Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 7187
  • Öğe
    Türkiye'de gençlerin siyasete ilgisi ve siyasete katılımı
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Özoğlu, Bülend; Gökçe, Orhan
    Tüm dünyada Siyaset ve Gençlik konusu siyaset bilimi ve siyaset sosyolojisinin öncelikli araştırma konuları arasında yerini almıştır. Bunun da temel nedeni, gençlerin siyaset ile mesafe koydukları, siyasete katılıma çok istekli olmadıklarına ilişkin varsayımdır. Türkiye'de de durum pek farklı değildir. Gençlerin siyaset sahnesinden hızla çekilmesindeki faktörlerin başında siyasetçilerin gençlerin düşüncelerine fazla değer vermemeleri ve siyasal sistemin ve siyasetçilerin hem toplum hem de gençler nezdinde güvenlerini yitirmesi gelmektedir. Bunun yanı sıra teknolojik gelişmelerle birlikte değer yargılarının değişmesinin, hareketlilik ve siyasi katılım olanaklarının çeşitlenmesi de gençlerin siyasete mesafeli yaklaşmasında rol oynadığı görülmüştür. Ancak sosyal medyanın gelişmesi ve akıllı telefonların yayılması ile birlikte hem gençlerin siyasete bakışı hem seçmen ile siyasi parti ilişkilerini hem de gençlerin siyasal katılımları da dönüşmüştür. Gençler artık çevirim içi alanda daha aktiftir. Araştırmamız, gençlerin apolitik olmadıkların, aksine siyasetle yakından ilgilendiklerini göstermiştir. Ancak gençler mevcut siyasi yapıdan ve siyasi aktörlerden pek memnun değillerdir. Siyasi aktörlerin kendilerini dikkate almadığı, düşüncelerine değer vermediği ve karşılıklı bir ilişki yerine daha çok yönetmek isteği görüşündedir. Bu da gençleri siyasetten uzaklaştırdığı gibi yabancılaştırmaktadır da. Gençlerin siyasete ilgi ve siyasal katılımlarına yönelik son yıllarda çalışmaların sayısında gözle görülür bir artış olmuştur. Ancak mevcut çalışmalar, daha çok siyasal katılımın belli boyutlarını ele alıp incelemektedir. Bu açıdan bütüncül çalışmalara daha fazla ihtiyaç bulunmaktadır. Çünkü hem toplumun hem de gençlerin siyasal katılımlarını arttırıcı önlemler ve politikalara hiç olmadığı kadar ihtiyaç olduğu açıktır. Gençlerin fırsatımız olsa yurtdışına gideriz davranışını göstermeleri bunun açık göstergesidir. Ülkemizin geleceği açısından gençlerin siyasal alanda daha aktif rol alması, özgürce görüşlerini ifade edebilmeleri ve karar alma mekanizmalarına katılmalarının sağlanmasının gerekliliği önemlidir. Yapılan bu araştırma farklı bölgelerde uygulandığında farklı sonuçlarla karşılaşılması mümkün olabilir. Bu suretle literatüre bir katkı sağlayacağı düşüncesiyle gelecekte yapılacak çalışmaların bu kapsamda ele alınmasının söz konusu çalışmalar açısından yararlı olacağı; siyaset bilimi ve kamu yönetimi çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Türk hukuk tarihinde Tanzimat dönemi ceza mahkemelerinin gelişimi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Başdemir, Abdurrahman; Ülker, İbrahim
    Osmanlı Devleti tarih sahnesine çıktığı ilk günden itibaren yargılama sistemine, yargılama sujelerine ve tebaasını oluşturan gayrimüslimlerin haklarına ayrı bir hassasiyet göstermiştir. Adalet sisteminin temel kaynağını İslam hukuk sisteminden alan Osmanlı, zamanın şartlarına ve değişen dünya düzenine göre adalet sisteminde ıslahatlar yapmaktan çekinmemiştir. Yargı sistemine en derin etki eden husus ise Tanzimat süreci olmuştur. Tanzimat ile birlikte Osmanlı, ıslahatlarını gerçekleştirebilmek adına yüzünü batıya dönmüş, İslam dini hükümleri ile ceza yargılamaları açısından ikili bir sentez sağlamaya çalışmıştır. Klasik dönemde şer'iyye mahkemeleri tarafından yapılan yargılamalarda günümüze benzer bir şekilde ceza davaları ve hukuk davaları ayrımı yapılmamıştır. Osmanlı kadısı önüne gelen tüm uyuşmazlıkları şer'i ve örfi hukuk kuralları kapsamında çözümlemeye çalışmıştır. Islahat arzusu ile birlikte devlet teşkilatı değişmiş, tek hakimli yargılama sisteminden vazgeçilerek meclis rolünde yargılamaya ehil makamlar kurulmuş, nizamiye mahkemelerinin yıllar içerisinde şer'iyye mahkemelerinin üzerine çıkarak asıl mahkeme rolünü üstlenmiş, Tanzimat Ferman'ındaki kazanımların korunması amacıyla şeriata uygun bir şekilde batılı kanunlar iktisap edilmiş, verilen kararların hukuka uygunluğunun denetlenmesi amacıyla sistematik kanun yolları tahsis edilmiş, savcılık ve avukatlık gibi mesleklerin ortaya çıkmasına olanak tanınmıştır.
