Marmara Bölgesinde Ruminantlarda Görülen Enterotoksemi Olgularının Histopatolojik ve İmmunohistokimyasal Bulgularının Araştrılması ve ELISA ile Tiplendirilmesi
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2023
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
This study was performed on a total of 150 ruminants of different ages and species (sheep,
goats and cattle) with suspected enterotoxaemia sent to Pendik Veterinary Control Institute (PVCI)
from 12 provinces (Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Düzce, Edirne, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli,
Sakarya, Tekirdağ and Yalova) of Marmara Region. It was aimed to investigate and compare the
macroscopic, microscopic, and agent-level immunohistochemical findings observed in enterotoxemia
cases in which C. perfringens toxin was detected by ELISA and in animals in which the toxin could
not be detected and also aimed to determine in particular the relationship between the presence of the
agent in the lesioned areas and positive cases.
In this study, positivity for at least one of the C. perfringens toxins (alpha, beta, and epsilon)
was detected in %12,67 (19/150) of animals with suspected enterotoxemia by ELISA. Of these
samples, 10 (%52.63) were typed as C. perfringens type A, 1 (%5.26) as C. perfringens type C, and 8
(%42.11) as C. perfringens type D.
Pulmonary oedema, petechial haemorrhage in the epicardium, diffuse pale discolouration and
friable consistency in the liver, enlargement of mesenterial lymph nodes and serosal hyperaemia with
watery-gaseous content in the intestine were commonly observed macroscopically in enterotoxaemic
animals. It was observed that animals with type A and type C enterotoxemia were more hemorrhagic
enteritis whereas animals with type D enterotoxemia were hyperemia in the brain, cerebellar coning
and cardiapulmonary lesions. Histopathologically, haemorrhagic or fibrino-necrotic enteritis,
pulmonary oedema characterised by eosinophilic fluid exudation in the alveolar lumen, degeneration
and necrosis in renal tubule epithelium and vacuolar degeneration lesions in hepatocytes were
frequently observed in animals with enterotoxaemia.
Numerous clustered bacteria were seen in the lesioned areas of the abomasum and intestines
in ruminants with enterotoxemia. Indirect immunohistochemical staining confirmed that the
intralesional rod-shaped bacteria in the lesioned intestinal sections were C. perfringens. In animals
without toxin detection and animals with enterotoxaemia, the IHC positive reaction rate was % 87,79
and %100 respectively. In ruminants without toxin detection, positive reactions were observed more
frequently in areas with shed epithelium in the lumen, whereas in ruminants with enterotoxaemia,
positive staining was concentrated in necrotic villus tips, pseudomembranes, lamina propria and
crypts.
In conclusion, the macroscopic and histopathological lesions we observed in the animals in
which toxin was detected by ELISA test were compatible with clostridial enterotoxaemia. Since the
intralesional rod-shaped bacteria observed in the intestines were confirmed to be C. perfringens by
IHC, it was concluded that immunohistochemical examination, especially in the presence of
histopathological findings, would make an important contribution to the diagnosis of enterotoxaemia
in suspected cases in which time has passed since the death and toxin detection could not be
performed.
Bu çalışma, Marmara Bölgesi'ne bağlı 12 ilden (Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Düzce, Edirne, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova) Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü'ne gönderilen enterotoksemi şüpheli farklı yaş ve türden (koyun, keçi ve sığır) toplam 150 adet ruminant üzerinde yapıldı. ELISA ile C. perfringens toksini tespit edilerek enterotoksemi olduğu doğrulanan olgularla toksin tespit edilemeyen hayvanlarda gözlenen makroskobik, mikroskobik ve etken düzeyinde immunohistokimyasal bulguların araştırılması ve karşılaştırılması, özellikle lezyonlu bölgelerdeki etken varlığının pozitif olgularla ilişkisinin saptanması amaçlandı. ELISA ile enterotoksemi şüpheli hayvanlarda %12,67 (19/150) oranında C. perfringens toksinlerinden (alfa, beta ve epsilon) en az biri yönünden pozitiflik tespit edildi. Bu örneklerden 10 (%52,63)'u C. perfringens tip A, 1 (%5,26)'i C. perfringens tip C ve 8 (%42,11)'i C. perfringens tip D olarak tiplendirildi. Pulmoner ödem, subepikardiyal peteşiyel kanama, karaciğerde diffuz solgun renk değişikliği ve kıvamında gevreklik, mezenteriyel lenf düğümlerinde büyüme ve bağırsaklarda sulu-gazlı içerikle birlikte serozal hiperemi enterotoksemili hayvanlarda makroskobik olarak yaygın şekilde gözlendi. Tip A ve tip C enterotoksemili hayvanlarda hemorajik enteritis; tip D enterotoksemili hayvanlarda ise beyinde hiperemi, serebellumun konikleşmesi ve kardiyopulmoner lezyonların daha sık görüldüğü dikkati çekti. Enterotoksemili hayvanlarda histopatolojik olarak hemorajik ya da fibrino-nekrotik enteritis, alveol lümeninde eozinofilik sıvı eksudasyonu ile karakterize pulmoner ödem, böbrek tubul epitellerinde dejenerasyon ve nekroz, hepatositlerde vakuoler dejenerasyon bulguları sıklıkla gözlendi. Enterotoksemili ruminantlarda abomasum ve bağırsaklarda lezyonlu alanlarda çok sayıda kümelenmiş bakteriler görüldü. İndirekt immunohistokimyasal boyama metodu ile lezyonlu bağırsak bölümlerinde intralezyonel çubuk şeklindeki bakterilerin C. perfringens olduğu doğrulandı. Toksin tespit edilmeyen hayvanlarda %87,79, enterotoksemili hayvanlarda %100 oranında IHC pozitif reaksiyon belirlendi. Toksin tespit edilemeyen ruminantlarda pozitif reaksiyonlar lümende dökülmüş epitellerin olduğu alanlarda daha sık görülürken, enterotoksemili ruminantlarda nekrotik villus uçlarında, psödomembranlarda, lamina propriya ve kriptlerde pozitif boyanmaların yoğunlaştığı belirlendi. Sonuç olarak, ELISA ile toksin tespit edilen hayvanlarda gözlemlenen makroskobik lezyonlar ve histopatolojik bulgular klostridiyal enterotoksemi ile uyumlu bulundu. Bağırsaklarda gözlenen intralezyonel çubuk şeklindeki bakterilerin C. perfringens olduğu IHC ile doğrulandığı için, özellikle histopatolojik bulgular eşliğinde immunohistokimyasal incelemenin, üzerinden zaman geçmiş ve toksin tespiti yapılamayan şüpheli olgularda enterotoksemi teşhisine önemli katkı sağlayacağı kanaatine varıldı.
Bu çalışma, Marmara Bölgesi'ne bağlı 12 ilden (Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Düzce, Edirne, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova) Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü'ne gönderilen enterotoksemi şüpheli farklı yaş ve türden (koyun, keçi ve sığır) toplam 150 adet ruminant üzerinde yapıldı. ELISA ile C. perfringens toksini tespit edilerek enterotoksemi olduğu doğrulanan olgularla toksin tespit edilemeyen hayvanlarda gözlenen makroskobik, mikroskobik ve etken düzeyinde immunohistokimyasal bulguların araştırılması ve karşılaştırılması, özellikle lezyonlu bölgelerdeki etken varlığının pozitif olgularla ilişkisinin saptanması amaçlandı. ELISA ile enterotoksemi şüpheli hayvanlarda %12,67 (19/150) oranında C. perfringens toksinlerinden (alfa, beta ve epsilon) en az biri yönünden pozitiflik tespit edildi. Bu örneklerden 10 (%52,63)'u C. perfringens tip A, 1 (%5,26)'i C. perfringens tip C ve 8 (%42,11)'i C. perfringens tip D olarak tiplendirildi. Pulmoner ödem, subepikardiyal peteşiyel kanama, karaciğerde diffuz solgun renk değişikliği ve kıvamında gevreklik, mezenteriyel lenf düğümlerinde büyüme ve bağırsaklarda sulu-gazlı içerikle birlikte serozal hiperemi enterotoksemili hayvanlarda makroskobik olarak yaygın şekilde gözlendi. Tip A ve tip C enterotoksemili hayvanlarda hemorajik enteritis; tip D enterotoksemili hayvanlarda ise beyinde hiperemi, serebellumun konikleşmesi ve kardiyopulmoner lezyonların daha sık görüldüğü dikkati çekti. Enterotoksemili hayvanlarda histopatolojik olarak hemorajik ya da fibrino-nekrotik enteritis, alveol lümeninde eozinofilik sıvı eksudasyonu ile karakterize pulmoner ödem, böbrek tubul epitellerinde dejenerasyon ve nekroz, hepatositlerde vakuoler dejenerasyon bulguları sıklıkla gözlendi. Enterotoksemili ruminantlarda abomasum ve bağırsaklarda lezyonlu alanlarda çok sayıda kümelenmiş bakteriler görüldü. İndirekt immunohistokimyasal boyama metodu ile lezyonlu bağırsak bölümlerinde intralezyonel çubuk şeklindeki bakterilerin C. perfringens olduğu doğrulandı. Toksin tespit edilmeyen hayvanlarda %87,79, enterotoksemili hayvanlarda %100 oranında IHC pozitif reaksiyon belirlendi. Toksin tespit edilemeyen ruminantlarda pozitif reaksiyonlar lümende dökülmüş epitellerin olduğu alanlarda daha sık görülürken, enterotoksemili ruminantlarda nekrotik villus uçlarında, psödomembranlarda, lamina propriya ve kriptlerde pozitif boyanmaların yoğunlaştığı belirlendi. Sonuç olarak, ELISA ile toksin tespit edilen hayvanlarda gözlemlenen makroskobik lezyonlar ve histopatolojik bulgular klostridiyal enterotoksemi ile uyumlu bulundu. Bağırsaklarda gözlenen intralezyonel çubuk şeklindeki bakterilerin C. perfringens olduğu IHC ile doğrulandığı için, özellikle histopatolojik bulgular eşliğinde immunohistokimyasal incelemenin, üzerinden zaman geçmiş ve toksin tespiti yapılamayan şüpheli olgularda enterotoksemi teşhisine önemli katkı sağlayacağı kanaatine varıldı.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
C. perfringens, ELISA, Enterotoksemi, İmmunohistokimya, Patoloji, Enterotoxaemia, Immunohistochemistry, Pathology
Kaynak
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Doğan, O., (2023). Marmara Bölgesinde Ruminantlarda Görülen Enterotoksemi Olgularının Histopatolojik ve İmmunohistokimyasal Bulgularının Araştrılması ve ELISA ile Tiplendirilmesi. (Doktora Tezi). Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya.