Birinci Dünya Savaşı'nda Hindistan'da Türk esirleri

dc.authorid0000-0001-6401-6798en_US
dc.contributor.advisorArıkan, Mustafa
dc.contributor.authorÖzböük, Rıza
dc.date.accessioned2021-11-04T07:42:15Z
dc.date.available2021-11-04T07:42:15Z
dc.date.issued2020en_US
dc.date.submitted2020
dc.departmentEnstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Ana Bilim Dalıen_US
dc.description.abstractBirinci Dünya Savaşı boyunca yaklaşık 30.000 Osmanlı vatandaşı, Hindistan ve Burma'da esir olarak kaldı. Tamamına yakını Irak Cephesi'nde İngilizler tarafından ele geçirilen ve büyük çoğunluğu askerlerden oluşan esirlerin bir kısmı ülkelerini bir daha göremedi. Geri kalanların ülkelerine dönüşleri 1922 yılına kadar peyderpey devam etti. Esaret süreci, birçok açıdan Osmanlı vatandaşları için sıra dışı bir tecrübe dönemiydi. İngilizler, esirleri Türk ve Arap olmak üzere iki sınıfa ayırdı. Bu tasnif uzun esaret hayatının hangi şartlarda geçirileceğinin temel kıstası oldu. Türk olmak, herhangi bir seçeneği olmadan, esaret hayatının bütün ağırlığına tahammül etmek anlamına geliyordu. Araplara ise İngiliz siyasi çıkarları doğrultusunda kendilerine biçilen rolü oynamak şartıyla, özgür kalma fırsatı verildi. Türkler için esaret hayatının sona ermesi problemlerin bittiği anlamına gelmiyordu. İngiliz esaretinden kurtulup anavatana kavuşanlar bu kez işgal altındaki İstanbul ya da Yunan işgali altındaki İzmir'e ayak basmak zorunda kaldılar. İstanbul hükümeti, İngilizler ve Yunanlılar arasında sıkışıp kalan esirler için yegâne umut Anadolu millî hareketine katılmaktı. Bu hareket aynı zamanda anavatanı da esaretten kurtaracaktı.en_US
dc.description.abstractAbout 30.000 Ottoman subjects lived in captivity in India and Burma during the World War One. Some of the prisoners, almost all of which were captured by the English in Mesopotamia Campaign, and a large number of which consisted of soldiers, were unable to see their country again. The return of the rest to their countries gradually continued until the year 1922. The captivity duration became an extraordinary experience period for Ottoman subjects from many aspects. The English separated Ottoman prisoners into two classes as Turks, and Arabs. This classification became the basic criteria identifying under which conditions long captivity life would be spent. Being a Turk meant to endure all suffering of captivity life without any choice. The Arabs were given the opportunity of being free providing to play the role provided for themselves in English political interests. The termination of captivity life didn't mean for Turks that the problems had ended. Those rescued from English captivity and reached homeland had to set foot on Istanbul under the English occupation and Izmir under the Greek occupation. The unique hope of the prisoners got stuck between Istanbul governments the English and the Greek was to participate in the Anatolian national movement. This movement would also save the homeland from the captivity.en_US
dc.identifier.citationÖzbölük, R. (2020). Birinci Dünya Savaşı'nda Hindistan'da Türk Esirleri. (Doktora Tezi). Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12395/42108
dc.language.isotren_US
dc.publisherSelçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.selcuk20240510_oaigen_US
dc.subjectSavaş Esirien_US
dc.subjectBirinci Dünya Savaşıen_US
dc.subjectPrisoner of waren_US
dc.subjectWorld War Ien_US
dc.titleBirinci Dünya Savaşı'nda Hindistan'da Türk esirlerien_US
dc.title.alternativeTurkish prisoners of war in India in the World War Oneen_US
dc.typeDoctoral Thesisen_US

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Yükleniyor...
Küçük Resim
İsim:
RIZA ÖZBÖLÜK.pdf
Boyut:
4.04 MB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Açıklama:
Lisans paketi
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
İsim:
license.txt
Boyut:
1.44 KB
Biçim:
Item-specific license agreed upon to submission
Açıklama: