Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 7232
  • Öğe
    Eğitimli Afgan göçmenlerin Türkiye'ye bakışları ve geleceğe ilişkin beklentileri
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Poya, Alima; Çil, Hüseyin
    Bu çalışma, eğitimli Afgan göçmenlerin farklı açılardan Türkiye'ye dair bakış açılarını değerlendirerek bu bakış açısının oluştuğu deneyimlerle birlikte, Türkiye'deki gelecek beklentilerini nasıl şekillendiği ele almaktadır. Çalışmada, Türkiye'nin farklı şehirlerinde yaşayan lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde eğitim almış yirmi kişiyle yarı yapılandırmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler, tematik analiz yoluyla belirli temalar üzerinden analiz edilmiştir. Veriler öncelikle küçük kodlar şeklinde parçalanmış ve sonra kategorileştirilerek genel temaların oluşumu gerçekleştirilmiş ve üç ana tema oluşturulmuştur. Bu ana temalar; 1- Kültür ve Kariyer: Olumlu ve Olumsuz Deneyimler; 2- Kariyer Öncesi Deneyimler; 3- Geleceğe Bakış şeklindedir. Elde edilen verilere göre, kültürel açıdan Afgan göçmenlerin Türkiye'deki yaşamlarına adapte olma sürecinde; kültürel benzerlikler, misafirperverlik ve yardımlaşma kültürü, göçmenlerin topluma entegrasyonunu kolaylaştırıcı etkenlerdir. Buna karşın dil bariyerleri, önyargılar ve ayrımcılık gelecek beklentileri üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Katılımcıların gelecek beklentileri ve planlarını etkileyen önemli bir diğer husus ise mevcut iş ve eğitim deneyimleridir. Katılımcılar, kendileri açısından Türkiye'deki iş ve eğitim geleceğinin belirsizliği ve eğitimli göçmenlere yönelik göç politikalarının net olmaması nedeniyle Türkiye'de uzun süre kalmayı düşünmemekte, daha iyi yaşam koşulları sunduğunu düşündükleri Batı ülkelerine göç etmeyi planlamaktadır. Özellikle kariyer öncesi olumsuz iş deneyimleri ve ekonomide belirsizlik, katılımcıların Türkiye'den herhangi bir beklenti içinde olmamalarına yol açmıştır. Türkiye'de kalma konusundaki isteksizlik, kariyer ilerlemesi ve sosyal hareketlilik için sınırlı fırsat algısıyla yakından ilişkilidir. Bu durum, uzun vadeli ikamet veya vatandaşlığa giden net bir yolun eksikliği ile daha da pekişmektedir; bu da istikrar ve aidiyet arayanlar için Türkiye'yi daha az çekici bir seçenek haline getirmektedir.
  • Öğe
    Orta Asya'da su sorununun Kırgızistan dış politikası üzerinde etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Rakhmanova, Upagul; Çalış, Şaban Halis
    Su, dünya varolduğundan beri doğa ve bünyesindeki tüm canlılar için toprak ile havayı tamamlayan yaşamsal bir element, vazgeçilmez bir öğedir. Dünya tarihi ve insanlık tarihi, su ve su kaynaklarıyla bir birine kökünden bağlıdır. Orta Asya ülkeleri için bir yandan birleştiren, diğer yandan karşı karşıya getiren, stratejik bir kaynaktır. Bölgenin özelliği iki memba ülkesinin bölgede var olan suyun %80'den fazlasına sahip olmasıyla beraber doğalgaz ve petrol konusunda tamamen dışa bağımlı olması, mansap ülkelerinin ise doğalgaz ve petrol rezervlerince zengin olmakla beraber su konusunda tamamen dışa bağımlı olmalarıdır. "Orta Asya'da Su Sorununun Kırgızistan Dış Politikası Üzerinde Etkisi" adlı çalışma, tarihsel süreç içerisinde Sovyetlerden bugüne süregelen ve daha uzun yıllar boyunca devam edecek olan su paylaşım sorununun Kırgızistan dış politikası üzerinde etkilerine yönelik hazırlanmıştır. Bu araştırmada kullandığı bütün su kaynakları kendi topraklarında doğan Kırgızistan için su sorunu, dış politikasını nasıl etkilemektedir sorusuna cevap aranmıştır. Bu soruyu cevaplarken öncelikle mevcut su kullanım ve paylaşım sorunlarının Kırgızistan'ın komşu ülkelerle ve Büyük Güçlerle olan ilişkilerini nasıl şekillendirdiği analiz edilmiştir. Bu tezde Orta Asyadaki daha Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) zamanından kalma su paylaşım kotalarının ve kullanım sisteminin ülkeler arası ne gibi tartışma ve çekişmelere yol açtığı irdelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, Kırgızistan'ın dış politikasının genel gelişimi, iç ve dış politikada su kaynaklarının yeri ve su paylaşımı sorununun kısa ve orta vadede Kırgızistan için ne gibi sorunlara yol açabileceği araştırılmıştır. Bu bağlamda suyun, Kırgızistan'da çok yönlü olarak siyasallaşmış ve ülkede siyasi yöneticilerin değişmesini tetikleyecek, hatta devrimlerin gerçekleşmesine neden olabilecek bir 'doğal kaynak' olduğu; Kırgızistan'ın su kaynakları ve enerji projelerinin ülkenin ikili ilişkileri ile bölgesel politikalarını ve uluslararası ilişkilerdeki konumunu etkilediği ortaya konulmuş Kırgızistan dış politikasının, diğer etkenlerin yanı sıra, devletin, su-enerji politikası tarafından ciddi bir şekilde belirlendiği saptanmıştır. Tezde, özet olarak, su sorunlarının Kırgızistan'ın dış politikasını çok boyutlu ve karmaşık bir şekilde etkilediği, hatta diplomatik ilişkilerden güvenlik politikalarına, ekonomik stratejilerinden ikili ve çok taraflı ilişkilere kadar geniş yelpazede politikalarını etkilediği ve gelecekte de etkilemeye devam edeceği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Yaratıcı muhasebe uygulamaları ve finansal bilgi manipülasyonu: Sektörel analiz
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Awadelkarim, Lugain Abdelkarim Hassan; Akgün, Ali
