Maksillofasiyal travma geçirmiş bir hastaya multidisipliner tedavi yaklaşımı: Olgu sunumu
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Maksillofasiyal travma geçirmiş hastaların tedavisi başarı sağlamakta en çok zorlanılan vakaların başında gelmekte ve genellikle multidisipliner yaklaşım ile vakaya özel bir planlama gerektirmektedir. Bu olgu sunumunun amacı geçirdiği maksillofasiyal travma nedeniyle sert ve yumuşak doku kaybı şikayeti olan bir hastanın implant destekli sabit parsiyel protezler ile gerçekleştirilen multidisipliner tedavisini sunmaktır. 47 yaşında erkek hasta geçirdiği maksillofasiyal travma nedeniyle diş, kemik ve yumuşak doku kaybı şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Mandibular sol bölgede daha önce cerrahi plaklarla stabilize edilmiş bir fraktür gözlendi. İyileşme sonrasında her bir çeneye beşer adet dental implant yerleştirildi. Kişisel abutmentlar ile entegre olan tek parça metal altyapılar üretildi ve okluzyon kontrolü sonrasında metal-seramik ve metalkompozit rezin restorasyonlar hastaya teslim edildi. Hastanın estetik ve fonksiyonel beklentileri tedavi sonrasında başarılı bir şekilde karşılandı. 1 yıllık takip sonucunda herhangi bir estetik, biyolojik, fonksiyonel ya da biyomekanik komplikasyon gözlenmedi.
Treatment of maxillofacial trauma patients is the most challenging cases and mostly these kinds of cases require multidisciplinary approach and individual treatment planning. The aim of this case report is to present the multidisciplinary treatment of a patient with the complaint of hard and soft tissue loss caused by maxillofacial trauma using implant supported fixed partial dentures. A 47-year-old male patient was referred to our clinic with the complaint of tooth, bone and soft tissue loss caused by maxillofacial trauma. There was a fracture at the left mandibular region that was stabilized by surgical plates before. After healing, 5 dental implants for each jaw were placed. Metal frameworks that supported by custom abutments were fabricated and the definitive metalceramic and metal-composite resin restorations were inserted after verification of occlusion. The patient’s aesthetic and functional expectations were achieved immediately. At one-year follow-up no aesthetic, biological, functional and biomechanical complications were observed.