Dergi Yayın Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 604
  • Öğe
    The Effect of Home Bleaching on Color Match with Anterior Monochromatic Resin Composite Restoration
    (Selçuk Üniversitesi, 2024 Nisan) Ünal, Merve; Paken, Gamze; Güvenç, Pınar; Yağcı, Özhan
    Background: The aim of this study is to assess the color matching in class III restorations made with monochromatic resin composites after bleaching with different carbamide peroxide concentrations.Methods: Twenty human incisors that were free of caries or enamel abnormalities and freshly extracted were cleaned of blood, debris, and calculus. The mesial and distal surfaces were restored with monochromatic resin composites (Omnichroma, Tokuyama, Japan). Polishing discs (Zenit Flex, President Dental, Germany) were used for the composite restoration. All samples were randomly divided into two groups; all of the mesial surfaces were isolated, and distal surfaces were coated with %10 and %16 carbamide peroxide (Opalescence PF; Ultradent Products, Inc., USA). Color matching was evaluated on photographs with a digital colorimeter. The SPSS software program was used to perform statistical analysis (IBM Corp., Armonk, NY, USA).Results: A statistically significant difference was found between the color matching of the restorations after the 5th treatment with 16% carbamide peroxide (p = 0.004) and at the end of the 10th treatment with 10% carbamide peroxide (p = 0.028). Depending on the carbamide peroxide concentration, after the 5th treatment, a statistically significant difference was found between 16% and 10% carbamide peroxide (p = 0.000), but no statistically significant difference was found after the 10th treatment (p > 0.05).Conclusions: After carbamide peroxide bleaching, the hard tissue color became lighter. Since there is no color pigment in the monochromatic resin composite, the color might be lighter after bleaching. Therefore, these composites may be considered safer for bleaching.
  • Öğe
    The Evaluation of Dentist’s Knowledge of Antibiotics and Prophylaxis in Turkey
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Gürses, Gökhan; Gür, Rabia; Aktı, Ahmet; Küçükkolbaşı, Hasan; Durmuş, Ercan
    Introduction: Inappropriately prescribed antibiotics accelerate the formation of antibiotic-resistant bacteria. This circumstance creates a problematic situation in terms of public health. This study aims to measure dentists' antibiotic/prophylaxis knowledge and awareness of antibiotic resistance in Turkey based on two case scenarios. Materials Methods: Dentists in Turkey are invited by open invitation posts on various social media applications for our twelve-question online survey. The scoring was shaped based on answers to measure antibiotic/prophylaxis knowledge. The collected data were statistically analyzed by SPSS Statistics 22. Results: 321 participants answered all questions included in the study. The statistical analyses showed a significant difference based on knowledge of antibiotics and prophylaxis in the evaluations according to gender, title, graduation time, and workplace. Conclusion: Inappropriate antibiotic prescription by dentists is common in Turkey. Dentists should receive more undergraduate lessons, and taking reminder antibiotic courses at regular intervals after graduation can contribute to keeping their knowledge up to date.
  • Öğe
    Dental İmplantolojide Polietereterketon (PEEK): Geleneksel Derleme
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Güneş, Fatma; Kocacıklı, Mustafa; Korkmaz, Turan
    Günümüz diş hekimliğinde estetik restorasyonlara sürekli artan ilgiyle doğal diş yapısına benzer, biyouyumlu, iyi mekanik ve fiziksel özelliklere sahip metal içermeyen restorasyonlar daha sıklıkla tercih edilmektedir. Bu materyallerden biri olan termoplastik polimer yapısındaki Polietereterketon (PEEK) diş hekimliğinde kullanımı hızla yaygınlas?maya bas?lamıs?tır. PEEK, keton ve eter fonksiyonel grupları ile birbirine bag?lı aromatik halka ve amorfkristal fazdan oluşan iki fazlı doğrusal zincir yapısına sahip, 1.3-1.5 g/cm3 yog?unlukta yarı kristalli termoplastik bir homopolimerdir. PEEK materyalinin biyouyumluluğu, elastik modülünün kemiğe daha yakın olması, şok absorpsiyonu, korozyona uğramaması, yu?ksek as?ınma ve kırılma direnci, üstün cilalanabilir özelliği ve metal restorasyonlara göre daha hafif bir materyal olması gibi özelliklere sahiptir. PEEK, termal özellikleri nedeniyle insan vücudunda stabil kalmaktadır. Yüksek ısıya karşı dirençlidir ve birçok sterilizasyon yöntemine uygundur. Kimyasal olarak inerttir. Bu sebeple diğer materyallere düşük reaksiyon gösterir ve birçok geleneksel çözeltide çözünmemektedir. PEEK’e karşı alerjik reaksiyon gelişme oranı düşüktür. Bu nedenle metal alerjisine sahip hastalar ic?in iyi bir alternatiftir. Sonuç olarak PEEK diş hekimliğinde; implant materyali, implant abutment materyali, implant üstü dijital ölçü postu olarak, implant destekli overdenture protezlerde hassas bağlantı parçası olarak, implant üstü hibrit protezlerde alt yapı materyali, iyiles?me başlığı materyali, sabit protezlerde alt yapı materyali, geçici kron materyali, hareketli protezlerde ana bag?layıcı ve kroşe materyali, okluzal splint materyali olarak kullanılabilmektedir. Bu derlemenin amacı ise, dental tedaviler için yeni bir materyal olan PEEK’in dental implantolojide kullanımı ile ilgili güncel literatürü pekiştirmek, PEEK’in alternatif materyallere göre avantaj ve sınırlamalarını tartışmaktır.
  • Öğe
    Tam Protezlerin Güncel Üretim Teknikleri: Geleneksel Derleme
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Hançer Göymen, Ayşe; Kocacıklı, Mustafa; Nalbant, Asude Dilek
    Tam protezler günümüzde hala sıklıkla kullanılan hareketli protezlerdendir. Hareketli tam protezlerin üretimi için geleneksel yaklaşımın bazı dezavantajları bulunmaktadır. Çok sayıda klinik ve laboratuvar aşamasının bulunması, zaman alıcı olması ve yoğun emek sarf edilmesinin gerekmesi bunlardan birkaçıdır. Ayrıca tüm bu klinik ve laboratuvar aşamalarının manuel olarak gerçekleştirildiği göz önüne alınırsa hazırlanan protezlerde optimal kaliteyi sağlamak oldukça zordur. Tam protezlerde kaide materyali olarak en çok tercih edilen akrilik rezin, polimetil metakrilattır. Bu rezinin kolay onarımı ve maliyetinin düşük olması gibi avantajları olmasına rağmen polimerizasyon büzülmesine bağlı olarak ortaya çıkan boyutsal değişimi ise en büyük dezavantajıdır. Bu deformasyonlardan kaçınmak için birçok muflalama tekniği geliştirilmiş olsa da istenilen düzeyde bir başarı sağlanamamış olması araştırmacıları başka teknik arayışlarına yönlendirmiş ve bu yüzden tam protezlerin yapımında daha fazla tekniğin optimizasyonunun klinik pratiğe fayda sağlayacağı düşünülmüştür. Dijital diş hekimliğindeki güncel gelişmeler tam protez tedavi yöntemlerini ve üretimlerini etkilemeye başlamıştır. Modern teknolojinin tam protezlerin üretimine olan entegrasyonuyla fabrikasyon işlemlerinde farklılıklar ortaya çıkmıştır. Dijital iş akışı için yayınlarda önerilen adımlar oldukça çeşitlilik göstermektedir. Yeni teknolojiler hem hekimler hem de teknisyenler için özel bilgi ve beceriler gerektirirken, vasıflı el işçiliğine olan ihtiyacı ise azaltmıştır. Bu derlemenin amacı tam protezlerin geleneksel ve dijital tekniklerle üretimi ile ilgili mevcut literatürü pekiştirmek, klinik ve laboratuvar aşamalarının mevcut dijital iş akışlarını özetlemek, dijital alternatiflerin aşamalarını açıklamak ve bunların avantajlarını ve sınırlamalarını tartışmaktır.
  • Öğe
    Temporomandibular Eklem Seslerini Değerlendirme Yöntemleri
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Yayman, Mevsim; Akman, Serhan
    Temporomandibular eklem sesleri, temporomandibular eklemdeki patolojik değişikliklere işaret eden en önemli bulgulardan biridir. Eklem seslerinin doğru bir şekilde tanımlanması ve değerlendirilmesi, hekimleri uygun tanı ve tedavi seçeneklerine yönlendirmektedir. Eklem seslerinin değerlendirilmesi için öznel ve nesnel yöntemler uygulanmaktadır. Palpasyon, oskültasyon ve stetoskop ile dinleme gibi öznel yöntemler, klinikte uygulama kolaylıkları nedeniyle sıklıkla tercih edilmelerine rağmen bu yöntemlerin tekrarlanabilir olmamaları ve gözlemciler arası karşılaştırmalar yapmaya izin vermemeleri gibi dezavantajları bulunmaktadır. Nesnel yöntemler ise sıklıkla ekipman ve teknik hassasiyet gerektirmektedirler. Bununla birlikte, eklem seslerinin kaydı ve analizine izin veren bu yöntemler, tedavi süreçlerinin nesnel bir şekilde değerlendirilmesine olanak tanımaktadır. Bu derlemede, eklem seslerinin klinik açıdan önemi, sesin parametreleri ve eklem seslerinin değerlendirilmesinde kullanılan öznel ve nesnel yöntemler ele alınmıştır.
  • Öğe
    İmplant Destekli Overdenture Protezlerde Sağlanamayan Bilateral Balanslı Artikülasyon ve Klinik Çözümü: İki Olgu Sunumu
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Türkay, Taner; Güven, Mehmet Fatih; Demir, Necia; Yöndem, İsa
    Protetik tedavilerde estetik, fonasyon ve fonksiyonun yeniden düzenlenmesi hedeflenmektedir. Tedavi öncesi hasta talepleri ve tedavi sonrası şikâyetler bunların öncelik sıralamasını etkileyebilmektedir. Birinci olgu sunumunda; 55 yaşında kadın tam dişsizlik olgusunun, alt üst (üst 4, alt 3 adet) implant destekli overdenture protezler ile olan tedavisi anlatıldı. Konvansiyonel adımlardan farklı bir protokolle tedavisi tamamlanan hastanın tedavisi pantografik kayıt cihazı ile eklemine ait dinamik verilerin açısal değerleri ile programlı tam ayarlanabilir artikülatör kullanılarak tamamlandı. İkinci olgu sunumunda; Mevcut protezlerinin yenilenmesini isteyen 65 yaşında kadın hastanın, tam dişsiz üst çenenin total protez ile, alt çenenin implant destekli overdenture protez ile olan tedavisi anlatıldı. Tedavi ilk olgu sunumuna benzer bir protokolle tamamlandı. Her iki vakanın final protezlerinde elde edilen pembe ve beyaz estetik memnuniyet vericidir. Ancak protezlerin final estetiğine rağmen artikülasyondaki erken temaslar memnuniyetsizliğe yol açmıştır. Her iki olguda da protezlerin teslimi sonrası hastaların protezlerinin belirli diş temaslarında yerinden oynadığı yönünde şikâyetleri oldu. Gerekli dinamik stabilitenin sağlanabilmesi için her iki olgu sunumunda da direkt ağız içi tespitle dinamik faset onarımları yapıldı. 1. olguda dinamik stabilite 6 haftanın sonunda, 2. olguda ise teslim anında sağlanabildi.
  • Öğe
    Investigation of the Relationship Between Stress Levels and TMJD in the Exam Period of Dentistry Students in Transition to Face-to-Face Education After the Pandemic
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Özüdoğru, Semanur
    The aim of this study is to determine the stress perceptions of dentistry students and to investigate relationship with Temporomandibular Joint Dysfunction (TMJD) about returning to face-to-face education after remote learning after the pandemic. The sample of this qualitative observational study consists of 147 volunteer preclinical dentistry students studying at the Faculty of Dentistry of Kafkas University. Perceived Stress Scale and Fonseca Anamnestic Index were used as data collection tools in the study. Data were collected using questionnaires created in Google Forms. ANOVA test (p<0.05) and Pearson correlation test (p<0.01) were used for data analysis. In the Perceived Stress Scale, it was observed that the majority of the students, with a rate of 70.7%, experienced moderate stress. It was determined that the prevalence of TMJD at any level was 71.4% of the students. When the results of both questionnaires were analyzed according to grade levels, it was seen that there was no significant difference (p>0.05). When the relationship between perceived stress level and TMJD was examined, it was found that there was a positive correlation (p=0.009). There is a strong correlation between students' stress levels and TMJD prevalence during the exam period. In this period, strategies that will positively affect the instincts of coping with stress should be developed in exam administration.
  • Öğe
    Avülsiyon Yaralanmalarının Acil Müdahalesinde Hasta Bilgi Kaynağı Olarak Türkçe YouTube™ Videolarının Güvenilirliği: Kesitsel İçerik Analizi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Cagay Sevencan, Gülçin; Yavşan, Zeynep Şeyda
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, avülsiyonun acil müdahalesinde Türkçe YouTube™ videolarının hasta bilgi kaynağı olarak, içerik ve kalitesinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: YouTube™ videolarının değerlendirilmesi için ‘avülsiyon, diş travması, diş yaralanmaları ve dişin yerinden çıkması’ anahtar kelimeleri kullanıldı. Videolar dahil edilme ve hariç tutulma kriterlerine göre titizlikle incelendi. Seçilen videoların içerikleri, Uluslararası Dental Travmatoloji Derneği’nin son tedavi rehberinin avülsiyon yaralanmalarında uygulanması gereken önermelere göre, 9 puanlık bir yararlılık skoru ile puanlandı. Yararlılık skoruna göre video içeriği; zayıf (0-3), orta (4-6) ve mükemmel (7-9) şeklinde üç gruba ayrıldı. Videoların kalitesinin değerlendirilmesinde, videoların genel kalitesini derecelendiren Küresel Kalite Ölçeği (GQS) kullanıldı. Videoların güvenilirliği DISCERN güvenirlik aracına göre puanlandı. İstatistiksel analizler yapıldı. Bulgular: Toplam 240 video analiz edildi ve dahil edilme kriterlerine uyan 33 video çalışmaya dahil edildi. Video yükleme kaynağının en çok özel klinik/özel hastaneler olduğu (%36.4; n=12), fakat bu kuruluşlar tarafından yüklenen videoların çoğunun zayıf içerikli olduğu görüldü (%66.7; n=8). Videoların hedef kitlesinin çoğunlukla hastalar (%78.8; n=26) olduğu görüldü. Videoların yararlılık skoruna göre, %45.5’i zayıf, %30.3’ü orta ve %24.2’si mükemmel olarak sınıflandırıldı. Sonuç: YouTube™ genellikle avülse dişlerin yönetimi ile ilgili düşük yararlılığa sahip videolar sunmaktadır. Bu nedenle, diş hekimleri bu kaynağın farkında olmalı ve hastaları/ebeveynleri YouTube™ videolarındaki bilgilerin güvenilirliği ve yanıltıcı içerik barındırabileceği konusunda uyarmalıdır.
  • Öğe
    Periodontitis Şiddetine Göre Hastaların Aktif ve Destekleyici Periodontal Tedaviye Uyumlarının Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Torumtay Cin, Gizem; Şenol, Hande
    Amaç: Periodontal prognoz açısından, aktif tedaviyi takiben destekleyici periodontal tedavinin önemi bilinmekle birlikte, bu süreçte hasta uyumuna etki eden faktörler tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu çalışmanın amacı, aktif periodontal tedavi ve idame döneminde klinik indeksler, periodontitis şiddeti ve bireysel faktörler ile hasta uyumu arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya periodontitis tanısı almış 112 birey dahil edildi. Hastaların demografik özelliklerinin yanısıra başlangıç periodontal kayıtları alınarak periodontitis şiddeti ve derecesi belirlendi. Aktif periodontal tedavi süreci ve 1 yıllık idame periyodunda hasta uyumuna etki eden faktörler tek değişkenli ve çok değişkenli regresyon analizi ile değerlendirildi. Bulgular: Hastaların başlangıç klinik periodontal ölçümleri, periodontitis şiddeti ve derecesi yönünden aktif periodontal tedaviye uyumları benzerdi (p>0.05). Katılımcıların %38’i destekleyici periodontal tedavi sürecine tamamen uyumsuzluk gösterdi. Periodontitis şiddeti arttıkça destekleyici periodontal tedaviye uyumun azaldığı tespit edildi. Aktif periodontal tedavi fazında uyumsuz olan hastalar, destekleyici periodontal tedavi döneminde de anlamlı derecede uyumsuzdu. Çok değişkenli regresyon analizi, sigara kullanımının ve aktif periodontal tedaviye uyumsuzluğun periodontal idame dönemindeki hasta uyumunu etkilediğini gösterdi. Sonuç: Hem başlangıç periodontal belirteçler hem de periodontitis şiddeti destekleyici periodontal tedavi fazında hasta uyumu ile anlamlı derecede ilişkilidir. Bununla birlikte, aktif tedaviye devamlılığı zayıf bireylerin idame döneminde de uyumsuz olduğu gözlenmiştir.
  • Öğe
    Farklı Sinterizasyon Yöntemlerinin ve Blok Renginin Monolitik Zirkonya ile Adeziv Rezin Siman Arasındaki Bağ Dayanımına Etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Akarsu, Cansu; Kanat Ertürk, Burcu
    Amaç: Bu çalışmanın amacı; farklı sinterizasyon yöntemlerinin ve blok renginin monolitik zirkonya ile adeziv rezin siman arasındaki makaslama bağ dayanımı üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntemler: Kendinden renkli (InCoris TZI C A2, Sirona) (CZ) ve renksiz (InCoris TZI, Sirona) (Z) monolitik zirkonya blokları, sinterizasyon sonrası 4mm×4mm×4mm boyutlarında olacak şekilde küpler halinde kesildi (N=40). Renkli ve renksiz örnekler, konvansiyonel sinterizasyon (KS) ve hızlı sinterizasyon (HS) olmak üzere 2 alt gruba ayrıldı (n=10). Akrilik içerisinde sabitlenen örnekler kumlandıktan sonra primer uygulandı. Adeziv rezin siman (çap:2mm, yükseklik:2mm) şekillendirildi ve polimerize edildi. Makaslama bağ dayanım (SBS) testinin (Bisco, ABD, 0.5 mm/dk) uygulanması ile elde edilen verilerin istatistiksel analizi (SPSS 26, 2-yönlü ANOVA, bağımsız t-testi) gerçekleştirildi (p=0.05). Kırık tipleri sınıflandırıldı. Bulgular: En yüksek SBS değeri KS-Z (25.13±8.47) grubunda, en düşük SBS değeri ise HS-Z (14.89±7.08) grubunda gözlendi. SBS değerleri üzerinde sinterizasyon yöntemlerinin istatistiksel açıdan anlamlı etkisi bulunurken (p=0.006) monolitik zirkonyanın renkli olma özelliğinin anlamlı etkisi görülmedi (p>0.05). Renksiz bloklarda, KS (25.13±8.47) grubunda HS (14.89±7.08) grubuna göre istatistiksel olarak yüksek değerler bulundu (p=0.009). Renkli bloklarda ise HS (17.99±5.21) ve KS (20.89±7.31) grupları arasındaki farkın istatistiksel açıdan anlamlı olmadığı görüldü (p>0.05). Hem hızlı hem de konvansiyonel sinterizasyonda ise Z ve CZ grupları arasında anlamlı bir farklılık bulunmadı (p>0.05). Sonuç: Farklı sinterizasyon yöntemlerinin, renksiz monolitik zirkonya bloklar ile adeziv siman arasındaki makaslama bağ dayanımını etkilerken renkli monolitik zirkonya bloklar ile adeziv rezin siman arasındaki makaslama bağ dayanımını etkilemediği bulundu. Blokların önceden renklendirilmiş veya renklendirilmemiş olması, monolitik zirkonya ile adeziv siman arasındaki makaslama bağ dayanımını etkilemedi.
  • Öğe
    Kürleme Modunun İki Farklı Bulk Fill Kompozitin Renk Değişimine Etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Batmaz, Sevde Gül; Dündar, Ayşe; Barutçugil, Çağatay; Yıldız, Berkan
    Amaç: Bu çalışmanın amacı iki farklı kürleme modunda kürlenen iki farklı bulk fill kompozit rezinin, 1 hafta boyunca distile su, şarap ve kahvede bekletilmesiyle meydana gelen renk değişimlerinin değerlendirilmesidir. Gereç-Yöntemler: Bu çalışmada A2 renginde iki farklı bulk fill kompozit rezin kullanıldı: Sonic Fill 2 (SF) (Kerr, ABD) ve Filtek Bulk Fill (FBF) (3M ESPE, ABD). Örnekler 5 mm çapında, 2 mm kalınlığında bir teflon kalıp kullanılarak hazırlandı. Örnekler bir LED ışık cihazı (VALO Ultradent, South Jordan, UT) ile iki farklı kürleme modunda (standart güç modu-1000 mw/cm²-20 sn ve ekstra güç modu 3200 mw/cm²-3 sn) kürlenerek toplam 60 numune hazırlandı. Renklendirme işlemlerine başlamadan önce örneklerin renk değerleri spektrofotometre (VITA Easyshade V, VITA Zahnfabrik, Almanya) kullanılarak ölçüldü. Ardından örnekler, üç farklı sıvıda 1 hafta boyunca bekletildi. Renklendirme işlemleri tamamlandıktan 24 saat sonra renk ölçümü tekrarlandı. Renk değişimi değerlendirmesi CIEDE2000 formülü kullanılarak yapıldı. Çalışmada elde edilen veriler SPSS Windows 25.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) programı kullanılarak analiz edildi. Anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. Bulgular: Bütün gruplar arasında en fazla renk değişikliği ekstra güç modunda polimerize edilip şarapta bekletilen FBF örneklerinde, en az renk değişikliği ise standart güç modunda polimerize edilip distile suda bekletilen SF2 örneklerinde meydana geldi. Bulk fill kompozit rezinlerin her iki kürleme modunda kürlenen örneklerinde de en yüksek renk değişimi şarapta bekletilen örneklerde meydana geldi (p<0.05). Sonuç: Bu çalışmada farklı kürleme modlarının ve farklı içeceklerin bulk fill kompozit rezinlerin renklenmesinde etkili olduğu görüldü.
  • Öğe
    Periodontal Hastalık ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu Koronavirüs (Sars-Cov-2) Enfeksiyonu Arasındaki İlişki
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Karasu, İpek Naz; Işıldak, Dilan; Kamani, Yusuf Can; Baltacı, Rabia Nur; Çelik, Aslı; Gül Ateş, Eylem; Alptekin, Nilgün Özlem
    Amaç: Periodontal hastalıklar ve sistemik hastalıklar arasında güçlü bir ilişki vardır. Şiddetli COVID-19 hastalığındaki sitokin fırtınası ile periodontitisteki sitokin ekspresyon profili arasında benzerlik olduğu belirtilmiştir. Ayrıca periodontitis ile COVID-19 ve ilişkili komplikasyonları arasında olası bir bağlantı olduğu da saptanmıştır. Bu çalışmanın amacı periodontal hastalık şiddeti ve COVID-19 şiddeti arasındaki olası ilişkiyi değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya 241 birey dahil edilmiştir. Hastaların sistemik bulguları ve klinik parametreleri (plak indeksi, gingival indeks, klinik ataşman kaybı, sondlanabilir cep derinliği, sondlamada kanama ve diş eti çekilmesi miktarı) önceden kaydedilmiş veriler arasından elde edilmiştir. COVID-19 hikayesi olan/ olmayan hastalar kaydedilmiştir. COVID-19 tespit edilen bireylerin hastalığı geçirdiği ortam, semptom varlığı, semptom var ise hangileri olduğu, ventilasyon cihazına ihtiyaç durumu ile ilgili bilgileri kaydedilmiştir. Hastalar; sağlıklı, gingivitis ve periodontitis olarak sınıflandırılmıştır. Periodontitis teşhisi olan hastalar Evrelere (I-II / III-IV) ayrılmıştır. Bulgular: Bu çalışmanın sonuçlarına göre periodontal hastalık şiddeti ve COVID-19 enfeksiyonu arasında ilişki ve semptom varlığı açısından fark bulunamamıştır (p= 0.366). Sonuç: Bu çalışmada elde edilen veriler doğrultusunda periodontal hastalık şiddeti ve COVID-19 hastalığının geçirilme şiddeti, semptomları, yoğun bakım ihtiyacı ve ventilasyon cihazına gereksinimi arasında bir ilişki bulunamamıştır. Bu konuda daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç vardır.
  • Öğe
    Çocuk Hastalarda İntraoperatif Analjezinin Genel Anestezi Altında Yapılmış Olan Diş Tedavilerinden Sonraki Ağrı Algısı Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Öntekin, Elif; Tosun, Gül; Arun, Funda
    Amaç: Genel anestezi (GA) altında diş tedavisi sırasında intraoperatif verilen parasetamolu?n postoperatif ağrı algısı u?zerine etkisini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Etik kurul onayı alındıktan sonra Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Faku?ltesi Genel Anestezi ve Sedasyon Kliniği’nde 2020-2021 yıllarında gu?nu?birlik anestezi ile tedavileri yapılmış olan çocuk hastaların kayıtları kullanılmıştır. Hastaların anestezi dosyalarından demografik verileri, anestezi su?releri, dental tedavi su?releri, yapılan ağrılı işlemler, lokal anestezik kullanımı, intraoperatif parasetamol kullanımı, postoperatif 1. ve 2. saat kaydedilmiş ağrı skorları, servise çıkış su?releri, derlenme odasında ek ağrı kesici yapılıp yapılmadığı ile ilgili veriler taranmıştır. Çalışmanın istatistiksel analizleri için “Microsoft Excel 2016” ve “IBM SPSS Statistics 26” paket programları kullanılmıştır. Temel demografik tanımlayıcı istatistikler için sıklık ve oransal dağılım verilmiş ve birbirleriyle çaprazlamaları incelenmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 246 çocuk hastanın 136’sı erkek ve 110’u kız; en ku?çu?ğu? 3 ve en bu?yu?ğu? 15 yaşında idi. Bu hastaların anestezi kayıtlarının istatiksel değerlendirilmesiyle elde ettiğimiz sonuçlara göre; intraoperatif parasetamol uygulanmış grupla uygulanmamış grup arasında; postoperatif 1. saat ağrı skorlarında, taburculuk su?relerinde, postoperatif dönemde ek analjezik ihtiyaçlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlemlenirken, postoperatif 2. saat ağrı skorlarında, vu?cut ağırlıklarında ve cinsiyet dağılımında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Sonuç: İntraoperatif olarak uygulanan parasetamolu?n çocuk hastalara daha konforlu bir postoperatif süreç yaşattığını du?şu?nmekteyiz.
  • Öğe
    Burnout Syndrome Among Dentists in Turkey
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Gürses, Gökhan; Koyuncu, Şeyma; Aktı, Ahmet; Kalaycı, Abdullah; Durmuş, Ercan
    Background: The brief definition of burnout syndrome is exhaustion from work and work-related factors. It is more common in jobs that require faceto-face contact with people, such as dentists. In this study, we researched the burnout levels of dentists working in Turkey and evaluated them according to gender, title, place of work, and experience. Methods: Burnout scores were determined by the Copenhagen Burnout Inventory. This questionnaire was delivered to dentists online through various social media applications. We analyzed data via SigmaPlot Software. Results: The answers of a total of 477 dentists were considered valid. We observed that 73,5% of them had high burnout scores. A statistically significant difference was found in the evaluations according to the title and workplace. Experience and gender do not statistically affect burnout scores. Conclusion: It has been observed that dentists working in Turkey are more likely to face burnout syndrome at high levels. It has been predicted that patient burden may be closely related to burnout syndrome.
  • Öğe
    The Effect of an Energy Drink And 35% Hydrogen Peroxide on Discoloration and Microhardness of Current Restorative Materials
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Kara, Recep
    Aim: This study aimed to evaluate the effect of 35% hydrogen peroxide and aerated energy drink on microhardness and discoloration of CAD/CAM hybrid blocks and contemporary composite resins. Materials and Methods: A total of sixty specimens, 15 specimens in disc shape (4x10 mm) from each test material, were produced (Tetric-NCeram=TNC, Estelite Sigma Quick=ESQ, Shofu HC=SH, and Vita Enamic=VE). Each group was divided into three subgroups, and the separated samples were subjected to 3 different treatments. One of the groups was kept in an aerated energy drink, while the other was kept in distilled water at 37°C. The other group was exposed to 35% hydrogen peroxide bleaching gel. Color changes and microhardness of the samples were measured before and after application. Data were analyzed with Mann-Whitney-U, Wilcoxon rank-sum test, one-way ANOVA, and post hoc test (p>0.05). Results: No change in the microhardness of the test material groups (p>0.05). The higher discoloration was found in the hydrogen peroxide-exposed subgroup of the ESQ group (4.75±0.88), while the lowest discoloration was found in the VE hydrogen peroxide group (0.37±0.22). Conclusion: Within the limits of this study, there was no change in the microhardness of the hybrid blocks and nanocomposites when the energy drink, hydrogen peroxide, and distilled water-treated samples were compared. However, energy drinks or hydrogen peroxide can cause discoloration of current restoration materials.
  • Öğe
    Temporomandibular Eklemin Transkraniyal Görüntülenmesinde Farklı Açılamaların Değerlendirilmesi: İn Vitro Çalışma
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Kaplanoğlu, Kadir; Akgünlü, Faruk
    Amaç: Temporomandibular eklem (TME), baş bölgesinde hareketli olan tek eklemdir. TME radyolojik incelemelerinde görülmesi istenen dokular; kondil, glenoid fossa, eklem diski ve komşu yumuşak dokulardır. Bunları değerlendirmek için farklı yöntemler uygulanır. Çalışmamızın amacı, TME’nin lateral transkraniyal radyografik yöntem ile görüntülenmesinde en ideal açılamanın değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Kafa modelde sol TME bölgesi üzerinde çalışıldı. Kondil başı ve artiküler fossaya belirteç olarak gutta perka parçaları yerleştirildi. Kafa model üzerindeki belirteçler arası mesafeler dijital kumpas ile ölçülerek yedi farklı parametrenin gerçek boyutları belirlendi. Periapikal röntgen cihazı kullanılarak sol TME bölgesinden vertikalde 3, horizontalde 5 farklı açı kombinasyonu sonucunda 15 farklı açılama altında radyograflar elde edildi. Çalışma süresince yapılan ölçümler sonucunda elde edilen veriler Windows ortamında SPSS (SPSS Statistics 17.0, Chicago, USA) kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Alınan radyograflar üzerindeki parametre boyutları istatistiksel olarak Two-way Anova testi kullanılarak değerlendirilmiştir (p?0.05). Elde edilen verilerin homojen dağılıp dağılmadığı Kolmogorov-Smirnov ve ShapiroWilk testi ile değerledirilmiş olup, verilerin normal dağılım gösterdiği bulunmuştur. Bütün açılamalar değerlendirildiğinde Metapacs Viewer ve Image J ölçüm programları arasında anlamlı fark olmadığı gözlenmiştir (p>0,05). Sonuç: Tüm parametreler birlikte değerlendirildiği zaman gerçek boyuta en uzak açılama: +25V, +20H olarak, en ideal açılamalar ise: +20V, -20H ve +25V, -10H olarak belirlenmiştir.
  • Öğe
    Mental Foramenin Panoramik Radyografi ve Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleri Üzerinde Morfolojik Analizi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Uzun, Ezgi; Apaydın, Burak Kerem; Til, Ayşen
    Amaç: Bu çalışmanın amacı; bir grup Türk alt popülasyonunda mandibular dişlerin köklerine göre mental foramenin (MF) horizontal, vertikal konumunu ve anterior loop (AL) görülme sıklığını panoramik radyografi ve konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) görüntüleri üzerinden değerlendirmekti. Ayrıca her iki görüntüleme yöntemi arasında AL görülme sıklığını tespit etmede fark olup olmadığını belirlemekti. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya dahil edilme/dışlama kriterini sağlayan 16 ile 80 yaşları arasında 435 hasta dahil edilmiştir. Mental foramenin horizontal konumu mandibular 1. premolar diş (PM1), mandibular 2. premolar diş (PM2) ve mandibular 1. molar dişe göre, vertikal konumu da PM1’nin ve PM2’nin apekslerini birleştiren yatay çizgiye göre belirlenmiştir. AL görülme sıklığı ise inferior alveolar sinirin üç farklı yapıda sonlanmasına göre değerlendirilmiştir. Verilerin normal dağılıma uygunluğu Kruskal Wallis ve Shapiro Wilk testi ile analiz edilmiş olup, kategorik değişkenler arasındaki farklılıkların saptanmasında ki-kare analizi kullanılmıştır. Gerekli koşullarda Yates düzeltmesi ve Fisher Exact testi kullanılmıştır. p<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmada MF’nin en sık karşılaşılan horizontal konumu PM1’nin uzun ekseni ve PM2’nin uzun ekseni arasında bulunmuştur. MF’nin en sık karşılaşılan vertikal konumu PM1’in ve PM2’nin apekslerini birleştiren yatay çizginin altında izlenmiştir. İnferior alveolar sinir MF’de sonlanma şekli en yaygın olarak doğrusal şekilde bulunmuştur. Panoramik radyografi görüntüleri ile değerlendirildiğinde %17.3 oranında, KIBT görüntüleri ile değerlendirildiğinde ise %21.4 oranında AL bulunmuştur. Sonuç: İntraforaminal bölgeye yapılan cerrahi prosedürlerden önce MF’nin konumu ve AL varlığının tespit edilmesi bu bölgedeki olası komplikasyonları önlemek için önemlidir. MF bölgesine yapılacak olan cerrahi prosedürlerde KIBT’nin AL varlığı açısından diş hekimlerine daha iyi rehberlik edebileceği düşünülmüştür.
