El Sanatları Tasarımı ve Üretimi/Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Mardin Müzesi Örnekleri Işığında Eyyûbi Sikkeleri(Selçuk Üniversitesi, 2019) Dursun, NeclaSikke, hemen her dönemde hükümdarların, iktidarların ve devletlerin maddi ve kültürel sembolü durumundadır. Üzerlerinde taşıdıkları yazılar, motifler ve figürler basıldıkları dönemin üslubunu, inanış biçim ve şekillerini yansıtmaktadır. Bu küçük metal parçalar, Tarih, Sanat, Dinler Tarihi, Filoloji ile Sanat Tarihi bilim dallarına önemli katkılar sağlaması bakımdan ve kesin bilgiler sunması açısından belge niteliği taşımaktadır. Gerek jeopolitik gerekse sosyo-kültürel yapısı kapsamında önemli bir konumda olan Mardin, Mezopotamya ve Anadolu arasında köprü görevi üstlenmiştir. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan şehrin Müzesi, çevresinde yer alan yerleşmelerden taşınan eserlerden oluşmaktadır. Bu çeşitlilik içinde en önemli seksiyonlardan biri de sikkedir. Müzede, sergide ve depoda bulunan 10.000 adet sikkenin büyük bir bölümü İslami Dönem eserlerinden oluşmaktadır. Çalışma İslami dönem sikkeleri içinde Eyyûbi Dönemine ait olan ve birbirinin tekrarı nitelikte olmayan eserlerin, tanımlanması, genel özelliklerinin ortaya konulması ve motif ile süsleme detaylarının incelenmesidir. Müzede Eyyûbi dönemine ait 36 örnek incelenmiştir. Bu örneklerden 1 tanesi altın, 21 tanesi gümüş ve 14 tanesi bronzdur. Sikkeler, Kahire, Mısır, Silvan ve ağırlıklı olarak Şam ile Halep’te basılmıştır. Kullanılan yazı tipi kûfi’dir. Sikkeler iki gruba ayrılabilir. Bunlardan birincisi yazılı, ikincisi ise figürlü sikkelerdir. Figür, altın ve gümüş baskılı sikkelerde görülmez, bronz sikkelerde vardır. Yazılı sikkelerde çevre bordürü olarak en çeşitli tiplerin görüldüğü dönemdir. Tam daire, dikdörtgen, geçmeli, yıldız formlu kenar bordürlerinde ortak olan nokta çift sıra düzenlenen bordürlerin aralarında inci dizisinin kullanımıdır. Figürlü Eyyûbi sikkeleri Artuklu sikkeleri ile büyük benzerlik içindedir. Cepheden büst şeklinde verilen hükümdar tasvirlerinin yanı sıra tek başına merkeze yerleştirilen aslan figürü nadir bir kompozisyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Eyyûbi sikkelerinin ana özelliklerinden biri ön yüz yazılarının el-İmam, arka yüz yazılarının ise el-Melik ile başlamasıdır. Bunun dışında Sultan, Allah’ın ve dinin yardımcısı imam, mü’minlerin emiri, fetih babası, dine bağlı gibi unvanlar kullanmıştır. Sikkelerin arka yüzünde, bir geleneğin bir inancın etkisi olarak süregelen kelime-i tevhid yerini almıştır. Eyyûbi sikkelerinde hilafet makamına gönderme vardır. İmam Mustansır Billah gibi. Araştırmamızın amacı müzede bulunan eserlerin dönem özelliklerinden yola çıkılarak genel değerlendirmelerinin yapılması ve bilim dünyasına tanıtılarak bu özel koleksiyonun uluslararası platformda hazırlanan sikke kataloglarına dahil edilmesidir. Bu kapsamda belirlenen örnekler ışığında Eyyubi Sikkeleri tasnif edilmiş ve detaylı incelemeleri yapılarak, dönem özellikleri ortaya konulmuştur.