan veya üniversiteden önceki yaşantısını şehirde sürdüren öğrencilerin dolgu sıklığı daha düşük olarak bulunmuştur. Buna ek olarak, 67 öğrencide dişhekimi korkusu olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: Ağız sağlığı birçok faktörün etkisi altındadır. Bu çalışmanın sonuçlarına dayanarak sosyoekonomik durumun diş hekimliği öğrencilerinin ağız sağlığı üzerinde düşük bir etkisi olabileceği sonucuna varılabilir.Öğe Farklı üretim teknikleri ile elde edilen Cr-Co metal-seramik örneklerin bağlanma dayanımının değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Karcı, Muhammet; Demir, NeclaAmaç: Dört farklı üretim tekniği (döküm, tekrarlanan döküm, CAD-CAM ve seçici lazer sinterleme) ile elde edilen Cr-Co metal seramik örneklerin (n:10) farklı pH ortamlarındaki (pH:2.3 ve pH:6.5) yapay tükrükte farklı bekletme süreleri sonundaki bağlanma dayanımını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 4 grupta toplam 200 Cr-Co metal seramik örnek 4 farklı teknik (döküm, tekrarlanan döküm, CAD-CAM ve seçici lazer sinterleme) ile hazırlanmıştır (n=10). Ayrıca SEM analizinde kontrol grubu olarak kullanılmak üzere Cr-Co metal alaşım örneklerinden 1’er adet her grup için üretilmiştir. Metal seramik örneklerin iki farklı pH ortamındaki (pH 2.3 ve pH 6.5) yapay tükrükte 15 ve 30 gün bekletilme sonrası makaslama bağlanma dayanımı ölçülmüştür. Her gruptan birer örnek taramalı elektron mikroskobu (SEM) analizi ile yüzey değişikliği ve kırılma morfolojisi açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: Bağlanma dayanımı bakımından seçici lazer sinterleme tekniği CAD-CAM ve tekrarlanan döküm tekniğinden daha iyi bulunmuştur. En yüksek bağlanma dayanımı değerini döküm tekniği göstermiştir. 2.3 pH değerinde daha düşük bağlanma dayanımı bulunmuştur. Her iki pH değerinde de 30 günlük bekletme süresinde, 15 günlük bekletme süresine göre daha düşük bağlanma dayanımı sonuçları bulunmuştur. Sonuç: Döküm tekniği ilk tercih olmakla birlikte; seçici lazer sinterleme tekniği, CAD-CAM tekniğine kıyasla bağlanma dayanımı bakımından tercih edilebilir. Ortamın asiditesinin bekletme süresiyle doğru orantılı olarak materyalin direncini azalttığı sonucuna ulaşılabilir. Bu nedenle ani pH değişimlerine karşı metal-porselen ekspoz alanlarının ağızda bekletilmemesi gerektiği düşünülebilir.Öğe Effect of anatomical location (mandible vs maxilla) of dental implants on the BMP-2, BMP-7, sRANKL and OPG levels in periimplant crevicular fluid during osseointegration. A pilot study(Selçuk Üniversitesi, 2019) Sağlam, Mehmet; Dolanmaz, Doğan; Koçak, Emrah; Gürsoytrak, Burcu; İnan, Özgür; Dündar, Niyazi; Hakkı, Sema S.Background: The aim of this study was to investigate levels of bone morphogenetic protein-2 (BMP-2), BMP-7, soluble receptor activator of nuclear factor-kB ligand (sRANKL) and osteoprotegerin (OPG) in the peri-implant crevicular fluid (PICF) of implants placed in both maxilla and mandible during the osseointegration period. Materials and Methods: Thirty-three patients (17 females and 16 males; mean age 47.03±11.23 years) were included in this study. A total of 33 implants were placed in both of maxilla (Group 1/n=18) and mandible (group 2/n=15). Peri-implant crevicular fluid (PICF) samples, modified plaque index (MPI), gingival index (GI) and probing depth (PD) measurements were obtained at 1 and 3 months after surgery. PICF levels of BMP-2/-7, sRANKL and OPG were analyzed by ELISA. Results: No complications were observed during the healing period. No significant differences were observed in the PICF levels of sRANKL, OPG, BMP-2 and BMP-7 and evaluated clinical parameters between groups at any time point (p>0.05). While PICF volume of group 2 was greater than group 1 at first month, PICF volume of group 1 was greater than group 2 at 3 months (p<0.05). There was a positive correlation between sRANKL levels and PICF volume (p<0.05) and a strong correlation between BMP-2 and BMP-7 (p<0.01). Conclusion: The results of this pilot study didn’t show any significant difference in PICF levels of BMP-2, BMP-7, sRANKL, and OPG in terms of anatomic location of dental implants. Further welldesigned studies should be carried out to evaluate the relationship between bone related biomarkers and anatomic location of dental implants.Öğe The effect of different dentin hypersensitivity treatments on the shear bond strength of self-adhesive resin to dentin(Selçuk Üniversitesi, 2017) Akın, Ceyda; İnan, ÖzgürBackground:This in vitro study evaluated the shear bond strength of self adhesive resin cement to dentin with different dentin hypersensitivity treatments. Methods: Forty-eight dentin specimens were randomly divided into four groups (n=12). (1) Group C (control); (2) Group G (treated with Gluma Desensitizer); (3) Group E (treated with Er:YAG laser); (4) Group E+G (treated with Er:YAG laser following Gluma Desensitizer). Flowable self adhesive resin cement was applied to dentin surface and shear bond strength tests were performed. The mean SBS values were calculated and data were analyzed by one-way ANOVA test and Post Hoc test. Results:Statistical analysis revealed that Group E statistically significant lower bond strength values than the other desensitizing treatment groups tested (p<0.005). While there were no significant differences among the other groups (p>0.05). Conclusion:The shear bond strength of self-adhesive resin will be decrease if dentin surface is irradiated with Er:YAG laserÖğe Metal-seramik restorasyonlarda fırınlama sayısı ve seramik kalınlığının renk değişimine etkisi(Selçuk Üniversitesi, 2017) Tuncel, İlkin; Turp, Işıl; Düç, Buğra; Selçuker, Ahmet Hamdi; Aslantaş, Akif; Bekman, EnesAmaç: Bu çalışmanın amacı metal alt yapı üzerindeki farklı kalınlık ve markalara ait vener seramiklerin tekrarlayan fırınlamalar sonrası renk değişimlerini incelemektir. Gereç ve Yöntemler: İki farklı markaya ait vener seramik (Vita VMK Master, GC Initial) ile metal altyapı üzerinde iki farklı kalınlıkta (1 ve 1,5 mm) örnekler hazırlanmıştır. Her bir grup için örnek sayısı 20 olarak saptanmıştır. Porselen örnekler 2 kez fırınlandıktan sonra başlangıç renk ölçümü spektrofotometre ile yapılmıştır. Her örneğin renk ölçümü 3 kez tekrar edilmiş, ortalaması alınarak değerlendirilmiştir. Ölçümler 3, 5, 7 ve 9 fırınlama sonrası tekrarlanmıştır ve renk değişim değerleri (?E) elde edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde tekrarlayan varyans analizi ve grupların karşılaştırılmasında ise Tukey’s HSD testi kullanılmıştır. Bulgular: Seramik kalınlığının ?E değerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık yaratmadığı saptanmıştır. Markalar arasında ise ?E değeri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık mevcuttur. GC markası grupları bütün fırınlama döngüleri sonrasında Vita markası gruplarına göre daha fazla renk değişimi göstermiştir. Fırınlama sayısının artmasıyla birlikte örneklerin renk değişimi istatistiksel olarak anlamlı derecede artmıştır. Sonuç: Tekrarlayan fırınlama işlemleri seramiğin renk stabilitesini etkilemektedir ve bu etki markalar arasında farklılıklar gösterebilmektedir.Öğe Effects of 16% carbamide peroxide bleaching on the surface properties of glazed glassy matrix ceramics(HINDAWI LTD, 2020) Demir, Necla.; Karci, Muhammet.; Ozcan, Mutlu.Objective. To determine the influence of the home bleaching agent, Opalescence PF, on the surface roughness and microhardness of glazed glassy matrix CAD-CAM ceramics. Materials and Methods. The 28 sintered leucite- and lithium disilicate-reinforced ceramic specimens (IPS Empress CAD and IPS e.max CAD) were divided into control and bleached groups. The home bleaching agent was applied to specimens of bleached groups for 7 days. The surface roughness and microhardness of all specimens were measured. A scanning electron microscope was used to evaluate the surface properties. The data were statistically analyzed by two-way ANOVA. Results. The control e.max CAD showed the lowest surface roughness values. For both Empress and e.max CAD, surface roughness was significantly higher for the bleached group (p<0.05). No significant differences in microhardness were observed. Conclusions. According to our study, patients should be careful when using home bleaching agents because whitening agents can affect the mechanical properties of full ceramic restorations like e.max CAD and Empress CAD. Ceramic polishing may be required in clinical situations where ceramic restorations are accidentally exposed to bleaching gels.