İman-amel ve kaza-kader ilişkisi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2024

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Asr-ı saadetten sonra Müslüman toplumunda baş gösteren siyasi ve itikadi tartışmaların ilki imanın mahiyeti hakkında olmuştur. İmanın marifet, ikrar ya da tasdik olduğu ve amelin imandan bir cüz olup olmadığı tartışılmıştır. Bu tartışmalar çeşitli grupların doğmasına neden olmuştur. Mürcie, imanın marifetten ibaret olduğunu söylerken Kerramiyye, onun ikrar demek olduğunu söylemiştir. Hariciler ve Mu'tezile'ye göre iman ameli de içine alan bir kavramdır. Ehl-i sünnet ise imanın kalbin tasdikinden ibaret olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır. Bu dönemde ortaya çıkmış diğer bir tartışma kaza-kader meselesidir. Cahiliye kader anlayışı Hişam b. Abdülmelik gibi kimi Emevi Sultanları döneminde yeniden gündeme taşınmıştır. Bu anlayışa göre meydana gelen her iş ve olay ilahi irade tarafından önceden belirlenmiştir. İnsanın her türlü eylemi ilahi takdir gereği zorunlu olarak meydana gelmektedir. Cebr adı verilen bu söyleme karşılık Kaderiyye/Mu'tezile tarafından özgür irade söylemi geliştirilmiş ve Mu'tezile âlimleri insanın fiillerinin kendi özgür iradeleri sonucu meydana geldiğini söylemişlerdir. Eş'ari ve Mâtürîdi ise konuyu kesb teorisi ile açıklamaya çalışmıştır. Onlara göre kulun fiilinin gerçek yaratıcısı Allah'tır. Kul bu fiili yalnızca kazanır yani kesb eder. İman-amel ve kaza-kader ilişkisinin ele alındığı çalışmada insanın sorumluluğu temelinde Allah'ın kudreti ile insanın özgürlüğü arasında dengeli bir yorum geliştirilmeye çalışılmıştır.
The first of the political and theological debates that emerged in the Muslim community after the century of happiness was about the nature of faith.It has not been discussed whether the knowledge of faith is acknowledgment or confirmation and whether deeds are a part of faith. This has been the reason for the emergence of various confluences of debates. While Murji'ah said that faith consist of knowledge, Karramiyya said that he admitted it. According to Kharijites and Mu'tazila, faith is a concept that also includes deeds. Ahl al-Sunnah sects, on the other hand, try to reveal the belief that it consist of the confirmation of the heart. Another debate that emerged during this period is the issue of qada and destiny. The ignorant understanding of fate was brought to the agenda again during the reing of some Umayyad Sultans. According to this understanding, every action and that occurs is predetermined by divine will. All kinds of human actions occur necessarily due to divine providince. In response to this discourse called algebra, the idea of free wil developed by Kadariyya/Mu'tazila scholars said that human actions occur as a result of their own free will. Ash'ari and Maturidi tried to explain the issue with kasb theory. According to them, the real creator of the servant's actions is Allah. The servant only earns this act, that is, he earns it. In the study where the relationship between faith-deed and qada-destiny was discussed, a balanced inretoretation was tried to be developed between the power of God and the freedom of man on the basis of human responsibility.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

İman, Amel, Sorumluluk, Özgürlük, Kader, Kaza, Faith, Deed, Responsibility, Freedom, Destiny, Qada

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Oğraş, E. (2024). İman-amel ve kaza-kader ilişkisi. (Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.