Öğe Türk çeyiz kültürü çevresinde sözsüz iletişim dili olarak gelişen milli söz hazinesi(2018) Nas, EmineSomut olmayan kültürel miras kapsamında çeyiz; evlenecek kız veerkeğin ailesi tarafından yeni kurulan aile birliğine katkı sağlamakamacıyla hazırlanan, yaptırılan ve satın alınan eşya, taşınır-taşınmazmal, mülk ve paraya verilen isimdir. Çeyizin hazırlanması, kız evindenoğlan evine götürülmesi, sergilenmesi etrafında oluşan geleneklerbütününe de çeyiz geleneği denir. Sadece maddi kültür nesnelerindenoluşmakla kalmamakla birlikte soyut kavramlar da içermektedir.Genellikle kadınların günlük yaşamları çevresinde gelişen gerek biçimgerekse süsleme özellikleri bakımından çeyiz ürünlerine yüklenen anlambütünlüğü oldukça zengin bir perspektirf sunar. Bu kapsamdaçalışmada; önemli bir Anadolu evlenme geleneği olan çeyiz ve çeyizürünlerinde gözlenen motiflerin meydana getirdiği sözsüz bir iletişim diliüzerine odaklanılmıştır. Alan araştırmasında, zengin birikimler sonucusüreklilik gösteren ve canlı bir yapıya sahip bu simgesel dil hazinesindekibazı motifler derlenmeye çalışılmıştır. Etnografik bir yaklaşımlaoluşturulan çalışma evreni Adana, Afyon, Antalya, Bayburt, Bolu,Diyarbakır, Elazığ, Eskişehir, İçel, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Konya,Malatya, Manisa, Niğde, Ordu, Sivas, Trabzon, Yozgat illerindenoluşturmaktadır. Örneklem, çeyiz kültüründe yer alan tekstil el sanatıürünlerinin biçim ve süsleme özelliklerinden gözlenen söz varlığıüzerinedir. Bu geniş kapsam içinde ele alınan motifler çerçevesinde eldeedilen veriler, yapılandırılmamış karşılıklı görüşme yolu ile derlenmiştir.Bulguların, farklı yörelerde aynı anlam bütünlüğünde ve genellikle tekstilgrubu ürünlerde kullanıldığı ve ortak özellikler taşıyan sürdürülebilir birkültürel faaliyet oluşturdukları gözlenmiştir. Çeyiz ürünlerinde barınanmotifler dilsel olmayan işaretler olarak tanımlansa da görsel kültüre dairokumalar olay örgüsü, kahraman/karakter, kültür-değer-algı, mekân-beden dinamikleri üzerinden değerlendirilmiştir. Ürünler üzerine yüklenen bilgi transfer edilirken yerel kelimelerin görsel unsurlar ilesentezlenerek somut ve soyut anlamlar kazandığı görülmüştür. Artistikve folklorik bir hazine niteliğinde olan anlam yüklü motifler duygusal,sosyal ve kültürel kodları ile zengin bir sözlü kültür yelpazesi ortayakoymaktadırlar. Söz konusu motifler sözlü kültür ortamının gösterge vesembolleri olarak kapsamlı araştırmalar ve sürdürülebilirlik projeleri ileyeniden bir aktarım aracı olmayı beklemektedirler.Öğe Konya müzelerindeki keçe seccadelerde görülen interyör tasvirler üzerine(2018) Nas, Emine; Doğan, ŞerifeKeçecilik, Türk el sanatları içinde halkın sosyal, kültürelözellikleri ve yaşam biçimine bağlı olarak zamanla geleneksel bir meslekolma özelliği kazanmıştır. Türk tarihinde gerek giyim kuşam gereksebarınma kültüründe yer alan keçe ürünler, günlük ihtiyaçlarınkarşılanmasında bir eşya olma konumunun yanında toplum içinde de birstatü göstergesi haline gelmiştir. Türk tarihinde gerek giyim kuşamgerekse barınma kültüründe yer alan keçe ürünler, günlük ihtiyaçlarınkarşılanmasında bir eşya olma konumunun yanında toplum içinde de birstatü göstergesi haline gelmiştir. Birçok alanda ihtiyacı karşılamış olmasıkeçe ürünlere olan talebin artmasına neden olmuş ve keçe hem malzemehem de ürün olarak geleneksel olma özelliğini kazandırmıştır. SelçukluDöneminde sıkça kullanılan keçe ev eşyaları ve Mevlevi tarikatıkıyafetlerinde yer alan giysi parçaları özellikle Konya ilinde keçeciliğin birmeslek olarak ilerlemesini hızlandırmıştır. Bu zengin miras içinde Konyailinde üretilen özgün keçe örneklerinin bir kısmı günümüze ulaşarak ilmerkezinde bulunan çeşitli müzelerde teşhir edilmektedir. Çalışmanınkapsamı, Türkiye’nin keçecilik sanatı ile Mevlâna Diyarı olarak anılanKonya ili Müzelerinden teşhir edilen mimari tasvirli işlemeli keçe seccadeörnekleri üzerinedir. Çalışmada Mevlâna Müzesi ve Etnografya Müzesikoleksiyonlardan seçilen üç adet işlemeli keçe seccadenin tasarımözelliklerinin ayrıntılı olarak incelenerek belgelenmesi ile kullanıldıklarıtarihi dönemde işlevsel eşya olma niteliklerinin yanında, toplumunsosyo-kültürel özelliklerini yansıtan bir sanat objesi olma vasıflarının daaktarılması amaçlanmıştır.Öğe Kahramanmaraş'ta geleneksel yöntemlerle edik yapımı(2018) Karakız, Cem; Kandemir, MitatTürk kültürünün zengin örneklerini yansıtan sanat dallarından biri olan dericilikinsanoğlunun var olduğu dönemden bugüne kadar varlığını sürdürmektedir. Deri birçokfarklı alanda kullanılmıştır. En önemli kullanım yerlerinden birisi ise ayakkabıdır. Esikkurganında bulunan altın elbiseli adamın yanında bulunan ayakkabı, verilen önemin birgöstergesidir. Türk kültür tarihinde ayakkabı biçimleri Orta Asya’dan başlayarak çeşitlenipdeğişik adlarla anılmıştır. Bunlardan biride eski adıyla “Edük”, günümüzdeki adıyla“Edik”tir. Daha çok manda ve sığır derisinden üretilen edik, tarihi ve kültürel özellikleriaçısından oldukça önemlidir. Edikin Anadolu’ nun farklı yörelerinde ve Kahramanmaraşcivarında giyildiği bilinmektedir. Halen Kahramanmaraş'ta birkaç ayakkabı atölyesindeüretimi yapılmakta, yurtiçi ve yurtdışına pazarlanmaktadır. Bu çalışmada, dericilik elsanatları alanında önemli bir yeri olan edikin üretiminde kullanılan malzemeler ve üretimyönteminin belgelendirilmesi amaçlanarak, Kahramanmaraş ilinde üretim yapan çarıkustaları ile görüşülmüş, üretim aşamaları da fotoğraflanmıştır.Öğe Kanaviçe iğne tekniğinin günümüz teknolojisinde tasarım ve uygulama süreçleri(2018) Odabaşı, Emine; Kandemir, MitatTürk işlemelerinde kullanılan teknikler oldukça çeşitlidir. Bu teknikler arasın yer alankanaviçe, Türk el sanatları içerisinde geçmişten günümüze kadar değerini korumuştur.Günümüzde de hala yapılan zevkli ve gösterişli bir işleme türüdür. Sanayi devrimiylebirlikte teknoloji ve makineleşme hızla gelişmiştir. Günümüzdeki teknolojik gelişmeler nakışalanını da etkilemiş, geliştirilen bilgisayar destekli nakış makinelerinin kullanımıyaygınlaşmıştır. Böylece daha kısa zamanda, daha ucuza, daha az insan gücü ile üretimsağlanmıştır. Kendine özgü estetik çizgisi ve teknik özellikleri bulunan kanaviçe tekniğiningünümüzde bilgisayar destekli nakış programları ile tekniğe bağlı kalınmadanuygulanmakta böylece geleneksel özelliğini yitirmektedir. Bunu önlemenin yolu bilgisayardestekli nakış programında kanaviçe tekniğini bilen nitelikli eleman yetiştirmektir. Budoğrultuda yapılan bu çalışma da; belgesel tarama ve iş analizine dayalı betimsel bir yöntemkullanılarak, kanaviçenin aslına uygun olarak günümüze kazandırılması, bilgisayarlı desteklinakış makinelerinde uygulanması için desen tasarımlarını hazırlama, tüm aşamaları içerenöğretim programı önerisi hazırlama ve geliştirme sağlayarak benzer çalışmalara örnekoluşturması amaçlanmıştır. Bu kapsamda Konya merkezinde bulunan kanaviçe tekniği ileyapılmış ürünlerin fotoğrafları çekilmiştir. Bunlardan iki adet kanaviçe örneğinin deseniçıkartılarak Accurate4 Nakış Desen programında tasarımı yapılmıştır. Hazırlanan desenkalıpları bilgisayarlı nakış makinelerinde denenerek kalıp üzerinde düzeltmeler yapılmış veürüne dönüştürülmüştür. Bu uygulama ile bilgisayarlı nakış makinelerinde kanaviçegeleneksel tekniğinin uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.Öğe Osmanlı dönemi'nde bursa ipekçiliği, dokumacılık ve bazı arşiv belgeleri(2015) Aytaç, AhmetBursa Osmanlı Devletine başkentlik yapmış ve tarih sayfasında siyasi anlamda önem arz eden bir şehirdir. Payitaht unvanı olan Bursa siyasi öneminin dışında kültürel yapısıyla da zengin bir varlığa sahiptir. Osmanlı döneminde dokumacılık sanatı/zenaatının son derece gelişim gösterdiği şehirlerin başında gelir. Özellikle ipekli dokumalarıyla o döne- min önemli üretim merkezlerinden biridir. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Bursa ipek dokuma üretimini belgeleyen arşiv kayıtları bakımından ciddi dokümanlara sahiptir. Makalede Bursa ipek dokumacılığı, üretilen ipekli kumaşlar ve bunlara dair arşiv kayıtlarına değinilmiştir.Öğe Çorum yöresi alevi kültüründe geleneksel bir gelin başlığı: “Aleyçin”(2013) Karaman, Gamze; Nas, Emineİnsanlığın önemli toplumsal dinamiklerinden biri olan giyimin sosyal ve tarihî gelişimi, geçmişten bugüne ait olduğu çevre şartlarına ve toplumların kültürel özelliklerine göre şekillenmiştir. Maddi kültürün bir ögesi olan giyim; toplumun estetik değerlerini, dinsel inanç ve uygulamalarını, yaşını, cinsiyetini ve statüsünü belirleyen sözsüz bir iletişim aracı olmuştur. Alevilerin göçebe bir toplum yapısına sahip olmasından dolayı yazılı kaynaklar yok denecek kadar azdır. Fakat Alevi toplumu inançlarını sözlü olarak günümüze kadar aktarmayı başarmışlardır. Çalışmada, Türk giyim kültürü içinde Alevi değerleri ile beslenen ve özgün bir karaktere sahip olan gelin baş giyimi aleyçin niteliksel olarak ele alınmıştır. Araştırma kapsamını Alevi inancı ve kültüründe var olan sözlü ve sözsüz unsurların yansıtıldığı gelin başlığı oluşturmaktadır. Çalışma Çorum ili Alaca İlçesi’ne bağlı İmat Köyü ve İskilip İlçesi’ne bağlı İbik Köyü ile sınırlıdır. Türkmen kökenli Alevi köylerinde halk tarafından yaşam içinde devam eden gelenekler bütünü içerisinde yöresel giyimler canlılığını korumaktadır. Köylerde geleneksel kadın giyimlerinin bir parçası niteliğinde olan ve Alevi düğünlerinde gelin başlığı olarak kullanılan aleyçin, siyasî ideolojinin dışında yaşam biçimi çerçevesinde gelenek ve inanç sistemine bağlı kültürel özellikleri bakımından incelenip değerlendirilmiştir.Öğe Konya Keçeci?li?ği?nde Çoban Kepeneği?(2012) Begiç, H. NurgülSanat, bir toplumun maddi ve manevî aynasıdır. Türk sanatının başlangıcı, gelişimi, kaynakları ve devamı Anadolu öncesinde Orta Asya Hunları, Göktürkler, Uygurlar; Anadolu’da ise Selçuklular, Anadolu Beylikleri, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere, tarihî bir süreç içinde incelenir. Türk sanatının oluşumu ve bugüne ulaşması bir bütünlük ve devamlılık içinde, ülke farklarını aşan bir kuvvetle kendini göstermiştir. Keçenin hammaddesi deri ürünü, hayvansal lif grubunda yer alan yün lifidir (Başar Ergenekon,1999: 43). Keçe, doğal yünün ıslak ortamda çeşitli yöntemlerle sıkıştırılmasından oluşturulmuş ve tarihî geçmişi Türk sanatının en erken devirlerine kadar inmektedir. İlk Türk imparatorluğunu kuran Hunlara ait kurganlarda çıkan keçe örnekleri yanı sıra diğer yüz binlerce eser, bize o dönemde yaşamış toplulukların sanat ve kültürleri, gündelik hayatta kullandıkları eşyalar ve bu eşyaların özellikleri hakkında bilgi vermektedir. Hunlardan başlayarak Orta Asya’daki keçe sanatının gelişmesi incelendiğinde; yapım teknikleri, kullanım alanları, renkler ve bezemeleri açısından çok büyük farklılıklarla karşılaşılmamıştır. Göktürkler ve Uygurlarda da dönem özelliklerine ve bölgenin verdiği imkânlarla keçelerin üretilmeye devam ettirildiği öğrenilmektedir. Selçuklular XI. yüzyıldan itibaren Maveraün-nehir’deki ilk yurtlarından Orta doğuya indiklerinde İç Asya’nın geleneklerini de beraberlerinde taşımışlardır (Diyarbekirli, 1977: 102). Hiçbir kültür, birden bire var olup, gelişme ve devamlılık göstermez. Selçuklu ve Osmanlılarda, hatta bugün bile Anadolu’nun bazı yörelerinde karşımıza çıkan keçeciliğin, temellerinin en erken devirlere dayandığı bilinmektedirÖğe Konya Keçeci?li?ği?nde Çoban Kepeneği?(MILLI FOLKLOR DERGISI, 2012) Begiç, H. NurgülSanat, bir toplumun maddi ve manevî aynasıdır. Türk sanatının başlangıcı, gelişimi, kaynakları ve devamı Anadolu öncesinde Orta Asya Hunları, Göktürkler, Uygurlar; Anadolu’da ise Selçuklular, Anadolu Beylikleri, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere, tarihî bir süreç içinde incelenir. Türk sanatının oluşumu ve bugüne ulaşması bir bütünlük ve devamlılık içinde, ülke farklarını aşan bir kuvvetle kendini göstermiştir. Keçenin hammaddesi deri ürünü, hayvansal lif grubunda yer alan yün lifidir (Başar Ergenekon,1999: 43). Keçe, doğal yünün ıslak ortamda çeşitli yöntemlerle sıkıştırılmasından oluşturulmuş ve tarihî geçmişi Türk sanatının en erken devirlerine kadar inmektedir. İlk Türk imparatorluğunu kuran Hunlara ait kurganlarda çıkan keçe örnekleri yanı sıra diğer yüz binlerce eser, bize o dönemde yaşamış toplulukların sanat ve kültürleri, gündelik hayatta kullandıkları eşyalar ve bu eşyaların özellikleri hakkında bilgi vermektedir. Hunlardan başlayarak Orta Asya’daki keçe sanatının gelişmesi incelendiğinde; yapım teknikleri, kullanım alanları, renkler ve bezemeleri açısından çok büyük farklılıklarla karşılaşılmamıştır. Göktürkler ve Uygurlarda da dönem özelliklerine ve bölgenin verdiği imkânlarla keçelerin üretilmeye devam ettirildiği öğrenilmektedir. Selçuklular XI. yüzyıldan itibaren Maveraün-nehir’deki ilk yurtlarından Orta doğuya indiklerinde İç Asya’nın geleneklerini de beraberlerinde taşımışlardır (Diyarbekirli, 1977: 102). Hiçbir kültür, birden bire var olup, gelişme ve devamlılık göstermez. Selçuklu ve Osmanlılarda, hatta bugün bile Anadolu’nun bazı yörelerinde karşımıza çıkan keçeciliğin, temellerinin en erken devirlere dayandığı bilinmektedirÖğe Konya yöresi el sanatlarında anlam yüklü motiflerin halk diline yansıması(2012) Nas, EmineTürk halk kültürü; tarih, inanç, dil, felsefe, sanat gibi maddimanevi kavramlar bütününü bünyesinde barındıran ve sürekli gelişim gösteren dinamik bir yapıya sahiptir. Bu sistem içinde sosyal ve kültürel iletişimi sağlayan dil; halkın yaşam biçiminde gelenek ve göreneklerden beslenerek, edebî zevk, düşünce ve anlatım gücüne ulaşan varlığı ile yöresel el sanatı çeşitlerinde de sembolik olarak yaşayan bir hazinedir. Türk el sanatları geçmişine bakıldığında Konya yöresi, tarihi birikimi ve kültürel yapısı ile önem taşımaktadır. Konya halk plastik sanatları içinde değerlendirilebilecek; örücülük ve işlemecilik alanlarında; doğum, evlenme ve ölüm gibi insan yaşamını şekillendiren üç ana dönemde halkın ortaya çıkardığı anlam yüklü motiflere ait zengin bir söz varlığı bulunmaktadır. Halk kültürü ürünü olan bu kelime hazinesi, toplumsal yaşamda uyum sağlayıcı, birlikteliği pekiştirici, dayanışmayı arttırıcı özelliklerini sürdürerek, kadınların kendi aralarındaki iletişimde geleneği devam ettiren kültür taşıyıcıları olarak görev yapmaktadırlar. Yapılan çalışma ile bu zengin söz varlığı içinde sadece motife bağlı gelişim gösteren örneklerden bir kısmının belgelenerek Türk kültür tarihi veri tabanında bir katkı sağlaması amaçlanmıştır.Öğe Tokat Nebiköy yöresel kadın-erkek giyiminde alevilikteki üçleme,dört kapı-kırk makam ve on iki imam kavramlarının yansımaları(2011) Nas, Emine; Çelebilik, Gülüzar; Demirbaş, AliyeZengin kültürel değerlere sahip Tokat ve çevresinde, geleneksel yaşam tarzının devamı olarak yöresel giyimlerin halk tarafından yaygın bir şekilde kullanıldığı gözlemlenmektedir. Çalışma; Türkmen ve Alevi kültürlerinin sentezlenerek bir arada yaşatıldığı Tokat İline bağlı Nebiköy’e odaklıdır. Yerel giyimleri ile özgün bir yöre olan Nebiköy’de; halk kültürü dinamiklerinin etkisine bağlı olarak donatılan kadın-erkek giyimleri, Anadolu giyim kuşamında zengin bir mozaiği yansıtmakta ve karakteristik özellikler barındırmaktadır. Bu kapsamda çalışma; Alevi inancındaki üçleme, dört kapı-kırk makam ve on iki imam kavramlarının sembolik olarak giyimler üzerindeki renk ve motiflere yansıtıldığına dair tespitleri ortaya çıkartmak amaçlıdır. Sosyal yapısı içinde Alevi inanç ve geleneklerinden beslenen etno-kültürel özelliği ile Nebiköy, Anadolu’nun zengin yöresel giyim anlayışı içinde özgün bir üslup sergilemektedir.