Türk ve Alman Medeni? Usul Hukukuna Göre Davaların Yığılması Durumunda Kanun Yolu Parasal Sınırı
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Türk ve Alman medeni usul hukuklarında, davacının aynı davalıdan birden fazla alacağını aynı dava dilekçesiyle birleştirerek talep edebileceği kabul edilmektedir (HMK m. 110, dZPO 260). Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Alman Medeni Usul Kanunu (deutsche Zi-vilprozessordnung: dZPO), kanun yoluna başvurulabilecek kararları hem istinaf (HMK m. 341; dZPO m. 511) hem de temyiz dereceleri (HMK m. 361, 362; dZPO m. 542, 543, 544) için ayrı ayrı düzenlemiştir. Zikredilen kanunlarla, kanun koyucular her türlü kararların kanun yoluna taşınmasına izin vermek istememişlerdir. Miktar ve değere tabi malvarlığına ilişkin davalarda da kanunlarla parasal sınırlar koyulmuştur. Alman medeni usul hukukunda davaların yığılması durumunda, kanun yolu parasal sınırının nasıl belirlenmesi gerektiği konusunda görüş birliği vardır. Buna göre, davaların yığılması durumunda yığılan taleplerin tümünün toplamı esas alınacaktır. Ancak Türk medeni usul hukukunda görüş birliği mevcut değildir. Hem doktrin hem de yargı kararlarında görüş ayrılığı mevcuttur. Çalışmamızda bu konudaki doktrin ve yargı kararlarına değinilerek bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Ayrıca Türk ve Alman medeni usul hukuklarında davaların ayrılmasıyla bağlantısı ele alınarak, ayırma kararının kanun yolu parasal sınırına etkisine değinilmeye çalışılmıştır.
In Turkish and German Civil Procedure Laws, it is accepted that the plaintiff can claim more than one claim from the same defendant by combining them with the same lawsuit petition (HMK art. 110, dZPO art. 260). HMK and dZPO have regulated the decisions that can be appealed separately for both the degrees of appeal and cassation (HMK m. 341, 361, 362; dZPO m. 511, 542, 543, 544). In other words, the laws did not want to allow all kinds of decisions to be brought to legal remedy. Laws also set monetary limits in cases related to property subject to amount and value. In German Civil Procedure Law, there is a consensus on how the monetary limit of remedies should be determined in the event of join-der of claims. Accordingly, in the event of joinder of claims the sum of all the joined claims shall be taken as the basis. However, there is no consensus in Turkish Civil Procedure Law. There is a difference of opi-nion in both doctrine and judicial decisions. In our study, it has been tried to reach a conclusion by referring to the doctrine and judicial decisions on this issue. In addition, in Turkish and German Civil Procedure Laws by con-sidering the connection of the cases with the separation, the effect of the separation decision on the monetary limit of the legal remedy has been tried to be explained.