  • Öğe
    Ecocriticism and gothicism: An ecogothic approach to Nathaniel Hawthorne's selected short stories
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Yılmaz, Erva Gökseni̇l; Altındi̇ş, Hüseyi̇n
    Bu çalışma, disiplinler arası bir eleştiri türü olan ekoeleştirinin en yeni dallarından biri olan EkoGotik'i temel edinerek, Nathaniel Hawthorne'un kısa hikâyelerinde insan, doğa ve soyutlanma kavramlarını ele almaktadır. Çalışmanın ilk bölümü ekoeleştiri, ekoeleştirinin Ekogotik'i nasıl doğurduğu, aynı zamanda gotik ve ekoeleştirinin aslında birbirinin içinde yer alan kavramlar olduğuna odaklanmaktadır. Buna ek olarak, kuramın zaman içindeki temel gelişimi ve genel özellikleri detaylandırılmaktadır. Tezin ilerleyen bölümlerinde, Amerika kıtasında yıllardır çelişkili şekilde varlığını sürdüren "doğa" kavramının yeri, edebiyata ve felsefeye yansıyış şekli genel çerçeveleri ile özetlenmektedir. Ayrıca, 18. Yüzyıl Amerikan Protestan halkının, ahlak ve inançları çerçevesinde doğaya nasıl baktığı, bunu edebi eserlerinde nasıl kullandığı üzerinde durulmaktadır. Son olarak, 1630 – 1870 yılları arasında doğa kavramının Amerikan toplumunun anlayışına göre geçirdiği değişiklikler ve doğayı eserlerinde işleyiş biçimleri özetlemeyi amaçlamaktadır. İlerleyen bölümlerde ise, Nathaniel Hawthorne'un dört farklı kısa hikâyesi, Young Goodman Brown (1835), Roger Malvin's Burial (1832), Ethan Brand (1850) ve The Man of Adamant (1837) EkoGotik yaklaşım ile değerlendirilmektedir. Eserlerde, çağın getirdiği bir sorun olan, insanın uygar toplumdan uzaklaşması ile birlikte içine girdiği bireysel soyutlanmadan ya da yalnızlaşmadan bahsedilmektedir. Bununla birlikte, verilen bilgiler doğrultusunda, Nathaniel Hawthorne'un farklı kısa hikâyelerinde söz konusu temayı işleyiş biçimi ve yine bu bireysel izolasyonun doğa kanalı ile gerçekleştiğini vurgulanıp, doğanın sahip olduğu çeşitli ikilikler gösterilmektedir. İnsan merkezli Gotik edebiyat ve doğa merkezli ekoeleştiri birleştirilerek, doğanın bu karanlık türdeki eserlerde insanı nasıl dehşete düşürdüğü, korku inşa ettiği ya da nasıl karşıt bir güç olarak sahneye çıktığı, seçilen kısa hikâyeler çerçevesinde incelenmiştir.
  • Öğe
    Dijital dönüşüm ve yapay zekanın kamu yönetimine etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Koşar, Muhammet Ertuğrul; Gezici, Hikmet Salahaddin
    Bu çalışmada yapay zekâ ve dijital dönüşümün kamu yönetimindeki etkileri ortaya konulmak istenmiştir. Yapay zekâ, kamu sektörü kuruluşlarında üretkenliği artırma potansiyeline sahiptir. Otomasyon yetenekleri, devlet kurumlarına karmaşık görevleri basitleştirmede, fazlalıkları ortadan kaldırmada ve artan iş hacmi için verimliliği artırmada yardımcı olmaktadır. Yapay zekanın bu nitelikleri, tedarik zinciri yönetimi, sürdürülebilirlik ve atık azaltma gibi avantajların geliştirilmesi amacıyla kullanılabilmekte ve bu da toplam üretim ve ekonomik faaliyetlerin gelişimi adına önemli bir iyileşme sağlamaktadır. Kamu sektörü, hizmet sunumunu ve devlet süreçlerini iyileştirmeye yönelik çözümler geliştirdikçe karmaşık yapay zekâ teknolojisi ortaya çıkmıştır. Bu olgular çoğunlukla, vatandaşlar, sohbet robotları ve veri analitiği hakkında büyük veri seti gibi hükümetler tarafından sağlanan dijital bilgilere odaklanmaktadır. Son yıllarda büyük veri kümelerinin ve hesaplama gücünün artmasıyla birlikte, algoritmalardan ziyade verilere dayalı yeni yapay zekâ yaklaşımları geliştirilmiştir. Yapay zekâ, kamu hizmetlerini daha verimli hale getirme gücüne sahiptir. Öte yandan yapay zekâ, kamu sektörünün "karar verme" kalitesini iyileştirme potansiyeline de sahiptir. Yapılan çalışmadaki değerlendirmeler özetlendiğinde öncelikli olarak ulusal bir yapay zekâ stratejisinin geliştirilmesi gerektiği, yapay zekâya bağlı oluşabilecek risklerin önlenmesi, çeşitli hukuki düzenlemelerin getirilmesi, BTK ve Tubitak gibi kurumların mevcut yapay zekâ deneyimlerinden istifade edilmesi, yapay zeka ile ilgili inovasyonların teşvik edilmesi ve Ar-Ge yatırımlarına kolaylık sağlanması, uluslararası işbirliklerinin izlenmesi, yapay zeka uygulamaları üzerinde duran Teknopark ve Teknokent gibi oluşumların nitelik ve nicelik açısından geliştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte üniversitelerde Yapay Zekâ Mühendisliği ilgili bölümlerin daha yaygın hale getirilmesi ve bu alana yönelme niyetinde olan gençlere yönelik olarak istihdam garantili projelerin geliştirilmesi gerekmektedir. Hem yerel hem de merkezi yönetimlerde mutlak suretle yapay zekâ ile ilgili birimlerin oluşturulması gerekmektedir. Son olarak yapay zekâ uygulamalarının kullanımına paralel olarak ortaya çıkması muhtemel toplumsal değişikliklerle ilgili sosyal güvenlik ağları ve diğer tedbirlerin üzerinde durulmasının şart olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    Reklam mesajlarında emoji kullanımına yönelik deneysel bir çalışma
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Acet, Leman Ünsal; Karaçor, Süleyman
    Günümüzün dijital çağında markaların hedefi, tüketicilerin dikkatini çekmek ve etkileşim sağlamaktır. Bununla birlikte, dikkat süreleri kısalan ve reklam bombardımanı altında olan tüketicilerle iletişim kurmak her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Rekabetçi piyasada ise birbirine benzer ürün veya hizmetlere sahip markaların, birbirilerinden farklılaşmak ve tüketicilerin zihninde güçlü ve hatırlanabilir bir marka olabilmesi gerekmektedir. Çünkü tüketiciler tarafından güçlü, hatırlanabilir ve tercih edilen marka olmak, markanın sürdürülebilirliği açısından oldukça önem arz etmektedir. Teknolojinin gelişmesi iletişim ve reklam araçlarını değişime uğratmıştır. Emojilerin, duyguları kolay ve hızlı bir şekilde iletilmesini sağlamada etkili bir araç olarak öne çıkması, pazarlama ve reklamcılık alanında emoji kullanımının yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Emojilerin sempatik görünüşleri, iletişim süreçlerine sıcaklık ve esprili bir hava katmaları nedeniyle tüketiciyi cezbederken, aynı zamanda markanın daha akılda kalıcı olmasına da büyük ölçüde yardımcı olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, emoji kullanılan reklamların izleyicilerin beğeni ve tutumlarını nasıl etkilediği ve reklam hatırlamasında emojilerin rolünün ne ölçüde etkili olduğunu ortaya koymak amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Butik otellerin çevrimiçi sitelerin puanlarına göre sıralamasına yönelik bir araştırma: Muğla örneği
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kaymaz, Şeyma Hale; Akgöz, Erkan
    Butik oteller, otelcilik sektöründe önemli bir yenilik olarak kabul edilmekte ve dünya genelinde hızla gelişmektedirler. Seçkin bir pazar temsilcisi olan butik oteller, rekabetçiliğin çok boyutlu olduğu turizm sektöründe farklılaşma ve odaklanma stratejileri ile misafirlerine benzersiz bir deneyim sunma hedefindelerdir. Kişiselleştirilmiş hizmet, rahatlık, konum gibi özellikleriyle rekabet gücünü arttıran bu oteller, dijital pazarlamanın da etkin gücü olan çevrimiçi seyahat acentelerini kullanarak misafir erişimini genişletmek, markalarını tanıtmak ve rekabet avantajı elde etmeyi amaçlamaktadırlar. Çevrimiçi seyahat acentelerinin web veya mobil üzerinde sundukları otel tanıtım içeriklerinde; gerçekleşen tatil deneyimlerine yönelik misafir yorumları ve otellere dair belirli sıralama alternatifleri, potansiyel misafirlerin tatilleri için karar verme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu sunulan sıralama alternatifleri rezervasyon trafiğinde ilgili sıralamada en üstte bulunmak isteyen butik otellerin birbirleriyle rekabeti açısından oldukça önemlidir. Bu araştırma, misafirlerin otel tercihinde karar probleminde çok kriterli karar verme yöntemlerinden yararlanılarak yanıt vermeyi amaçlamıştır. Araştırmada booking.com aracılığıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Muğla ilinde yer alan butik otellerin ''Popüler Seçimlerimiz'' sıralamasında en üst sıralarda yer alan ilk yirmi butik otel alternatif olarak belirlenmiştir. Yine aynı siteden belirlenen yedi kriter üzerinden; Eşit Ağırlıklandırma (EA), Critic, Entropi (ENT) ve Standart Sapma Tabanlı (SST) ağırlıklandırma ile kriterlerin ağırlık değerleri hesaplanmış ve Promethee (Preference Ranking Organization Method For Enrichment Evaluation) yöntemiyle de tercih sıralamaları belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, belirlenen kriterlerden ağırlık değeri en yüksek 'rahatlık' kriteri olup diğer kriterlerin ağırlık dengesi değiştiği görülmüştür. Belirlenen yirmi alternatif butik otel içerisinden ise Otel20 alternatifinin en uygun tercih olduğu saptanmıştır. Araştırmada elde edilen bilgiler ışığında analiz edilen alternatif otellerin sıralamalarına ilişkin çok fazla farklılıklar ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni ise booking.com çevrimiçi seyahat acentesinin otel sıralamalarında uyguladığı dinamik etkenlerden kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Konya bölgesi Erken Tunç Çağı keramik üretiminde insan bilinci
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Bilir, Özlem; Küçükbezci, Hatice Gül
    Bu tez çalışması, filolojik olarak bilgi bulunmayan veya yetersiz bilgiye sahip olduğumuz çağlar hakkında en önemli buluntuların keramikler olduğunu vurgulamaktadır. İnsanların henüz yazı ile tanışmadığı bu dönemlerde, yerleşik hayata geçmeleri yeni yaşam stilleri ve yenilikleri beraberinde getirmiştir. Bu süreçte insanlar, ihtiyaçlarını depolamak ve saklamak için sağlam kaplara ihtiyaç duymuş ve bu ihtiyaçları çanak ve çömlekler karşılamıştır. Çalışmanın amacı, Konya Bölgesi'nde bulunan höyüklerden elde edilen keramiklerde görsel olarak belirlenebilen mineralleri tespit etmek ve bu minerallerin çanak ve çömlek hamuruna bilinçli olarak eklenip eklenmediğini incelemektir. Ayrıca, keramiklerde belirlenen minerallerin çanak ve çömlek üretim süreçlerine katkı sağlama ve litolojik, topografya özellikleri ile ilişkisini irdelemektir.
  • Öğe
    Avrupa Birliği'nin yeni Orta Asya stratejisi ve AB-Kazakistan ilişkileri
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Yılmaz, Ayman Atamuratova; Kaya, Aslıgül Sarıkamış
    Bu tezin amacı AB'nin Orta Asya'ya yönelik politikalarını ve stratejilerini değerlendirerek, AB ile Kazakistan arasındaki işbirliğinin farklı yönlerini incelemektedir. Bu bağlamda araştırma AB'nin Orta Asya'ya yönelik bölgesel stratejisinin temel amaçları ve araçlarını ele alarak, AB ile Kazakistan ilişkilerinde sorunları ve fırsatları değerlendirmektedir. AB'nin Orta Asya bölgesinde etkin olma çabasıyla geliştirdiği yeni Orta Asya Stratejisi ve AB-Kazakistan arasında imzalanan Genişletilmiş Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmaları kapsamında AB-Kazakistan ilişkileri analiz edilmiştir. AB'nin genel olarak Orta Asya ülkeleri özel olarak ise Kazakistan ile ilişkilere iki açıdan yaklaştığı görülmektedir. AB'nin birinci önceliği ekonomik gelişmesini sorunsuz sürdürebilmek için enerji ağırlıklı doğal kaynakları bölgeden sorunsuz temin edebilmektir. İkinci önceliği ise, sahip olduğu ekonomik ve finansal araçları kullanarak "Avrupa Değerleri" olarak görülen; demokrasi, şeffaflık, iyi yönetişim, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi kavram ve kurumların Orta Asya ülkelerinde yaygınlaştırılmasıdır. Kazakistan AB ile olan ilişkilerinde gerek beşeri sermaye gerekse teknoloji transferi ile insan kaynakları ve teknolojik altyapının geliştirilmesine önem vermektedir.
  • Öğe
    Osmanlı maliyesinde muhasib-i mesul (1876-1909)
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Erdil, Kübra; Kış, Salih
    Osmanlı Devleti, Tanzimat ile birlikte mali denetimde dolayısıyla mali yapıda bazı düzenlemeler yapmıştır. Maliye Nezareti'nin kurulması ile başlayan bu dönüşüm, nezarete yardımcı olması adına çeşitli kurumların oluşturulmasından 1862'de Divan-ı Muhasebat'ın kurulmasına kadar devam etmiştir. 1879 tarihli kararnamesinde Divan'a devlet malını kullanmaya memur olanları, kullandıkları malları ispata yarayan belgeler üzerinden denetleme yetkisi verilmiştir. Divan, bu görevini yerine getirirken kendisine muhatap bir memur atamış, böylece Osmanlı maliyesinde muhasib-i mesul adıyla yeni bir memur ortaya çıkmıştır. İsmen 1879, fiilen ise 1882 yılında görev almaya başlayan muhasib-i mesule çeşitli görev ve sorumluluklar verilmiştir. Memura verilen en önemli görevlerden biri ise Divan'a zat ve zaman hesabı vermek olmuştur. Divan ise muhasib-i mesullerden hem hesap alma hem de alınan hesaplar noktasında birtakım sorunlarla karşılaşmıştır. Ancak tüm bu olumsuzluklar ne Divan ne de Osmanlı maliyesi için, bir hesap memuru olan muhasib-i mesulün varlığına gölge düşürebilmiştir.
  • Öğe
    Evli genç yetişkinlerde aileden algılanan sosyal destek ve evlilikte affedicilik arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kuruçay, Habibe İlayda; Sönmez, Özlem Altunsu
    Bu araştırmada evli genç yetişkinlerin ailelerin algıladıkları sosyal destek ile evlilikte affedicilikleri arasındaki ilişki incelenmektedir. Araştırma 18-40 yaş arası 637 evli genç yetişkinden oluşmaktadır. Araştırmada katılımcılara Aileden Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, 'Evlilikte Suçu Affetme Ölçeği' ve 'Öznel Eş Partner Affediciliği Ölçeği' ve 'Kişisel Bilgi Formu' uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar; gençlerin ileri yaşlılara göre, ikinci evliliğini yapanların ilk evliliğini sürdürenlere göre, sosyoekenomik düzeyi düşük olanların yüksek olanlara göre, daha fazla çocuk sahibi olanların daha az çocuk sahibi olanlara göre ailelerinden daha fazla destek algıladıkları bulunmuştur. Affedicilik açısından bakıldığında çeşitli faktörlere (çocuk sayısı, evlilik sayısı, yaş) göre çiftlerin dargınlık seviyesi değişse de bağışlama puanlarının değişmediği görülmüştür. Ailelerin genellikle eşleri affedici olma yönünde yönlendirdikleri ama bunun her zaman sosyal destek olarak algılanmadığı ve kadınların affedici davranma konusunda erkeklere göre daha fazla desteklendiği görülmüştür. Evliliklerle ilgili problemlerin baba ile neredeyse hiç paylaşılmadığı ve eş dışında yapılan paylaşımların eşe olan dargınlığı arttırdığı bulunmuştur. Aileden algılana sosyal desteğin hem dargınlığı hem de bağışlamayı arttırdığı, affedildiğini hissetmenin dargınlık, bağışlama ve aileden algılanan sosyal desteğin azalttığı görülmüştür.
  • Öğe
    Derleme Sözlüğü'ne katkı mahiyetinde yapılan çalışmaların incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Keskin, Sümeyye; Küçükballı, Fatih Numan
    1932 yılında kurulan Türk Dil Kurumunun ilk faaliyetlerinden biri söz derleme çalışmaları olmuştur. Bu hususta 1933-1959 yılları arasında -iki farklı dönemde- Türkiye Türkçesi ağızlarının söz varlığıyla ilgili yurt genelinde kapsamlı derleme çalışmaları gerçekleşmiştir. Yapılan derlemeler sonucunda 1962-1982 yılları arasında 220.000 civarında söz varlığı ögesini içeren 12 ciltlik Derleme Sözlüğü yayımlanmıştır. Derleme çalışmaları Türk Dil Kurumuyla sınırlı kalmayıp bireysel gayretlerle de önemli derlemeler yapılmıştır. Ancak hiçbiri Derleme Sözlüğü'nün büyüklüğüne ulaşamamıştır. Derleme Sözlüğü, tamamlandığı tarihten bu yana Türkiye Türkçesi ağızlarının söz varlığı hususunda ana kaynak olma özelliğini hâlâ korumaktadır. Bu sebeple yapılan derlemelerde genelde Derleme Sözlüğü'yle karşılaştırılma yoluna gidilmiştir. Bu karşılaştırmalar sonucunda Derleme Sözlüğü'ne katkı mahiyetinde yeni bir çalışma türü ortaya çıkmıştır. Yapılan bu çalışmaların sayısının bir hayli artması aynı zamanda dağınık vaziyette olması, zamanla birbirini tekrar etmesi ve erişim zorluğu gibi sebeplerden dolayı söz konusu çalışmaların bir araya getirilmesi ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak biz de 1994-2022 yılları arasında "Derleme Sözlüğü'ne Katkı Olarak" yapılan 108 çalışmayı bir araya getirip inceledik. Yayımların toplamında Derleme Sözlüğü'nde daha önce yer almayan 9.600, Derleme Sözlüğü'nde bulunmasına rağmen anlam açısından farklılık arz eden 4.373 söz varlığı ögesi olduğu görülmüştür ve ilgili kelimelerin listesi verilmiştir.
  • Öğe
    Türkiye turizm politikaları bağlamında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanan reklam filmlerinin karşılaştırmalı analizi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Doğru, Ülkü; Ünüvar, Şafak
    Günümüzde turizm sektörü kabuk değiştirmeye devam etmekte, turist profilleri öngörülemez bir biçimde dönüşüme uğramaktadır. Bu dönüşümle birlikte rekabet açısından rakiplerinin gerisinde kalmak istemeyen ülkeleri, yeni stratejiler ve bu stratejileri uygulamaya dönük politikalar geliştirmeye itmektedir. Bu stratejilerin en başında ise bölge, nokta odaklı tanıtım faaliyetleri ile ülkeyi bir cazibe merkezi haline getirmektir. Bu tanıtım ve tutundurma süreçlerinde reklam filmleri önemli rol oynamaktadır. Hazırlanan bu reklam filmlerinin temel stratejilerle uyumlu olması, bu stratejik hedeflerin tutturulmasında belirleyici bir unsurdur. Bu çalışmanın amacı Türkiye'nin turizm faaliyetlerine yönelik hazırlanan reklam filmlerinin ülkemizin turizm hedef ve stratejileriyle ne kadar uyumlu olduğunu tespit etmeye yöneliktir. Bu tez çalışması üç bölümden meydana gelmektedir. Birinci Bölümde ilişkili kavramlar çerçevesinde turizm sektörünün genel yapısına değinilmiş, ikinci bölümde ekonomi-turizm ilişkisi bağlamında Türkiye'nin turizm politikaları ve turizmde tanıtım-reklam faaliyetlerinden bahsedilmiştir. Son bölümde Türkiye Turizm ve Tanıtım Ajansı tarafından hazırlanan reklam filmlerinin Türkiye turizm politikaları bağlamında Analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırmada betimsel analiz yönteminden yararlanılmıştır. Filmlerin analizleri, dört parametre altında gerçekleştirilmiştir. Bu parametreler doğrultusunda seçilen her bir film daha sonra "biçimsel" ve "stilistik" ögelere ayrılmış ve elde edilen verilerin parametrelerle uyumlu olup olmadığı incelenmiştir. Bu analizlerde çalışmaya dahil edilen ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı tarafından hazırlan filmlerin Türkiye'nin 2023 Turizm Stratejisi hedefleriyle büyük ölçüde uyumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    The mediating effect of corporate entrepreneurship on the relationship between transformational leadership, authentic leadership and innovation performance: The example of Iranian free zones
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Niavand, Aboobakr; Attar, Melis
    In today's world , Change is one of the most important factors of organization's durability and survival. Organizations must adapt to these inevitable changes in order to survive. The increasing dynamism of the information age, the change of customer expectations, changes in technology, and changes in expectations and innovation needs are the main cases of these changes. Continuous change and intense competition push organizations to renew themselves. For this reason, it is very important for organizations to use the appropriate leadership style in the current turbulent environment. In this context, transformational leadership motivates employees to exhibit innovative behaviors. Likewise, authentic leadership creates innovative capabilities in subordinates. Such leadership styles lead to innovation performance in firms through entrepreneurial activities. The aim of this research was to determine the Mediatıng Effect of Corporate Entrepreneurship on The Relationship Between Transformational Leadership , Authentic Leadership and Innovation Performance:The Example of Iranian Free Zones. For this purpose, a quantitative study was employed in the Iranian Free Zones. Survey technique was employed to collect data. The sample size of the research was determined using the Formula of Cochran (1977) and through the stratified random sampling technique. Accordingly, the sample of this study consists of 352 people working in the Iranian Free Zones. The data of the research were collected through questionnaires filled by Iranian free zones workers.In this research, to test the proposed hypotheses, theoretical model and mediation, the data were analyzed with a total of 364 valid answers using Hayes (2013) Model 4 Process Macro plugin SPSS 22 program.According to the results obtained from the research, a significant and positive relationship was found between Transformational Leadership Perception and Innovation Performance, a positive relationship between Authentic Leadership Perception and Innovation Performance , a positive relationship between Corporate Entrepreneurship and Innovation Performance, a positive relationship between Transformational leadership Perception and Corporate Entrepreneurship , a positive relationship between Authentic Leadership Perception and Corporate Entrepreneurship.The mediation analysis of the research showed that Corporate Entrepreneurship has a complete mediation effect in the effect of Transformational Leadership Perception on Innovation Performance. Similarly, Corporate Entrepreneurship mediates the effect of Authentic Leadership Perception on Innovation Performance completely. As a result, managers must adopt a Transformational and Authentic leadership Perception approach to promote Innovation Performance. Similarly, managers need to focus on Corporate Entrepreneurship to make their companies more innovative.
  • Öğe
    Taha Huseyn'in "Edîb" romanı ile Sabahattin Ali'nin "İçimizdeki Şeytan" romanının tematik yönden karşılaştırılması
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Şenkaya, Rümeysa; Yıldız, Şerafettin
    Edebiyat, bilhassa roman, geçmişten günümüze var olduğu dönemin sosyal, siyasal şartları, yazarın görüşleri ve ülke gerçeklerini yansıtma noktasında tartışılmaz bir öneme sahiptir. Bu sebeple edebiyat çalışmalarında belli dönemlere ve ülkelere ait eserlerde yapılacak karşılaştırma yoluyla ortak konulara yazarların yaklaşımı ve sosyal yaşamda gözlenmesi noktasında farklılık ve benzerlikleri belirlemek mümkündür. Türkiye'de Tanzimat ile başlayan; Mısır'da ise Napolyon'un işgali ile başlayıp sonrasında Mehmet Ali Paşa'nın yoğun çabaları ile devam eden batılılaşma serüveni ve modernleşmeye bağlı etkiler bu dönem kaleme alınan pek çok romanda açıkça gözlemlenebilmektedir. Mısır ve Türk romanlarında benzer temaları işleyen iki romanın karşılaştırılması ile bu ortak döneme yazarların bakışı ve toplumdaki görüntülerine dair fikir edinilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle çalışmanın kapsamında kalmak amacıyla iki ülke edebiyatının tümündeki tema gelişim süreçlerine girmeden yalnızca roman türü özelinde farklılaşan temalara değinilmiştir. Daha sonra Mısır romanından bir örnek olarak Taha Huseyn' in Edip romanı ile Modern Türk Edebiyatından bir örnek olarak Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan adlı romanlarının; modernleşme, ahlaki bozulma, bireyin iç çatışması, kadın ve aile gibi ortak tema başlıkları altında karşılaştırması yapılmış ve ilgili yerlerde eserlerden yapılan alıntılara yer verilmiştir. Son bölümde ise yapılan incelemeye dair görüşler ve elde edilen sonuçlar ifade edilmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Ajans haberlerinin yerel gazetelerde kullanımı: Konya yerel gazeteleri örneği
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Ataş, Ahmet; Demirsoy, Adem
    İletişim literatürüne XIX. yüzyılda giren haber ajansı kavramı, günümüzde vazgeçilmez kitle iletişim araçları haline gelmiştir. Sahip oldukları ekonomik ve teknolojik olanaklar sayesinde diğer iletişim araçlarına göre daha geniş alanda örgütlenen haber ajansları, habere ulaşma ve ulaştırma işlevini öteki kitle iletişim organlarına nispeten daha süratli şekilde gerçekleştirmektedir. Günümüzde haber içeriği oluşturma aşamasında yerel ve ulusal basın haber ajanslarına başvurmaktadır. Medyada ajans kaynaklı haberlerin tercih edilmesinin başlıca nedenlerinin başında işletme bakımından düşük maliyetli haber temin etme kolaylığı gelmektedir. Diğeri ise, gazeteci istihdamı, kullanılan iş yeri alanı ve işletme giderlerinde tasarruf etme olanağı sunmasıdır. Bu çalışmada, basın sektörünün vazgeçilmez haber kaynaklarından biri olan haber ajanslarına ait haberlerin yerel gazetelerde kullanılmasına dair veriler ortaya koyulmuştur. Ulusal basına göre, oluşumu ve içerik bakımından zayıf kalan yerel basın, içeriklerini zenginleştirmek ve çeşitlendirmek için haber ajanslarına başvurmaktadır. Bu nedenle ajans haberlerinin kullanımının yerel basına sağladığı avantaj ve dezavantajları ile yerel basının sorunları ortaya konmuştur. Konya'dan hareketle BİK Genel Müdürlüğü Şubat-2021 Dönemi fiili satış (tiraj) ortalaması bakımından ilk 5 sırada yer alan Pusula, Hakimiyet, Merhaba, Konya Yenigün ve Anadolu'da Bugün gazeteleri içerik analizi yöntemiyle incelenmiş, kurumsal haber kaynaklarına göre (ajans imzalı, muhabir imzalı, derleme ve rumuzsuz haberler) taranmıştır. Gazetelerin, Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı ve Demirören Haber Ajansı'nın ürettiği haberlerin kullanımı ile ilgili veriler ortaya konmuştur. Farklı ideolojilere ve yayın politikalarına sahip olan yerel gazetelerden Merhaba Gazetesi'nin AA'ya diğer gazetelerin AA ve İHA'ya abone oldukları görülmüştür. Yerel gazetelerde kullanılan haberlerin %58,1 oranda haber ajansı imzalı, %23,3 oranında derleme, %3,7 oranında rumuzsuz ve %14,9 oranında muhabir imzalı haberler olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelime: Haber, Ajans, Yerel, Gazete, Haber Ajansı, Yerel Gazete, Basın, Medya
  • Öğe
    Son dönem stoacılığın modern psikolojideki izleri
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Yardımcı, Mehmet Zübeyir; Çeşmeli, Işıl
    Bu tez, son dönem Stoacılık ile modern psikoterapi yöntemleri arasında yer alan bilişsel davranışçı terapi ve rasyonel duygucu davranışçı terapi arasında ilişki olduğunu, bu terapilerin bugünkü halini almasında Stoacıların katkıları olduğunu ve bugün terapilerde kullanılan tekniklerden bazılarının Stoacı filozoflar tarafından önerilen birtakım uygulamalara dayandığını iddia etmektedir. Bundan dolayı bu tez, son dönem Stoacı öğretilerin neler olduğunu ve bu terapilerde nasıl işlev gördüğünü incelemeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda öncelikle Stoacılığın temel ilkeleri ele alınıp doğaya uygun yaşam, irademize tabi olan ve olmaya eylemler arasındaki ayrım; tutku, yargı ve eylem disiplini gibi kavramlar ele alınacaktır. Bunun akabinde Stoacıların etkilendikleri yaklaşımlar ve Stoacılığın kendi içinde ayrıldığı dönemler incelenecektir. Son dönem Stoacı filozoflar arasında sayılan Epiktetos ve Marcus Aurelius'un felsefi sistemleri üzerinde durulacak ve öğretilerinin temelindeki kavramlar ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır. bilişsel davranışçı terapi ve rasyonel duygucu davranışçı terapinin ana hatları anlatıldıktan sonra Marcus Aurelius ile Epiktetos'un felsefi sistemlerinin bu terapi yöntemleri ve teknikleriyle olan ilişkisi ve benzerlikleri ortaya koyulacaktır.
  • Öğe
    Serbest muhasebeci ve mali müşavirlerin iş doyumlarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi: Türkiye ve Irak örneği
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Azo, Marwan Ismael Azo; Şahin, İbrahim Erem
    İş doyumu genel olarak; kişinin işini yapmaktan ne kadar mutlu olduğu, işini yaparken neler hissettiği, yaptığı işten ne kadar keyif aldığı ve işini yaptıktan sonra işini tekrar yapma isteği duymasından kaynaklanan uzun süreli duygusal ve davranışsal bir durumdur. Muhasebecilik alanı, yoğun sezonda aşırı iş yüküyle karakterize edilen son tarih odaklı bir meslektir. İş yükü odaklı bir iş ortamı, bu meslek mensuplarının iş doyumlarını ve performanslarını belirli düzeylerde etkilemektedir. Bu araştırmada, Türkiye ve Irak’taki Serbest muhasebeci ve mali müşavirlerin iş doyumlarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada Nedensel karşılaştırma modeli ile muhasebe sektöründe çalışan katılımcıların içsel, dışsal ve genel iş doyumları; uyruk, mesleki kıdem, yaş, cinsiyet, medeni durum, aylık gelir ve özel veya kamu sektöründe çalışma durumu değişkenlerine göre karşılaştırılarak incelenmiştir. Bu araştırmanın örneklemini Irak ve Türkiye’de serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavir olarak çalışan 338 katılımcı oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında demografik bilgi formu ve Minnesota İş Doyumu ölçeği kullanılmıştır. Bulgulara göre Iraklı muhasebe çalışanlarının dışsal iş doyumlarının yüksek düzeyde, içsel ve genel iş doyumlarının ise orta düzeyde bulunduğunu göstermiştir. Ölçeğin aynı boyutları açısından Türk uyruklu muhasebecilerin ise içsel, dışsal ve genel iş doyumlarının yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Araştırmada, muhasebecilerin dışsal iş doyumu puan ortalamaları uyruklarına göre anlamlı bir farklılık göstermezken, içsel ve genel iş doyumu puan ortalamalarının uyruklarına göre anlamlı bir farklılık göstermiştir. Türk muhasebe sektörü çalışanlarının içsel ve genel iş doyumu algılarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Çalışmada muhasebecilerin iş doyumları, cinsiyete ve medeni durum değişkenlerine göre anlamlı farklılıklar göstermiştir. Bununla birlikte muhasebecilik süresi ile iş doyumu arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Çalışmanı diğer bir sonucu ise özel ve kamu sektöründe çalışan muhasebecilerin iş doyumları farklılıklar göstermektedir. Özel sektörde çalışan Irak uyruklu muhasebe çalışanlarının içsel ve genel iş doyumu algıları kamuda çalışan Irak uyruklu muhasebe çalışanlarınınkine göre; Kamuda çalışan Türk uyruklu muhasebe çalışanlarının içsel ve genel iş doyumu algıları ise özel sektörde çalışan Türk uyruklu muhasebe çalışanlarınınkine göre anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur.
  • Öğe
    İktisadi kararlar ve sosyal tercihler bağlamında hayırsever davranışlar
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Şakalak, Ayşenur; Çevik, Savaş
    Davranışsal ve deneysel iktisadın bulgularıyla beraber, ana akım modellerin öz çıkar odaklı rasyonel insan (homo economicus) varsayımının geçerliliği sorgulanır hale gelmiştir. Bu bulgular, bireyin reel dünyada kendisi için fedakârlık gerektiren koşullarda bile diğer bireylerin faydasını arttırmaya yönelik davranışlar sergilediğine, dolayısıyla da bireyin sosyal tercihlere sahip olduğuna işaret etmektedir. Çeşitli biçimlerde ortaya çıkan sosyal tercihler, bireyin çevresinde gerçekleşen olaylara ve diğerlerinin refahına duyarlı sosyal bir karar alıcı olduğunu göstermektedir. Özellikle toplumsal dayanışmanın yaygınlığına dair gözlemsel kanıtlar sunması toplum yanlısı özgecil davranışlardan biri olarak değerlendirilen hayırsever ve bağış davranışlarının önemini gündeme getirmektedir. Bu noktadan hareketle bu çalışma sosyal tercihleri, hayırseverlik ve bağış davranışları ekseninde geleneksel, davranışsal ve deneysel iktisat perspektifinden inceleyerek belirleyicilerine dair ampirik kanıt geliştirmeyi amaçlamaktadır. Söz konusu amaç doğrultusunda ampirik incelemelerde iki araştırma deseni kapsamında genel olarak özgecilik, spesifik olarak da hayırsever davranışların temel belirleyicilerine odaklanılmaktadır. Çalışmanın ilk araştırma deseni ülkeler düzeyinde olup (T:2009-2021;N:134) ülkelerdeki "Kurumsal Bağış", "Gönüllülük" ve "İnformel Bağış" skorları panel veri teknikleriyle test edilmiştir. İkinci araştırma deseni ise birey düzeyinde olup bağış davranışının genel belirleyicileri ve sosyal desteklerin bağış davranışlarına etkisi Çoklu Doğrusal Olasılık, İkili Nitel Tercih, Sınırlı Bağımlı Değişken ve Heckman Modelleri kapsamında incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre; ilk araştırmada sosyal sermaye değişkeni üç bağımlı değişken üzerinde pozitif etki gösterirken, eğitim değişkeninin istatistiksel olarak anlamlı olmaması çalışmanın literatürde alışılagelmiş bulgulardan farklılaşmasına neden olmuştur. Etnik karmaşa değişkeni toplumlarda kimlik ayrımcılığı yapıldığı yönündeki beklentileri karşılarken, gelirin sadece kurumsal bağışlarla, yaş değişkeninin ise gönüllülükle anlamlılığı genel bulguların ötesinde sonuçlar vermiştir. Kamu harcama yetersizliği gönüllülük üzerinde dışlama, informel bağışlarda çekme etkisi olduğuna işaret ederken yönetişim değişkeninde dışlama etkisinin varlığına dair kanıtlara ulaşılmıştır. İkinci araştırmada teknoloji sahiplerinin, geliri yetersiz olanların ve sosyal güvenlik desteklerindeki artışın hanelerin bağış kararlarını ve miktarlarını pozitif etkilediği görülmüştür. Sosyal yardım desteklerindeki artışın hanelerin bağış kararlarını olumsuz, bağış miktarlarını ise söz konusu modeller arasında farklı etkilediği tespit edilmiştir. Bu bağlamda mevcut sonuçlar, iktisadi aktörlerin karar ve tercihlerinin temel belirleyicileri arasında sosyal tercihler ve dünya görüşlülüğü kavramlarının da yer alabileceğine dair fikir vermektedir.
  • Öğe
    Eğitimli Afgan göçmenlerin Türkiye'ye bakışları ve geleceğe ilişkin beklentileri
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Poya, Alima; Çil, Hüseyin
    Bu çalışma, eğitimli Afgan göçmenlerin farklı açılardan Türkiye'ye dair bakış açılarını değerlendirerek bu bakış açısının oluştuğu deneyimlerle birlikte, Türkiye'deki gelecek beklentilerini nasıl şekillendiği ele almaktadır. Çalışmada, Türkiye'nin farklı şehirlerinde yaşayan lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde eğitim almış yirmi kişiyle yarı yapılandırmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler, tematik analiz yoluyla belirli temalar üzerinden analiz edilmiştir. Veriler öncelikle küçük kodlar şeklinde parçalanmış ve sonra kategorileştirilerek genel temaların oluşumu gerçekleştirilmiş ve üç ana tema oluşturulmuştur. Bu ana temalar; 1- Kültür ve Kariyer: Olumlu ve Olumsuz Deneyimler; 2- Kariyer Öncesi Deneyimler; 3- Geleceğe Bakış şeklindedir. Elde edilen verilere göre, kültürel açıdan Afgan göçmenlerin Türkiye'deki yaşamlarına adapte olma sürecinde; kültürel benzerlikler, misafirperverlik ve yardımlaşma kültürü, göçmenlerin topluma entegrasyonunu kolaylaştırıcı etkenlerdir. Buna karşın dil bariyerleri, önyargılar ve ayrımcılık gelecek beklentileri üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Katılımcıların gelecek beklentileri ve planlarını etkileyen önemli bir diğer husus ise mevcut iş ve eğitim deneyimleridir. Katılımcılar, kendileri açısından Türkiye'deki iş ve eğitim geleceğinin belirsizliği ve eğitimli göçmenlere yönelik göç politikalarının net olmaması nedeniyle Türkiye'de uzun süre kalmayı düşünmemekte, daha iyi yaşam koşulları sunduğunu düşündükleri Batı ülkelerine göç etmeyi planlamaktadır. Özellikle kariyer öncesi olumsuz iş deneyimleri ve ekonomide belirsizlik, katılımcıların Türkiye'den herhangi bir beklenti içinde olmamalarına yol açmıştır. Türkiye'de kalma konusundaki isteksizlik, kariyer ilerlemesi ve sosyal hareketlilik için sınırlı fırsat algısıyla yakından ilişkilidir. Bu durum, uzun vadeli ikamet veya vatandaşlığa giden net bir yolun eksikliği ile daha da pekişmektedir; bu da istikrar ve aidiyet arayanlar için Türkiye'yi daha az çekici bir seçenek haline getirmektedir.
  • Öğe
    Orta Asya'da su sorununun Kırgızistan dış politikası üzerinde etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Rakhmanova, Upagul; Çalış, Şaban Halis
    Su, dünya varolduğundan beri doğa ve bünyesindeki tüm canlılar için toprak ile havayı tamamlayan yaşamsal bir element, vazgeçilmez bir öğedir. Dünya tarihi ve insanlık tarihi, su ve su kaynaklarıyla bir birine kökünden bağlıdır. Orta Asya ülkeleri için bir yandan birleştiren, diğer yandan karşı karşıya getiren, stratejik bir kaynaktır. Bölgenin özelliği iki memba ülkesinin bölgede var olan suyun %80'den fazlasına sahip olmasıyla beraber doğalgaz ve petrol konusunda tamamen dışa bağımlı olması, mansap ülkelerinin ise doğalgaz ve petrol rezervlerince zengin olmakla beraber su konusunda tamamen dışa bağımlı olmalarıdır. "Orta Asya'da Su Sorununun Kırgızistan Dış Politikası Üzerinde Etkisi" adlı çalışma, tarihsel süreç içerisinde Sovyetlerden bugüne süregelen ve daha uzun yıllar boyunca devam edecek olan su paylaşım sorununun Kırgızistan dış politikası üzerinde etkilerine yönelik hazırlanmıştır. Bu araştırmada kullandığı bütün su kaynakları kendi topraklarında doğan Kırgızistan için su sorunu, dış politikasını nasıl etkilemektedir sorusuna cevap aranmıştır. Bu soruyu cevaplarken öncelikle mevcut su kullanım ve paylaşım sorunlarının Kırgızistan'ın komşu ülkelerle ve Büyük Güçlerle olan ilişkilerini nasıl şekillendirdiği analiz edilmiştir. Bu tezde Orta Asyadaki daha Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) zamanından kalma su paylaşım kotalarının ve kullanım sisteminin ülkeler arası ne gibi tartışma ve çekişmelere yol açtığı irdelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, Kırgızistan'ın dış politikasının genel gelişimi, iç ve dış politikada su kaynaklarının yeri ve su paylaşımı sorununun kısa ve orta vadede Kırgızistan için ne gibi sorunlara yol açabileceği araştırılmıştır. Bu bağlamda suyun, Kırgızistan'da çok yönlü olarak siyasallaşmış ve ülkede siyasi yöneticilerin değişmesini tetikleyecek, hatta devrimlerin gerçekleşmesine neden olabilecek bir 'doğal kaynak' olduğu; Kırgızistan'ın su kaynakları ve enerji projelerinin ülkenin ikili ilişkileri ile bölgesel politikalarını ve uluslararası ilişkilerdeki konumunu etkilediği ortaya konulmuş Kırgızistan dış politikasının, diğer etkenlerin yanı sıra, devletin, su-enerji politikası tarafından ciddi bir şekilde belirlendiği saptanmıştır. Tezde, özet olarak, su sorunlarının Kırgızistan'ın dış politikasını çok boyutlu ve karmaşık bir şekilde etkilediği, hatta diplomatik ilişkilerden güvenlik politikalarına, ekonomik stratejilerinden ikili ve çok taraflı ilişkilere kadar geniş yelpazede politikalarını etkilediği ve gelecekte de etkilemeye devam edeceği sonucuna varılmıştır.