  • Öğe
    Pamukkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencilerinin Restoratif Diş Tedavisi Lisans Eğitimi ve Uzmanlığına İlişkin Görüşlerinin Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Akgül, Nilgün; Özpala, Gizem; Yazkan, Başak; Yenidünya, Özge Gizem
    Amaç: Bu çalışmada, Pamukkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ndeki öğrencilerin Restoratif Diş Tedavisi lisans eğitimine ilişkin düşüncelerinin ve Restoratif Diş Tedavisi uzmanlığına bakış açılarının değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Pamukkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde yürütülen çalışmada 4. ve 5. Sınıfta eğitim görmekte olan 144 öğrenciye, Restoratif Diş Tedavisi lisans eğitimi ve uzmanlığı ile ilgili 18 sorudan oluşan bir anket uygulandı. Elde edilen veriler SPSS 22.0 yazılımı aracılığıyla istatistiksel anlamlılık seviyesi p<0.05 olarak belirlenerek Pearson ki-kare testi ile değerlendirildi. Bulgular: Katılımcılar, Restoratif Diş Tedavisi bölümünü üniversitede preklinik eğitim aracılığıyla tanıdıklarını (%42.4), bölümle ilgili ilk deneyimlerinin olumlu olduğunu (%57.6) belirtmişlerdir. Uzmanlık için bölümler arası tercih sıralamasında Restoratif Diş Tedavisi bölümü 4. Sırada (%18.1) yer almış, bölümün en çok tercih edilme nedeni estetik çalışmalar yapılması olmuştur (%65.3). Restoratif Diş Tedavisi bölümünün uzmanlık için tercih edilmeme nedeni ise uzmanlık sonrası gelecek ile ilgili endişedir (%28.5). Sonuçlar: Restoratif Diş Tedavisi bölümü diş hekimliği lisans eğitiminde önemli bir yer tutmasının yanı sıra son dönemde estetik diş hekimliğine olan ilginin artmasıyla uzmanlık yapmak için tercih edilen bölümlerden biri olmuştur. Bu çalışmanın sonuçlarına göre öğrencilerin lisans eğitimleri sırasında Restoratif Diş Tedavisi bölümüyle ilgili ilk kanıları oluşmuş, sonrasında yaşadıkları klinik deneyim, maddi kaygılar, gelecek kaygısı ve mesleki ilgi gibi faktörler uzmanlıkla ilgili düşüncelerini etkilemiştir.
  • Öğe
    The Effect of the Toothbrushing and Surface Treatments on the Surface Roughness of Interim Crown Materials Used for Conventional, Subtractive, and Additive Manufacturing Techniques: An in Vitro Study
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Bozoğulları, Hatice Nalan; Köroğlu, Ayşegül; Şahin, Onur; İzzetağa, Beşar
    Background: This study aimed to compare the effect of the surface treatment and toothbrushing abrasion on the surface roughness of interim crown material specimens manufactured using conventional, subtractive, and additive processing techniques. Material and methods: 80 disk-shaped specimens were prepared from 4 different interim crown materials; one auto-polymerized polymethyl methacrylate resin (PMMA);(IM) and one bis-acryl composite resin;(AC) for conventional technique, one computer-aided design/computer-aided manufacturing (CAD-CAM) PMMA block;(TC) for subtractive process, one 3- dimensionally (3D) printed resin;(CB) for additive process. Specimens of each interim crown material were divided into two subgroups according to applied surface treatments; conventional polishing or surface sealant agent coupling (n=10). The surface roughness values of specimens before (Ra0) and after 10,000 cycles of toothbrushing (Ra1) were measured with a profilometer. Data were statistically analyzed. Results: The polished groups of all interim crown materials showed significantly higher Ra0 values compared to the sealant groups before toothbrushing (p?0.05). While the polished IM groups exhibited the highest Ra0 value (0.44±0.08), the sealed TC groups exhibited the lowest Ra0 value (0.23±0.06). The Ra values of all material groups increased after simulated 1-year toothbrushing. While the polished IM group exhibited the highest Ra1 value (0.45±0.14), the sealed CB group had the lowest Ra1 value (0.31±0.09). Conclusion: It was observed that toothbrushing caused an increase in the surface roughness of all interim materials. The application of a surface sealant agent to these materials is more effective than polishing to reduce surface roughness. Sealed 3D printed resin for additive process exhibited the lowest mean roughness value after toothbrushing.
  • Öğe
    The Effect of Beverages and Polishing on Discoloration of Different Provisional Prosthetic Materials: An in Vitro Study
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Rençber Kızılkaya, Ayşe; Dursun, Meltem Nermin
    Objective: The aim of this study was to evaluate the effect of five different beverages and polishing on the color change of two different temporary prosthetic materials manufactured with different methods. Method: 160 (10x2 mm) disc-shaped samples were fabricated using direct (Acrytemp)(n=80) and indirect (Imident) (n=80) temporary prosthetic materials. Samples prepared using molds were divided into four groups as polished (direct/indirect material) and unpolished (direct/indirect material) (n=40 each). After initial measurement of L,a,b values using a spectrophotometer, the samples in each group were immersed in five different beverages (distilled water (DW), coffee (CF), cola (CC), sour cherry juice (CJ), red wine (RW) (n=8) and stored for 7 days. Then, the spectrophotometric measurements of the samples were repeated and the color change (?E00) values were calculated. Data were analyzed using a threeway-ANOVA followed by post hoc Tukey HSD test (p=0.05). Results: Greater color change was observed in the direct temporary material (p<0.05). A statistically significant difference was found between polished and unpolished samples (p<0.05). There was no significant difference between indirect and direct temporary materials in terms of discoloration in the CC and DW groups (p>0.05). Indirect temporary material exhibited less color change than their direct counterparts in the RW, CJ, CF groups (p<0.05). Less color change was observed in the polished groups (except DW) in direct temporary materials (p<0.05). Color change values were lower in the CC and DW groups compared to CF group (p<0.05). Comparing the direct temporary material groups, the greatest color change value was found in the RW group (p<0.05). Conclusion: Although variations in color change can be observed depending on the contents of the temporary materials and the beverages utilized, surface polishing of the material contributes to a reduction in color change.