Konya ili ve çevresinde yaşayan 9-15 yaş grubu çocuklarda daimi premolar hipodonti prevalansı: Retrospektif çalışma

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2020

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Selçuk Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu tez çalışmasında 2017-2019 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilimdalı'na başvuran 9-15 yaş aralığındaki hastalardan alınan panoramik röntgen kayıtları incelenerek premolar hipodonti prevalansı belirlenmiştir. Elde edilen verilerin; premolar hipodontisinin birinci ve ikinci premolar dişler arasındaki dağılımı, cinsiyet, lokalizasyon, unilateral/bilateral görülme sıklığı, retine süt molar dişlerde infraoklüzyon görülme sıklığı, retine infraoklüze veya çekilmiş ya da eksfoliye olmuş retine süt molar olgularında komşu diş devrilmesi varlığı parametreleri doğrultusunda incelenmesi amaçlanmıştır. Bu tezde elde edilen verileri analiz etmek için veri kontrollü betimleyici istatistikler kullanılmış ve frekans analizi yapılmıştır. Yapılan frekans analizleri aracılığı ile değişkenlerin oranları ve yüzdeleri belirlenmiştir. Bu tez çalışmasında premolar hipodonti prevalansı %5.4 olarak belirlenmiştir. Birinci premolar hipodonti prevalansı %0.33, ikinci premolar hipodonti prevalansı %5.2 olarak belirlenmiştir. En çok eksikliği belirlenen mandibular ikinci premolar dişlerin hipodonti prevalansı %4.4 olarak belirlenmiştir. Maksiller ikinci premolar hipodonti prevalansı ise %1.9 olarak bulunmuştur. Premolar germ eksikliği belirlenen dişlerin %10'unu daimi birinci premolar hipodontisinin, %90'ını ise daimi ikinci premolar hipodontisinin oluşturduğu, birinci premolar hipodontisinin maksillada, ikinci premolar hipodontisinin ise mandibulada daha sık gözlendiği sonucuna varılmıştır. Bu tezde elde edilen veriler premolar hipodontisinin kızlarda daha yaygın gözlendiğini göstermektedir. Premolar hipodontisinin bilateral eksikliği de unilateral eksikliğe kıyasla daha yaygın görülmüştür. Bu çalışmada %23.6 oranında altında daimi diş germi olmayan retine süt azıların infraoklüzyonda olduğu gözlenmiştir. Premolar hipodontisi olduğu tespit edilen hastalar arasından retine süt moların infraoklüze olduğu ve retine süt moların çekilmesi yada eksfoliye olması sebebiyle ağız içinde olmadığı olgularda ilişkili bölgeye komşu diş devrilmesinin varlığı değerlendirilmiş, %44.7 oranında ilişkili bölgede bu devrilme hareketi sebebiyle yer kaybı gözlendiği belirlenmiştir. Ülkemizde hipodonti prevalansına dair birçok veri olmasına rağmen, premolar hipodonti prevalans değerlerinin bu çalışmalarda ayrıca belirtilmemiş olması sebebiyle premolar hipodonti prevalans değerlerinin karşılaştırılabileceği çalışma sayısı yetersiz bulunmuştur, konuya dair yapılacak daha çok çalışmaya gereksinim duyulmaktadır. Pedodontistlerin ve genel diş hekimlerinin infraoklüze dişleri olan hastaları teşhis etmek için eşsiz bir konumda olmaları sebebiyle konuya ilişkin farkındalığın artması gerekmektedir.
In this thesis, panoramic X-ray records of 9-15 years old patients who applied in 2017-2019 to Selçuk University, Faculty of Dentistry, Department of Pedodontics were examined and their prevalence of premolar hypodontia was determined. Thesis aimed to investigate the collected data based on parameters such as the distribution of premolar hypodontia between first and second premolar teeth, gender, localization, unilateral/bilateral incidence, infraocclusion incidence in retained primary molar teeth, presence of adjacent tooth tipping in retained infraoccluded or extracted or exfoliated retained primary molar teeth cases. Data-controlled descriptive statistics were used to analyze the data obtained in this thesis and frequency analysis was performed. Frequency analysis was used to determine rates and percentages of variables. In this thesis, the prevalence of premolar hypodontia was found to be 5.4%. The first prevalence of premolar hypodontia was 0.33% and the second prevalence of premolar hypodontia was 5.2%. The prevalence of hypodontia of mandibular second premolar teeth which was found to be the most deficient was 4.4%. The prevalence of maxillary second premolar hypodontia was 1.9%. It was concluded that permanent first premolar hypodontia accounted for 10% of the teeth with premolar germ deficiency and permanent second premolar hypodontia accounted for 90%. It was also concluded that the first premolar hypodontia was more frequent in the maxilla and the second premolar hypodontia was more frequent in the mandible. The data obtained in this thesis reveal that premolar hypodontia is more common in girls. Bilateral deficiency of premolar hypodontia was also more common than the unilateral deficiency. In this study, infraocclusion of retained primary molars without permanent tooth tension was observed at the rate of 23.6%. From among the patients with premolar hypodontia, the presence of tooth tipping adjacent to the related region was evaluated in cases where retained primary molar is infraoccluded and is absent in the mouth due to extraction or exfoliation and space loss was observed in 44.7% of the patients due to such tipping movement in the related region. Despite a considerable amount of data on the prevalence of hypodontia in Turkey, the number of studies where the prevalence values of premolar hypodontia can be compared is not adequate since the prevalence values of premolar hypodontia are not indicated separately in these studies. Thus, more studies are needed on the subject. Since pedodontists and general dentists are in a unique position to diagnose patients with infraoccluded teeth, awareness on the subject is needed to be raised.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Premolar Hipodontisi, Prevalans, İnfraoklüzyon, Premolar Hypodontia, Prevalence, Infraocclusion

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Coşkun, A. T. (2020). Konya ili ve çevresinde yaşayan 9-15 yaş grubu çocuklarda daimi premolar hipodonti prevalansı: Retrospektif çalışma. (Uzmanlık Tezi). Selçuk Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Konya.