Öğe The effect of different irrigation protocols on elastic modulus of dentine and biomechanics of single-rooted premolar tooth: A nano-indentation and finite element analysis study(WOLTERS KLUWER MEDKNOW PUBLICATIONS, 2019) Durmus, B.; Hale, A. A.; Oğuz, E.; Sema, B.Aim: This study evaluated the effect of different irrigation protocols on elastic modulus and biomechanics of single-rooted premolar tooth using with nano-indentation and finite element analysis (FEA). Materials and Methods: Root canals of single-rooted human teeth were prepared, divided into eight groups, and irrigated with (1) 2.5% NaOCl + 17% EDTA; (2) 2.5% NaOCl + 17% EDTA + 2.5% NaOCl; (3) 2.5% NaOCl + SmearClear; (4) 2.5% NaOCl + 2% chlorhexidine; (5) 1.3% NaOCl + MTAD; (6) 5.25% NaOCl; (7) 17% EDTA; and (8) saline. The roots were vertically sectioned, and elastic modulus of the root dentine was measured using nano-indenter device at coronal, middle, and apical third. Data were recorded as megapascal and statistically analyzed (one-way analysis of variance, Tukey tests). Three-dimensional FEA model of a premolar tooth was created, and the inner root dentine was modified to simulate the effect of irrigation protocols on root dentine. The elastic properties of inner root dentine layer in the FEA models were modified for each group according to the data obtained with nano-indentation. A 300-N load was applied at the buccal cusp and central fossa of the models with a 45 degrees angle. The stresses were calculated using von Mises stress criteria. Results: All irrigation protocols affected the elastic modulus of root dentine. Groups 2 and 3 showed similar elastic modulus values (P 0.05), whereas the lowest values were obtained in group 7 (P < 0.05). No statistically significant differences were found between groups 4, 5, and 8 (P 0.05). Conclusion: Despite the effect of different clinically used irrigation protocols on elastic modulus of the inner dentine, this does not affect the biomechanics of the roots.Öğe Evaluation of flexural strength of different denture base materials reinforced with different nanoparticles(WILEY, 2019) Karci, Muhammet.; Demir, Necla.; Yazman, Sakir.Purpose To evaluate the effect of adding Al2O3, SiO2, and TiO2 nanoparticles in ratios of 1, 3, and 5 wt% to different acrylic resins on flexural strength. Materials and Methods A total of 210 specimens were prepared in 30 groups (n = 7/group) (Control, 1% Al2O3, 3% Al2O3, 5% Al2O3, 1% SiO2, 3% SiO2, 5% SiO2, 1% TiO2, 3% TiO2, 5% TiO2). The specimens were polished with 200-, 400-, and 600-grit abrasive paper to provide a standard surface before testing and then suspended in distilled water for 30 days. Flexural strength was measured via three-point bending tests. Subsequently, SEM analysis was performed for one specimen from each group. Homogeneity of data was assessed by Kolmogov-Smirnov test followed by two-way ANOVA and Tukey HSD tests (alpha = 0.05). Results There was a significant increase in the flexural strength of polymethylmethacrylate (PMMA) after addition of 1% nanoparticles in both heat-polymerized and autopolymerized acrylic resins (p < 0.05). The flexural strength values of the groups to which Al2O3 and TiO2 nanoparticles were added exceeded those of the group with SiO2 addition (p < 0.05). The electron microscopy images revealed that the nanoparticles were more homogeneously dispersed in PMMA with higher flexural strength. Conclusions The mechanical properties of PMMA can be improved by the addition of nanoparticles to PMMA; however, the flexural strength values of PMMA decrease with the addition of nanoparticles at higher percentages (3-5%). Hence, the ideal filler ratio corresponds to 1%.