Öğe A Qualitative Research on Determining Future Concerns of Students in Department of Handicrafts Education About Their Professions(Iated-Int Assoc Technology Education a& Development, 2010) Koparan, Yasemin; Alabay, ErhanThe fact that technology has been rapidly advancing and industrialization has been increasing more and more in our today's world, has caused many products bearing cultural features of societies to be forgotten or to be less valuable for people. Handicrafts are one of the cultural elements getting its own share of this situation. Handicrafts on which every society has reflected their own ways of life, their bad and happy times are now almost sunk into oblivion. It will be partially possible to bring this history back to life and to conserve this culture with the efforts of students having education in handicrafts department both during their education and after their graduation. However, students are having trouble to find a job after their graduation. Consequently, this leads students to have concerns about their professions even when they are still studying. This future concerns about their professions both causes their academic success to decrease and affects their state of minds in a negative way. In our research, it is aimed to determine future vocational concerns of final grade students of the Department of Art Flower - Making and Weaving, Department of Handicrafts Education of Vocational Education Faculty in Selcuk University. 36 final grade students studying in the Department of Art Flower - Making and Weaving Education were interviewed within the context of this research. Situation analysis method was applied in our study among qualitative research techniques. Questions prepared for semi-constructed interview form were developed by researchers. Each interview was recorded with the permission of interviewer. The data recorded was evaluated by researchers. At the end of the research it was found that most of the final grade students had future concerns about their professions. Students believe that the reason of those future concerns is related to the difficulty of being a teacher after taking the Public Personnel Selection Examination which is applied for all bachelors in Turkey.Öğe Kırgızistan'da Çarpana ve Kolon Dokumacılığından Örnekler(2010) Aytaç, AhmetEl dokumacılığı yüz yıllarca yaylak-kışlak hayat süren Orta Asya kökenli Türk kültürünün vazgeçilmezleri arasında olmuştur. Orta Asya’da ve Anadolu’da ise çarpana ve kolon dokumacılığı, oldukça eskilere dayanan bir kültür mirası olarak sürmektedir. Kırgızistan’da el dokumacılığı günümüzde köylerde devam etmektedir. Çarpana ve kolon dokumaları ise halen bozüy denilen keçe çadırlarda sürdürülen bozkır hayatında sıklıkla kullanılmaktadır. Kırgız çarpana ve kolonları geleneksel Türk yanış karakterine uyumlu bezemeleriyle dikkati çekmektedir. Makalede Kırgızistan’da “taar”, “terme” gibi adlar verilen ve tezgâhta dokunan çarpana ve kolon dokumalarından örnekler verilecek, desen ve teknikleri hakkında bilgi verilecektir.Öğe Kantaron Otu (Hypericum Sp. L.) İle Farklı Kimyasal ve Doğal Mordan Maddeleri Oranlarının Yün Halı İpliği Boyamasında Renk Oluşumuna ve Işık Haslık Derecelerine Etkisi(2002) Aytaç, Ahmet[Abstract not Available]