Yazar "Özdemir, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 3194 sayılı İmar Kanunun 23. maddesi gereğince alınan yol teknik altyapı katılım bedellerinin hesaplama şekilleri: Ankara Büyükşehir Belediyesi örneği(Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, 2016) Özdemir, Mustafa; Mutluoğlu, Ömerİnsan yaşamına sağlık ve rahatlık kazandıran; içme ve kullanma suyu, atık su, elektrik, telefon, doğalgaz, yol vb. teknik altyapı tesisleri, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yapılmaktadır. Teknik altyapı tesisleri, pahalı yatırımlarda olduğundan dolayı, hizmetlerinin sürdürülebilir olması için, kullanıcılardan katılım bedelleri tahsil edilmektedir.3194 Sayılı İmar Kanunun 23. Maddesine göre; yönelik yerel yönetimler tarafından, yapı yapılmasına yönelik verilecek yapı ruhsatı aşamasında teknik altyapı tesislerine katılım bedelinin alınması gerekmektedir. Bu çalışmada; Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, 2003, 2010 ve 2015 tarihli Ankara Büyükşehir Belediyesi Encümen ve Meclis kararlarına göre; alınan teknik altyapı tesislerine katılım bedellerine yönelik hesaplama yöntemleri örneklerle incelenmiştir.Öğe 3194 sayılı İmar Kanunun 23. maddesine istinaden alınan stabilize teknik altyapı bedellerinin hesaplama şekilleri ve Ankara Büyükşehir Belediyesi örneği(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017) Özdemir, Mustafa; Mutluoğlu, Ömerİnsan yaşamına sağlık ve rahatlık kazandıran; içme ve kullanma suyu, atık su, elektrik, telefon, doğalgaz, yol vb. teknik altyapı tesisleri, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yapılmaktadır. Teknik altyapı tesisleri, pahalı yatırımlarda olduğundan dolayı, hizmetlerinin sürdürülebilir olması için, kullanıcılardan katılım bedelleri tahsil edilmektedir. 3194 Sayılı İmar Kanunun 23. Maddesine göre; yönelik yerel yönetimler tarafından, yapı yapılmasına yönelik verilecek yapı ruhsatı aşamasında teknik altyapı tesislerine katılım bedelinin alınması gerekmektedir. Bu çalışmada; Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, 2003,2010 ve 2015 tarihli Ankara Büyükşehir Belediyesi Encümen ve Meclis kararlarına göre; alınan teknik altyapı tesislerine katılım bedellerine yönelik hesaplama yöntemleri örneklerle incelenmiştir.Öğe Beton içinde çelik kullanarak betonarme binaların deprem performansının artırılması(Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, 2015) Arslan, Musa Hakan; Doğan, Gamze; Dabanlı, Kısmet; Özdemir, Mustafa; Divarcı, HasanBu çalışmada betonarme çerçevelerin deprem yükleri altında performansının artırılması için beton içinde belirli oranlarda çelik tel kullanılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda TDY-2007 normlarına uygun 1/3 geometrik ölçekli üç adet iki katlı tek açıklıklı betonarme çerçeve üretilmiştir. Çerçevelerden biri referans olarak düşünülmüş (S1) ve içinde çelik tel olmayan normal beton kullanılarak imal edilmiştir. Diğer iki çerçevenin birinde (S2) m3’de 30 kg, diğerinde ise (S3) m3’de 60 kg çelik tel kullanılmıştır. Üretilen betonarme çerçeveler, depreme benzeştirilmiş tersinir tekrarlanır yatay yükler altında test edilmiş, betonarme çerçevelerin yatay yük taşıma kapasiteleri ve rijitlikleri tespit edilmiştir. Çalışma sonunda S2 numunesinin yatay yük taşıma kapasitesinin ve başlangıç rijitliği açısından deprem performansının S1 ve S3’e göre daha iyi olduğu görülmüştür.Öğe Di?z Artroskopi?si?nde Anti?bi?yoti?k Profi?laksi?si?ni?n Yeri? Varmıdır?(2001) Yel, Mustafa; Memik, Recep; Özdemir, Mustafa; Kapıcıoğlu, M. İ. SefaPurpose: A comparative and prospective study was carried out to find out the effects of the prophylactic antibiotic use on the knee arthroscopy. Materials and Methods: Between 1993 and 1996, 450 patients who underwent knee arthroscopy because of various knee pathologies, were evaluated by dividing them into two equal groups. Single dose of 1 gr cephalosporin (ceftriaxone) as prophylactic antibiotic was given to 225 patients who underwent knee arthroscopy in the first group one hour before arthroscopy. Prophylactic antibiotic was not given to 225 patients in the second group. Results: There was no significant statistical difference between the groups in terms of their sexes, average ages, mean duration of operations, diagnosis, and treatment. There were no clinical findings of infection in any of the patients in both groups after knee arthroscopy. Conclusion: These results suggest that the routine use of prophylactic antibiotics in such knee problems has no clinical value. Moreover, antibiotics may increase the cost of treatment and cause allergic reactions.Öğe Elmalılı M. Hamdi Yazır'ın eserlerinde din-toplum ilişkisi(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Özdemir, Mustafa; Solmaz, BünyaminElmalılı M. Hamdi Yazır, yakın tarihimizde çalışmaları ve fikirleriyle dikkatleri üzerine çekmiş, dini ilimlerden felsefeye, siyasetten sanata kadar uzanan birikim ve tecrübesiyle mümtaz şahsiyetler arasındaki yerini almıştır. « Din-toplum ilişkisi » kavramı sosyolojik açıdan birçok konuyu içine alacak genişlikte bir kavram olduğu için din-toplum ilişkisinin 'ne'liğini ve 'nasıl'lığını tespit ve tahlil etmiş sosyologların formüle ettikleri, daha doğrusu din-toplum ilişkisinin daha iyi anlaşılmasını sistematik bir hale getirmiş olan Peter Berger'in, 'dışsallama, nesnelleme ve içselleme' eklindeki görüleri ile Ünver Günay'ın 'subjektif din, objektif din ve subjektif dini tecrübenin objektiflemesi' şeklinde ileri sürdükleri görülerden hareketle, benzeri düşüncelerin karılışının Elmalılı M. Hamdi Yazır'da nasıl olduğunu tespit etmek amacıyla böyle bir çalıma yaptık. Çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde, Elmalılı M. Hamdi Yazır'ın okumalarımızda dikkatimizi çeken kendine özgü, sosyolojik değerlendirmelerinde din-toplum ilişkisinin içine girebilecek belli balı konuları tasnifleyerek değerlendirmeyi amaçladık.Öğe Kronik İdiyopatik Ürtikerli Olgularda Tüberkülin Deri Testi Yanıtı ve T-Lenfosit Alt Grupları(2007) Engin, Burhan; Özdemir, Mustafa; Mevlitoğlu, İnciAMAÇ: Otolog serum testinin (OST) otoimmün ürtiker tanısında önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Bu çalışmada OST ve hücresel immünite belirleyicilerinin ilişkili olup olmadıklarını araştırdık. GEREÇ-YÖNTEM: Bu amaçla 68 hasta ve 37 kontrol grubuna OST ve tüberkülin deri testi (TDT) uygulandı ve T-lenfosit alt grupları ölçüldü. BULGULAR: OST kontrol grubuna göre ürtikerli hastalarda anlamlı olarak pozitif bulundu. TDT yanıtı 32 hastada pozitifti. T-lenfosit alt grupları CD4: %41.33.4, CD8: %346.5, CD4/CD8: %1.2, CD3: %668.8 şeklindeydi. SONUÇ: Sonuç olarak kronik ürtiker hastalarında OST’nin, TDT yanıtı ve T-lenfosit alt grupları ile ilişkili olmadığını belirledik.Öğe Neurologically Intact Fracture-Dislocations of the Thoracolumbar Spine(2001) Öğün, Tunç Cevat; Özdemir, Mustafa; Arazi, Mehmet; Kapıcıoğlu, Mehmet İsmail Safa; Kutlu, AbdurrahmanPurpose: In this study, we presented ten neurologically intact fracture-dislocations of the thoracolumbar spine which are extremely rare, and reported the results of treatment. Methods: Ten fracture-dislocations of the thoracolumbar spine were treated in a period of nine years. Surgical reduction and stabilization were performed in six patients. Four patients rejected surgery and were treated conservatively. The average follow-up was 55 months. Results: During the conservative course of treatment, surprisingly, the neurologic status did not deteriorate. However, varying degrees of pain and roentgenographic deterioration of spinal alignment and canal compromise were detected. In the operated group, there were also no deteriorations in the neurologic status and the roentgenograms revealed no serious loss of reduction. One of the patients from the conservative group and two of the patients from the operative group were able to return to their pre-injury works. Conclusion: Surgical treatment was satisfactory, both clinically and radiologically, in a group of patients with thoracolumbar fracture-dislocations. Well-known drawbacks of conservative treatment, including long-term bed-rest, social and economic losses and long-lasting treatment, led us to favor surgical treatment.Öğe Plevral malin mezotelyoma deri metastazı(2007) Özdemir, Mustafa; Gümüşel, Munise; Toy, HaticePlevral malin mezotelyoma nadir görülen bir tümördür. Tümörün metastazı lokal invazyon ve kan yolu iledir ve hastalığın çeşitli evrelerinde görülebilir. Bu yazıda nadir görülen malin mezotelyoma deri metastazlı bir olgu sunuldu ve malin mezotelyoma deri metastazı ile ilgili literatür gözden geçirildi.Öğe Psoriasisli Hastalarda Serum Nöroinflamatuvar Belirteç Seviyeleri ve Geniş Çaplı Periferik Sinir Lifi Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi(2016) Balevi, Ali; Özdemir, Mustafa; Güney, Figen; Tol, Hüseyin; Okudan, Nilsel; Belviranlı, Muaz; Tahir, KemalAmaç: Günümüzde tümör nekroz faktör-alfa (TNF-?) inhibitörleri, özellikle şiddetli psoriasisin tedavisinde tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Ancak psoriasisli hastalarda TNF-? inhibitör tedavisiyle ilişkilendirilmiş multipl sklerozis (MS) ve periferal nöropatiler bildirilmektedir. Psoriasis tedavisinde kullanılan TNF-? inhibitörleri, altta yatan nörolojik bozukluğu ortaya çıkarıp çıkarmadığı bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı; psoriasis ile multipl sklerozis ve periferal nöropatiler arasında bağlantı olup olmadığını araştırmaktır. Yöntemler: Bu çalışmada; 50 psoriasisli hasta ve 25 sağlıklı kontrol çalışmaya alındı. Nörolojik muayene ve iğne elektromiyografi testleri uygulandı. Nöroinflamatuvar süreçte rol alan matriks metalloproteinaz-2 (MMP-2), matriks metalloproteinaz-9 (MMP-9), S100 kalsiyum bağlayıcı protein (S100B) ve nöron spesifik enolaz (NSE) seviyeleri serumda ölçüldü. Bulgular: Sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında serum MMP-9 seviyeleri psoriasisli hastalarda yüksek tespit edilirken MMP-2 ve NSE seviyeleri psoriasisli hastalarda, sağlıklı kontrollere göre düşük tespit edildi. Serum S100B seviyeleri açısından her 2 grup arasında fark yoktu. Tüm hastalarda ve sağlıklı kontrollerde tüm nörofizyolojik parametreler normal bulundu ve 2 grup arasında fark tespit edilmedi. Sonuç: NSE ve MMP-9, psoriasisli hastalarda MS'in oluşmasında rol oynuyor olabilir. Özellikle ailesel MS öyküsü olan psoriasisli hastalarda, TNF-? inhibitörü ajan başlamadan önce bu belirteçlerin ölçülmesinin faydalı olabileceğini düşünüyoruz.Öğe Purified Protein Derivative Skin Test in Patients with Psoriasis Vulgaris: A Case-Control Study(Ortadogu Ad Pres & Publ Co, 2010) Özdemir, Mustafa; Engin, BurhanObjective: The diameter of purified protein derivative skin test (PPD) induration in evaluation of positive reaction varies according to patient's immune status, living area and BCG vaccination. A needle prick trauma and PPD extract may lead to Koebner phenomenon after 72 hours and these applications may be the cause of false positive or increase of diameter of PPD reaction in psoriatic patients. The aim of the study was to evaluate the results of PPD skin test in psoriatic patients and to compare with control subjects. Material and Methods: The test was performed on 117 consecutive patients with psoriasis vulgaris and 102 immunocompetant control patients. The Mantoux method was used for the test and skin reaction was measured at 72 hours. A positive skin reaction was considered > 10 mm. Results: A positive PPD test was detected in 49 psoriatic patients (41.8%) and in 31 of the control subjects (30.3%). Differences in positive PPD reactions (p=0.16) and the diameter of PPD indurations (p=0.36) between two groups were not statistically significant. The diameter of PPD indurations in psoriatic patients was not associated with sex, duration of the disease or psoriasis area and severity index score (p> 0.05). Conclusion: Our results show that psoriasis has no effect on the PPD skin test. We think that this test is appropriate to recognize latent tuberculosis infection in patients with psoriasis until more sensitive diagnostic tests become available.Öğe Specific Dermatologic Features of the Polycystic Ovary Syndrome and Its Association with Biochemical Markers of the Metabolic Syndrome and Hyperandrogenism(WILEY-BLACKWELL, 2010) Özdemir, Suna; Özdemir, Mustafa; Görkemli, Hüseyin; Kıyıcı, Aysel; Bodur, SaitObjective. To investigate biochemical and metabolic abnormalities in relation with cutaneous features of polycystic ovary syndrome (PCOS). Design. Prospective descriptive analysis. Setting. University-based tertiary care. Sample. One-hundred and fifteen untreated consecutive women diagnosed as having PCOS. Methods. Each woman underwent an evaluation of body habitus, acne, hirsutism, seborrhea, androgenic alopecia and acanthosis nigricans. Associations between cutaneous features and hormonal and metabolic parameters were analyzed by means of multivariate logistic regression models. Main outcome measures. Prevalence of cutaneous features in PCOS and associations among the features and biochemical and metabolic parameters. Results. The prevalence of acne, hirsutism, seborrhea, androgenetic alopecia and acanthosis nigricans was 53%, 73.9%, 34.8%, 34.8% and 5.2%, respectively. Acne was not associated with the hormonal, metabolic and anthropometric variables. Hirsutism had positive associations with total testosterone, fasting glucose and total cholesterol, and a negative association with age. Seborrhea was found to be related with free testosterone, fasting glucose and insulin. A negative association was determined among androgenic alopecia and free testosterone, low-density lipoprotein and insulin. Conclusions. Acne and androgenic alopecia are not good markers for the hyperandrogenism in PCOS. Hirsutism appears to be strongly related with hyperandrogenism and metabolic abnormalities in PCOS women.Öğe Öğe Torakolomber Burst Kırığına Bağlı Anterior Dural Laserasyon(2003) Özdemir, Mustafa; Öğün, Tunç; Kapıcıoğlu, Mehmet İsmail SafaAmaç: Bu çalışmada, torakolomber burst kırığında anterior dural yaralanma insidansı, önceden tesbiti ve tedavi prensipleri araştırılmıştır. Gereç ve yöntem: Yaş ortalaması 42 olan 3 hastada anterior dekompresif cerrahi esnasında anterior dural yaralanma tesbit edildi. Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası klinik ve radyolojik bulguları retrospektif olarak analiz edildi. Ortalama takip süresi 20 aydır. Bulgular: 35 burst kırığından 3'ünde (%8.2) anterior dural yaralanma saptandı. İki hastada yırtık primer olarak tamir edildi. Tüm hastalar son kontrollerinde nörolojik olarak normaldi ve herhangi bir beyin omurilik sıvısı kaçışına rastlanmadı. Sonuçlar: Torakolomber burst kırıklarında anterior dural yaralanma, preoperatif olarak tesbiti oldukça güçtür. Nörolojik defisit ve kemik fragmanın spinal kanal içine asimetrik retropulsiyonunda dural yaralanmadan şüphe edilmelidir.