    Her alanda olduğu gibi muhasebe ve işletme alanında da yaratıcı yöntemler vardır. Yaratıcı muhasebe, işletmelerde her zaman tartışmalı bir konu olmuştur. Yaratıcı muhasebenin çeşitli yöntemleri bulunmaktadır. Şirketler, hedeflerine ulaşmak için ve çeşitli ekonomik durumlarla karşılaştıklarında yaratıcı muhasebe tekniklerine başvurmayı tercih ederler. Yaratıcı muhasebenin etik açıdan kullanılıp kullanılmamasına bakılmaksızın, bu tür uygulamaları önlemek veya tespit etmek için bir dizi model geliştirilmiştir. Muhasebe standartlarına ek olarak, yaratıcı muhasebe modelleri kriz durumunda olan şirketlere destek sağlayan bir araç olarak kabul edilmektedir. Çalışmanın temel hedefi yaratıcı muhasebenin kavramını, nedenlerini, uygulanan yöntemlerini ve bu uygulamaları tespit eden modelleri belirlemektedir. Bunun yanı sıra, çalışma 2018-2023 yılları arasında Türkiye'deki Borsa İstanbul'da kayıtlı olan 35 işletmenin finansal tablolarındaki verilerin incelemesi ve analizini içermektedir. Analiz sonuçlarına göre Geliştirilmiş Jones Modeli kullanarak 2018-2023 yıllar arasında 35 şirket incelendiğinde 35 şirketten birinin yaratıcı muhasebe yöntemlerin uyguladığı göstermektedir. Ayrıca sonuçlar, şirketin 2018 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde yaratıcı muhasebe uygulama ihtimali göstermektedir.
  • Öğe
    Türkiye Filistin ilişkilerinin Filistin basınına yansıması
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Barbakh, Nidal A. S; Toruk, İbrahim
    Türkiye-Filistin ilişkileri eski çağlardan beri başlayıp, zaman dilimine göre boyutu değişmiştir. Mevcut siyasi sistemin iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlü veya zayıf olmasında önemli bir etkisi olmuştur. Bu çalışma, Türkiye-Filistin ilişkilerinin Filistin gazetelerine ne ölçüde yansıdığını, ayrıca Türkiye ve Filistin ile ilgili haberlere en çok yer veren Filistin gazetelerini tespit etmeyi amaçlamıştır. Çalışma, haberlerle ilgili olarak haberin yerini, boyutunu, alındığı kesiti, kaynaklarını ve haberlerde kullanılan görselleri; başlığın türünü, üslubunu, ana konusunu, etkin güçlerini ve etkili kişiliklerini; haber metninin konusunu, içindeki ilişkilerin türünü, etkin güçlerini ve ikna yöntemlerini bilmeyi amaçlamıştır. Çalışma, genel tarama modeli kimliğine sahiptir. İçerik çözümlemesi yönteminin kullanıldığı, bu çalışmanın önemi Ortadoğu bölgesinde bu konuyu ele alan ender çalışmalardan biri olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yönüyle de Türkiye ve Filistin üniversiteleri için güvenilir bir referans olarak değerlendirilmesine yansımıştır. Çalışmada Türkiye-Filistin ilişkilerinin tarihsel gelişimi hakkında bilgiler aktarılmıştır. Özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları sırasında Türkiye'nin Filistin davasına yönelik işbirliği ve siyasi desteğin yanında, İsrail'in Kudüs'te yaptığı ihlallerini Türkiye'nin reddetmesine açıklık getirilmiştir. Ayrıca iki ülke basının doğuşunun zamansal yakınsaması, Türkiye ile Filistin arasında bir karşılaştırma yapılarak açıklığa kavuşturulmuş ve ardından çalışma örneklem gazeteleri üzerinde pratik uygulama yapılmıştır. Çalışmanın örnekleminde ise 01.01.2020 tarihinden 31.12.2021 tarihine kadar Filistin, el-Hayat ve el-Ayyam gazetelerinde yer alan haberler incelendi ve bir takım sonuçlar elde edildi. Filistin gazetesinin Türkiye ve Filistin ile ilgili haberlere en çok yer veren gazete olduğu bulunmuştur. Haberler genellikle Arap ve uluslararası bölümünden alınmıştır. Türkiye ve Filistin ile ilgili haberler sayfanın ortasına yer almıştır. Türkiye-Filistin ilişkisinin ana noktası Filistin davasına maddi ve manevi destek sağlayan siyasi ilişkilerde ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı savunmadaki rolü aktiftir ve ilişkiler arasında siyasi ilişki haberlerinin Filistin gazetelerinin haberlerinde en yüksek oranda yer aldığı tespit edilmiştir. Rakamlar ve istatistikler, Filistin gazeteleri metinlerinde en çok kullanılan ikna edici yöntemler arasında yer almıştır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin gazetelerinin haberlerindeki başlıklarda ve metinlerde en etkili aktörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Filistin gazetelerinin haberlerinde Türkiye'nin imajının olumlu olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Türk Medeni Hukukunda nafaka
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Dursun, Ecem; Ayan, Nurşen
    Aile, toplumun temel yapı taşlarını oluşturmakta olup, bireyler arasında maddi ve manevi ilişkilerin dayanışmayı zorunlu kıldığı bilinmektedir. 4721 sayılı Türk Me-deni Kanunu (TMK), aile bireylerinin maddi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik düzen-lemeleri geniş bir perspektifte ele almaktadır. Bu çalışma, TMK içerisinde yer alan na-faka yükümlülüğünü; yasal düzenlemeler, Yargıtay kararları, doktrin görüşleri ve tea-mül pratiği çerçevesinde detaylı bir şekilde incelerken nafakanın toplumsal ve hukuki boyutlarını da ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmamız, nafakanın iki ana katego-risi olan bakım ve yardım nafakası üzerine yoğunlaşmaktadır. Bakım nafakası, daha detaylı bir analizle tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası olarak üç alt kategoriye ayrıl-mıştır. Nafaka yükümlülüğünün hukuki kaynakları, kamu düzeni ile olan bağlantısı ve mevcut hukukta nafaka alacaklarına yönelik getirilen özel düzenlemeler titizlikle ele alınmaktadır. Çalışma, nafaka yükümlülüğünün aile yapısını koruma ve maddi sıkıntı-ları önleme fonksiyonlarını vurgulamakta, hukuki yükümlülüklerin yanı sıra toplumsal ve ahlaki boyutlarına da derinlemesine ışık tutmaktadır. Nihai olarak, TMK'nin nafaka hükümleri, modern toplumun değişen dinamikleri içinde aile bireylerinin korunmasını amaçlamakta olup; bu çalışma, yürürlükteki mevzuatın etkinliğini ve uygulamadaki pratik problemleri derinlemesine incelemeyi hedeflemektedir.
  • Öğe
    The effect of mobile augmented reality apps on customer experience: The IKEA case
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Bhatta, Samrita; Zerenler, Muammer
    This study intends to achieve and examine the influence of mobile augmented reality (MAR) applications on customer experience, making use of the IKEA Place application. It explores by what means mobile augmented reality technology affects customer experience by addressing cognitive and emotional responses. This study is structured around the Technology Acceptance Model, which assesses the roles of utilitarian and hedonic dimension in the acceptance of mobile augmented reality applications. It also looks into the utilitarian and hedonic dimensions of customer experience. This study employs a quantitative approach and survey methodology, emphasizing three key augmented reality characteristics—vividness, interactivity, and informativeness—and an important contribution to enriching the overall customer experience. The findings suggest that AR mobile applications create more immersive and engaging shopping experiences which eventually facilitates real time engagement within their physical environments. This research points out the notable significance of vividness, interactivity, along with informativeness in enriching both utilitarian and hedonic aspects of the customer experience. The research implications focus into how businesses can strategically use AR to enhance customer perceptions. This research contributes to support of the growing literature concerning to augmented reality technology in addition to its applications in marketing, offering valuable recommendations for both academics and practitioners in the field.
  • Öğe
    Topkapı Sarayı Müzesi kütüphanesinde bulunan B.200 numaralı Şehnâme-i Sultan Murad III (1582-1588) yazmasının minyatürleri
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Bülbül, Dilek; Çetinaslan, Mustafa
    Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde Bulunan B.200 Numaralı Şehnâme-i Sultan Murad III (1582-1588) Yazmasının Minyatürlerini konu alan bu çalışma Giriş, Şehnâme Kavramı ve Şehnâmecilik Geleneği, Katalog, Değerlendirme ve Sonuç olmak üzere beş ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde konunun tanımı yapılmış, konuyla ilgili yapılmış çalışmalar hakkında bilgi verilmiş ve tezde izlenen yöntem belirtildikten sonra tez konusunu oluşturan Şehnâme-i Sultan Murad III minyatürlü yazması ve minyatür sanatı hakkında genel bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde şehnâme kavramı üzerinde durulmuş; İran coğrafyasındaki tarih yazımı ve şehnâmenin bir tür olarak ortaya çıkışı ele alınarak Firdevsî'nin Şâhname'si hakkında kısa bir bilgi verilmiştir. Ayrıca Anadolu Selçuklu ve Karamanoğlu Beyliği dönemindeki şehnâmecilerden bahsedilmiş, Osmanlı döneminde şehnâmeciliğin oluşması ve kurumsallaşması üzerinde durulmuştur. Bu bölümde şehnâmeciliğin 150 yıllık tarihsel süreci hakkında bilgiler verilmiş, şehnâmeciliğin yerini vak'anüvisliğin almasıyla birlikte ikinci bölüm bitirilmiştir. Üçüncü bölüm Şehinşehnâme 2 ismiyle de bilinen yazmanın her bir minyatürünün tek tek ele alındığı bölümdür. Minyatürler günümüzdeki varak numaralarının esas alındığı sıralamaya uygun olarak minyatürün konusu, ölçüsü, tanımı ve resim-metin ilişkisi başlıklarından oluşan bir katalog düzenine göre detaylı şekilde incelenmiştir. Dördüncü bölüm 97 adet minyatürün konu, mekân, figür, kıyafet, eşya ve renk özelliklerine göre irdelendiği değerlendirme bölümüdür. Beşinci bölüm ise çalışmadan elde edilen yeni veriler ile Şehnâme-i Sultan Murad III (1582-1588) minyatürlü yazmasının Türk minyatür sanatı içerisindeki yeri ve taşıdığı önem hakkında bilgilerin verildiği sonuç bölümüdür.
  • Öğe
    Molla Arap El-Antâkî'nin (öl. 938/1531) hadis anlayışı
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Demirci, Enver; Tuzcu, Recep
    Molla Arap, 16. yüzyıla ilmi kişiliği ve vaazlarıyla damga vurmuş, üç Osmanlı padişahı, bir Memlük sultanı olmak üzere dört devlet adamının sevgisini kazanmış, bu sultanlara kitaplar sunmuştur. Bu çalışmada Molla Arap'ın hayatı, vefatı, ilmi kişiliği, topluma katkıları ve özellikle hadis kitaplarından yola çıkarak hadisçiliği tespite çalışılmıştır. Çalışmada müellifin Erbaîn, Tehzîbu'ş-şemâil, el-Mekâsıd fi fazli'l-mesâcid ve özellikle es-Sedâd fi fazli'l-cihâd adlı eserleri dikkate alınmış ve bu eserler çerçevesinde görüşleri ve rivayet metodu tespit edilmeye çalışılmıştır. Yaptığımız çalışma iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde; Molla Arap'ın hayatı, eserleri, vefatı, hocaları ve talebeleri; ikinci bölümde; hadisçiliği, eserlerinde hadis terimlerini ve rivayetlerini isnad ve metin açısından kullanımı, diğer âlimlerin görüşlerini aktarması ve eserlerindeki hadislerin rivayet ilmi açısından değerlendirilmesi olmak üzere örnekler üzerinden değerlendirmeler yapılmıştır.
  • Öğe
    Reklamlarda hikaye anlatısına yönelik nörofizyolojik inceleme
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Sarıyıldız, Gülşah; Özdengül, Aşina Gülerarslan
    ÖZET İnsanı evrene demirleyen, var oluşa anlam kazandıran etkileyici iletişim teknikleri hikayeler, hayatı açar, değiştirir, zihinsel ve duygusal kaynaşma yaratarak kozmopolit bir "biz" ailesi inşa eder. Dijital geç modern çağda enformasyon yığınına sıkışmış insan için yeni anlatılar kurmak ve dikkati yakalamak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Dijitalleşmenin gerilimi yükselttiği ve dikkati parçaladığı günümüzde insanın yine hikaye çapasına tutunduğu, sıfır noktasına tekrar hikayeler ile döndüğü görülmektedir. Hikayeler dün olduğu gibi bugün de her yerdedir. Son dönem yükselişe geçen hikaye anlatıcılığı, başta reklamlar olmak üzere bir çok alanı etkileyerek bir tüketim ve ticari mesele haline gelse de sektöre keyifli bir renk katmaktadır. Bu çalışmada hikayelerin reklamla kurduğu bağlantısallık, zihin ve hipnoz ilişkisi çerçevesinde ele alınarak hikaye reklamları ve hipnoz birlikteliğinin olasılıkları tartışmaya açılmaktadır. Hikaye reklamlarının dikkati nasıl yakaladığını gösteren çalışma, reklamların beyin üzerindeki hipnotik etkisinin izini sürmeyi amaçlamaktadır. Çalışmadaki verilerin içeriği, EEG ile anket tekniği "Anlatıya Taşınma ve Reklama Kapılma/Taşınma" ölçekleri aracılığıyla elde edilerek, seçilen hikaye reklamları iki farklı tematik ton üzerinden hipnotik trans koşulları bağlamında yorumlanmıştır. Sonuç olarak çalışmanın analizi, hikâyelerin gücünden yararlanan reklamların, hipnotik olma, dikkati yakalama ve duygulanım yaratmada daha yüksek potansiyel taşıdığını ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    The effect of positive psychological capital on work-life balance: A study in the automotive sector of Konya Organized Industrial Zone
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Attıf, Fatima-Ezzahrae; İraz, Rifat
    An alternative presentation of the concept of positive psychological capital is a key area of research within the expanding boundaries of organisational behaviour. Insights are being drawn from the frameworks of positive psychology and positive organisational behaviour, with positive psychological capital comprising four constituent sub-dimensions: optimism, hope, self-efficacy, and resilience. The objective of this research is to investigate the impact of positive psychological capital levels on achieving work-life balance among managerial employees in the automotive sector within the Konya Organized industrial Zone. The study employed a simple random sampling methodology to gather information from 383 managerial employees working in automotive industry companies in the Konya Organized Industrial Zone. The data was gathered via a survey, which was subsequently analysed using SPSS 25. The findings of the research indicate that there is a notable and substantial effect of positive psychological capital on work-life balance. Furthermore, a robust positive correlation was established between work-life balance and the traits of resilience and hope.
  • Öğe
    Kapsamına göre maliyet yöntemlerinin TMS 2 ve VUK açısından karşılaştırılması: Ayçiçek yağı üretim işletmesinde uygulama
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Türkoğlu, Ayşe; Yılmaz, Halenur
    Genel anlamda, üretim maliyetinin unsurları olan, direkt ilk madde ve malzeme, direkt işçilik ve genel üretim maliyetlerinin hangilerinin ve hangi kısımlarının üretim maliyetine dahil edileceği literatürde kapsamına göre maliyet yöntemlerini ortaya çıkartmaktadır. Bir işletmenin kullandığı kapsamına göre maliyet yöntemi değiştikçe, üretim maliyeti, üretim maliyeti değiştikçe mamul maliyeti ve dolayıyla satılan mamullerin de maliyeti değişiklik göstermektedir. Bu durum muhasebenin her iki temel finansal tablosunu da (bilançoda yarı mamul ve mamul stoklarını, gelir tablosunda ise satılan mamul maliyetini) etkilemektedir. Dolayısıyla bir işletmenin maliyet yöntemi seçimi ve yöntemlerin farklı etkileri, gerçeğe yakın ve güvenilir bilgi üretme açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma, kapsamına göre maliyet yöntemlerini, bu yöntemlerin Türkiye Muhasebe Standardı 2 (TMS 2) ve Vergi Usul Kanunu (VUK) çerçevesinde nasıl ele alındığını ve özellikle Tam ve Normal maliyet yöntemlerinin üretim maliyetlerine ve finansal tablolara etkisini ele almaktadır. Çalışmada, bir ayçiçek yağı üretim işletmesi örnek olay olarak ele alınmış ve işletmeden elde edilen verilerle normal maliyet yöntemi ile tam maliyet yöntemlerinin toplam ve birim maliyetler olarak üretim maliyetine etkisi, gelir tablosuna etkisi ve kârlılık analizlerine etkisi incelenmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, normal maliyet yöntemine göre bir litre ayçiçek yağının maliyeti 46,04 TL olarak hesaplanırken, tam maliyet yöntemine göre bu rakam 48,02 TL'ye çıkmaktadır. Ancak Kasım ayında tam kapasite üretim yapıldığında iki yöntem arasında maliyet farkı gözlenmemektedir.
  • Öğe
    Tedarik zincirinde veri madenciliği uygulamasının araştırılması
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Koçak, Şeydanur; Koçarslan, Hüseyin
    Tedarik zinciri işletmelerin doğru zamanda, doğru ürün ve hizmetleri müşteriye en hızlı ve en güvenli bir şekilde ulaştırmak için her geçen gün gelişmekte olan teknolojiden faydalanmaktadır. Bu gelişmeyle, var olan tüm süreçler tedarik zincirine entegre edilerek birçok veri akışının sürekliliğini sağlamaktadır. Tedarik zinciri bu veriler ile tüm faaliyetleri analiz ederek daha verimli sonuçlar almaktadır. Bu sonuçlar doğrultusunda işletmeler maliyetlerini optimize etmektedirler. Bu nedenle, tedarik zincirinde veri madenciliğinin kullanılması lojistik, depolama, üretim, stok, sipariş ve envanter gibi iş süreçlerinin daha aktif olması için gerçek zamanlı veriler kullanılmaktadır. Bu veriler ile işletmeler daha hızlı kararlar alarak tedarik zincirinin verimliliğini arttırmaktadırlar. Bu verimlilik müşteri memnuniyetini artırarak daha fazla kar elde edilmesini sağlamaktadır. Bu durum tedarik zincirinde rekabet avantajının sürekliliğini devam ettirmektedir. Bu çalışmanın amacı tedarik zincirindeki verileri kullanarak işletmelerin tahminler yapabilmesini sağlayarak faaliyetlerini nasıl planlamaları gerektiğini sağlamaktır. Bu kapsamda Kaggle veri tabanından temin edilen tedarik zincirinde araba satışı veri seti kullanılmıştır. Bu veri seti içerisinde 23906 adet gözlem verisi yer almaktadır. Değişken özellik sayısı toplamda 16'dır. Veri setinin doğru tahminler yapabilmesine yardımcı olması için WEKA programında analizler yapılmıştır. Bu analizlerin sonuçlarını almak için Decision Tree (J48), Bayes Net, Naive Bayes, KNN, LWL, Bagging ve Adaboost M1 algoritmaları ile sınıflandırma yapılarak bilgiler sunulmaktadır.
  • Öğe
    Pınara kaya mezarları
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Erdoğan, Lütfullah Ufuk; Aslan, Erdoğan
    Batı Likya'nın, güneyinde Akdeniz, kuzeyinde Antikragos, doğusunda Kragos ve batısında ise Promunturium Kragos'un yer aldığı, kuzey-güney yönünde uzanan 50 km uzunluğundaki bölge, Ksanthos Vadisi olarak adlandırılmaktadır. Bu vadi boyunca uzanan Likya'nın en önemli nehri Ksanthos Potamos'un (Eşen Çayı) taşıdığı alüvyonlar, bu bölgede verimli tarım arazilerinin oluşmasını sağlamıştır. Geçmişten bu yana Ksanthos Vadisi yapısı gereği deniz kıyısından Anadolu'nun iç kesimlerine ve aradaki kentlere ulaşımda bir geçit rolü üstlenmiştir. Ayrıca bu vadi etrafındaki yüksek ve korunaklı dağ etekleri ile verimli sulak düzlükler, tarih boyunca bölgedeki yoğun nüfusa sahip birçok önemli yerleşime ev sahipliği yapmış ve antik dönemde Likya kültürünün merkezi olmuştur. Pınara bu vadi içinde, yüksekliği 1969 m'yi bulan, etekleri denize ve Ksanthos Vadisi'ne doğru kaburga gibi dik bir biçimde uzanan sırtlar ve bu sırtların arasındaki vadilerden meydana gelen Promunturium Kragos'un kuzeydoğu eteklerine kurulmuştur. Kentin yukarı (doğusunda) ve aşağı (batısında) olmak üzere iki akropolü vardır. Yukarı akropol, kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu konik tepenin üstündeki platoda, Aşağı Akropol ise bu tepeden 315 m aşağıdaki kuzey-güney doğrultuda uzanarak kentin ana merkezinin sınırını belirleyen tepenin üzerinde bulunmaktadır. Yukarı akropolde Roma Dönemi'ne ait bouleuterion/odeon, agora gibi kente ait kamusal yapılar dikkat çekmektedir. Ayrıca bu çanağın güneyinde Geç Antik Dönem'e ait bir kilise yapısının kalıntıları da görülmektedir. Aşağı akropolde Kentin ilk kurulduğu yer olarak düşünülen bu tepede Dynastik Dönem yöneticilerine ait yapılar yer almaktadır. Aşağı akropolün doğusunda bir alt kotta hamam ve kuzey-güney doğrultulu bir kayalık sırtın batısına yaslandırılmış tiyatro yapısı bulunmaktadır. MÖ 5. yüzyıldan itibaren Likya kültürünün gözlenebildiği kent, dört büyük nekropol alanı ve sayısı binden fazla mezara ev sahipliği yapmaktadır. Kentte Dikme Mezarlar, Lahit Mezarlar ve Kaya Mezarlar üç ana tipi oluşturmaktadır. Tüm Likya'da 1000'e yakın sayıya ulaşan Likya Tipi Kaya mezarının yoğun olarak görüldüğü, kaya mezarı nekropolleri bulunan Telmessos, Tlos, Ksanthos, Antiphellos, Kyaneai, Myra, Limyra gibi büyük kentlerden sadece Ksanthos, Myra ve Limyra kaya mezarları kapsamlı bir çalışmanın konusu olmuştur. Dolayısıyla bu çalışma ile Pınara kentinin nekropollerinde bulunan Likya Kaya Mezarları da kapsamlı olarak literatüre dahil edilmesi kent ve bölge için önem arz etmektedir. Bu çalışmaya konu edilen kaya mezarlar ise Güvercin Yuvası Mezarlar, Likya Cepheli Mezarlar ve Mimari Öğelerin Yer Aldığı Mezarlar olarak üç ana tipe ayrılmaktadır. Likya Cepheli mezarlar ise çatı, kiriş, cephe formu, iyonik ve dorik ögelerine göre kendi içinde dört alt ana tipe, her bir ana tip de kirişin formu, çatının şekli, cepheyi oluşturan bölümleri gibi farklılıkları nedeniyle kendi alt gruplarına ayrılmaktadır. Ayrıca mezar odalarının içinde yer alan ölü yatakları sayısı ve yerleştirilişi ile tipine göre ayrı bir sınıflandırmaya sahiptirler. Diğer bir inceleme konusunu da mezarların imalat aşamaları, yapım teknikleri, montajlar, onarımlar ile sıvalı, boyalı olanların tespitidir. Son olarak bazı mezarlarda görülen ve dönemin sanatını yansıtan kabartmalar, figürler ve ikonografiler inceleme konusunu oluşturmaktadır. Pınara Kaya Mezarlarının Kuzey, Güney, Vadi ve Tepe Nekropolü olarak adlandırılan dört bölgede yer aldığı, Güney Nekropol'de 34 adet, Vadi Nekropolü'nde 38 adet, Kuzey Nekropol'de 4 adet, Tepe Nekropolü'nde 5 adet kaya mezarı bulunduğu tespit edilmiştir. Bu dağılıma göre Pınara'daki kaya mezarının, cephe tipolojisine göre çoğunluğunu II a cephe tipindeki kaya mezarların oluşturduğu, mezarın iç düzeninde en çok Tip 5 Üç Taraflı odaların, ölü yatakları konusunda ise en çok Sedir Tipinin tercih edildiği anlaşılmaktadır.
  • Öğe
    Hayvan etiğine Peter Singer'ın perspektifinden faydacı bir bakış
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Altın, Şeyma; Çeşmeli, Işıl
    Gün geçtikçe internetin ve teknolojinin gelişimi ile insanlığın geleceğini tehdit eden birtakım sorunlar ile karşı karşıya kalınmaktadır. Özellikle nüfusun sürekli artması ile tüketim düzeyindeki artış, dolaylı olarak doğaya ve diğer canlı türlerine yönelik tahribatların artmasına yol açmaktadır. Teknolojik gelişmeler ilerledikçe, hayvanlar doğal düzenin bir parçası olmaktan çıkmış, insana hizmet etmek üzere yaratılmış varlıklar olarak görülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla hayvanlar hakkındaki etik tartışmalar da gittikçe büyümektedir. Bu tartışmalar ekseninde Peter Singer'ın hayvan etiğine ilişkin görüşlerinin önemi artmaktadır. Bu çalışmanın konusunu oluşturan ve aynı zamanda çevre etiğinin alt disiplini kabul edilen hayvan etiği, hayvanların insanlarla olan ilişkilerini, hayvanların ahlaki konumunu ele almakta ve sorulara cevap aramaktadır. Tezin temel referansını oluşturan Hayvan Özgürleşmesi (1975) eseri ile hayvan refahı konusunda çalışan isimlerin başında gelen Singer'ın tercihe dayalı faydacılık görüşüne göre, hissetme yetisine sahip tüm canlıların menfaatlerinin eşit derecede önemsenmesi gerekmektedir. Nitekim Singer'a göre bir canlının çıkarını belirleyen şey, onun acı çekmesi ya da haz duyma yetisidir. Bu tezde ilkin Singer'ın hayvan-insan ilişkisine dair görüşleri pratik etik çerçevesinde incelenecektir. Daha sonra onun hayvan etiği kuramının temel yapı taşları üzerinde durulacak ve faydacı etik anlayışı üzerinden temellendirdiği kuramına karşı getirilen eleştirilere yer verilecektir. Son olarak Singer'ın eleştirilere verdiği cevaplar üzerinden konumu belirlenecek ve hayvan etiği konusundaki katkısına değinilecektir.
  • Öğe
    Ahval-i Kıyamet 60b-118a (inceleme-çeviri yazılı metin-dizin-tıpkıbasım)
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Öztaş, Rumeysa; Toker, Mustafa
    Bu çalışmada Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu'nda 06 Mil Yz A 8208/1 arşiv numaralı kayıtta yer alan Ahvâl-i Kıyâmet adlı eser incelenmiştir. Ahvâl-i Kıyâmet, eserin adından anlaşılacağı üzere kıyametin alametlerinin anlatıldığı bir eserdir. Eser dinî içeriğe sahip olmasına rağmen dil açısından sade ve anlaşılır bir şekilde yazılmıştır. Eserde Arapça ve Farsça kelimeler yer alsa da bu kelimelerin halk tarafından sıkça kullanılan ve anlaşılan kelimeler olmasına özen gösterilmiştir. Çalışmada eser transkripsiyonlu bir şekilde Latin harflerine aktarılmış; yazmadaki dil bilgisi konusu şekil bilgisi başlığı altında incelenmiştir. Eserin söz varlığı ise Dizin başlığı altında verilmiştir. Ahvâl-i Kıyâmet, H 1318'de (M 1900-1901) istinsah edilmiştir. Eserin dil özelliklerinden hareketle Eski Anadolu Türkçesi dönemi imlasından izler taşıdığı görülmektedir. Lakin eserde o dönemde kullanılan bazı gramatikal yapıların kullanıldığı, kullanılmayan birtakım gramatikal yapıların da kullanıldığı görülmektedir. Özellikle ses bilgisi açısından artık günümüz Türkçesine yakın söyleyişlerin bulunması eserin dikkati çeken unsurlarından bazılarıdır. Bu çalışmayla Osmanlı Türkçesinin son dönemine ait materyallere bir katkı sunulmakla birlikte dönemin dili üzerine yapılan çalışmalar için de dikkati çekici bir eserin incelenmiş olduğunu düşünüyoruz.
  • Öğe
    Reklam fotoğrafçılığı ve yaratıcı hikâye anlatıcılığı "Kozmetik ürünlerin reklam fotoğrafları üzerine çözümleme"
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Açıkgöz, Yüksel; Altunbaş, Hüseyin
    Yeni dünya içinde çok önemli bir yer tutan teknolojideki gelişim, iletişim alanında yapay zekâ ile önemli bir konuma ulaşmış ve reklam sektöründe de olumlu katkılar sağlamıştır. Geleneksel reklamların yerine gelen dijital reklamlar hızlı bir gelişim gösterse de Aristo'dan günümüze kadar gelen hikâye anlatımlarından vazgeçilmemiştir. Kültürümüzün bir parçası haline gelen hikâyeler sayesinde tüketiciler birçok şey hakkında bilgi sahibi olmakta ya da bildiklerini pekiştirmektedirler. Bu bağlamda yaratıcı hikâye anlatıcılığını reklamlarda kullanmak ve bunu fotoğraf ile oluşturmak tüketicinin o reklamı hatırlamasında olumlu bir katkı sağlamaktadır. Fotoğrafın evrensel bir dili vardır, doğru kullanıldığı alanlarda güç katar. Reklam fotoğrafçılığı ürünleri veya hizmetleri izleyicinin önüne koyar ve ilgilenmeleri için ikna etmeye çalışır, böylece gerçekten ihtiyacı olmayan bir ürünü bile satın almaya ikna etmektedir. Bu çalışmada "Kristal Elma" ve "Kırmızı Ödülleri" içinde yer alan kozmetik ürünlere ait ödül almış ve başarılı olmuş geleneksel reklamlar baz alınmış ve bu reklamların çözümlemeleri Christopher Booker'ın "The Seven Basic Plot" adlı eseri çerçevesinde yapılmıştır. Booker'ın yedi temel hikâye kuramına göre çözümlemesi yapılan reklamlar içerisinde en çok kullanılan olay örgüsünün ise "Yeniden Doğuş" olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    İslam ve Osmanlı hukukunda vasiyet
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Alsulaiman, Khadeeja Abdulsattar Sadeq; Ülker, İbrahim
    Vasiyet, kişinin hayatta iken kendi mal varlığı üzerinde ölümü sonrasındaki süreç için de serbestçe tasarrufta bulunma hakkını ifade eder. İslam hukukunda vasiyet konusunda çeşitli düzenlemeler yapılmış olup, mirasçıların ve vasiyet edilen kişilerin haklarının korunması gibi konular hükme bağlanmıştır. Mirasın üçte birinden daha fazla olan veya varislerden herhangi biri lehine yapılacak vasiyetin geçerliliği ise diğer varislerin iznine bağlı kılınmıştır. Osmanlı hukukunda vasiyetin hukuki geçerliliği ve uygulanışında İslam hukuku ile bir paralellik ve benzerlik görülmektedir. Osmanlı hukukunda vasiyetin yapılması için herhangi bir şekil şartı aranmamıştır. Vasiyet sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Ancak, vasiyetin ispat edilmesi açısından yazılı vasiyetin tercih edilmesi daha uygundur. Çalışmamızda vasiyet ve vasiyetin hukuki kanıtı niteliğinde olan vesikalar, Osmanlı hukuku özelinde İslam hukuku açısından ele alınmıştır. Bu bağlamda vasiyetin tarihi, diğer toplumlardaki durumu, içeriği, vasiyetçi, varisler ve vasiyet edilen kişiler açısından hukuki geçerliliğinin temel şartları ele alınmıştır. Konu ayrıca Türk modern hukuku açısından da ele alınarak aralarındaki ortak ve özgün yönlerinin ortaya konulması hedeflenmiştir.
  • Öğe
    X, Y, Z kuşağı tüketicilerinin değer algıları ve ahlaki olgunluk dereceleri ekseninde pazarlama etiğinin değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Güvercin, Fatma Kaya; Şahin, Esen
    Pazarlama etiği pazarlama faaliyetlerinde dürüstlüğü temel alan ve tüketici, toplum ve diğer ilgililerin çıkarlarının gözetilmesi gerektiğini savunan bir yaklaşımdır. Günümüzde tüketicilerin pazarlama etiğine olan aşinalıkları daha da artmıştır. Zorlu pazar koşullarında rakiplerinden öne geçmek isteyen işletmeler ise pazarlama etiğine eskiye kıyasla daha da önem verir hale gelmişlerdir. Çünkü pazarlama insan içindir. İnsanlar birbirlerinden farklı karakteristiklere, ahlaki özelliklere ve değer yargılarına sahip ve zaman zaman anlaşılması oldukça güç varlıklar olsa da onları bir araya getiren ortak paydalar söz konusudur. Kuşaklar bu paydalardan yalnızca biridir ve insanları yaş ve yaşam deneyimi olarak kategorize etmektedir. Çalışmanın temel amacı, X, Y, Z kuşağı tüketicilerinin değer algıları ve ahlaki olgunluk derecelerini tespit etmek ve elde edilen sonuçlar göz önünde bulundurularak söz konusu tüketicilerin pazarlama etiğine karşı bakış açılarını değerlendirmektir. Kuşakların değer algılarının ve ahlaki olgunluk derecelerinin pazarlama etiğine bakış açıları ile değerlendirilmesi hem söz konusu kuşakların içinde bulunduğu topluma ne derece ait olduklarının hem de pazarlama etiğine karşı bilinçli olup olmadıklarının aynı anda ve ilişkili olarak yorumlanmasını sağlayacaktır. Çalışmanın literatüründe yer alan teorik bilgileri desteklemek amacıyla yapılan alan çalışmasında elde edilen veriler SPSS 25 ve AMOS 21 programları kullanılarak analiz edilmiştir. Veri analizi için Cronbach Alfa Güvenilirlik Analizi, Yapısal Eşitlik Modeli, Doğrulayıcı Faktör Analizi, Yol Analizleri, Spearman Korelasyon Analizleri, Mann Whitney U ve Kruskal Wallis H Testleri gibi istatistiksel analiz teknikleri kullanılmıştır. İlişki testlerine göre değer algıları ile pazarlama etiğine karşı tutum ve ahlaki olgunluk ile pazarlama etiğine karşı tutum arasında anlamlı, pozitif ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Mantardan elde edilen deri görünümlü yenilikçi yüzey ile üretilen çantaya yönelik tüketici görüşlerinin belirlenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Koparan, Yasemin; Harmankaya, Hatice; Alkan, Sinan
    Doğal kaynakların bilinçsizce kullanılması, çevresel zararların artması ve endüstriyel açıdan hammadde kaynaklarının hızla tükenmesi yeni malzeme arayışlarına duyulan ihtiyacı artırmıştır. Doğal kaynakların etkin kullanılması, yenilenebilir ve sürdürülebilir yenilikçi kaynakların araştırılması, tekstil, hazır giyim ve deri sektörü açısından yenilikçi malzemelerin önemini arttırmıştır. Hayvansal deri; giyim, ayakkabı, aksesuar ve yaşam ürünlerinde kullanılan sağlıklı, kullanım ömrü uzun, modası geçmeyen zamansız bir malzemedir. Olumlu özelliklerinin yanı sıra deri endüstrisi tabaklama süreçlerinde oluşturduğu; katı, sıvı ve gaz halinde çevreye zararlı atıkların salınımına ve üretim sonrası oluşan çevresel atıklara sebep olmaktadır. Bu araştırmada kapsamında; Fomes fomentarius'dan, sağlıklı, ekonomik, doğada kolay çözünebilen, çevreye duyarlı, deri görünümlü yeni nesil yüzey elde edilerek tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe kullanılabilirliği açısından değerlendirilmesi, tüketicilerin yenilikçi malzemeye yönelik tutumların belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmada; deneysel ve betimsel olmak üzere çok disiplinli karma yöntem kullanılmıştır. Üç ana süreç kapsamında oluşturulan araştırma, ilk bölümde deneysel, ikinci bölümde eylem araştırması üçüncü bölümde tarama modeli üzerine kurgulanmıştır. İlk aşamasında mantardan deri görünümlü yenilikçi yüzey malzemesi hazırlanmıştır. Çalışmanın ikinci aşamada ise hazırlanan deri görünümlü yenilikçi yüzeyden aksesuar olarak kadın çantası tasarlanmış ve uygulanmıştır. Sonraki aşamada deri görünümlü yenilikçi malzemeden oluşturulan çanta tüketiciler tarafından duyusal, işlevsel ve estetik özellikleri bakımından değerlendirmiştir. Örneklem gurubunu oluşturan 80 kadın akademisyen ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Gönüllülük esası ile gerçekleştirilen görüşmeler ses kaydına alınmıştır. Ses kayıtlarının öncelikle transkripsiyonu yapılmış daha sonra içerik analizi yöntemi ile değerlendirilmiştir. Tez araştırmasının sonucunda; Fomes fomentarius mantarından, deri görünümlü çevreci, doğa dostu, sürdürülebilir yenilikçi bir yüzey oluşturulmuştur. Bu oluşturulan yüzeyin tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe kullanılabilirliği ortaya konulmuştur. Yenilikçi malzemenin de tüketiciler üzerinde, görsel, yapısal ve işlevsellik açısından kabul görme oranının yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu çalışma, işlevsel, estetik, yenilenebilir, sürdürülebilir ve çevrede kolay çözünebilir yenilikçi yüzey oluşturulması bakımından önem arz etmektedir. Farklı biyo malzemelerden, zirai atıklardan çeşitli uygulamalı süreçler gerçekleştirilerek deneysel çalışmalar yapılması ve tasarım sektörüne kazandırılması önerilmektedir.
  • Öğe
    Instagram fenomenleri ve gençliğin mahremiyet algısı: Üniversite öğrencileri örneği
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Teke, Hatice Karipçin; Topçuoğlu, Abdullah
    Sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte, bugün bir meslek olarak görülen influencer ya da fenomen adı verilen ünlüler hayatımıza girmiştir. Eğlenceli, komik videolar ile takipçi elde eden fenomenler daha sonra özel hayatlarına dair paylaşımlar yaparak takipçilerinde merak duygusu oluşturmaktadırlar. Fenomenleri belli bir süre takip eden kişilerin mahremiyet algılarında ne gibi değişiklikler meydana geldiğini ve onlardan etkilenip etkilenmediklerini anlamak amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Tez çalışması üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, sosyal medya gösterilerini tanımlamaya yardımcı olan teori ve yaklaşımlardan oluşmaktadır. İkinci bölüm mahremiyet ve gözetim olgusu üzerine kavramsal bir çerçeve sunmaktadır. Üçüncü bölümde ise alan analizleri ve bulguları yer almaktadır. Bu çalışma mahremiyet temeli üzerinde ve Instagram özelinde fenomen takibi yapan gençlerin, fenomenlerden etkilenip etkilenmediğini araştırmak amacıyla yazılmıştır. Karma araştırma yapılarak, Instagram fenomenlerinin üniversite gençliğini mahremiyet değeri açısından etkileyip etkilemediği somutlaştırılmaya çalışılmıştır. Konya ili içerisinde bulunan dört üniversitede gerçekleştirilen çalışmada 1508 anket ve 40 kişi ile görüşme yapılmıştır. Elde edilen bulgular ise betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmaya katılan çoğu kişinin gerçek hayatlarında mahrem olarak gördüğü pek çok durumu sosyal medyada paylaşım yapmakta herhangi bir sakınca görmediği ortaya çıkmıştır. Fenomen takibi yapan öğrencilerin, fenomenleri kaç yıldır takip ettikleri, kaç tane fenomen takip ettikleri ile fenomenlere karşı kanaatlerin alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir. Fenomen takip sayısı ve süresi arttıkça fenomenlerden etkilenme oranları ve takipçilerin fenomenlerle arasındaki güven bağının, samimiyetin, merak duygusunun arttığı görülmüştür. Sonuç olarak ise fenomenlerin, takipçilerinin mahremiyet algılarında değişikliklere sebep olduğu tespit edilmiştir.