Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 6941
  • Öğe
    Mutfak çalışanlarının gıda güvenliği bilgi düzeyleri ve gıda israfına ilişkin tutumları
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Çetin, Rukiye; Solak, Birsen Bulut
    Gıda güvenliği ve gıda israfı yiyecek ve içecek üretimi yapan tüm kurumlar için oldukça önemli kavramlardır. Bu kavramlar yiyecek-içecek ürünlerinin güvenli, temiz ve israf etmeden değerlendirilerek kullanılması, saklanması, üretimi yapılması ve sunulması ile ortaya çıkmaktadır. Dolayısı ile gıda güvenliği ve gıda israfı aynı zamanda gıda sektöründe çalışan bireylerin bu konular hakkında tutum, bilgi ve davranışlarıyla ilişkilidir. Bu doğrultuda çalışma, mutfak personelinin gıda güvenliği ve gıda israfı konulardaki bilgi düzeyleri ve tutumlarını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu amaç ile betimsel analizler (frekans, aritmetik ortalama, standart sapma), Mann- Whitney U testi iki grubun karşılaştırılması için ve Kruskal-Wallis testi ikiden fazla karşılaştırma için 200 mutfak çalışanından elde edilen veriler üzerinde uygulanmıştır. Araştırma farklı ölçekler altında, farklı değişken grupları arasında gıda güvenliği davranış ve bilgili olma durumu, gıda israfı tutum ve davranışlarında farklılıkları ve etki büyüklüklerini ortaya koymaktadır. Araştırma sonuçlarına bakıldığında gıda israfına ve gıda güvenliği ile ilgili davranışlar ile cinsiyet, yaş ve eğitim düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (p<0,05). Ancak mutfak içi pozisyon, aylık mutfak için harcamalar, aylık gelir, gıda güvenliği belgesi alma, gıda güvenliği eğitimi alma gibi direk mutfak ile ilgili durumlar anlamlı farklılık göstermektedir (p<0,05). Ayrıca Araştırmada cinsiyetin (p<0,05), eğitim durumunun (p<0,05), mutfakta çalışılan bölümün (p<0,05), mutfak içi pozisyonun (p<0,05), aylık gelirin (p<0,05), gıda israfı ile ilgili eğitim alma durumunun (p<0,05), aylık mutfak harcamasının (p<0,05), gıda güvenliği ile ilgili eğitim almanın (p<0,05), gıda güvenliği belgesi almanın (p<0,05), gıda güvenliği eğitimi alınan kurumun (p<0,05), sigara içme durumunun (p<0,05), gıdada üretim alanında lavabo bulunma durumunun bireylerin gıda israfı ve gıda güvenliği davranış, tutum ve farkındalık düzeylerinin farklılaştığı saptanmıştır. Ek olarak çalışmada mutfak çalışanlarına gıda israfı ve gıda güvenliği hakkında eğitimlerin çoğaltılması, saklama ve geri dönüşüm hakkında stratejik planlamaların yapılması ve konulara ilişkin akademik çalışmaların çoğaltılması önerileri sunulmuştur.
  • Öğe
    Gastronomi ve mutfak sanatları öğrencilerinin pişirme ve yiyecek hazırlama becerilerinin kariyer kararına etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Cesur, Gamze; Ünüvar, Şafak
    Bu çalışmada; gastronomi ve mutfak sanatları eğitimi alan öğrencilerin, yiyecek hazırlama ve pişirme becerilerinin kariyer kararına etkisi incelenmiştir. Araştırma nicel araştırma deseninde tasarlanmıştır. Veri edinme tekniği olarak anket tekniğinden faydalanılmıştır. Anket tekniği kullanmadaki temel amaç, kısa zamanda olabildiğince fazla katılımcıya ulaşmak olarak ifade edilebilir. Çalışmada araştırmamızın değişkenlerinden olan pişirme ve yiyecek hazırlama becerilerini ölçmek için Gizem Keleş (2020) tarafından Türkçeye uyarlaması yapılarak geçerlilik ve güvenilirliği belirlenmiş ölçekten yararlanılmıştır. Pişirme ve yiyecek hazırlama ölçeği toplamda 33 madde ve 2 alt boyuttan oluşmaktadır. Pişirme becerileri alt boyutunda 14, yiyecek hazırlama becerileri alt boyutunda 19 madde olup toplam 33 maddeden oluşmaktadır. Araştırmamızın 2. değişkeni olan kariyer kararı ölçeği ise Reziwanguli Yusupu (2015), tarafından geliştirilmiştir. Kariyer kararı ölçeği 30 madde ve 3 alt boyuttan oluşmaktadır. Araştırma verileri, 2022-2023 yılları arasında Ankara, İstanbul, Konya, Bolu ve Mersin'deki çeşitli üniversitelerde öğrenim gören 1., 2., 3. ve 4. sınıf öğrencisi olan toplam 315 kişi üzerinde online olarak toplanmıştır. Katılımcı formu, "Yiyecek Hazırlama ve Pişirme Becerileri" ile "Kariyer Kararı" ölçeklerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Araştırma kapsamında, çalışmanın amacına uygun olarak ve hipotezleri test etmek için basit doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Elde edilen analiz sonuçlarına göre, pişirme becerileri ölçeğinin pişirme yönetimi becerileri alt boyutunun bireylerin kariyer kararlarını olumlu yönde etkilediği, ancak yiyecek hazırlama teknikleri alt boyutunun kariyer kararlarını olumsuz yönde etkilediği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, yiyecek hazırlama becerileri ölçeğinin "etiket okuma/tüketici bilinci" ve "beceriklilik" alt boyutlarının bireylerin kariyer kararlarını olumlu yönde etkilediği, ancak bütçeleme, alışveriş ve öğün planlama ve hazırlama alt boyutlarının kariyer kararlarını olumsuz yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Bitki küllerinin seramik sırlarında hammadde olarak kullanımı
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Özgün, Zahide; Yastı, Şerife Yalçın
    Bitkisel küllerin seramik sırlarında kullanımı seramik sırların ilk ortaya çıkışı kadar eskidir. O dönemlerde bitki külleri eritici malzeme olarak sırda özellikle potasyum ve sodyum oksit kaynağı olarak kullanılmıştır. Günümüzde araştırmacılar özellikle sırda yeni renk ve doku elde etme amaçlı yaptığı çalışmalarda farklı bitki küllerinden faydalanmaktadır. Bu çalışmada mısır koçanı, fasulye sapı, susam bitkisi, nar kabuğu, soğan kabuğu ve meşe ağacı külleri kullanılmıştır. Burada kullanılan küllerin tamamı atıl vaziyetteki bitkisel atıkların külleri ya da doğrudan atık küllerdir. Mesela meşe külü Konya ilinde çokça bulunan yerel etli ekmek fırınlarından temin edilmiştir. Farklı yüzey dokularının elde edilmesi, sır karışımları için eritici hammadde-kül optimum oranının belirlenmesi çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır. Kül sırları için üleksit, boraks, sodyum karbonat, cam tozu, sodyum ve potasyum feldspat, lityum karbonat ile artan oranlarda (%20, 40, 60, 80) ikili karışımlar oluşturulmuştur. Renklendirici olarak demir oksit ve kobalt oksit kullanılmıştır. Kullanılan altlıkların bisküvi pişirimi 1000 °C, sır pişirim sıcaklığı ise 1050 °C-1150 °C olarak iki farklı sıcaklık belirlenmiştir. Ayrıca %75 ve %50 olmak üzere iki farklı kül oranlarında üleksit ve atık cam tozu ile üç bileşimli sırlar hazırlanmış ve pişirimleri gerçekleştirilmiştir. Tez kapsamında gerçekleştirilen üç boyutlu sanatsal seramik uygulamalarında kullanılan bitki türlerinin bitkilerin yapısal, morfolojik, mikroskobik özelliklerinden ve gelişim süreçlerinden esinlenilmiştir. İkili karışımlardan elde edilen kül sırlarının arasından seçilen reçeteler bu uygulamalarda kullanılmıştır.
  • Öğe
    Resim sanatında duygu ifade biçimleri bağlamında palyaço teması
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Yurtdakal, Sümeyya; Dalkıran, Ahmet
    İnsanlar üzüntü, mutluluk, heyecan, korku, tiksinti gibi pek çok duyguyu farklı yollar ile ifade edebilmektedir. Bu ifade biçimleri içerisinden en belirgin olanı ise yüz ifadeleridir. Geçmişten günümüze kadar etkinliğini sürdürebilen palyaçolar, duygu ifade ediş biçimi konusunda oldukça önemli bir örnek teşkil etmektedir. Resim sanatında pek çok sanatçı hissettikleri duyguları, bazen açık bir şekilde bazen ise gizleyerek palyaço figürü üzerinden tuvallerine yansıtmışlardır. Bu sanatçılardan Tez içerisinde yer alan yedi sanatçıdan ilki Antoine Watteau, eserlerinin bir kısmında Comedia Del Arte adlı İtalyan tiyatro oyunundan çeşitli sahneleri konu almış olduğu görülmektedir. Ana figür olarak palyaço figürünü kullanan Watteau, yalnızlık, hüzün gibi duyguları palyaço figürü üzerinden yansıtmıştır. Bir diğer sanatçı Bernard Buffet'de Fransız toplumunun yaşadığı zorluklar ve kendi iç dünyasında oluşan duyguları palyaço figürleri üzerinden keskin, siyah ve sert kontur çizgileri ile yansıtmaktadır. Sanatçı Dame Laura Knight; İngiliz sanat dünyasında kendine yer edinerek farkındalık yaratan bir kadın ressamdır. Knight bir gezi sırasında katıldığı Mills and Carno Companny'le birlikte sirklere olan ilgisi ve beğenisi artmıştır. Bu durumla birlikte Knight palyaço ve sirk gösterilerinde sahne arkası görünümleri ve palyaçoların anlık duygu ifadelerini eserlerine yansıtmış olduğu görülmektedir. Amerikan Sanat dünyasında önemli bir yere sahip olan Edwar Hopper ise Amerikan yaşamının yalnızlık, umutsuzluk, sessizlik gibi duyguları kendine has üslubuyla yansıtmış, bu duyguları eserlerinde izleyiciye aktarırken bir aracı olarak palyaço figürlerine de yer vermiş olduğu görülmektedir. Palyaço figürlerini bir duygu ifade aracı olarak gören bir diğer sanatçı Georges Rouault'dur. Sanatçı kendi duygusal dalgalanmalarını yansıttığı kalın sert kontur çizgileri ile yaptığı palyaço portrelerinde içindeki hüzün ve umutsuzluk gibi duyguları yansıttığı görülmektedir. Kendine has üslubu ile farklılık yaratan bir diğer sanatçı ise Michael Cheval'dır. Cheval çalışmalarında genellikle palyaço, hokkabaz gibi sirk karakterlerini kendi hayal dünyasında konumlandırarak çeşitli düşsel sahneler oluşturmaktadır. Son olarak; XX. yy'ın en bilinen sanatçılarından biri olan Pablo Picasso ürettiği sanat eserlerinin içerisinde palyaço figürünü oldukça etkili kullanan ve melankoli, yalnızlık, hüzün gibi duyguları palyaço figürleri üzerinden ustaca yansıtan bir sanatçıdır. Her sanatçı, palyaço temasını kendine has teknikler ve ifade ediş biçimi ile ele almıştır. Batı resim sanatında sirklerin ortaya çıkması ile belirginleşen palyaço figürü Türk resim sanatında ise panayırlar ile şenliklerde ortaya çıkan cambazlar ve palyaçolar ile belirginleşmiştir.
  • Öğe
    Irak geleneksel mimarisinin çağdaş Irak resim sanatına yansımaları
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Jasim, Delan Nazir Jasim; Çoban, İbrahim
    Mezopotamya'da, özellikle Irak'ta sanat, Elamitler, Babiller, Sümerler, Asurlar, Akadlar ve daha sonra Emevi, Abbasi, Safevi ve Osmanlı İslam sanatını içerir. Bu nedenle Mezopotamya dünyada genellikle medeniyetin beşiği olarak bilinir. İlk yazı da dahil olmak üzere insan hayatındaki en eski kültürel olaylar bu bölgede doğmuştur. Irak'ta, mimari alanda, ilk kentsel planlama kriterleri bile oluşturulmuştur. Resim sanatı eski devirlerden beri var olmuştur. İlkel insanın sanatsal yaratıcılığını belirten birçok yapıt bulunmaktadır. Resim yapmak insan için her zaman önemlidir ve Irak'ta da sanat her zaman ilgi çekici olmuştur. Irak tarihinde resim sanatı ile mimarlık arasında derin bir bağ vardır. Bu bağlantı toplumdaki ortak kültürü ve dini yansıtır. Bu bağlantı farklı tarihsel dönemlerde hükümdarların müdahalesiyle halkın değil, hükümdarların kültür ve dinini temsil etmiştir. Ayrıca savaşlar ve hükümetlerin değişmesi bu sanatları birçok kez değiştirmiştir. Başlangıçta Irak'ta resim sanatı renkli ve görsel zarafetle doludur. Ancak zamanın hükümetleri sanatçıları politikalarını yaymak ve güçlendirmek için kullanmış ve birçok öğrenci başka ülkelere gönderilmiştir. Bu arada sanatçılar günün üslup ve fikirlerini öğrenme fırsatını değerlendirerek sanatlarını geliştirmişlerdir. Her ne kadar çağdaş Batı ve yeni soyutlama tekniklerini denemiş olsalar da, sömürge dönemi sonrası ortaya çıkan kendi kimliklerini ifade etme istekleri, kendi ülkelerinin kültürel geleneklerinden, tarihlerinden, manzaralarından ve sosyo-politik meselelerinden ilham almalarını sağlamıştır. Bu yaklaşım, önemli modern hareketlerin ortaya çıkması ve benzersiz bir Arap görsel estetiğinin gelişmesi ile ortaya çıkan bölgedeki sanatsal bir rönesansla sonuçlanmıştır. Sonuç olarak; Arap sanatı İslam dininin etkisiyle İslam sanatının etkisi altına girerken, modern Arap sanatıda Batı sanatı ve felsefesinden etkilenmiştir. Yeni sanat biçimlerinin gelişimi ile Arapların modernite kavramını anlamaları arasında ve ayrıca modern sanatsal sürecin gelişimi ile siyasetin gelişimi arasında karşılıklı bir ilişki bulunmaktadır. Modern Irak sanatı, modern Arap kültürünün ve vekil olarak modern Ortadoğu kültürünün ana temel taşlarından birini temsil etmektedir. Ayrıca uygulama çalışmalarında, yenilikçi bir tarz benimsenmiş, renklerin uyumu ve renk geçişlerine önem verilmiş, özgün bir tarz yaratmak hedeflenmiştir. Resimlerde, bu tez çalışmasının konusunda da uygun olarak, illüstratif bir anlatım biçimi kullanılmıştır. Böylece konu bütünlüğü sağlanmış, resimsel bir anlatı biçimi ortaya çıkmıştır. Irak'ta yıllar boyunca süren savaşlar sonucunda cami ve kale gibi mimari yapıların yok olması durumu, uygulama çalışmalarında tuval üzerinde illüstratif bir anlatımla betimlenmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Dada akımı sanatçılarının çalışmalarında kolaj tekniğinin yeri ve önemi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Bayram, Kevser; Cebrailoğlu, Orhan
    Dada Akımı Sanatçılarının Çalışmalarında Kolaj Tekniğinin Yeri ve Önemi" konulu tez çalışması kapsamında Dada Akımının ilerlemesine neden olan sanatçıların eserlerinin incelenerek Dada çalışmalarındaki kolaj tekniğinin kullanımının araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada sanat çevresinde oldukça önemli bir yeri olan Dada akımı sanatı incelenmiştir. Özellikle anti-sanat teriminden yola çıkarak, hayat içerisindeki gündelik kullanım malzemelerini sanat eseriyle birleştiren ve her türlü zıt düşüncelerin sembolü olan Dada akımının etkilerinin araştırılması hedeflenmiştir. Dada akımında kolaj tekniğini kullanan sanatçılar belirlenerek, seçilen bu sanatçıların çalışmaları ve kolaj tekniğini ifade ediş biçimleri araştırılmış ve çağdaş anlamda yorumlanabilirliğine öncü olmuştur. Çağdaş sanat disiplini dahilinde yeniden yorumlanan kolaj tekniği günümüz sanat anlayışına yeni açılımlar getirmektedir. Dada akımı sanatçıları, aykırı bir sanat anlayışı ile kolaj tekniğini tekrara düşmeden çağdaş, plastik ve estetik değerler ile oluşması aşamasında önem arz etmektedir.
  • Öğe
    Konya'da otomotiv sektöründe: E-reklam faaliyetlerinin tüketici satın alma davranışı üzerindeki etkileri bir araştırma
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Mohammed, Maher Fadhil; Zerenler, Muammer
    Bu çalışmada, çevrimiçi reklamcılığın, Türkiye'nin Konya ilinde bulunan tüketicilerin otomobillere yönelik satın alma davranışı üzerindeki etkisi incelenmiş olup, çalışmanın evrenini Konya ilindeki tüketiciler oluşturmuştur. Ankette, tüketicisinin otomobillere yönelik birincil verilerinin elde edilmesine yönelik 45 madde ve evreni oluşturan katılımcıların kişisel bilgilerini içeren maddelere yer verilmiştir. Bu kapsamda, toplamda 350 anket dağıtılmış olup, bunlardan 26'sı, cevaplardaki eksiklikler nedeniyle kapsam dışına alınmış ve geriye kalan 324 anket (% 93) değerlendirmeye alınmış olup, yapılan istatistiksel analiz sonucunda, toplamda 300 (% 86) anketin geçerli olduğu sonucuna varılmış ve bu, yeterli bir oran olarak değerlendirilmiştir. Anket, beş bağımsız boyuttan (çevrimiçi reklamcılığın özellikleri, çevrimiçi reklamcılığın uyarıcısı, reklam mesajının içeriği, elektronik iletişim araçları, çevrimiçi reklamcılık imajı) oluşan bağımsız değişken ve bağımlı değişken (tüketicilerin satın alma davranışı) olmak üzere, başlıca iki değişkenden meydana gelmiştir. Elde edilen sonuçlar, çevrimiçi reklamcılığın, çevrimiçi reklamcılığın özellikleri, çevrimiçi reklamcılığın uyarıcısı, reklam mesajının içeriği, elektronik iletişim araçları, çevrimiçi reklamcılık imajı açısından Türk tüketicisinin otomobillere yönelik satın alma davranışı üzerindeki etkisini ortaya koymuştur. Çalışma sonucunda, birçok öneri ve sonuca ulaşılmış olup, bunlar, çalışmanın beşinci
  • Öğe
    Obez ergenlerin erken dönem bilişsel şemalarınınve duygu düzenleme becerilerinin karşılaştırılmalı olarak incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Arı, Sakine İlkim; Tepeli, Kezban
    Bu araştırmada şu sorulara cevap aranmıştır. 1- Obez ergenlerin duygu düzenleme becerileri obez olmayan ergenlerinkinden farklılaşmakta mıdır? 2- Erken dönem Uyumsuz şemalar, ergenlerin duygu düzenleme becerilerini yordamakta mıdır? 3- Erken dönem uyumsuz şema alanı puanı yüksek olan ergenlerin işlevsel olmayan duygu düzenleme puan ortalamaları, şema alanı puanı düşük olanlardan farklılaşmakta mıdır? 4- Ergenlerin BKİ' lerine göre şema alanları puan ortalamaları farklılaşmakta mıdır? Araştırma verileri 592 lise son sınıf öğrencisinden toplanmıştır. Katılımcıların 119' u obez; 69' u zayıf; 231'i normal ve 173'u hafif şişman ergendir. Katılımcıların 344 'ü K; 248'i E. dir. Araştırmaya katılan ergenlerin yaş aralığı 16 yaş 11 ay- 15 yaş 1 ay dır. Katılımcıların duygu düzenleme becerileri Duy ve Yıldız (2014) tarafından geliştirilen "ergenler için Duygu Düzenleme Ölçeği" ile toplanmıştır. Ergenlerin erken dönem uyumsuz şemaları ile ilgili veriler, Güner (2013), tarafından Türkçeye uyarlanan "Çocuk ve Ergen İçin Erken Dönem Uyumsuz Şema Ölçekler Takımı (ÇEŞÖT)" ile toplanmıştır. Katılımcıların kişisel bilgileri bir formla, vücut ağırlığı, boy uzunluğu araştırmacı tarafından geliştirilen bir araçla toplanmıştır. Obez ergenlerin duygu düzenleme becerileri ortalamaları, diğer öğrencilerin puan ortalamalarından farklılaşmamaktadır (p> .05). Beş şema alanının duygu düzenleme becerileri alt boyutlarını yordama gücü, farklı düzeylerdedir. Dikkat çeken önemli bulgulardan biri, erken dönem uyumsuz şema alanları "işlevsel olmayan duygu düzenleme becerilerini daha güçlü açıklamaktadır (p<.05). Erken Dönem Uyumsuz şema alanı puanı yüksek ergenlerin işlevsel olmayan duygu düzenleme puan ortalamaları, şema alanı puanı düşük olanlarınkinden anlamlı olarak yüksektir. Ergenlerin şema alanı puan ortalamaları BKİ'lerine göre farklılaşmamaktadır (p>.05).
  • Öğe
    Yabancı sermaye yatırımlarının Türkiye ekonomisine etkileri (1990-2002)
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Yorulmaz, Fatih; Altınok, Serdar
    Gelişmekte olan ülkeler için sermaye birikimi büyük önem taşımaktadır.ülke ekonomisinin gelişimi için yabancı sermayeye ihtiyaç duyarlar. Yabancısermaye yatırımları ile büyük sermaye gerektiren yatırımlar gerçekleştirilerek evsahibi ülke için içsel ve dışsal ekonomiler oluşur. Türkiye de Avrupa Birliği'neaday bir ülke olarak ve gelişmekte olan bir ülke olarak yabancı sermayeyatırımlarına gereksinim duymaktadır. Türkiye'de yabancı sermayeyatırımlarının tarihsel gelişimi sürecini incelediğimiz zaman, yabancı sermayeyiçekmekte başarılı olamamıştır. 2000'li yılları yaşarken Türkiye yabancı sermayeyiülkeye çekmek için yabancı sermayenin önündeki bütün engelleri kaldıracakgerekli teşvik edici tedbirleri alması gerekmektedir.
  • Öğe
    Günümüz Türk resim sanatında kent kültürü ve devinim
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Harputlu, Mustafa; Bütow, Neslihan Öztürk
    Türk resim sanatı, 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa resim sanatından etkilenmeye başlamıştır. Avrupa resim sanatının ve Türk resim sanatının, dönemsel etkilerden yola çıkarak yeni yorumlara ulaşma çabası, sanatın anlaşılması adına sürekli bir gerçeklik olmuştur. Bu süreç içinde, sanat anlayışları ve üslupları, izleyenleri etkileyerek ilgi uyandırmış ve birer yorum modeli haline gelmiştir. 1950 sonrasında Türk resim sanatında, çağdaş anlamda yeni arayışlara ve yorumlara ulaşma çabasının bir tutku haline geldiği dikkati çeker. Sanatçılar, resim sanatının özgün dilini kullanarak kendilerine özgü yorum tarzlarına ulaşmış, duygu ve düşüncelerini evrensel boyutlara taşımıştır. Bu dönemde ortaya çıkan sanat eserlerinde kent kültürü imgelerinin kullanıldığı görülmektedir Geçmiş 50 yıl içinde yaşanılan kenti resmetmeye çalışan 9 sanatçının eserlerini analiz ederek ,bu süreçte sanatçıların resimlerinde kullanmış oldukları kendi imgelerini nasıl yansıttıkları detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Plastik öğeler üzerinden yapılan bu inceleme, sanatçıların eserlerinin derinliğini ve karmaşıklığını anlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir.1950 sonrası Türk resminde kent kültürü ve devinim konularını ele alarak, bu tematik çerçevede yorumsal çalışmalar gerçekleştiren sanatçıları incelemeye yönelik bir çaba sarf edilmiştir. Türk resmine dair cevaplar aramak adına resmin kendi dili içinde derinleştik. Türk resim sanatındaki sanatçıların kent kültürü ve devinim konularındaki özgünlük arayışlarını belirleyerek, seçilen örnekler üzerinden elde edilen bulguları ve yorumları bir başlık altında topladık. Bu çalışma, Türk resim sanatında kent kültürü ve devinim temasının öne çıkan sanatçılarına dair katkılar içerir. Elde edilen sonuçlar, ilgili literatüre katkı sağlamak amacıyla bir araya getirilmiş ve bu çalışmanın, alanındaki araştırmacılara yeni bir kaynak sunma potansiyeli olduğu düşünülmüştür.
  • Öğe
    Kentlerin görsel kimlik tasarımları: Göstergebilimsel bir inceleme
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Doğan, Sezin; Altunbaş, Hüseyin
    İnsanlar tarih boyunca ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasi nedenlerden dolayı daha küçük yerleşim yerlerinden, daha büyük ve en önemlisi çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacak yerlere kitle hareketleri gerçekleştirmiş; nüfusun çoğunluğu bugün adına kent dediğimiz bu bölgelere yerleşmiştir. Günümüzde dünya nüfusunun büyük bir kısmı kentlerde yaşamaktadır. İlerleyen yıllarda bu sayının katlanarak artacağı öngörülmektedir. Oluşumu uzun bir tarihsel dönemi kapsayan kentler bu dönem boyunca tıpkı bir marka gibi kendini diğer kentlerden ayırmak için farklı girişimlerde bulunmuştur ve kendilerine bir kimlik kazandırmak istemişlerdir. Kentlerin farklı kimlikler kazanmasında en çok çaba harcadıkları unsurlardan birisi ise görsel kimlikleridir. Bu çalışma kent görsel kimlik tasarımı kavramına odaklanmaktadır. Çalışma, kent görsel kimliğinin tasarlanmasına görsel iletişim tasarımı disiplini sınırları içerisinde bakmaktadır. Kentin grafik görsel kimlik elemanlarından olan kent logosunun, kent kimliğine olan etkisini ortaya koymak çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini Ipsos Şehir Markaları Endeksi'nin 2022 baskısında dünyanın en beğenilen ilk 11 şehri olan; Londra, Paris, Sydney, New York, Roma, Washington D.C., Barcelona, Toronto, Tokyo, Berlin ve San Francisco kentleri oluşturmaktadır. Çalışmada örneklem içinde yer alan şehirlerin belediyeleri tarafından kullanılan resmi logoları, göstergebilimsel analiz yöntemi ile incelenecektir. Göstergebilim; sembolik anlamların oluşturulması ve oluşturulan mesajların iletilmesiyle ilgilenen bir disiplindir ve kent logolarını çözümleyebilmek için önemlidir. Çünkü kentin kimlik ve imajının oluşumunda; kullanılan sembollerin, işaretlerin ve diğer göstergelerin asıl anlamını anlamak için yol göstermektedir. Çalışmada göstergebilimsel analiz yöntemiyle elde edilen veriler doğrultusunda; kent belediyelerinin kullanmış oldukları logolarda, kültürel ve tarihsel arka plana, ekonomik yapıya ve yerel özelliklere referans verdikleri bulgulanmıştır.
  • Öğe
    Türkiye'de havayolu ile seyahat eden görme engellilerde öznel iyi oluş ve yaşamda anlam algısı
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Altınel, Ahu; Ateş, Alper
    Bu çalışmanın amacı, havayolu taşımacılığı ile seyahat eden görme engelli bireylerde öznel iyi oluş ve yaşamda anlam algısı düzeyinin belirlenmesi, öznel iyi oluş ve yaşamda anlam algısı değişkenlerinin demografik faktörler, seyahat sıklığı ve uçuş şekli unsurları ile ilişkisinin incelenmesidir. Çalışma, Türkiye' de havayolu taşımacılığını tercih eden görme engelli bireyler örnekleminde, açıklayıcı bir araştırma olarak nicel veriler kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya 391 görme engelli birey gönüllü olarak katılım sağlamıştır. Araştırma verilerinin istatistiksel analizleri sonucunda; engelli bireylerin yaşam doyumlarının göreceli olarak düşük düzeyde olduğu, buna karşın pozitif duygularının yüksek, negatif duygularının ise daha düşük düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Bireylerin, öznel iyi oluş ve yaşamda anlam algı düzeylerinin cinsiyete, medeni duruma göre değişmediği, uçağa grup halinde binen görme engelli bireylerin yaşam doyumlarının, uçağa bireysel olarak binen görme engelli bireylerin ise pozitif duygularının daha yüksek seviyede olduğu, 18-34 yaş grubundaki bireylerin pozitif duyguları 35 yaş ve üzeri görme engelli bireylerden daha düşük, 55 yaş ve üzerindeki bireylerin negatif duyguları daha küçük yaşlardaki görme engelli bireylerden daha düşük düzeylerde olduğu, ilköğretim düzeyinde eğitimi olan görme engelli bireylerin pozitif duygularının daha yüksek olduğu ve eğitim seviyesi yükseldikçe aksi şekilde pozitif duygularda bir azalma meydana geldiği, serbest meslek çalışanlarının çalışmayanlara, emeklilere ve işçilere göre daha düşük düzeyde pozitif duygularının olduğu, hiç veya yılda 1-3 kez uçağa binen görme engelli bireylerin pozitif duygularının daha düşük düzeyde iken, tam tersine bu bireylerin negatif duygularının daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, görme engelli bireylerin öznel iyi oluş ve yaşamda anlam algı düzeyleri arasında herhangi bir korelasyon ilişkisinin bulunmadığı, öznel iyi oluşu oluşturan pozitif ve negatif duyguların ise birbirlerine zıt yönde etki ettiği belirlenmiştir.
  • Öğe
    Hükümlü ve tutuklular hakkında verilen disiplin cezaları
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Şimşek, Asiye; Boz, Selman Sacit
    Kişiler, dünya var olduğundan beri zaman zaman suç işleme eğiliminde olmuşlardır. İnsanları suç işlemeye iten davranışlar kimi zaman farklılaşsa da değişmeyen tek şey suç içeren davranışların mutlaka bir yaptırıma bağlanmasıdır. Bu yaptırımların en ağırlarından biri de hapis cezasıdır. Bu sebeple hapis cezasının infaz edildiği yer olan ceza infaz kurumları ülkelerde temel kurumlar haline gelmiştir. Bu kurumların düzen ve disiplini, hükümlü ve tutukluların huzur içinde yaşamaları için oldukça önemlidir. Ayrıca kurumunun disiplininin sağlanarak infazın amacı olan topluma yeniden kazandırmanın gerçekleşmesi bu düzen ve disipline bağlıdır. Mevzuatımızda, hükümlülere düzen ve disipline uymamanın sonucu olarak işlemiş oldukları fiilin ağırlığına göre farklı disiplin cezaları öngörülmüştür. Bu disiplin cezalarının uygulanabilmesi için infaz kurumu organlarınca bir idari işlem olan disiplin soruşturmasının yapılması gerekmektedir. Disiplin soruşturması yapılırken idarece kanunda öngörülen kurallara riayet edilmelidir. Bu kararın mahkûmların hayatında büyük etkiler doğuracağı ve infazın temel hedefi olan, kişileri topluma iyileştirerek kazandırmanın sağlıklı şekilde yerine getirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
  • Öğe
    Geleneksel ve yenilikçi yaklaşımlar arasında örgün eğitimle birlikte nitelikli hafızlık çalışmaları Konya örneği
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Bülbül, Yusuf; Bulgurcu, Kahraman
    Hafızlık, tarihi seyri içinde çok inişli çıkışlı dönemlerden geçmiştir. Müslümanlar, Kur'an'ın nüzulünden günümüze kadar onun öğrenilmesine, okunup anlaşılmasına, korunup ezberlenmesine çok değer vermişlerdir. Geçmişte bu görevi bazı kurumlar yaparken günümüzde bu işlevi Kur'an Kursları üstlenmiştir. Bu konu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur'an eğitimi ve öğretimi yönetmeliğinin ilgili ibaresinde de yer almaktadır. Hafızlık ve uygulamaları, hem geçmişiyle, hem de yenilikçi yaklaşımlarla irdelenmiş, örgün eğitimle birlikte nasıl nitelikli bir hafızlık çalışmasının yapılabileceği araştırılmıştır. Nitelikli hâfız ve nitelikli hafızlık ise kişilere göre değişiklik arz eden bir husustur. Mesela öğrencileri yetiştiren bazı hafızlık hocalarına göre; açıksız ders okuyan, yani günlük ders veren, sınava vaktinde giren ve kazanan, ahlaklı, sorumluluk sahibi ve hocası ile irtibatlı olan hâfız, iyi bir hâfızdır. Bazılarına göre ise hâfız; görünce Allah'ın hatırlandığı, kendisine özenilen ve yaşayan canlı Kur'an'dır. Bazı büyüklere göre de; lafzıyla hâmil, hikmetiyle kâmil ve manasıyla âmil olan hâfız, çok değerli bir hâfızdır. Çalışmada "Nitelikli hafızlık" sloganı ile eğitimlerini devam ettiren Konya merkezde; geleneksel ve yenilikçi yaklaşımlar arasında örgün eğitimle birlikte nitelikli hafızlık çalışmaları yapan Kur'an kursları ile paydaşları olan İmam Hatip Ortaokulları ve uygulamaları araştırılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış, veriler toplanmış, sınıflandırılmış ve bulgular özetlenerek yorumlanmıştır.
  • Öğe
    Adana kırsalında kuşaklararası erkeklik inşası ve erkeklik algılarında değişim/dönüşüm: Baklalı köyü örneği
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Gülçek, Yağmur; Sönmez, Özlem Altınsu
    Erkeklik konusu 1970'li yılların sonu ile 1980'li yılların başından itibaren çalışılmaya başlanmıştır. Konu ile ilgili yapılan çalışmalarda genellikle erkeklerin kadınlarla ve diğer cinsel kimliklerle ilişkileri üzerine yoğunlaşıldığı göze çarpmaktadır. Burada gözden kaçırılan husus erkeklerin de tek başlarına istekleri, zevkleri, sorumlulukları ve beklentileri olan bireyler olduğudur. Bu çalışma; kırsal alandaki farklı kuşaktan erkeklerin, erkekliği nasıl inşa ettiklerini, erkeklik algılarındaki değişimi ve dönüşümü erkeklerin kendi gözlerinden görmeyi amaçlamaktadır. Kırsalda erkek olmanın ne ifade ettiği, erkek olabilmek için hangi toplumsal süreçlerden geçtikleri, erkekliğin avantaj ve dezavantajlarını anlayabilmek amacıyla Adana şehrinin Baklalı köyündeki X ve Y kuşağından 20 erkekle nitel yöntem doğrultusunda derinlemesine görüşmeler yapılmış, görüşme soruları yarı yapılandırılmış soru formatında katılımcılara sorulmuştur. Örnekleme ulaşmak için basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılmış ve elde edilen veriler yorumlanarak analiz edilmiştir.
  • Öğe
    Yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulamaları ve işletme performansı arasındaki ilişkide çevresel performansın aracı rolü
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Mohamed, Safia Abdirahman; Gelmez, Emel
    Günümüzde işletmelerin, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilmesi ve rekabet avantajı elde edebilmesi için yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulamaları önem arz etmektedir. Bu uygulamaların başarılı bir şekilde uygulanması, işletmelerin çevreye yönelik olumsuz etkilerini azaltma kapasitesini artırarak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına imkân sağlamaktadır. Aynı zamanda, işletmelerin operasyonel etkinliklerini artırarak maliyetlerini düşürmelerini ve pazarda daha rekabetçi bir konum elde etmelerini sağlamaktadır. Bu doğrultuda, bu çalışmanın temel amacı yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulamalarının işletme performansı üzerine etkisinde çevresel performansın aracı rolünün incelenmesidir. Bu temel amaç çerçevesinde otomotiv yan sanayinde faaliyette bulunan Konya Sanayi Odası'na (KSO) kayıtlı 110 işletmenin yöneticilerine yüz yüze görüşme yöntemiyle anket uygulanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22.0 programından faydalanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda işletmelerin yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulamalarının işletme performansı üzerindeki etkisinde çevresel performansın kısmi aracı etkisi olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Michael Haneke sineması üzerine yabancılaşma bağlamında niteliksel ve göstergebilimsel analizler: "Kent üçlemesi"
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Özen, Feyza Koşar; Yılmaz, Süleyman Sırrı
    Bu araştırmada, dünya sinemasında önemli bir yere sahip olan Michael Haneke'nin kent üçlemesi filmlerinin, Haneke'nin sineması üzerine yabancılaşma kavramı kapsamında göstergebilimsel ve niteliksel analizlerini gerçekleştirmek amaç olarak belirlenmiştir. Belirlenmiş olan bu amaç doğrultusunda, konu ile ilgili olan literatür içerisinde yer alan daha öncesinde gerçekleştirilmiş olan araştırma ve çalışmalara göz atılmıştır. Gerçekleştirilmiş olan literatür taraması sonucunda konuyla ilgili bilgi ve başlıklara yer verilmiştir. Ayrıca, araştırmada konu olarak belirlenmiş olan Yedinci Kıta, Benny'nin Videosu ve Tesadüfi Bir Kronolojinin 71 Parçası filmleri incelenerek detaylıca analiz edilmiştir. Gerçekleştirilmiş olan analizler sonucunda bahsedilen üç filmde de neredeyse aynı konular üzerine yoğunlaşmış olan Haneke'nin yabancılaşma kavramına sıklıkla değindiği görülmüştür. Ayrıca yabancılaşma kavramıyla beraber aile içi iletişimsizlik, kapitalizm, etkileşimsizlik vb. konulara da değinmiştir. Bu araştırma, dünya sinemasında önemli bir yere sahip olan Michael Haneke'nin kent üçlemesi filmlerinin, Haneke'nin sineması üzerine yabancılaşma kavramı kapsamında göstergebilimsel ve niteliksel analizlerinin yapılması, konu ile ilgili literatür içerisinde araştırma ve çalışma sayısının az olmasından kaynaklı literatüre katkıda bulunulması ve gelecekte yapılacak olan araştırma ve çalışmalara örnek teşkil etmesi açısından önem arz etmektedir.