Öğe Effect of surface treatments and aging on phase transformation and flexural strength of different Y-TZP ceramics(WILEY, 2019) Okutan, Yener.; Yucel, Munir T.This study aimed to evaluate the influence of surface treatments and artificial aging on surface roughness (Ra), phase transformation, and flexural strength of yttria-stabilized tetragonal zirconia polycrystalline (Y-TZP) ceramics. Two-hundred and eighty specimens from four types of Y-TZP were divided into seven groups, according to the surface treatments and aging used: control, air-abrasion, air-abrasion + aging, grinding, grinding + aging, erbium: yttrium-aluminum-garnet (Er:YAG) laser, Er:YAG laser + aging. The Ra values were measured using a profilometer. X-ray diffraction (XRD) analysis was performed to determine phase transformation. Specimens were subjected to a three-point bending test and loaded until fracture. Scanning electron microscope (SEM) and atomic force microscope (AFM) analyses were performed on one specimen per group. Grinding and air-abrasion groups exhibited higher Ra values than the others (P < 0.05). The differences in the roughness and flexural strength values between the laser and control groups were not significant. For all materials, the highest amount of monoclinic phase was found after air-abrasion. Grinding groups showed lower flexural strength values compared with the control groups (P < 0.05), while there was no significant difference between the control and air-abrasion groups. Aging did not affect the roughness and flexural strength (P > 0.05). The grinding process is not recommended in clinical usage for Y-TZP because of the remarkable decrease in flexural strength and reliability.Öğe Effect of airborne particle abrasion and sintering order on the surface roughness and shear bond strength between Y-TZP ceramic and resin cement(JAPANESE SOC DENTAL MATERIALS DEVICES, 2019) Okutan, Yener.; Yucel, Munir Tolga.; Gezer, Tugce.; Donmez, Mustafa Borga.This study examined the surface roughness (R-a) and shear bond strength (SBS) of Yttria-stabilized tetragonal zirconia polycrystalline (Y-TZP) ceramic after airborne particle abrasion at different pressures and particle sizes, pre- and post-sintering. Ninety specimens, prepared from Y-TZP ceramic blocks (Vita In-Ceram YZ, Vita Zahnfabrik), were divided into nine subgroups: control, and 50 and 110 gm Al2O3 airborne particle abrasion at 3 and 4 bar pressure, before and after sintering, respectively. According to the sintering order, before and after surface treatments, R-a values were measured using a profilometer. SBS to Y-TZP was assessed after thermocycling, using self-adhesive resin cement (Rely X U200, 3M ESPE). Scanning electron microscopy (SEM) and X-ray diffractometry (XRD) were performed on one specimen per group. All surface-treated samples were rougher than the controls. ABS50-4 (50 mu m Al2O3 airborne particle abrasion at 4 bar pressure before sintering), ABS110-3, and ABS110-4 showed the highest R-a values, among all cohorts. The controls displayed lower SBS values than the treated groups (p<0.05), which had statistically similar results to each other. Airborne particle abrasion of pre-sintered Y-TZP, followed by sintering, increased the tetragonal structure contents.Öğe Farklı Geçici Materyallerin Farklı Sıvılarda Kısa Dönem Bekletme Sonrası Renk ve Yüzey Pürüzlülük Değişiminin İncelenmesi(2019) Subaşı, M. Gülce; Demir, Necla; Karcı, Muhammet; Bozkurt, Mehtap GökkayaAmaç: Dört farklı geçici materyalin 3 farklı sıvıda kısadönem bekletme sonunda renk ve yüzey pürüzlülükdeğişiminin incelenmesidir.Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada disk şeklinde 4farklı geçici materyal (Whitepeaks CopraTemp,Integra, Triad, Systemp.c&b II) (renk: A2) kullanıldı(n15). Hazırlanan materyaller 37C’deki distile suda24 saat süre bekletildikten sonra, tüm örneklerinbaşlangıç renk ve yüzey pürüzlülük değerleri ölçüldü.Her bir geçici materyal daha sonra bekletilecek sıvıtipine göre 3 alt gruba (distile su (kontrol), çay, kahve)ayrıldı (n5). Örnekler 37ºC’deki ilgili sıvılarda 48 saatsüre bekletildikten sonra, tüm örneklerin renk ve yüzeypürüzlülük değerleri tekrar ölçüldü. Materyallerin 48saat sonraki renk değişim değerleri iki yönlü varyansanalizi (ANOVA) ile incelendi. Başlangıç yüzeypürüzlülük değerleri tek yönlü ANOVA ile incelendi.Kırk sekiz saat bekletme sonrası yüzey pürüzlülükdeğerleri ve yüzey pürüzlülük fark değerleri iki yönlüANOVA ile incelendi (p0,05).Bulgular: Geçici materyallerin 48 saat sonraki renkdeğişimini sadece sıvı tipi anlamlı olarak etkilemiştir(p0,000). Yüzey pürüzlülük fark değerleri materyalve sıvı tipi etkileşiminden etkilenmiştir (p0,001). Bilgisayardestekli tasarım ve üretim sistemi (CAD/CAM)ile üretilen geçici materyal (Whitepeaks CopraTemp),diğer geçici materyaller ile karşılaştırıldığında en azpürüzlülük değişim değeri göstermiştir (p0,005).Sonuç: Geçici materyallerin renk ve yüzey pürüzlülükdeğişim sonuçları beraber değerlendirildiğinde,CAD/CAM sistemi ile üretilen geçici materyal diğergeçici materyallere göre tercih edilebilir.Öğe Multidisciplinary treatment in non-syndromic cleft lip and palate patients: 2 case reports(Cumhuriyet University Faculty of Dentistry, 2018) Sayin Ozel G.; Inan O.; Dolanmaz D.; Karaman A.I.Objective: It is intended in this case report to explain the multidisciplinary treatment of 2 non-syndromic cleft lip and palate patients with different approaches, the treatment phases of prosthetic rehabilitation and the results obtained. Case Reports:15-year-old unilateral cleft lip and palate patient and 25-year-old bilateral cleft lip and palate patient was admitted to our clinic with the functional and aesthetic complaints. Orthodontic, surgical and prosthetic treatments were applied Results: With multidisciplinary treatments aesthetic and functional solutions were provided. Aesthetic and functional results were obtained for both cases with fixed restorations. The treatments protocols had no complications. The outcomes were of high quality and brought satisfaction to the patients. Conclusion: Multidisciplinary treatment should be considered in cleft lip and palate patients in order to be able to fully ensure speech and hearing, continuation of occlusion and maxillofacial growth in the normal course and the improvement of physical appearance and psychological state. However, different treatment plans should be considered in its different timing for each case. © 2018 Cumhuriyet University Faculty of Dentistry.Öğe Non-sendromik dudak damak yarığı hastalarında multidisipliner tedavi: 2 vaka raporu(2018) Ozel, Gulsum Sayın; Inan, Ozgür; Dolanmaz, Dogan; Karaman, Ali IhyaAmaç: Bu vaka raporunda 2 non-sendromik dudak damak yarıklı vakanın farklı yaklaşımlarla protetik tedavisinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Vaka Raporu: 15 yaşında tek taraflı dudak damak yarıklı erkek hasta ve 25 yaşında çift taraflı dudak damak yarıklı kadın hastalarımız kliniğimize estetik ve fonksiyon kaybından dolayı başvurmuşlardır. Ortodontik, cerrahi ve prostodontik yaklaşımlarla hastalara uygulanmıştır. Her iki vakada da sabit protetik restorasyonlar protokolleri uygulanan hastalarımızda herhangi bir komplikasyon gözlemlenmemiştir. Tedaviler yüksek hayat kalitesi ve memnuniyet sağlamıştır. Sonuçlar: Dudak damak yarıklı hastalarda; konuşma, maxillofacial büyümenin normal seyrinde devamı, fiziksel görünüşün arttırılması ve psikolojik durumun düzeltilmesi için multidisipliner yaklaşım gereklidir. zamanlamaları değerlendirilmelidir
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »