Şeyhülislamlara sunulan kasideler
dc.contributor.advisor | Yılmaz, Ahmet | |
dc.contributor.author | Tuzalan, Sebahat Özenmiş | |
dc.date.accessioned | 2017-11-07T11:18:16Z | |
dc.date.available | 2017-11-07T11:18:16Z | |
dc.date.issued | 2010 | |
dc.department | Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı | en_US |
dc.description.abstract | Türk kasidesi daha çok İran kaside şairlerinin etkisiyle geliştiği için, İran kasidelerinde olduğu gibi övülen kişinin özellikleri mübalağa ile ifade edilmiştir. Kaside , şeklen gazele benzer. Bir yandan onun bize gelmezden önceki şekli, diğer yandan Divan şiirimizin geleneklere sıkı sıkıya bağlı karakteri, bir başka yandan da çağın, şairi saran içtimai, kültürel, iktisadi şart ve eğilimleri, Divan şiirimizde kasidenin bu yönüyle ön plana çıkmasına ve büyük bir çoğunlukla bu doğrultuda kullanılmasına sebep olmuştur. Şairlerimiz ya adete uymak, ya övdüğüne gerçekten inanmak, ya çeşitli bakımlardan övgüye mecbur olmak, özellikle bu yoldan geçimini sağlamak, durumunu yükseltmek, ya da bu sebeplerden bir kaçı çevresinde hemen daima kaside yazmışlardır. Bunu gayet ölçülü, seviyeli yürütenler olduğu gibi, kötüye kullananlar, bayağılaştıranlar da olmuştur. Değerli, seviyeli şairlerin elinde kaside, hem şair olma haysiyetini korumuş, hem de Osmanlı Türk kültür ve medeniyetinin bir bakıma edebiyattaki yankısı olagelmiştir. Osmanlı tarihinde pek çok şeyhülislâm gelmiş geçmiştir. Şeyhülislâmlar ?Efendi? ünvanı ile anılmaktadır. Ancak, soyunda Bey veya Paşa olanlara ?Beyefendi? diye hitabedilmektedir. Şeyhülislâmlar çok kez Türklerden seçilmiştir. Bunun da nedeni soyca Türk olmayan ?devşirme?lerin bilimsel mesleklere rağbet etmeyişlerinden ileri gelir. Ancak bu karinenin de istisnaları vardır. Örneğin Molla Abdülkerim Efendi Sırp veya Hırvat ırkındandır. Molla Hüsrev'in babası Fransızdır. Kadızâde Ahmed Şemseddin Efendi bir köle torunudur. Şeyhülislamlara yazılan kasidelerin de amacı o şeyhülislamın beğenisini kazanmak, onu sevdiği için dua etmek ve onun yakın çevresinde olmak gibi sıralanabilir. Çalışmamız saha tarama tekniği ile oluşturulmuş bir tezdir ve bu konuyla ilgili yapılan çalışmaların bir kısmı bu teze dahil edilmeye çalışılmıştır. | en_US |
dc.description.abstract | Türk kasidesi daha çok İran kaside şairlerinin etkisiyle geliştiği için, İran kasidelerinde olduğu gibi övülen kişinin özellikleri mübalağa ile ifade edilmiştir. Kaside , şeklen gazele benzer. Bir yandan onun bize gelmezden önceki şekli, diğer yandan Divan şiirimizin geleneklere sıkı sıkıya bağlı karakteri, bir başka yandan da çağın, şairi saran içtimai, kültürel, iktisadi şart ve eğilimleri, Divan şiirimizde kasidenin bu yönüyle ön plana çıkmasına ve büyük bir çoğunlukla bu doğrultuda kullanılmasına sebep olmuştur. Şairlerimiz ya adete uymak, ya övdüğüne gerçekten inanmak, ya çeşitli bakımlardan övgüye mecbur olmak, özellikle bu yoldan geçimini sağlamak, durumunu yükseltmek, ya da bu sebeplerden bir kaçı çevresinde hemen daima kaside yazmışlardır. Bunu gayet ölçülü, seviyeli yürütenler olduğu gibi, kötüye kullananlar, bayağılaştıranlar da olmuştur. Değerli, seviyeli şairlerin elinde kaside, hem şair olma haysiyetini korumuş, hem de Osmanlı Türk kültür ve medeniyetinin bir bakıma edebiyattaki yankısı olagelmiştir. Osmanlı tarihinde pek çok şeyhülislâm gelmiş geçmiştir. Şeyhülislâmlar ?Efendi? ünvanı ile anılmaktadır. Ancak, soyunda Bey veya Paşa olanlara ?Beyefendi? diye hitabedilmektedir. Şeyhülislâmlar çok kez Türklerden seçilmiştir. Bunun da nedeni soyca Türk olmayan ?devşirme?lerin bilimsel mesleklere rağbet etmeyişlerinden ileri gelir. Ancak bu karinenin de istisnaları vardır. Örneğin Molla Abdülkerim Efendi Sırp veya Hırvat ırkındandır. Molla Hüsrev?in babası Fransızdır. Kadızâde Ahmed Şemseddin Efendi bir köle torunudur. Şeyhülislamlara yazılan kasidelerin de amacı o şeyhülislamın beğenisini kazanmak, onu sevdiği için dua etmek ve onun yakın çevresinde olmak gibi sıralanabilir. Çalışmamız saha tarama tekniği ile oluşturulmuş bir tezdir ve bu konuyla ilgili yapılan çalışmaların bir kısmı bu teze dahil edilmeye çalışılmıştır. The Odes Presented to the Sheikh ul-Islams Summary Because the `Turkish Ode? has improved via the effect of the Iranian ode poets, the features of the praised person have been exaggerated just as they are in those of the Iranians. Ode? is similar to `ghazal? in form. On one hand, its former form before we started to use it, on the other hand, the firmly-tied-to-traditions character of our Divan Literature and on one other hand, the social,cultural and economic conditions and approaches of that era which surrounded the poets caused the `Ode? to come into prominence with its this aspect in our Divan Literature and also to be used with a great majority in this direction. Our poets had always written odes immediately. They wrote them because it was customary to do so, or they really wanted to believe that they were praising the person, or they had to praise that person due to many aspects, or to earn their living especially in this way, or they wanted to obtain a higher social status. Among the ode writers, some wrote them in a really moderate style whereas some exploited and vulgarized them.As a product of precious and gifted poets, `Ode? has not only preserved the dignity of being a poet but it also,in a way, has become the reflection of the Ottoman-Turkish culture and civilization in literature There had been numerous sheikh ul-Islams in the Ottoman history. The sheikh ul-Islams were called as ` Efendi?. But the ones who descended from a noble family including members such as ` Bey? or ` Paşa? were called as `Beyefendi?.The sheikh ul-Islams were mostly selected among the Turks. The reason for this was that the `devşirmes?,whose origin were not Turkish, did not esteem to non-scientific professions. But this trace has some exceptions as well. For instance, Molla Abdulkerim Efendi was Serbian or Croatian originated. Molla Husrev?s father was French. Kadızade Ahmed Şemseddin Efendi was a grandson of a slave. The aims of the odes written for the sake of the sheikh ul-Islams can be considered as to receive their appreciation, to pray just because they like them and to be in the close-society of them. Our study is a thesis formed by using the `field ?scanning? technique and some parts of some other studies have been included in this thesis. | en_US |
dc.identifier.citation | Tuzalan, S. Ö. (2010). Şeyhülislamlara sunulan kasideler. Selçuk Üniversitesi, Yayımlanmış yüksek lisans tezi, Konya. | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/20.500.12395/6491 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.selcuk | 20240510_oaig | en_US |
dc.subject | Kaside | en_US |
dc.subject | Eagle | en_US |
dc.subject | Şeyhülislam | en_US |
dc.subject | Seyhulislam | en_US |
dc.title | Şeyhülislamlara sunulan kasideler | en_US |
dc.title.alternative | The odes presented to the sheikh ul-İslams | en_US |
dc.type | Master Thesis | en_US |