  • Öğe
    Sevinç Çokum'un romanlarında oluşumsal özellikler
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Uyar, Alime; Küçük, Sena
    Alman Edebiyatının Dünya Edebiyatına katkısı olarak görülen oluşum romanı 18. yy'da ortaya çıkmış bir edebi türdür. Ortaya çıkışında, Goethe'nin Wilhelm Meisters'in Çıraklık Yılları (Wilhelm Meisters Lehrjahre) (1796) isimli eseri, pikaresk anlatı, mistik bakış ve romantizm etkili olmuştur. Oluşum romanı, çocukluğundan yetişkinliğine kadar ele alınan kahramanın sosyal ve psikolojik çatışmalar sonrası ulaştığı ideal olgunlaşma evresini anlatır. Ulusların dillerinde bildungsromanı karşılayabilecek kelime olmadığından kelime aynı biçimde ile dünya edebiyatına girmiştir. Oluşum romanı kendi içerisinde türlere ayırılır. Bunlar; gelişim (entwicklungsroman), eğitim (erziehungsroman) ve sanatçı romanı (künstlerroman), kadın oluşum romanı (frauenroman)'dır. Bu üç türün yanında zamanla yelpazasi genişleyerek kadın oluşum romanı, postmodernist ve modernist oluşum romanı gibi yan dallara ayrılmış olup 21. yy'da da gelişimine devam etmektedir. Türün sıkı sıkıya bağlı olduğu, aile, yolculuk, aşk, kuşak, rehber karakter, olgunlaşma gibi özellikler kahramanın gelişim evrelerini yansıtma noktasında önemlidir. Sevinç Çokum'un romanlarında oluşumsal özellikleri incelemiş olduğumuz eserleri; Deli Zamanlar, Arada Kalmış Tebessüm, Kırmalı Etekler ve Gece Rüzgârları'dır. Eserler oluşum romanı ekseninde kadın oluşum romanı, sanatçı romanı ve gelişim romanı olarak incelenmiştir.
  • Öğe
    Nuruosmaniye Yazma Eser Kütüphanesi Nuruosmaniye Koleksiyonu yazmalarında bulunan ebrûlar
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Özpala, Elif; Kayın, Ayben
    Nuruosmaniye Yazma Eser Kütüphanesi Nuruosmaniye Koleksiyonu Yazmalarında Bulunan Ebrûlar adlı bu çalışma "giriş", "ebrû sanatı", "katalog", "değerlendirme" ve "sonuç" olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde konunun tanımı, önemi ve sınırları belirtilmiş, konu ile ilgili yayınlara değinilmiş ve tezde izlenen metot ve düzen anlatıldıktan sonra çalışmanın yapıldığı Nuruosmaniye Kütüphanesi ve barındırdığı koleksiyonlar hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde ebrû sanatı başlığı altında, ebrû ve tarihçesinden bahsedildikten sonra, ebrûda kullanılan malzemeler ve ebrû çeşitleri anlatılmıştır. "Nuruosmaniye Yazma Eser Kütüphanesi Nuruosmaniye Koleksiyonu Yazmalarında Bulunan Ebrûlar" başlıklı katalog bölümünde battal ebrûlar, gelgit ebrûlar, şal ebrûlar, taraklı ebrûlar, dalgalı ebrû, bülbülyuvası ebrûlar, hatib ebrûlar, kumlu kılçıklı ebrûlar, çiçekli ebrûlar ve tarz-ı kadim ebrûlardan oluşan örnekler desen, renk ve teknik açıdan anlatılarak tanımlanmıştır. Değerlendirme bölümünde konu kapsamında incelenen ebrûlar, tarih, uygulandığı yerler, kullanılan renkler ve tekniklerine göre alt başlıklar halinde ele alınarak genel mânada bir değerlendirme yapılmıştır. Sonuç bölümünde ise Nuruosmaniye Kütüphanesi Nuruosmaniye Koleksiyonu yazmalarında tespit edilen ebrûların, ebrû sanatı bakımından taşıdıkları önem vurgulanarak kitap sanatları içerisindeki yerleri ve önemi belirtilmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    İmam-Hatip altıncı sınıf öğrencilerine yönelik hafıza teknikleriyle Arapça öğretimi
    (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Orun, Eylem Nur; Can, Betül
    Türkiye'de çok eski tarihlere dayanan Arapça eğitimi, günümüzde İmam Hatip Okullarında zorunlu bir ders olup öğrencilerin gelecek hayatlarını şekillendirmede büyük bir öneme sahiptir. Tarihi kaynaklar incelendiğinde Osmanlı Devleti'nin Arapça eğitimine oldukça önem verdiğini söylemek mümkündür. Fakat günümüzde Arapça öğretiminde zaman zaman sorunlar yaşandığı görülmektedir. Bu sorunlar; materyal kaynaklı, okulun fiziki durumu, öğrencilerin altyapı eksikliği, ders saatlerinin az olması gibi birçok sebebe dayansa da ders anlatım metot ve yöntemleri de Arapça öğretimini zorlaştıran sorunların başında gelmektedir. Öğrencilere geleneksel eğitim yöntemleriyle öğretilen derslerde geriye dönük yoklamalar yapıldığında öğrenilen bilgilerin kalıcılığının düşük olduğu gözlemlenmektedir. Bu sebeple bu çalışmada Anımsatıcı Anahtar Kelime Yönteminin Arapça eğitimi üzerindeki etkileri ortaya konmuştur. Araştırma, Anımsatıcı Anahtar Kelime Yönteminin Bartın ilinin Merkez ilçesine bağlı Kozcağız İmam Hatip Ortaokulu'nda Arapça öğrenimi gören altıncı sınıf öğrencileri üzerindeki etkisini incelemektedir. Öğrenciler eşit bilgi seviyesine sahip iki farklı şubeden seçilmiştir. Yarı deneysel araştırma yönteminin kullanıldığı çalışmada rastgele örnekleme yöntemi ile deney ve kontrol grubu oluşturulmuş, kontrol grubuna geleneksel yöntemle hava durumu, kıyafetler ve ulaşım araçlarına ilişkin dersler üç hafta boyunca anlatılmış deney grubuna ise aynı eğitim Anımsatıcı Anahtar Kelime Yöntemi ile verilmiştir. Araştırmada gerçekleştirilen istatistik analiz bulgularında deney grubu öğrencilerinin Akademik Başarı Testinin ön test ve son test puanları arasında 0,56'lık bir artış söz konusu olmuştur. Dolayısıyla Anımsatıcı Anahtar Kelime Yöntemi öğrenciler üzerinde büyük oranda başarılı olmuştur.