Myelodisplastik sendrom tanılı hastalarda rutin gönderilen PNH klonu sıklığının belirlenmesi bakılan hemogram ve bazı biyokimyasal parametrelerin sağkalım ile ilişkisi

dc.authorid0000-0002-2301-1437
dc.contributor.advisorBaştürk, Abdulkadir
dc.contributor.authorGünay, Mediha
dc.date.accessioned2025-01-21T13:08:43Z
dc.date.available2025-01-21T13:08:43Z
dc.date.issued2020
dc.departmentEnstitüler, Tıp Fakültesi Uzmanlık Tezleri, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
dc.description.abstractAmaç: Çalışmamızda hastaların tanı anındaki tam kan sayımı ve bazı biyokimyasal parametlerinin, risk gruplarına ve sınıflandırmalarına göre sağkalımla ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca bu hastalardan rutin olarak gönderilen Paroksismal Nokturnal Hemoglobinüri ( PNH ) klonu sıklığının saptanması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya 01.01.2010 – 01.01.2020 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı tarafından takip edilen myelodisplastik sendrom tanılı 105 hasta dahil edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen hastaların dosyaları ilgili üniversite etik kurulu ve kurum izinleri doğrultusunda hastane veri tabanından retrospektif olarak taranmış, başvuru sırasındaki ve güncel kontrollerindeki değerleri çalışma kapsamında incelenmiştir. Hastaların tanı anındaki hemogram parametreleri ( lökosit, nötrofil, lenfosit, monosit, hemoglobin, MCV, trombosit, nötrofil / lenfosit oranı, lenfosit / monosit oranı, trombosit / lenfosit oranı ) ve bazı biyokimyasal parametreler (üre, kreatinin, albümin, total protein, ürik asit, LDH, bilirubinler, vit-B12, folik asit, ferritin, eritropoietin) not edildi. Her bir parametrenin sağkalımla ilişkisine bakıldı. Sayısal verilerin özetlenmesinde; aritmetik ortalama, standart sapma, minimum ve maximum değerleri, kategorik verilerin özetlenmesinde frekans dağılımları ve yüzdelikler kullanıldı. Kategorik verilerin karşılaştırılamasında ki-kare testi veya veya Fisher testi kullanıldı. Sayısal verilerle kategori değişkenleri arasındaki farklılık Student- T ve Man-Whitney U testleri ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 105 hastanın %55.2 (58)'si erkek ve %44.8 (47)'si kadındı. Tarih olarak 30.06.2020 itibariyle poliklinik takibi devam eden 45 hasta (%42.9), ex kaydı bulunan 60 hasta ( %57.1) vardı. Hastaların tanı anındaki yaşlarının ortalaması 67.6 ±11.69 yıl olarak tespit edildi. IPSS'e göre risk sınıflaması yapıldığında tüm hastaların % 54.2'si düşük riskli; %40'ı orta-1; %4.7'si orta-2; % 0.9'u yüksek riskli idi. R-IPSS'e göre risk sınıflaması yapıldığında % 30.4'ü çok düşük riskli; %52.3'ü düşük riskli; % 8.5'i orta riskli; %8.5'u yüksek riskli idi, çok yüksek riskli hasta yoktu. Ex olan 60 hasta için, tanı anında bakılan hemogram ve biyokimyasal parametrelerin yaşam süreleri ile ilişkisine bakıldığında; trombosit sayısı (p değeri: 0.049), lenfosit sayısı (p değeri: 0.019) ve albümin (p değeri: 0.037) değeri ile pozitif yönde anlamlı korelasyon saptandı. Yaşam süresi sınırı 1 yıl olarak alındığında; iki grup arasında, hemoglobin (p değeri: 0.021), trombosit (p değeri: 0.034), lenfosit (p değeri: 0.046) değerleri ve nötrofil / lenfosit oranı (p değeri: 0.021) için anlamlı farklılık saptandı. Yaşam süresi sınırı 2 yıl olarak alındığında; iki grup arasında hemoglobin (p değeri: 0.021), trombosit (p değeri: 0.032), lenfosit (p değeri: 0.006) değerleri ve nötrofil / lenfosit oranı (p değeri: 0.007) için anlamlı farklılık saptandı. Hemoglobin, lenfosit, trombosit değerleri daha yüksek olanların yaşam süreleri anlamlı olarak daha uzunken; nötrofil / lenfosit oranı daha yüksek olanların yaşam süreleri anlamlı olarak daha kısaydı. Çalışmamızda ex olan 60 hasta ve ex olan düşük riskli 48 hastada lenfosit sayısı sınır değerleri 0.8 × 109 ve 1.2 × 10 9 alınarak gruplar arasında yaşam süreleri açısından farklılık olup olmadığına bakıldığında her iki grupta da her iki sınır değeri için yaşam süreleri arasında anlamlı farklılık saptandı. Gözyaşı hücrelerinin artışının kötü prognozla ilişkili olup olmayacağını tespit etmek amacıyla poliklinik takipleri devam eden 15 hastanın periferik yaymalarında gözyaşı hücresi oranlarına bakıldı. Ancak bakılan periferik yayma sayısının yetersiz olması nedeniyle anlamlı istatistiksel değerlendirme yapılamadı. Ayrıca PNH testinin de sadece 20 hastadan gönderilmesi nedeniyle istatistiksel değerlendirme yapılamadı. Sonuç: Çalışmamızda tanı anındaki lenfosit sayısı ve nötrofil / lenfosit oranı ile yaşam süreleri arasında anlamlı ilişki saptanması, bu değerlerin prognostik faktör olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Bu amaçla daha çok sayıda MDS'li hasta ile yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır. PNH testi sadece 20 hastadan gönderilmişti. Retrospektif verilerimiz; MDS hastalarında PNH klonunun tespiti için literatürde önerildiği gibi tüm hastalara yılda bir kez rutin olarak FLAER testinin yapılması gerekliliğini göstermiştir.
dc.description.abstractAim: In our study, it was aimed to research the relationship between survival and blood counts, some biochemical parameters according to risk groups and classifications. In addition, it was aimed to determine the frequency of Paroxysmal Nocturnal Hemoglobinuria (PNH) clone routinely sent from these patients. Methods: 105 patients diagnosed with myelodysplastic syndrome followed by Selcuk University Faculty of Medicine Hematology Department between 01.01.2010 - 01.01.2020 were included in this study. The files of the patients included in this study were retrospectively scanned from the hospital database in accordance with the relevant university ethics committee and institution permissions, and their values during the application and their current controls were examined within the scope of the study. Hemogram parameters at the time of diagnosis (leukocyte, neutrophil, lymphocyte, monocyte, hemoglobin, MCV, platelet, neutrophil / lymphocyte ratio, lymphocyte / monocyte ratio, platelet / lymphocyte ratio) and some biochemical parameters (urea, creatinine, albumin, total protein, uric acid, LDH, bilirubins, vit-B12, folic acid, ferritin, erythropoietin) were noted. The relationship of each parameter to survival was examined. In summarizing the numerical data; arithmetic mean, standard deviation, minimum and maximum values, frequency distributions and percentages were used to summarize categorical data. Chi-square test or Fisher test was used to compare categorical data. The difference between numerical data and category variables was evaluated with StudentT and Man-Whitney U tests. Results: Of the 105 patients included in the study, 55.2% (58) were male and 44.8% (47) were female. As of 30.06.2020, there were 45 patients (42.9%) with an outpatient follow-up and 60 patients (57.1%) with an ex record. The average age of the patients at the time of diagnosis was 67.6 ± 11.69 years. When risk classification is made according to IPSS, 54.2% of all patients are at low risk; 40% of them are intermediate-1; 4.7% are intermediate-2; 0.9% were at high risk. When risk classification is made according to R-IPSS, 30.4% is very low risk; 52.3% are low risk; 8.5% are at intermediate risk; 8.5% were at high risk, there were no very high risk patients. For 60 patients whıch were dıed, when the relationship between hemogram and biochemical parameters examined at the time of diagnosis and life span; There was a positive correlation with platelet count (p value: 0.049), lymphocyte count (p value: 0.019) and albumin (p value: 0.037). When the life span cut-off value is taken as 1 year; There was a significant difference between the two groups for hemoglobin (p value: 0.021), platelet (p value: 0.034), lymphocyte (p value: 0.046) values and neutrophil / lymphocyte ratio (p value: 0.021). When the life span cut off value is taken as 2 years; There was a significant difference between the two groups for hemoglobin (p value: 0.021), platelet (p value: 0.032), lymphocyte (p value: 0.006) values and neutrophil / lymphocyte ratio (p value: 0.007). While the life span of those who had higher hemoglobin, lymphocyte and platelet values was significantly longer; Those with higher neutrophil / lymphocyte ratio had significantly shorter lifespan. In our study, when the lymphocyte count cut-off values of 0.8 × 109 and 1.2 × 10 9 were taken in 60 patients which were dıed and 48 patients with low risk whıch were dıed, there was a significant difference between the life span for both cut-off values in both groups. In order to determine whether the increase of tear cells will be associated with poor prognosis, the tear cell ratios were evaluated in the peripheral smears of 15 patients who continued their outpatient follow-up. However, because of the insufficient number of peripheral smears examined, statistical evaluation could not be made. In addition, because of the PNH test sent from only 20 patients, no statistical evaluation was made. Conclusıons: In our study, a significant relationship between lymphocyte count and neutrophil / lymphocyte ratio at the time of diagnosis and life span showed that these values can be used as prognostic factors. For this purpose, studies with more patients with MDS are needed. The PNH test was sent from only 20 patients. Our retrospective data; As suggested in the literature for the detection of PNH clone in MDS patients, it has shown that all patients should routinely perform FLAER testing once a year.
dc.identifier.citationGünay, M. (2020). Myelodisplastik sendrom tanılı hastalarda rutin gönderilen PNH klonu sıklığının belirlenmesi bakılan hemogram ve bazı biyokimyasal parametrelerin sağkalım ile ilişkisi. (Uzmanlık Tezi). Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Konya.
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12395/53932
dc.identifier.yoktezid653534
dc.institutionauthorGünay, Mediha
dc.institutionauthorid0000-0002-2301-1437
dc.language.isotr
dc.publisherSelçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi
dc.relation.publicationcategoryTez
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectMyelodisplastik Sendromlar
dc.subjectSağkalım
dc.subjectLenfosit Sayısı
dc.subjectNötrofil / Lenfosit Oran
dc.subjectMyelodysplastic Syndromes
dc.subjectSurvival
dc.subjectLymphocyte Count
dc.subjectNeutrophil / Lymphocyte Ratio
dc.titleMyelodisplastik sendrom tanılı hastalarda rutin gönderilen PNH klonu sıklığının belirlenmesi bakılan hemogram ve bazı biyokimyasal parametrelerin sağkalım ile ilişkisi
dc.title.alternativeDetermination of the frequency of PNH clone sending routine in patients with myelodysplastic syndromethe relationship between hemogram and some biochemical parameters
dc.typeSpecialist Thesis

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Yükleniyor...
Küçük Resim
İsim:
653534.pdf
Boyut:
2.19 MB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Lisans paketi
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
İsim:
license.txt
Boyut:
1.17 KB
Biçim:
Item-specific license agreed upon to submission
Açıklama: